AnasayfaBlogTutkusu Uğruna Sınırları Yıkan Kadın: Afife Jale
Başarılı İnsanlar

Tutkusu Uğruna Sınırları Yıkan Kadın: Afife Jale

20 Aralık 2020
Koyu renk saçlı bir kadın açık renkli bir arka plan üzerinde duruyor. Gözleri açık, dümdüz karşıya bakıyor ve dudakları hafifçe ayrılmış. Saçları geriye doğru toplanmış ve kulaklarının arkasına sıkıştırılmış. Yüksek yakalı ve uzun, kabarık kollu sade siyah bir elbise giyiyor. Teni açık ten renginde ve makyajı ince ve doğal. Elleri önünde kenetlenmiş ve duruşu rahat. Kendinden emin ve sakin görünüyor.
KonuAçıklamaNotlar
Gençlik Yılları1902 doğumlu Afife Jale, Kadıköy'de orta halli bir ailede dünyaya gelir. Tiyatro tutkusu çocuk yaşta başlar.İlk rol denemelerini kardeşleriyle evde yapar.
Eğitim Hayatı ve Tiyatro TutkusuAfife, Müslüman kadınların tiyatroda yer alması yasaktı. İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim görmeye başlar, fakat aklı hep tiyatroda olur.Darülbedayi'ye kabul ettiği beş Müslüman kadından biri olur.
Sahne Hayatına Başlangıç1920'de 'Yamalar' adlı oyunla ilk kez sahneye çıkar, ilk Müslüman Türk kadın tiyatro oyuncusu olur.Burada 'Jale' ismini kullanır, Afife Jale olarak anılmaya başlar.
Yasaklar Ve SorunlarPolis, Müslüman kadınların sahneye çıkmasını engeller, Afife birkaç kez tutuklanmak üzereyken kaçar.Buna rağmen, sahneye çıkmayı asla bırakmaz.
Yasal Yasağın Gelmesi1921'de Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaklanır, Afife işsiz ve yalnız kalır.Darülbedayi yöneticileri Celal Sahir ve Hüseyin Suat tutuklanır.
Sağlık Durumuİlk başlarda baş ağrısı tedavisi için morfin kullanır, daha sonra bağımlı hale gelir. Sağlığı günden güne bozulur.Bu durum, tiyatro hayatını da olumsuz etkiler.
Tekrar Sahne Hayatına DönüşBir süre sahnelerden uzak kalan Afife, Burhanettin Tepsi Kumpanyası'na katılır ve Anadolu turnesine çıkar.Doktor Suat Bey hayatından çıkar, sadece morfin bağımlılığı kalır.
Cumhuriyet DönemiCumhuriyet ilan edildiğinde kadınların sahneye çıkması yasal hale gelir. Ancak Afife'nin fiziksel ve ruhsal durumu bu durumu etkilemez.Sağlık durumu, tiyatro kariyerine engel olur.
Son DönemlerYeni Tiyatro Topluluğu ile tekrar sahne alır, ancak bağımlılığı sebebiyle yaşamı ve sağlığı bozulmaya devam eder.Tiyatro kariyerini tamamen bırakmak zorunda kalır.
ÖlümHayatla her daim bir savaş içerisinde olan Afife, bağımlılıkla ve tasayla dolu bir yaşamın sonunda hayatını kaybeder.Türk tiyatrosunun ilk Müslüman kadın oyuncusu olarak tarihe geçer.

Afife, 1902 yılında İstanbul’un Kadıköy semtinde, orta halli ve üç çocuklu bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Tiyatroya olan aşkı henüz çocukluk yaşlarında başlayan Afife, bu konuda ilk adımlarını evde kardeşleri Salah Bey ve Behiye Hanım’la oynadığı küçük oyunlarla attı. Fakat annesi Methiye Hanım ve babası Hidayet Bey, Afife’nin içinde yanan tiyatro ateşini asla anlayamadı.

Afife’nin Tiyatro Aşkı ve Eğitim Hayatı

Hidayet Bey’in isteğiyle, Afife İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitim görmeye başladı. Ancak aklı her daim tiyatrodaydı. O yıllarda Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaktı. 27 Ekim 1914 tarihinde İstanbul Belediyesi bünyesinde konservatuar olarak açılan Darülbedayi, Müslüman kadınların, yalnızca kadınlara özel gösterilerde rol alacağını bildirerek tiyatro kursları için sınav açtı. 10 Kasım 1918 tarihinde yapılan bu sınava katılan Afife, kabul edilen beş Müslüman kadından biri oldu.

Bu beş Müslüman kadının okula kabul edilişi ne yazık ki sahneye çıkabilecekleri anlamına gelmiyordu. Beyza, Behire ve Memduha ‘nasılsa sahneye çıkamayacağız’ düşüncesiyle bir süre sonra Darülbedayi’den ayrıldılar. Aynı yıl içerisinde 18 Aralık günü, Refika suflör, Afife ise mülazım artist başka bir deyişle stajyer oyuncu olarak tiyatronun kadrosuna alındı. 1920 yılına kadar tüm provalara katılan Afife, hiç sahneye çıkmadı. Ta ki 22 Nisan 1920’ye kadar…

Hidayet Bey kızının tiyatro ile uğraşmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaktı. Yasakları çiğneyen bir kadın ise toplum gözünde değersiz ve kötü bir insana dönüşüyordu. Afife’nin, Hidayet Bey’in kızı olması bile, onun gözündeki kadın çizgisini değiştirmiyordu: kadın, sahneye çıkamaz, kendini teşhir edemezdi. Bu ancak ‘kötü kadın’lara yakışan bir hareketti. Olan bitende Methiye Hanım’ın hiç söz hakkı yoktu. Olsa da pek bir şey değişmezdi, çünkü annesine göre de Afife sahneye çıkmamalıydı.

Bu baskılara ve yasaklara dayanamayan Afife evi terk etti ve babası tarafından da evlatlıktan reddedildi. Artık tutkusu ile baş başaydı.

Afife Jale’nin İlk Sahne Heyecanı: Yamalar

1920 yılında Darülbedayi, Kadıköy’de bulunan Apollon Tiyatrosu’nda, Hüseyin Suat’ın ‘Yamalar’ adlı oyununu sahneledi. Ancak Emel karakterini canlandıran Eliza Benemenciyan’ın aniden Paris’e gitmesi gerekti. Bunun üzerine role Afife getirildi. Sonunda en büyük hayali gerçek oluyordu. Afife, ‘Jale’ takma ismi ile 22 Nisan 1920 tarihinde sahneye çıktı. Böylece sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını olarak adeta tarihe geçti ve Afife Jale olarak anılmaya başladı.

O gece tiyatroya gelen polis, tiyatro yöneticilerine Müslüman kadınları sahneye çıkarmamaları konusunda oldukça sert bir uyarıda bulundu. Ancak Afife hayallerine ulaşmanın tadını almıştı bir kere ve durmayacaktı. Hayallerine kavuşmanın tadı, acı gerçeklere karşı gözünü adeta kör ediyordu. Uyarıdan bir hafta sonra Afife Jale ‘Tatlı Sır’ oyunu ile tekrar sahneye çıktı. Oyun esnasında tiyatroyu basan polisler onu tutuklamak istediler. Ancak aynı tiyatroda sahne alan Ermeni asıllı Türk oyuncu Kınar (Sıvacıyan) Hanım, Afife’yi kaşla göz arasında arka bahçeden kaçırdı.

Tutuklanmaya bu denli yaklaşmak bile Afife Jale’yi yolundan çeviremedi. Sahneye çıkamayacağı gerçeği yüzüne her vurulduğunda daha da hırslanan Afife, üçüncü kez ‘Odalık’ adlı piyesle sahne aldı. Oyunun sahnelendiği esnada tekrar tiyatro polis tarafından baskına uğradı ve Afife bir kere daha Kınar Hanım tarafından bu kez makine dairesinden kaçırılarak tutuklanmaktan kurtuldu. Ancak Darülbedayi yöneticileri Celal Sahir ve Hüseyin Suat tutuklandı.

1921 yılında dönemin İçişleri Bakanlığı olan Dahiliye Nezareti tarafından, 204 sayılı bildiri ile Müslüman kadınların sahneye çıkması kanunen yasaklandı. İstanbul Belediyesi 27 Şubat 1921 günü bu bildiriyi Darülbedayi’ye gönderdi. Çaresiz kalan yönetim kurulu, Afife’yi kadrodan çıkardı.

İşsiz, parasız ve yapayalnız kalan Afife’nin zaten zayıf olan sinirleri hepten yıpranmıştı. Çok şiddetli baş ağrıları çekmeye başladı. O dönemde tanıştığı ve aşık olduğu doktor Suat bey, Afife’nin baş ağrılarını dindirebilmek için ona morfin tedavisi uyguladı. Gittikçe artan dozaj sebebiyle Afife, bir süre sonra morfine bağımlı hale geldi.

Birkaç yıl ortalığın durulmasını bekledikten sonra Afife, bu kez de Burhanettin Tepsi Kumpanyası’ na katıldı ve Anadolu turnesine çıktı. Ardından Fikret Şadi’ nin Milli Sahne’ si ile birçok ilde temsiller verdi. Bu sırada Doktor Suat Bey Afife’nin hayatından çıkmış, geriye sadece morfin bağımlılığı bırakmıştı.

Bir Bahar Akşamı Rastladı Pınar’a

Çok sevdiği İstanbul’a tekrar dönen Afife, Kadıköy’de Yeni Tiyatro Topluluğu ile tekrar sahne almaya başladı. Ancak bağımlılığı sebebiyle sağlığı ve yaşantısı günden güne bozuluyordu. Büyük tutkusunu tekrar bırakmak zorunda kaldı ve tiyatrodan ayrıldı. Bu sıralarda Cumhuriyet ilan edildi ve kadınların sahneye çıkması yasal hale geldi. Ancak Afife’nin fiziksel ve ruhsal sağlık durumu buna izin vermiyordu.

Hayatla her daim bir savaş içerisinde olan Afife Jale, ömrünün en mutlu günlerini birlikte geçireceği adamla tanışacağından habersiz, 1928 yılının bir bahar akşamında Kuşdili Çayırı’na Hafız Burhan konserine gitti. Burada ona tamburu ile eşlik eden müzisyen Selahattin Pınar’la tanıştı. İlk görüşte aşk olarak adlandırdıkları hissiyatlarını daimi kılmak için 1929 yılında evlenerek Fatih’te küçük bir eve taşındılar.

Bu sıralarda bağımlılığına karşı gelmeyi başaran Afife Jale ve Selahattin Pınar, bu küçücük evde çok mutlu zamanlar geçirdiler. Oyunlar oynadılar, şarkılar söylediler… Ancak bu mutluluk çok uzun sürmedi. Tiyatrodan uzak kaldığı için kahrolan Afife, boşluğunu doldurmak için yeniden morfine sarıldı. Eşini morfin enjekte ederken yakalayan Selahattin Pınar, hayat arkadaşına daha çok destek olmak istedi ve onun yanında yer aldı. Fakat bir süre sonra Afife’nin bağımlılığıyla baş edemez hale geldi. Bu esnada sevdiği adamın günden güne çöktüğünü gören Afife, beni bırak diye yalvardı Pınar’a. ‘Yalvarırım beni bırak, yoksa sen de tükeneceksin’ diyerek onu kendinden uzaklaştırdı.

 Ancak ikisi de birbirini unutmadı. Selahattin Pınar, ‘Nereden Sevdim O Zalim Kadını’ ‘Anladım Sevmeyeceksin Beni Nazlı Çiçek’ gibi bestelerinde yaşattı aşkını. Evsiz kalıp parklarda yaşamaya başlayan ve aşevlerinde beslenen Afife ise, bu şarkılar her kulağına çalındığında büyük aşkını andı.

Bağımlılığı sebebiyle bir deri bir kemik kalan Afife, tedavi olması için Darülbedayi’den arkadaşlarının yardımıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı. Morfinmanlar koğuşunda kalan Afife Jale, 24 Temmuz 1941’de kimsesiz bir halde hayata gözlerini yumdu. Henüz 39 yaşındayken göçüp giden Afife Jale Kızılçeşme Kabristanı’na defnedildi.

Afife Jale’nin Anısını Yaşatan Projeler

Böylesine güçlü, böylesine tutkulu bir kadına hiç yakışmayan bir sonla dünyadan göçüp giden Afife Jale’nin hayatı ; 1987 yapımı, Şahin Kaygun’un yönettiği Afife Jale ve 2008 yılında Ceyda Aslı Kılıçkıran’ın yönettiği Kilit filmlerine; aşkı ise Can Dündar tarafından çekilen ‘Yüzyılın Aşıkları: Afife ve Selahattin’ isimli belgesele konu oldu.

Ayrıca sanatçının anısına, 1997 yılından beri Yapı Kredi tarafından ‘Afife Tiyatro Ödülleri’ verilmektedir.

Gençlik Yılları, 1902 doğumlu Afife Jale, Kadıköy'de orta halli bir ailede dünyaya gelir Tiyatro tutkusu çocuk yaşta başlar, İlk rol denemelerini kardeşleriyle evde yapar, Eğitim Hayatı ve Tiyatro Tutkusu, Afife, Müslüman kadınların tiyatroda yer alması yasaktı İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim görmeye başlar, fakat aklı hep tiyatroda olur, Darülbedayi'ye kabul ettiği beş Müslüman kadından biri olur, Sahne Hayatına Başlangıç, 1920'de 'Yamalar' adlı oyunla ilk kez sahneye çıkar, ilk Müslüman Türk kadın tiyatro oyuncusu olur, Burada 'Jale' ismini kullanır, Afife Jale olarak anılmaya başlar, Yasaklar Ve Sorunlar, Polis, Müslüman kadınların sahneye çıkmasını engeller, Afife birkaç kez tutuklanmak üzereyken kaçar, Buna rağmen, sahneye çıkmayı asla bırakmaz, Yasal Yasağın Gelmesi, 1921'de Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaklanır, Afife işsiz ve yalnız kalır, Darülbedayi yöneticileri Celal Sahir ve Hüseyin Suat tutuklanır, Sağlık Durumu, İlk başlarda baş ağrısı tedavisi için morfin kullanır, daha sonra bağımlı hale gelir Sağlığı günden güne bozulur, Bu durum, tiyatro hayatını da olumsuz etkiler, Tekrar Sahne Hayatına Dönüş, Bir süre sahnelerden uzak kalan Afife, Burhanettin Tepsi Kumpanyası'na katılır ve Anadolu turnesine çıkar, Doktor Suat Bey hayatından çıkar, sadece morfin bağımlılığı kalır, Cumhuriyet Dönemi, Cumhuriyet ilan edildiğinde kadınların sahneye çıkması yasal hale gelir Ancak Afife'nin fiziksel ve ruhsal durumu bu durumu etkilemez, Sağlık durumu, tiyatro kariyerine engel olur, Son Dönemler, Yeni Tiyatro Topluluğu ile tekrar sahne alır, ancak bağımlılığı sebebiyle yaşamı ve sağlığı bozulmaya devam eder, Tiyatro kariyerini tamamen bırakmak zorunda kalır, Ölüm, Hayatla her daim bir savaş içerisinde olan Afife, bağımlılıkla ve tasayla dolu bir yaşamın sonunda hayatını kaybeder, Türk tiyatrosunun ilk Müslüman kadın oyuncusu olarak tarihe geçer
Tutkusu Uğruna Sınırları Yıkan Kadın: Afife Jale Afife Jale İlk Müslüman kadın tiyatrocu
Buket Sağdinç
Buket Sağdinç
Blog Yazarı

Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunu. Yaklaşık 15 yıldır profesyonel olarak dalgıçlık yapıyor ve çalışma hayatının çoğu turizm sektörü içerisinde geçti. Araştırmayı, öğrenmeyi ve öğrendiklerini aktarmayı keyifli buluyor. Şu an İstanbul İşletme Enstitüsü’nün yanı sıra bir kaç dijital içerik ajansında yazar olarak çalışmakta.

Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.
Bir kişi bir dizüstü bilgisayarın önünde oturmakta ve sağ eliyle dizüstü bilgisayarı işaret etmektedir. Dizüstü bilgisayar açık ve yanında ekranda bir plan olan bir cep telefonu var. Sarı bir kalem yan taraftaki bir not defterinin üzerinde durmakta ve bir çift siyah gözlük yeşil bir tepsinin üzerinde durmaktadır. Kişi siyah bir kravat takıyor ve bileğinde bir bileklik var. Bileğindeki saat, akrep ve yelkovanı ile odak noktasındadır.
İş Hayatında Kadınlar

Kadınların İş Hayatındaki Önemli Rolü

29 Ocak 2019
Koruyucu gözlük ve eldiven takmış bir kadın bulanık bir kutunun önünde durmakta ve eldivenli ellerinde bir paspas tutmaktadır. Kırmızı ve mavi bir ceket giymektedir ve gözleri koruyucu gözlüklerinin ardından görülebilmektedir. Eldivenli eli paspası sıkıca kavrıyor ve eldiveninin yakın çekimi görülebiliyor. Arka plandaki kutu bulanık ve odak dışı görünüyor. Kadının yüzünde sanki her işin üstesinden gelmeye hazırmış gibi kararlı bir ifade var.
İş Hayatında Kadınlar

Kadının İş Yaşamındaki Rolü

29 Ekim 2018
Bu görüntü bir binanın önünde duran siyah takım elbiseli bir kadına ait. Yana doğru bakıyor ve kolunda bir bilezik var. Kadının sağında bir arabanın bulanık bir görüntüsü ve daha sağda mavi bir nesnenin bulanık bir görüntüsü var. Arka plan bulanıklaştırılarak görüntünün odak noktası ön plandaki kadın haline getirilmiş. Takım elbisesi özel dikim ve zarif, yüksek yakalı ve uzun kollu. Uzun boylu ve kendinden emin bir şekilde duruyor, saçları geriye taranmış ve topuz yapılmış. Etrafını saran yumuşak, ruhani ışık ona sofistike bir hava veriyor.
İş Hayatında Kadınlar

İş Hayatında Kadınların Mücadelesi

01 Temmuz 2018
Bu görüntü, baret ve kask takmış, dikkatle bilgisayar ekranına bakan bir kadın mühendisi gösteriyor. Gri ve mavi bir ceket giymektedir ve bilgisayar ekranında detaylı bir tasarım görüntülenmektedir. Sağında bir adam bir plan üzerinde çalışıyor, solunda ise bir insanın kulağına benzeyen bir şey yakından görülüyor. Arka planda mavi ve gri plastik bir türbin görülüyor. Kadın profesyonel bir ortamda, yüzünde odaklanmış ve kararlı bir ifade var. Konsantrasyonu hissediliyor ve duruşu işine derinden bağlı olduğunu gösteriyor.
İş Hayatında Kadınlar

İş Hayatında Kadın Olmak

27 Mart 2019