Teknoloji

Tarımın Gelişmesi İle Sağlığımız Azalıyor Mu?

Konuk Yazar
Güncellendi:
7 dk okuma
Görüntüde, ortasında sarı bir yüz bulunan bir buğday tarlasının yakın çekimi gösterilmektedir. Bir parmak dikkat çekmek istercesine yüzü işaret etmektedir. Arka plandaki buğday sapları uzun ve ince, bazıları rüzgarda hışırdıyor. Tarla altın tonlarıyla dolu ve bunların arasında parlak sarı bir yüz göze çarpıyor. Güneş buğdayların üzerinde parlayarak tarlaya sıcak ve davetkâr bir hava veriyor. Tarlada bir huzur ve sakinlik hissi var. Görüntü huzurlu ve büyüleyici; sarı yüz göze çarpıyor ve merak duygusu uyandırıyor.
DönemYaşam BiçimiEtkileri
GöçebelikAvcılık ve ToplayıcılıkBesin çeşitliliği sınırlı, sağlık riskleri doğal koşullara bağlı
Yerleşik Hayata GeçişTarımBesin çeşitliliği artıyor, mevsimlere bağımlı beslenme oluşmaya başlıyor
Tarımın İlk DönemleriSadece Beslenme Amaçlı TarımSınırlı türde bitkisel besin, hayvansal besinlerin azalması
Tarımın Geliştiği DönemlerGiyim ve Barınma İçin TarımBitkisel çeşitlilik artıyor, beslenme çeşitleniyor
Modern TarımEndüstriyel TarımBesin çeşitliliği artıyor ancak besin değeri azalıyor, tarıma dayalı sağlık sorunları ortaya çıkıyor
Gelecekteki TarımSürdürülebilir ve Doğa Dostu TarımBesin çeşitliliği ve besin değeri korunuyor, tarıma dayalı sağlık sorunları azalıyor
Gelişmekte Olan Ülkelerde TarımTradiyonal TarımBesin çeşitliliği sınırlı, toprak erozyonu ve su kıtlığı riskleri artıyor
Gelişmiş Ülkelerde TarımTeknoloji Tabanlı TarımBesin çeşitliliği ve verimlilik artıyor, insan sağlığı için potansiyel riskler
Mevsimlere Bağlı TarımStok Yönetimli TarımMevsimlere bağlı beslenme değişimleri, besin çeşitliliği
Gelecek Tarım TeknolojileriDijital ve Robotik TarımVerimlilik ve kalite artışı, iş gücü maliyetlerinde azalma, sürdürülebilirlik
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Göçebelikten yerleşik hayata geçişin sembolüdür tarım. İnsanların avcılık toplayıcılıkla yaşamlarını idame ettirdikleri dönemlerden sonra beslenecekleri bitkileri kendilerinin yetiştirme girişiminde bulunma süreçleri uzunca bir zaman almıştır. İlk zamanlar yalnızca beslenme amaçlı yapılan tarım daha sonraları giyinme barınma gibi ihtiyaçlar için de yapılmaya başlanmıştır. Bu da bitkisel çeşitliliğin yıllar geçtikçe daha da artmasına yol açmıştır.

Bunun yanında hayvancılığın da zaman içinde hem mevcudu hem de çeşitliliği büyük oranda artmıştır. Tarım ve hayvancılık birbirinden ayrılamaz bir bütündür. Diğer bir tabirle mutualist yaşayan 2 canlı gibi her iki sektör de birbirinden fayda sağlar.

Yerleşik hayata geçişle gelişimini sürdüren tarım ve Hayvancılık Sektörü sosyal yaşam alanlarının genişlemesine ve bunun sonucunda şehirlerin ve devletlerin oluşmasına önayak olmuştur. Yıllar içinde hızla artan nüfusu doyurmak da insanları üretim konusunda daha profesyonel davranmaya itmiştir.  Buğday yetiştiriciliği ile konuyu açabiliriz. Olgunlaşan buğdayını hasat eden üreticinin, ne çıkarsa yeterlidir mantığı yerini birim alandan daha fazla ürün alma bilincine bırakmıştır. Aynı şekilde günde 5 litre süt veren inek artan ihtiyaca karşılık daha fazla süt verebilen ineklerin yetiştirilmesi için çalışmaların başlamasını sağlamıştır.

1970’li yıllardan bu güne dünya nüfusu 2 kat artarak 8 milyara, aynı şekilde ülkemizin nüfusu da 35 milyondan 82 milyon seviyesine ulaşmıştır. Ülkemiz Nüfusunun gelecek  10 yıl sonrasında 10 milyon artış göstereceği tahmin edilmektedir. Bu kadar nüfusun beslenebilmesi için tarımda kalite ve ürün miktarının artışına yönelik sürekli çalışmalar yapılmaktadır. Birçok ilimizde araştırma ve geliştirme enstitüleri bulunmaktadır. Her biri besin zincirimizde yer alan farklı kültürel bitki  veya hayvanlar üzerinde çalışmalar yapmaktadırlar. Bunun sonucunda ülkemizin iklimine ve toprağına uygun daha kaliteli ve daha fazla ürün verebilen yeni çeşitlerin ortaya çıkması sağlanmaktadır.



Zaman içinde taleplere paralel olarak gelişen tarım sektörü birçok eleştiriye de maruz kalmaktadır. Bitkisel üretimde kullanılan tohumdan gübre ve tarım ilaçlarına kadar hepsine karşı olan kişi ya da gruplar bulunmaktadır. Ülkemizde de aktif olarak özellikle sosyal medya kanalıyla konu hakkında yerli yersiz, mesnetsiz paylaşımlarda bulunulmaktadır. Eleştirel paylaşımların birçoğu doğru gibi görünse de aslında eksik verilen bilgiden dolayı bu durum ortaya çıkmaktadır.  Tarımsal ilaçların ve gübrelerin insan sağlığına birçok olumsuz etkileri vardır, bu konuda hemfikiriz. Doğru ama eksik bilgidir. Konu üzerinde sürekli çalışmalar yapılmaktadır.  Tarımda kullanılan her ilacın her ürün için farklı farklı kullanım dozu ve bitki bünyesinden atılması için gereken, her bitkinin bünyesine göre farklılık gösteren bekleme süresi bulunmaktadır.   Örneğin erik ağacında iç kurduna karşı ilaçlama yapıldığında kullanılan tarım ilacına göre 15 gün bekleme süresi bulunmakta ise bu 15 günlük süre içerisinde ağacın meyvesini tüketmek demek tarım ilacını da beraberinde mideye indirmek demektir.



Bitkilerde de hayvanlardaki gibi dolaşım sistemi bulunmaktadır. Belirtilen bekleme süresi zarfında ilaç bitki bünyesinden atılacaktır.  Tarımsal ilaçlar konusunda en önemli husus ilacın bitkiye kullanım ruhsatının olup olmamasıdır. Aynı insan ve hayvan sağlığında kullanılan ilaçlar gibi tarımsal ilaçlarda da etken madde üzerinden kullanım tavsiyelerinde bulunulmaktadır. Nasıl ki köpeğimize verilen ağrı kesiciyi biz kullanamıyorsak bitkilerde de aynı durum söz konusudur. Her ilacın her bitkiye kullanım ruhsatı yoktur. Peki, biz bu bilgilere nereden nasıl ulaşabiliriz?  Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığına ait bitki koruma ürünlerinin ruhsat, kullanım dozu bekleme süresi vs. birçok bilgiyi sağlayan sitesine https://bku.tarim.gov.tr adresinden  ulaşılabilir.

Aynı şekilde hibrit veya ıslah edilerek verim ve kalitesi artırılmış tohumlardan üretilen beslenmemizde önemli yere sahip kültür bitkilerine, karşı olan birçok insan bulunmaktadır. Yerli tohum kullanılması, bitki zararlı ve hastalıklarıyla mücadelenin zirai ilaç kullanmadan bitkisel adını verdikleri birkaç uyduruk formülle yapılması, gübrelemenin hayvan gübresiyle ihtiyaç duyulan bütün elementleri barındırdığı garantisi verilerek yapılması gibi sığ bilgilerle insanların kafası bulandırılmaktadır. Kısacası bilen bilmeyen, evindeki saksıya 2 kök domates dikmiş kişi bile uzman edasıyla tavsiyeler yağdırmaktadır. Uzmanı olmayan kişilerin ne tavsiyeleri ne de galeyana getirici açıklamaları dikkate alınmamalıdır. Yerli tohumdan alınan verim ancak üreticinin karnını doyurur. Zirai ilaç ve suni gübre kullanılmadan yapılmak istenen üretimle ya hiç ürün alamazsınız ya da diğer örnekteki gibi üreten ancak karnını doyurabilir. Hızla artan nüfusun beslenebilmesi için her imkândan bilinçli şekilde yaralanarak kaliteli ve oldukça fazla miktarda üretime ihtiyaç vardır.

İlaçlama ve gübreleme kati suretle bilinçli yapılmalıdır. Bitkisel üretim yapan üreticilerimizin bilerek veya bilmeyerek ruhsatsız ve fazla dozda ilaç kullanması, ilaç uygulaması yaptıktan sonra bekleme süresini geçirmeden hemen hasat edip piyasaya mal göndermesi, çok fazla gübre kullanması vs. şeklinde birçok hatalı davranışı vatana ihanetle eşdeğerdir. İnsan sağlığıyla oynamanın affı yoktur, olamaz. Bu konuda ilgili birimlerin eğitimleri ve hatalı durumlarda cezai işlemleri bulunsa da en büyük kontrol mekanizması üreticinin kendi vicdanıdır.

Konuk Yazar: Yılmaz GÜNEY - Ziraat Mühendisi



Sıkça Sorulan Sorular

Türkiye'de tarım ve hayvancılığın gelişimindeki en önemli etkenler nelerdir?

Tarımın Gelişimi ve Sürdürülebilirliği

Göçebelikten yerleşik hayata geçişin sembolü tarım, insanların avcılık ve toplayıcılıkla yaşamlarını idame ettirdikleri dönemlerin ardından gerçekleşmiştir. Zaman içinde beslenme amaçlı başlayan tarımsal faaliyetler, giyim ve barınma gibi ihtiyaçları da karşılamaya yönelik gelişmiştir. Bu süreç, bitkisel çeşitliliğin artmasına ve hayvancılığın hem mevcudu hem de çeşitliliği büyük oranda artmasına katkı sağlamıştır. Tarım ve hayvancılık sektörü, yerleşik hayata geçişle birlikte sosyal yaşam alanlarının genişlemesine ve şehirlerin ve devletlerin oluşmasına önayak olurken, artan nüfusu doyurmak için insanları üretim konusunda daha profesyonel davranmaya itmiştir.

Verim ve Kalite Artışına Odaklanan Tarım

Özellikle 1970'li yıllardan bu yana dünya nüfusu 2 kat artarak 8 milyara ve Türkiye'nin nüfusu 35 milyondan 82 milyona ulaşmıştır. Gelecek 10 yıl içerisinde Türkiye nüfusunun 10 milyon artış göstereceği tahmin edilmektedir. Bu nüfusun beslenebilmesi için tarımda kalite ve ürün miktarının artışına yönelik sürekli çalışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'nin birçok ilinde araştırma ve geliştirme enstitüleri kurulmuş ve farklı kültürel bitki veya hayvanlar üzerinde çalışılarak, ülkenin iklimine ve toprağına uygun daha kaliteli ve daha fazla ürün verebilen yeni çeşitlerin ortaya çıkması sağlanmaktadır.

Eleştirilere Rağmen Sürekli Gelişen Tarım Sektörü

Taleplere paralel olarak büyüyen tarım sektörü, bitkisel üretimde kullanılan tohumlardan gübre ve tarım ilaçlarına kadar birçok eleştirilere maruz kalmıştır. Ülkemizde de sosyal medya kanalıyla konu hakkında yerli yersiz, mesnetsiz paylaşımlar yapılmaktadır. Tarımsal ilaçların ve gübrelerin insan sağlığına birçok olumsuz etkileri vardır; bu konuda hemfikiriz, fakat konu üzerinde sürekli çalışmalar yapılmaktadır. Tarımda kullanılan her ilacın her ürün için farklı kullanım dozu ve bitki bünyesinden atılması için gereken bekleme süresi bulunmaktadır. Bu süreler dikkate alınıp doğru kullanıldığında, tarım sektörünün sürdürülebilirliği sağlanabilir.

Sonuç olarak, giderek artan nüfusu besleyebilmek için tarım sektöründe kalite ve ürün miktarının artışına yönelik çalışmalar yapılmakta ve sektör sürekli gelişmektedir. Eleştirilere rağmen tarımda kullanılan ilaçlar ve gübreler doğru kullanıldığında, sürdürülebilir bir tarım anlayışı ortaya çıkacaktır. Bu sayede hem sektörün geleceği hem de insanların ihtiyaçlarının karşılanması sağlanabilir.

Tarım sektöründeki eleştirilere yönelik bilgi eksikliği ve yanlış anlaşılmalar nasıl giderilebilir?

Tarım, Göçebelikten Yerleşik Hayata Geçişin Sembolüdür

Tarımın Tarihsel Süreci
Tarım, insanların avcılık ve toplayıcılıkla sürdürdükleri yaşamlarından sonra, beslenmeleri için gerekli bitkileri kendileri yetiştirme girişimlerinin başlangıcıdır ve bu süreç uzun zaman almıştır. Başlangıçta yalnızca beslenme amaçlı yapılan tarım, daha sonraları giyinme, barınma gibi ihtiyaçlar için de gerçekleştirilmiştir. Bu durum, bitkisel çeşitliliğin yıllar geçtikçe artmasına yol açmıştır. Aynı zamanda hayvancılık da zaman içinde hem sayı hem de çeşitlilik açısından önemli ölçüde gelişmiştir. Tarım ve hayvancılık, birbirinden ayrılamaz bir bütün olarak kabul edilir ve her iki sektör birbirinden fayda sağlar.

Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Gelişim
Yerleşik hayata geçiş ile birlikte gelişimini sürdüren tarım ve hayvancılık sektörü, sosyal yaşam alanlarının genişlemesine, dolayısıyla şehirlerin ve devletlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Yıllar içinde hızla artan nüfusu doyurmak, insanların üretim konusunda daha profesyonel davranmaya yönlendirmiştir. Buğday yetiştiriciliğinde alandan daha fazla ürün elde etme bilinci ve günde 5 litre süt veren ineklerin yerini daha fazla süt verebilen ineklerin yetiştirilmesi için yapılan çalışmalar, bu gelişimin örnekleridir.

Nüfus Artışına Paralel Tarımsal Çalışmalar
1970'li yıllardan bu yana dünya nüfusu 2 kat artarak 8 milyara, aynı şekilde ülkemiz nüfusu da 35 milyondan 82 milyon seviyesine ulaşmıştır. Gelecek 10 yıl içinde 10 milyon daha artacağı tahmin edilen nüfusun beslenebilmesi için tarımda kalite ve ürün miktarının artışına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu amaçla ülke çapında birçok araştırma ve geliştirme enstitüleri bulunmakta ve farklı kültürel bitki ve hayvanlar üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Sonuç olarak ülkemizin iklimine ve toprağına uygun, daha kaliteli ve daha fazla ürün verebilen yeni çeşitler ortaya çıkmaktadır.

Tarım Sektöründe Eleştiriler
Zaman içinde taleplere paralel olarak gelişen tarım sektörü, birçok eleştiriye de maruz kalmıştır. Bitkisel üretimde kullanılan tohum, gübre ve tarım ilaçları gibi unsurlara karşı olan kişi veya gruplar bulunmakta; özellikle sosyal medya aracılığıyla yapılan paylaşımlar, konu üzerinde tartışmalar yaratmaktadır. Eleştirilere konu olan tarımsal ilaçların ve gübrelerin insan sağlığına zararlı etkileri olsa da, bu konuda sürekli çalışmalar yapılmakta ve her ilacın her ürün için farklı kullanım dozu ve bitki bünyesinden atılması için gereken bekleme süreleri belirlenmektedir. Bu sayede, tarımın insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri azaltılmaya çalışılmaktadır.

Tarımsal ilaç ve gübre kullanımının insan sağlığına etkileri konusunda yapılan çalışmalar ve alınan önlemler nelerdir?

Tarım: Göçebelikten Yerleşik Hayata Geçişin Sembolü

Tarım, insanların avcılık ve toplayıcılıktan sonra beslenmelerini sağlayacak bitkileri kendilerinin yetiştirme girişiminde bulunma süreçlerinin başlangıcıdır ve göçebelikten yerleşik hayata geçişin sembolüdür. İnsanların ilerleyen dönemlerde beslenme ihtiyaçlarının yanı sıra giyinme ve barınma ihtiyaçları da tarım sayesinde karşılanmaya başlanmıştır. Bu durum, bitkisel çeşitliliğin artmasına ve aynı zamanda hayvancılığın da gelişmesine sebep olmuştur.

Tarım-Hayvancılık İlişkisi ve Şehirlerin Oluşumu

Tarım ve hayvancılık, birbirinden ayrılamaz bir bütün olarak ele alınmakta ve birbirine fayda sağlayan sektörler olarak görülmektedir. Yerleşik hayata geçişle gelişimini sürdüren bu sektörler, sosyal yaşam alanlarının genişlemesine ve şehirlerin ve devletlerin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Nüfusun artması ile insanlar, üretim konusunda daha profesyonel olarak hareket etmeye başlamış ve buğday, süt gibi ürünlerde verimin artırılması hedeflenmiştir.

Nüfus Artışı ve Tarımsal Üretim

Dünya nüfusu ve ülkemiz nüfusu, son 50 yıl içerisinde büyük oranda artmış ve bu durum, tarımda kalite ve ürün miktarının artışına yönelik sürekli çalışmaların yapılmasına neden olmuştur. Araştırma ve geliştirme enstitüleri, besin zincirimizde yer alan farklı kültür bitkileri veya hayvanlar üzerinde çalışmalar yaparak, ülkemizin iklim ve toprağına uygun daha kaliteli ve daha fazla ürün verebilen yeni çeşitlerin ortaya çıkmasını sağlamaktadır.

Tarım Sektörünün Eleştiriler ve Sorunlar

Gelişen tarım sektörü, zaman içinde taleplere paralel olarak birçok eleştiriye de maruz kalmaktadır. Bitkisel üretimde kullanılan tohum, gübre ve tarım ilaçları gibi malzemelerin sağlık üzerinde olumsuz etkileri bulunmakta ve bu konuda sürekli çalışmalar yapılmaktadır. Ancak, eleştirel paylaşımların çoğu doğru gibi görünse de eksik verilen bilgiden dolayı yanıltıcı olabilmektedir. Tarımda kullanılan ilaçların ve gübrelerin, insan sağlığına zararlı etkilerini en aza indirmek için kullanım dozu ve bekleme süresi gibi önlemler alınmalıdır.

Sonuç olarak, tarım ve hayvancılık, göçebelikten yerleşik hayata geçişin sembolü olup, insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, tarımsal üretimin artırılması ve kalitesinin yükseltilmesine yönelik çalışmaların sürdürülerek, sektörün gelişiminin sağlanması gerekmektedir.