Teknolojinin sürekli gelişmesinden dolayı iletişim cihazları da bundan payını aldı. İnsanlar yalnızca telefonla değil sosyal medya aracılı ile de birbirleriyle haberleşiyor, yazışıyor ve paylaşımda bulunabiliyorlar. İnternetin 90’lı yıllardan itibaren hayatımıza girmesiyle beraber sosyal medya da hayatımıza giriyor.
Sosyal Medya Her Yerde
Gelişen teknoloji ile birlikte ilk olarak bilgisayarda daha sonra da telefonların evrimleşmesiyle cebimize kadar giriyor. Şu an sosyal medya insan hayatını en çok etkileyen faktör konumuna gelmiş bulunuyor. Sorun şu ki bunca iyi yönüne rağmen olumsuz tarafları da bulunuyor. Yaşamımızın derinlerine işleyen sosyal medya kişilerin odak noktası, hayat şekillendirme ve vazgeçilemeyen bir durum haline geldi. Durum öyle ki hayatımızdan aldıkları küçümsenmeyecek bir gerçek.
Sosyal medya bizi nasıl etkiliyor?
Günümüzde artık kendini ifade etme aracı, kendini rahatlatmak için bir yol gibi gözükse de arka planda kişiye stres, kaygı, özgüven azalması, beğenilme güdüsü, mutsuzluk gibi olumsuzlukları aşılıyor. Yapılan incelemelerle sosyal medyanın kişide daha çok strese yol açtığı sebep olarak gösteriliyor.
Bağımlılık Yaratıyor
Bir başka olumsuz yönü ise bireylerde bağımlılık yaratması oluyor. 2011’de yapılan bir incelemeye göre ise sosyal medya bağımlılığının ruhsal bir sağlık sorunu olduğu sonucuna varılıyor. Bağımlılık derecesinde olan insanların ilişki sorunları, eğitim aksatma, internet dışındaki sosyal hayattan yozlaşma eğilimlerine yatkınlığının arttığı görülüyor.
Bunun yanı sıra günlük yapılan işler yeme, içme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarımız artık sosyal medya ile birlikte bir gösteriş furyasına dönüştü. Kimse elinde olanı değil olmayanı istemeye ve bununla kendini daha iyi hissettiğini sanır oldu. Hal şu ki kendimize gerçek dışı bir dünya yaratıyor ve bir kesimi kendimizden aşağıda görüyoruz. Bizde olmayanı istiyor, doyumsuz hale geliyoruz.
Sosyal Medyanın Gücü
Sosyal medyanın gücü yapmayı düşünmediğimiz şeyleri bize cazip kılıp yaptırmaya zorluyor. Farkında olmadan bizi yönlendiriyor ve hakimiyeti altına alıyor. Gündemimizi o belirliyor şekillendiriyor hatta adımlarımızı ona göre atıyoruz. Hayat öyle bir evrede ki kim nerede ne yapmış ne almış ne paylaşmış nerelere gitmiş merak etmeden duramıyoruz. Hatta üstüne bir de kıskançlıktan yerli yersiz eleştirilerde bulunuyoruz.
Ayrı bir konu da sosyal medyanın biz büyükler dışında çocuklarımızı daha çok etkilemesi oluyor. Kontrolsüz internet kullanımı, sanal dünyada fazla vakit geçirmeleri gerçek hayal ilişkisini kurmalarını engelliyor. İlişki kurmaları güçleşiyor, buna bağlı olarak davranışlarında değişim, şiddete eğilim, taciz gibi eylemlere açık hale geliyorlar.
Aile İlişkileri
Sosyal medya kullanan çocukların popüler olma ve değer bulma arayışından kaynaklandığını unutmamalıyız. Aile hayatında istediğini bulamayan çocuk bunu sanal dünyada üzerinden edinme çabasında bulunabilir. Sosyal hesaplarda beğenilerinin artması ve izlenmelerinin çok olması ailede bulamadığı değerlilik olgusunu bu platformlarda bulabilir. Aile ve ilişkilerinin önüne geçebilir.
Bu yüzden teknolojiyi yeni nesillerde bilinçli olarak kullanmak gerekiyor. Çocuklarımızı oyalansın diye verdiğimiz araçlardan sosyal medyadan olabildiğince kurtarabilmek onların kişisel gelişimi için çok faydalı olacaktır. Bireysel benlikleri artacak ve daha duyarlı, daha yaratıcı insanlar haline gelecektir. Çocuklarımıza bir sınır koyup daha çok birlikte ve doğayla iç içe vakit geçirmeliyiz.
Sosyal Medya Çılgınlığı
Sosyal medya çılgınlığı ne kadar daha bizleri içine çeker bilmiyorum. Ya da içinde kaybolur muyuz? Hayat gözlerimize at gözlüğü takıp sadece oradakilere kanıp gerçek sanacak kadar uzun değil. Size gelecek olursak hayatınızı sosyal medya üzerinden değil bizzat “sosyal “olarak yaşayın. Birileri için değil kendiniz için gezin, eğlenin, keyfini çıkarın. Her zaman birileri daha üstün zeki olacaktır. Sosyal medya hesaplarında mutlu görünmek isterken kendi hayatınızı zindan etmeyin. Kendinizi sevin ve değer verin.
Yazar: Gözde Hüyüktepe
