İtalyanca Öğreniyorum

İtalyanca'da Zor Durumlar: Acil Durum İfadeleri

Giovanni Ricci
11 dk okuma
İtalyanca'da acil durumlarda yardımcı olacak en gerekli ifadeleri öğrenin. Pratik ve hızlı çözümler için hemen okuyun!

Yabancı bir ülkeye seyahat ederken ya da orada yaşamayı düşünürken, temel dil bilgisi kadar önemli olan bir başka şey de acil durumlarda kullanabileceğiniz ifadelerdir. İtalyanca, zengin kültürel mirası ve güzel diliyle dikkat çeken bir dil olsa da, özellikle beklenmedik anlarda doğru ifadeleri bilmek hayati olabilir. İtalya’da tatil yaparken veya iş için bulunuyorsanız, acil durumlarla başa çıkmak için gerekli temel ifadeleri bilmek büyük avantaj sağlar.

Bu yazıda, İtalya’da karşılaşabileceğiniz olası acil durumlar için kullanışlı İtalyanca ifadeleri paylaşacağız. Bu ifadeler, hastaneye gitmekten kaybolmaya, hırsızlıkla karşılaşmaktan yardıma ihtiyaç duymaya kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor.


İtalyanca Acil Durum İfadeleri ve Anlamları

Acil bir durumda hızlı ve etkili iletişim kurmak hayati öneme sahiptir. İşte İtalyanca'da sıkça kullanılan acil durum ifadeleri:



  • Aiuto! (Ayuto): Yardım edin! En basit ve etkili yardım çağrısıdır. Bir tehlike anında, çevrenizdeki kişilerin dikkatini çekmek için kullanabilirsiniz.

  • Ho bisogno di aiuto. (O bizzonyo di ayuto): Yardıma ihtiyacım var. Daha spesifik olarak yardım talep etmek istediğinizde kullanabileceğiniz bir ifadedir.

  • Dov’è l’ospedale? (Dove lospedale): Hastane nerede? Sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğunuzda kullanabileceğiniz önemli bir sorudur. İtalya'da sağlık sistemi, genellikle yabancılara yardım konusunda destekleyici olabilir, ancak bu ifadeyi bilmek işinizi kolaylaştıracaktır.

  • Chiamate un’ambulanza! (Kiyamate un ambulanza): Ambulans çağırın! Ciddi bir sağlık problemi ya da kaza durumunda en hızlı şekilde yardım çağırmanızı sağlar.

  • Mi sono perso/persa. (Mi sono persa/perso): Kayboldum. Eğer kadınsanız "persa," erkekseniz "perso" demeniz gerekiyor. Şehirde veya turistik bölgelerde yönünüzü kaybettiğinizde bu ifadeyi kullanabilirsiniz.

  • C’è un’emergenza. (Çe un’emerjensa): Acil bir durum var. Genel bir acil durumu belirtmek için kullanılır.




Acil Sağlık Durumlarında İtalyanca İfadeler

Sağlıkla ilgili acil durumlar, yurtdışında karşılaşıldığında oldukça stresli olabilir. Özellikle İtalyanca dilinde temel sağlık ifadelerini bilmek bu gibi durumlarda rahatlatıcı olabilir:

  1. Non mi sento bene. (Non mi sento bene): Kendimi iyi hissetmiyorum. Hastalandığınızda veya rahatsız hissettiğinizde bu ifadeyi kullanabilirsiniz.

  2. Ho un’allergia. (O unallercia): Alerjim var. Alerjik reaksiyonlarla ilgili bir durum yaşadığınızda, bu ifade hayati önem taşıyabilir.

  3. Mi fa male... (Mi fa male): ... ağrıyor. Örneğin:

    • Mi fa male la testa. – Başım ağrıyor.

    • Mi fa male lo stomaco. – Midem ağrıyor.

    • Mi fa male il petto. – Göğsüm ağrıyor (bu ifade, kalp sorunları ya da nefes darlığı gibi ciddi durumlar için kullanılabilir).

  4. Sono diabetico/diabetica. (Sono diabettiko/diabettika): Diyabetim var. Eğer erkekseniz "diabetico," kadınsanız "diabetica" şeklinde kullanmalısınız.

Bu tür ifadeler, acil durumlarda sağlık görevlileri ile iletişim kurmanızı kolaylaştırır ve onların size doğru şekilde müdahale etmesine yardımcı olur.


Polis ve Güvenlik Durumlarında Kullanılabilecek İfadeler

Bir hırsızlık, kaybolma veya başka bir güvenlik problemi yaşadığınızda, polise başvurmanız gerekebilir. İşte bu tür durumlar için kullanışlı İtalyanca ifadeler:

  • Ho perso il mio passaporto. (O persso il mio passaporto): Pasaportumu kaybettim. Seyahatiniz sırasında pasaportunuzu kaybetmeniz durumunda, en yakın polis karakoluna bu şekilde başvurabilirsiniz.

  • Mi hanno rubato... (Mi anno rubato): Beni soydular / ... çalındı. Örneğin:

    • Mi hanno rubato il portafoglio. – Cüzdanım çalındı.

    • Mi hanno rubato la borsa. – Çantam çalındı.

  • Dov’è la stazione di polizia? (Dove la stazione di polizia): Polis karakolu nerede? Yardıma ihtiyaç duyduğunuzda polisle iletişime geçmek için kullanabilirsiniz.

  • Sono stato/a aggredito/a. (Sono stato/a aggredito/a): Saldırıya uğradım. Erkekler "stato," kadınlar ise "stata" şeklinde bu ifadeyi kullanmalıdır.


İtalyanca Acil Durum Numaraları

Acil bir durumda hızlıca yardım çağırmak için gerekli telefon numaralarını bilmek önemlidir. İtalya’da acil durum numaraları şunlardır:

  • 112: Tüm acil durumlar (Avrupa genelinde geçerlidir).

  • 113: Polis.

  • 118: Ambulans.

  • 115: İtfaiye.

Acil bir durumda, bu numaralardan birini arayarak hızlıca yardım alabilirsiniz. İtalya'da 112 numarası, genellikle yabancı dilde de hizmet sunabildiğinden, dil bilginiz yetersiz olsa bile size yardımcı olabilecek bir numaradır.


İtalyanca'da Özel Durumlar İçin Diğer Kullanışlı İfadeler

Özel durumlarda kullanabileceğiniz bazı başka ifadeler de, acil durumlarda işinize yarayabilir. İşte birkaç örnek:

  • Non parlo bene l’italiano. (Non parlo bene litalyano): İtalyanca'yı iyi konuşamıyorum. Dil konusunda sıkıntı yaşadığınızda bu ifadeyi kullanabilirsiniz.

  • Può aiutarmi, per favore? (Puo ayutarmi, per favore): Bana yardım edebilir misiniz, lütfen? Daha kibar bir şekilde yardım istemek için kullanılır.

  • C’è un incendio! (Çe un inçendyo): Yangın var! Yangın durumunda çevredeki kişilerin dikkatini çekmek için kullanabilirsiniz.

  • Sto cercando... (Sto çerkando): ... arıyorum. Örneğin:

    • Sto cercando un medico. – Bir doktor arıyorum.

    • Sto cercando una farmacia. – Bir eczane arıyorum.

Bu ifadeler, çeşitli acil durumlarda kendinizi daha iyi ifade etmenize ve gerekli yardımı almanıza yardımcı olacaktır.


Sonuç: Güvende Olmak ve Hazırlıklı Olmak

İtalya’ya yapacağınız herhangi bir seyahat sırasında, dil engeli nedeniyle zorluk yaşamamak için bu acil durum ifadelerini bilmek oldukça önemlidir. Kendinizi güvende hissetmek ve zor anlarda doğru şekilde iletişim kurabilmek, seyahatinizi çok daha keyifli ve rahat hale getirebilir.

Unutmayın, dil öğrenmek sadece günlük sohbetleri kapsamaz; acil durumlarla başa çıkmak için de gerekli kelimeleri ve ifadeleri öğrenmek, kendinizi daha güvende hissetmenize yardımcı olur. İtalya'ya gitmeden önce bu ifadeleri birkaç kez gözden geçirmek, beklenmedik bir durumda paniğe kapılmadan hareket etmenizi sağlar.

Aiuto!

Yardım!

Örnek Diyalog: Aiuto! There's a cat stuck in the tree and it can't get down!

Türkçe: Yardım! Bir kedi ağaçta sıkışıp kaldı ve inemiyor!

Chiamate un'ambulanza!

Ambulans çağırın!

Örnek Diyalog: Dopo aver visto l'uomo collassare per strada, gridai ai passanti: Chiamate un'ambulanza!

Türkçe: Sokağın ortasında bir adamın yere yığıldığını görünce, çevredekilere bağırdım: Bir ambulans çağırın!

C'è stato un incidente.

Bir kaza oldu.

Örnek Diyalog: Mentre tornavo a casa, ho ricevuto una telefonata dalla polizia: C'è stato un incidente.

Türkçe: Eve dönerken polisten bir telefon aldım: Bir kaza oldu.

Ho bisogno di un medico.

Bir doktora ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Sentendomi male tutto improvviso durante la vacanza, ho guardato la mia compagna con apprensione e le ho detto, Ho bisogno di un medico.

Türkçe: Tatildeyken birden kendimi kötü hissettim, endişeyle eşime baktım ve ona, Bir doktora ihtiyacım var. dedim.

C'è un incendio.

Yangın var.

Örnek Diyalog: C'è un incendio nell'edificio accanto, dobbiamo chiamare immediatamente i vigili del fuoco!

Türkçe: Yan binada bir yangın var, hemen itfaiyeyi aramamız lazım!

Sono ferito.

Yaralandım.

Örnek Diyalog: Aiutami per favore, sono ferito e non riesco a muovermi.

Türkçe: Lütfen bana yardım et, yaralıyım ve hareket edemiyorum.

Qualcuno è ferito.

Birisi yaralı.

Örnek Diyalog: Sentendo un forte rumore provenire dal piano di sopra, Carlo si precipitò a controllare e, scorgendo i vetri infranti, chiese ansimante Qualcuno è ferito?

Türkçe: Yukarı kattan gelen güçlü bir gürültüyü duyunca, Carlo kontrol etmek için aceleyle oraya fırladı ve kırık camları fark ederek nefes nefese Birisi yaralandı mı? diye sordu.

Dove si trova l'ospedale più vicino?

En yakın hastane nerede?

Örnek Diyalog: Scusa, potresti aiutarmi? Dove si trova l'ospedale più vicino?

Türkçe: Özür dilerim, yardımcı olabilir misiniz? En yakın hastane nerede?

Ho perso il mio passaporto.

Pasaportumu kaybettim.

Örnek Diyalog: Disperato all'ufficio oggetti smarriti, esclamai: Ho perso il mio passaporto, potete aiutarmi?

Türkçe: Kayıp eşya bürosunda umutsuzca, bağırdım: Pasaportumu kaybettim, bana yardım edebilir misiniz?

Mi sono perso.

Kayboldum.

Örnek Diyalog: Dopo aver vagato per ore, ho chiamato un amico e gli ho detto: Mi sono perso, puoi venire a prendermi?

Türkçe: Saatlerce dolaştıktan sonra bir arkadaşımı aradım ve ona dedim ki: Kayboldum, beni almaya gelebilir misin?

Ho subito un furto.

Bir hırsızlık olayına uğradım.

Örnek Diyalog: Mentre ero in vacanza, ho subito un furto e hanno preso tutti i miei oggetti di valore.

Türkçe: Tatildeyken bir hırsızlık olayına uğradım ve tüm değerli eşyalarım çalındı.

Arrestatelo!

Tutuklayın onu!

Örnek Diyalog: Il sergente puntò il dito verso il fuggitivo e gridò al suo vice, Arrestatelo!

Türkçe: Sergent kaçana parmağını doğrulttu ve yardımcısına bağırdı: Tutuklayın onu!

Questa persona ha bisogno di aiuto.

Bu kişi yardıma ihtiyaç duyuyor.

Örnek Diyalog: Mentre osservavo l'uomo accasciato sul marciapiede, mi sono voltato verso la folla e ho esclamato: Questa persona ha bisogno di aiuto.

Türkçe: Kaldırımda birikmiş adamı izlerken, kalabalığa döndüm ve bağırdım: Bu kişi yardıma ihtiyacı var.

Sono stato aggredito.

Saldırıya uğradım.

Örnek Diyalog: -Chiamate la polizia, sono stato aggredito mentre tornavo a casa.

Türkçe: Polisi arayın, eve dönerken saldırıya uğradım.

C'è un ladro.

Bir hırsız var.

Örnek Diyalog: Interruppe il silenzio della notte esclamando all'improvviso C'è un ladro nel giardino!

Türkçe: Gece sessizliğini aniden bağırarak bozdu Bahçede bir hırsız var!

Ho bisogno della polizia.

Polise ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Mentre osservava le vetrate infrante del suo negozio, Giovanni afferrò il cellulare e disse con voce ferma, Ho bisogno della polizia.

Türkçe: Dükkanının kırık camlarını izlerken, Giovanni cep telefonunu kavradı ve sakin bir sesle, Polisiye ihtiyacım var. dedi.

Sono allergico a...

...'e alerjim var.

Örnek Diyalog: Sono allergico a certi tipi di noci, quindi posso chiederti se questo piatto ne contiene?

Türkçe: Bazı çeşit kuruyemişlere alerjim var, o yüzden bu yemeğin içinde onlardan herhangi biri var mı diye sorabilir miyim?

Non riesco a trovare la mia strada di ritorno.

Geri dönüş yolunu bulamıyorum.

Örnek Diyalog: Francesca guardò il cellulare con ansia e disse Non riesco a trovare la mia strada di ritorno mentre scorreva la mappa digitale alla ricerca di un percorso familiare.

Türkçe: Francesca cep telefonuna endişeyle baktı ve Geri dönüş yolunu bulamıyorum dedi, tanıdık bir rota arayışında dijital haritayı kaydırırken.

Potete aiutarmi?

Bana yardım edebilir misiniz?

Örnek Diyalog: Scusate, mi sono perso, potete aiutarmi a trovare la stazione?

Türkçe: Özür dilerim, kayboldum, bana istasyonu bulmamda yardım edebilir misiniz?

Non mi sento bene.

Kendimi iyi hissetmiyorum.

Örnek Diyalog: Dottore, non mi sento bene; credo di avere la febbre.

Türkçe: Doktor, kendimi iyi hissetmiyorum; sanırım ateşim var.

Ho bisogno di un interprete.

Bir tercümana ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Durante la conferenza internazionale, mi sono avvicinato all'organizzatore e gli ho detto Ho bisogno di un interprete.

Türkçe: Uluslararası konferansta, organizatöre yaklaştım ve ona Bir tercümana ihtiyacım var dedim.

Potete chiamare l'ambasciata?

Büyükelçiliği arayabilir misiniz?

Örnek Diyalog: Sconvolto dall'accaduto, Marco si rivolse al passante chiedendo: Potete chiamare l'ambasciata? Ho perso tutti i miei documenti.

Türkçe: Olanlardan sarsılan Marco, yoldan geçen birine dönerek sordu: Büyükelçiliği arayabilir misiniz? Tüm belgelerimi kaybettim.

La mia macchina è stata rubata.

Arabam çalındı.

Örnek Diyalog: Disperato, Marco chiamò la polizia esclamando: La mia macchina è stata rubata.

Türkçe: Ümitsiz bir şekilde Marco polisi arayarak şöyle bağırdı: Arabam çalındı!

Ho avuto una puntura d'insetto.

Bir böcek ısırığı aldım.

Örnek Diyalog: Sono un po' preoccupato, ieri ho avuto una puntura d'insetto e mi sta prudendo tantissimo.

Türkçe: Biraz endişeliyim, dün bir böcek ısırığı aldım ve çok şiddetli bir şekilde kaşınıyor.

C'è un'emergenza.

Bir acil durum var.

Örnek Diyalog: Scusami, devo andare subito c'è un'emergenza in ufficio!

Türkçe: Özür dilerim, hemen gitmem gerekiyor ofiste bir acil durum var!

Ho perso la mia borsa.

Çantamı kaybettim.

Örnek Diyalog: Distratta, mentre si rivolgeva al capostazione, esclamò con disperazione: Ho perso la mia borsa.

Türkçe: Dikkati dağılmış bir şekilde, istasyon şefine dönüp umutsuzca haykırdı: Çantamı kaybettim.

C'è stato un furto.

Bir hırsızlık oldu.

Örnek Diyalog: Durante la riunione, il direttore entrò nella stanza affannato e annunciò: C'è stato un furto.

Türkçe: Toplantı sırasında, müdür nefes nefese odaya girerek duyurdu: Bir hırsızlık oldu.

Ho dimenticato la strada.

Yolu unuttum.

Örnek Diyalog: Mi scusi, signore, sto cercando di tornare al mio albergo ma ho dimenticato la strada; potrebbe aiutarmi?

Türkçe: Özür dilerim beyefendi, otelime geri dönmeye çalışıyorum ama yolu unuttum; bana yardımcı olabilir misiniz?

Sto avendo un attacco d'asma.

Astım krizi geçiriyorum.

Örnek Diyalog: Mi dispiace, non posso continuare la corsa sto avendo un attacco d'asma e ho bisogno del mio inalatore subito.

Türkçe: Üzgünüm, koşuya devam edemem astım krizi geçiriyorum ve hemen inhalatörüme ihtiyacım var.

Qualcuno mi sta seguendo.

Biri beni takip ediyor.

Örnek Diyalog: Mi guardai nervosamente alle spalle e sussurrai a Marco, Qualcuno mi sta seguendo.

Türkçe: Tedirgin bir şekilde arkama baktım ve Marco'ya fısıldadım, Birisi beni takip ediyor.

Non riesco a respirare.

Nefes alamıyorum.

Örnek Diyalog: Stremato dopo la corsa, Marco si fermò, affannato, e disse al suo amico: Non riesco a respirare.

Türkçe: Yarıştan sonra bitap düşen Marco, nefes nefese kalarak durdu ve arkadaşına dedi ki: Nefes alamıyorum.

Sto avendo un attacco di panico.

Paniğe kapıldım.

Örnek Diyalog: Respirando profondamente, cercò di calmarsi prima di confessare al suo amico: Sto avendo un attacco di panico.

Türkçe: Derin bir nefes alarak, arkadaşına itiraf etmeden önce sakinleşmeye çalıştı: Panik atak geçiriyorum.

Ho bisogno di assistenza immediata.

Acil yardıma ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Mi scusi, signore, ho bisogno di assistenza immediata, potrebbe aiutarmi per favore?

Türkçe: Özür dilerim beyefendi, acil yardıma ihtiyacım var, lütfen bana yardım eder misiniz?

C'è una fuga di gas.

Gaz kaçağı var.

Örnek Diyalog: Preoccupato, Luca gridò verso l'altro capo della casa: C'è una fuga di gas, usciamo subito!

Türkçe: Endişeli, Luca evin diğer ucuna doğru bağırdı: Gaz sızıntısı var, hemen çıkalım!

Ho perso la mia carta di credito.

Kredi kartımı kaybettim.

Örnek Diyalog: Preoccupato, Carlo esclamò: Ho perso la mia carta di credito e devo bloccarla immediatamente!

Türkçe: Endişeli bir şekilde Carlo bağırdı: Kredi kartımı kaybettim ve hemen bloke ettirmem gerekiyor!

Qual è il numero di emergenza?

Acil durum numarası nedir?

Örnek Diyalog: Durante la lezione di italiano, Tom chiese al professore: Qual è il numero di emergenza in Italia?

Türkçe: İtalyanca dersi sırasında Tom, hocaya sordu: İtalya'daki acil durum numarası nedir?

C'è qualcuno che parla inglese?

İngilizce konuşan biri var mı?

Örnek Diyalog: Confused at the Italian train station, John approached the information desk and asked the clerk, C'è qualcuno che parla inglese?

Türkçe: İtalyan tren istasyonunda şaşkına dönen John, danışma masasına yaklaşarak görevliye sordu: İngilizce konuşan birisi var mı?

Mi sono intossicato.

Zehirlendim.

Örnek Diyalog: Dopo quella cena al ristorante, mi sono sentito male e ho capito subito Mi sono intossicato.

Türkçe: O restoranda o akşam yemeğinden sonra kendimi kötü hissettim ve hemen anladım Zehirlenmişim.

Ho bisogno di qualcuno che parli italiano.

İtalyanca konuşabilen birine ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Siamo in Francia per lavoro e ho bisogno di qualcuno che parli italiano per comunicare con il nostro nuovo partner commerciale.

Türkçe: İş için Fransa'dayız ve yeni ticari ortağımızla iletişim kurabilmek için İtalyanca konuşabilen birisine ihtiyacım var.

Sto cercando l'ambasciata.

Büyükelçiliği arıyorum.

Örnek Diyalog: Mi scusi, può aiutarmi? Sto cercando l'ambasciata.

Türkçe: Özür dilerim, bana yardım edebilir misiniz? Büyükelçiliği arıyorum.

Ho bisogno di vedere un avvocato.

Bir avukat görmem gerekiyor.

Örnek Diyalog: Ho bisogno di vedere un avvocato per discutere la mia situazione contrattuale.

Türkçe: Sözleşme durumumu tartışmak için bir avukat görmem gerekiyor.

Non capisco.

Anlamıyorum.

Örnek Diyalog: Maria looked perplexed and said to Luigi, Non capisco, why is this math problem so complicated?

Türkçe: Maria şaşkın bir şekilde Luigi'ye dedi ki, Anlamıyorum, bu matematik problemi neden bu kadar karmaşık?

Sono stato morsicato da un animale.

Bir hayvan tarafından ısırıldım.

Örnek Diyalog: Durante la camminata nel bosco, mi sono fermato all'improvviso e ho detto agli altri: Sono stato morsicato da un animale.

Türkçe: Ormanda yürüyüş yaparken, aniden durdum ve diğerlerine şöyle dedim: Bir hayvan tarafından ısırıldım.

Potreste indicarmi il commissariato più vicino?

En yakın karakol nerede olduğunu söyler misiniz?

Örnek Diyalog: Scusi agente, potreste indicarmi il commissariato più vicino?

Türkçe: Affedersiniz memur, en yakın karakolu bana tarif eder misiniz?

C'è una situazione pericolosa.

Tehlikeli bir durum var.

Örnek Diyalog: Mentre osservava l'allarme lampeggiante, il capitano disse con voce calma ma ferma: C'è una situazione pericolosa.

Türkçe: Yanıp sönen alarmları izlerken, kaptan sakin ama kararlı bir sesle şöyle dedi: Tehlikeli bir durum var.

Qualcuno mi ha scippato.

Biri cüzdanımı çaldı.

Örnek Diyalog: Chiamate la polizia, per favore qualcuno mi ha scippato il portafoglio mentre camminavo per la strada.

Türkçe: Lütfen polisi arayın, birisi yolda yürürken cüzdanımı kapkaç yoluyla çaldı.

Sono stato avvelenato.

Zehirlendim.

Örnek Diyalog: Mentre si aggrappava debolmente al tavolo, guardò negli occhi il suo compagno e sussurrò disperato: Sono stato avvelenato.

Türkçe: Zayıf bir şekilde masaya tutunurken, arkadaşının gözlerinin içine baktı ve umutsuzca fısıldadı: Zehirlendim.

Ho bisogno di un alloggio d'emergenza.

Acil bir konaklamaya ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Mi sono appena trasferito in città e la mia sistemazione non è più disponibile ho bisogno di un alloggio d'emergenza.

Türkçe: Şehre yeni taşındım ve kalacak yerim artık mevcut değil acil bir konaklama ihtiyacım var.

Ho lasciato le chiavi nell'auto.

Anahtarları arabada bıraktım.

Örnek Diyalog: Disperato, Marco esclamò: Ho lasciato le chiavi nell'auto, adesso come faccio a tornare a casa?

Türkçe: Umutsuzca Marco haykırdı: Anahtarları arabada bıraktım, şimdi eve nasıl dönerim?

Mi serve un meccanico.

Bir tamirciye ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Mi dispiace per l'incidente, ma guardando il motore fumante, credo proprio che Mi serve un meccanico.

Türkçe: Özür dilerim kazadan dolayı ama duman çıkaran motoru görünce, sanırım bir mekanikere ihtiyacım var.

Ho dimenticato il mio PIN.

PIN kodumu unuttum.

Örnek Diyalog: Mi sono appena reso conto di non poter prelevare denaro ho dimenticato il mio PIN.

Türkçe: Az önce para çekemeyeceğimi fark ettim PIN kodumu unuttum.

La mia carta è stata bloccata.

Kartım bloke edildi.

Örnek Diyalog: Scusi signore, c'è un problema con il pagamento la mia carta è stata bloccata, può attendere un momento mentre chiamo la banca?

Türkçe: Özür dilerim beyefendi, ödemeyle ilgili bir sorun var kartım bloke olmuş, bankayı ararken biraz bekleyebilir misiniz?

Sto cercando il mio bambino.

Çocuğumu arıyorum.

Örnek Diyalog: Mi scusi, signora, potrebbe aiutarmi? Sto cercando il mio bambino, si è perso nella folla.

Türkçe: Afedersiniz hanımefendi, bana yardım edebilir misiniz? Çocuğumu arıyorum, kalabalıkta kayboldu.

Kaynakça:

  1. "Italian Phrasebook & Dictionary," Lonely Planet, 2018.

  2. "Italian for Dummies," Francesca Romana Onofri, Wiley Publishing, 2006.

  3. "Instant Italian: Basic Italian Phrases You Need Right Now," Berlitz Publishing, 2017.

Bu kaynaklar, seyahat edenlerin ve İtalyanca öğrenmek isteyenlerin dil bariyerini aşmalarına yardımcı olabilecek pratik bilgiler sunar. Özellikle acil durumlarla ilgili terimlere çalışmak, yabancı bir ülkede beklenmedik durumlara hazırlıklı olmanızı sağlar.

Sıkça Sorulan Sorular

İtalyanca'da yardım isteme ihtiyacı duyulduğunda hangi ifadeler kullanılmalıdır?

İtalyanca Yardım İsteme İfadeleri

Temel Yardım İfadesi

İtalyanca’da yardım talebinde bulunurken en yaygın ve basit ifade "Aiuto!" kullanılır. "Aiuto!" kelimesi, yalnız başına acil durumlarda bir yardım çağrısı olarak kabul edilir.

Özel Durumlar için İfadeler

Farklı durumlar için özel ifadeler vardır:

- "Mi può aiutare?" - Bana yardım edebilir misiniz?

- "Ho bisogno di aiuto." - Yardıma ihtiyacım var.

Tıbbi Acil Durum

Sağlık sorunları için:

- "Ho bisogno di un medico." - Bir doktora ihtiyacım var.

- "Chiamate un'ambulanza!" - Bir ambulans çağırın!

Hukuki veya Güvenlik Yardımı

Polis veya güvenlikle ilgili durumlarda:

- "Chiamate la polizia!" - Polisi arayın!

Yol Yardımı

Yol yardımı gerektiğinde:

- "Mi sono perso." - Kayboldum.

- "Potrebbe indicarmi la strada per...?" - ... için yolu gösterebilir misiniz?

İfadelerin Doğru Kullanımı

İfadeyi kullanırken doğru vurgu ve tonlamayı yapmak önemlidir. Samimi ve acil bir yardım isteği, dinleyici üzerinde olumlu bir etki bırakabilir.

Yazılı Yardım Talepleri

Yazılı bir talepte bulunurken:

- "Potrebbe aiutarmi, per favore?" - Lütfen bana yardım eder misiniz?

Yardım istemek, karşılaşılan duruma ve ihtiyaç duyulan desteğin türüne göre değişiklik gösterir. Eller ve vücut dili de iletişimi güçlendirir. İtalyanca’da yardım istemek, bu basit ve etkili ifadelerle, hızlı ve anlaşılır bir şekilde gerçekleştirilebilir.

İtalyan kültüründe acil durumlarda iletişim kurarken dikkat edilmesi gereken etik kurallar nelerdir?

İtalyan Kültüründe Acil Durum İletişimi

İtalya'da iletişim, genel olarak canlı ve samimiyet temellidir. Ancak acil durumlarda bazı etik kurallara uyulur. Acil durumlar hassasiyet ve seri karar gerektirir.

Resmiyet ve Saygı

Acil durumlarda bile resmiyet ve saygı önemlidir. Kişiler 'Lei' (siz) formunu kullanarak hitap ederler.

Samimiyetin Sınırları

Acil anlarda, samimiyet ancak profesyonellik çerçevesinde kalır. Karşılıklı konfor ve saygı esastır.

Net ve Doğrudan İletişim

İtalyanlar, doğrudan ve açık iletişim tarzını benimserler. Durum net bir şekilde ifade edilir.

Duyma ve Anlama

Karşı tarafın söylediklerini dikkatle dinlemek kritiktir. Anlaşılmış olması, hızlıca yanıt vermek kadar önemlidir.

Emir Verme Biçimi

Talimatlar verilirken emir kipi sıkça kullanılır. Bu, ivedilik ve açıklık için önemlidir.

Etkin Vücut Dili

Göz teması ve etkin vücut dili, ciddiyetin altını çizer. Bu, mesajın anlaşıldığını gösterir.

Özür Dileme

Hata oluştuğunda, hemen özür dilenir. Özür, sorumluluk almanın bir göstergesidir.

Grazie ve Prego

Teşekkür etmek (grazie) ve lütfen demek (prego) iyi terbiyenin işaretidir.

İtalyan kültüründe acil durumlar, hem hız hem de etiket gerektirir. İyi iletişim, yüksek etik standartları korur ve etkileşim kalitesini artırır. Bu kurallar İtalya'nın sıcakkanlılığının, hızlı ve etkili acil durum yanıtlarına engel olmadığını gösterir.

İtalyanca acil sağlık durumları için hangi temel terimler ve ifadeler bilinmelidir?

Acil sağlık durumları, her zaman beklenmedik ve stresli zamandır. İtalyanca konuşulan bölgelerde acil bir durum yaşanırsa, iletişim kurabilmek hayati önem taşır. İtalyanca temel sağlık terimleri ve ifadeler, acil durumlarda yardım çağırabilmeniz için gereklidir.

Acil Durum İfadeleri

İtalyanca'da acil yardım istemek için öncelikle durumu ifade edebilmelisiniz.

- Aiuto! - Yardım!

- Emergenza! - Acil durum!

- Ho bisogno di un medico! - Bir doktora ihtiyacım var!

- Chiamate un'ambulanza! - Ambulans çağırın!

Bu ifadeler, acil durumda dikkat çekip yardım talebinde bulunmanız için esastır.

Sağlık Sorunları

Kendi sağlık probleminizi veya başkasınınkini açıklamanız gerekebilir.

- Mi fa male qui. - Burası acıyor.

- Ho mal di testa. - Başım ağrıyor.

- Non riesco a respirare. - Nefes alamıyorum.

- Ho avuto un incidente. - Bir kaza geçirdim.

Bu cümleler, karşılaşılan sağlık sıkıntısını bildirmek için kullanılır.

İlaçlar ve Alerjiler

İlaçlar ve varsa alerjiler hakkında bilgi vermek önemlidir.

- Prendo dei medicinali. - İlaç kullanıyorum.

- Sono allergico a... - ...'e alerjim var.

Bu bilgiler, tedavi sırasında önemli rol oynar.

Kişisel Bilgiler

Adınızı, yaşınızı ve önerilen tıbbi bilgileri paylaşabilirsiniz.

- Mi chiamo... - Adım...

- Ho...anni. - ...yaşındayım.

- Ho una condizione medica. - Tıbbi bir durumum var.

Kişisel bilgiler, sağlık personeline sizinle ilgili önemli veriler sağlar.

Yer ve Zaman Bilgisi

Bulunduğunuz yeri ve olayın zamanını belirtmek, yardımın hızlanmasına katkıda bulunur.

- Siamo in... - ...'dayız.

- È accaduto poco fa. - Az önce oldu.

Yer ve zaman bilgisi, acil servisin doğru ve hızlı bir şekilde yönlendirilmesine yardımcı olur.

Sonuç

İtalyanca acil sağlık durumlarında kullanılacak temel terimler ve ifadeler, etkili iletişim için elzemdir. Herhangi bir acil durumda bu ifadeler, yardım çağırmak ve verilen yardımın daha etkili olmasını sağlamak için gereklidir.

İtalyanca Acil Durum İfadeleri: Yardım Almanız Gereken Temel Terimler | IIENSTITU