Eğitim

Evde Eğitim Devrimi (Homeschooling)

Meryem Winstead
Güncellendi:
12 dk okuma
Bir kadın ve genç bir kız birlikte bir masada oturmuş, ellerindeki işe odaklanmışlardır. Kadın ellerini kızın omuzlarına koymuş, önündeki bir kâğıda bakarken ona destek ve rehberlik veriyor. Kızın üzerinde pembe bir gömlek var ve saçları yüzünden geriye doğru toplanmış. Kadının üzerinde yeşil bir gömlek var ve bakışları kâğıda yönelmiş durumda. Masanın üzerinde, üzerinde metin yazılı bir sayfaya açık bir kitap var. Görüntünün arka planı yeşil tonlarında beyaz bir yüzeydir. Hem kadın hem de kız, kıza ev ödevinde yardım etme göreviyle meşguldür.
TesbitAçıklamaÖrnek/Referans
Evde Eğitim TrendiDevlet okullarına alternatif arayan aileler arasında büyüyen bir trend. Özellikle Amerika, Kanada, Almanya, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerde yaygın.1,5 milyon Amerikalı çocuk evde eğitim görüyor.
Evde Eğitimin SebepleriBaşlıca sebepleri dini veya ahlaki eğitim vermek, diğer okullarda akademik eğitimden memnuniyetsizlik, belirli bir ahlaki/dini ortam sağlamayı istemek ve diğer öğrencilerle olumsuz sosyal etkileşimlerdir.Anket sonuçları
Eğitimde ÖzgürlükEvde eğitim veren ailelerin çoğunluğu, diğer yöntemlere kıyasla evde eğitimi seçmede birincil faktör olarak eğitim özgürlüğünü belirlemektedir.Anket sonuçları
Milton Friedman'ın GörüşleriEğitimin nasıl geliştirileceği konusunda tam bir sonuca ulaşılamamıştır. Sınıfta geçirilen zamanın ve öğretim yöntemlerinin önemi olmadığı düşünülmektedir.Milton Friedman'ın 1983'teki konuşması
Devlet OkullarıZorunlu eğitim yasalarının yetersizliği ve devlet okullarının kalitesini artırmada rekabetin öneminin altı çizilmektedir.Milton Friedman’ın görüşleri
Eğitimin ÖnemiEğitim, toplum için hayati bir görev olarak görülmektedir. Eğitimli bir halk olmadan demokratik hükümet ve ekonomik istikrarın imkansız olduğu düşünülmektedir.Milton Friedman’ın görüşleri
Eğitim SeçimleriYoksul ailelerin çocukları genellikle daha düşük kalitedeki devlet okullarına gitmek zorunda kalırken, daha maddi imkanları olan aileler çocuklarını korumak için evde eğitim seçeneğini kullanabilmektedir.Economist Eric Hanushek ve araştırmacı Paul E. Peterson
Daha Bireyselleştirilmiş Eğitim ArzusuBir diğer popüler neden ise, ailelerin daha bireyselleştirilmiş bir eğitim arayışıdır.Doktor Brian Ray araştırması
Türkiye'deki DurumTürkiye'de evde eğitim çok fazla bilinmiyor ve yasal düzenlemesi yok.-
GelecekBirçok ülke evde eğitimi kısıtlamaya başladı ve geleceği belirsiz.Amerika'daki düzenlemeler
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Evde eğitim, eğitimde şimdiye kadar görülen en büyük eğitim devrimlerinden biridir. Uzun zamandır çocukların, ebeveynlerin ve ailelerin hayatlarını değiştirdi. Ancak geleceği belirsiz. Çok sayıda ülke evde eğitimi kısıtlamaya başladı. Amerika'da evde eğitimin tamamen sınırlandırılmasına veya yasaklanmasına ilişkin düzenlemeleri gündemine aldı. Bu yazıda, eğitimde özgürlüğe doğru büyüyen bu hareket için mevcut zorlukları, eğilimleri ve olası çözümlere yer verilecek.

milton friedman'ın 1983'teki ilk evde eğitim konferansındaki konuşmasından alıntı cümle ile başlayalım: “bu ülkedeki son 50 yıllık deneyimden öğrendiklerimizi özetleyecek olursak sınıfta harcanan zamanın çok önemli olmadığı ortaya çıktı ve müfredat veya öğretim yöntemleri de önemli değildi.”

Evde Eğitim Eğitimde Özgürlük Mü?

Eğitimde özgürlük, özellikle devlet okullarına alternatif arayan aileler arasında büyüyen bir trend. Amerika, Kanada, Almanya, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerde yaygın. Türkiye'de ise çok fazla bilinmiyor ve yasal düzenlemesi yok. Yasal düzenleme ve örnekleri olmaması nedeniyle de örnekleri Amerika ve Avrupa ülkeleri üzerinden vereceğim. Örneğin: 1,5 milyon Amerikalı çocuk şu anda evde eğitim görüyor. Doktor Brian Ray tarafından 2005 yılında yapılan anket, ebeveynlerin %70'inin devlet okullarının başarısız olduğuna inandığını ve seçenekleri olsaydı evde okulu seçeceklerini ortaya koydu. Şu anda çocuklarına evde eğitim veren ebeveynlerin %75'inin "bu düzenlemeyi sürdürmeyi planladığını" belirttiklerini ve ankete katılanların yaklaşık yarısının (%47) kendi bölgelerinde özel veya dini okullar daha kolay erişilebilir olsa bile evde eğitim göreceklerini belirtti.

Yapılan bir ankete göre evde eğitimin en büyük nedeni “dini veya ahlaki eğitim vermek” - %94'ü bunun çok önemli veya gerekli olduğunu söylüyor. Üçte biri çocuklarının ne öğrendiğiyle ilgili endişelerini dile getirdi; %28'i diğer okullardaki akademik eğitimden memnun olmadığını bildirdi; %16'sı belirli bir ahlaki/dini ortam sağlamak istedi ve diğer %16'sı “diğer öğrencilerle olumsuz sosyal etkileşimler”den bahsetti.

Daha bireyselleştirilmiş bir eğitim arzusu, bir başka popüler neden. Ray araştırmasına göre, evde eğitim gören ebeveynlerin %75'i yerel okullarının tek cinsiyetli sınıflar veya okullar sunmasını, %66'sı daha küçük sınıflar ve %55'i yerel okullarının üstün zekalılar ve yetenekliler için hızlandırılmış öğrenme fırsatları sunmasını dilediklerini belirtti. Hem Hristiyan (%87) hem de laik ev okulu öğrencilerinin (%71) çoğunluğu, diğer yöntemlere kıyasla evde eğitimi seçmede birincil faktör olarak eğitim özgürlüğünü belirtmektedir. Yine de en yaygın nedenler, dini veya ahlaki eğitim vermek (%94), diğer okullarda akademik eğitimden memnuniyetsizlik (%28), belirli bir ahlaki/dini ortam sağlamayı istemek (%16) ve diğer öğrencilerle olumsuz sosyal etkileşimler idi. (%16)



Evde Eğitimle İlgili Görüşler

Amerikan eğitiminin en etkili düşünürlerden biri Milton Friedman için evde eğitimin talep görmesi şaşırtıcı değil. 1983'te düzenlenen ilk Ulusal Evde Eğitim Ağı Konferansı'na hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Eğitim nasıl geliştirilir sorusuna bakan meslektaşlarım ve ben, okulları daha iyi hale getirmenin yolları hakkında hiçbir sonuca varamadık. Yıllardır okullara daha fazla para harcamak ile daha iyi sonuçlar almak arasında çok az ilişki olduğunu tartışıyoruz. Bu ülkenin dört bir yanındaki eğitimde özgürlük girişimleriyle ilgili 50 yıllık deneyimden öğrendiklerimizi özetleyecek olursam, benim zamanımdan bile önce başladı… Sınıfta geçirilen zamanın çok önemli olmadığı ortaya çıktı ve müfredat veya öğretim yöntemleri de önemli değildi."

Serbest piyasa ekonomisinin savunucusu olan Friedman; eğitim konusundaki görüşleri, okul seçimini diğer alternatiflerin üstünde tuttuğu için bazıları tarafından seçkinci olarak görülür. Ona göre, herhangi bir rekabet devlet okullarının kalitesini artırmaya yardımcı olabilir; ancak, zorunlu eğitim yasalarının bozulmadan kalacağından şüphe duyuyor ve “kar amacı güden işletmenin sağladığı kalite” konusunda o kadar endişeleniyor ki, ebeveynlerin “eğitimin kalitesini anlayabilmesi ve izleyebilmesi” için rekabetin minimumda tutulması gerektiğine inanıyor.

Friedman, “Eğitim, toplum için belki de en önemli görevdir, çünkü eğitimli bir halk olmadan… demokratik bir hükümet işleyemez… ve ekonomik istikrar imkansızdır.” diyor. Nerede eğitim aldığınızın önemi yok diyerek devam ediyor.

Friedman dışındaki yazarlar da son yıllarda bu konuyu ele aldı. Bazı yazarlar; yoksul ailelerden gelen çocukların daha düşük kaliteli devlet okullarıyla sınırlı oldukları için özel veya evde eğitimden daha fazla yararlandığını iddia ediyor. 

Bir başka deyişle, evde eğitim almaya gücü yetenler bunu mutlaka “eğitim almak” için değil, çocuklarını başarısız bir kamu sisteminden korumak için yapıyor olabilirler.

Ekonomist Eric Hanushek ve araştırmacı Paul E. Peterson, lise kaynaklarının çeşitli ülkelerdeki öğrencilerin sınav puanları üzerindeki etkisini analiz etti. Çalışmalarında şu sonuca vardı: “Aile geçmişi, öğretmen kalitesi ve akran yeteneği dikkate alındığında, okul kaynaklarının öğrenci başarısı üzerinde çok az bağımsız etkisi vardır veya hiç yoktur… Birçok çalışma, genç yaşlarda harcama ve öğrenci performansı arasında olumlu bir ilişki bulmaktadır. Burada harcamanın herhangi bir yönünün öğrenciler için ortaokula veya liseye girdikten sonra alınan puanları etkilediğine dair çok az kanıt var.” Ne anlama geliyor? Ebeveynler çocukları için ne kadar daha iyisini isteseler de kaynaklar önemli değil. Asıl önemli olan, kendi çocuklarının eğitimi için doğru kararlar verebilmek amacıyla ebeveynlerin eğitim hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğudur.



Evde Eğitimle İlgili Araştırmalar

Ulusal Evde Eğitim Araştırma Enstitüsü'nden (NHERI) Brian Ray tarafından hazırlanan 2003 tarihli bir makalede; araştırmacılar, evde eğitim gören öğrencilerin, sosyoekonomik arka plandan bağımsız olarak, standart başarı testlerinde devlet okulu öğrencilerinden ortalama yüzde 28-38 puan fazla aldıkları sonucuna vardı.

1998 yılında araştırmacılar, evde eğitim görenlerin "ortalama alma olasılığının [devlet] okulu mezunlarının iki katı" olduğunu ve standart başarı testlerinde ortalama yüzde 75'lik bir puan aldıklarını belirtmişti. Jason Lisle, Moore, Oklahoma'daki Moore Lisesi'nden onur derecesiyle mezun olan böyle bir öğrencidir. Ulusal Başarı Ödülü de dahil olmak üzere birçok ödül ve dereceyle övünerek, son döneminde genel not ortalaması 3.8 ve 4.0 ile mezun oldu. Jason, "1997'de liseden 15 yaşında mezun olduğunu" ve 19 yaşında Oklahoma Eyalet Üniversitesi'nden lisans derecesini aldığını söyledikten sonra evde eğitime karar verdi. 

Eleştirmenler, ebeveynler eğitim hakkında olabildiğince bilgili olsalar bile, bazılarının çocukları için yine de kötü okulları seçeceğini, çünkü daha zengin ailelerin daha iyi şeyleri karşılayabileceğini savunuyorlar. Ancak Friedman; “Kamuoyunun bana sunduğu hiçbir istatistik tarafından doğrulanmayan yaygın algının aksine, ortalama bir insanın bu kadar içinde bulunduğu başka bir insan faaliyeti alanı bulmanın zor olacağına inanıyorum.” dedi. Ayrıca, “Eğitimin düzenlenmesi ve verilmesine daha fazla insan dahil olursa, bunun hakkında ne kadar az şey bildiklerini keşfedeceklerinden şüpheleniyorum.” ifadelerini kullandı ve bu keşfin faydalı bir keşif olacağını söyledi.

Evde Eğitim Mi? Devlet Okulu Mu?

Son yıllarda yapılan anketlerin çoğunda çıkan sonuçlar; ebeveynlerin büyük bir çoğunluğunun çocuklarının devlet okullarına gitmesini istediğini göstermiştir. Özellikle de yoksul mahallelerdeki okulların kalitesine ilişkin artan endişelerle birlikte, "The Washington Post" ve ABC News tarafından yürütülen yakın tarihli bir ankete göre, giderek özel kurumlara veya evde eğitime yöneldiği de bir başka gerçek. 

Anketler evde eğitime talebin açıkça büyüdüğünü ortaya koyuyor: 1968'den beri, evde eğitim alan öğrenci sayısı 70.000'den 300.000'in üzerine çıkarak neredeyse dört kat büyüdü.

Yalnızca Kaliforniya'nın ilk ve orta öğretime yılda 23 milyar dolardan fazla harcadığı gerçeği göz önüne alındığında; bu harcamaların önemli bir kısmı, ailelere fiilen daha verimli bir şekilde hizmet etmek için kuponlar veya vergi kredileri gibi finansman mekanizmaları kullanılarak evde eğitime yönlendirilebilir. Bir kupon sistemi; idari bürokrasiyi ve ailelerin yararına olmayan okulların işletme maliyetlerini azaltırken, kamu, özel ve evde eğitim kurumları arasında seçim ve rekabeti sürdürecektir.

Son olarak; evde eğitim süreci, ebeveynlerin çocuklarının eğitimi konusunda eğitim almaları için ek bir teşvik yaratır: Bu nedenle Friedman, “Ortalama bir insanın kendi eğitiminde olduğu kadar bilgili olduğu başka bir insan faaliyeti alanı bulmak zordur.” derken haklıdır.

Milton Friedman gibi ekonomistler devlet okullarını, rekabetçi bir pazarda verimli bir şekilde çalışamadıkları için yıllarca eleştirildiler. Buradaki “rekabet”, hem kamu hem de özel okullar arasındaki rekabet anlamına gelir; günümüzde olmayan bir şeydir: Ebeveynler, çocuklarını nereye göndereceklerine karar verirken birkaç farklı eğitim seçeneği arasından seçim yapamazlar. Bu seçim eksikliği, birçok çocuğu eğitmekte başarısız olurken, yönetim ve diğer bürokratik işlevlere çok fazla para harcayan verimsiz bir sisteme katkıda bulunur. Evde eğitim, daha fazla aileye çocuklarının eğitimi konusunda geleneksel devlet okulları aracılığıyla şu anda mevcut olmayan bir seçenek vererek bu sorunu çözme potansiyeline sahiptir.

Amerika’da Evde Eğitim Öğrenci Sayısı

Amerika'da tam olarak kaç tane evde eğitim öğrencisi olduğuna dair net bilgilere ulaşmak mümkün değil; zira çünkü hiçbir kurum eyalet seviyesinin ötesinde öğrenci kayıtlarını takip etmez. Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi tarafından 2011 yılında yürütülen bir araştırma, 2007 yılında 3.4 milyon okul çağındaki çocuğun evde eğitim gördüğünü ortaya koydu. Bu sayı son otuz yılda arttı: 1980'de okul çağındaki çocukların yalnızca %1.7'si evde eğitim alıyordu. Evde eğitim, tüm aileler tarafından eşit olarak kullanılan bir seçenek değil: Daha yüksek gelire ve daha fazla eğitime sahip olanların evde eğitim alma olasılığı, yoksul veya daha az eğitimli ailelere göre neredeyse iki kat daha fazla. 

Sıkça Sorulan Sorular

Amerika’da Evde Eğitim Öğrenci Sayısı KAçtır?

Ulusal Eğitim İstatistikleri Merkezi tarafından 2011 yılında yürütülen bir araştırma, 2007 yılında 3.4 milyon okul çağındaki çocuğun evde eğitim gördüğünü ortaya koydu.

Evde Eğitim Nedir?

Evde eğitim, eğitimde şimdiye kadar görülen en büyük eğitim devrimlerinden biridir. Uzun zamandır çocukların, ebeveynlerin ve ailelerin hayatlarını değiştirdi.

Evde Eğitim Eğitimde Özgürlük Mü?

Yapılan bir ankete göre evde eğitimin en büyük nedeni “dini veya ahlaki eğitim vermek” - %94'ü bunun çok önemli veya gerekli olduğunu söylüyor.

Evde Eğitimin Uygulanması Nasıl Olmalıdır?

Evde eğitimin uygulanmasında öncelikli olarak çocukların eğitim motivasyonlarının arttırılması gerekmektedir. Bunun için öncelikle ebeveynlerin çocuklarına karşı tutumlarının olumlu olması ve çocuklarının günlük eğitim süreçlerine katılmalarını desteklemeleri gerekmektedir. Ayrıca, çocukların erişebilecekleri farklı kaynaklar ve öğrenme ortamlarının oluşturulması da önemlidir. Ebeveynlerin çocuklarının zihinsel ve ruhsal gelişimlerini destekleyebilecek etkinlikler gerçekleştirmeleri ve çocuklarının günlük eğitim süreçlerini kontrol etmeleri de önemlidir. Son olarak, çocukların eğitim sürecine katılımını teşvik etmek için ödül ve cezaların uygun bir şekilde uygulanması da önemlidir.

Evde Eğitimle İlgili Kurallar Nelerdir?

1. Çocuğunuzla birlikte bir çalışma alanı oluşturun.

2. Her gün öğrenilen materyaller hakkında konuşun.

3. Çocuğunuzla günlük ödev planı yapın ve bunu sıkı sıkıya tutun.

4. Çocuğunuzun daha önce öğrendiği konulara düzenli olarak geri dönün.

5. Çocuğunuzun öğrenmesini kolaylaştıracak çeşitli öğretim yöntemleri denemeye çalışın.

6. Günlük olarak çocuğunuzun öğrenme ortamını kontrol edin ve değiştirmek için gerekli adımları atın.

7. Çocuğunuzun öğrenme becerilerinin gelişmesini desteklemek için öğretim stratejileri oluşturun.

8. Çocuğunuzla etkileşim içinde olun ve onu motive edin.

9. Çocuğunuzun başarılarını ödüllendirin veya ödül gösterin.

10. Çocuğunuzla oturup günlük ödevleri tamamlamasını sağlayın.

Evde Eğitimle Öğrenmeyi Nasıl Destekleyebiliriz?

- Evde çocukların öğrenmesini desteklemek için, kısa süreli dersleri eğlenceli hale getirmek, ödevlerin yapılmasına yardımcı olmak, çocukların okuma alışkanlıklarını teşvik etmek ve dikkatlerini odaklamak, çocukların bilgisayar, masaüstü veya tabletleri kullanarak eğitimsel oyun ve uygulamaları oynamalarına izin vermek, çocukların çevrelerine ve hayvanlara karşı duyarlı olduklarını öğrenmelerine yardımcı olmak, çocukların kendilerini ifade etmelerine ve problem çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak gibi pratik öneriler bulunabilir.

Evde eğitim sistemini nasıl uygulanır?

Evde Eğitim Sistemine Genel Bakış

Evde eğitim, özellikle devlet okullarına alternatif arayan aileler için büyüyen bir trenddir. Amerika, Kanada, Almanya, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerde yaygın olarak uygulanırken, Türkiye'de henüz fazla bilinmemektedir ve yasal düzenlemesi bulunmamaktadır. Bu nedenle, örnekleri Amerika ve Avrupa ülkeleri üzerinden ele almak gerekmektedir.

Evde Eğitimin Nedenleri ve Önemi

Evde eğitimin en büyük nedeni, çoğunlukla “dini veya ahlaki eğitim vermek” olarak görülür. Diğer yaygın nedenler ise, akademik eğitime duyulan memnuniyetsizlik, belirli bir ahlaki/dini ortam sağlamak istemek ve diğer öğrencilerle olumsuz sosyal etkileşimlerden kaçınmaktır.

Kişiselleştirilmiş Eğitime Olan Talep

Ebeveynlerin çocuklarına daha bireyselleştirilmiş bir eğitim sunma arzusu, evde eğitime yönelme nedenlerinden bir diğeridir. Evde eğitim gören çocuklar, yerel okulların tek tip sınıf sunumlarına, büyük sınıf mevcutlarına ve sınırlı öğrenme fırsatlarına alternative olarak daha özgür ve esnek bir eğitim deneyimi yaşarlar.

Eğitim Özgürlüğü ve Yetersiz Okul İmkanları

Hem Hristiyan hem de laik ev okulu öğrencilerinin çoğunluğu, evde eğitimi seçmede birincil faktör olarak eğitim özgürlüğünü belirtmektedir. Aynı zamanda, ebeveynlerin %70'i devlet okullarının başarısız olduğuna inanmaktadır ve daha fazla seçenek sunulsa, evde eğitime yönelmektedir.

İçerik ve Süreç

Evde eğitimde, sınıfta harcanan zamanın ve belirli müfredat veya öğretim yöntemlerinin önemi vurgulanmamaktadır. Bunun yerine, öğrencinin bireysel ilgi alanlarına ve öğrenme hızına göre işlenen içerikler ön planda tutulmaktadır.

Sonuç

Evde eğitim, dünya genelinde eğitimde yaşanan büyük devrimlerden biridir. Devlet okullarına alternatif olarak tercih edilen bu sistem, ahlaki ve dini eğitim, daha bireyselleştirilmiş bir eğitim ve eğitim özgürlüğü gibi nedenlerle aileler tarafından benimsenmektedir. Türkiye'de ise henüz yasal düzenlemeler ve örnekler bulunmamaktadır, bu nedenle Amerika ve Avrupa ülkelerinden örnekler alarak evde eğitim sistemini uygularesak, daha özgür ve nitelikli eğitim imkanları sunabiliriz.

Türkiye'de evde eğitimin yasal düzenlemeleri nelerdir?

Türkiye'de Evde Eğitim Yasal Düzenlemeleri

Evde eğitim, dünya genelinde birçok aile tarafından tercih edilen ve özellikle devlet okullarına alternatif arayan aileler için önemli bir seçenek olarak görülmektedir. Ancak Türkiye'de evde eğitim ile ilgili yasal düzenlemeler henüz yeterli seviyede değildir. Bu konuda öncü ülkelerden örnekler alarak, Türkiye'de evde eğitim alanında yapılması gereken yasal düzenlemeler hakkında bir değerlendirme yapacağız.

Eğitimde Özgürlük ve Evde Eğitim
Milton Friedman'ın 1983'teki evde eğitim konferansındaki konuşmasında belirttiği gibi, eğitimde özgürlük büyüyen bir trenddir. Evde eğitim, Amerika, Kanada, Almanya, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerde yaygın olarak uygulanmakta ve yasal düzenlemelerle desteklenmektedir. Örneğin Amerika'da şu anda 1,5 milyon çocuk evde eğitim görmektedir.

Türkiye'de Yasal Düzenlemelerin Eksikliği
Türkiye'de ise evde eğitim konusunda henüz yeterli bilinç ve yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle Türkiye'de evde eğitim yaygınlaşmamış ve ebeveynlerin bu seçeneği değerlendirmesi zorlaşmıştır. Türkiye'de evde eğitim alanında yapılması gereken yasal düzenlemeler, yurt dışındaki örneklerden yola çıkarak belirlenebilir.

Amerika ve Avrupa Ülkelerindeki Yasal Düzenlemeler
Evde eğitim alanında Amerika ve Avrupa ülkelerinde yapılan yasalar, öncelikle eğitimde özgürlüğü desteklemekte ve ailelerin tercihlerine saygı göstermektedir. Örneğin, Amerika'da yapılan anketlerde ebeveynlerin %70'i devlet okullarının başarısız olduğuna inanmakta ve seçenekleri olsaydı evde eğitimi tercih edeceklerini belirtmektedir. Bu nedenle Amerika ve Avrupa ülkelerinde, evde eğitim veren ebeveynler için yasal düzenlemeler yapılmış ve bu eğitim şeklinin sürdürülmesi desteklenmiştir.

Türkiye'de Yapılması Gerekenler
Türkiye'de evde eğitim alanında yapılması gereken yasal düzenlemeler, öncelikle eğitimde özgürlüğü desteklemeli ve ailelerin evde eğitim tercihlerini kolaylaştırmalıdır. Ayrıca, evde eğitim veren ebeveynler ve çocuklar için uygun denetim mekanizmaları oluşturulmalı ve eğitim kalitesinin korunması sağlanmalıdır. Eğitimin sürekliliği ve sağlıklı işleyişi için evde eğitimin yasal çerçevesinin belirlenmesi, Türkiye'nin eğitim alanındaki gelişimine katkı sağlayacaktır.

Evde eğitim sağlayan ailelerin en büyük motivasyonları nelerdir?

Evde Eğitimde Ailelerin Motivasyonları

Dini veya Ahlaki Eğitim Verme Arzusu

Evde eğitimin en büyük nedenleri arasında 'dini veya ahlaki eğitim vermek' gösterilebilir. Yapılan anketlere göre, ebeveynlerin %94'ü bunun çok önemli veya gerekli olduğunu düşünmektedir. Aynı zamanda %16'sı belirli bir ahlaki/dini ortam sağlamak istediğini ifade etmiştir.

Akademik Eğitimde Memnuniyetsizlik

Ailelerin motivasyonlarında, diğer okullardaki akademik eğitimden memnuniyetsizlik de önemli bir yer tutmaktadır. Araştırmalara göre, ebeveynlerin %28'i bu konuda olumsuz düşüncelere sahiptir. Kötü deneyimler yaşayan aileler, çocuklarının eğitiminde evde eğitimi tercih etmektedir.

Bireyselleştirilmiş Eğitim İsteği

Ray tarafından yapılan araştırmada, evde eğitim gören ebeveynlerin %75'ı yerel okullarının sadece tek cinsiyetli sınıflar veya okullar sunmasını, %66'sı daha küçük sınıflar ve %55'i üstün zekalılar ve yetenekliler için hızlandırılmış öğrenme fırsatları sunmasını istediklerini belirtti. Bireyselleştirilmiş eğitim imkanlarını arayan aileler, evde eğitimi tercih etmektedir.

Eğitim Özgürlüğüne Duyulan Önem

Hem Hristiyan (%87) hem de laik ev okulu öğrencilerinin (%71) çoğunluğu, diğer yöntemlere göre evde eğitimi seçmede birincil faktör olarak eğitim özgürlüğünü belirtmektedir. Gelecekte, ailelerin eğitimde özgürlük isteği, evde eğitimin motivasyonları arasında önemli bir rol oynamaya devam edecektir.

Sonuç

Ebeveynlerin evde eğitime yönelik en büyük motivasyonlarını dini veya ahlaki eğitim verme arzusu, akademik eğitimde memnuniyetsizlik, bireyselleştirilmiş eğitim beklentisi ve eğitim özgürlüğüne duyulan önem olarak özetleyebiliriz. Bu motivasyonlar, evde eğitimin geleceğini şekillendirecek ve eğitimde özgürlüğe doğru büyüyen hareketin sürmesini sağlayacaktır.

Evde eğitim kaç yılında başladı?

Evde eğitim, özgün bir başlangıca sahip olan ve tarihsel süreç içerisinde ebeveynler ve çocuklar için alternatif bir eğitim yöntemi haline gelen bir uygulamadır. Bu eğitim biçimi ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde sınavlar ve örgün eğitim eleştirilerinin artmaya başlamasının ardından 1960'ları takip eden yıllarda gelişmeye başlamıştır. Bu dönemde sosyal hareketlerin de etkisiyle evde eğitim modeline geçiş özellikle de dini çevrelerden yoğun bir talep görmüştür.

Evde Eğitimin Öncüsü: John Holt

Evde eğitimin genel kabul görmesinde en büyük etkisi olan isimlerden biri John Holt'tur. 1970'li yıllarda çocukların kendi kendilerine öğrenmeyi sevdiği fikrini yayarak, eğitime farklı bir bakış açısı getirmiştir. Holt, geleneksel okul sisteminin çocukların öğrenme isteklerini körelttiğini ve okul dışında öğrenmenin olumlu bir alternatif olduğunu savunmuştur. Holt'un görüşleri doğrultusunda, 1977 yılında Amerika'da evde eğitim resmiyet kazanmıştır.

Evde Eğitimin Küresel Yayılımı

Evde eğitim, Amerika'da resmen başlatıldıktan sonra dünya genelinde yayılmaya başlamıştır. Ancak, her ülkede bu eğitim şeklinin yasal ve düzenleyici zorluklarla karşılaşmıştır. Örneğin, Almanya evde eğitimi tamamen yasaklarken, İngiltere çocukları için evde eğitim seçeneği olan aileleri desteklemektedir. Bu durumda, evde eğitime olan ilgi ve talep ülkeden ülkeye değişmektedir.

Evde Eğitimin Türkiye'deki Durumu

Türkiye'de evde eğitimin durumu ise farklıdır. Bu alanda yasal bir düzenleme bulunmamaktadır ve evde eğitim üzerinde daha fazla bilimsel araştırma ve değerlendirme yapılması gereklidir. Ancak, bu durum evde eğitime olan ilginin ve talebin olmadığı anlamına gelmez. Teknolojinin ilerlemesi ve online iletişim olanağının artmasıyla, evde veya online eğitim, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de alternatif bir eğitim yöntemi haline gelebilir.

Milton Friedman’ın Evde Eğitim Değerlendirmesi

Evde eğitimin önemli destekçilerinden biri olan Milton Friedman, 1983 yılında ilk evde eğitim konferansını düzenlemiştir. Friedman, evde eğitimin özellikle özgür eğitim konusunda büyük bir adım olduğunu söylemiştir. Ona göre, evde eğitimin verimliliği sınıfta geçirilen zaman ya da belirli bir müfredat programına bağlı olmamaktadır.

Sonuç olarak, evde eğitim 1960'ların sonlarına doğru Amerika Birleşik Devletleri'nde başlamış ve zamanla dünya genelinde yayılarak bir eğitim devrimi yaşanmasına neden olmuştur. Farklı ülkelerdeki durumları, uygulanma şekilleri ve sonuçları dahil olmak üzere evde eğitim hakkında daha fazla bilgi ve araştırma gereklidir. Eğitimin geleceği belirsiz olabilir ama evde eğitim, bu belirsizliği aşmak için bir anahtardır.

Türkiye'de evde eğitim sistemi var mı, yasal mıdır?

Türkiye'de evde eğitim sistemi hala belirsiz bir konudur ve yasal düzenlemesi bulunmamaktadır. Ancak, bu eğitim modelinin dünya genelinde büyüyen bir trend haline geldiği de bir gerçek. Amerika, Kanada, Almanya, Danimarka ve İngiltere gibi ülkelerde evde eğitim sıklıkla uygulanmaktadır. Fakat Türkiye'de evde eğitim konusunda yeterli bilgiye sahip olmayıp, bu alanın yasal düzenlemesinin olmadığı da bir gerçektir.

Evde eğitim sisteminin yasal olmaması Türkiye'de bu eğitim modelinin yeterince anlaşılmadığının ve henüz tam olarak kabul görmediğinin bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Ancak, dünyadaki eğilimleri ve evde eğitimin genel anlamda kişiye özgü ve bireysel bir öğrenim süreci oluşturabildiği göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'de de evde eğitim konusunda ilerlemeler olabileceği düşünülebilir.

Evde eğitim, ailelerin çocuklarının kişisel ve akademik gelişimine daha yakından katılabilmelerini sağlar. Bu durum, çocukların eğitiminde özgürlüğü ve esnekliği destekler. Ancak, evde eğitimin yaygınlaşabilmesi için yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğu da aşikardır.

Evde eğitim konusunda yapılan birçok araştırma, ailelerin ve ebeveynlerin bu eğitim modelini tercih etme nedenlerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, bu sebeplerin ve ihtiyaçların Türkiye'deki eğitim sistemi tarafından da dikkate alınması ve evde eğitimin yasal, pratik ve etkin bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

Bu konuda atılacak adımlar, Türkiye'de eğitim çeşitliliğini ve kalitesini artıracak ve çocukların bireysel öğrenme stil ve kapasitelerine daha fazla uyum sağlayacak bir eğitim sisteminin oluşmasına yardımcı olacaktır. Bu sayede, Türkiye'deki eğitim sistemi hem ulusal hem de uluslararası alanda daha rekabetçi hale gelebilir ve eğitimde özgürlük ve çeşitliliği destekleyen bir yapıya kavuşabilir.

Sonuç olarak, Türkiye'de evde eğitimin yasal olup olmadığı ve bu konuda ne gibi düzenlemelerin yapılması gerektiği, eğitim politikaları ve gelecek stratejileri açısından oldukça önemli bir konudur. Bu alanda yapılacak düzenlemeler ve atılacak adımlar, Türkiye'nin eğitim alanındaki çeşitliliği ve kalitesini artırmada büyük bir rol oynayabilir.

Lise seviyesinde evde eğitim uygulanabiliyor mu, yasalar nelerdir?

Lise seviyesinde evde eğitim uygulaması hakkında bilgi vermeden önce, evde eğitimin ne olduğunu ve neden önemli olduğunu belirtmekte fayda vardır. Evde eğitim, eğitimde gördüğümüz en büyük devrimlerden biridir ve uzun süre boyunca çocukların, ebeveynlerin ve ailelerin yaşamlarını değiştirmiştir. Ancak, dünyada evde eğitim uygulamaları yasalarla düzenlenmiştir, çünkü her ülkenin kendi eğitim politikalarına ve önceliklerine sahip olduğunu unutmamak önemlidir.

Lise seviyesinde evde eğitim uygulanabilmesi tamamen ülkenin eğitim yasalarına ve sisteminin yapısına bağlıdır. Türkiye'de evde eğitim, ilkokul düzeyinde kanunen kabul edilmiştir ancak lise seviyesinde bu uygulama tam anlamıyla yasal değildir. Türkiye'de evde eğitim alabilmeniz için en önemli koşul sağlık sorununuzun olmasıdır. Sağlık problemi olan öğrencilere, doktor raporu alınması koşulu ile Milli Eğitim Bakanlığıtarafından evde eğitim hakkı tanınmaktadır.

Türkiye'de mevcut yasa ve yönetmelikler gereği çocuklar, zorunlu temel eğitim çağında okula gitmek zorundadır. Bu nedenle, bu yaş grubundaki çocuklar için evde eğitimin hala belirsiz olduğunu söylemek mümkündür. Ancak lise seviyesindeki öğrenciler için durum farklıdır. Türkiye'de lise seviyesinde evde eğitim denildiğinde genellikle açık lise veya uzaktan eğitim anlaşılmaktadır.

Özetle, lise seviyesinde evde eğitim uygulanabilmesi için öncelikle bu konuda bir yasal düzenleme olması gerekmektedir. Türkiye'de bu konuda yasal bir düzenleme olmadığından, evde eğitim gören öğrencilerin sayısı oldukça sınırlıdır. Bu durum, evde eğitim hakkında bilgi sahibi olmayan ebeveyn ve öğrencilerin yanı sıra, evde eğitim hakkında bilgi sahibi olmayan ülke genelinde eksiklikleri ve zorlukları da ortaya çıkarmaktadır.

Sonuç olarak, Türkiye'de lise seviyesinde evde eğitimin uygulanabilirliği konusunda belirgin bir yasa ve düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu konuda daha fazla bilgi edinmek ve evde eğitimin olası yararları ve riskleri hakkında daha fazla farkındalık yaratmak için daha fazla araştırma ve inceleme gerekmektedir.

Ancak belirtmek gerekir ki, gelecek yıllarda, evde eğitimin yasal düzenlemelerine ve toplumda daha geniş kabul görmesine yönelik olumlu adımlar atılmasını umuyoruz. Elbette, bu adımların atılabilmesi için, evde eğitimin uygulanması ve ilerletilmesinde en önemli unsurlardan biri olan ebeveynlerin, eğitimcilerin ve diğer ilgili tarafların bilinçli ve bilgili olmaları gerekmektedir. Özellikle pandemi gibi küresel olayların insanların yaşamlarını ve eğitim sistemlerini derinden etkilediği bu dönemde, evde eğitimin önemi daha da artmaktadır ve bu nedenle konunun yasal ve uygulamalı boyutlarına daha fazla ilgi ve önem verilmesi gerekmektedir.

Evde eğitim ne zaman başladı?

Evde Eğitimin Kökenleri

Evde eğitim, insanlık tarihinin başlangıcından beri var olmuş bir eğitim yöntemidir. Milattan Önce yaşayan topluluklar, çocuklara avcılık, tarım, hayvancılık ve el sanatları gibi temel becerileri ev ortamında öğretmekteydiler. Bu eğitim süreci, aile büyükleri ve kabile üyeleri tarafından yürütülmekteydi.

Antik Dönemde Evde Eğitim

Antik Yunan ve Roma dönemlerinde de evde eğitim yaygın bir uygulamaydı. Özellikle soylu ailelerin çocukları, evlerinde özel öğretmenler (tutor) eşliğinde eğitim alırlardı. Dönemin eğitim sisteminde, felsefe, matematik, edebiyat ve müzik gibi alanlarda öğrenim görme önemliydi.

Orta Çağ ve Rönesans Dönemi

Orta Çağ boyunca evde eğitimin önemi azalmış olsa da, Rönesans dönemi boyunca yeniden canlanmıştır. Bu dönemde, Avrupa'da soylu ailelerin çocukları evde eğitimle bilimsel ve sanatsal alanlarda yetiştirilirken, Kuzey Amerika'da göç eden çocuklar da evde eğitim görmeye devam etmiştir.

19. ve 20. Yüzyılda Evde Eğitim

Modern evde eğitim anlayışı, 19. ve 20. yüzyıllarda önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu süreçte, John Holt ve Raymond Moore gibi eğitimciler, çocukların öğrenme süreçlerini daha iyi anlama ve onlara daha verimli eğitim sağlama amacıyla çalışmalar yapmıştır. Evde eğitimin faydaları ve etkili yöntemleri bu dönemde ortaya çıkmıştır.

Günümüzde Evde Eğitim

Günümüzde evde eğitim, dünya genelinde sürekli artan bir ivmeyle başlayan ve gelişen eğitim türü olarak görülmektedir. Özellikle modern teknolojinin ve internet araçlarının kullanılmasıyla evde eğitim, çocukların bilgiye ulaşma ve öğrenme süreçlerini ciddi anlamda kolaylaştırmıştır. İnternet, evde eğitimin başlamasında önemli bir role sahiptir ancak geleneksel evde eğitim anlayışı da halen popülerliğini korumaktadır.

Evde eğitim yasal mı?

Yasal Durum ve Resmi Kararlar

Evde eğitim, Türkiye'de anayasal hak olarak kabul edilmemektedir. Anayasa'nın 42. maddesi uyarınca, herkesin temel eğitimi almak zorunludur ve temel eğitim devletin gözetim ve denetimi altında, okullarda verilen eğitim ile gerçekleştirilir. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti anayasasına göre evde eğitim yasal değildir.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın İlgili Yönetmelikleri

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ilköğretim ve ortaöğretim okulları ile ilgili yönetmeliklerine göre de evde eğitim yasal değildir. MEB, evde eğitimi verecek olan öğretmenlerin ve evde eğitimi alacak olan öğrencilerin sınırlı birtakım haller dışında, belirli kurumlar vasıtasıyla eğitimlerini devam ettirmeleri gerektiğini düşünmektedir. Bu haller, öğrencinin sağlık durumunun okula devam etmeye müsait olmaması, öğrencinin yaşı gereği eğitiminin devletin gözetim ve denetimi altında sürdürülmesinin gerekmeme gibi durumlarda söz konusu olabilmektedir.

Özel Durumlar ve Haklar

Ancak, bazı durumlar evde eğitim hakkının devreye girdiği haller olarak kabul edilmektedir. Örneğin, sürekli hastalığı olan ya da hayati risk taşıyan öğrenciler, onaylanmış bir sağlık raporuyla evde eğitim talep edebilirler. Ayrıca, öğrencinin velisinin iş durumu veya diğer özel sebepler dolayısıyla devamlı olarak başka ülkelerde yaşaması gerektiren hallerde de evde eğitim almayı düşünmek mümkündür. Bu gibi süreçlerde, veli veya öğrenci, ilgili okul veya kurumla görüşerek, ihtiyaç duyulan yönetmelik ve prosedürler dâhilinde hareket etmelidir.

Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti anayasası ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgili yönetmeliklerine göre, evde eğitim yasal olarak kabul edilmemekte ve sınırlı özel durumlar dışında öğrencilere evde eğitim hakkı tanınmamaktadır. Bu nedenle, evde eğitim düşünen velilerin ve öğrencilerin, resmi kurumlar ve mevcut yönetmelikler doğrultusunda hareket etmesi gerekmektedir. Eğitimin devletin gözetim ve denetimi altında, okullarda gerçekleştirilmesi esas olarak kabul edilmekte ve bu durum, eğitim kalitesinden ödün vermeksizin ortak bir standart sağlamayı amaçlamaktadır.

Evde eğitimden kimler yararlanabilir?

Evde Eğitim Yararlanma Durumları

Evde eğitim, temel eğitim ihtiyaçlarının ev ortamında karşılandığı öğrenim sürecidir ve kimlerin yararlanabileceğine ilişkin olarak farklı durumları ele almak gerekmektedir.

Özel Eğitim Gereksinimi Olan Bireyler

Öncelikle, evde eğitimden yararlanabilecek öğrenci grubu, özel eğitim gereksinimi olan bireylerdir. Gelişim aşamasında belirli sebeplerle öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar için aileler, uzmanlarla birlikte evde eğitim sürecini planlayabilirler. Özel eğitim gereksinimi olan çocuklar, bireysel eğitim planı uygulanarak ev ortamında daha rahat öğrenme imkanına sahip olabilirler.

Kronik Hastalığı Olan Öğrenciler

Bir diğer durum ise kronik hastalığı olan öğrencilerdir. Sürekli hastalık, sakatlık veya engel sebebiyle eğitim kurumlarına devam etmekte zorlanan çocuklar, evde eğitim hizmetinden faydalanarak temel eğitimlerini tamamlayabilirler. Bu durumdaki çocuklara sunulan evde eğitim, hastalık sebebiyle devamsızlık yaşamasının önüne geçerek daha düzenli ve verimli bir şekilde öğrenmelerini sağlar.

Uzun Süreli Seyahat Eden Aileler

Uzun süreli seyahat yapan ailelerin çocukları için de evde eğitime başvurmak mümkündür. Günümüzde sayıları artan dijital gezgin aileler, evde eğitimle çocuklarının eğitim hayatına devam etmelerini sağlayabilmektedir. Bu sayede, çocukların eğitim sürekliliği sağlanırken, iş seyahati gibi nedenlerle ailelerinin yanında olabilme imkanına kavuşmaktadır.

Sonuç olarak, evde eğitim hizmeti özel eğitim gereksinimi olan bireyler, kronik hastalığı olan öğrenciler ve uzun süreli seyahat eden aileler gibi çeşitli durumlarda değerlendirilebilir ve çocukların eğitim hayatlarına katkı sağlayabilir.

Evde Eğitimin Avantajları Nelerdir?

1. İş ve aile hayatını daha iyi bir şekilde dengelemek.
2. Kişisel gelişim için daha fazla vakit.
3. Öğrenci daha seçici olabilecek ve kendi ilgi alanlarına göre öğrenme seçenekleri bulabilecek.
4. Öğrenciler daha fazla zaman ayırıp öğrendiklerini derinleştirebilecek.
5. İnternet ve teknoloji kullanımının artmasına olanak sağlamak.
6. Öğrencilerin çevreleriyle iletişim kurmasını kolaylaştırmak.
7. Öğrencilerin ev ortamında daha rahat öğrenme imkanı sunmak.
8. Ev ödevi ve derslere odaklanmadan öğrenmeyi teşvik etmek.
9. Öğrencilerin başarısının desteklenmesi.
10. Öğrencilerin derslerini evde kendileri yönetebilecekleri güvenli bir ortam sunmak.

Evde Eğitimin Dezavantajları Nelerdir?

1. Öğrencinin sınıf ortamındaki motivasyonunu arttırmak zor olabilir.

2. Öğrencinin başkalarının derslerinden etkilenmesini engellemek zor olabilir.

3. Öğrencinin dersleri başarılı bir şekilde tamamlaması için gerekli disiplinin sağlanması güç olabilir.

4. Evde öğrencinin ders için gereken bilgiye erişiminin kısıtlı olması.

5. Ebeveynlerin öğrencinin derslerine aşırı müdahil olmaları.

6. Öğrencinin çevresel etkenlerden nasıl etkilendiğini ve bu etkenlerin öğrencinin eğitimine nasıl etkilediğini anlaması zor olabilir.

7. Öğrencilerin kendi başlarına öğrenmeyi öğrenmesi zor olabilir.

Evde Eğitim Yöntemlerinden Hangileri Daha Etkilidir?

Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişebilir. Evde eğitim yöntemlerinin etkililiği, öğrencinin özelliklerine, öğrenme stillerine ve öğrenme ortamına bağlıdır. Örneğin, bazı öğrenciler kendilerini yalnız çalışmaktan daha mutlu hissederken, bazıları daha iyi iş birliği ve grup çalışmaları yaparak öğrenir. Bazı öğrenciler daha bireysel öğrenme yöntemleriyle öğrenebilirken, bazıları daha fazla etkilenirler. Dolayısıyla, etkili bir evde eğitim yöntemi, öğrencinin özelliklerine, ne ve öğrenme ortamına uygun olarak seçilmelidir.

Evde Eğitim Devrimi (Homeschooling) | IIENSTITU