Tarihte Bugün

Usta Yazar Anton Çehov Bugün Doğdu

Banu Cantekin
Güncellendi:
12 dk okuma
Bu görüntüde gözlüklü, kalın sakallı ve bıyıklı bir adam görülüyor. Doğrudan kameraya bakıyor ve ciddi bir ifadesi var. Gözlükleri yuvarlaktır ve sakalı düzgünce kesilmiştir. Işık görüntünün sol tarafından geliyor ve gözleri, burnu ve ağzı dahil olmak üzere yüz hatlarını vurguluyor. Koyu renk saçları geriye taranmış ve kulakları görünüyor. Adamın güçlü bir çene hattı ve belirgin bir çenesi var. Açık renkli bir gömlek giyiyor ve yüzü kameraya dönük.
EtkinlikTarihAyrıntılar
Doğum Tarihi29 Ocak 1860Taganrog, Rusya'da doğdu. Ailesinin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi.
Cerrah Olmaya Karar Verme1879Cerrah olmak için I. S. Sechenov Moskova Devlet Tıp Üniversitesi'ne girdi.
Profesyonel Yazar Olma1886Cerrahlığı bırakıp tam zamanlı yazar oldu. Suvorin’in gazetesinde yazılar yazmaya başladı.
Puşkin Ödülü Kazanma1888‘Alacakaranlıkta’ adlı kısa öyküsüyle 'yüksek artistlik değere sahip en iyi edebi ürün' dalında ödül aldı.
Baba Kaybı ve Yalta'ya Taşınma1898Babasını kaybettikten sonra Yalta'ya taşındı ve orada bir ev inşa etti.
Evlilik25 Mayıs 1901Oyuncu Olga Knipper ile evlendi.
Hastalığının AğırlaşmasıMayıs 1904Hastalığı ölümcül boyutlara ulaştı.
Ölüm15 Temmuz 190444 yaşında ölüyorum' diyerek hayatını kaybetti. Badenweiler, Almanya'da öldü.
Mezar YeriTemmuz 1904Naaşı Moskova'ya taşındı ve Novodeviçi Mezarlığı’nda babasının yanına defnedildi.
Eserlerin YayınlanmasıCerrahlık dönemi ve sonrasıTiBBi eğitimine devam ederken ve sonrasında birçok eser yayınladı.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Tarihte bugün doğan Rus yazar Anton Çehov, Rus edebiyatının öncü isimlerinden biridir. Kısa öyküleri ve yazdığı oyunlarıyla dünya klasikleri arasında kendine yer edinen usta yazar Anton Çehov’un asıl mesleği cerrahlıktır. Ancak yazma aşkı ağır basan Çehov, mesleğinden vazgeçerek tiyatro ve edebiyat dünyasında yankı bulan pek çok eserle adından söz ettirmiştir.

Dünya klasikleri yazarlarından Anton Pavloviç Çehov, tarihte bugün 29 Ocak 1860 tarihinde Rusya’nın güneyindeki liman şehri Taganrog’da, Büyük St. Anthony bayramında altı çocuklu ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Anton Çehov’un babası Pavel Yegorovich Çehov, günümüzde Ukrayna’nın Poltava Oblastı yakınlarındaki Vilkhovatka köyünde doğup büyüyen biriydi. Babası, köyde bakkal işletirdi. Ayrıca Anton Çehov’un babası ticaretten çok din ile haşır neşirdi. Din konusundaki baskıları yüzünden Anton Çehov bir dönem kilisede koroya katılarak ilahiler söyledi.

Annesi Yevgeniya, Rusya’da kumaş tüccarlığı yapan babasıyla yaptığı yolculuklarını çocuklara hikâye olarak anlatan biriydi. Bu yüzden Anton Çehov, “Bizim yeteneklerimiz babamızdan ama ruhumuz annemizden” demiştir. Çehov, Taganrog’daki Yunan Okulu ve Taganrog Gymnasium’da eğitim aldı. Ancak Taganrog Gymnasium’da aldığı Eski Yunanca dersinden geçemediği için 15 yaşındayken sınıfta kaldı.

1876 yılında Anton Çehov’un babası yeni bir ev için yaptığı harcamalarla birlikte bir müteahhitin onu dolandırması yüzünden dolayı iflas ederek borçlarından dolayı hapse girmemek için iki büyük oğlunun yanına Moskova’ya kaçmak zorunda kaldı. O sıralar büyük bir çöküntü içerisindelerdi. Anton Çehov, ailesine sahip çıkmak için ailesinin mallarını sattı fakat eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. 1879 yılında okulunu bitirdikten sonra Moskova’ya gitti ve I. S. Sechenov Moskova Devlet Tıp Üniversitesi’ne girdi. 1884 yılında tüberküloza yakalandı ve 1886 yılında ise nöbet geçirmeye başladı.

1898 yılında babasını kaybetmesinin üzerine Yalta’nın eteklerinde bir arsa alarak ev yapmış ve ailesiyle birlikte yaşamaya başlamıştı. A. Çehov, 25 Mayıs 1901 tarihinde eşi Olga Knipper ile evlendi. Yalta’da yaşayan Olga oyuncuydu ve oyunculuğa devam etmek için Anton Çehov ile birlikte Moskova’ya yerleşti. Takvim 1904 yılının Mayıs ayını gösterirken Anton Çehov’un hastalığı ölümcül boyutlara ulaşmıştı. Ama iki aylık ömrü kaldığından habersizdi. 15 Temmuz 1904 tarihinde Almanya’nın Badenweiler şehrinde eşi Olga’ya “Ich Sterbe (ölüyorum)” diyerek 44 yaşında iken son nefesini verdi. Daha sonra Anton Çehov’un naaşı demiryolu ile Moskova’ya taşındı ve Novodeviçi Mezarlığı’nda babasının yanına defnedildi. O, dünya klasiklerinin yazarlarından biriydi ve yaşamı boyunca birçok esere imza attı.



Dünya Klasikleri Yazarlarından Anton Çehov İlk Karalamaları

Anton Çehov, babasının Moskova’ya gitmesi üzerine bütün ailenin sorumluluğunu üstlendi. Sorumluluk onun üstünde olduğu için aileyi geçindirmesi gereken kişi o idi. Aynı zamanda bir yandan da okuması gerekiyordu. Bu yüzden ailesine bakmak ve harç ücretlerini ödemek için “Antoşa Çehonte” ve “Dalaksız Adam” takma isimleriyle kısa komik skeçler yazdı. Yazdıkları zamanla beğenildi ve Çehov hicivli tarihçi olarak ünlendi.

1886’nın ilk zamanlarında Alexey Suvorin’in sahibi olduğu St. Petersburg’daki Novoye Vremya gazetesinde yazar olarak çalışmaya başladı. O zamanlarda alacağı ücret de oldukça iyiydi ve Suvorin ile yakın arkadaş olmuşlardı. Gün geçtikçe Çehov’un edebiyatı da Rus halkı tarafından beğeniliyordu. 1888 senesinde Grigoroviç’in sayesinde “Alacakaranlıkta” adlı kısa öyküsüyle “yüksek artistlik değere sahip en iyi edebi ürün” dalında Puşkin Ödülü’nü aldı. Bu ödül onun edebi kimliğini öne çıkaran bir faktördü.

Anton Pavloviç Çehov’un Edebi Hayatı

1879 yılında liseyi bitirdikten sonra Anton Pavloviç Çehov, birçok dergiye abisinin yardımları sayesinde çok sayıda yazılar yazmaya başladı. Edebiyata derinden bağlıydı. Hatta kendisi de bu durumu şu şekilde ifade ederdi: “Hekimlik yasal karım, edebiyat ise metresim.” Üniversite döneminde yazdığı bu yazıları ise “Melbourne’nin Masalları” isimli kitabında bir araya getirdi. Tıp fakültesini bitirdikten sonra cerrah olarak çalışmaya başladı. Ancak edebiyata olan tutkusunun devam etmesi üzerine cerrahlık yaptığı sırada “Kaçak” ve “Cansız Ceset” adında iki tane kitap yayımladı.



Cerrah olmak onu çok yoruyordu ve edebiyatla ilgilenmeye zamanı kalmıyordu. Artık bir seçim yapması gerekti ve o seçimini edebiyattan yana kullandı. 1886 yılında Suvorin’in gazetesinde yazılar yazarken aynı zamanda “Alacakaranlıkta” eseriyle birlikte “Masum Sözler” eserini de yayımladı. Tabii ki her ne kadar cerrahlıktan ayrılsa da 1892 yılında salgın hastalıkların yayılması üzerine insanlara yardım etti. 1800’lü yılların sonlarında “Melihova” daki bir çiftlikte hayatını sürdürmeye başladı. Çiftlik hayatı yaşarken aynı zamanda edebiyatının zirvesindeydi Anton Çehov. 1894 yılında tüberküloz teşhisi konulduktan sonra Kırım’ın Yalta şehrine göç etti. Yalta’da Rus tiyatrosuyla ilgilenmeye başladı ve “Martı” oyunuyla Rus tiyatrosundaki gücünü herkese gösterdi. Yalta’ya taşındıktan sonra Lev Tolstoy ve Maksim Gorki ile tanıştı ve onlarla dost oldu.

Anton Çehov’un Tiyatro Oyunları

Anton Çehov’un yazdığı çok sayıda tiyatro eserlerinden günümüze sadece 1878 yılında ortaya çıkardığı “Platanov” kalmıştır. Mali Tiyatro’nun beğenmediği bu eser aslında içerisinde uzun diyalogların bulunduğu bir romandır. 1884 senesinde “Na Bolşoy Doroge”, 1886’da “O Vrede Tabaka” tiyatro dalında yazdığı eserlerdendir. Daha sonra 1887 yılında yazdığı “İvanov” ve “Orman Cini”, 1889 yılında kaleme aldığı melodram ve romantizmin ön planda olduğu “Leşi” adlı eserler Vanya Dayı’nın ortaya çıkmasında öncü olmuştur. Yine 1887 yılında “Kuğunun Şarkısı”, 1888’de “Lebedinaya Pesniya”, “Bir Evlenme Teklifi”, “Medved” ve “Predlozheniye”, 1889 yılında “Leşi”, “Tatyana Repina”, “TheWood Demon”  ile birlikte “Svadba”, 1891 yılında kaleme aldığı “Yubiley” diğer tiyatro eserlerindendir.

Orman Cini adını verdiği eserinin beklediği başarıya ulaşamaması sebebiyle Anton Çehov bir dönem tiyatrodan uzak kalmayı tercih etti. Bu dönemde ayrıca “Altıncı Koğuş” adında bir öykü yazmıştır. Daha sonra “Martı” adlı eserinin ikinci kez sahnelenmesi üzerine tiyatroya tekrar geri döndü.

Anton Çehov, tiyatro eserleriyle birlikte giderek ünlenmeye başladı ve ününü 1898 yılında Moskova Sanat Tiyatrosu’nda oynanan psikolojik-lirik tarzındaki “Martı” eseriyle kazandı. Çehov’a göre bu eseri bir komedya idi. Şöhrete kavuşmasından bir sene sonra yaşama uzaklık ile yaşamdaki ayrıcalığı ön plana çıkardığı “Vanya Dayı” adlı eserini yazdı. Bu eseri tiyatroda çok beğenilen bir eserdi. 1900 senesinde modern hayatın aslında ne kadar bunaltıcı olduğunu ve insanların istekleriyle birlikte arzularını konu olarak aldığı “Tri Sestri” yi dram tarzında yazdı ve ortaya çıkardı. 1903 yılında yazdığı “Visyovy Sad” adlı eseriyle de soyluluğun çöküşü ve yaşam değerleri ile kuşakların değerleri arasındaki tezatlığı ön plana çıkardı.

Anton Çehov’un Türkçe Olarak Yayımlanan Eserleri

Rus edebiyatının çığır açan ve dünya klasiklerinin sevilen yazarı Anton Çehov, tiyatroya bağlı olmasının yanı sıra edebiyatın en önemli simgelerindendi. Bu yüzden Anton Çehov’a ait eserlerden bazıları ülkemizde de okunmak üzere Türkçeye çevrildi. Bu eserler hangileri diyecek olursak;

  • Besleme (1994)

  • Korkulu Gece (1995)

  • Seçme Öyküler (1997)

  • Kara Keşiş (1999)

  • Toplu Eserler (2000)

  • Bütün Oyunları (2000)

  • Marangozun Köpeği Kaştanka (2001)

  • Martı (2001)

  • Vanya Dayı (2001)

  • Vişne Bahçesi (2001)

  • Üç Kız Kardeş (2001)

  • Teklif (2001)

  • Jübile (2001)

  • Düğün (2001)

  • Bir Taşralının Öyküsü (2002)

  • Bütün Oyunları (2 Cilt, 2002)

  • Bütün Öyküleri (8 Cilt, 2002)

  • Asma Katlı Ev (2003)

  • Hikâyeler (2005)

Tarihte bugün doğan dünya klasikleri yazarlarından Anton Çehov, 19. Ve 20. Yüzyılda başarılara ulaşarak dünya edebiyatına çok sayıda eser bırakarak bu dünyadan göçmüştür. Ayrıca hala Anton Çehov, dünyaca eserleri en çok oynanan yazarlardan biri olarak kabul edilmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Dünya klasikleri yazarlarından Anton Çehov kimdir?

Dünya klasikleri yazarlarından Anton Çehov, tarihte bugün 29 Ocak 1860 tarihinde Rusya’nın güneyindeki liman şehri Taganrog’da, Büyük St. Anthony bayramında altı çocuklu ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. Anton Çehov’un babası Pavel Yegorovich Çehov, günümüzde Ukrayna’nın Poltava Oblastı yakınlarındaki Vilkhovatka köyünde doğup büyüyen biriydi.Annesi Yevgeniya, Rusya’da kumaş tüccarlığı yapan babasıyla yaptığı yolculuklarını çocuklara hikâye olarak anlatan biriydi.

Anton Çehov’un tiyatro eserleri nelerdir?

Anton Çehov’un yazdığı çok sayıda tiyatro eserlerinden günümüze sadece 1878 yılında ortaya çıkardığı Platnov kalmıştır. 1884 senesinde Na Bolşoy Doroge, 1886’da O Vrede Tabaka” tiyatro dalında yazdığı eserlerdendir. 1887 yılında Kuğunun Şarkısı, 1888’de Lebedinaya pesnya, Bir Evlenme Teklifi, Medved ve Predlozhenie, 1889 yılında Leşi, Tatyana Repina, The Wood Demon ile birlikte Svadba, 1891 yılında kaleme aldığı Yubiley diğer tiyatro eserlerindendir.

Anton Çehov’un asıl mesleği nedir?

Anton Çehov’un asıl mesleği cerrahlıktır. Tıp fakültesini bitirdikten sonra cerrah olarak çalışmaya başlamıştır. Ancak edebiyata olan tutkusu sebebiyle bir seçim yapmak zorundaydı, o seçimini de edebiyattan yana kullandı.

Anton Çehov'un edebi kariyerine başlarken hangi takma isimleri kullandı?

Anton Çehov'un Takma İsimleri

Rus edebiyatının öncü isimlerinden olan Anton Çehov, 29 Ocak 1860 tarihinde doğmuştur. Asıl mesleği cerrah olan Çehov, aşık olduğu yazma sanatına adanmıştır ve bu alanda pek çok eserle adından söz ettirmiştir. Yaşamı boyunca birçok esere imza atan usta yazar Anton Çehov, edebi kariyerine başlarken hangi takma isimleri kullandı?

Ailesine Destek Sağlama Amacıyla Başvurduğu Takma İsimler

Çehov'un babası iflas etmesi üzerine aileyi geçindirmek amacıyla edebiyat dünyasına adım atan Anton Çehov, aynı zamanda harç ücretlerini ödemek için yazılar yazmaya başladı. İlk yayınlarına başvururken, ailesinin geçimini sağlamak amacıyla ve özgün bir kimlik yaratmak için takma isimler kullandı.

Takma İsim Kullanımının Nedenleri

Anton Çehov, özellikle yazılarını yayınlatırken takma isimler kullanmayı tercih etti. Bu tercihin nedenleri arasında, o dönemde Rusya'da yaygın olan sansür ve devlet baskısından kaçınmak olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, kullandığı takma isimler sayesinde Çehov, ticari başarı ve popülariteyi kendine çekmeyi hedefliyordu.

Anton Çehov'un Kullandığı Bazı Takma İsimler

Çehov'un kariyerinin başında kullandığı takma isimlerin başında 'Antoşa Çehonte' gelir. Bu isimi sıklıkla hafif ve eğlendirici yazılarında kullanmıştır. Başka bir takma isim olarak ise 'Mani'yi kullanmıştır.. Bu isimi ise daha politik ve eleştirel yazıları için tercih etmiştir.

Sonuç olarak, Anton Çehov'un edebi kariyerine başlarken kullandığı takma isimler arasında 'Antoşa Çehonte' ve 'Mani' gibi isimler bulunmaktadır. Bu takma isimleri kullanarak yazdığı eserler sayesinde Rus edebiyatının öncü isimlerinden biri olan Çehov, dünya klasiklerine adını yazdırmayı başarmıştır.

Çehov, hangi eseriyle Puşkin Ödülü'nü kazandı?

Anton Çehov ve Puşkin Ödülü

Ünlü Rus yazar Anton Pavloviç Çehov, 1860 yılında Taganrog'da doğdu. Asıl mesleği cerrahlık olan Çehov, yazma aşkıyla mesleğinden vazgeçerek edebiyat alanında başarılı eserlere imza attı. Çehov, özellikle kısa öyküleri ve yazdığı oyunlarla dünya klasikleri arasında yer aldı.

Çehov'un Ödül Kazanan Eseri

Çehov'un başarıları arasında Puşkin Ödülü'nü kazandığı eseri de bulunmaktadır. Geçmekte olan günlerin ardından, Puşkin ödülü Üçleme adlı öyküleriyle kazanılan, Anton Çehov'un eserleri 'Martı', 'Vanya Dayı' ve 'Vişne Bahçesi' gibi oyunların yanı sıra dünya çapında tanınmış olmuştur.

Eğitim ve Kariyer Başlangıcı

Çehov, eğitim hayatını Taganrog'daki Yunan Okulu ve Taganrog Gymnasium'da aldığı eğitimle sürdürdü. Ancak bir süreliğine eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. 1879'da Moskova'ya giden Çehov, I. S. Sechenov Moskova Devlet Tıp Üniversitesi'ne girerek eğitimine devam etti. 1884 yılında tüberküloza yakalandı ve 1886'da nöbet geçirmeye başladı.

Yazarlık Hayatı ve Evlilik

1898 yılında babasını kaybeden Çehov, aynı yıl Yalta'da bir arsa alarak ailesiyle yaşamaya başladı. 25 Mayıs 1901 tarihinde Olga Knipper ile evlendi ve eşi oyunculuğa devam etmek için Çehov ile birlikte Moskova'ya yerleşti. Ancak 1904 yılında hastalığı ilerleyen Çehov, iki ay sonra 15 Temmuz'da 44 yaşında hayatını kaybetti.

Sonuç

Anton Çehov, 29 Ocak 1860'ta dünyaya gelmiş klasik Rus edebiyatının öncü yazarlarından biridir. Puşkin Ödülü'nü Üçleme adlı öyküleriyle kazanan Çehov, eserleri ve yaşamıyla önemli bir yere sahiptir. Tüm zorluklara rağmen yazma aşkını sürdüren ve dünya çapında tanınan eserlere imza atan Anton Çehov, Rus edebiyatının önemli simalarından biri olarak anılır.

Anton Çehov'un özellikle ilgilendiği sosyal sorunlar nelerdir?

Anton Çehov'un İlgilendiği Sosyal Sorunlar

Rus edebiyatının öncü isimlerinden olan Anton Çehov, asıl mesleği cerrahlık olmasına rağmen yazma aşkıyla pek çok tiyatro ve edebiyat eseri kaleme almıştır. Çehov, yaşadığı dönemin sosyal sorunlarına duyarlı bir yazar olup, eserlerinde bu konulara sıklıkla yer vermiştir.

Eşitsizlik Ve Yoksulluk

Çehov'un özellikle ilgilendiği sosyal sorunların başında eşitsizlik ve yoksulluk gelmektedir. Kendi ailesinin yaşadığı ekonomik zorluklar sayesinde bu sorunlara yakından tanık olan yazar, bu konuları eserlerinde ele almış ve okuyuculara aktarmıştır. Özellikle köy ve taşrada yaşayan insanların yaşam koşulları, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim gibi konular, Çehov'un hikâyelerinde sıkça rastlanan temalardandır.

Ahlaki Çöküş Ve İlgisizlik

Bunun yanı sıra, Çehov döneminin toplumunda yaşanan ahlaki çöküş ve insanlar arası ilgisizliğe dikkat çekmiştir. İnsan ilişkilerindeki yozlaşma ve ahlaki değerlerin yitirilmesi, Çehov'un yazdığı oyunlar ve hikâyelerde önemli bir yer tutmaktadır. Eserlerindeki karakterler, çoğunlukla çağın bu olumsuz etkilerinden nasibini almış, mutsuz ve yalnız kişilerdir.

Kadınların Rolü Ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Anton Çehov'un ilgilendiği bir diğer sosyal sorun ise kadınların toplumdaki rolü ve toplumsal cinsiyet eşitliğidir. Çehov'un eserlerinde kadın karakterlere önemli roller vererek, dönemindeki kadının konumunu ve yaşadığı zorlukları anlatmıştır. Bu sayede, yazar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konularına dikkat çekmeye çalışmaktadır.

Sonuç olarak, Rus yazar Anton Çehov, yaşadığı dönemin sosyal sorunlarına oldukça duyarlı bir yazardır. Eserlerinde eşitsizlik, yoksulluk, ahlaki çöküş, ilgisizlik ve kadınların toplumdaki rolü gibi konuları ele alarak, okuyucularını toplumsal sorunlara karşı bilinçlendirmeye çalışmıştır. Bu yönüyle, Çehov'un edebiyatı, hem dönemiyle ilişkilendirilebilir nitelikte olup hem de günümüzde hâlâ güncelliğini korumaktadır.

Anton Çehov ailesinin dini konusunda ne tür baskılar yaşamıştır?

Anton Çehov ve Ailesinin Dini Baskılarla Mücadelesi

Rus yazar Anton Çehov, Rus edebiyatının öncü isimlerinden olup dünya klasikleri arasında kendine yer edinmiştir. Asıl mesleği cerrahlık olan Çehov, yazma tutkusu sayesinde tiyatro ve edebiyat dünyasında başarılı eserlere imza atmıştır. Bu başarılı yazarın yaşamında dini konularda ailesinin yaşadığı baskılar oldukça etkili olmuştur.

Ailesel Köken ve Baskılar

Anton Çehov, 29 Ocak 1860 tarihinde Taganrog'da altı çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Çehov'un babası Pavel Yegorovich Çehov, köyde bakkal işleten ve din ile yoğun ilgili biriydi. Bu dini ilgi nedeniyle Anton Çehov da kilisenin korosunda yer alarak ilahiler söylemek zorunda kalmıştır. Annesi Yevgeniya ise çocuklara hikâyeler anlatarak ailenin kültürel yaşantısına katkı sağlamıştır. Anton Çehov'un edebi yeteneği ise annesinden etkilendiği düşünülmektedir.

Eğitim Hayatı ve Sonrası

Çehov, Taganrog'daki Yunan Okulu ve Taganrog Gymnasium’da eğitim aldı. Gymnasium'da 15 yaşında Eski Yunanca dersinde başarısız olunca okulda sınıfta kalmıştır. Daha sonra babasının iflası ve Moskova'ya kaçması nedeniyle ailenin sorumluluğunu üstlenen Anton Çehov, eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmıştır. Moskova'ya giderek tıp eğitimi alan Çehov, 1884 yılında tüberküloza yakalanmış ve 1886 yılında nöbet geçirmeye başlamıştır.

Aile İçi Dini Baskılar ve Sonuçları

Anton Çehov, ailesinin dini baskıları nedeniyle kilisede koroya katılmış ve bu süreçte müzik ve şarkı yazma yeteneğini geliştirerek dini konularda yazdığı eserlerle adından söz ettirmiştir. Ancak bu dini baskılar, Çehov'un eğitim hayatına ve sonrasında edebi kariyerine ciddi anlamda zarar vermiştir.

Bir edebiyat ve tiyatro ustası olarak kabul edilen Anton Çehov, ailesinin dini baskılarına rağmen yeteneklerini geliştirmeye devam etmiş ve dünya klasikleri arasına girmeyi başarmıştır. Bu başarı, yazarın ailevi kökenlerine ve yaşadığı baskılara rağmen yeteneğini konuşturabilmesine örnek teşkil etmektedir.

Sonuç olarak, başarılı Rus yazar Anton Çehov'un yaşamında ailesinin dini baskıları etkili olmasına rağmen, yazar bu durumu mücadele ederek üstün yeteneği ile ün kazanmayı başarmıştır. Bu, dini baskıların ve aile sorumluluğunun zorluklarına rağmen yeteneğin önemli olduğunu gözler önüne sermektedir.

Çehov'un eğitim hayatında yaşadığı zorluklar nelerdir ve bu süreçte hangi takma isimlerle yazılar yazmıştır?

Anton Çehov'un Eğitim Hayatındaki Zorluklar
Anton Çehov, yazın dünyasına damga vuran bir isim olsa da eğitim hayatı pek de kolay geçmemiştir. Taganrog Gymnasium'daki eğitimi sırasında Eski Yunanca dersinden geçemeyerek 15 yaşında sınıfta kalması, yaşadığı eğitim hayatındaki zorluklardan belki de en belirgini olmuştur. Bu sürecin ardından, ailesinin ekonomik zorlukları da Çehov'un eğitiminin kesilmesine yol açmıştır.

Çehov'un Eğitimi ve Sorumlulukları
1876 yılında yaşananları, babasının dolandırılması sonucu iflas etmesi ve borçlarından ötürü hapse girmemek amacıyla Moskova'ya kaçması, Çehov'un hayatında sarsıcı bir dönemin başlangıcını işaret eder. Geride kalan ailesinin sorumluluğunu üstlenen Çehov, bu dönemde eğitim yaşamına ara vermek zorunda kalmıştır. Ancak, okulu bitirme hedefinden vazgeçmeyen Çehov, bu süre zarfında hem ailesinin geçimini sağlamak hem de öğrenimine devam etmek adına büyük sıkıntılar yaşamıştır.

Çehov'un Takma İsimleri ve Yazıları
Çehov'un ailesine bakmak ve okul harcını ödemek için sıkışık dönemlerinde 'Antoşa Çehonte' takma isimini kullanarak öyküler yazdığı bilinir. İlk hikayelerinde genellikle bu isimle yer alan Çehov, bu dönemde yaşadığı deneyimlerin yazılarına da ilham vermiştir. Yani, bir yandan zor şartlarda eğitimine devam ederken diğer yandan da yazılarına devam etme çabası göstermiştir.

Sonuç olarak, Anton Çehov'un eğitim hayatı, zorluklarla dolu olmasına karşın onun yazın alanındaki yeteneklerini geliştirmesine imkan sağlamıştır. 'Antoşa Çehonte' ismiyle yazdığı hikayeler, yaşadığı zorlukları ve bu süreçte edindiği deneyimleri aktarmasına yardımcı olmuştur.

Anton Çehov'un tüberküloz teşhisi sonrasında yaşamı ve edebi kariyeri nasıl etkilenmiştir?

Rus yazar Anton Çehov, tüberküloz teşhisi sonrasında yaşamı ve edebi kariyeri ciddi anlamda etkilenmiştir. Her ne kadar 1884 yılında tüberküloza yakalanmış olmasına rağmen, hızla ilerleyen hastalığı kariyerini etkilememiştir. Ancak, 1886 yılında ilk nöbetini geçirdiğinde, hastalığının ciddiyeti kendini göstermiştir. Bunun yanı sıra, söz konusu dönemde Çehov'un yaşamını önemli ölçüde etkileyen başka faktörler de vardı. Babasının borçları nedeniyle Moskova'ya kaçmak zorunda kalması ve ailenin tüm yükünün genç yazarın omuzlarına binmesi, hem yaşam kalitesini düşürmüştür hem de Çehov'u ailesinin geçimini sağlamak için farklı işlerle meşgul olmaya zorlamıştır.

Yine de, Çehov'un edebi kariyeri bu zorluklara rağmen gelişmeye devam etmiştir. Hasta yatağında bile hikayeler yazmayı sürdüren yazar, bu dönemde en ünlü eserlerinden bazılarını kaleme almıştır. Üstün bir dayanıklılık ve azim örneği gösteren Çehov, hastalığı ile mücadelesi sırasında yaşadıklarını eserlerine yansıtmış ve bu sayede okurlarına hayatın acı-tatlı gerçeklerini aktarmayı başarmıştır. Ancak, tüberkülozun ilerleyişi sonucunda 1904'te genç yaşta hayatını kaybetmiştir.

Özellikle Çehov'un son yıllarında kaleme aldığı eserler, gelecek vaat eden bir kariyerin trajik bir şekilde sona ermesinin acı verici örneği olmuştur. Ölümünün ardından, onun yazdığı tüm eserler klasik olmuş ve dünya edebiyatına önemli bir katkı sağlamıştır. Tüberküloz, Çehov'un hayatını kesinlikle etkilemiş ve kariyeri üzerinde belirgin bir etki bırakmıştır. Ancak, bu hastalık aynı zamanda onun yazılarını derin bir insanlık perspektifi ile donatarak edebi mirasını zenginleştirmiştir. Çehov'un hastalığının etkisi, onun eserlerinin içeriği ve tonu üzerinde de belirgindir. Bunlar, yaşadığı zorlukları ve duygusal zorlukları anlatan, kendi kişisel deneyimlerinden beslenen eserlerdir.

Anton Çehov ne zaman ve nerede doğdu?

Anton Çehov, 1860 yılında Rusya'nın Moskova eyaletinde, Taganrog kasabasında doğdu.

Anton Çehov'un hayatında önemli olaylar nelerdir?

1. Anton Çehov, 1859'da Moskova'da doğdu.
2. Çehov Moskova Devlet Üniversitesi'nde Tıp Fakültesi'nden mezun oldu.
3. Çehov, 1884'te yayınlanan ilk hikâyesi olan Güvercinci ile ünlü oldu.
4. 1886'da Çehov, Moskova'daki Ahilik Dram Tiyatrosu'nda sahne yazarı olarak çalışmaya başladı.
5. 1898'de Çehov, Moskova'nın başındaki ünlü tiyatro olan Art Theater'a gitti ve tiyatroda çalışmaya başladı.
6. 1904'de Çehov, sırtında kronik bronşit tanısı ile yüzmeye gitti.
7. 1905'te Çehov, yayınlanmış ve kendisi tarafından yazılmış olan Çürük Elma adlı romanını yayınladı.
8. 1908'de Çehov, Büyük Güvercinci adlı kitabını yayınladı.
9. 1910'da Çehov, kalp hastalığından öldü ve ölümünün ardından Moskova'daki Novodevichy Mezarlığı'na gömüldü.

Anton Çehov'un ölümünden sonraki etkisi nedir?

Anton Çehov'un ölümünden sonraki etkisi, onun tiyatro oyunlarının ve hikayelerinin dünya çapında tanınmasına ve takdir görmesine yol açmıştır. Çehov'un ölümünden sonra, Modern drama dalında pek çok tiyatro oyunu yazılmaya başlanmış ve dünya çapında övgüler almıştır. Çehov'un hikayeleri de çok sayıda ülkede takdir görmüştür. Ayrıca, ölümünden sonra, Çehov'un adının tiyatroda kullanılan çeşitli sanat tekniklerine verilmesi de etkisini arttırmıştır.