Hepimiz farklı kültürleri ve dilleri keşfetmeyi severiz, değil mi? Yeni bir dil öğrenmek sadece yeni kelimeler değil, aynı zamanda yeni düşünce biçimleri ve bakış açıları demektir. İspanyolca, dünyanın dört bir yanında konuşulan ve melodik yapısıyla kulaklara hoş gelen bir dil. Eğer İspanyolca'yı sıfırdan öğrenmeye hevesliyseniz, doğru yerdesiniz!
Neden İspanyolca?
İspanyolca, yaklaşık 21 ülkede resmi dil olarak kabul edilir. Bu da onu dünya çapında en çok konuşulan dillerden biri yapar. İspanyolca bilmek, aşağıdaki avantajları sağlar:
Kültürel Zenginlik: İspanyol edebiyatı, sineması ve müziği ile tanışabilirsiniz.
İş Fırsatları: Uluslararası firmalarda iş imkanları artar.
Seyahat Kolaylığı: İspanya'dan Arjantin'e kadar pek çok ülkede rahatça iletişim kurabilirsiniz.
İspanyolca'nın Temelleri
Alfabe ve Telaffuz
İspanyolca'da 29 harf bulunur. Latin alfabesini kullandığı için harfler bize yabancı değildir. Ancak bazı özel seslere dikkat etmek gerekir:
1- Ñ/ñ: "Ny" sesi verir. Örneğin, "niño" (ninyyo) çocuk demektir.
2- LL/ll: Genellikle "y" olarak okunur. "Lluvia" (yuvia) yağmur anlamına gelir.
3- J/j: "H" gibi okunur. "Jardín" (hardin) bahçe demektir.
Temel Kelimeler ve İfadeler
Selamlaşma ve Vedalaşma
Hola (Ola): Merhaba
¿Qué tal? (Ke tal): Nasılsın?
Bien, ¿y tú? (Biyen, i tu): İyiyim, ya sen?
Adiós (Adios): Hoşçakal
Hasta mañana (Asta manyana): Yarın görüşürüz
Nazik Sözler
Por favor (Por favor): Lütfen
Gracias (Gracias): Teşekkürler
Lo siento (Lo siento): Üzgünüm
Perdón (Perdon): Afedersiniz
Kendini Tanıtma
Me llamo Ayşe. (Me yamo Ayşe): Benim adım Ayşe.
Soy de Turquía. (Soy de Turkiya): Türkiye'denim.
Tengo 25 años. (Tengo veinticinco años): 25 yaşındayım.
Trabajo como profesor. (Trabaho komo profesor): Öğretmen olarak çalışıyorum.
Sorular ve Cevaplar
¿Hablas inglés? (Ablas ingles): İngilizce konuşuyor musun?
- Sí, hablo inglés. (Si, ablo ingles): Evet, İngilizce konuşuyorum.
- No, no hablo inglés. (No, no ablo ingles): Hayır, İngilizce konuşmuyorum.
- ¿Dónde está la estación? (Donde esta la estasyon): İstasyon nerede?
- Está allí. (Esta ayi): Orada.
Sayılar ve Günler
Sayılar (0-10)
1- Cero (Sero): Sıfır
2- Uno (Uno): Bir
3- Dos (Dos): İki
4- Tres (Tres): Üç
5- Cuatro (Kuatro): Dört
6- Cinco (Sinko): Beş
7- Seis (Seis): Altı
8- Siete (Siete): Yedi
9- Ocho (Oço): Sekiz
10- Nueve (Nueve): Dokuz
11- Diez (Diyes): On
Günler ve Aylar
Günler:
Lunes (Lunes): Pazartesi
Martes (Martes): Salı
Miércoles (Miércoles): Çarşamba
Jueves (Hueves): Perşembe
Viernes (Viernes): Cuma
Sábado (Sábado): Cumartesi
Domingo (Domingo): Pazar
Aylar:
Enero (Enero): Ocak
Febrero (Febrero): Şubat
Marzo (Marzo): Mart
Abril (Abril): Nisan
Mayo (Mayo): Mayıs
Junio (Hunio): Haziran
Julio (Hulio): Temmuz
Agosto (Agosto): Ağustos
Septiembre (Septiembre): Eylül
Octubre (Octubre): Ekim
Noviembre (Noviembre): Kasım
Diciembre (Diciembre): Aralık
Günlük Hayatta Kullanılan İfadeler
Alışverişte
¿Cuánto cuesta esto? (Kuanto kuesta esto): Bu ne kadar?
Es muy caro. (Es muy karo): Çok pahalı.
¿Puedo pagar con tarjeta? (Puedo pagar kon tarheta): Kredi kartıyla ödeyebilir miyim?
Me lo llevo. (Me lo yevo): Bunu alıyorum.
Restoranda
La carta, por favor. (La karta, por favor): Menü lütfen.
¿Tiene platos vegetarianos? (Tiene platos vehetarianos): Vejetaryen yemekleriniz var mı?
¡Está delicioso! (Esta delisioso): Lezzetli!
Una botella de agua, por favor. (Una botella de agua, por favor): Bir şişe su lütfen.
Otelde
Tengo una reserva. (Tengo una reserva): Rezervasyonum var.
¿Hay Wi-Fi gratuito? (Hay wifi gratuitö): Ücretsiz Wi-Fi var mı?
Necesito más toallas. (Necesito mas toayas): Daha fazla havluya ihtiyacım var.
Quiero hacer el check-out. (Kiyero aser el çek-aut): Çıkış yapmak istiyorum.
Basit Zamirler ve Fiiller
Zamirler
Yo: Ben
Tú: Sen
Él/Ella: O
Nosotros/Nosotras: Biz
Vosotros/Vosotras: Siz
Ellos/Ellas: Onlar
Önemli Fiiller
Ser: Olmak (kalıcı durumlar için)
Estar: Olmak (geçici durumlar için)
Tener: Sahip olmak
Hablar: Konuşmak
Ir: Gitmek
Örnek Cümleler:
Yo soy estudiante. (Yo soy estudiante): Ben öğrenciyim.
Ella está en casa. (Eya esta en kasa): O evde.
Tenemos hambre. (Tenemos ambre): Açız.
Telaffuz İpuçları
V harfi genellikle B gibi okunur. "Vino" (bino): Şarap
Z harfi S sesi verir. "Zapato" (sapato): Ayakkabı
C harfi, E ve I harflerinden önce "S" gibi okunur. "Cielo" (sielo): Gökyüzü
Sık Kullanılan İfadeler
¡Bienvenido! (Biyenvenido): Hoş geldin!
¡Feliz cumpleaños! (Feliz kumpleaños): Doğum günün kutlu olsun!
¡Buena suerte! (Buena suerte): İyi şanslar!
Mini Diyaloglar
Alışverişte
Müşteri: ¿Cuánto cuesta este libro? (Bu kitap ne kadar?)
Satıcı: Cuesta diez euros. (On euro.)
Müşteri: ¿Tiene descuento? (İndirimi var mı?)
Satıcı: Lo siento, no hay descuento. (Üzgünüm, indirim yok.)
Restoranda
Garson: ¿Qué desea ordenar? (Ne sipariş etmek istersiniz?)
Müşteri: Una ensalada y una sopa, por favor. (Bir salata ve bir çorba lütfen.)
Garson: Enseguida. (Hemen.)
Kültürel Notlar
Siesta: İspanya'da öğleden sonra kısa uykuya yatmaya verilen isimdir.
Tapas: Küçük porsiyonlarda servis edilen atıştırmalık yiyeceklerdir.
Flamenco: Geleneksel İspanyol dansı ve müzik türüdür.
İspanyollar hakkında birkaç bilgi:
Dakiklik konusunda rahatlar: Randevulara genellikle biraz geç kalabilirler.
Sosyal ve konuşkanlar: Sohbet etmeyi ve yeni insanlarla tanışmayı severler.
Aileye önem verirler: Aile bağları güçlüdür.
İspanyolca Öğrenirken Dikkat Edilecekler
Pratik yapmak şarttır: Ne kadar çok pratik yaparsanız, o kadar hızlı ilerlersiniz.
Dinleme alıştırmaları yapın: İspanyolca şarkılar ve podcast'ler dinleyin.
Kendinizi kaptırın: İspanyolca filmler izleyin, İspanyol arkadaşlar edinin.
Özetle
İspanyolca, sıcak ve canlı bir dil olarak bize yeni kapılar açar. Temel ifadelerle başlayarak kısa sürede iletişim kurmaya başlayabilirsiniz. Önemli olan sabırlı olmak ve öğrenmekten keyif almaktır. Yeni bir dil, yeni bir dünyadır. Hadi, bu dünyayı birlikte keşfedelim!
¡Hasta luego! (Görüşürüz!)
¿Podrías mostrarme el camino al hotel, por favor?
Otelin yolunu gösterebilir misiniz, lütfen?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿podrías mostrarme el camino al hotel, por favor?
Türkçe: Özür dilerim, bana otelin yolunu gösterebilir misiniz, lütfen?
Quisiera reservar una habitación individual.
Tek kişilik bir oda rezerve etmek istiyorum.
Örnek Diyalog: Al llegar al mostrador del hotel, mencioné al recepcionista: Quisiera reservar una habitación individual para esta noche, por favor.
Türkçe: Otele vardığımda resepsiyona şunları söyledim: Bu gece için bir tek kişilik oda rezerve etmek istiyorum, lütfen.
¿Incluye el desayuno en el precio de la habitación?
Oda fiyatına kahvaltı dahil mi?
Örnek Diyalog: Al hacer el check-in en el hotel, pregunté amablemente a la recepcionista: ¿Incluye el desayuno en el precio de la habitación?
Türkçe: Otele giriş yaparken, resepsiyonist hanıma nazikçe sordum: Oda fiyatına kahvaltı dahil mi?
¿Puede recomendarme algunos restaurantes típicos por aquí?
Burada bana bazı tipik restoranlar önerebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿puede recomendarme algunos restaurantes típicos por aquí donde pueda probar comida local auténtica?
Türkçe: Özür dilerim, burada gerçek yerel yemekleri deneyebileceğim bazı tipik restoranlar önerebilir misiniz?
Me gustaría alquilar un coche.
Bir araba kiralamak istiyorum.
Örnek Diyalog: Disculpe, me gustaría alquilar un coche para mi estancia en la ciudad.
Türkçe: Özür dilerim, şehirdeki konaklamam sırasında bir araba kiralamak istiyorum.
¿Cuál es la mejor manera de llegar al museo?
Müze'ye en iyi nasıl gidilir?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿cuál es la mejor manera de llegar al museo desde aquí?
Türkçe: Özür dilerim, buradan müzeye en iyi nasıl gidilir?
¿A qué hora abre el parque?
Park kaçta açılıyor?
Örnek Diyalog: Clara preguntó con entusiasmo: ¿A qué hora abre el parque? Quiero planificar nuestro picnic lo antes posible.
Türkçe: Clara heyecanla sordu: Park kaçta açılıyor? Pikniğimizi olabildiğince erken planlamak istiyorum.
¿Cuánto cuesta una entrada para el concierto?
Bir konser bileti ne kadar?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿cuánto cuesta una entrada para el concierto?
Türkçe: Özür dilerim, konser bileti ne kadar?
¿Hay alguna guía turística que hable español?
İspanyolca konuşan bir turist rehberi var mı?
Örnek Diyalog: Mientras miraba el mapa del museo, Juan se acercó a la recepción y preguntó: ¿Hay alguna guía turística que hable español?
Türkçe: Müze haritasına bakarken Juan resepsiyona yaklaştı ve sordu: İspanyolca konuşan bir tur rehberi var mı?
Me perdí, ¿puede ayudarme a volver a la plaza principal?
Kayboldum, ana meydana nasıl geri dönebileceğimi bana söyleyebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Con un mapa en la mano y una expresión confundida, se acercó al lugareño y preguntó con cortesía: Me perdí, ¿puede ayudarme a volver a la plaza principal?
Türkçe: Elde bir harita ve kafası karışık bir ifadeyle yerli bir kişiye yaklaşıp nazikçe sordu: Kayboldum, ana meydana nasıl geri dönebilirim, bana yardım eder misiniz?
Necesitaría cambiar dinero, ¿dónde hay una casa de cambio?
Para bozdurmak istiyorum, döviz bürosu nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: Perdón, necesitaría cambiar dinero, ¿dónde hay una casa de cambio?
Türkçe: Özür dilerim, para bozdurmam gerekiyor, döviz bürosu nerede?
¿Podría decirme el horario de trenes hacia Barcelona?
Barselona'ya giden trenlerin saatlerini bana söyleyebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿podría decirme el horario de trenes hacia Barcelona?
Türkçe: Özür dilerim, bana Barselona'ya olan tren saatlerini söyleyebilir misiniz?
¿Dónde puedo comprar una tarjeta SIM local?
Yerel bir SIM kart nereden alabilirim?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿dónde puedo comprar una tarjeta SIM local?
Türkçe: Özür dilerim, yerel bir SIM kart nereden satın alabilirim?
¿Cuál es el plato típico de esta región?
Bu bölgenin tipik yemeği nedir?
Örnek Diyalog: Al sentarnos en aquel pintoresco restaurante, me dirigí al camarero preguntando con interés: ¿Cuál es el plato típico de esta región?
Türkçe: O pitoresk restorana oturduğumuzda, garsona ilgiyle yaklaşıp sordum: Bu bölgenin tipik yemeği nedir?
¿Me podría tomar una foto, por favor?
Bana bir fotoğraf çekebilir misiniz, lütfen?
Örnek Diyalog: Mientras sostenía su sombrero contra la brisa marina, se giró hacia un amable transeúnte y dijo: ¿Me podría tomar una foto, por favor?
Türkçe: Deniz meltemine karşı şapkasını tutarken, yanındaki nazik bir yoldan geçene dönerek dedi ki: Bana bir fotoğraf çeker misiniz, lütfen?
¿Puede explicarme cómo usar el sistema de transporte público?
Toplu taşıma sistemini nasıl kullanacağınızı bana açıklayabilir misiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿puede explicarme cómo usar el sistema de transporte público?
Türkçe: Özür dilerim, toplu taşıma sistemini nasıl kullanacağımı açıklar mısınız?
¿Hay alguna oferta para tours de la ciudad?
Şehir turları için herhangi bir teklif var mı?
Örnek Diyalog: Al llegar al mostrador de información turística, pregunté: ¿Hay alguna oferta para tours de la ciudad?
Türkçe: Turistik bilgi masasına vardığımda sordum: Şehir turları için herhangi bir teklif var mı?
¿Qué playa me recomendaría visitar?
Hangi plajı ziyaret etmemi önerebilirsiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, soy nuevo en la ciudad, ¿qué playa me recomendaría visitar?
Türkçe: Özür dilerim, şehre yeni geldim, hangi plajı ziyaret etmemi tavsiye edersiniz?
¿Sabe dónde puedo conseguir buen marisco?
İyi deniz ürünleri nereden bulabilirim biliyor musunuz?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿sabe dónde puedo conseguir buen marisco?
Türkçe: Özür dilerim, iyi deniz ürünleri nereden bulabileceğimi biliyor musunuz?
¿Hay algún espectáculo de flamenco esta noche?
Bu akşam herhangi bir flamenko gösterisi var mı?
Örnek Diyalog: Mientras buscábamos un lugar para cenar en Sevilla, me acerqué al camarero y le pregunté: ¿Hay algún espectáculo de flamenco esta noche?
Türkçe: Sevilla'da akşam yemeği yiyebileceğimiz bir yer ararken, garsona yaklaşıp ona sordum: Bu akşam herhangi bir flamenko gösterisi var mı?
¿A qué hora se pone el sol en esta época del año?
Bu yılın bu zamanında güneş kaçta batıyor?
Örnek Diyalog: Conversando con un lugareño, Ana preguntó emocionada, ¿A qué hora se pone el sol en esta época del año?
Türkçe: Yerel biriyle sohbet ederken, Ana heyecanla sordu, Bu mevsimde güneş kaçta batıyor?
Me siento mal, ¿dónde hay una farmacia?
Kendimi kötü hissediyorum, en yakın eczane nerede?
Örnek Diyalog: Estaba caminando por el centro cuando de repente me di cuenta que me siento mal, ¿dónde hay una farmacia?
Türkçe: Şehir merkezinde yürüyordum ki birden kendimi kötü hissettiğimi fark ettim, en yakın eczane nerede?
Quiero ir de excursión, ¿qué ruta me aconseja?
Doğa yürüyüşüne çıkmak istiyorum, hangi rotayı önerirsiniz?
Örnek Diyalog: Emocionado por conocer la naturaleza de la región, le pregunté al guía local: Quiero ir de excursión, ¿qué ruta me aconseja?
Türkçe: Bölgenin doğasını keşfetmek için heyecanlıydım, yerel rehbere sordum: Doğa yürüyüşü yapmak istiyorum, hangi rotayı önerirsiniz?
¿Es seguro caminar por aquí en la noche?
Burada geceleyin yürümek güvenli mi?
Örnek Diyalog: Mientras miraba alrededor de las calles oscuras, Marta le preguntó al policía local: ¿Es seguro caminar por aquí en la noche?
Türkçe: Karanlık sokaklara bakınıyordu, Marta yerel polise sordu: Burada geceleri yürümek güvenli mi?
¿Podría darme un mapa de la ciudad?
Şehrin haritasını bana verebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿podría darme un mapa de la ciudad para poder orientarme mejor?
Türkçe: Özür dilerim, daha iyi bir şekilde yol bulabilmem için bana bir şehir haritası verebilir misiniz?
Me gustaría aprender sobre la historia local, ¿hay algún tour histórico?
Yerel tarih hakkında bilgi edinmek istiyorum, herhangi bir tarihi tur var mı?
Örnek Diyalog: Me gustaría aprender sobre la historia local, ¿hay algún tour histórico que pueda tomar?
Türkçe: Yerel tarihi öğrenmek istiyorum, katılabileceğim tarihi bir tur var mı?
¿Dónde puedo probar vino local?
Yerel şarabı nerede tadabilirim?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿dónde puedo probar vino local?
Türkçe: Özür dilerim, yerel şarabı nerede tadabilirim?
¿Cuánto tiempo se tarda en llegar a pie a la catedral?
Katedrale yürüyerek kaç dakika sürer?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿cuánto tiempo se tarda en llegar a pie a la catedral desde aquí?
Türkçe: Özür dilerim, buradan katedrale yürüyerek ne kadar sürede ulaşılır?
¿Qué actividades gratuitas se pueden hacer en la ciudad?
Şehirde hangi ücretsiz aktiviteler yapılabilmektedir?
Örnek Diyalog: Me acabo de mudar a este lugar y me gustaría saber, ¿qué actividades gratuitas se pueden hacer en la ciudad?
Türkçe: Buraya yeni taşındım ve merak ediyorum, şehirde ücretsiz olarak yapılabilecek hangi aktiviteler var?
¿Cuándo es el mercado al aire libre?
Açık hava pazarı ne zaman?
Örnek Diyalog: Mamá, ¿sabes cuándo es el mercado al aire libre para comprar frutas y verduras frescas?
Türkçe: Anne, açık hava pazarının taze meyve ve sebze almak için ne zaman olduğunu biliyor musun?
¿Podría ayudarme a cargar mi tarjeta de transporte?
Toplu taşıma kartımı yüklememde bana yardımcı olabilir misiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, señor, ¿podría ayudarme a cargar mi tarjeta de transporte en la máquina? No estoy familiarizado con el sistema.
Türkçe: Özür dilerim beyefendi, ulaşım kartımı makinaya yüklememde bana yardımcı olabilir misiniz? Sisteme aşina değilim.
¿Cuánto debería dar de propina en un restaurante?
Bir restoranda ne kadar bahşiş vermem gerekiyor?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿sabes cuánto debería dar de propina en un restaurante?
Türkçe: Özür dilerim, bir restoranda ne kadar bahşiş vermem gerektiğini biliyor musun?
¿Puede llamarme un taxi?
Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿puede llamarme un taxi para ir al aeropuerto, por favor?
Türkçe: Afedersiniz, lütfen benim için havaalanına gitmek üzere bir taksi çağırabilir misiniz?
¿Este plato lleva algún tipo de carne?
Bu yemekte herhangi bir tür et var mı?
Örnek Diyalog: ¿Este plato lleva algún tipo de carne? Estoy tratando de seguir una dieta vegetariana.
Türkçe: Bu yemekte herhangi bir çeşit et var mı? Vejetaryen bir diyet uygulamaya çalışıyorum.
¿Hay descuentos para estudiantes en los museos?
Müzelerde öğrencilere indirim var mı?
Örnek Diyalog: Mientras planeábamos el itinerario turístico, Ana preguntó a la guía: ¿Hay descuentos para estudiantes en los museos?
Türkçe: Turistik rotayı planlarken, Ana rehbere sordu: Müzelerde öğrenci indirimi var mı?
¿Dónde puedo encontrar una buena paella?
Nerede iyi bir paella bulabilirim?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿dónde puedo encontrar una buena paella por aquí?
Türkçe: Özür dilerim, burada iyi bir paella nerede bulabilirim?
¿Cómo está el clima para mañana?
Yarın hava nasıl olacak?
Örnek Diyalog: ¿Has visto las noticias, cómo está el clima para mañana?
Türkçe: Haberleri gördün mü, yarın hava nasıl olacak?
¿Dónde se alquilan bicicletas por aquí?
Burada bisiklet nereden kiralanır?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿sabes dónde se alquilan bicicletas por aquí?
Türkçe: Özür dilerim, burada bisiklet kiralama yerini biliyor musun?
¿Qué espectáculos culturales hay esta semana?
Bu hafta hangi kültürel etkinlikler var?
Örnek Diyalog: Juan preguntó con interés a la recepcionista del hotel: ¿Qué espectáculos culturales hay esta semana?
Türkçe: Juan otel resepsiyonistine ilgiyle sordu: Bu hafta hangi kültürel etkinlikler var?
¿Este tren hace parada en el aeropuerto?
Bu tren havaalanında duruyor mu?
Örnek Diyalog: ¿Este tren hace parada en el aeropuerto? Preguntó ansiosamente Marco al revisor, ya que temía llegar tarde a su vuelo.
Türkçe: Bu tren havaalanında duruyor mu? diye sordu Marco kontrolöre; çünkü uçuşuna geç kalma korkusu vardı.
¿Cómo puedo llegar a la costa desde aquí?
Buradan kıyıya nasıl gidebilirim?
Örnek Diyalog: Disculpa, ¿sabes cómo puedo llegar a la costa desde aquí?
Türkçe: Özür dilerim, buradan sahile nasıl gidebileceğimi biliyor musun?
¿Tiene algún paquete turístico para parejas?
Çiftler için herhangi bir tur paketiniz var mı?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿tiene algún paquete turístico para parejas?
Türkçe: Özür dilerim, çiftler için herhangi bir tur paketiniz var mı?
¿Dónde se encuentra la oficina de información turística?
Turist bilgi bürosu nerede bulunuyor?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿dónde se encuentra la oficina de información turística en la ciudad?
Türkçe: Özür dilerim, şehirde turist bilgi ofisi nerede bulunuyor?
Quiero enviar una postal, ¿dónde puedo comprar sellos?
Bir kartpostal göndermek istiyorum, pulları nereden alabilirim?
Örnek Diyalog: Disculpe, quiero enviar una postal, ¿dónde puedo comprar sellos?
Türkçe: Özür dilerim, bir kartpostal göndermek istiyorum, pulları nereden alabilirim?
¿Puede recomendarme un buen lugar para bailar salsa?
Bana iyi bir salsa dansı yapabileceğim bir yer önerebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Disculpe, ¿puede recomendarme un buen lugar para bailar salsa?
Türkçe: Özür dilerim, bana iyi bir salsa dans edebileceğim bir yer önerebilir misiniz?
¿Qué medidas de seguridad debo tener en cuenta?
Hangi güvenlik önlemlerini göz önünde bulundurmalıyım?
Örnek Diyalog: Antes de irme de vacaciones, le pregunté al policía: ¿Qué medidas de seguridad debo tener en cuenta para proteger mi casa?
Türkçe: Tatilde ayrılmadan önce polise sordum: Evimi korumak için hangi güvenlik önlemlerini göz önünde bulundurmalıyım?
¿Hay alguna zona de acampada por la zona?
Bu bölgede kamp yapılacak bir yer var mı?
Örnek Diyalog: Mientras miraba el mapa, Marta se giró hacia Luis y preguntó: ¿Hay alguna zona de acampada por la zona?
Türkçe: Haritaya bakarken, Marta Luis'e dönerek sordu: Bu bölgede herhangi bir kamp alanı var mı?
Quisiera una mesa con vistas al mar, ¿es posible?
Denize bakan bir masa rica edecektim, mümkün mü?
Örnek Diyalog: Al llegar al restaurante costero, le dije al camarero con entusiasmo: Quisiera una mesa con vistas al mar, ¿es posible?
Türkçe: Sahil restoranına vardığımda, garsona heyecanla şöyle dedim: Deniz manzaralı bir masa istiyorum, mümkün mü?
¿Cuál es el mejor lugar para ver el atardecer?
Gün batımını en iyi nereden izleyebilirim?
Örnek Diyalog: Mirando el mapa de la ciudad, le pregunté a un transeúnte: ¿Cuál es el mejor lugar para ver el atardecer?
Türkçe: Şehir haritasına bakarak bir yoldan geçene sordum: Gün batımını izlemek için en iyi yer neresidir?
¿Hay algún festival local esta semana?
Bu hafta herhangi bir yerel festival var mı?
Örnek Diyalog: Permíteme preguntar al conserje, ¿hay algún festival local esta semana?
Türkçe: Bana izin ver, kapıcıya sormama izin ver; bu hafta yerel bir festival var mı?