Nedir?

Sürrealizm Nedir? Sürrealizmde Kullanılan İfade Teknikleri

Gökben Biler
Güncellendi:
16 dk okuma
Sürrealizm Nedir? Sürrealizmde Kullanılan İfade Teknikleri
KonuAçıklamaÖrnek
SürrealizmBilinçaltının ve ruhun kendini ortaya koymasına izin veren bir sanat akımıdır.André Breton'un eserleri
Birinci Dünya SavaşıDünya tarihinde önemli bir dönüm noktası, sanatsal ve edebi akımlara sebep oldu.Fütürizm, Dadaizm, Kübizm akımları
André BrétonFransız yazar, Sürrealizm akımının kurucusu.Sürrealizm Manifestosu
Otomatik YazıBilincin devre dışı bırakılarak bilinçaltının kendini su üstüne çıkarabilmesi için icat edilen bir yazım tekniği.Breton'un eserlerinde bulunur
SürrealistlerBu akımın peşinden giden veya bu akımı somutlaştıran sanatçılar.René Crevel, Benjamin Péret, Robert Desnos
DadaizmMantığa karşı sanat anlayışıyla doğmuş bir akım.Tristan Tzar'ın eserleri
Sürrealizmin EtimolojisiFransızca 'super' ve 'réel' kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiştir. Türkçede gerçek dışı, gerçeküstü anlamına gelir.-
PsikanalizSigmund Freud'un çalışmaları, Sürrealizmin temellerinde önemli bir yer tutar.Freud'un rüya analizleri
Sürrealist EserlerResim, mimari, söz ya da şiirle bilinçaltının serbest bırakılmasının örnekleri.Salvador Dali'nin resimleri
Yeni Anlam ArayışıBüyük Savaş sonrası insanlar ruhlarını besleyecek yeni edebi ve sanatsal akımlar yaratma ihtiyacı hissettiler.Sürrealizm, Dadaizm gibi sanatsal arayışlar
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Avrupa’da 1914 yılında başlayıp tüm dünyaya yayılan Birinci Dünya Savaşı, ülkelerin kaderlerinin değiştiği çok önemli bir dönüm noktası oldu. Siyasi, toplumsal ve ekonomik alanlarda büyük değişimleri tetikledi. İnsani boyutta ise büyük yıkımlara sebep oldu. 1918 yılına kadar devam eden “Büyük Savaş” sonrasında endüstri, teknoloji, bilim alanlarında yapılan atılımlarla yeni bir dünya inşa etmeye başlayan insanlık bir taraftan da manevi açıdan maruz kaldığı boşluğu ve açlığı da belirgin şekilde hissetmeye başladı.

Bunalıma düşen, yeni anlam arayışına giren insanlar ruhlarını besleyecek yeni edebi ve sanatsal akımlar yaratmaya başladı. İnsanlık fütürizm, dadaizm, kübizm gibi akımlarla ruhlarını ve psikolojilerini iyileştirip savaşın neden olduğu manevi çöküşü onarma arayışına girdi.

Sürrealizm (gerçeküstücülük) akımının kurucusu olan Fransız André Bréton tıp ve psikiyatri alanında eğitim almış bir yazardı. Önce dönemin edebiyatçıları Louis Aragon ve Philippe Soupault ile bir araya gelerek bir dergi çıkardı ve sürrealizm akımının temellerini attı. 1920 yılında Paris’te, mantığa karşı sanat anlayışında olan dadaizm akımının kurucusu Tristan Tzar ile ortak çalıştılar. Bir süre sonra dadaistlerden ayrıldı ve onlardan farklı bir duruşla 1924 yılında sürrealizm akımının ilk manifestosunu yayınladı. Fransız edebiyatçılar René Crevel, Benjamin Péret, Robert Desnos, Georges Sadoul, Paul Éluard ve Antonin Artaud bu yeni akımın ilk üyeleri oldular.

Sürrealizm Ne Demek?

Sürrealizm; yazıyla, şiirle, sözle ya da resim, mimari gibi farklı diğer anlatım yöntemleriyle akıl ile düşüncenin müdahalesine maruz kalmadan ve hiçbir kural, değer ya da geleneğe bağlı olmadan bilinçaltının ve ruhun kendini ortaya koymasına izin veren bir sanat akımıdır. Bir tür ruhsal otomatizmdir.

Sürrealizm kelimesi, Fransızca “super” ve “réel” kelimelerinin birleşmesiyle türetilmiştir. Türkçede gerçek dışı, gerçeküstü anlamına gelen “gerçeküstücülük” terimi karşılığı ile kullanılmaktadır.

Sürrealizm akımının babası Breton ilk manifestosunda Sigmund Freud’un psikanaliz alanında yaptığı çalışmaları temel alarak buldukları yeni bir yazım tekniğini sundu. “Otomatik yazı” isimli bu teknik, bilincin devre dışı bırakılarak bilinçaltının kendini su üstüne çıkarabilmesi için icat edilmişti.

Bu yazım tekniğinde, yazar eline kâğıt ve kalemi alarak mümkün olduğunca düşüncelerini, şimdiye kadar öğrendiklerini, yargılarını ve bilincini kapatır. Böylece kendini aradan çeker. Yani bilincini pasif duruma atar. Kaleminin ucuna gelen her şeyi düşünmeden çabucak yazar. Düşünmeden, düzeltmeden ve durmadan yazar. Ben ne yazdım, nasıl bir cümle kurdum, imla kurallarına uydum mu gibi kaygı ve düşüncelerden tamamen uzak bir şekilde aklın kontrolünden kaçarak yazısını tamamlar. Noktalama işaretlerini hiç kullanmaz. Çünkü her türlü düşünce ve kurallara uyma arzusu bilinci devreye alacak, bilinçaltının kendini su yüzüne çıkarmasına engel olacaktır. 
Ortaya çıkan sonuç, gerçeküstü bir yapıttır.



Bu teknikle yazılan yazılar mantığın eleştirilerine ya da toplumda kabul görmüş geleneklere, estetik ya da ahlaki değerlendirilmelere tabi tutulmaz. Breton’un bu tekniği uygulayarak yazdığı ilk kitabı “Manyetik Çayırlar” olmuştur.

Breton’un 1929 yılında yayımladığı “ikinci sürrealizm manifestosu”nda siyasi eylemlerin içinde olma gerekliliğini savunan akı¬m arkadaşlarını eleştirmiş, sanatçı yaratıcı¬lığının özgün ve ideolojilerden arınmış olması gerektiğini savu-nmuştur.

İkinci dünya savaşının çıkmasıyla birçok sanatçı Avrupa’dan New York’a gitti böylece sürrealizm akımı da Amerika’ya göç etmiş oldu. Avrupa’daki örgütlü sürrealizm akımının ikinci dünya savaşı itibariyle bittiği görüşü yaygın olsa da günümüzde halen devam eden etkisini moda, dekorasyon, sinema, mimarlık, illüstrasyon, fotoğrafçılık, reklamcılık ve pazarlama gibi alanlarda hala görmek mümkündür.

Sürrealizm Akımın İlkeleri

Sürrealizm akımında;

  • Bilinci mümkün olduğunca devre dışı bırakarak içten geldiği gibi, özgür çağrışımla yazmak en temel yazım tekniğidir.

  • Sanatçılar Freud’un psikanaliz çalışmalarından etkilenmişlerdir.

  • İnsan varlığının bilinmeyen yönleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu akıma göre gerçek, insan duyularının algılayabildiğinden çok daha derindir.

  • Akla karşı çıkılır, bilinçaltının aslında bilince hâkim olduğu savunulur. 

  • Bilinçaltının karmaşık ve gizemli dünyasının hayata ve sanata aksettirilmesi hedeflenmiştir.

  • Asıl gerçekliğin ne olduğunu sorgulanmış, gerçekliğin henüz keşfedilmemiş bölgelerine ulaşmak için rüya, hipnotizma, sarhoşluk gibi yöntemlere başvurulmuştur.

  • Edebiyatta noktalama işaretleri kullanılmaz. Sürrealizm akımı her türlü kurala karşıdır.

  • Sürrealistler, diğer edebî akımların, gelenekselleşmiş bütün sanat kurallarının karşısındadır. Bu kurallarla alay ederler. 

  • Sürrealizm akımına göre, sanatçı bir “yaratıcı” değildir. Sadece öz benliğine ulaşıp oradaki gerçekleri yansıtan otomatik bir aracıdır.

  • Sürrealizm akımına göre sanat, bir maharetlerini gösterme metodu değil, büyüklerin oynadığı bir oyundur.

Sürrealizm Akımında Kullanılan İfade Teknikleri

Sürrealistler tarafından en çok kullanılan edebi ifade teknikleri “mizah”, “otomatik yazı”, “rüya”, “harikulade”, “çılgınlık” ve “çocukluğa dönüş” tür.

Mizah: Gülmek eyleminin insanı özüne yaklaştırdığını savunan sürrealistler, yapıtlarında mizah, espri ve alay etmeyi bolca kullanmıştır. Mizah kullanımında asıl amaç, inançları ve değerleri oluşturan toplumsal kural ve geleneklerin hakimiyetine son vermektir.

  • Otomatik Yazı: Kuralların, değerlerin ve öğrenilmiş her şeyin ötesine geçerek bilinçaltını devreye almak, insan gerçekliğinin şimdiye kadar keşfedilmemiş köşelerine girebilmek için uygulanan yazım tekniğidir. Yazarın eline kalem ve kâğıdı alarak kuralsızca, durmadan, yazılanları düzeltmeden, içinden aktığı gibi yazmasıdır.

  • Rüya: Sürrealistler uyurken görülen rüyaların uyanıkken yaşanan gerçeklerden daha gerçek olduğunu savunur. Rüyalar, bilincimizin bastırdığı gerçeklerin bilinçdışından yansıyan sembolleridir. Rüyalarda yalan, riya, menfaat vs. yoktur. Ayrıca hayatın çirkin gerçeklerinden kaçış yeridir. Sigmund Freud’un rüyalar üzerindeki araştırmaları ve “Düşlerin Yorumu” adlı kitabı sürrealistleri etkilemiştir.

  • Harikulade: Harikulade, sürrealistler için bilincin kabul ettiği gerçeklerin dışında kalan hayal, fantezi, gizem dünyasıdır. Mantığı, zekayı ve kuralları aşma, olağanüstüye kavuşma eylemidir. 

  • Çılgınlık: Sürrealistler delilik, dengesizlik, sarhoşluk ve paranoya gibi aklın kontrolünü ortadan kaldıran durumlar ile yakından ilgilenmişlerdir. Bu durumlar arzulanan şekilde şuurun boşalmasına ve asıl benliğin ortaya çıkarılmasına zemin hazırlar. Tüm bunlar normal, mantıklı, dengeli bir insan için anlamsız, saçma ve çılgınca olarak sıfatlandırılır.

  • Çocukluğa Dönüş: İnsan hayatının en özgür, en gerçek, en serbest döneminin çocukluk dönemi olduğuna inanan sürrealistler çocukluk dönemine büyük özlem besler. Çocuk gözünden bakma yöntemini eserlerinde kullanmışlardır.

Sürrealizm ve Edebiyat

Sürrealizm akımının dünya edebiyat sanatındaki başlıca temsilcileri ve eserleri;

  • Andre Breton (1896-1966)

Fransız yazar, şair ve kuramcısı. Sürrealizmin kurucusu.
Eserleri: Yitik Adımlar, Sürrealist Manifestolar, Meşru Savunma, Özgür Birleşme, Ak Saçlı Tabanca, Suyun Havası, Gerçeküstücülük Nedir, Yaşayan Yapıtlarında Gerçeküstücülük, Suçüstü, Kırların Anahtarı Dindarlık Tepesi, Manyetik Çayırlar, Kaybolan İzler, Eriyen Balık, Serbest Bağlar, Ak Saçlı Tabanca, Yıldızlı Şato.

  • Paul Eluard (1895-1952)

Çağdaş Fransız şiirinin önde gelen isimlerinden biridir. Eserleri: Ölmeden Ölmek, Acının Başkenti, Açık Kitap, Şiir ve Gerçek, Politik Şiirler, Halk Gülü, Yaşamağa Değer.



  • Louis Aragon (1897-1982)

Çağdaş Fransız edebiyatı temsilcisi şair ve yazar. 
Eserleri: Sevinç Ateşi, Kutsal Hafta, Gerçek Dünya, Paris Köylüleri, Elsa'sız Paris Benim İçin Bir Hiçtir, Büyük Acı, Şahane Yolcular, Sürekli Hareket, Kibar Semtler

  • Philippe Soupault (1897-1990)

Fransız şairi ve yazarı. Sürrealizmin kurucularından.
Eserleri: Akvaryum, Rüzgâr Gülü, Zenci, Georgia, Büyük Adam, Şarkılar, Westwego, Paris’in Son Geceleri.

  • Pierre Réverdy (1889-1960)

Fransız şairi. 
Eserleri: Ferraille, Poèmes en Prose, Le Livre de mon Bord, La Lucarne Ovale, Les Ardoises du Toit.

  • Benjamin Péret (1899-1959)

Fransız şairi. 
Eserleri: Uyumak, Uyumak Taşlarda, Ölümsüz Hastalık, Transatlantik Yolcusu, Büyük Oyun.

  • Robert Desnos (1900-1945)

İngiliz şair ve yazar. 
Eserleri: Uykusuzluk, Zenginlikler, Aşk Haritası, Ölümler ve Kalıp Değiştirmeler, Bedenler ve Güzeller.

  •  Jacques Prévert (1900-1977)

Fransız yazar ve şairi. 
Eserleri: Tuhaf Dram, Sisler Rıhtımı, Cennetin Çocukları, Gecenin Kapıları, Son Ümit. 

Türk edebiyatında ise sürrealist akımının temsilcileri “İkinci Yeni” şairlerinden İlhan Berk, Oktay Rıfat Turgut Uyar, Ece Ayhan, Orhan Veli Kanık, Edip Cansever ve Melih Cevdet Anday’dır.

Sürrealizm ve Moda

Hayal ve fantezi dünyası hem modanın hem de sürrealizm akımının beslendiği kaynaklar olduğundan iki kavram da birbirinden ilham almıştır. İlk olarak sürrealizm akımının en önemli temsilcilerinden olan Salvador Dali, modacı Elsa Shiaparelli ile ortak çalışmışlardır. Schiaparelli’den sonra Paul Klee, Max Ernst ve Meret Oppenheim gibi sürrealist sanatçılardan ilham alarak ya da onların eserlerine gönderme yaparak koleksiyonlar oluşturan diğer tasarımcılar; Cecil Beaton, Erwin Blumenfeld ve, Franco Moschino, Devastee, Pedro Lourenço, Vivienne Westwood, Pierre Cardin, Alexander McQueen, Jean-Charles de Castelbajac, Francis Montesinos, Gaultier, Iris Van Herpen’dir. 

Sürrealizm ve Sinema

İspanyol yönetmen Luis Buñuel’in, Salvador Dali ile beraber senaryosunu oluşturduğu “Bir Endülüs Köpeği” ve “Altın Çağ” filmleri bu akımın sinema sanatı üzerinde etkilerinin görüldüğü ilk filmler olmuştur. Günümüzde Darren Aronofsky (Siyah Kuğu), Christopher Nolan (Inception), David Lynch (İkiz Tepeler), Lars Von Trier (Deccal) gibi yönetmenlerin gerçeküstü sembollerini ve tekniklerini kullanarak çektikleri filmler bu akımın örneklerindendir. Bu filmlerdeki ortak yönler; zamanlama karmaşası, karmaşık olay örgüsü, geniş hayal gücü, uyumsuz kavramların bir araya getirilmesi, sembollerin ve metaforların bolca kullanılması olmuştur.

Sürrealizm ve Resim

Resim sanatında Chirico’nun eserleriyle başlayan bu akımın etkileri özellikle Salvador Dali, Marx Ernst ve Joan Miro ile çarpıcı şekilde kendini ortaya koymuştur. Salvador Dali, çölde bir zürafa, deformasyona uğramış insan bedenleri, ağaç dallarından akan saatler gibi gizemli ve fantastik bir dünyadan eserlerine yerleştirdiği sembollerle sürrealizm akımının en bilinen temsilcilerindedir. 

Resim sanatında sürrealizm akımıyla yoğun şekilde kullanılan teknikler, otomatik çizim, kolaj, frotaj,decalcomania, kaligram, grataj “müstesna kadavra”dır. Müstesna kadavra tekniği, bir grup ressamın bir tablo oluşturmak için diğerlerinden habersiz bir şekilde bireysel katkılarla bir eser oluşturma oyunudur. René Magritte, Yves Tanguy, Max Ernst, Salvadore Dali, Méret Oppenheim ve Jean Arp gibi ressam, heykeltıraş ve fotoğrafçılar bu teknikleri kullanarak sürrealizm akımına katkıda bulanan sanatçılardır.
Sürrealizm akımının resim sanatındaki başlıca temsilcileri;

  • Salvador Dali (1904-1989)

  • Max Ernst (1891-1976)

  • Rene Magritte (1898-1967)

  • Joan Miro (1893-1983)

  • Giorgio De Chirico (1888-1978)

Sürrealizm ve Reklamcılık

Tüketicilerin satın alma eğilimlerini keşfetmek amacıyla bilinçaltı karar alma mekanizmaları nöropazarlama çalışmalarıyla irdelenmiştir. Sonuçlar reklam ve pazarlama tekniklerini etkilemiş ve onlara ilham vermiştir. Psikanaliz yöntemleriyle tüketicinin iç dünyasına hitap ederek satın alma dürtülerini tetikleyen sürrealist ögeler reklam filmlerinde sıklıkla kullanılır.

David Lynch’in 2000 yılında Sony Playstation için çektiği Üçüncü Bölge isimli reklam filmi, Jonathan Glazer’in 2008 yılında Levis Engineered Jeans için çektiği “Harekete Özgürlük” isimli reklam filmi sürrealist etkiler taşıyan reklam filmlerindendir.

Sürrealizm ve Mimari

Sürrealizm ve mimarlık denince akla gelen ilk isim Antoni Gaudi’dir. Yaşadığı ve eserlerini oluşturduğu dönem itibariyle tam olarak sürrealizm akımına dahil olup olmadığı tartışma konusu olmuştur. Ancak yapıtlarının sembolizm temalı, kaotik, yeni bir evren tasarlamaya yönelik, büyüleyici, gerçek ötesi güzellikte olması sürrealist mimari özellikleri taşımaktadır. En ünlü eseri La Sagrada Familia bazilikası olan mimarın diğer ünlü eserleri Güell sarayı, Casa Vicens, Celvet evi ve Casa Mila’dır. Edward James, Facteur Cheval, Frederick John Kiesler gibi isimlerin mimari yapıtları adeta rüyalar alemini yeryüzünde inşa etme amacıyla çizilmiş hem mimari hem de sanatsal açıdan büyüleyici olarak nitelendirilen eşsiz eserlerdir. 

Sıkça Sorulan Sorular

Sürrealizm nedir kısaca tanımı?

Sürrealizm, bir sanat ve edebiyat akımı olarak 20. yüzyıl Avrupa'sında doğmuş, ve özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası dönemde önemli bir etkiye sahip olmuştur. İsmi Fransızca 'gerçeküstü' anlamına gelen 'surreal' teriminden türeyen sür, esas itibariyle günlük hayatın gerçeklerinden sapma ve bilinçaltını keşfetme fikirlerine dayanır.

Sür 1924 yılında Fransız yazar ve şair André Breton tarafından geliştirildi. Breton, sür akımının temel felsefesini belirledi ve bu akımın önemli eserlerini üretti. Öncelikle tıp ve psikiyatri eğitimi alıp psikanaliz teorileri üzerinde duran Breton, dadaizm akımının kurucusu Tristan Tzara ile çalıştığı dönemde sür fikrini oluşturdu.

Sür, genellikle akıl ve düşüncenin müdahalesinden arınmış bir sanat akımı olarak tanımlanır. ve ruhun kendini serbestçe ifade edişine dayalıdır ve akla dayalı mantıksal çözümlemelere karşı çıkar. Bu anlamda, sür ruhsal otomatizmin bir şekli olarak ifade edilir.

Sür ayrıca bir yazı ve anlatı biçimi olarak da önemli bir yer tutar. André Breton'un otomatik yazı tekniğinde olduğu gibi, sürrealist yazar ve sanatçılar bilinçaltını ifade etmek için geleneksel anlatı tekniklerini ve estetik kuralları terk etmişlerdir. Bilinçli düşüncenin ve yargının bir arka plana atıldığı bu tekniklerde, bilinçaltının doğrudan ifade biçimleri öne çıkar.

Sürrealizm genellikle psikanaliz ile ilişkilendirilir çünkü sürrealizm, Sigmund Freud'un bilinçdışı kavramlarından esinlenmiştir. Freud'un insanın dış dünyayı algılamasının, bilinçaltı düşünce ve duygularından etkilendiği teorisi, sür sanatın temelini oluşturur. Bu nedenle, sür eserler genellikle rüyaların, bilinçaltının ve irrasyonel duyguların bir yansımasıdır.

Sürrealizmin etkisi yalnızca sanat ve edebiyata sınırlı değildir. Tarih boyunca drama, sinema, müzik ve hatta politika üzerinde de büyük bir etkisi olmuştur. Ayrıca psikoloji, felsefe ve sosyoloji gibi belli başlı bilim dallarını da önemli ölçüde etkilemiştir.

Sonuç olarak, sürrealizm, 20. yüzyılın en önemli sanat ve edebiyat akımlarından biridir. Bilinçaltının ve bilinçdışının gücüne ve önemine dikkat çeken bu akım, sanatın, toplumun ve bireyin algılanış şeklini radikal bir şekilde değiştirmiştir.

Sürrealizm nedir özellikleri ve temsilcileri?

Sürrealizm, 20. yüzyılın önemli sanatsal ve kültürel hareketlerinden biridir. Fransız kelimesi olan 'Sürrealizm', 'gerçeküstücülük' anlamına gelmektedir ve bu akımın temel özelliği, bilinçaltının ve rüyaların düşünsel süreçlere hükmetmesidir. Sanatta, edebiyatta ve felsefede sürrealist yaklaşımlar, mantıksal ve rasyonel düşüncenin yerine özgür ve otomatik anlatımı koyar.

Sürrealizm akımı, Fransız yazar ve eğitimli psikiyatr André Breton tarafından kuruldu. André Breton, 1919'da Louis Aragon ve Philippe Soupault ile birlikte bir dergi çıkardı ve bu dergi, sürrealizm hareketinin ilk tohumlarını attı. Ardından 1920 yılında dadaizm akımının kurucusu Tristan Tzara ile birlikte çalışmaya başladı. Bir süre sonra dadaizm akımından ayrılan Breton, 1924 yılında ilk Sürrealizm Manifestosu'nu yayınladı.

Sürrealizm, 'otomatik yazı' tekniğine öncülük etti, ki bu teknik tamamen bilinçaltı ve düşsellik üzerine kuruludur. Öyle ki, bu teknikte yazar, kalem ve kağıtla mümkün olduğunca objektif düşüncelerini ve bilincini kapatarak yazı yazar. Burada önemli olan, hiç durmaksızın, düşünmeksizin ve hiçbir düzeltme yapmadan yazıyı tamamlamaktır. Noktalama işaretleri bile kullanmaz, çünkü her türlü düşünce ve kurallara uygunluk bilinci devreye sokacak, bu da bilinçaltını engelleyecektir.

Sürrealizmin bu özgün ve özgür yaklaşımlı oluşu, birçok sanatçıyı etkiledi ve akımın geniş bir temsilci yelpazesi oluştu. Sürrealizm hareketinin öne çıkan temsilcileri arasında, Fransız edebiyatçılar René Crevel, Benjamin Péret, Robert Desnos, Georges Sadoul, Paul Éluard ve Antonin Artaud gibi isimler gösterilebilir.

Sonuç olarak, Sürrealizm, hem sanat hem de felsefe açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Rüyalarla, bilinçaltıyla ve özgür anlatımla beslenen bu akım, 20. yüzyıl sanatının ve düşüncesinin şekillenmesine büyük katkıda bulunmuştur. Sürrealizmin yaratıcısı André Breton ve bu akımın farklı alanlarda etkin olan temsilcileri, bu hareketin dünya çapında büyük bir etki yaratmasını sağlamışlardır. Sürrealizmi anlamak, 20. yüzyıl sanat ve felsefesini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.

Realizm sürrealizm nedir ve birbirlerinden nasıl ayrılırlar?

Realizm ve sürrealizm, 20. yüzyıl sanat dünyasında büyük etkisi olan iki önemli akımdır. Realizm, 19. yüzyılın ortalarında ortaya çıkmış ve genellikle sanatta her türlü romantizmi ve idealizmi reddeden bir akımdır. Sanatçılar, objeleri olduğu gibi tasvir etmeyi amaçlayan bu akımda, gerçekliğin tam olarak yansıtılmasını hedeflediler. Herhangi bir süslemeye, abartıya veya aşırı yorumlamaya yer verilmezdi. Bu doğrultuda sanatçının subjektif algısının önemli bir role sahip olduğu gerçeği göz ardı edildi.

Öte yandan, sürrealizm, 20. yüzyılın başlarında André Breton tarafından başlatılan ve daha çok dram, şiir, resim gibi sanat dallarında kendini göstermiş olan bir akımdır. Sürrealistler, genellikle rüyalar ve bilinçaltı dünyanın sınırsızlığına yönelirler. Bu akımda sanatçılar, içerdikleri düşüncelerini, duygularını ve fikirlerini, genellikle mantık dışı ve tuhaf yollarla ifade ederler.

Dolayısıyla, realizm ve sürrealizm arasındaki ana farklılık, sanatın neyi ve nasıl temsil ettiği konusundaki yaklaşımlarında yatar. Realizm, algılanan gerçekliği doğru bir şekilde, ayrıntılı ve işlevsel bir şekilde yansıtmaya çalışırken; sürrealizm, genellikle bilinçaltı, rüyalar ve gerçekliğin sıra dışı, mantıksız boyutlarını araştırır.

Bununla birlikte, bir süre sonra sanatçılar arasında kullanılan sanatsal ifade biçimlerinin sert çizgilerle ayrılmadığını, aksine birbirine karışan ve genellikle bir akımdan diğerine geçişlerin olduğu belirtmeliyiz. Yani bir sanatçının aynı anda hem realist hem de sürrealist olabileceği bir sanat dünyasına adım atıldı. Özetle, realizm ve sürrealizm, sanatın farklı yüzlerini temsil ederken, birbiriyle bağlantılı ve birbirini tamamlayıcı özelliklere de sahiptirler.