Yabanci bir dil ogrenmek, sadece o dilin konusuldugu ulkede degil, ayni zamanda kisisel ve profesyonel hayatinizda da size sayisiz fayda saglar. Benim icin de Almanca ogrenmek, universite yillarimda basladigi bir seruvendi ve hala devam ediyor. Ilk zamanlar, telaffuzlari ve uzun kelimeleri duyunca biraz urkmustum. Ancak zamanla, her yeni kelime ve cumlede kendime olan guvenimin artigini hissettim.
Almanca ogrenirken en cok keyif aldigim seylerden biri, pratik ifadeleri kendi deneyimlerimle birlestirebilmekti. Ornegin, "Entschuldigung, wo ist die Bibliothek?" (Afedersiniz, kutuphane nerede?) cumlesini ogrendigimde, gercekten de universite kampusunde kutuphaneyi ararken kullanmistim. Daha sonra, Almanya seyahatim sirasinda da bu ifadeyi bir kac kez kullanma firsatim oldu ve insanlardan aldgim olumlu tepkiler, dil ogrenme motivasyonumu daha da artirdi.
Almanya seyahatinizde, gunluk hayatta ihtiyac duyacaginiz pek cok durumda dogru Almanca ifadeleri kullanmak size rahatlik ve guven verecektir. Ister toplu tasimayi kullanin, ister bir restoranda siparis verin, isterseniz de yol tarifleri isteyin, bu dil becerileri sayesinde kendinizi daha iyi ifade edebileceksiniz.
Yol Sorma ve Yon Bulmada Almanca Ifadeler
'Wo ist der Bahnhof?' ('Tren istasyonu nerede?')
'Wo ist die nächste U-Bahn-Station?' ('En yakın metro istasyonu nerede?')
'Wo ist das Hotel Adler?' ('Adler Oteli nerede?')
Yabanci bir sehirde, ozellikle de dil bariyeri oldugunda yolunuzu bulmak bazen zorlayici olabilir. Ben de ilk Almanya seyahatimde, elinde haritayla dolasan ve surekli insanlara yon soran biriydim. O zamanlar Almanca bilgim cok temeldi, ama birpac anahtar kelime ve ifadeyle istedigim yerlere kolayca ulasabilmistim.
'Links': Sol
'Rechts': Sağ
'Geradeaus': Düz
'An der Ecke': Köşede
'Über die Straße': Caddenin karşısında
'Neben': Yanında
'Zwischen': Arasında
'Gehen Sie geradeaus und dann links.' ('Düz gidin ve sonra sola dönün.')
'Das Museum ist an der Ecke neben der Bank.' ('Müze köşede, bankanın yanında.')
'Können Sie mir helfen?' (<u>Bana yardım edebilir misiniz?</u>)
'Ich habe mich verlaufen.' (<u>Kayboldum.</u>)
'Wie komme ich zum/zur...?' (<u>...'ya nasıl giderim?</u>)
'Können Sie das bitte wiederholen?' ('Bunu lütfen tekrar edebilir misiniz?')
'Langsamer, bitte.' ('Daha yavaş lütfen.')
Yol sorarken en sik kullandiginiz soru "Wo ist...?" (Nerede?) olacaktir. Arkasindan gitmek istediginiz yerin adini soyleyin:
'Einfahrt': Giriş
'Ausfahrt': Çıkış
'Notausgang': Acil Çıkış
'Fußgängerzone': Yaya Bölgesi
'Einbahnstraße': Tek Yönlü Sokak
Wo ist der Bahnhof? (Tren istasyonu nerede?)
Wo ist das Rathaus? (Belediye binasi nerede?)
Tabii ki, yol tarifini anlamak icin yon bildiren kelimeleri de bilmek gerekiyor. Bunlardan bazilari:
links (sol)
rechts (sag)
geradeaus (duz)
die Ecke (kose)
die Kreuzung (kavşak)
Örneğin, birisi size "Gehen Sie geradeaus bis zur Ampel, dann links" derse, "Trafik ışıklarına kadar düz gidin, sonra sola dönün" demiş olur.
'Ich hätte gern eine Fahrkarte nach Berlin.' ('Berlin'e bir bilet almak istiyorum.')
'Wie viel kostet eine Tageskarte?' ('Günlük bilet ne kadar?')
'Gibt es Ermäßigung für Studenten?' ('Öğrenciler için indirim var mı?')
'Welcher Bus fährt zum Stadtzentrum?' ('Şehir merkezine hangi otobüs gidiyor?')
'Muss ich umsteigen?' ('Aktarma yapmam gerekiyor mu?')
'Wo ist die Haltestelle?' ('Durak nerede?')
'Wann fährt der nächste Zug nach München?' ('Münih'e sonraki tren ne zaman kalkıyor?')
'Ist dieser Platz frei?' ('Bu yer boş mu?')
'Wie lange dauert die Fahrt?' ('Yolculuk ne kadar sürer?')
Eğer daha detaylı bilgiye ihtiyaç duyarsanız, şu ifadeleri kullanabilirsiniz:
Entschuldigung, können Sie mir helfen? (Afedersiniz, bana yardımcı olabilir misiniz?)
'Die nächste Haltestelle': Sonraki durak
'Endstation': Son durak
'Ankunft': Varış
'Abfahrt': Kalkış
Ich suche ... (.... arıyorum)
Wie komme ich am besten zum/zur ...? (.... en iyi nasıl giderim?)
Siz: 'Guten Tag, ich möchte eine Fahrkarte nach Köln.'
Görevli: 'Einfach oder hin und zurück?'
Siz: 'Hin und zurück, bitte.'
Görevli: 'Das macht 20 Euro.'
Siz: 'İyi günler, Köln'e bir bilet almak istiyorum.'
Görevli: 'Tek yön mü, gidiş-dönüş mü?'
Siz: 'Gidiş-dönüş lütfen.'
Görevli: '20 Euro tutuyor.'
Ve elbette, verilen direktifleri anlamadıysanız veya tekrar duymak isterseniz, çekinmeyin:
Können Sie das bitte wiederholen? (Lütfen tekrar edebilir misiniz?)
Ich verstehe es nicht, können Sie es bitte aufschreiben? (Anlamadım, lütfen yazabilir misiniz?)
Unutmayın, insanlar genellikle yardım etmekten mutluluk duyarlar. Almanca konuşurken hata yapmaktan veya anlaşılmamaktan korkmayın, sadece nazikçe sorun ve yardım isteyin.
'Ich möchte ein Auto mieten.' ('Bir araba kiralamak istiyorum.')
'Haben Sie ein Auto frei?' ('Boş bir aracınız var mı?')
'Für wie viele Tage möchten Sie das Auto mieten?' ('Aracı kaç günlüğüne kiralamak istiyorsunuz?')
'Ich brauche ein kleines/großes Auto.' ('Küçük/Büyük bir arabaya ihtiyacım var.')
'Haben Sie ein Automatikgetriebe?' ('Otomatik vitesli aracınız var mı?')
'Ich bevorzuge einen Diesel/Benziner.' ('Dizel/Benzinli bir araç tercih ediyorum.')
Fliegen Sie – Fly
Uç Uç
Örnek Diyalog: Fliegen Sie sicher und genießen Sie den Flug!
Türkçe: Güvenle uçun ve uçuşun tadını çıkarın!
Zugfahrt – Take the train
Tren yolculuğu Trene binin
Örnek Diyalog: Instead of driving, enjoy the scenery and relaxation on your next trip by choosing a Zugfahrt—take the train.
Türkçe: Arabayla seyahat etmek yerine, bir sonraki gezinizde manzaranın ve rahatlığın tadını çıkarmak için Zugfahrt'ı—trenle seyahet etmeyi tercih edin.
Reisen Sie mit dem Flugzeug – Travel by airplane
Uçakla seyahat Uçakla seyahat
Örnek Diyalog: To experience the wonders of the world efficiently, Reisen Sie mit dem Flugzeug, as it saves time and offers a unique aerial perspective.
Türkçe: Dünyanın harikalarını etkin bir şekilde deneyimlemek için, zaman kazandığınız ve benzersiz bir havadan bakış açısı sunduğu için uçakla seyahat edin.
Reisen Sie mit dem Zug – Travel by train
Tren ile seyahat Tren ile seyahat
Örnek Diyalog: Um die malerische Landschaft zu genießen, reisen Sie mit dem Zug durch das Tal.
Türkçe: Pitoresk manzaradan zevk almak için, vadiden trenle seyahat edin.
Reisen Sie mit dem Bus – Travel by bus
Otobüsle seyahat Otobüsle seyahat
Örnek Diyalog: Um die Stadt kostengünstig zu erkunden, reisen Sie mit dem Bus.
Türkçe: Şehri uygun fiyata keşfetmek için otobüsle seyahat edin.
Reisen Sie mit dem Motorrad – Travel by motorcycle
Motosikletle seyahat Motosikletle seyahat
Örnek Diyalog: Um die atemberaubenden Landschaften zu erleben, sollten Sie auf jeden Fall Reisen Sie mit dem Motorrad planen.
Türkçe: Nefes kesici manzaraları deneyimlemek için mutlaka motosikletle seyahat planlamalısınız.
Reisen Sie mit dem Boot – Travel by boat
Tekne ile seyahat Tekne ile seyahat
Örnek Diyalog: Um die ruhigen Gewässer zu genießen und die Küstenlandschaft aus einer neuen Perspektive zu betrachten, reisen Sie mit dem Boot.
Türkçe: Sakin suların tadını çıkarmak ve kıyı manzarasını yeni bir perspektiften görmek için tekne ile seyahat edin.
Ein Flugzeug nehmen – Take an airplane
Uçağa binin Uçağa binin
Örnek Diyalog: Um schneller an ihr Ziel zu gelangen, entschied sie sich, ein Flugzeug zu nehmen, statt mit dem Zug zu fahren.
Türkçe: Hedefine daha hızlı ulaşabilmek için trenle gitmek yerine uçakla gitmeye karar verdi.
Einen Zug nehmen – Take a train
Trene bin Trene bin
Örnek Diyalog: Um die Innenstadt zu erreichen, entschied ich mich, einen Zug zu nehmen, anstatt im Verkehr festzustecken.
Türkçe: Şehir merkezine ulaşmak için, trafikte sıkışıp kalmaktansa treni kullanmaya karar verdim.
Ein Auto fahren – Drive a car
Araba sür Araba sür
Örnek Diyalog: He is learning how to Ein Auto fahren during his trip to Germany since he already knows how to drive a car.
Türkçe: Almanya seyahati sırasında araba sürmeyi zaten bildiği için Ein Auto fahrenı öğreniyor.
Ein Fahrrad fahren – Ride a bicycle
Bisiklete binmek Bisiklete binmek
Örnek Diyalog: Every morning I wake up early to ride a bicycle through the park, enjoying the fresh air and peace before the city awakens.
Türkçe: Her sabah şehir uyanmadan önce parkta bisiklete binmek, taze havanın ve huzurun tadını çıkarmak için erken kalkarım.
Mit dem Bus fahren – Ride the bus
Otobüse bin Otobüse bin
Örnek Diyalog: Viele Pendler entscheiden sich dafür, mit dem Bus zu fahren, um Staus zu vermeiden und die Umwelt zu schonen.
Türkçe: Birçok yolcu, trafik sıkışıklığını önlemek ve çevreyi korumak için otobüsle seyahat etmeyi tercih ediyor.
Mit dem Motorrad fahren – Ride the motorcycle
Motosiklete bin Motosiklete bin
Örnek Diyalog: Am Wochenende will ich bei schönem Wetter mit dem Motorrad fahren und die Freiheit auf der Landstraße genießen.
Türkçe: Hafta sonu güzel hava olduğunda motosikletle sürmek ve kırsal yollarda özgürlüğün tadını çıkarmak istiyorum.
Mit dem Boot fahren – Ride the boat
Tekneye bin Tekneye bin
Örnek Diyalog: We decided to ride the boat across the lake today, soaking up the sunshine and enjoying the gentle waves.
Türkçe: Bugün güneşin tadını çıkarırken ve hafif dalgaların keyfini sürerken gölün üzerinden tekneyle geçmeye karar verdik.
Zug benutzen – Use a train
Tren kullanın Tren kullanın
Örnek Diyalog: To travel across the city quickly without the hassle of traffic, it's often more efficient to use a train.
Türkçe: Trafikle uğraşmadan şehirde hızlıca seyahat etmek için genellikle tren kullanmak daha verimlidir.
Auto benutzen – Use a car
Bir araba kullanın Bir araba kullanın
Örnek Diyalog: Um die Umwelt zu schonen, sollte man weniger häufig das Auto benutzen und stattdessen öffentliche Verkehrsmittel verwenden.
Türkçe: Çevre korunmak amacıyla, insanların daha az sıklıkla otomobil kullanmaları ve bunun yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmeleri gerekir.
Fahrrad benutzen – Use a bicycle
Fahrrad benutzen Bisiklet kullanın
Örnek Diyalog: To reduce your carbon footprint, consider Fahrrad benutzen for daily commutes instead of driving.
Türkçe: Karbon ayak izinizi azaltmak için, günlük işe gidip gelmelerde araba kullanmak yerine bisiklet kullanmayı düşünün.
Boot benutzen – Use a boat
Tekne kullanın Tekne kullanın
Örnek Diyalog: Um den See zu überqueren, müssen wir ein Boot benutzen.
Türkçe: Gölü geçmek için bir tekne kullanmamız gerekiyor.
Busreisen – Take the bus
Otobüs turları Otobüse binin
Örnek Diyalog: Busreisen can be economical and convenient, so next time you travel, consider the phrase Take the bus for your journey.
Türkçe: Otobüsle seyahat etmek ekonomik ve pratik olabilir, bu yüzden bir sonraki seyahatinizde Otobüsü tercih edin ifadesini göz önünde bulundurun.
Autoreisen – Drive
Araba yolculuğu Sürüş
Örnek Diyalog: On my European vacation, I opted for Autoreisen – Drive to explore the countryside at my own pace.
Türkçe: Avrupa tatilimde, kırsalı kendi hızımda keşfetmek için Autoreisen – Sür ve Keşfet seçeneğini tercih ettim.
Motorradreisen – Ride a motorcycle
Motosiklet Turları Motosiklete binin
Örnek Diyalog: Motorradreisen enthusiasts often say there's no better way to explore scenic landscapes than to ride a motorcycle through them.
Türkçe: Motorradreisen meraklıları sıklıkla, manzaralı bölgeleri keşfetmenin motosikletle dolaşmaktan daha iyi bir yolunun olmadığını söylerler.
Bootreisen – Take a boat
Tekne turları Bir tekneye binin
Örnek Diyalog: Viele Touristen genießen Bootreisen entlang der Küste, wo sie einfach auf einem Schiff entspannen und die Aussicht genießen können – take a boat and discover the beauty of the sea.
Türkçe: Birçok turist, bir gemide rahatlayıp manzaranın tadını çıkarabilecekleri kıyı boyunca bot gezilerinin keyfini çıkarır bir bot alın ve denizin güzelliğini keşfedin.
Fahren Sie mit dem Zug – Take the train
Trene bin Trene bin
Örnek Diyalog: Um die landschaftliche Schönheit zu genießen, empfehle ich: Fahren Sie mit dem Zug – take the train.
Türkçe: Doğal güzelliklerin tadını çıkarmak için tavsiye ediyorum: Trenle seyahat edin.
Fahren Sie mit dem Motorrad – Ride a motorcycle
Motosiklete binmek Motosiklete binmek
Örnek Diyalog: Wenn Sie Abenteuer lieben, fahren Sie mit dem Motorrad durch die malerischen Berge.
Türkçe: Eğer macerayı seviyorsanız, resim gibi güzel dağların arasından motosikletle geçin.
Einen Zug benutzen – Use a train
Tren kullanın Tren kullanın
Örnek Diyalog: Um schnell zur Arbeit zu kommen, beschloss sie, einen Zug zu benutzen statt im Stau zu stehen.
Türkçe: İşe hızlı bir şekilde varabilmek için trafik sıkışıklığında beklemek yerine tren kullanmaya karar verdi.
Ein Auto benutzen – Use a car
Bir araba kullanın Bir araba kullanın
Örnek Diyalog: Um zur Arbeit zu gelangen, habe ich beschlossen, heute ein Auto zu benutzen.
Türkçe: İşe gitmek için bugün bir araba kullanmaya karar verdim.
Fahrt mit dem Motorrad – Ride a motorcycle
Motosiklete binmek Motosiklete binmek
Örnek Diyalog: He enjoys the sense of freedom when he fährt mit dem Motorrad through the winding mountain roads.
Türkçe: Virajlı dağ yollarından motosikletle giderken özgürlük hissinden hoşlanır.
Reisen Sie mit dem Auto – Travel by car
Araba ile seyahat Araba ile seyahat
Örnek Diyalog: Um die malerische Landschaft zu genießen, reisen Sie mit dem Auto durch das Land.
Türkçe: Pittoresk resim gibi) manzaraların keyfini çıkarmak için, ülkenin içinde otomobille seyahat edin.
Reisen Sie mit dem Fahrrad – Travel by bicycle
Bisikletle seyahat Bisikletle seyahat
Örnek Diyalog: Reisen Sie mit dem Fahrrad, um die malerischen Landschaften auf umweltfreundliche Weise zu genießen.
Türkçe: Çevresel açıdan dostane bir şekilde resmedilmeye değer manzaraların tadını çıkarmak için bisikletle seyahat edin.
Mit dem Flugzeug fliegen – Fly by airplane
Uçakla uçun Uçakla uçun
Örnek Diyalog: I prefer to fly by airplane whenever I visit my family in Germany, because it is much faster than driving or taking a train.
Türkçe: Ailemi Almanya'da ziyaret ettiğim zamanlar uçakla seyahat etmeyi tercih ederim, çünkü bu, arabayla ya da trenle gitmekten çok daha hızlıdır.
Einen Bus nehmen – Take a bus
Otobüse bin Otobüse bin
Örnek Diyalog: Um pünktlich zur Arbeit zu kommen, entschloss ich mich, einen Bus zu nehmen statt das Fahrrad zu fahren.
Türkçe: İşe zamanında varmak için bisiklete binmek yerine otobüsle gitmeye karar verdim.
Ein Motorrad fahren – Ride a motorcycle
Motosiklete binmek Motosiklete binmek
Örnek Diyalog: Every weekend, she looks forward to the freedom of ein Motorrad fahren on the open road.
Türkçe: Her hafta sonu, açık yolda motosiklet sürmenin özgürlüğünü dört gözle bekliyor.
Ein Boot nehmen – Take a boat
Bir tekne al Bir tekne al
Örnek Diyalog: Um die Insel zu erreichen, entschieden sie sich, ein Boot zu nehmen – to take a boat was their choice to reach the island.
Türkçe: Adaya ulaşmak için bir tekne almayı tercih ettiler.
Mit dem Zug fahren – Ride the train
Trene binin Trene binin
Örnek Diyalog: Viele Pendler entscheiden sich dafür, mit dem Zug zu fahren, um Staus auf den Straßen zu vermeiden.
Türkçe: Birçok yolcu, karayollarındaki trafik sıkışıklığını önlemek için trenle seyahat etmeyi tercih eder.
Einen Bus benutzen – Use a bus
Otobüs kullanın Otobüs kullanın
Örnek Diyalog: Um die Stadt zu erkunden, entschied ich mich, einen Bus zu benutzen anstatt zu laufen.
Türkçe: Şehri keşfetmek için, yürümek yerine bir otobüs kullanmaya karar verdim.
Mit dem Auto fahren – Drive the car
Arabayı sürmek Arabayı sürün
Örnek Diyalog: Ich werde mit dem Auto fahren, um dich vom Flughafen abzuholen.
Türkçe: Seni havalimanından almak için arabayla geleceğim.
Mit dem Fahrrad fahren – Ride the bicycle
Bisiklete binin Bisiklete binin
Örnek Diyalog: Am sonnigen Wochenende entschied ich mich, mit dem Fahrrad zu fahren, um die frische Luft zu genießen.
Türkçe: Güneşli hafta sonunda, taze havanın tadını çıkarmak için bisiklete binmeye karar verdim.
Flugzeug benutzen – Use an airplane
Bir uçak kullanın Bir uçak kullanın
Örnek Diyalog: Um schnell an ihr Ziel zu gelangen, entschied sie sich, ein Flugzeug zu benutzen.
Türkçe: Amacına hızlıca ulaşmak için, uçak kullanmaya karar verdi.
Bus benutzen – Use a bus
Bus benutzen Otobüs kullanmak
Örnek Diyalog: Um die Umwelt zu schützen, entschied ich mich, für meine täglichen Pendelfahrten den Bus zu benutzen anstatt mein Auto zu fahren.
Türkçe: Çeviri: Çevreyi korumak için günlük işe gidip gelme yolculuklarımda arabamı kullanmak yerine otobüs kullanmaya karar verdim.
Motorrad benutzen – Use a motorcycle
Motorrad benutzen Motosiklet kullanmak
Örnek Diyalog: In der Stadt zu navigieren ist oft schneller, wenn Sie ein Motorrad benutzen, als wenn Sie ein Auto fahren.
Türkçe: Şehir içinde dolaşmak, araba kullanmaktansa genellikle motosiklet kullanarak daha hızlıdır.
Flugreisen – Fly
Hava yolculuğu Fly
Örnek Diyalog: Flugreisen haben sich durch die Entwicklung effizienterer Jets und ein globales Netz an Flugrouten zu einer der schnellsten Methoden entwickelt, um wie ein Vogel über Länder und Meere zu fly.
Türkçe: Uçuşlar, daha verimli jetlerin geliştirilmesi ve küresel bir uçuş güzergahları ağı sayesinde, bir kuş gibi ülkelerin ve denizlerin üzerinden uçmanın en hızlı yöntemlerinden biri haline gelmiştir.
Zugreisen – Take the train
Tren yolculuğu Trene binin
Örnek Diyalog: Für umweltfreundliche Zugreisen entschieden sich immer mehr Menschen, die die gemeinsame Devise hatten: Take the train, and save the planet!
Türkçe: Çevre dostu tren seyahatine karar veren daha fazla insan ortak bir sloganla hareket ediyordu: Trene bin ve gezegeni koru!
Fahrradreisen – Ride a bicycle
Bisiklet turları Bisiklete binin
Örnek Diyalog: Fahrradreisen enthusiasts often say there's no better way to explore a country's landscapes than to ride a bicycle through its winding paths and scenic routes.
Türkçe: Bisiklet turu meraklıları genellikle, bir ülkenin peyzajlarını keşfetmenin virajlı patikalardan ve manzaralı rotalardan bisiklet sürmekten daha iyi bir yol olmadığını söyler.
Fliegen Sie mit dem Flugzeug – Fly with airplane
Uçak ile uçun Uçak ile uçun
Örnek Diyalog: Fliegen Sie mit dem Flugzeug zu Ihrem nächsten Urlaubsziel für eine schnelle und komfortable Reise.
Türkçe: Bir sonraki tatil yerinize hızlı ve konforlu bir yolculuk için uçakla uçun.
Ein Flugzeug benutzen – Use an airplane
Bir uçak kullanın Bir uçak kullanın
Örnek Diyalog: Um schnell ans andere Ende der Welt zu gelangen, können Sie ein Flugzeug benutzen.
Türkçe: Dünyanın diğer ucuna hızlıca ulaşmak için bir uçak kullanabilirsiniz.
Ein Motorrad benutzen – Use a motorcycle
Motosiklet kullanın Motosiklet kullanın
Örnek Diyalog: In Germany, many people prefer to ein Motorrad benutzen for their daily commute to avoid traffic jams.
Türkçe: Almanya'da birçok insan, trafik sıkışıklığını önlemek için günlük işe gidip gelmelerinde bir motosiklet kullanmayı tercih eder.
Ein Fahrrad benutzen – Use a bicycle
Bisiklet kullanın Bisiklet kullanın
Örnek Diyalog: In order to reduce pollution and improve his health, Mark decided to ein Fahrrad benutzen for his daily commute.
Türkçe: Kirliliği azaltmak ve sağlığını iyileştirmek için Mark, günlük işe gidip gelmelerinde bir bisiklet kullanmaya karar verdi.
Ein Boot benutzen – Use a boat
Tekne kullanın Tekne kullanın
Örnek Diyalog: To reach the secluded island, we decided to ein Boot benutzen and enjoy the tranquil waters.
Türkçe: Uzakta kalan adaya ulaşmak için, sakin suların keyfini çıkararak bir bot kullanmaya karar verdik.
'Was kostet es pro Tag?' ('Günlük ücreti nedir?')
'Ist die Versicherung inklusive?' ('Sigorta dahil mi?')
'Gibt es Kilometerbegrenzung?' ('Kilometre sınırlaması var mı?')
'Wo kann ich das Auto zurückgeben?' ('Aracı nerede teslim edebilirim?')
'Ich habe meinen Führerschein dabei.' ('Ehliyetim yanımda.')
'Brauchen Sie eine Kreditkarte?' ('Kredi kartına ihtiyacınız var mı?')
Toplu Taşımada Almanca İfadeler
Siz: 'Guten Tag, ich möchte ein Auto für drei Tage mieten.'
Görevli: 'Natürlich. Bevorzugen Sie ein bestimmtes Modell?'
Siz: 'Ein kleines Auto wäre ideal.'
Görevli: 'Wir haben einen VW Polo. Passt das Ihnen?'
Siz: 'Ja, das ist gut. Ist die Versicherung inklusive?'
Almanya'da seyahat ederken, büyük olasılıkla bir noktadan diğerine ulaşmak için tren, metro, tramvay veya otobüs gibi toplu taşıma araçlarını kullanacaksınız. Birkaç temel ifade bilmek, bu süreci sizin için çok daha kolay hale getirecektir.
Siz: 'İyi günler, üç günlüğüne bir araba kiralamak istiyorum.'
Görevli: 'Tabii ki. Belirli bir model tercih eder misiniz?'
Siz: 'Küçük bir araba ideal olur.'
Görevli: 'VW Polo'muz var. Size uygun mu?'
Siz: 'Evet, iyi olur. Sigorta dahil mi?'
Öncelikle, bilet satın almak için doğru kelimeleri bilmelisiniz:
Ich möchte eine Fahrkarte nach ... (... için bir bilet almak istiyorum)
'Wie komme ich am schnellsten nach Berlin?' ('Berlin'e en hızlı nasıl giderim?')
'Welches Verkehrsmittel ist am schnellsten?' ('En hızlı ulaşım aracı hangisi?')
'Gibt es einen Schnellzug nach Frankfurt?' ('Frankfurt'a hızlı tren var mı?')
'Wie lange dauert der Flug nach Wien?' ('Viyana'ya uçuş ne kadar sürer?')
Kurzstrecke (Kısa mesafe)
Einzelfahrkarte (Tek yön)
'Ist es besser mit dem Zug oder mit dem Bus zu fahren?' ('Otobüsle mi trenle mi gitmek daha iyi?')
'Wie viel kostet ein Flugticket nach Hamburg?' ('Hamburg'a uçak bileti ne kadar?')
'Gibt es eine direkte Verbindung?' ('Direkt bağlantı var mı?')
Tageskarte (Günlük)
Wochenkarte (Haftalık)
Bilet alırken bazı indirim seçenekleri de olabilir:
Gibt es Ermäßigungen für Studenten/Senioren? (Öğrenciler/Yaşlılar için indirim var mı?)
Ich habe eine Bahncard. (Bir tren kartım var)
Doğru hattı veya platformu bulmak için şunları sorabilirsiniz:
'Warum hat der Zug Verspätung?' ('Tren neden gecikiyor?')
'Der Flug wurde annulliert.' ('Uçuş iptal edildi.')
'Wann fährt der nächste Bus?' ('Sonraki otobüs ne zaman kalkıyor?')
'Mir ist schlecht.' ('Mideme kötü.')
'Können Sie bitte das Fenster öffnen?' ('Camı açabilir misiniz lütfen?')
'Darf ich hier sitzen?' ('Buraya oturabilir miyim?')
Von welchem Gleis fährt der Zug nach ...? (... giden tren hangi perondan kalkıyor?)
'Ich habe mein Gepäck verloren.' ('Bagajımı kaybettim.')
'Wo ist das Fundbüro?' ('Kayıp eşya bürosu nerede?')
'Rufen Sie bitte einen Arzt!' ('Lütfen bir doktor çağırın!')
'Der Fahrplan': Tarife
'Die Verspätung': Gecikme
'Die Ankunftszeit': Varış saati
'Das Gleis': Peron
'Der Ausgang': Çıkış
Fährt dieser Bus zum Stadtzentrum? (Bu otobüs şehir merkezine gidiyor mu?)
Otobüste, trende veya metroda boş bir koltuk görmek her zaman mümkün olmayabilir. Yanınızdaki kişiye nazikçe sorabilirsiniz:
Entschuldigung, ist dieser Platz noch frei? (Afedersiniz, bu koltuk boş mu?)
Yolculuğunuzun ne kadar süreceğini öğrenmek isterseniz:
Wie lange dauert die Fahrt? (Yolculuk ne kadar sürüyor?)
Wann kommen wir in ... an? (... ne zaman varacağız?)
Son olarak, ineceğiniz durağı kaçırmamak için anonsları dinleyin veya dijital ekranları takip edin. Eğer bir sorunuz olursa, çekinmeyin:
Entschuldigung, ist das der Zug nach ...? (Afedersiniz, bu ... giden tren mi?)
Nächster Halt: Hauptbahnhof. (Sonraki durak: Ana tren istasyonu)
Toplu taşımayı kullanmak, özellikle yoğun saatlerde biraz bunaltıcı gelebilir, ancak bu ifadelerle kendinizi daha rahat hissedeceksiniz.
Araba Kiralarken Almanca
Almanya'nın pitoresk kasabalarını ve doğal güzelliklerini keşfetmenin en iyi yollarından biri araba kiralamaktır. Araba kiralarken, doğru Almanca kelime ve ifadeleri bilmek, süreci daha sorunsuz hale getirecektir.
Öncelikle, araba kiralamak istediğinizi belirtin:
Ich möchte ein Auto mieten. (Bir araba kiralamak istiyorum)
Haben Sie Mietwagen verfügbar? (Kiralık arabanız var mı?)
Ardından, ihtiyaçlarınıza uygun bir araba seçin:
Ich brauche ein Auto für ... Personen. (... kişi için bir arabaya ihtiyacım var)
Haben Sie Automatik oder Schaltgetriebe? (Otomatik veya manuel vites var mı?)
Ich bevorzuge ein Navigationssystem. (Bir navigasyon sistemini tercih ederim)
Maliyetler ve sigorta hakkında bilgi alın:
Was ist im Preis inbegriffen? (Fiyata neler dahil?)
Gibt es eine Kilometerbegrenzung? (Kilometre sınırlaması var mı?)
Welche Versicherungen sind inklusive? (Hangi sigortalar dahil?)
Son olarak, aracı teslim almadan önce kontrol edin:
Können wir das Auto zusammen überprüfen? (Arabayı birlikte kontrol edebilir miyiz?)
Wo ist der Tankdeckel? (Yakıt deposu kapağı nerede?)
Wie öffnet man den Kofferraum? (Bagaj nasıl açılıyor?)
Araba kiralamak size özgürlük ve esneklik sağlar, ancak trafik kurallarına uymayı ve dikkatli sürmeyi unutmayın.
Almanca Acil Durum İfadeleri
Kimse seyahati sırasında kötü bir olay yaşamak istemez, ancak böyle durumlara hazırlıklı olmak önemlidir. Birkaç temel Almanca acil durum ifadesini öğrenmek, ihtiyaç anında size yardımcı olabilir.
Acil bir durumda, ilk yapmanız gereken şey yardım istemektir:
*Hilfe!* (İmdat!)
Ich brauche Hilfe! (Yardıma ihtiyacım var!)
Rufen Sie einen Krankenwagen! (Bir ambulans çağırın!)
Rufen Sie die Polizei! (Polisi arayın!)
Bir kaza veya yaralanma durumunda, durumunuzu açıklayın:
Ich habe einen Unfall gehabt. (Bir kaza yaptım)
Ich bin verletzt. (Yaralıyım)
Mein Freund ist bewusstlos. (Arkadaşım baygın)
Wir brauchen einen Arzt. (Bir doktora ihtiyacımız var)
Kendiniz veya başka biri için tıbbi yardım isterken, belirtileri tarif edin:
Ich habe starke Schmerzen in der Brust. (Göğsümde şiddetli ağrı var)
Er hat Schwierigkeiten beim Atmen. (Nefes almakta zorlanıyor)
Sie hat hohes Fieber. (Yüksek ateşi var)
Eşyalarınızı kaybettiyseniz veya çaldırdıysanız, polise bildirin:
Mein Pass wurde gestohlen. (Pasaportum çalındı)
Ich habe meine Brieftasche verloren. (Cüzdanımı kaybettim)
Mein Gepäck ist verschwunden. (Bagajım kayboldu)
Unutmayın, acil bir durumda sakin kalmaya çalışın ve yardım istemeye çekinmeyin. İnsanlar genellikle yardım etmeye isteklidir.
Sonuç
Yabancı bir dilde, özellikle de Almanca iletişim kurmak başta göz korkutucu görünebilir. Ancak, biraz çaba ve pratikle, kendinizi Almanca konuşurken bulacaksınız. Almanca öğrenmek sadece seyahatlerinizi kolaylaştırmakla kalmaz, aynı zamanda size yeni bir kültürü keşfetme ve anlamlandırma fırsatı da verir.
Yolculuğunuz sırasında bu ifadeleri kullanırken, mükemmel olmak zorunda olmadığınızı unutmayın. Önemli olan iletişim kurma isteğiniz ve samimiyetinizdir. Hata yapmaktan korkmayın, çünkü hatalar öğrenmenin bir parçasıdır. Her yeni kelime ve ifadeyle birlikte, Almanca becerileriniz gelişecek ve kendinize olan güveniniz artacaktır.
Almanya ve diğer Almanca konuşulan ülkelerdeki insanlarla etkileşim kurarken, onların kültürüne ve geleneklerine saygı gösterin. Bir şey sorduğunuzda her zaman "bitte" (lütfen) ve yardımları için teşekkür ederken "danke" deyin. Bu küçük nezaket ifadeleri bile iletişimi daha olumlu hale getirebilir.
Sadece seyahatlerinizde değil, aynı zamanda Almanca öğrenme sürecinizde de kendinize karşı sabırlı ve nazik olun. Her yeni dili öğrenmek bir yolculuktur ve kendi hızınızda ilerlemekte özgürsünüz. Çalışmaya devam edin, pratik yapın ve en önemlisi, yeni dilinizle deneyim kazanmanın keyfini çıkarın.
İşte size Almanca seyahat ederken işinize yarayabilecek bazı ifadeler. Umarım bu bilgiler yolculuğunuzu daha keyifli ve sorunsuz hale getirir. Almanca öğrenme yolculuğunuzda size bol şans diliyorum. Yolunuz açık olsun!
Mutlu ve güvenli seyahatler! Gute Reise!
Kaynakça
1- Böttger, E., & Rex, R. (2017). Deutschlands schönste Reiseziele: Ein Bildband mit über 280 Bildern. Stürtz Verlag.
2- Luscher, R. (2013). Deutsch für die Reise: Die wichtigsten Wörter & Sätze für unterwegs. PONS GmbH.
3- Schmidt, M. (2019). Reisesprachführer Deutsch: Die wichtigsten Sätze und Wörter für die Reise. Bonner Universitäts-Buchdruckerei.
4- Specht, H., & Götte, A. (2015). Deutsche Grammatik für Anfänger und Fortgeschrittene. Hueber Verlag.
5- Wehmeier, S. (Ed.). (2011). Oxford Advanced Learner's Dictionary of Current English. Oxford University Press.