Günlük hayatın koşturmacasında her daim işimize yarayacak pratik bilgiler arasında, başka bir dilde öğreneceğimiz cümlelerin yeri bambaşkadır. Özellikle son dönemde Türkiye'de popülerliği artan Kore kültürü ve dili, birçok kişi için bu merakın odağı haline gelmiştir.
Eğer "Korece'ye başlangıç yapmak istiyorum ama nerden başlamalıyım?" diyorsanız, işte size günlük hayatta sıkça karşılaşabileceğiniz durumlarda kullanabileceğiniz cümle ve ifadelerin bir listesi.
Anadil Gibi Korece Konuşmanın İlk Adımları
Kore dilini öğrenmek isteyen herkesin bildiği gibi, bir dili akıcı konuşmanın yolu günlük pratiklerden geçer. Peki, günlük Korece konuşma pratiği yaparken nelere dikkat etmelisiniz? Öncelikle, dilin yapısını ve temel gramer kurallarını özümsemek kritik önem taşır. Ancak pratik yapmak, bu dilin melodisini yakalamanıza ve doğal konuşma ritmini geliştirmenize olanak tanır.
Günlük Selamlaşmalar ve Basit Cümleler
Günlük bir diyalogda selamlaşma, sohbetin başlangıcı ve en temel adımıdır. Korece'de selamlaşırken en sık kullanılan ifadelerden biri "안녕하세요" Annyeonghaseyo) yani "Merhaba" demektir. Bir adım daha ileri giderek, karşınızdaki kişinin nasıl olduğunu sormak için "잘 지내세요?" Jal jinaeseyo?) yani "Nasılsınız?" diyebilirsiniz. Eğer kişiyle daha samimi bir ilişkiniz varsa "안녕" Annyeong) yani "Selam" kullanmak daha uygundur.
"감사합니다" Gamsahamnida) ifadesi ile teşekkür edebilir,
"천만에요" Cheonmaneyo) diyerek "bir şey değil" yanıtını verebilirsiniz.
Restaurantta Yemek Siparişi
Kore'de bir restaurantta yemek sipariş etmek veya yemek hakkında düşüncelerinizi paylaşmak isteyebilirsiniz. Örneğin, "이거 주세요" Igeo juseyo) şeklinde bir şey isteyebilir, "맛있습니다" Masisseumnida) diyerek yemeğin lezzetli olduğunu ifade edebilirsiniz.
Alışverişte Kullanabileceğiniz Temel İfadeler
Alışveriş yaparken, fiyat sormak gibi temel ihtiyaçlarınız doğrultusunda Korece cümleler önem kazanır. "얼마예요?" Eolmayeyo?) ifadesi "Ne kadar?" anlamına gelir ve fiyat sormak için kullanılır. Bir ürün hakkında daha fazla bilgi almak istiyorsanız, "이거 뭐예요?" Igeo mwoyeyo?) yani "Bu nedir?" sorusunu sorabilirsiniz.
Günlük Durumlarda Yazışma ve Mesajlaşma
Günlük yazışmalarda veya sosyal medyada kısa ve öz ifadeler kullanmak, anadili Korece olanlarla iletişim kurarken sizi bir adım öne çıkarabilir. "잘 가" Jal ga) "Güle güle" demek için, "곧 봐요" Got bwayo) ise "Yakında görüşürüz" anlamında kullanılır. Dijital iletişimde sık kullanılan "ㅋㅋㅋ" kekeke) ifadesi ise Türkçedeki "hahaha" anlamında, gülmeyi temsil eder.
Pratik Yaparken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Korece öğrenirken, telaffuz bu dilde özellikle önem taşır. Karakterlerin ve harflerin doğru şekilde seslendirilmesi, anadili gibi konuşmanın en önemli püf noktalarındandır. Ayrıca, dil öğrenmede sık kullanılan cümlelerin yanı sıra, kendi ifadelerinizi oluşturmak ve bunları kullanmak da oldukça önemlidir. Bu sayede dil, kalıpların ötesine geçerek günlük yaşamınızın bir parçası haline gelebilir.
Günlük Korece konuşma becerisini geliştirmek, emek ve sabır gerektiren bir süreçtir. Ancak öğrendiğiniz her yeni cümle ve ifade, bu zengin dili konuşma yolunda sizi bir adım daha ileri götürecektir. Hadi, Korece konuşma maratonunda ilerlemeye devam edin! Ganbatte! Korece değil ama motivasyon için Japonca'da "Çabala!" demektir.)
안녕하세요!
Merhaba!
Örnek Diyalog: 처음 뵙겠습니다, 저는 마이클입니다 안녕하세요!
Türkçe: İlk defa tanışıyoruz, ben Michael Merhaba!
감사합니다.
Teşekkür ederim.
Örnek Diyalog: 여기 도와주셔서 정말 감사합니다.
Türkçe: Burada yardım ettiğiniz için gerçekten çok teşekkür ederim.
죄송합니다.
Özür dilerim.
Örnek Diyalog: 제가 늦어서 정말 죄송합니다.
Türkçe: Gerçekten çok özür dilerim, geç kaldığım için.
네.
Evet.
Örnek Diyalog: 그 책을 다 읽었어요? 네, 어제 밤에 마쳤어요.
Türkçe: O kitabı bitirdin mi? Evet, dün gece bitirdim.
아니요.
Hayır.
Örnek Diyalog: 식사하셨습니까? 아니요, 아직이에요.
Türkçe: Yemek yediniz mi? Hayır, henüz yemedim.
제 이름은 ___입니다.
Benim adım ___.
Örnek Diyalog: 처음 뵙겠습니다, 제 이름은 종민입니다.
Türkçe: Merhaba, benim adım Jong-min. İlk defa tanışıyoruz.
만나서 반가워요.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Örnek Diyalog: 처음 뵙겠습니다, 저는 지수예요 만나서 반가워요.
Türkçe: İlk defa görüşüyoruz, ben Jisoo Tanıştığımıza memnun oldum.
잘 지냈어요?
Nasılsınız?
Örnek Diyalog: 오랜만이에요, 정말 보고 싶었어요 잘 지냈어요?
Türkçe: Uzun zaman oldu, gerçekten seni çok özledim İyi misin?
안녕히 계세요.
Hoşça kalın.
Örnek Diyalog: 직원이 손님에게 인사하며 말했다: 고객님, 오늘 방문해 주셔서 감사합니다. 안녕히 계세요.
Türkçe: Personel müşteriye selam vererek şöyle dedi: Sayın müşterimiz, bugün ziyaretiniz için teşekkür ederiz. Hoşça kalın.
안녕히 가세요.
Hoşça kalın.
Örnek Diyalog: 장을 끝내면서 상점 주인은 손님에게 웃으며 말했다: 안녕히 가세요.
Türkçe: Alışverişi tamamlarken, dükkan sahibi müşteriye gülümseyerek dedi ki: Hoşça kalın.
얼마예요?
Ne kadar?
Örnek Diyalog: 이 셔츠는 얼마예요?
Türkçe: Bu gömlek ne kadar?
화장실이 어디에 있어요?
Tuvalet nerede?
Örnek Diyalog: 저기요, 죄송한데 화장실이 어디에 있어요?
Türkçe: Affedersiniz, tuvalet nerede?
지금 몇 시예요?
Şu an saat kaç?
Örnek Diyalog: 미안해, 근데 너 휴대폰 잃어버렸어? 지금 몇 시예요?
Türkçe: Üzgünüm, ama cep telefonunu kaybettin mi? Şu an saat kaç?
이거 주세요.
Bunu lütfen.
Örnek Diyalog: 저기요, 이 메뉴에서 가장 인기 있는 음식이 무엇인가요? 그럼 그것과 물 한 병 이거 주세요.
Türkçe: Orada, bu menüde en popüler yemek nedir? Öyleyse, ondan ve bir şişe su alayım lütfen.
저는 ___를을) 배우고 있어요.
Ben ___ öğreniyorum.
Örnek Diyalog: 저는 한국어를 배우고 있어요.
Türkçe: Ben Korece öğreniyorum.
한국어를 조금 할 수 있어요.
Koreceyi biraz konuşabiliyorum.
Örnek Diyalog: 네, 저는 한국어를 조금 할 수 있어요.
Türkçe: Evet, ben biraz Korece konuşabiliyorum.
무슨 일을 하세요?
Ne iş yapıyorsunuz?
Örnek Diyalog: 처음 뵙겠습니다, 저는 마이클입니다 무슨 일을 하세요?
Türkçe: İlk kez karşılaşıyoruz, ben Michael'ım Ne iş yapıyorsunuz?
여기가 어디예요?
Burası neresi?
Örnek Diyalog: 헷갈리는 길을 걷다가 지나가는 사람에게 물었어요 여기가 어디예요?
Türkçe: Karmaşık yolda yürürken geçen birine sordum Burası neresi?
저기요.
Oraya bakar mısınız?
Örnek Diyalog: 저기요, 메뉴판 좀 더 주실 수 있나요?
Türkçe: Oraya, menüden bir tane daha alabilir miyim?
맛있어요.
Lezzetli.
Örnek Diyalog: 이 케이크 정말 맛있어요.
Türkçe: Bu kek gerçekten çok lezzetli.
커피 한 잔 주세요.
Bir fincan kahve lütfen.
Örnek Diyalog: 점원님, 여기 커피 한 잔 주세요.
Türkçe: Bay/Bayan, lütfen buraya bir fincan kahve getirin.
숫자를 세어 봐요: 하나, 둘, 셋…
Sayıları sayalım: bir, iki, üç…
Örnek Diyalog: 선생님이 웃으면서 말씀하셨어요 숫자를 세어 봐요: 하나, 둘, 셋…
Türkçe: Öğretmen gülümseyerek söyledi: Sayıları sayalım: bir, iki, üç…
버스 정류장이 어디에 있나요?
Otobüs durağı nerede?
Örnek Diyalog: 저기요, 용산역으로 가려 하는데 버스 정류장이 어디에 있나요?
Türkçe: Affedersiniz, Yongsan İstasyonu'na gitmek istiyorum, otobüs durağı nerede?
점심 뭐 먹을래요?
Öğle yemeği için ne yemek istiyorsun?
Örnek Diyalog: 오늘 날씨도 좋은데, 점심 뭐 먹을래요?
Türkçe: Bugün hava da güzel, öğle yemeğinde ne yemek istersin?
저는 채식주의자예요.
Ben bir vejetaryenim.
Örnek Diyalog: 식당에서 메뉴를 보던 친구가 물었을 때, 저는 웃으며 대답했다: 저는 채식주의자예요, 그래서 저는 채식 옵션이 있는지 궁금해요.
Türkçe: Restoranda menüye bakarken arkadaşım sorduğunda, gülümseyerek şu yanıtı verdim: Ben vejetaryenim, bu yüzden vejetaryen seçeneklerinin olup olmadığını merak ediyorum.
즐거운 시간 보내세요.
İyi eğlenceler.
Örnek Diyalog: 주말에 공원에서 피크닉을 하러 가시나요? 날씨도 좋으니까 정말 즐거운 시간 보내세요.
Türkçe: Hafta sonunda parkta piknik yapmaya mı gidiyorsunuz? Hava da güzel olduğuna göre gerçekten keyifli vakit geçirin.
고맙습니다.
Teşekkür ederim.
Örnek Diyalog: 책을 빌려줘서 정말 고맙습니다.
Türkçe: Kitabı ödünç verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
이게 뭐예요?
Bu ne?
Örnek Diyalog: 저기요, 이 메뉴를 처음 봐서 그런데 이게 뭐예요?
Türkçe: Özür dilerim, bu menüyü ilk defa görüyorum da, bu nedir?
저는 학생입니다.
Ben bir öğrenciyim.
Örnek Diyalog: 처음 만나서 반갑습니다, 저는 학생입니다.
Türkçe: İlk kez tanıştığımıza çok memnun oldum, ben öğrenciyim.
한국에 얼마나 오래 있을 건가요?
Türkiye'ye ne kadar süre kalacaksınız?
Örnek Diyalog: 자네, 한국에 얼마나 오래 있을 건가요?
Türkçe: Sen, Kore'de ne kadar süre kalacaksın?
티켓을 예약하고 싶어요.
Bilet rezervasyonu yapmak istiyorum.
Örnek Diyalog: 제가 다음 주에 열리는 콘서트 티켓을 예약하고 싶어요.
Türkçe: Gelecek hafta düzenlenecek konser için bilet ayırtmak istiyorum.
영화가 몇 시에 시작해요?
Film saat kaçta başlıyor?
Örnek Diyalog: 죄송하지만, 영화가 몇 시에 시작해요?
Türkçe: Özür dilerim ama, film saat kaçta başlıyor?
집에 어떻게 가요?
Eve nasıl gidilir?
Örnek Diyalog: 버스 정류장이 어디에 있는지 알 수 있을까요? 집에 어떻게 가요?
Türkçe: Otobüs durağının nerede olduğunu öğrenebilir miyim? Eve nasıl giderim?
비가 오네요.
Yağmur yağıyor.
Örnek Diyalog: 창밖을 보세요 비가 오네요.
Türkçe: Pencereden dışarı bakın yağmur yağıyor.
더워요.
Sıcak.
Örnek Diyalog: 오늘은 정말 덥네요, 에어컨 좀 켜도 될까요?
Türkçe: Bugün gerçekten çok sıcak, klimayı biraz açabilir miyiz?
추워요.
Soğuk.
Örnek Diyalog: 밖에 눈이 많이 오니까 꼭 따뜻하게 입고 나가세요, 지금 정말 추워요.
Türkçe: Dışarıda kar yağışı fazla olduğundan dolayı kesinlikle sıcak giyinerek çıkın, şu anda gerçekten çok soğuk.
음식이 너무 매워요.
Yemek çok acı.
Örnek Diyalog: 제가 주문한 음식이 너무 매워요, 물 좀 더 주실 수 있나요?
Türkçe: Sipariş ettiğim yemek çok acı oldu, biraz daha su alabilir miyim?
그거 별로예요.
O pek iyi değil.
Örnek Diyalog: 친구가 추천한 식당에 가봤는데 솔직히 말해서 그거 별로예요.
Türkçe: Arkadaşımın önerdiği restoranı denedim ama dürüst olmak gerekirse pek iyi değil.
이것 좀 도와주실래요?
Bu konuda bana biraz yardım eder misiniz?
Örnek Diyalog: 철수씨, 이 테이블 옮기는 것 좀 도와주실래요?
Türkçe: Çel-su Bey, bu masayı taşıyacak mısınız?
저는 반찬을 추가하고 싶어요.
Ben yan yemek eklemek istiyorum.
Örnek Diyalog: 여기 된장찌개 주문할게요 저는 반찬을 추가하고 싶어요.
Türkçe: Buraya bir deniz ürünü çorbası sipariş edeceğim Yanında ekstra garnitür istiyorum.
물 좀 더 주세요.
Biraz daha su lütfen.
Örnek Diyalog: 저기요, 이 컵에 물 좀 더 주세요.
Türkçe: Oraya bakar mısınız, bu cupa biraz daha su alabilir miyim?
이 주소로 가주세요.
Lütfen bu adrese gidin.
Örnek Diyalog: 택시 기사님, 이 주소로 가주세요.
Türkçe: Taksi şoförü bey, lütfen bu adrese gidin.
출발할 시간이에요.
Kalkış zamanı geldi.
Örnek Diyalog: 다들 모였으면 좋겠어요, 우리 버스가 곧 출발할 시간이에요.
Türkçe: Herkesin toplanmasını isterim, çünkü otobüsümüz yakında hareket edecek.
오늘 날씨 어때요?
Bugün hava nasıl?
Örnek Diyalog: 혹시 오늘 날씨 어때요? 제가 외출할지 말지 결정하려고 해요.
Türkçe: Acaba Bugün hava nasıl? Dışarı çıkıp çıkmayacağıma karar vermeye çalışıyorum.
핸드폰 충전기 있어요?
Cep telefonu şarj cihazınız var mı?
Örnek Diyalog: 제 방에서 핸드폰 충전기 있어요?
Türkçe: Odama cep telefonu şarj aleti var mı?
이게 얼마나 걸려요?
Bu ne kadar sürer?
Örnek Diyalog: A: 새 컴퓨터 설치는 이게 얼마나 걸려요?
Türkçe: A: Yeni bilgisayarın kurulumu ne kadar sürer?
뭐 추천해줄 만한 거 있어요?
Size önerebileceğim bir şey var mı?
Örnek Diyalog: 식당에 들어가서 웨이터에게 물었어요: 저녁 메뉴 중에서 뭐 추천해줄 만한 거 있어요?
Türkçe: Restorana girip garsona şunu sordum: Akşam yemeği menüsünden tavsiye edebileceğiniz bir şey var mı?
저는 알레르기가 있어요.
Benim alerjim var.
Örnek Diyalog: 저는 알레르기가 있어요, 그래서 이 음식에 땅콩이 들어갔는지 확인해주실 수 있나요?
Türkçe: Benim alerjim var, bu yüzden bu yemekte fıstık olup olmadığını kontrol edebilir misiniz?
내일 또 만나요.
Yarın yine görüşürüz.
Örnek Diyalog: 그럼, 이제 집에 가봐야겠어요 내일 또 만나요.
Türkçe: O zaman, artık eve gitmeliyim Yarın yine görüşürüz.
주말 잘 보내요.
İyi hafta sonları.
Örnek Diyalog: 안녕하세요, 진영 씨! 다가오는 휴일 주말 잘 보내요.
Türkçe: Merhaba, Jin Young Bey! Yaklaşan tatil hafta sonunu iyi geçirin.
시끄러워요!
Çok gürültülü!
Gürültülü!
Sessiz olun!
Yüksek sesle konuşmayın!
Örnek Diyalog: 제발 조용히 해, 너무 시끄러워요!
Türkçe: Lütfen sessiz ol, çok gürültülü!
조용히 해주세요.
Lütfen sessiz olun.
Örnek Diyalog: 도서관 안에서 공부하는 학생들에게 방해가 되니 휴대폰은 조용히 해주세요.
Türkçe: Kütüphane içinde ders çalışan öğrencilere rahatsızlık vermemek için lütfen cep telefonunuzu sessize alın.
정말 재미있었어요.
Gerçekten çok eğlenceliydi.
Örnek Diyalog: 주말에 친구들이랑 축구 경기를 봤는데, 엄청난 경기였어요 정말 재미있었어요.
Türkçe: Hafta sonu arkadaşlarımla birlikte futbol maçı izledim ve gerçekten harika bir maçtı çok eğlenceliydi.
시간 있을 때 연락해주세요.
Zamanınız olduğunda lütfen iletişime geçin.
Örnek Diyalog: 퇴근 후 시간 있을 때 연락해주세요.
Türkçe: İş çıkışı zamanınız olduğunda lütfen bana ulaşın.
오늘 진짜 피곤해요.
Bugün gerçekten çok yorgunum.
Örnek Diyalog: 죄송해요, 하루 종일 일하느라 지쳤어요. 오늘 진짜 피곤해요.
Türkçe: Özür dilerim, tüm gün çalışmaktan dolayı yorgunum. Bugün gerçekten çok yorgunum.
배고파요.
Açım.
Örnek Diyalog: 지금 점심시간이 가까워서 그런지 정말 배고파요.
Türkçe: Şu an öğle yemeği vakti yaklaştığı için olacak ama gerçekten çok açım.
목이 마르다.
Boğazım kurudu.
Örnek Diyalog: 친구야, 너도 목이 마르지 않아? 나 정말 물 좀 마셔야겠다.
Türkçe: Arkadaşım, sen de susamadın mı? Ben gerçekten biraz su içmeliyim.
미안해요, 모르겠어요.
Üzgünüm, bilmiyorum.
Örnek Diyalog: 손님께서 어떤 메뉴를 추천해달라고 하셨을 때, 저는 메뉴판을 한번 살펴본 뒤 미안해요, 모르겠어요 하고 대답했습니다.
Türkçe: Müşteri bir menü önerisi istediğinde, menüye hızlıca göz attıktan sonra 'Üzgünüm, bilmiyorum' diye cevap verdim.
한국어로 어떻게 말해요?
Korece nasıl söylenir?
Örnek Diyalog: 컴퓨터를 한국어로 어떻게 말해요?
Türkçe: Bilgisayarı Korece'ye nasıl çevirirsiniz?
여기 좀 알려줄 수 있어요?
Burayı biraz açıklayabilir misiniz?
Örnek Diyalog: 저기요, 이 지도에서 성수역이 어디 있는지 여기 좀 알려줄 수 있어요?
Türkçe: Afedersiniz, bu haritada Seongsu İstasyonu'nun nerede olduğunu bana gösterebilir misiniz?
나중에 봐요!
Görüşürüz!
Örnek Diyalog: 안녕, 저는 지금 바빠서 가야해요 나중에 봐요!
Türkçe: Merhaba, şu anda çok meşgulüm ve gitmem gerekiyor Sonra görüşürüz!
Daha fazla bilgi edinmek için kurslarımıza katılın.