Merhaba sevgili okur! Eğer İtalyanca'ya sıfırdan başlamak istiyor ama nereden başlayacağını bilemiyorsan, doğru yerdesin. Seni bu melodik ve tutkulu dilin temelleriyle tanıştırmak için buradayım. Hadi İtalyanca'nın büyülü dünyasına birlikte adım atalım.
İtalyanca'ya İlk Adım
İtalyanca, Latin kökenli bir dildir ve özellikle müziği, sanatı ve mutfağıyla dünya çapında ün salmıştır. İtalyanca öğrenmek, sadece yeni bir dil değil, aynı zamanda zengin bir kültürü keşfetmek demektir.
Alfabe ve Telaffuz
İtalyanca alfabesi, Türkçe'ye oldukça benzer ve 21 harften oluşur:
A, B, C, D, E, F, G, H, I, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, Z
Not: J, K, W, X, Y harfleri İtalyanca'da yoktur ama yabancı kelimelerde görülebilir.
Telaffuz İpuçları
C harfi:
- A, O, U ile 'k' olarak okunur: casa (kaza) - ev
- E, I ile 'ç' olarak okunur: ciao (çao) - merhaba
- G harfi:
- A, O, U ile 'g' olarak okunur: gatto (gatto) - kedi
- E, I ile 'c' olarak okunur: gelato (celato) - dondurma
- H harfi okunmaz ama C ve G harflerinin telaffuzunu değiştirir: che (ke) - ne
Temel Selamlaşmalar ve İfadeler
İtalyanca'da insanlar genellikle sıcak ve samimi bir şekilde selamlaşır.
Ciao (Çao): Merhaba / Hoşça kal (resmi olmayan)
Buongiorno (Buoncorno): Günaydın / İyi günler
Buonasera (Buonazera): İyi akşamlar
Arrivederci (Arrivederçi): Görüşmek üzere
Nazik İfadeler
Per favore (Per favore): Lütfen
Grazie (Gratsiye): Teşekkür ederim
Prego (Prego): Rica ederim
Mi scusi (Mi skuzi): Afedersiniz
Kendini Tanıtma
Yeni insanlarla tanışırken kullanabileceğin ifadeler:
Come ti chiami? (Kome ti kiamİ): Adın nedir?
Mi chiamo [isim]. (Mi kiamo [isim].): Benim adım [isim].
Piacere di conoscerti! (Piaçere di konoşerti): Tanıştığıma memnun oldum!
Örnekler
Mi chiamo Ayşe.: Benim adım Ayşe.
Sono di Istanbul. (Sono di İstanbul): İstanbul'luyum.
Ho venticinque anni. (O ventiçinkue anni): 25 yaşındayım.
Sayılar ve Rakamlar
1- Uno (Uno): Bir
2- Due (Due): İki
3- Tre (Tre): Üç
4- Quattro (Kuatro): Dört
5- Cinque (Çinkue): Beş
6- Sei (Sey): Altı
7- Sette (Sette): Yedi
8- Otto (Otto): Sekiz
9- Nove (Nove): Dokuz
10- Dieci (Dieçi): On
Önemli Notlar
Zero (Zero): Sıfır
Ventuno: Yirmi bir
Trenta: Otuz
Günler ve Aylar
Haftanın Günleri
Lunedì (Lunedi): Pazartesi
Martedì (Martedi): Salı
Mercoledì (Merkole di): Çarşamba
Giovedì (Covedi): Perşembe
Venerdì (Venerdi): Cuma
Sabato (Sabato): Cumartesi
Domenica (Domenika): Pazar
Il gatto
Kedi
Örnek Diyalog: Mia madre, osservando dalla finestra, esclamò preoccupata: Il gatto del vicino sta camminando sul cornicione!
Türkçe: Annem pencereden bakarken endişeyle haykırdı: Komşunun kedisi kornişte yürüyor!
Il cane
Köpek
Örnek Diyalog: Il cane ha abbaiato tutta la notte e non mi ha lasciato dormire.
Türkçe: Köpek bütün gece havladı ve beni uyutmadı.
Il coniglio
Tavşan
Örnek Diyalog: Marta osservò il giardino e disse, Il coniglio ha mangiato le mie carote ancora una volta!
Türkçe: Marta bahçeye baktı ve dedi ki Tavşan yine benim havuçlarımı yemiş!
Il pesce rosso
Kırmızı balık
Örnek Diyalog: Mamma, perché il pesce rosso sta sempre in fondo alla vasca?
Türkçe: Anne, neden altın balığı hep akvaryumun dibinde duruyor?
Il criceto
Hamster
Örnek Diyalog: Hai visto dove si è nascosto il criceto? Spero non sia dietro al frigorifero di nuovo.
Türkçe: Hamsterin nerede saklandığını gördün mü? Umarım yine buzdolabının arkasında değildir.
L'uccello
Kuş
Örnek Diyalog: Mio nonno si siede sempre nel giardino per guardare l'uccello sul ramo dell'albero che canta ogni mattina.
Türkçe: Dedem her sabah ağacın dalındaki kuşun şarkı söylemesini izlemek için hep bahçede oturur.
Il serpente
Yılan
Örnek Diyalog: Mentre camminavamo nel bosco, Luca si è fermato all'improvviso e ha sussurrato con voce tremante: Il serpente, lì tra le foglie!
Türkçe: Ormanda yürürken, Luca aniden durdu ve titreyen bir sesle fısıldadı: -Yılan, orada yaprakların arasında!
La tartaruga
Kaplumbağa
Örnek Diyalog: La tartaruga ha sorpreso tutti superando il coniglio alla fine della corsa.
Türkçe: Kaplumbağa, yarışın sonunda tavşanı geçerek herkesi şaşırttı.
La cavia
Gine domuzu
Örnek Diyalog: Marco osservò attentamente l'animale nel recinto e disse con sorpresa: La cavia, è la prima volta che ne vedo una così grande!
Türkçe: Marco hayvanı kafeste dikkatlice gözlemledi ve şaşırarak dedi ki: Bu kobay, böylesini ilk defa görüyorum!
Lo scoiattolo
Sincap
Örnek Diyalog: Guarda come corre veloce lo scoiattolo lungo il ramo dell'albero!
Türkçe: Ağacın dalında ne kadar hızlı koştuğuna bir bak, o sincaba!
Dare da mangiare al gatto
Kediye yemek ver.
Örnek Diyalog: Prima di uscire potresti fare una cosa? Dare da mangiare al gatto, perché altrimenti non smetterà di miagolare tutta la sera.
Türkçe: Dışarı çıkmadan önce bir şey yapabilir misin? Kediye yemek ver, aksi takdirde bütün akşam miyavlamayı kesmeyecek.
Portare a spasso il cane
Köpeği gezdirmek.
Örnek Diyalog: Ogni pomeriggio, dopo il lavoro, porto a spasso il cane nel parco vicino a casa.
Türkçe: Her öğleden sonra, işten sonra, evimin yanındaki parkta köpeğimi gezdiriyorum.
Pulire la gabbia del coniglio
Tavşanın kafesini temizle.
Örnek Diyalog: Prima di andare a dormire, ricordati di pulire la gabbia del coniglio.
Türkçe: Yatmadan önce, tavşanın kafesini temizlemeyi unutma.
Cambiare l'acqua del pesce
Balığın suyunu değiştirmek.
Örnek Diyalog: Ricorda di cambiare l'acqua del pesce ogni settimana per mantenerli sani.
Türkçe: Balıkların sağlıklı kalabilmeleri için suyunu her hafta değiştirmeyi unutma.
Riempire la ruota del criceto
Hamster tekerleğini doldurmak.
Örnek Diyalog: Emma chiamò suo fratello eccitata, esclamando: Riempire la ruota del criceto con nuove palline colorate è stata un'idea geniale, guarda come corre felice!
Türkçe: Emma heyecanla kardeşini arayarak seslendi: Hamsterın çarkına yeni renkli toplar koymak süper bir fikir oldu, bak nasıl mutlu koşuyor!
Ascoltare il canto dell'uccello
Kuşun şarkısını dinlemek
Örnek Diyalog: Ogni mattina mi sveglio presto per ascoltare il canto dell'uccello dal mio balcone.
Türkçe: Her sabah kuşların şarkısını balkonumdan dinlemek için erken kalkarım.
Nutrire il serpente con i topi
Yılanı farelerle beslemek.
Örnek Diyalog: Quando andiamo in vacanza, potresti nutrire il serpente con i topi?
Türkçe: Tatile gittiğimizde, yılanı farelerle besleyebilir misin?
Dare la lattuga alla tartaruga
Kapağı kaplumbağaya ver.
Örnek Diyalog: Potresti dare la lattuga alla tartaruga prima di uscire?
Türkçe: Kaplumbağaya çıkmadan önce marulu verebilir misin?
Spazzolare il pelo della cavia
Kobayın tüylerini fırçalamak.
Örnek Diyalog: Ricordati di spazzolare il pelo della cavia ogni giorno, così manterrà il manto lucido e sano.
Türkçe: Gine domuzunun tüylerini her gün fırçalamayı unutma, böylece tüyleri parlak ve sağlıklı kalacak.
Mettere la noce allo scoiattolo
Sincaba ceviz vermek
Örnek Diyalog: Mario, ricordati di mettere la noce allo scoiattolo prima di uscire per la passeggiata nel bosco.
Türkçe: Mario, ormanda yürüyüşe çıkmadan önce sincaba cevizi vermeyi unutma.
L'animale domestico
Evcil hayvan
Örnek Diyalog: Potresti dirmi qual è il nome del tuo animale domestico preferito?
Türkçe: En sevdiğin evcil hayvanının adını söyler misin?
Addomesticare
Evcilleştirmek
Örnek Diyalog: Per addomesticare efficacemente un pappagallo, bisogna dedicargli molto tempo e pazienza.
Türkçe: Bir papağanı etkili bir şekilde evcilleştirmek için ona çok zaman ve sabır ayırmak gerekir.
La ciotola del cibo
Yiyecek kasesi
Örnek Diyalog: Mentre riempievo la ciotola del cibo, il gatto è saltato sul tavolo con un miagolio impaziente.
Türkçe: Mama kabını doldururken, kedi sabırsız bir miyavlamayla masanın üstüne atladı.
La ciotola dell'acqua
Su kabı
Örnek Diyalog: Ricorda di riempire la ciotola dell'acqua per il cane prima di uscire.
Türkçe: Köpeğin su kabını dışarı çıkmadan önce doldurmayı unutma.
Il collare
Tasma
Örnek Diyalog: Hai messo il collare al cane prima di uscire per la passeggiata?
Türkçe: Köpeğe yürüyüşe çıkmadan önce tasmayı taktın mı?
La cuccia
Köpek kulübesi
Örnek Diyalog: Mentre sistemavo il giardino, dissi al mio cane: La cuccia è pronta, puoi andare a riposare.
Türkçe: Bahçeyi düzenlerken köpeğime şöyle dedim: Kulübe hazır, gidebilirsin ve dinlenebilirsin.
La lettiera
Kedi kumu
Örnek Diyalog: Potresti pulire la lettiera del gatto prima che tornino i vicini?
Türkçe: Komşular dönmeden önce kedinin kum kabını temizleyebilir misin?
Il guinzaglio
Tasma
Örnek Diyalog: Posso prendere il guinzaglio per portare a spasso il cane?
Türkçe: Köpeği gezdirmek için tasması alabilir miyim?
Il tiragraffi
Tırmalama tahtası.
Örnek Diyalog: Potremmo comprare un nuovo tiragraffi per il gatto, così smetterà di usare il divano come fosse il suo giocattolo preferito.
Türkçe: Kedimiz için yeni bir tırmalama tahtası alabiliriz, böylece divanı sanki en sevdiği oyuncağıymış gibi kullanmayı bırakır.
Il giocattolo
Oyuncak
Örnek Diyalog: Posso comprare il giocattolo che hai sempre desiderato per il tuo compleanno?
Türkçe: Doğum günün için hep istediğin oyuncağı satın alabilir miyim?
L'addestramento
Eğitim
Örnek Diyalog: Durante l'addestramento, abbiamo imparato tecniche fondamentali per la sopravvivenza in situazioni estreme.
Türkçe: Eğitim sırasında, aşırı durumlarda hayatta kalabilmek için temel teknikleri öğrendik.
La toelettatura
Tüy bakımı
Örnek Diyalog: Devo prenotare un appuntamento per la toelettatura del mio cane sabato prossimo.
Türkçe: Gelecek Cumartesi için köpeğimin tımar randevusunu ayarlamam gerekiyor.
Il veterinario
Veteriner
Örnek Diyalog: Marco ha detto che Il veterinario è riuscito a guarire il suo gatto entro una settimana.
Türkçe: Marco, veterinerin bir hafta içinde kedisini iyileştirebildiğini söyledi.
Le vaccinazioni
Aşılama
Örnek Diyalog: Durante la riunione, il medico ha sottolineato: Le vaccinazioni sono essenziali per prevenire la diffusione di malattie infettive.
Türkçe: Toplantı sırasında doktor şu vurguyu yaptı: Aşılamalar, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önlemek için hayati öneme sahiptir.
Il trattamento antiparassitario
Parazit karşıtı tedavi
Örnek Diyalog: Prima di adottare quel cane, assicurati che abbia ricevuto il trattamento antiparassitario.
Türkçe: O köpeği sahiplenmeden önce, antiparaziter tedavi gördüğünden emin ol.
Sterilizzare
Sterilize etmek
Örnek Diyalog: Prima di utilizzarli sugli animali, è fondamentale sterilizzare tutti gli strumenti chirurgici.
Türkçe: Hayvanlar üzerinde kullanmadan önce, tüm cerrahi aletlerin -sterilize edilmesihayati önem taşır.
Castrare
Kastrasyon
Örnek Diyalog: The vet explained, Castrare is a common surgical procedure for male pets to prevent unwanted breeding.
Türkçe: Veteriner açıkladı: Kastrasyon, istenmeyen üremeyi önlemek amacıyla erkek evcil hayvanlarda yaygın olarak uygulanan bir cerrahi işlemdir.
Il pedigree
Soy kütüğü
Örnek Diyalog: Il cane ha ottenuto il primo premio alla mostra grazie al suo eccezionale pedigree.
Türkçe: Köpek, olağanüstü soy kütüğü sayesinde sergide birinci ödülü kazandı.
Adottare un animale
Bir hayvanı evlat edinmek.
Örnek Diyalog: Hai mai pensato di adottare un animale dal rifugio locale?
Türkçe: Yerel barınaktan bir hayvan sahiplenmeyi hiç düşündün mü?
Coccole e carezze
Şefkat ve okşamalar
Örnek Diyalog: Mentre osservavo il tramonto, ho sentito il desiderio di coccole e carezze che soltanto il mio amore sa dare.
Türkçe: Gün batımını izlerken, sadece sevgilimin verebileceği sevgi ve okşamaları hissetme arzusu duydum.
Giocare con la palla
Topla oynamak
Örnek Diyalog: Marco era sempre felice quando poteva dire Giocare con la palla è la mia attività preferita!
Türkçe: Marco her zaman Top oynamak en sevdiğim aktivite! diyebildiğinde mutlu olurdu.
Lanciare il frisbee
Frisbee fırlatmak
Örnek Diyalog: Marco sorrise e disse: Lanciare il frisbee al parco è uno dei miei modi preferiti per rilassarmi dopo una lunga settimana di lavoro.
Türkçe: Marco gülümsedi ve şöyle dedi: Parkta frizbi atmak, uzun bir iş haftasından sonra rahatlamak için en sevdiğim yollardan biridir.
Fare il bagnetto
Fare banyosunu yapıyor.
Örnek Diyalog: Pronto a fare il bagnetto al piccolo prima della nanna?
Türkçe: Minik yavruyu uykudan önce banyo yaptırmaya hazır mısın?
Asciugare il pelo
Tüyleri kurulamak
Örnek Diyalog: Prima di lasciarlo entrare in casa dopo la pioggia, devo asciugare il pelo del cane per evitare che bagni tutto.
Türkçe: Yağmurdan sonra onu eve almadan önce köpeğin tüylerini kurulamam gerekiyor ki her yeri ıslatmasın.
Ascoltare il respiro
Nefesi dinlemek
Örnek Diyalog: Mentre eravamo seduti vicino al fuoco, abbiamo deciso di ascoltare il respiro della notte che ci avvolgeva nel suo abbraccio silenzioso.
Türkçe: Ateşin yanında otururken, bizi sessiz kucaklamasıyla sarmalayan gecenin nefesini dinlemeye karar verdik.
Controllare le orecchie
Kulakları kontrol etmek
Örnek Diyalog: Dovremmo portare il bambino dal pediatra per controllare le orecchie; sembra che abbia un po' di fastidio.
Türkçe: Çocuğu kulağını kontrol ettirmek için çocuk doktoruna götürmeliyiz; biraz rahatsızlık hissettiği gibi görünüyor.
Tagliare le unghie
Tırnakları kesmek
Örnek Diyalog: Devo ricordarmi di tagliare le unghie prima dell'incontro di domani.
Türkçe: Yarınki toplantıdan önce tırnaklarımı kesmeyi hatırlamalıyım.
Proteggere dalle zanzare
Sivrisineklerden korumak
Örnek Diyalog: Possiamo usare delle zanzariere sulle finestre per proteggere dalle zanzare mentre dormiamo.
Türkçe: Pencerelere sineklik takarak uyurken sivrisineklerden korunabiliriz.
Evitare il cioccolato
Çikolatadan kaçının.
Örnek Diyalog: Mi ha raccomandato di evitare il cioccolato per un po' a causa dell'allergia.
Türkçe: Alerjim yüzünden bir süreliğine çikolatodan kaçınmamı tavsiye etti.
Dare biscotti per cani
Köpeklere bisküvi vermek
Örnek Diyalog: La signora ha detto di osare dare biscotti per cani al pastore tedesco, anche se aveva già mangiato.
Türkçe: Hanımefendi, Alman çoban köpeğine daha önce yemek yemiş olsa bile köpek bisküvileri vermenin cesaretini gösterdiğini söyledi.
Condividere la compagnia
Şirketi paylaşmak
Örnek Diyalog: Mi piacerebbe condividere la compagnia di amici quest'estate per un viaggio in Europa.
Türkçe: Bu yaz Avrupa'da bir gezinti için arkadaşlarımın şirketini paylaşmak isterim.
Sentire il ronfare del gatto
Kedinin horlamasını hissetmek
Örnek Diyalog: Mentre cercavo concentrazione, non potevo fare a meno di sentire il ronfare del gatto accanto a me.
Türkçe: Konsantrasyon sağlamaya çalışırken, yanımda uyuyan kedinin horlamasını duymaktan kendimi alamadım.
Osservare il coniglio che salta
Tavşanın zıplamasını izlemek.
Örnek Diyalog: Mentre eravamo nel giardino, Maria mi ha chiesto di osservare il coniglio che salta tra i fiori.
Türkçe: Bahçedeyken, Maria bana çiçekler arasında zıplayan tavşana bakmamı rica etti.
Imparare comandi come seduto
Otur gibi komutları öğrenmek
Örnek Diyalog: Durante l'addestramento del cucciolo, è utile iniziare con imparare comandi come seduto.
Türkçe: Yavru köpeğin eğitim sürecinde, otur gibi komutlarla başlamak faydalıdır.
Esercitare la disciplina
Disiplin uygulamak
Örnek Diyalog: Per raggiungere i tuoi obiettivi, devi esercitare la disciplina ogni giorno.
Türkçe: Hedeflerine ulaşmak için her gün disiplini uygulamalısın.
Elisabetta, veterinario
Elisabetta, bir veteriner.
Örnek Diyalog: Elisabetta, ricorda di chiamare il veterinario per l'appuntamento di Fido nel pomeriggio.
Türkçe: Elisabetta, Fido'nun öğleden sonraki randevusu için veterineri aramayı unutma.
Matteo, amante degli animali
Matteo, hayvansever
Örnek Diyalog: Matteo, amante degli animali, decise di costruire un rifugio per i gatti randagi del quartiere.
Türkçe: Matteo, hayvansever biri olarak, mahalledaki sokak kedileri için bir barınak inşa etmeye karar verdi.
Aylar
Gennaio (Cennaio): Ocak
Febbraio (Febraio): Şubat
Marzo (Martso): Mart
Aprile (Aprile): Nisan
Maggio (Maggio): Mayıs
Giugno (Cunyo): Haziran
Luglio (Lulyo): Temmuz
Agosto (Agosto): Ağustos
Settembre (Settembre): Eylül
Ottobre (Ottobre): Ekim
Novembre (Novembre): Kasım
Dicembre (Diçembre): Aralık
Günlük İfadeler
İtalyanca'da günlük hayatta sıkça kullanılan ifadeler:
Come stai? (Kome stai): Nasılsın?
Sto bene, grazie. (Sto bene, gratsiye): İyiyim, teşekkürler.
E tu? (E tu): Ya sen?
Che ore sono? (Ke ore sono): Saat kaç?
Dov'è il bagno? (Dove il banyo): Tuvalet nerede?
Örnek Cümleler
Vorrei un caffè. (Vorre un kafe): Bir kahve istiyorum.
Quanto costa questo? (Kuanto kosta kuesto): Bu ne kadar?
Posso aiutarti? (Posso aiutarti): Sana yardım edebilir miyim?
Önemli Fiiller ve Çekimleri
Essere (Olmak)
Io sono (Yo sono): Ben ...ım/im
Tu sei (Tu sey): Sen ...sın/sin
Lui/Lei è (Luy/Ley e): O ...dır/dir
Noi siamo (Noy siamo): Biz ...ız/iz
Voi siete (Voy siyete): Siz ...sınız/siniz
Loro sono (Loro sono): Onlar ...dırlar/dirler
Avere (Sahip Olmak)
Io ho (Yo o): Ben sahibim
Tu hai (Tu ay): Sen sahipsin
Lui/Lei ha (Luy/Ley a): O sahip
Noi abbiamo (Noy abbiamo): Biz sahibiz
Voi avete (Voy avete): Siz sahipsiniz
Loro hanno (Loro anno): Onlar sahip
Basit Diyalog Örnekleri
Person A: Ciao! Come ti chiami?
Person B: Mi chiamo Mehmet. E tu?
Person A: Mi chiamo Maria. Piacere di conoscerti!
Person B: Il piacere è mio!
Faydalı Kelimeler
Amico/Amica (Amiko/Amika): Arkadaş (erkek/kadın)
Famiglia (Familia): Aile
Casa (Kaza): Ev
Lavoro (Lavoro): İş
İtalyanca Öğrenirken Dikkat Edilecekler
Dinleme Alıştırmaları Yap: İtalyanca müzikler veya podcast'ler dinleyebilirsin.
Okuma Alıştırmaları Yap: Basit hikayeler veya çocuk kitapları okumak başlangıç için idealdir.
Konuşmaktan Çekinme: Yanlış yapmaktan korkma, pratik yapmak önemlidir.
Pratik İpuçları
Not Tut: Yeni kelimeleri ve ifadeleri bir deftere yaz.
Günlük Tut: Basit cümlelerle günlük tutmak yazma becerini geliştirir.
Dil Değişimi Yap: İtalyanca öğrenen veya İtalyan biriyle konuşarak dili canlı tutabilirsin.
Sık Kullanılan Bağlaçlar ve Zarflar
E (E): Ve
Ma (Ma): Ama
Perché (Perke): Neden / Çünkü
Quindi (Kuindi): Bu yüzden
Molto (Molto): Çok
Poco (Poko): Az
İtalyanca Deyimler ve Atasözleri
In bocca al lupo! (İn boka al lupo): Bol şans! (Kelime anlamı: Kurtun ağzına)
- Cevap: Crepi il lupo! (Krepi il lupo): Teşekkürler! (Kelime anlamı: Kurt ölsün)
- Acqua in bocca. (Akkua in boka): Sır tut! (Kelime anlamı: Ağızda su)
Mini Sözlük
| İtalyanca | Türkçe |
|-----------------|------------------|
| Buongiorno | Günaydın |
| Arrivederci | Görüşmek üzere |
| Amore | Aşk |
| Bello/Bella | Güzel (erkek/kadın) |
| Mangiare | Yemek |
Özet ve Son Sözler
İtalyanca, tutkulu ve sıcak bir dildir. Yeni bir dil öğrenmek, yeni bir dünyaya kapı açmaktır. Bu temel bilgilerle başlangıç yaparak, İtalyanca'nın büyüsünü keşfetmeye başlayabilirsin.
Unutma, pratik yapmak ve sürekli tekrar etmek dil öğrenmenin anahtarıdır. Hata yapmaktan korkma, çünkü en iyi öğrenme yöntemlerinden biri hatalardan ders çıkarmaktır.
Buona fortuna! (Buona fortuna): İyi şanslar!
Bir sonraki adımda, öğrendiğin kelimeleri ve ifadeleri günlük hayatında kullanmaya çalışabilirsin. İtalyan kültürünü keşfetmek ve dili daha iyi anlamak için İtalyan filmleri izleyebilir veya müziklerini dinleyebilirsin.