İtalyanca Öğreniyorum

İtalyanca Konuşurken Yapılan Yaygın Hatalar ve Düzeltmeleri

Giovanni Ricci
23 dk okuma
İtalyanca konuşurken yapılan yaygın hatalar ve düzeltme yöntemleri üzerine öneriler. İtalyanca öğrenme sürecinizi hızlandırın!

İtalyanca, melodik yapısıyla ve zengin kültürel mirasıyla birçok kişinin ilgisini çeken bir dildir. Belki sen de bu güzel dili öğrenmek istiyorsun ama nereden başlayacağını bilmiyorsun. Hiç merak etme! Bu yazıda İtalyancanın temellerini atmana yardımcı olacak kelimeler, ifadeler ve telaffuz örnekleriyle karşındayım.

İtalyancanın Temel Yapısı ve Telaffuzu

İtalyanca, Latin dil ailesine mensup olduğu için bazı kelimeler Türkçedeki karşılıklarına benzeyebilir. Ancak, telaffuz ve dilbilgisi açısından farklılıklar vardır.

Alfabe ve Telaffuz

İtalyanca alfabede 21 harf bulunur. K, J, W, X ve Y harfleri genellikle yabancı kelimelerde kullanılır. İşte İtalyanca telaffuz hakkında bilmen gereken bazı noktalar:

  • C harfi e ve i seslerinden önce "ç" olarak okunur: ciao (çao)

  • G harfi e ve i seslerinden önce "c" olarak okunur: gelato (celato)

  • H harfi sessizdir: hotel (otel)

  • Gli birleşimi "ly" sesi verir: famiglia (famil-ya)

  • Gn birleşimi "ny" sesi verir: lasagna (lazanya)

Temel Selamlaşma ve Vedalaşma

Günlük yaşamda en çok kullanacağın ifadelerle başlayalım:

1- Ciao (çao): Merhaba veya Hoşça kal

2- Buongiorno (buoncorno): Günaydın / İyi günler

3- Buonasera (buonaseyra): İyi akşamlar

4- Arrivederci (arrivederçi): Görüşmek üzere

5- Grazie (gratsie): Teşekkür ederim

6- Prego: Rica ederim / Buyurun

Kendini Tanıtma ve Basit Sorular

İnsanlarla tanışırken kullanabileceğin ifadeler:

  • Mi chiamo... (mi kıamo): Benim adım...

  • Come ti chiami? (kome ti kıymi): Adın ne?

  • Piacere di conoscerti (piaçere di konoşerti): Tanıştığıma memnun oldum

  • Di dove sei? (di dova sey): Nerelisin?

  • Sono di Turchia (sono di turkiya): Türkiye'denim

Günlük İfadeler ve Kelimeler

İhtiyacın olabilecek bazı günlük ifadeler:

  • (si): Evet

  • No: Hayır

  • Per favore (per favore): Lütfen

  • Scusa (skuza): Affedersin

  • Non capisco (non kapisko): Anlamıyorum

  • Parli inglese? (parli ingleze): İngilizce biliyor musun?

  • Ho bisogno di aiuto (o bizonyo di ayuto): Yardıma ihtiyacım var

Sayılar ve Renkler

İtalyanca sayılar oldukça basittir:

1- Uno: Bir

2- Due: İki

3- Tre: Üç

4- Quattro (kuattro): Dört

5- Cinque (çinkue): Beş

6- Sei (sey): Altı

7- Sette: Yedi

8- Otto: Sekiz

9- Nove: Dokuz

10- Dieci (diyeçi): On

Renkler:

  • Rosso: Kırmızı

  • Blu: Mavi

  • Verde: Yeşil

  • Giallo (callyo): Sarı

  • Nero: Siyah

  • Bianco: Beyaz

  • Arancione (arançone): Turuncu

  • Viola: Mor

Restoranda ve Alışverişte Kullanılan İfadeler

Restoranda:

  • Vorrei un tavolo per due (vorrey un tavolo per due): İki kişilik bir masa istiyorum

  • Il menù, per favore: Menüyü alabilir miyim lütfen

  • L'acqua (lakua): Su

  • Il conto, per favore: Hesap lütfen

  • È delizioso (e deliçyoso): Lezzetli

Alışverişte:

  • Quanto costa? (kuanto kosta): Ne kadar?

  • È troppo caro (e troppo karo): Çok pahalı

  • Posso provare? (posso provare): Deneyebilir miyim?

  • Cerco... (çerko): ... arıyorum

  • Avete questa taglia? (avete kuesta talya): Bu bedeni var mı?

Temel İtalyanca Dilbilgisi

İsimlerin Cinsiyeti ve Artikeller

İtalyancada isimlerin cinsiyeti vardır ve bu isimler eril (maschile) veya dişil (femminile) olabilir. Ayrıca, isimlerin önüne gelen artikeller (belirtme edatları), ismin cinsiyetine ve tekil-çoğul olmasına göre değişir.

Belirtme Edatları:

  • Eril Tekil: il (il libro - kitap)

  • Eril Çoğul: i (i libri - kitaplar)

  • Dişil Tekil: la (la casa - ev)

  • Dişil Çoğul: le (le case - evler)

  • Özel Harflerle Başlayan İsimler:

- l' kullanılır: l'amico (eril) veya l'amica (dişil) - arkadaş

Sıfatların Kullanımı

Sıfatlar, niteledikleri ismin cinsiyetine ve sayısına uyum sağlar. Örneğin:

  • Un ragazzo alto (un ragazzo alto): Uzun bir erkek çocuk

  • Una ragazza alta (una ragazza alta): Uzun bir kız çocuk

  • Ragazzi alti (ragazzi alti): Uzun erkek çocuklar

  • Ragazze alte (ragazze alte): Uzun kız çocuklar

Fiiller ve Basit Çekimler

En önemli fiillerden biri olan "essere" (olmak) fiilinin çekimi:

  • Io sono: Benim

  • Tu sei: Sen sin

  • Lui/Lei è: O (erkek/kız) dir

  • Noi siamo: Biz iz

  • Voi siete: Siz siniz

  • Loro sono: Onlar dır

"Avere" (sahip olmak) fiili:

  • Io ho (io o): Benim var

  • Tu hai (tu ay): Senin var

  • Lui/Lei ha (lui/lei a): Onun var

  • Noi abbiamo (noi abbiyamo): Bizim var

  • Voi avete (voi avete): Sizin var

  • Loro hanno (loro anno): Onların var

Zaman Kavramları

Günler:

  • Lunedì: Pazartesi

  • Martedì: Salı

  • Mercoledì: Çarşamba

  • Giovedì: Perşembe

  • Venerdì: Cuma

  • Sabato: Cumartesi

  • Domenica: Pazar

Aylar:

  • Gennaio: Ocak

  • Febbraio: Şubat

  • Marzo: Mart

  • Aprile: Nisan

  • Maggio: Mayıs

  • Giugno: Haziran

  • Luglio: Temmuz

  • Agosto: Ağustos

  • Settembre: Eylül

  • Ottobre: Ekim

  • Novembre: Kasım

  • Dicembre: Aralık

Saat ve Tarih Sorma

  • Che ore sono? (ke ore sono): Saat kaç?

  • Che giorno è oggi? (ke ciorno e oci): Bugün günlerden ne?

  • Oggi è lunedì: Bugün pazartesi

Örnek Bir Diyalog

Maria ve Luca arasında geçen basit bir İtalyanca diyalog:

Maria: Ciao Luca! Come stai? (Merhaba Luca! Nasılsın?)

Luca: Ciao Maria! Sto bene, grazie. E tu? (Merhaba Maria! İyiyim, teşekkürler. Ya sen?)

Maria: Anch'io sto bene. Che fai di bello oggi? (Ben de iyiyim. Bugün neler yapıyorsun?)

Luca: Vado al parco. Vuoi venire con me? (Parka gidiyorum. Benimle gelmek ister misin?)

Ho mangiato una pizza buonissimo. -> Ho mangiato una pizza buonissima.

Çok lezzetli bir pizza yedim.

Örnek Diyalog: Correggendo il tuo italiano, dovresti dire Ho mangiato una pizza buonissima, non buonissimo, perché pizza è femminile.

Türkçe: İtalyancanı düzeltirken, Ho mangiato una pizza buonissima demelisin, buonissimo değil, çünkü pizza kelimesi dişildir.

Hai molto ragione. -> Hai proprio ragione.

Çok haklısın. -> Tamamen haklısın.

Örnek Diyalog: Discutendo dell'importanza di leggere, Marco esclamò: Hai molto ragione, leggere arricchisce la mente; a cui Lucia rispose: Hai proprio ragione, è un modo per viaggiare senza muoversi da casa.

Türkçe: Okuma'nın önemi hakkında tartışırken, Marco şöyle haykırdı: Çok doğru söylüyorsun, okumak zihni zenginleştirir; buna karşılık Lucia şöyle cevap verdi: Hakikaten doğru, evden ayrılmadan seyahat etmenin bir yolu.

Ti chiamo al telefono. -> Ti chiamo per telefono.

Sana telefonla arayacağım.

Örnek Diyalog: Mario, ricorda che se non sarò raggiungibile via email, Ti chiamo al telefono. -> Ti chiamo per telefono.

Türkçe: Mario, unutma eğer e-posta yoluyla ulaşamazsan, Sana telefonla arama yaparım.

Sono anni che non vi vedo. -> È da anni che non vi vedo.

Sizi yıllardır görmüyorum. -> Yıllardır sizi görmüyorum.

Örnek Diyalog: Sono anni che non vi vedo, esclamò Marco con sorpresa, e Rita rispose È da anni che non vi vedo anch'io, come siete cambiati!

Türkçe: Senelerdir sizi görmüyorum, diye şaşırarak söyledi Marco, ve Rita karşılık verdi Ben de senelerdir sizi görmüyorum, ne kadar değişmişsiniz!

Ho guardato la televisione per un'ora. -> Ho guardato la televisione per un'ora.

Televizyonu bir saat boyunca izledim.

Örnek Diyalog: Luca boasted about his ability to understand English, so when he told me Ho guardato la televisione per un'ora, I replied with Ho guardato la televisione per un'ora to see if he could tell I'd said the same thing in Italian.

Türkçe: Luca İngilizce'yi anlama yeteneğiyle övündüğü için bana Ho guardato la televisione per un'ora dediğinde, aynı şeyi İtalyanca olarak söylediğimi anlayıp anlamayacağını görmek için ona Ho guardato la televisione per un'ora diye yanıt verdim.

Ho freddo molto. -> Ho molto freddo.

Çok üşüyorum.

Örnek Diyalog: Quando Giovanni si unì alla conversazione, esclamò: Ho freddo molto, il che fece ridere Marta, che gentilmente lo corresse dicendo: In italiano si dice Ho molto freddo, Giovanni!

Türkçe: Giovanni konuşmaya katıldığında Ho freddo molto, diye bağırdı. Bu, Marta'yı güldürdü ve nazikçe düzelterek şöyle dedi: İtalyanca'da 'Ho molto freddo' denir Giovanni!

È una situazione molto complicata. -> È una situazione molto complicata.

Bu çok karışık bir durum.

Örnek Diyalog: È una situazione molto complicata, ammette Paolo, guardando i documenti sparsi sulla scrivania. -> È una situazione molto complicata, ribatte Sofia con un sospiro, sapendo che avrebbero dovuto lavorare ore extra per risolverla.

Türkçe: Çok karmaşık bir durum, diyor Paolo, masadaki dağınık evraklara bakarak. Çok karmaşık bir durum, diye mırıldanıyor Sofia bir iç çekerek, bunun için fazladan saatlerce çalışmaları gerektiğini bilerek.

Ho visitato al Colosseo quando sono stato a Roma. -> Ho visitato il Colosseo quando sono stato a Roma.

Roma'ya gittiğimde Kolezyum'u ziyaret ettim.

Örnek Diyalog: Correggendo il mio amico che sta imparando l'italiano, ho detto: -Ho visitato al Colosseo quando sono stato a Romapoi subito ho realizzato il mio errore e ho corretto -Ho visitato il Colosseo quando sono stato a Roma.

Türkçe: İtalyanca öğrenen arkadaşıma düzeltme yaparken şunu dedim: Roma'ya gittiğimde Koloseum'u ziyaret ettim sonra hemen hatamı fark ettim ve Roma'ya gittiğimde Colosseo'yu ziyaret ettim şeklinde düzelttim.

Abbiamo camminata per la città. -> Abbiamo camminato per la città.

Şehirde yürüdük.

Örnek Diyalog: When Maria tried to recount our journey through Rome, she mistakenly said Abbiamo camminata per la città, but I corrected her by saying Abbiamo camminato per la città.

Türkçe: Maria, Roma'daki yolculuğumuzu anlatmaya çalışırken yanlışlıkla Abbiamo camminata per la città dedi, ama ben onu düzelterek Abbiamo camminato per la città dedim.

Quando sarò grande, voglio diventare un avvocato. -> Quando sarò grande, voglio diventare avvocato.

Büyüdüğümde, bir avukat olmak istiyorum.

Örnek Diyalog: Mentre sfogliavano vecchie foto dell'infanzia, Marco sorrise e disse a sua sorella: Quando sarò grande, voglio diventare avvocato.

Türkçe: Çocukluklarına ait eski fotoğrafları karıştırırken Marco gülümsedi ve kız kardeşine şöyle dedi: Büyüdüğümde avukat olmak istiyorum.

Ho bisogno di una informazione. -> Ho bisogno di un'informazione.

Bir bilgiye ihtiyacım var.

Örnek Diyalog: Scusami, ho bisogno di un'informazione: sai a che ora chiude la biblioteca oggi?

Türkçe: Özür dilerim, bir bilgiye ihtiyacım var: Bugün kütüphanenin kaçta kapandığını biliyor musun?

Penso che è una buona idea. -> Penso che sia una buona idea.

Sanırım bu iyi bir fikir. -> Sanırım bu iyi bir fikir olurdu.

Örnek Diyalog: Quando hai suggerito di fare una passeggiata nel parco prima della riunione, ho pensato Penso che sia una buona idea.

Türkçe: Parkta toplantıdan önce bir yürüyüş yapmayı önerdiğinde Bence bu iyi bir fikir. diye düşündüm.

Ho sentito dire che il clima qui è bello. -> Ho sentito dire che il clima qui è bello.

Buradaki havanın güzel olduğunu duydum.

Örnek Diyalog: Ho sentito dire che il clima qui è bello.
-> Davvero? Anche io ho sentito dire che il clima qui è bello, speriamo sia vero!

Türkçe: Buranın ikliminin güzel olduğunu duydum.
-> Gerçekten mi? Ben de buranın ikliminin güzel olduğunu duydum, umarım doğrudur!

Ieri ho andato in centro commerciale. -> Ieri sono andata al centro commerciale.

Dün alışveriş merkezine gittim.

Örnek Diyalog: Mentre sorseggiavamo i nostri caffè, Claudia ha raccontato entusiasta: Ieri ho andato in centro commerciale, ma correggendo subito sé stessa ha aggiunto in tono divertito, Volevo dire ieri sono andata al centro commerciale.

Türkçe: Kahvelerimizi yudumlarken Claudia coşkuyla anlattı: Dün alışveriş merkezine gittim, ama hemen kendini düzelterek eğlenerek ekledi, Demek istedim ki dün alışveriş merkezine gittim.

Se avrei saputo, non sarei venuto. -> Se avessi saputo, non sarei venuto.

Bilseydim, gelmezdim.

Örnek Diyalog: Quando Giorgio mi ha rimproverato per essere arrivato in ritardo alla riunione, gli ho risposto: Se avrei saputo che iniziava prima, non sarei venuto, ma subito mi ha corretto: Se avessi saputo, non sarei venuto.

Türkçe: Giorgio beni toplantıya geç kaldığım için azarladığında, ona şu karşılığı verdim: Eğer daha önce başlayacağını bilseydim gelmezdim, ama hemen düzeltti: Eğer bilseydim gelmezdim.

Questa è la ragazza di chi la macchina è nuova. -> Questa è la ragazza la cui macchina è nuova.

Bu, arabası yeni olan kızdır.

Örnek Diyalog: Marco guardò il parcheggio e disse: Questa è la ragazza la cui macchina è nuova.

Türkçe: Marco otoparka baktı ve dedi: Bu, arabası yeni olan kız.

Devo fare la spesa, invece io vado al bar. -> Devo fare la spesa, ma invece vado al bar.

Alışveriş yapmam gerekiyor, ama ben bar'a gidiyorum.

Örnek Diyalog: Devo fare la spesa, ma invece vado al bar per un caffè veloce.

Türkçe: Alışveriş yapmam gerekiyor, ama bunun yerine hızlı bir kahve için bara gidiyorum.

Da quando sei qui in Italia? -> Da quanto tempo sei qui in Italia?

İtalya'da ne zamandan beri varsin?

Örnek Diyalog: Durante la cena, Marco chiese al nuovo studente di scambio, Da quando sei qui in Italia? a cui il ragazzo rispose con un sorriso, Da quanto tempo sei qui in Italia? da tre mesi ormai.

Türkçe: Akşam yemeği sırasında, Marco yeni değişim öğrencisine İtalya'ya ne zamandır buradasın? diye sordu. Oğlan ise bir gülümsemeyle Üç aydır buradayım. diye yanıtladı.

Hai visto mai i Trulli in Puglia? -> Hai mai visto i Trulli in Puglia?

Puglia'da Trulli'leri hiç gördün mü?

Örnek Diyalog: Durante la cena, Marco chiese entusiasta a Laura: Hai mai visto i Trulli in Puglia?

Türkçe: Akşam yemeği sırasında, Marco Laura'ya heyecanla sordu: Puglia'daki Trulli'yi hiç gördün mü?

Ho sentito che ha detto qualcosa. -> Ho sentito che ha detto qualcosa.

Bir şeyler söylediğini duydum.

Örnek Diyalog: Ho sentito che ha detto qualcosa. -> Sì, ho sentito che ha detto qualcosa sulla riunione di domani.

Türkçe: Bir şeyler söylediğini duydum. -> Evet, yarınki toplantı hakkında bir şeyler söylediğini duydum.

Ho fatto tanti errori perche ero nervoso. -> Ho fatto tanti errori perché ero nervoso.

Çok hata yaptım çünkü gergindim.

Örnek Diyalog: Mi sono scusato con il professore dicendo, Ho fatto tanti errori perché ero nervoso.

Türkçe: Öğretmenimden özür diledim, Çok hata yaptım çünkü gergindim, diyerek.

Non mangio carne perché sono vegetariana. -> Non mangio carne perché sono vegetariano/a.

Et yemiyorum çünkü vejetaryenim.

Örnek Diyalog: Durante la cena, Maria spiegò al suo amico Luca, Non mangio carne perché sono vegetariana, mentre Luca rispose, Non mangio carne perché sono vegetariano.

Türkçe: Akşam yemeği sırasında Maria arkadaşı Luca'ya, Ben et yemiyorum çünkü vejetaryenim, dedi, Luca ise, Ben de et yemiyorum çünkü vejetaryenim, diye yanıtladı.

Hai visto che tempo fa fuori? Hai visto che tempo fa fuori?

Dışarıdaki havayı gördün mü? Dışarıdaki havayı gördün mü?

Örnek Diyalog: Hai visto che tempo fa fuori? Sì, ho guardato, sembra che stia per piovere.

Türkçe: Dışarıdaki havayı gördün mü? Evet, baktım, yağmur yağacak gibi görünüyor.

Mi piace di più la pasta che il riso. -> Mi piace più la pasta che il riso.

Makarnayı pirinçten daha çok severim.

Örnek Diyalog: Durante la cena, Marco esclamò con entusiasmo: Mi piace di più la pasta che il riso, mentre Giovanni rispose prontamente: Mi piace più la pasta che il riso, entrambi sono gustosi, ma la pasta ha sempre quel qualcosa in più!

Türkçe: Akşam yemeği sırasında Marco heyecanla şöyle seslendi: Makarnayı pirinçten daha çok seviyorum. Giovanni ise hemen karşılık verdi: Makarnayı pirinçten daha çok seviyorum, ikisi de lezzetli ama makarnanın her zaman bir adım önde bir yanı var!

Non ho mai stato in Francia. -> Non sono mai stato in Francia.

Fransa'ya hiç gitmedim. -> Fransa'ya hiç gitmedim.

Örnek Diyalog: When Carlo told me Non ho mai stato in Francia., I gently corrected him, saying Non sono mai stato in Francia., which is the correct way to express that in Italian.

Türkçe: Carlo bana Non ho mai stato in Francia dediğinde, onu nazikçe düzelterek Non sono mai stato in Francia dedim, ki bu İtalyancada bunu ifade etmenin doğru yoludur.

Mi sorella è andata a Londra. -> Mia sorella è andata a Londra.

Kız kardeşim Londra'ya gitti.

Örnek Diyalog: Correggendo il suo errore grammaticale, gli ho detto: Mi sorella è andata a Londra, mentre in realtà doveva essere Mia sorella è andata a Londra.

Türkçe: Gramatik hatasını düzelten bir şekilde ona şöyle dedim: Mi sorella è andata a Londra yerine aslında Mia sorella è andata a Londra demesi gerekiyordu.

Spero di trovarti bene. -> Spero che tu stia bene.

Umarım iyisindir. -> Umarım iyisin.

Örnek Diyalog: Durante la nostra telefonata, ho esordito con un caloroso Spero di trovarti bene, al che lei ha risposto con dolcezza Grazie, spero che tu stia bene anch'io.

Türkçe: Telefon görüşmemizde, sıcak bir Umarım iyisindir ile başladım, o da tatlı bir şekilde Teşekkürler, umarım sen de iyisindir yanıtını verdi.

Ti ricordi di quella volta quando siamo andati al mare? -> Ti ricordi di quella volta che siamo andati al mare?

Hatırlıyor musun, o zamana denize gittiğimiz zamanı?

Örnek Diyalog: Davide chiese a Marco, Ti ricordi di quella volta quando siamo andati al mare? e Marco rispose, Ti ricordi di quella volta che siamo andati al mare? rimarcando il suo stesso stupore.

Türkçe: Davide Marco'ya sordu, Denize gittiğimiz o zamanı hatırlıyor musun? ve Marco, kendi şaşkınlığını vurgulayarak, Denize gittiğimiz o zamanı hatırlıyor musun? diye yanıtladı.

Questo è un buon posto per mangiare. -> Questo è un buon posto per mangiare.

Bu iyi bir yemek yeme yeri.

Örnek Diyalog: Mentre osservavo il tramonto, mi voltai verso il mio amico e dissi: Questo è un buon posto per mangiare.

Türkçe: Gün batımını izlerken arkadaşıma dönüp şöyle dedim: Bu, yemek yemek için güzel bir yer.

Si, l'ho visto l'altra ieri sera. -> Sì, l'ho visto l'altra sera.

Evet, onu önceki akşam gördüm.

Örnek Diyalog: Anche Marco chiese di Luca, Si, l'ho visto l'altra ieri sera al che risposi correggendo, Sì, l'ho visto l'altra sera.

Türkçe: Marco da Luca'yı sorduğunda, Evet, onu önceki akşam gördüm dedim ve düzelterek, Evet, onu dün akşam gördüm diye yanıt verdim.

Mi piacerebbe di imparare a suonare il piano. -> Mi piacerebbe imparare a suonare il pianoforte.

Piyano çalmayı öğrenmeyi çok isterim.

Örnek Diyalog: Durante la conversazione, Marta corresse il suo amico dicendo: Mi piacerebbe di imparare a suonare il piano, ma poi aggiunse con un sorriso, Mi piacerebbe imparare a suonare il pianoforte.

Türkçe: Konuşma sırasında Marta, arkadaşını düzelterek dedi ki: Piyano çalmayı öğrenmeyi isterdim, ama sonra gülümseyerek ekledi, Piyano çalmayı öğrenmeyi isterdim.

Devo parlare con il responsabile di voi. -> Devo parlare con il vostro responsabile.

Sizin sorumlunuzla konuşmam gerekiyor.

Örnek Diyalog: Dopo l'attesa al telefono, ho esclamato frustrato: Devo parlare con il vostro responsabile, perché il servizio che ho ricevuto è inaccettabile.

Türkçe: Telefonda bekledikten sonra sinirle şunları söyledim: Sorumlu kişiyle konuşmam gerekiyor çünkü aldığım hizmet kabul edilemez.

E' una bella macchina, vero? -> È una bella macchina, vero?

Güzel bir araba, değil mi?

Örnek Diyalog: Marco guardò con ammirazione il veicolo appena lavato e lucidato del suo amico e disse E' una bella macchina, vero? -> È una bella macchina, vero?

Türkçe: Marco, arkadaşının yeni yıkanıp parlatılmış aracına hayranlıkla baktı ve Bu güzel bir araba, değil mi? dedi.

Quando andrò in vacanza, vorrò rilassarmi completamente. -> Quando andrò in vacanza, vorrò rilassarmi completamente.

Tatildeyken tamamen rahatlamak isteyeceğim.

Örnek Diyalog: Quando andrò in vacanza, vorrò rilassarmi completamente, mi immergerò nel silenzio della natura senza pensare a nulla.

Türkçe: Tatilde olduğum zaman tamamen rahatlamak isteyeceğim, kendimi doğanın sessizliğine bırakacağım ve hiçbir şey düşünmeyeceğim.

Ho mal di testa perche non ho dormito bene. -> Ho mal di testa perché non ho dormito bene.

Başım ağrıyor çünkü iyi uyumadım.

Örnek Diyalog: Marco si lamentò con Sara, dicendo Ho mal di testa perché non ho dormito bene.

Türkçe: Marco Sara'ya şikayet etti, Başım ağrıyor çünkü iyi uyuyamadım, diyerek.

Avrei piacuto andare al concerto. -> Mi sarebbe piaciuto andare al concerto.

Konsere gitmeyi isterdim.

Örnek Diyalog: Mentre guardavamo i video del live su Instagram, ho sospirato e detto a Luca: Avrei piacuto andare al concerto, eh? Luca ha risposto: Mi sarebbe piaciuto andare al concerto, peccato per i biglietti esauriti!

Türkçe: Instagram'da canlı yayının videolarını izlerken iç çektim ve Luca'ya dedim ki: Konserine gitmeyi çok isterdim, ha? Luca cevap verdi: Konserine gitmeyi ben de çok isterdim, biletlerin tükenmiş olması çok yazık!

Vorrei un gelato di pistacchio. -> Vorrei un gelato al pistacchio.

Antep fıstıklı bir dondurma istiyorum.

Örnek Diyalog: All'arrivo al banco dei gelati, esitai un attimo prima di ordinare e poi dissi: Vorrei un gelato di pistacchio. La gelataia sorrise correggendomi gentilmente: -> Vorrei un gelato al pistacchio.

Türkçe: Dondurma tezgahına vardığımda, sipariş vermeden önce bir an tereddüt ettim ve sonra dedim ki: Ben bir fıstıklı dondurma almak istiyorum. Dondurmacı kadın gülümseyerek nazikçe düzeltti: -> Ben bir fıstıklı dondurma istiyorum.

Possiamo parlàre di più tardi? -> Possiamo parlare più tardi?

Daha sonra konuşabilir miyiz?

Örnek Diyalog: Sensing a mistake in his speech, Marco quickly corrected himself and said, Possiamo parlàre di più tardi? -> Possiamo parlare più tardi? indicating that he preferred to postpone the discussion.

Türkçe: Konuşmasında bir hata yaptığını fark eden Marco hızla düzeltti ve Daha sonra konuşabilir miyiz? diyerek tartışmayı ertelemeyi tercih ettiğini belirtti.

Hai ascoltato la nuova canzone di Laura Pausini? -> Hai ascoltato la nuova canzone di Laura Pausini?

Laura Pausini'nin yeni şarkısını dinledin mi?

Örnek Diyalog: Hai ascoltato la nuova canzone di Laura Pausini? -> Sì, l'ho ascoltata ed è meravigliosa, mi ha emozionato fin dal primo ascolto!

Türkçe: Laura Pausini'nin yeni şarkısını dinledin mi? -> Evet, dinledim ve harikaydı, ilk dinleyişte beni duygulandırdı!

Dove hai messo i chiavi della macchina? -> Dove hai messo le chiavi della macchina?

Arabanın anahtarlarını nereye koydun?

Örnek Diyalog: Dove hai messo i chiavi della macchina? -> Dove hai messo le chiavi della macchina?

Türkçe: Araba anahtarlarını nereye koydun?

Hai preso un appuntamento al dottore? -> Hai preso un appuntamento dal dottore?

Doktora randevu aldın mı?

Örnek Diyalog: Hai preso un appuntamento al dottore o hai preso un appuntamento dal dottore?

Türkçe: Doktora randevu mu aldın yoksa doktordan randevu mu aldın?

Pensa che sia facile trovare un lavoro oggi? -> Pensi che sia facile trovare un lavoro oggi?

Bugün bir iş bulmanın kolay olduğunu mu düşünüyorsun?

Örnek Diyalog: Parlando con un amico, ho chiesto: Pensa che sia facile trovare un lavoro oggi? e lui ha risposto: Pensi che sia facile trovare un lavoro oggi? con un tono così incredulo che ho capito quanto fosse scoraggiato.

Türkçe: Bir arkadaşımla konuşurken sordum: Bugün iş bulmanın kolay olduğunu mu düşünüyorsun? ve o, Bugün iş bulmanın kolay olduğunu mu düşünüyorsun? diye öyle bir inanmazlık tonuyla cevap verdi ki, ne kadar umutsuz olduğunu anladım.

Ha appena cominciato a piovere. -> Ha cominciato a piovere proprio ora.

Az önce yağmur yağmaya başladı.

Örnek Diyalog: Mentre guardavamo fuori dalla finestra, Anna esclamò: Ha appena cominciato a piovere, e io risposi: Ha cominciato a piovere proprio ora.

Türkçe: Pencereden dışarı bakarken Anna şöyle haykırdı: Yağmur şimdi başladı! ve ben de, Tam şimdi yağmaya başladı, diye yanıtladım.

Ho comprato una nuova paio di scarpe. -> Ho comprato un nuovo paio di scarpe.

Yeni bir çift ayakkabı aldım.

Örnek Diyalog: While showing my friend my latest purchase, I excitedly said, Ho comprato un nuovo paio di scarpe.

Türkçe: Son aldığım ürünü arkadaşıma gösterirken heyecanla şöyle dedim: Yeni bir çift ayakkabı aldım.

La mia migliore amica si chiama come te. -> La mia migliore amica ha il tuo stesso nome.

En iyi arkadaşımın adı seninle aynı.

Örnek Diyalog: Durante la conversazione, quando Giovanni ha scoperto il nome della nuova collega, ha esclamato con sorpresa: La mia migliore amica si chiama come te. -> La mia migliore amica ha il tuo stesso nome.

Türkçe: Sohbet sırasında, Giovanni yeni meslektaşının adını öğrenince şaşkınlıkla: En iyi arkadaşımın adı da seninki gibi. dedi.

Hai dimenticato di chiudere il gas. -> Hai dimenticato di chiudere il gas.

Gazı kapatmayı unuttun.

Örnek Diyalog: Hai dimenticato di chiudere il gas, mi son dovuto alzare di notte per farlo io.

Türkçe: Gazı kapatmayı unutmuşsun, gece kalkıp bunu benim yapmam gerekti.

Non ho niente da fare questo fine settimana. -> Non c'è niente da fare questo fine settimana.

Bu hafta sonu yapacak hiçbir şeyim yok. -> Bu hafta sonu yapacak hiçbir şey yok.

Örnek Diyalog: Sensazione di noia in città, eh? Dici 'Non ho niente da fare questo fine settimana' e io ti rispondo 'Non c'è niente da fare questo fine settimana.' Sembra proprio che dovremmo inventarci qualcosa!

Türkçe: Şehirde sıkıntı hissi mi? Bu hafta sonu yapacak hiçbir şeyim yok diyorsun ve ben de Bu hafta sonu yapılacak hiçbir şey yok diye yanıtlıyorum. Görünüşe göre gerçekten bir şeyler uydurmalıyız!

Vorrei che vieni al cinema con me. -> Vorrei che tu venissi al cinema con me.

Benimle sinemaya gelmeni isterim.

Örnek Diyalog: Correcting her friend's Italian, Lisa said, Vorrei che vieni al cinema con me should actually be Vorrei che tu venissi al cinema con me.

Türkçe: Arkadaşının İtalyancasını düzelten Lisa şöyle dedi: Vorrei che vieni al cinema con me aslında Vorrei che tu venissi al cinema con me olmalı.

Non vedo l'ora di vedere i miei amici. -> Non vedo l'ora di incontrare i miei amici.

Arkadaşlarımı görmek için sabırsızlanıyorum. -> Arkadaşlarımla buluşmak için sabırsızlanıyorum.

Örnek Diyalog: Mi ha detto con entusiasmo: Non vedo l'ora di vedere i miei amici -> Non vedo l'ora di incontrare i miei amici.

Türkçe: Heyecanla şunu söyledi: Arkadaşlarımı görmek için sabırsızlanıyorum -> Arkadaşlarımla buluşmayı dört gözle bekliyorum.

Maria: Sì, volentieri! A che ora? (Evet, seve seve! Saat kaçta?)

Luca: Alle tre. (Saat üçte.)

Maria: Perfetto, ci vediamo lì! (Mükemmel, orada görüşürüz!)

Luca: A dopo! (Sonra görüşürüz!)

Bu diyalog sayesinde günlük ifadelerin kullanımını pratik bir şekilde görebilirsin.

İtalyanca Öğrenmek İçin İpuçları

İtalyanca'yı daha hızlı ve etkili bir şekilde öğrenmek için bazı tavsiyeler:

  • Dinleme Alıştırmaları: İtalyanca şarkılar dinle ve sözlerini takip et.

  • Kelime Kartları: Yeni kelimeleri hafızanda tutmak için kelime kartları hazırla.

  • Dizi ve Filmler: İtalyanca altyazılı veya dublajlı filmler izle.

  • Pratik Yap: Öğrendiklerini yüksek sesle tekrarla, konuşmaktan çekinme.

  • Arkadaş Edin: Mümkünse İtalyanca konuşan arkadaşlar edin ve onlarla sohbet et.

Unutma, dil öğrenmek sabır ve pratik gerektirir. Hatalar yapmaktan korkma; bu, öğrenme sürecinin doğal bir parçasıdır.

Sonuç ve Son Sözler

İtalyanca öğrenmeye başlamak ilk bakışta gözünü korkutabilir ama aslında oldukça eğlenceli ve keyifli bir süreçtir. Sabırlı ol, pratik yap ve en önemlisi de eğlenmeyi unutma! Unutma ki her yeni kelime, seni İtalyan kültürüne bir adım daha yaklaştıracak.

Şimdi birkaç basit İtalyanca cümleyle pratiğe ne dersin?

  • Oggi è una bella giornata (occi e una bella ciornata): Bugün güzel bir gün

  • Mi piace la musica: Müzik hoşuma gidiyor

  • Ho fame: Açım

  • Andiamo!: Hadi gidelim!

Bu eşsiz dilin kapılarını aralamaya başladın bile. Buona fortuna! (buona fortuna) Yani, iyi şanslar!

İtalyancada Sık Kullanılan Kalıplar

İşini daha da kolaylaştırmak için sık kullanılan ifadeleri listeleyelim:

  • Come stai? (kome stay): Nasılsın?

  • Sto bene, grazie: İyiyim, teşekkürler

  • Che ore sono? (ke ore sono): Saat kaç?

  • Dove si trova...? (dove si trova): ... nerede bulunur?

  • Non lo so: Bilmiyorum

  • Ho bisogno di... (o bizonyo di): ... ihtiyacım var

  • Mi dispiace: Üzgünüm

  • Benvenuto (benvenuto): Hoş geldin

  • Buon appetito: Afiyet olsun


İtalyanca bir aşk dili olarak bilinir ve onu öğrenmek, yeni bir kültüre adım atmanın harika bir yoludur. Kendine güven, pratik yap ve bu melodik dilin keyfini çıkar!

Hadi başlayalım! İtalyanca öğrenmek için en iyi zaman şimdi. Unutma, her büyük yolculuk ilk adımla başlar. Bu yazı, umarım senin için o ilk adım olur.

Sıkça Sorulan Sorular

İtalyanca'da cinsiyet uyumu konusunda en sık yapılan yanlışlar nelerdir ve bunlar nasıl düzeltilebilir?

İtalyanca Cinsiyet Uyumunun Önemi

İtalyanca öğrenirken cinsiyet uyumunun önemi büyüktür. Bu dilde isimler ve sıfatlar eril ve dişil olmak üzere ikiye ayrılır. Cinsiyet uyumu, dilin doğal akışı için kritiktir.

Sıkça Yapılan Hatalar

İtalyanca'da cinsiyet uyumu hataları, öğreniciler arasında sık görülür. Artikel ve isim uyumu bu hatalardan biridir. Örneğin, 'il libro' (kitap) ifadesinde 'il' eril artikeldir ve 'libro' da eril isimdir. 'La casa' (ev) ifadesinde ise 'la' dişil artikeldir ve 'casa' da dişil isimdir. Yanlış bir uyumla 'il casa' ya da 'la libro' kullanımı hatalıdır.

- Artikel-isim uyumu düzeltmek için ismin cinsiyeti ezberlenmelidir.

- Pratik yaparak doğru artículoğrenilir.

Sıfat Cinsiyeti ve Sayı Uyumu

Sıfatlar, isimlere göre uyum sağlamalıdır. 'Un amico gentile' (nazik bir arkadaş) eril ve tekilken, 'una amica gentile' dişil ve tekil bir sıfattır. Sıfatların çoğulu da ismin sayısına göre değişmelidir: 'Amici gentili' ve 'amiche gentili'.

- Her sıfatı tekil ve çoğul haliyle öğrenin.

- Cümle içinde pratikle pekiştirin.

Meslek Adlarının Cinsiyeti

Meslek adları da cinsiyet uyumuna tabidir. Erkek için 'un medico' (bir doktor), kadın için 'una medica' kullanılır.

- Meslek isimlerini cinsiyetlerine göre öğrenin.

- Farklı cinsiyetleri hatırlamak için tekrar edin.

Uygulamalar ve Alıştırmalar

Bilgi düzeyini geliştirmek ve hataları düzeltmek için alıştırmalar önemlidir.

- Örnek cümleler kurarak pratik yapın.

- İtalyanca metinler okuyarak cinsiyet uyumunu gözlemleyin.

Kendi cümlelerinizi oluştururken dikkatli olmanız faydanıza olur. Yanlış kullanımları düzeltmek, öğrenme sürecinin doğal bir parçasıdır. Dil pratiği yaparak ve yeni yapıları öğrenerek İtalyanca cinsiyet uyumu konusunda ustalaşabilirsiniz.

Çoğul yapımında karşılaşılan yaygın hatalar hangileridir ve İtalyanca konuşurken bu hatalardan kaçınmak için ne gibi stratejiler uygulanabilir?

İtalyanca Çoğul Yapım Hataları ve Kaçınma Stratejileri

İtalyanca dil becerilerini geliştiren öğrenciler sıkça çoğul yapımı konusunda zorlanırlar. Bu durum, İtalyanca'nın cinsiyet ve son hecelere özgü kuralları nedeniyle ortaya çıkar. İşte yaygın hatalar ve bunlardan sakınma stratejileri:

Cinsiyet Uyumunu Gözden Kaçırma

Eril ve dişil isimler çoğul yapılırken farklı davranış gösterir. Eril isimler genellikle "-o" harfiyle biter ve çoğula "-i" eklenerek dönüştürülür. Dişil isimler "-a" ile biter ve çoğulda "-e" eklenir.

Örnek:

- Libro (kitap) → Libri (kitaplar)

- Casa (ev) → Case (evler)

Strateji: Cinsiyet ve son heceleri ezberleyin.

İstisnaları Göz Ardı Etmek

Bazı isimler bu kuralın dışına çıkar.

Örnek:

- Mano (el) → Mani (eller)

- Foto (fotoğraf) → Foto (fotoğraflar)

Strateji: Sık kullanılan istisnaları öğrenin.

Sesli Harf İle Biten İsimleri Yanlış Çoğul Yapmak

Sesli harfle biten isimler çoğulda değişim gösterir.

Örnek:

- Città (şehir) → Città (şehirler)

- Università (üniversite) → Università (üniversiteler)

Strateji: Sesli harflerle biten kelimelerde değişiklik yapmayın.

İrregolare (Düzensiz) İsimler

Düzensiz isimlerde çoğul yapımı standart kurallara uymaz.

Örnek:

- Uomo (adam) → Uomini (adamlar)

- Bue (öküz) → Buoi (öküzler)

Strateji: Düzensiz isimleri özel olarak çalışın.

Kısaltmaları Çoğul Yaparken Hata Yapmak

Kısaltmalar çoğul yapılırken sonlarına "-i" eklenir.

Örnek:

- CD → CD (Compact Discs)

- DVD → DVD (Digital Versatile Discs)

Strateji: Kısaltmalara "-i" eklemeyi unutmayın.

İtalyanca çoğul yapımını anlamak zaman alır.

- Kural ve istisnaları çalışın.

- Sıklıkla kullanılan kelimeleri pratik yapın.

- İtalyanca okuma ve yazma alıştırmalarını ihmal etmeyin.

- Dilinizi geliştirmek için İtalyanca konuşulan ortamlarda bulunun.

Zamanla, bu hataların üstesinden geleceksiniz. İtalyanca öğrenme yolculuğunuzda sabırlı olun ve pratik yapmaktan vazgeçmeyin.

İtalyanca'da düzensiz fiillerle ilgili sık karşılaşılan yanlışlar ve bu tür hataları düzeltme yolları nelerdir?

İtalyanca Düzensiz Fiiller ve Yaygın Yanlışlar

İtalyanca öğrenenler için düzensiz fiiller, dili doğru kullanmada zorluklar yaratır. Bu fiiller, standart kurallara uymaz. Çeşitli hatalara yol açabilir.

Düzeltmeye Odaklanın

Düzensiz fiil çekimlerini öğrenin. Standart kurallardan farklı oldukları için özel çaba gerektirirler. Esas alınan birkaç düzensiz fiili mükemmel hale getirin.

Alıştırmalar yapın. Dil öğrenmede tekrar önemlidir. Farklı örnek cümleler kurarak düzensiz fiilleri pekiştirin.

Tablolar kullanın. Çekimleri karşılaştırmalı gösteren tablolar çok işe yarar. Görsel hafızayı güçlendirir.

Öğrenme Araçlarına Yer Verin

- Flash kartlar hazırlayın

- Mobil uygulamalar edinin

- Quiz oyunları oynayın

- Video dersler izleyin

Bu araçlar öğrenme sürecini eğlenceli hale getirir.

Sık Karşılaşılan Yanlışlar

- Essere ve avere fiillerinin yanlış kullanımı

- Geçmiş zaman çekimlerinde hata yapmak

- Düzensiz fiilin düzenliymiş gibi çekimlenmesi

- Yanlış fiil köklerinin kullanılması

Hataları Düzeltme Yöntemleri

Karışıklığı Giderin: Öncelikle her fiilin kökünü doğru öğrenin.

Zamanları Ayırt Edin: Geçmiş zaman gibi farklı zaman çekimlerini karıştırmayın.

Dil Partneri Bulun: Konuşarak pratiğinizi artırın.

Yazılı Kaynaklar: Kitaplar, makaleler okuyarak doğru kullanımı gözlemleyin.

İtalyanca Konuşurken Yapılan Yaygın Hatalar ve Düzeltmeleri | IIENSTITU