İtalyanca Öğreniyorum

İtalyan Müziği: Müzik Terimleriyle İtalyanca

Giovanni Ricci
16 dk okuma
İtalyan müziği ve İtalyanca müzik terimleri hakkında kapsamlı bilgiler. İtalyan müziğinin büyüleyici dünyasını keşfedin, müzik terimlerini öğrenin.

Merhaba Sevgili Okurlar!

İtalyanca öğrenmeye başlamak istiyor ancak nereden başlayacağınızı bilemiyor musunuz? Hiç endişelenmeyin! Bu yazımızda, İtalyanca dilinin temel terimlerini, kelimelerini ve ifadelerini birlikte keşfedeceğiz. Sizleri sıfır bilgiden alıp, günlük hayatta işe yarayacak İtalyanca ifadelerle donatacağız. Hazırsanız, bu sıcak ve samimi dil yolculuğuna başlayalım!

İtalyanca'nın Büyülü Dünyasına Giriş

İtalyanca, dünyanın en melodik ve romantik dillerinden biri olarak kabul edilir. Latin dil ailesinin bir üyesi olan İtalyanca, İtalya'nın resmi dilidir ve dünya genelinde milyonlarca insan tarafından konuşulur.

Neden İtalyanca Öğrenmeliyiz?

Kültürel Zenginlik: İtalyan sanat, müzik, tarih ve mutfağıyla dünyaca ünlüdür.

Seyahat Kolaylığı: İtalya'ya yapacağınız bir seyahatte yerel halkla iletişim kurmak deneyiminizi zenginleştirir.

Akademik ve İş Fırsatları: İtalya'da eğitim almak veya çalışmak isteyenler için dil bilmek büyük bir avantajdır.

Temel İtalyanca Kelimeler ve Telaffuzları

İlk adım olarak, günlük hayatta en sık kullanılan bazı İtalyanca kelimelere göz atalım. Bu kelimeleri öğrenmek, dilin ritmine ve melodisine aşina olmanıza yardımcı olacak.

Selamlaşmalar ve Vedalaşmalar

1- Ciao (Çao): Merhaba / Hoşçakal

2- Buongiorno (Bongorno): Günaydın / İyi günler

3- Buonasera (Bona sera): İyi akşamlar

4- Arrivederci (Arrivederçi): Görüşmek üzere

5- A presto (A presto): Yakında görüşürüz

Temel İfadeler

(Si): Evet

No (No): Hayır

Per favore (Per favore): Lütfen

Grazie (Grazie): Teşekkür ederim

Prego (Prego): Rica ederim

Kişisel Bilgiler

Mi chiamo... (Mi kıamo...): Adım...

Sono di... (Sono di...): ...'lıyım

Ho ... anni (O ... anni): ... yaşındayım

Örnek:

Mi chiamo Ali. (Adım Ali.)

Sono di İstanbul. (İstanbul'luyum.)

Ho 25 anni. (25 yaşındayım.)

İtalyanca'nın Temel Gramer Yapısı

İtalyanca'nın gramer yapısı başlangıçta karmaşık görünebilir, ancak temel kurallarla ilerlemek mümkündür.

İsimler ve Artikeller

İtalyanca'da isimler cinsiyet ve sayı bakımından uyum gösterir. İsimlerin önünde belirli ve belirsiz artikeller kullanılır.

Belirli Artikeller (Tekil):

- Il (İl): Erkek cinsi isimler için
- La (La): Dişi cinsi isimler için

Örnekler:

- Il libro (İl libro): Kitap
- La casa (La kasa): Ev

Fiiller ve Çekimleri

İtalyanca'da fiiller üç gruba ayrılır: -are, -ere, -ire ile biten fiiller. Fiiller özneye göre çekimlenir.

"-are" ile biten fiillerin örnek çekimi (Parlare - Konuşmak):

1- Io parlo (Yo parlo): Ben konuşurum

2- Tu parli (Tu parli): Sen konuşursun

3- Lui/Lei parla (Lui/Lei parla): O konuşur

Günlük Hayatta Kullanılabilecek İfadeler

Artık bazı temel kelimeleri ve gramer yapısını öğrendiğimize göre, günlük hayatta işimize yarayacak ifadelere geçelim.

Restoranda

Vorrei un tavolo per due. (Vorreyi un tavolo per due.): İki kişilik bir masa istiyorum.

La melodia

Melodi

Örnek Diyalog: La melodia de esta canción siempre me lleva de vuelta a los veranos de mi juventud.

Türkçe: Bu şarkının melodisi beni her zaman gençliğimin yazlarına geri götürür.

Il ritmo

İl ritmo

Örnek Diyalog: Il ritmo della musica mi ha immediatamente fatto venire voglia di ballare.

Türkçe: Müziğin ritmi bana hemen dans etme isteği uyandırdı.

L'armonia

Armoni

Örnek Diyalog: Nella sala da concerto si respirava l'armonia creata dall'orchestra sinfonica.

Türkçe: Konsere salonunda senfoni orkestrasının yarattığı uyum hissediliyordu.

La nota musicale

Müzik notu

Örnek Diyalog: Mentre suonava il pianoforte, Massimo si fermò, indicando lo spartito, e disse: Mamma, guarda, la nota musicale qui sembra sbagliata, dovrebbe essere un mi e non un sol.

Türkçe: Piyano çalarken, Massimo durdu, nota kağıdını işaret ederek dedi ki: Anne, bak, buradaki müzik notası yanlış gibi görünüyor, bir sol olmamalı, bir mi olmalı.

La scala musicale

Müzikal nota merdiveni

Örnek Diyalog: Mentre suonavo il pianoforte, ho realizzato che c'era un errore nella la scala musicale che avevo imparato.

Türkçe: Piyano çalarken, öğrendiğim müzik notasında bir hata olduğunu fark ettim.

La chiave di violino

Keman anahtarı

Örnek Diyalog: Le spiegai, mentre indicavo lo spartito, che la chiave di violino è posta all'inizio della linea per indicare l'altezza delle note nel pentagramma.

Türkçe: Ona notaların beş çizgili notada ki yüksekliğini belirtmek için keman anahtarının, notaları gösterirken başında yer aldığını açıkladım.

Il pentagramma

Beş hatlı nota yazısı

Örnek Diyalog: Mentre guardavi il pentagramma, hai notato che c'era una nota fuori posto?

Türkçe: Pentagrama bakarken, yerinde olmayan bir notayı fark ettin mi?

Il tempo

Zaman

Örnek Diyalog: Mentre guardavamo fuori dalla finestra, Marzia sospirò dicendo: Ah, il tempo è davvero incerto oggi.

Türkçe: Pencereden dışarı bakarken, Marzia bir iç çekerek dedi ki: Ah, hava bugün gerçekten değişken.

Il contrappunto

Kontrpuan

Örnek Diyalog: Mi sembra che il contrappunto in questa composizione crei una trama sonora incredibilmente complessa e affascinante.

Türkçe: Bu kompozisyonda kontrpuanın inanılmaz derecede karmaşık ve etkileyici bir ses dokusu yarattığını düşünüyorum.

Il coro

Koro

Örnek Diyalog: Mentre entravamo nella cattedrale, il coro ha iniziato un canto così meraviglioso che mi ha dato i brividi.

Türkçe: Katedrale girerken, koronun başlattığı muhteşem şarkı bana tüyleri diken diken etti.

Il soprano

Il soprano, nella musica classica, si riferisce alla voce femminile più acuta e si può anche riferire a un cantante che possiede tale voce.

Örnek Diyalog: Durante la pausa, tutti discutevano entusiasticamente della voce pura de il soprano che aveva appena incantato l'auditorium con l'Aria delle campane.

Türkçe: Mola sırasında herkes, az önce Çan Aria'sı ile salonu büyüleyen sopranonun saf sesini heyecanla tartışıyordu.

Il mezzosoprano

Mezzosoprano

Örnek Diyalog: Durante il concerto, il mezzosoprano ha eseguito un assolo che ha lasciato tutti senza fiato.

Türkçe: Konsert sırasında, mezzosoprano nefes kesen bir solo performans sergiledi.

Il contralto

Kontralto

Örnek Diyalog: Mentre entravamo nella sala da concerto, mia sorella mi sussurrò entusiasticamente: Il contratto di quest'opera è incredibilmente profondo e potente.

Türkçe: Konsere girerken kız kardeşim heyecanla bana fısıldadı: Bu operanın kontrbası inanılmaz derin ve güçlü.

Il tenore

Tenor

Örnek Diyalog: Hai sentito l'ultima performance di Andrea Bocelli? Il tenore ha avuto una voce incredibilmente commovente.

Türkçe: Andrea Bocelli'nin son performansını duydun mu? Tenor inanılmaz derecede duygusal bir sesle şarkı söyledi.

Il baritono

Bariton

Örnek Diyalog: Durante l'opera di Verdi, il baritono ha ricevuto un'ovazione per la sua esibizione commovente.

Türkçe: Verdi'nin operasında, bariton duygusal performansı için bir alkış tufanı aldı.

Il basso

Kontrbas

Örnek Diyalog: Mentre camminavamo per le antiche strade di Roma, Giorgio mi puntò un edificio fatiscente e sussurrò: Guarda l'architettura di quel palazzo, ha un il basso che risale al Rinascimento.

Türkçe: Roma'nın eski sokaklarından yürürken, Giorgio yıkık bir binayı işaret etti ve fısıldadı: Şu sarayın mimarisine bak, alt kısmı Rönesans döneminden kalma.

La sinfonia

Senfoni

Örnek Diyalog: Mientras escuchaba la sinfonía, se me erizaron los pelos de la emoción.

Türkçe: Senfoni dinlerken, tüylerim heyecandan diken diken oldu.

L'opera lirica

Opera

Örnek Diyalog: Have you ever experienced the enchanting power of l'opera lirica at La Scala in Milan?

Türkçe: Hiç Milano'daki La Scala'da lirik operanın büyüleyici gücünü deneyimlediniz mi?

L'ouverture

Açılış

Örnek Diyalog: During the symphony, I was particularly moved by l'ouverture, which set the tone for the entire piece.

Türkçe: Senfonide, tüm esere tonunu belirleyen uvertür beni özellikle etkiledi.

Il concerto

Konser

Örnek Diyalog: Mi hanno detto che il concerto di stasera sarà incredibile, non vedo l'ora di andarci!

Türkçe: Bana bu akşamki konserin inanılmaz olacağını söylediler, oraya gitmek için sabırsızlanıyorum!

La sonata

Sonat

Örnek Diyalog: La sonata que escuchamos anoche resonó con tanta dulzura que se me erizó la piel.

Türkçe: Dün gece dinlediğimiz sonat öylesine tatlı bir şekilde yankılandı ki tüylerim diken diken oldu.

Il quartetto

O dörtlü

Örnek Diyalog: Il quartetto si è esibito in un magnifico concerto di musica classica.

Türkçe: Kuartet, klasik müzikten oluşan muhteşem bir konserde performans sergiledi.

Il recitativo

Resitatif

Örnek Diyalog: During the opera workshop, the instructor placed great emphasis on mastering il recitativo, as it sets the foundation for expression and storytelling.

Türkçe: Opera çalıştayı sırasında, eğitmen, ifade ve anlatımın temelini oluşturduğu için il recitativo'yu ustalaşmak üzerine büyük önem verdi.

L'aria

Hava

Örnek Diyalog: As we strolled through the Tuscan vineyard, Maria smiled and said, L'aria qui è così fresca e pulita, ti fa davvero sentire vivo.

Türkçe: Toskana bağlarında gezinirken, Maria gülümseyerek şöyle dedi: Buradaki hava o kadar temiz ve taze ki, insanı gerçekten hayatta hissettiriyor.

Il duetto

İkili düet

Örnek Diyalog: Il duetto tra i due cantanti lirici ha ricevuto un'ovazione straordinaria dal pubblico entusiasta.

Türkçe: İki opera sanatçısının düeti, coşkulu seyirciden olağanüstü bir alkış aldı.

Il solfeggio

Solfecje

Örnek Diyalog: Per imparare a suonare il pianoforte è fondamentale praticare il solfeggio ogni giorno.

Türkçe: Piyano çalmayı öğrenmek için her gün solfej pratiği yapmak çok önemlidir.

L'intervallo musicale

Müziksel aralık

Örnek Diyalog: Durante la lezione di teoria musicale, il professore ha spiegato come riconoscere l'intervallo musicale tra due note.

Türkçe: Müzik teorisi dersinde profesör, iki nota arasındaki müzikal aralığı nasıl tanıyacağımızı açıkladı.

Il crescendo

Yükselen ses veya tempo)

Örnek Diyalog: As the orchestra reached il crescendo, the audience was enveloped in a wave of overwhelming emotion.

Türkçe: Orkestra doruğa ulaştığında, seyirciler bunaltıcı bir duygu dalgasıyla sarıldı.

Il diminuendo

Azalando

Örnek Diyalog: As the orchestra approached the end of the piece, the conductor motioned for il diminuendo, and the music softly faded to silence.

Türkçe: Orkestra eserin sonuna yaklaşırken, şef il diminuendo için işaret etti ve müzik yavaşça sessizliğe dönüştü.

Il forte

Kale

Örnek Diyalog: Durante la passeggiata in montagna, i bambini furono entusiasti all'idea di esplorare il forte abbandonato che si ergeva solitario sulla cima.

Türkçe: Dağ yürüyüşü sırasında, çocuklar zirvede yalnızlık içinde yükselen terk edilmiş kaleyı keşfetme fikrine oldukça heyecanlandılar.

Il piano

Plan

Örnek Diyalog: Devo ancora praticare, ma il piano suona già meglio rispetto a ieri.

Türkçe: Hala pratik yapmam gerekiyor, ama piyano dününe göre daha iyi çalıyor.

Il mezzoforte

Il mezzoforte kelimesi, müzik terimi olarak Türkçeye orta kuvvette ya da orta şiddette olarak çevrilebilir. Bu terim, müzisyenlere bir eseri ne çok yüksek ne de çok düşük bir ses seviyesinde, orta bir şiddette çalmaları gerektiğini belirtmek için kullanılır.

Örnek Diyalog: When approaching the crescendo, remember to start at il mezzoforte to build the tension effectively.

Türkçe: Kresendoya yaklaşırken, gerilimi etkili bir şekilde artırmak için il mezzoforte'den başlamayı unutmayın.

Il mezzopiano

Yarım kat

Örnek Diyalog: Quando sono arrivato in quel vecchio palazzo, ho subito notato che il mezzopiano aveva una biblioteca incantevole.

Türkçe: O eski saraya vardığımda, hemen fark ettim ki mezzanin harika bir kütüphaneye sahipti.

Il pianissimo

Çok hafif

Örnek Diyalog: In the final bars of the piece, you must play il pianissimo to capture the delicacy of the composer's intent.

Türkçe: Parçanın son taktlarında, bestecinin niyetinin inceliğini yakalamak için çok çok hafif il pianissimo) çalmalısınız.

Il fortissimo

Çok güçlü

Örnek Diyalog: Gianni suona il pianoforte con una passione che incanta tutti, specialmente quando esegue il fortissimo durante il concerto.

Türkçe: Gianni, özellikle konserde fortissimo yaparken, herkesi büyüleyen bir tutkuyla piyano çalar.

La pausa

Mola

Örnek Diyalog: Después de trabajar durante cuatro horas seguidas, creo que merecemos una la pausa para el café.

Türkçe: Dört saat aralıksız çalıştıktan sonra bir kahve molası hak ettiğimizi düşünüyorum.

La battuta

Şaka

Örnek Diyalog: Mentre ridevamo delle sue storie, Giovanni ha scelto il momento perfetto per dire la battuta più esilarante della serata.

Türkçe: Onun hikayelerine gülerken, Giovanni akşamın en komik şakasını söylemek için mükemmel bir anı seçti.

L'accompagnamento

Eşlik

Örnek Diyalog: Sara sorrise, annuendo al cameriere mentre diceva, L'accompagnamento di questo piatto è semplicemente divino.

Türkçe: Sara gülümsedi ve garsona göz kırparak, Bu yemeğin garnitürü gerçekten ilahi, dedi.

La coda

Kuyruk

Örnek Diyalog: Quando arrivammo all'ingresso del concerto, la coda era così lunga che non si vedeva la fine.

Türkçe: Konsere girişte vardığımızda, kuyruk o kadar uzundu ki sonu görünmüyordu.

Il motivo

Sebep

Örnek Diyalog: Il motivo per cui sono arrivato in ritardo è che c'è stato un incidente stradale lungo il percorso.

Türkçe: Geç kalmamın nedeni yol boyunca bir trafik kazası olmasıdır.

L'improvvisazione

İmprovizasyon

Örnek Diyalog: Durante il concerto jazz, l'improvvisazione del sassofonista ha lasciato il pubblico senza fiato.

Türkçe: Caz konserinde, saksofonistin doğaçlaması seyirciyi nefessiz bıraktı.

L'ottava

L'ottava'nın doğrudan Türkçe karşılığı sekizinci anlamına gelir. Ancak bu kelime, bağlamına göre farklı anlamlar içerebilir. Örneğin, müzik terimi olarak kullanıldığında oktav anlamına gelebilir. Bu nedenle, cümlenin geri kalan kısmı veya bağlamı bilinmeden kesin bir çeviri yapmak zordur. Ancak verilen bilgilerle, sekizinci veya müzik terimi olarak oktav diyebiliriz.

Örnek Diyalog: Durante la lezione di musica, il maestro ha spiegato l'importanza di l'ottava nella struttura di una scala.

Türkçe: Müzik dersinde öğretmen, bir gamın yapısındaki sekizin oktavın) önemini açıkladı.

La tonalità

Tonlama

Örnek Diyalog: Potresti regolare il pianoforte? La tonalità sembra un po' fuori.

Türkçe: Piyano ayarlayabilir misin? Tonlama biraz dışarıda gibi geliyor.

Il modulazione

Modülasyon

Örnek Diyalog: Durante la lezione di musica abbiamo discusso dell'importanza dell'uso di il modulazione per mantenere l'interesse nell'armonia di un pezzo.

Türkçe: Müzik dersi sırasında, bir parçanın armonisine ilgiyi sürdürmek için modülasyon kullanımının önemi üzerine tartıştık.

La transizione

Bu cümle yarım ve bağlamı olmadan tam bir çeviri yapmak zor; ancak, La transizione ifadesi Türkçe’de Geçiş veya Dönüşüm olarak çevrilebilir. Tam cümle veya bağlam olmadan en uygun çeviri genellikle budur.

Örnek Diyalog: Durante la riunione, il CEO ha sottolineato l'importanza di gestire con attenzione la transizione verso le energie rinnovabili.

Türkçe: Toplantı sırasında CEO, yenilenebilir enerjilere geçişin dikkatli bir şekilde yönetilmesinin önemini vurguladı.

Il rigo

Satır

Örnek Diyalog: Mentre scrivevo la poesia, mi sono accorto che avevo saltato completamente il rigo numero cinque.

Türkçe: Şiiri yazarken, beşinci dizeyi tamamen atladığımı fark ettim.

Il segno di ripetizione

Tekrar işareti

Örnek Diyalog: Mentre studiavo lo spartito, mi sono accorto di aver saltato il segno di ripetizione e ho dovuto ricominciare dal capo.

Türkçe: Notaları çalışırken, tekrar işaretini atladığımı fark ettim ve baştan başlamak zorunda kaldım.

La fermata

Durak

Örnek Diyalog: Puoi dirmi quando dobbiamo scendere alla prossima fermata?

Türkçe: Bize bir sonraki durakta ne zaman inmemiz gerektiğini söyleyebilir misin?

Lo staccato

Staccato

Örnek Diyalog: Mentre suonava il pianoforte, il maestro sottolineò l'importanza di eseguire lo staccato con precisione per conferire vivacità al pezzo.

Türkçe: Piyano çalarken, maestro, parçaya canlılık katmak için staccato'yu hassasiyetle icra etmenin önemini vurguladı.

Il legato

Elçi

Örnek Diyalog: Il legato dell'ambasciatore è qui per discutere le direttive della nuova politica estera.

Türkçe: Elçinin temsilcisi, yeni dış politika direktiflerini tartışmak için burada.

Il trillo

Tril

Örnek Diyalog: As Marta walked into the verdant garden, the sound of il trillo from the morning birds filled the air with a melody that seemed to welcome the new day.

Türkçe: Marta yeşillikler içindeki bahçeye adım attığında, sabah kuşlarının cıvıltısı havayı sanki yeni bir günü karşılar gibi bir melodiyle doldurdu.

Il glissando

Glissando

Örnek Diyalog: While rehearsing the piano piece, the teacher said, Focus on the transition in Il glissando; it should sound smooth like a flowing river.

Türkçe: Piyano parçasını prova ederken öğretmen dedi ki, Il glissando'daki geçişe odaklan; bu akıp giden bir nehir gibi pürüzsüz ses çıkarmalı.

Il vibrato

Vibrato

Örnek Diyalog: Il vibrato nella sua voce aggiunge una tale emozione alla canzone che non posso fare a meno di sentirmi commosso.

Türkçe: Sesindeki vibrato, şarkıya öyle bir duygu katıyor ki, duygulanmadan edemiyorum.

Il pizzicato

Pizzicato

Örnek Diyalog: As the violinist transitioned into il pizzicato, the plucking of the strings added a whimsical touch to the piece.

Türkçe: Keman sanatçısı il pizzicato tekniğine geçtiğinde, tellerin tıngırdatılması esere alışılmadık bir hava kattı.

L'arpeggio

Arpej

Örnek Diyalog: As she gently strummed the opening chords, Maria said, Focus on your hand movement when you're playing l'arpeggio to ensure each note rings clearly.

Türkçe: Açılış akorlarını nazikçe çalarken Maria, l'arpeggio çalarken her notanın net çıktığından emin olmak için el hareketlerine odaklan, dedi.

La cadenza

Kadans

Örnek Diyalog: As the soloist reached la cadenza, the room hushed in anticipation of her virtuosic display.

Türkçe: Solist kadansıya ulaştığında, odadaki herkes onun virtüözitesini sergilemesini bekleyerek sessizleşti.

Il maestro

Usta

Örnek Diyalog: Respecting your instruction, consider the following sentence:

Il maestro patiently corrected the young violinist's posture, ensuring each note resonated with pure emotion.

Türkçe: Talimatinıza saygı duyarak, aşağıdaki cümleyi göz önünde bulundurun:

Maestro, genç kemancının duruşunu sabırla düzeltti, her notanın saf duyguyla yankılanmasını sağlayarak.

Il compositore

Besteci

Örnek Diyalog: Il compositore ha ricevuto una standing ovation dopo la premiere della sua nuova sinfonia.

Türkçe: Besteci, yeni senfonisinin prömiyerinin ardından ayakta alkışlandı.

L'orchestra

Orkestra

Örnek Diyalog: L'orchestra stasera suonerà una sinfonia di Mozart che lascia sempre il pubblico senza fiato.

Türkçe: Orkestra bu akşam, izleyicileri her zaman nefeslerini kesen bir Mozart senfonisi çalacak.

L'orchestratore

Orkestratör

Örnek Diyalog: L'orchestratore del concerto ha ricevuto un'ovazione in piedi per la sua straordinaria performance.

Türkçe: Konserin orkestra şefi, olağanüstü performansı için ayakta alkışlandı.

Il direttore d'orchestra

Orkestra şefi

Örnek Diyalog: Il direttore d'orchestra ha gestito l'esecuzione della sinfonia con maestria, incantando il pubblico.

Türkçe: Orkestra şefi, senfoninin icrasını ustalıkla yönetti ve izleyicileri büyüledi.

Il concertino

Küçük konser

Örnek Diyalog: As the delicate notes of il concertino wafted through the air, the audience sat transfixed by the beauty of the performance.

Türkçe: İl concertino'nun narin notaları havada süzülürken, izleyiciler performansın güzelliği karşısında büyülenmiş bir şekilde oturuyordu.

Il concerto grosso

Concerto grosso

Örnek Diyalog: Hanno eseguito il concerto grosso con una maestria che ha lasciato il pubblico senza fiato.

Türkçe: Konçerto grossolarını izleyiciyi nefessiz bırakacak bir ustalıkla icra ettiler.

La fuga

Kaçış

Örnek Diyalog: Durante la cena, el tema de la conversación inesperadamente cambió a la fuga de la prisión que había ocurrido la semana pasada.

Türkçe: Akşam yemeği sırasında, sohbet konusu beklenmedik bir şekilde geçen hafta gerçekleşen hapishane kaçışına döndü.

La toccata

La toccata

Örnek Diyalog: As the final notes of La toccata echoed through the concert hall, a hush fell over the audience, immersed in the music's lingering power.

Türkçe: La toccata'nın son notaları konser salonunda yankılanırken, izleyiciler üzerinde müziğin sürükleyici gücü içinde huzur dolu bir sessizlik hakim oldu.

Il mazurca

Mazurka

Örnek Diyalog: While listening to the lively music, Sofia said to her dance partner, Il mazurca è davvero il mio ballo preferito!

Türkçe: Canlı müziği dinlerken Sofia, dans partnerine, Mazurka gerçekten en sevdiğim dans! dedi.

La tarantella

Tarantella

Örnek Diyalog: As the lively notes of La tarantella filled the room, everyone's feet began to move almost of their own accord.

Türkçe: La tarantella'nın canlı notaları odayı doldururken, herkesin ayakları neredeyse kendi kendine hareket etmeye başladı.

Il valzer

Vals

Örnek Diyalog: Mentre ascoltavamo il valzer, non potevo fare a meno di pensare ai vecchi tempi in cui ballavamo insieme.

Türkçe: Valsi dinlediğimiz sırada, birlikte dans ettiğimiz eski zamanları düşünmeden edemiyordum.

Il capriccio

Caprice

Örnek Diyalog: Hearing the faint melody, she mused, Il capriccio suona meglio su un violino d'epoca, non trovi?

Türkçe: Hafif melodiye kulak verirken, düşündü ki, Eski bir keman üzerinde kapriçyo daha güzel çalmıyor mu, sen ne dersin?

Il preludio

Ön oyun

Örnek Diyalog: Mentre ascolto il preludio di Bach, mi sento trasportato in un'altra epoca.

Türkçe: Bach'ın prelüdünü dinlerken kendimi başka bir çağa taşınmış hissediyorum.

La serenata

Serenat

Örnek Diyalog: As the gentle strumming of the guitar began, Maria whispered to Luis, La serenata is about to begin under her balcony.

Türkçe: Gitarın hafif çalınmaya başlamasıyla Maria, Luis'e fısıldadı, Balkonunun altında serenat başlamak üzere.

Il nocturno

Geceyarısı

Örnek Diyalog: As the last notes of Il nocturno faded, the audience remained still, enraptured by the haunting melody.

Türkçe: Il nocturno'nun son notaları hafifçe kaybolurken, seyirciler büyüleyici melodi tarafından etkilenmiş bir şekilde hareketsiz kaldılar.

La rapsodia

Rapsodi

Örnek Diyalog: Ella cerró los ojos y dejó que La rapsodia Bohemia la llevara a través de una montaña rusa emocional.

Türkçe: Ella gözlerini kapattı ve Bohemian Rhapsody'nin kendisini duygusal bir roller coaster gezintisine çıkarmasına izin verdi.

Il bolero

Il bolero

Örnek Diyalog: As the haunting melody of Ravel's Il bolero filled the room, she couldn't resist swaying to its hypnotic rhythm.

Türkçe: Ravel'in Il bolero'sunun büyüleyici melodisi odanın içini doldururken, o, hipnotize edici ritmine kapılmadan duramadı.

Il canone.

Kanon.

Örnek Diyalog: Hai già provveduto al pagamento mensile del canone di affitto?

Türkçe: Aylık kira bedelini ödedin mi?

Il menù, per favore. (İl menü, per favore.): Menüyü alabilir miyim lütfen?

L'acqua naturale o frizzante? (L'akkua naturale o frizzante?): Doğal su mu, maden suyu mu?

Alışverişte

1- Quanto costa? (Kuanto kosta?): Ne kadar?

2- Posso provarlo/la? (Posso provarlo/la?): Bunu deneyebilir miyim?

3- Avete una taglia più grande/piccola? (Avete una taylya piyu grande/piççola?): Daha büyük/küçük bir bedeniniz var mı?

Yol Tarifi Sorma

Scusi, dov'è il bagno? (Skuzï, dov'e il banyö?): Afedersiniz, tuvalet nerede?

Come posso arrivare a...? (Kome posso arrivare a...?): ...'ya nasıl gidebilirim?

È lontano? (E lontano?): Uzak mı?

İtalyanca Sayılar

İtalyanca'da sayıları bilmek, alışverişten zaman ifadelerine kadar pek çok yerde işinize yarayacaktır.

1- Uno (Uno): Bir

2- Due (Due): İki

3- Tre (Tre): Üç

4- Quattro (Kuatro): Dört

5- Cinque (Çinkue): Beş

6- Sei (Sey): Altı

7- Sette (Sette): Yedi

8- Otto (Otto): Sekiz

9- Nove (Nove): Dokuz

10- Dieci (Dieçi): On

İtalyanca'nın Özellikleri ve İpuçları

Telaffuz Kuralları

C harfi, e veya i'den önce Ç olarak okunur. Örneğin, ciao (çao).

G harfi, e veya i'den önce C gibi okunur. Örneğin, gelato (celato).

Özel Karakterler

Gli: Yli olarak okunur.

Gn: Nyo sesi verir. Örneğin, gnocchi (nyokki).

İtalyanca'da Zaman İfadeleri

Bugün, yarın veya dün gibi zaman ifadelerini bilmek günlük hayatta çok işimize yarar.

Oggi (Occi): Bugün

Domani (Domani): Yarın

Ieri (Yeri): Dün

Stamattina (Stamatina): Bu sabah

Stasera (Stasera): Bu akşam

Saat Sorma ve Söyleme

Che ora è? (Ke ora e?): Saat kaç?

È l'una. (E luna.): Saat bir.

Sono le due. (Sono le due.): Saat iki.

İtalyanca'da Sık Kullanılan Fiiller

Aşağıda günlük hayatta sıkça kullanılan bazı fiilleri ve anlamlarını bulabilirsiniz.

1- Essere (Essere): Olmak

2- Avere (Avere): Sahip olmak

3- Andare (Andare): Gitmek

4- Fare (Fare): Yapmak

5- Venire (Venire): Gelmek

İtalyanca Öğrenirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Pratik Yapın: Dil öğrenmenin en iyi yolu sık sık pratik yapmaktır.

Dinleme Alıştırmaları: İtalyanca müzikler dinleyin veya filmler izleyin.

Not Alın: Yeni öğrendiğiniz kelimeleri ve ifadeleri not alın.

Konuşmaktan Çekinmeyin: Hatalar yaparak öğrenirsiniz, bu yüzden konuşmaktan korkmayın.

Sonuç: İtalyanca'yı Keşfetmenin Keyfi

İtalyanca öğrenmek, sadece yeni bir dil değil, aynı zamanda yeni bir kültür ve yaşam tarzını keşfetmek demektir. Bu güzel dili öğrenmeye başladığınızda, İtalyanların sıcak ve samimi dünyasına adım atacaksınız.

Unutmayın ki her dil, yeni bir dünyadır. İtalyanca ise size sanatın, tarihin ve lezzetin dünyasını açar. Kendinize zaman tanıyın, sabırlı olun ve bu dilin tadını çıkarın.

Ahora, iniziamo questo viaggio insieme! (Şimdi, bu yolculuğa birlikte başlayalım!)


Sevgilerle,

İtalyanca Öğrenme Rehberiniz

İtalyan Müziği: Müzik Terimleriyle İtalyanca | IIENSTITU