Merhaba değerli okurlarımız, bugünkü bahsedeceğimiz konu, iş hayatında sık karşılaşılan iletişim problemlerinden biri olan yabancı dil engeli ve bu engeli aşmak adına gerekli olan "Almanca eğitimi" ve "Almanca öğren" sürecindeki bazı temel ifadelerdir. İş ilişkilerinde, özellikle Almanca konuşulan ortamlarda, işveren hakları ve sorumlulukları hakkında bilgi sahibi olmak, profesyonel bir iletişim kurmanıza yardımcı olur. Şimdi gelin, Almanca konuşulan iş ortamlarında gerekecek temel ifadelere ve bu konuda atabileceğiniz adımlara daha yakından bir göz atalım.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine Kündigung zu erhalten
Çalışanların fesih bildirimi alma hakkı vardır.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, eine Kündigung zu erhalten, wenn ihr Arbeitsverhältnis beendet wird.
Türkçe: Çalışanlar, iş sözleşmeleri sonlandırıldığında fesih bildirimi almak hakkına sahiptirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, ihre Arbeitsbedingungen zu verhandeln
İşçiler çalışma koşullarını müzakere etme hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In vielen Ländern gilt der Grundsatz, dass Arbeitnehmer das Recht haben, ihre Arbeitsbedingungen zu verhandeln.
Türkçe: Birçok ülkede, işçilerin çalışma koşullarını müzakere etme hakkına sahip oldukları ilkesi geçerlidir.
Arbeitgeber haben das Recht, Entscheidungen zu treffen, die im Interesse des Unternehmens liegen
İşverenler, şirketin çıkarlarına uygun kararlar alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber haben das Recht, Entscheidungen zu treffen, die im Interesse des Unternehmens liegen, auch wenn diese nicht immer bei den Angestellten auf Zustimmung stoßen.
Türkçe: İşverenlerin, her zaman çalışanlar tarafından onaylanmasa bile, şirketin çıkarları doğrultusunda kararlar alma hakkı vardır.
Arbeitnehmer haben das Recht, einen Anspruch auf Lohnfortzahlung zu haben
Çalışanlar, ücretlerinin ödenmeye devam edilmesini isteme hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, im Krankheitsfall einen Anspruch auf Lohnfortzahlung zu haben, um ihre finanzielle Sicherheit zu gewährleisten.
Türkçe: Çalışanlar, hastalık durumunda mali güvenliklerini sağlamak için ücretlerinin devamını talep etme hakkına sahiptirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, bei Beschwerden über Arbeitsbedingungen gehört zu werden
Çalışanlar, çalışma koşullarıyla ilgili şikayetlerinde dinlenilme hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, bei Beschwerden über Arbeitsbedingungen gehört zu werden, und sollten daher ermutigt werden, offen mit ihrem Arbeitgeber zu kommunizieren.
Türkçe: Çalışanlar, iş koşullarıyla ilgili şikayetlerinde dinlenme hakkına sahiptir ve bu nedenle işverenleriyle açık bir şekilde iletişim kurmaya teşvik edilmelidir.
Arbeitnehmer haben das Recht, ihre Arbeit nach bestem Wissen und Gewissen auszuführen
Çalışanlar işlerini ellerinden gelen en iyi şekilde yapma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, ihre Arbeit nach bestem Wissen und Gewissen auszuführen, was zu einer motivierenden Arbeitsumgebung beiträgt.
Türkçe: Çalışanların, işlerini en iyi bilgi ve vicdanlarına göre yürütme hakları vardır; bu da motive edici bir çalışma ortamına katkıda bulunur.
Arbeitnehmer haben das Recht, einen Kündigungsschutz zu erhalten
Çalışanlar işten çıkarılmaya karşı korunma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland gilt, dass Arbeitnehmer das Recht haben, einen Kündigungsschutz zu erhalten, um sie vor ungerechtfertigter Entlassung zu schützen.
Türkçe: Almanya'da işçilerin, haksız yere işten çıkarılmalarına karşı korunmalarını sağlamak için kıdem tazminatı alma hakkına sahip oldukları kabul edilmektedir.
Arbeitnehmer haben das Recht, bei Konflikten mit einem Arbeitgeber Unterstützung zu erhalten
Çalışanlar, işverenle anlaşmazlık durumunda destek alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist es gesetzlich verankert, dass Arbeitnehmer das Recht haben, bei Konflikten mit einem Arbeitgeber Unterstützung zu erhalten.
Türkçe: Almanya'da, çalışanların bir işverenle yaşadıkları anlaşmazlıklarda destek alma hakkının yasal olarak güvence altına alındığı belirtilmiştir.
Arbeitgeber können Mitarbeiter aufgrund schlechter Leistung entlassen
İşverenler, düşük performans nedeniyle çalışanları işten çıkarabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können Mitarbeiter aufgrund schlechter Leistung entlassen, wenn diese trotz mehrfacher Abmahnungen keine Besserung zeigen.
Türkçe: İşverenler, çalışanları uyarılara rağmen performanslarında iyileşme göstermezlerse, kötü performansları nedeniyle işten çıkarabilirler.
Arbeitgeber können ein Arbeitszeitkonto für ihre Mitarbeiter einrichten
İşverenler, çalışanları için bir çalışma süresi hesabı oluşturabilir.
Örnek Diyalog: Um Flexibilität zu gewährleisten, können Arbeitgeber ein Arbeitszeitkonto für ihre Mitarbeiter einrichten, sodass Überstunden und Freizeit besser gemanagt werden können.
Türkçe: Esnekliği sağlamak için işverenler, fazla mesai ve boş zamanın daha iyi yönetilebilmesi için çalışanları için bir çalışma saatleri hesabı oluşturabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, ihre Ansprüche vor Gericht geltend zu machen
İşçilerin taleplerini mahkemeye taşıma hakları vardır.
Örnek Diyalog: In Deutschland besagt das Arbeitsrecht, dass Arbeitnehmer das Recht haben, ihre Ansprüche vor Gericht geltend zu machen, sollte es zu Unstimmigkeiten mit dem Arbeitgeber kommen.
Türkçe: Almanya'da iş hukuku, çalışanların işverenle herhangi bir anlaşmazlık durumunda haklarını mahkemede talep etme hakkına sahip olduklarını belirtmektedir.
Arbeitgeber können einen Mitarbeiter befristet oder unbefristet einstellen
İşverenler bir çalışanı geçici veya kalıcı olarak işe alabilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können einen Mitarbeiter befristet oder unbefristet einstellen, abhängig von der Art der Projektanforderungen und der Unternehmenspolitik.
Türkçe: İşverenler, projenin türüne ve şirket politikasına bağlı olarak bir çalışanı geçici veya süresiz olarak işe alabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, über Arbeitszeiten und Urlaub zu verhandeln
Çalışanlar, çalışma saatleri ve tatiller konusunda pazarlık yapma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland sieht das Arbeitsrecht vor, dass Arbeitnehmer das Recht haben, über Arbeitszeiten und Urlaub zu verhandeln.
Türkçe: Almanya'da iş hukuku, çalışanların çalışma saatleri ve tatil konusunda pazarlık yapma hakkına sahip olduklarını öngörmektedir.
Arbeitgeber können ein Gleichstellungsprogramm für ihre Mitarbeiter einführen
İşverenler, çalışanları için bir toplumsal cinsiyet eşitliği programı başlatabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein Gleichstellungsprogramm für ihre Mitarbeiter einführen, um Chancengleichheit am Arbeitsplatz zu fördern und Diskriminierung zu bekämpfen.
Türkçe: İşverenler, iş yerinde fırsat eşitliğini teşvik etmek ve ayrımcılıkla mücadele etmek için çalışanlarına yönelik bir eşitlik programı uygulayabilirler.
Arbeitgeber können ein Weiterbildungsprogramm für ihre Mitarbeiter einführen
İşverenler, çalışanları için bir eğitim programı başlatabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein Weiterbildungsprogramm für ihre Mitarbeiter einführen, um deren Qualifikationen zu verbessern und die Wettbewerbsfähigkeit des Unternehmens zu steigern.
Türkçe: İşverenler, çalışanlarının niteliklerini artırmak ve şirketin rekabet gücünü yükseltmek için bir eğitim programı uygulayabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, an einem gesicherten Arbeitsplatz zu arbeiten
Çalışanlar güvenli bir işyerinde çalışma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, an einem gesicherten Arbeitsplatz zu arbeiten, wo ihre Gesundheit und Sicherheit gewährleistet sind.
Türkçe: Çalışanların sağlık ve güvenliklerinin garanti altına alındığı güvenli bir iş yerinde çalışma hakkı vardır.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine angemessene Vergütung für Überstunden zu erhalten
Çalışanlar fazla mesai için uygun ücret alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Gemäß Arbeitsrecht haben Arbeitnehmer das Recht, eine angemessene Vergütung für geleistete Überstunden zu erhalten.
Türkçe: İş hukukuna göre, çalışanların gerçekleştirdikleri fazla mesai için uygun bir ücret alma hakkı vardır.
Arbeitnehmer haben das Recht, ihre Meinung zu äußern und an Entscheidungsprozessen teilzunehmen
Çalışanlar görüşlerini ifade etme ve karar alma süreçlerine katılma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In diesem Unternehmen wird Wert darauf gelegt, dass Arbeitnehmer das Recht haben, ihre Meinung zu äußern und an Entscheidungsprozessen teilzunehmen.
Türkçe: Bu şirkette, çalışanların fikirlerini ifade etme ve karar alma süreçlerine katılma haklarına değer verilmektedir.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine angemessene Urlaubsdauer zu erhalten
Çalışanlar makul miktarda izin alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist es gesetzlich verankert, dass Arbeitnehmer das Recht haben, eine angemessene Urlaubsdauer zu erhalten, um sich von der Arbeit zu erholen.
Türkçe: Almanya'da işçilerin işten dinlenmek için uygun bir tatil süresi alma hakkının yasalarca güvence altına alındığı hükme bağlanmıştır.
Arbeitgeber können Arbeitsverträge unter bestimmten Bedingungen kündigen
İşverenler belirli koşullar altında iş sözleşmelerini feshedebilirler.
Örnek Diyalog: In Deutschland müssen Arbeitgeber darauf achten, dass sie Arbeitsverträge nur unter bestimmten Bedingungen kündigen können, um rechtliche Probleme zu vermeiden.
Türkçe: Almanya'da işverenlerin, hukuki problemlerden kaçınmak için iş sözleşmelerini yalnızca belirli şartlar altında feshedebileceklerine dikkat etmeleri gerekmektedir.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine angemessene Bezahlung für Mehrarbeit zu erhalten
Çalışanlar fazla mesai için uygun ödeme alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist gesetzlich festgelegt, dass Arbeitnehmer das Recht haben, eine angemessene Bezahlung für Mehrarbeit zu erhalten.
Türkçe: Almanya'da yasal olarak belirlenmiştir ki çalışanların, fazla mesai için uygun bir ücret alma hakkı vardır.
Arbeitgeber können Mitarbeitern bei Bedarf eine Auszeit gewähren
İşverenler ihtiyaç halinde çalışanlarına izin verebilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können Mitarbeitern bei Bedarf eine Auszeit gewähren, um ihre Work-Life-Balance zu verbessern.
Türkçe: İşverenler, gerektiğinde çalışanlarına iş-yaşam dengesini iyileştirebilmeleri için izin verebilirler.
Arbeitgeber können die Arbeitsplatzsicherheit für ihre Mitarbeiter verbessern
İşverenler çalışanları için iş güvencesini artırabilir.
Örnek Diyalog: Um das Wohlbefinden ihrer Belegschaft zu gewährleisten, können Arbeitgeber die Arbeitsplatzsicherheit für ihre Mitarbeiter verbessern, indem sie in moderne Sicherheitsausrüstung und regelmäßige Schulungen investieren.
Türkçe: Çalışanlarının refahını garantilemek için işverenler, modern güvenlik ekipmanlarına ve düzenli eğitimlere yatırım yaparak çalışanlarının iş güvenliğini artırabilirler.
Arbeitgeber können ein System für die Überwachung des Arbeitsplatzes einführen
İşverenler bir işyeri izleme sistemi kurabilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System für die Überwachung des Arbeitsplatzes einführen, um sicherzustellen, dass die Produktivität hoch bleibt und die Unternehmensrichtlinien eingehalten werden.
Türkçe: İşverenler, üretkenliğin yüksek kalmasını ve şirket politikalarına uyulmasını sağlamak için iş yerinde denetim sistemi kurabilirler.
Arbeitgeber können Mitarbeitern bei Bedarf Arbeitskleidung zur Verfügung stellen
İşverenler ihtiyaç halinde çalışanlarına iş kıyafeti temin edebilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können Mitarbeitern bei Bedarf Arbeitskleidung zur Verfügung stellen, um sicherzustellen, dass die Sicherheitsnormen am Arbeitsplatz eingehalten werden.
Türkçe: İşverenler, iş yerinde güvenlik standartlarının korunmasını sağlamak amacıyla, gerekli durumlarda çalışanlara iş kıyafetleri sağlayabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, einen angemessenen Schutz vor Diskriminierung zu erhalten
Çalışanlar ayrımcılığa karşı yeterli koruma alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist es gesetzlich festgelegt, dass Arbeitnehmer das Recht haben, einen angemessenen Schutz vor Diskriminierung zu erhalten.
Türkçe: Almanya'da, çalışanların ayrımcılığa karşı uygun bir koruma hakkına sahip oldukları yasal olarak belirlenmiştir.
Arbeitnehmer haben das Recht, an einer Diskussion über ihre Arbeitsbedingungen teilzunehmen
Çalışanlar, çalışma koşullarıyla ilgili bir tartışmaya katılma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, an einer Diskussion über ihre Arbeitsbedingungen teilzunehmen, um eine faire und angemessene Arbeitsumgebung sicherzustellen.
Türkçe: İşçiler, adil ve uygun bir çalışma ortamını sağlamak için kendi çalışma koşulları hakkında bir tartışmaya katılma hakkına sahiptirler.
Arbeitgeber können ein System für die Beurteilung von Mitarbeitern einführen
İşverenler, çalışanların değerlendirilmesi için bir sistem oluşturabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System für die Beurteilung von Mitarbeitern einführen, um deren Leistungen objektiv zu bewerten und Weiterbildungsmöglichkeiten zu identifizieren.
Türkçe: İşverenler, çalışanların performanslarını objektif bir şekilde değerlendirmek ve gelişim fırsatlarını belirlemek amacıyla bir çalışan değerlendirme sistemi uygulayabilirler.
Arbeitgeber können ein System für die Anerkennung guter Leistungen einführen
İşverenler iyi performansı takdir etmek için bir sistem oluşturabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System für die Anerkennung guter Leistungen einführen, um die Motivation und Produktivität ihrer Mitarbeiter zu steigern.
Türkçe: İşverenler, çalışanlarının motivasyonunu ve üretkenliğini artırmak için iyi performansların tanınması için bir sistem uygulayabilirler.
Arbeitgeber können ein System für die Kontrolle von Arbeitszeiten einführen
İşverenler, çalışma saatlerinin kontrolü için bir sistem getirebilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System für die Kontrolle von Arbeitszeiten einführen, um sicherzustellen, dass Überstunden korrekt erfasst und vergütet werden.
Türkçe: İşverenler, fazla mesai saatlerinin doğru bir şekilde kaydedilip ödenmesini sağlamak için bir çalışma zamanı kontrol sistemi uygulayabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, ein angemessenes Maß an Urlaub zu erhalten
Çalışanlar makul miktarda izin alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Gemäß den Arbeitsgesetzen haben Arbeitnehmer das Recht, ein angemessenes Maß an Urlaub zu erhalten, um sich von der Arbeit zu erholen.
Türkçe: İş yasalarına göre işçilerin, işten dinlenmek için makul ölçüde izin almak hakkı vardır.
Arbeitgeber können eine Einigung über die Arbeitsbedingungen mit einem Mitarbeiter erzielen
İşverenler, bir çalışanla çalışma koşulları konusunda anlaşmaya varabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können eine Einigung über die Arbeitsbedingungen mit einem Mitarbeiter erzielen, indem sie offen kommunizieren und Kompromisse eingehen.
Türkçe: İşverenler, açık bir şekilde iletişim kurarak ve uzlaşma sağlayarak bir çalışanla iş koşulları konusunda anlaşmaya varabilirler.
Arbeitgeber können bei Bedarf Maßnahmen zur Verbesserung der Arbeitsbedingungen ergreifen
İşverenler gerekirse çalışma koşullarını iyileştirmek için önlemler alabilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können bei Bedarf Maßnahmen zur Verbesserung der Arbeitsbedingungen ergreifen, um die Zufriedenheit und Produktivität ihrer Mitarbeiter zu erhöhen.
Türkçe: İşverenler, gerektiğinde çalışma koşullarını iyileştirmek için önlemler alabilirler, böylece çalışanlarının memnuniyetini ve üretkenliğini artırabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine angemessene Bezahlung für ihre Arbeit zu erhalten
Çalışanlar yaptıkları iş karşılığında adil ücret alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist es gesetzlich verankert, dass Arbeitnehmer das Recht haben, eine angemessene Bezahlung für ihre Arbeit zu erhalten.
Türkçe: Almanya'da, işçilerin kendi çalışmaları karşılığında uygun bir ücret alma hakkı yasal olarak güvence altına alınmıştır.
Arbeitgeber können ein Vorschlagssystem einführen, um Vorschläge von Mitarbeitern zu berücksichtigen
İşverenler, çalışanların önerilerini dikkate almak için bir öneri sistemi oluşturabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein Vorschlagssystem einführen, um Vorschläge von Mitarbeitern zu berücksichtigen und somit die Unternehmensprozesse kontinuierlich zu verbessern.
Türkçe: İşverenler, çalışanların önerilerini dikkate almak ve böylece şirket süreçlerini sürekli iyileştirmek için bir öneri sistemi uygulayabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, ihren Arbeitsplatz nicht aufgrund ihrer Rasse, Geschlecht, ethnischen Herkunft, Religion oder sexuellen Orientierung zu verlieren
Çalışanlar ırkları, cinsiyetleri, etnik kökenleri, dinleri veya cinsel yönelimleri nedeniyle işlerini kaybetmeme hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, ihren Arbeitsplatz nicht aufgrund ihrer Rasse, Geschlecht, ethnischen Herkunft, Religion oder sexuellen Orientierung zu verlieren, was ein grundlegendes Prinzip des Antidiskriminierungsgesetzes ist.
Türkçe: Çalışanların, ırk, cinsiyet, etnik köken, din ya da cinsel yönelimleri sebebiyle işlerini kaybetmemeleri, Antidiskriminasyon yasasının temel bir ilkesidir.
Arbeitgeber können Mitarbeiter bei Nichteinhaltung der Arbeitsregeln disziplinieren
İşverenler, çalışma kurallarına uymayan çalışanları disipline edebilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können Mitarbeiter bei Nichteinhaltung der Arbeitsregeln disziplinieren, indem sie Verwarnungen aussprechen oder im Extremfall sogar Kündigungen vornehmen.
Türkçe: İşverenler, çalışma kurallarına uyulmaması durumunda çalışanları uyarıda bulunarak veya aşırı durumlarda işten çıkarma gibi disiplin cezaları verebilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine angemessene Entschädigung bei Kündigung zu erhalten
Çalışanlar, işten çıkarılma durumunda yeterli tazminat alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, eine angemessene Entschädigung bei Kündigung zu erhalten, um finanzielle Nachteile abzufedern.
Türkçe: Çalışanların, işten çıkartılma durumunda mali zararları hafifletmek için uygun bir tazminat alma hakkı vardır.
Arbeitnehmer haben das Recht, für die Arbeit, die sie leisten, angemessen bezahlt zu werden
Çalışanlar, yaptıkları iş için yeterli ücret alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, für die Arbeit, die sie leisten, angemessen bezahlt zu werden, und dies ist ein grundlegendes Prinzip des Arbeitsrechts.
Türkçe: İşçiler, yaptıkları iş karşılığında uygun bir şekilde ödenme hakkına sahiptirler ve bu, iş hukukunun temel bir ilkesidir.
Arbeitgeber können ein Disziplinarverfahren einleiten, wenn ein Mitarbeiter gegen die Arbeitsregeln verstößt
İşverenler, bir çalışanın iş kurallarını ihlal etmesi halinde disiplin soruşturması başlatabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein Disziplinarverfahren einleiten, wenn ein Mitarbeiter wiederholt gegen die Arbeitsregeln verstößt und somit das Betriebsklima stört.
Türkçe: İşverenler, bir çalışanın çalışma kurallarına defalarca uymadığı ve böylece işletme ortamını bozduğu durumlarda bir disiplin işlemi başlatabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine klare Arbeitsbeschreibung zu erhalten
Çalışanlar net bir iş tanımı alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland wird von den Unternehmen erwartet, dass sie sicherstellen, dass Arbeitnehmer das Recht haben, eine klare Arbeitsbeschreibung zu erhalten, um Missverständnisse über ihre Rollen und Verantwortlichkeiten zu vermeiden.
Türkçe: Almanya'da, şirketlerin çalışanların rolleri ve sorumlulukları hakkında yanlış anlamaları önlemek için açık bir iş tanımı alma hakkına sahip olduklarını garanti altına alması beklenmektedir.
Arbeitgeber haben das Recht, den Arbeitsplatz so zu gestalten, dass er sicher und effizient ist
İşverenler, işyerini güvenli ve verimli olacak şekilde tasarlama hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland betonen Arbeitsgesetze, dass Arbeitgeber das Recht haben, den Arbeitsplatz so zu gestalten, dass er sicher und effizient ist.
Türkçe: Almanya'da iş yasaları, işverenlerin iş yerini güvenli ve verimli olacak şekilde düzenleme hakkına sahip olduklarını vurgular.
Arbeitgeber können die Arbeitsbedingungen eines Mitarbeiters ändern, wenn es notwendig ist
İşverenler, gerekli olması halinde bir çalışanın çalışma koşullarını değiştirebilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können die Arbeitsbedingungen eines Mitarbeiters ändern, wenn es notwendig ist, um das Unternehmen an wirtschaftliche Veränderungen anzupassen.
Türkçe: İşverenler, şirketi ekonomik değişikliklere uyum sağlamak amacıyla, bir çalışanın çalışma koşullarını değiştirebilirler.
Arbeitgeber können verschiedene Arbeitszeitregelungen für ihre Mitarbeiter einführen
İşverenler, çalışanları için farklı çalışma süresi düzenlemeleri getirebilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können verschiedene Arbeitszeitregelungen für ihre Mitarbeiter einführen, um Flexibilität zu erhöhen und individuellen Bedürfnissen gerecht zu werden.
Türkçe: İşverenler, esnekliği artırmak ve bireysel ihtiyaçları karşılamak için çalışanları için çeşitli çalışma saatleri düzenlemeleri getirebilirler.
Arbeitgeber können entsprechende Maßnahmen ergreifen, um eine faire Behandlung der Mitarbeiter sicherzustellen
İşverenler, çalışanlara adil muamele yapılmasını sağlamak için uygun tedbirleri alabilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können entsprechende Maßnahmen ergreifen, um eine faire Behandlung der Mitarbeiter sicherzustellen, beispielsweise durch regelmäßige Schulungen zur Gleichstellung am Arbeitsplatz.
Türkçe: İşverenler, örneğin iş yerinde eşitlik konusunda düzenli eğitimler vermek suretiyle çalışanların adil bir şekilde muamele görmelerini sağlamak için gerekli önlemleri alabilirler.
Arbeitgeber haben das Recht, arbeitsrechtliche Entscheidungen zu treffen
İşverenler iş hukukuna ilişkin kararlar alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber haben das Recht, arbeitsrechtliche Entscheidungen zu treffen, wenn es darum geht, die Produktivität und Effizienz im Unternehmen zu verbessern.
Türkçe: İşverenlerin, şirketteki üretkenliği ve verimliliği artırmak söz konusu olduğunda iş hukuku çerçevesinde kararlar alma hakları vardır.
Arbeitgeber können ein Vergütungssystem für ihre Mitarbeiter einführen
İşverenler, çalışanları için bir ücretlendirme sistemi getirebilirler.
Örnek Diyalog: Um Motivation und Leistung zu steigern, können Arbeitgeber ein Vergütungssystem für ihre Mitarbeiter einführen, das auf individuellen oder Teamerfolgen basiert.
Türkçe: Motivasyon ve performansı artırmak için işverenler, bireysel ya da takım başarılarına dayalı bir ücretlendirme sistemi çalışanları için uygulayabilirler.
Arbeitgeber können Mitarbeiter für ihre Leistung bewerben
İşverenler çalışanlarını performanslarına göre terfi ettirebilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können Mitarbeiter für ihre Leistung bewerben, indem sie sie für Branchenpreise nominieren oder ihre Erfolge öffentlich anerkennen.
Türkçe: İşverenler, çalışanları sektör ödülleri için aday göstererek veya başarılarını kamuoyuna duyurarak onların performansını takdir edebilirler.
Arbeitgeber können bei Bedarf flexible Arbeitszeitregelungen für ihre Mitarbeiter einführen
İşverenler, ihtiyaç duymaları halinde çalışanları için esnek çalışma süresi düzenlemeleri getirebilirler.
Örnek Diyalog: Um auf Marktschwankungen zu reagieren, können Arbeitgeber bei Bedarf flexible Arbeitszeitregelungen für ihre Mitarbeiter einführen.
Türkçe: Piyasa dalgalanmalarına yanıt vermek için işverenler, gerektiğinde çalışanları için esnek çalışma saatleri düzenlemeleri uygulayabilirler.
Arbeitgeber können Mitarbeitern bei Bedarf Weiterbildungsmaßnahmen anbieten
İşverenler, ihtiyaç duymaları halinde çalışanlarına daha fazla eğitim sunabilir.
Örnek Diyalog: Um die Kompetenzen ihrer Belegschaft zu stärken und die Mitarbeitermotivation zu erhöhen, können Arbeitgeber ihren Mitarbeitern bei Bedarf gezielte Weiterbildungsmaßnahmen anbieten.
Türkçe: Çalışanlarının yetkinliklerini güçlendirmek ve çalışan motivasyonunu artırmak için işverenler, ihtiyaç halinde çalışanlarına yönelik özel eğitim programları sunabilirler.
Arbeitgeber können nicht nach willkürlichen Kriterien bei der Einstellung von Mitarbeitern vorgehen
İşverenler çalışanları işe alırken keyfi kriterler kullanamazlar.
Örnek Diyalog: In Deutschland müssen Arbeitgeber das Allgemeine Gleichbehandlungsgesetz beachten, da sie nicht nach willkürlichen Kriterien bei der Einstellung von Mitarbeitern vorgehen können.
Türkçe: Almanya'da işverenler, Genel Eşitlik Yasasına uymak zorundadır, çünkü personel alımlarında keyfi kriterlere göre hareket edememektedirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, von ihrem Arbeitgeber Informationen über ihre Arbeitsbedingungen zu erhalten
Çalışanlar, çalışma koşulları hakkında işverenlerinden bilgi alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, von ihrem Arbeitgeber Informationen über ihre Arbeitsbedingungen zu erhalten, um Transparenz und Fairness am Arbeitsplatz zu gewährleisten.
Türkçe: Çalışanlar, iş yerinde şeffaflık ve adil bir ortamın sağlanması amacıyla, işverenlerinden iş koşulları hakkında bilgi alma hakkına sahiptirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, einen angemessenen Arbeitsschutz zu erhalten
Çalışanlar yeterli iş sağlığı ve güvenliği alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist gesetzlich festgelegt, dass Arbeitnehmer das Recht haben, einen angemessenen Arbeitsschutz zu erhalten, um ihre Gesundheit und Sicherheit am Arbeitsplatz zu gewährleisten.
Türkçe: Almanya'da yasal olarak belirlenmiştir ki işçilerin, iş yerinde sağlık ve güvenliklerini garanti altına alabilmek için uygun bir iş sağlığı ve güvenliği koruması hakkına sahip olmaları gerekmektedir.
Arbeitnehmer haben das Recht, einen Arbeitsplatz zu erhalten, der ihren Fähigkeiten entspricht
Çalışanlar becerilerine uygun bir iş bulma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Gemäß den Prinzipien der sozialen Marktwirtschaft haben Arbeitnehmer das Recht, einen Arbeitsplatz zu erhalten, der ihren Fähigkeiten entspricht.
Türkçe: Sosyal piyasa ekonomisinin ilkelerine göre, işçilerin yeteneklerine uygun bir iş bulma hakkı vardır.
Arbeitgeber können Mitarbeitern ein angemessenes Arbeitsumfeld bieten
İşverenler çalışanlarına uygun bir çalışma ortamı sunabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können Mitarbeitern ein angemessenes Arbeitsumfeld bieten, indem sie für ergonomische Büromöbel und eine positive Unternehmenskultur sorgen.
Türkçe: İşverenler, ergonomik ofis mobilyaları sağlayarak ve olumlu bir şirket kültürü oluşturarak çalışanlarına uygun bir çalışma ortamı sunabilirler.
Arbeitgeber können ein System für die Förderung von Mitarbeitern einführen
İşverenler çalışanlarını terfi ettirmek için bir sistem oluşturabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System für die Förderung von Mitarbeitern einführen, um die berufliche Entwicklung und Zufriedenheit im Unternehmen zu verbessern.
Türkçe: İşverenler, şirketteki profesyonel gelişimi ve memnuniyeti artırmak için çalışanların teşvik edilmesi sistemini uygulayabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, eine angemessene Entschädigung für ungerechtfertigte Kündigungen zu erhalten
İşçiler, haksız işten çıkarılma durumunda yeterli tazminat alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Gemäß Arbeitsrecht haben Arbeitnehmer das Recht, eine angemessene Entschädigung für ungerechtfertigte Kündigungen zu erhalten.
Türkçe: İş hukukuna göre, çalışanların haksız yere yapılan işten çıkarmalar için uygun bir tazminat alma hakkı vardır.
Arbeitgeber können ein System für die Bewertung von Mitarbeitern einführen
İşverenler, çalışanları değerlendirmek için bir sistem oluşturabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System für die Bewertung von Mitarbeitern einführen, um Leistung und Produktivität objektiv messen zu können.
Türkçe: İşverenler, performans ve verimliliği objektif bir şekilde ölçebilmek için çalışanların değerlendirilmesi için bir sistem getirebilirler.
Arbeitgeber können ein System für die Einhaltung bestimmter Standards einführen
İşverenler belirli standartlara uyum için bir sistem getirebilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System für die Einhaltung bestimmter Standards einführen, um die Qualität der Arbeitsbedingungen und die Sicherheit am Arbeitsplatz zu gewährleisten.
Türkçe: İşverenler, çalışma koşullarının kalitesini ve iş yerindeki güvenliği sağlamak için belirli standartlara uyulmasını garanti altına alacak bir sistem uygulayabilirler.
Arbeitnehmer haben das Recht, bei Beschwerden über ihre Arbeitsbedingungen fair behandelt zu werden
Çalışanlar, çalışma koşullarından şikayetçi olduklarında adil muamele görme hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: Arbeitnehmer haben das Recht, bei Beschwerden über ihre Arbeitsbedingungen fair behandelt zu werden, was eine grundlegende Voraussetzung für eine gesunde Arbeitsumgebung ist.
Türkçe: İşçilerin, çalışma koşullarına ilişkin şikayetlerde adil bir şekilde muamele görmeleri hakkı, sağlıklı bir iş ortamının temel bir şartıdır.
Arbeitnehmer haben das Recht, bei Konflikten mit einem Arbeitgeber gehört zu werden
İşçiler, işverenle yaşadıkları anlaşmazlıklarda dinlenilme hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland verankert das Arbeitsrecht, dass Arbeitnehmer das Recht haben, bei Konflikten mit einem Arbeitgeber gehört zu werden.
Türkçe: Almanya'da iş hukuku, çalışanların işverenle yaşadıkları anlaşmazlıklarda dinlenme haklarına sahip olduklarını hükme bağlar.
Arbeitnehmer haben das Recht, über ihre Arbeitsbedingungen zu verhandeln
İşçiler çalışma koşullarını müzakere etme hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist gesetzlich festgelegt, dass Arbeitnehmer das Recht haben, über ihre Arbeitsbedingungen zu verhandeln.
Türkçe: Almanya'da yasalarla belirlenmiştir ki işçilerin çalışma koşulları üzerine müzakere etme hakları vardır.
Arbeitgeber können ein System einführen, um sicherzustellen, dass Mitarbeiter fair behandelt werden
İşverenler, çalışanlara adil davranılmasını sağlamak için bir sistem kurabilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein System einführen, um sicherzustellen, dass Mitarbeiter fair behandelt werden, indem sie regelmäßige Feedback-Sitzungen und transparente Bewertungskriterien etablieren.
Türkçe: İşverenler, düzenli geri bildirim oturumları ve şeffaf değerlendirme kriterleri belirleyerek çalışanların adil bir şekilde muamele görmelerini sağlamak için bir sistem oluşturabilirler.
Arbeitgeber können ein System einführen, um Mitarbeitern eine angemessene Bezahlung zu gewährleisten
İşverenler, çalışanlara uygun şekilde ödeme yapılmasını sağlamak için bir sistem oluşturabilir.
Örnek Diyalog: Angesichts der aktuellen Marktlage könnten Arbeitgeber ein System einführen, um Mitarbeitern eine angemessene Bezahlung zu gewährleisten und so Fachkräfte im Unternehmen zu halten.
Türkçe: Mevcut piyasa koşulları göz önüne alındığında, işverenler çalışanlara uygun bir ödeme yapılmasını sağlamak ve böylece uzman personeli şirkette tutmak için bir sistem uygulayabilirler.
Arbeitgeber können ein Arbeitszeitsystem einführen, das es den Mitarbeitern ermöglicht, ihre Arbeitszeiten zu planen
İşverenler, çalışanların çalışma saatlerini planlamalarına olanak tanıyan bir çalışma süresi sistemi uygulayabilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können ein Arbeitszeitsystem einführen, das es den Mitarbeitern ermöglicht, ihre Arbeitszeiten gemäß ihrer persönlichen Vorlieben und Verpflichtungen zu planen.
Türkçe: İşverenler, çalışanların kişisel tercihleri ve yükümlülüklerine göre çalışma saatlerini planlamalarını sağlayan bir çalışma zamanı sistemi uygulayabilirler.
Arbeitneh
Çalışanlar
Örnek Diyalog: Das Wort Arbeitneh gibt es in der deutschen Sprache nicht, vielleicht meinten Sie Arbeitnehmer, welcher in einem Satz verwendet werden könnte: Jeder Arbeitnehmer hat das Recht auf gerechte Arbeitsbedingungen.
Türkçe: Arbeitneh sözcüğü Almanca'da yok, belki Arbeitnehmer demek istediniz ki bu bir cümlede şöyle kullanılabilir: Her çalışan adil çalışma koşullarına hakkı vardır.
Arbeitnehmer haben das Recht, angemessen für ihre Arbeit bezahlt zu werden
Çalışanlar, yaptıkları iş için yeterli ücret alma hakkına sahiptir.
Örnek Diyalog: In Deutschland ist gesetzlich festgelegt, dass Arbeitnehmer das Recht haben, angemessen für ihre Arbeit bezahlt zu werden.
Türkçe: Almanya'da, çalışanların yaptıkları iş karşılığında uygun bir şekilde ücretlendirilme haklarının yasal olarak güvence altına alındığı belirlenmiştir.
Ein Arbeitgeber kann die Arbeitszeiten und die Vergütung eines Mitarbeiters bestimmen
Bir işveren, bir çalışanın çalışma saatlerini ve ücretini belirleyebilir.
Örnek Diyalog: Ein Arbeitgeber kann die Arbeitszeiten und die Vergütung eines Mitarbeiters bestimmen, muss sich dabei jedoch stets an geltende Gesetze und Kollektivverträge halten.
Türkçe: Bir işveren, bir çalışanın çalışma saatlerini ve ücretini belirleyebilir, ancak bu konuda daima yürürlükte olan yasalara ve toplu sözleşmelere uymak zorundadır.
Arbeitgeber können einen Mitarbeiter bei Missachtung der vereinbarten Arbeitsregeln abmahnen
İşverenler, kararlaştırılan çalışma kurallarına uymaması halinde bir çalışana uyarı verebilir.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können einen Mitarbeiter bei Missachtung der vereinbarten Arbeitsregeln abmahnen, um die Bedeutung der Einhaltung des Regelwerks zu betonen.
Türkçe: İşverenler, belirlenen iş kurallarına uyulmaması durumunda, bir çalışanı uyarmak suretiyle kural sisteminin uyulmasının önemini vurgulayabilirler.
Arbeitgeber können eine Unternehmenskultur schaffen, die auf Respekt und gegenseitigem Verständnis basiert
İşverenler saygı ve karşılıklı anlayışa dayalı bir kurum kültürü oluşturabilirler.
Örnek Diyalog: Arbeitgeber können eine Unternehmenskultur schaffen, die auf Respekt und gegenseitigem Verständnis basiert, um eine positive und produktive Arbeitsumgebung zu fördern.
Türkçe: İşverenler, saygı ve karşılıklı anlayışa dayanan bir kurum kültürü yaratarak, olumlu ve üretken bir çalışma ortamını teşvik edebilirler.
Merhaba sevgili okurlarım! Bugün sizlerle çok önemli bir konuyu detaylı bir şekilde ele almak istiyorum. İş hayatında sıkça karşılaştığımız bir zorluk olan yabancı dil engelinden ve özellikle Almanca iş ifadelerinin öneminden bahsedeceğiz. Eğer uluslararası bir şirketle çalışıyorsanız ya da Almanca konuşulan bir ülkede kariyer yapmayı düşünüyorsanız, bu dildeki temel ve hatta bazı ileri düzey ifadeler sizin için hayati olabilir.
Almanca, yaygın kullanılan ve iş dünyasında büyük bir öneme sahip dillerden biridir. Bu nedenle, iş ilişkilerinde Almanca ifadeleri doğru bir şekilde kullanmak, profesyonelliğinizi ve karşınızdaki kişiye olan saygınızı gösterir. Şimdi, gelin hep birlikte Almanca iş dünyasında kullanılan bazı temel ifadeleri ve bu ifadelerin nasıl kullanıldığını öğrenelim. Öğrenirken keyif alacağınızı umuyorum!
Almanca İş Hayatının Önemi
Günümüzde iş dünyası giderek küreselleşiyor ve farklı ülkelerden insanlarla iş yapmak artık sıradan bir hale geldi. Özellikle Almanca, Avrupa'nın güçlü ekonomilerinden biri olan Almanya'nın resmi dili olması nedeniyle büyük bir öneme sahip. Almanca bilmek, size uluslararası pazarlarda yeni fırsatlar sunabilir ve kariyerinizde sizi bir adım öne çıkarabilir.
Bir düşünün, Almanca konuştuğunuzda "Guten Tag, ich heiße Ayşe und ich freue mich, heute hier zu sein" (İyi günler, benim adım Ayşe ve bugün burada olmaktan mutluluk duyuyorum) diyerek karşınızdaki kişide olumlu bir izlenim bırakabilirsiniz. İş toplantılarında veya konferanslarda, Almanca kullanarak profesyonelliğinizi ve iletişim becerilerinizi sergileyebilirsiniz.
Almanca İş İfadeleri ve Anlamları
Şimdi, iş hayatında sıkça kullanılan bazı Almanca ifadeleri ve kelimeleri inceleyelim. Bu ifadeler, iş ilişkilerinizi geliştirmenize ve kendinizi daha iyi ifade etmenize yardımcı olacaktır.
1. Angebot - *Teklif*
Bir iş anlaşması yaparken veya fiyat verirken kullanılır. Örneğin: "Könnten Sie mir ein Angebot schicken?" (Bana bir teklif gönderebilir misiniz?)
2. Auftrag - *Sipariş/İş*
Yapılması gereken işi veya alıcı tarafından verilen siparişi ifade eder. "Wir haben einen neuen Auftrag erhalten" (Yeni bir iş aldık)
3. Frist - *Süre/Son Tarih*
Belirli bir işin tamamlanması gereken zamanı belirtir. "Die Frist für dieses Projekt ist Ende des Monats" (Bu projenin son tarihi ay sonunda)
4. Verhandlungen - *Müzakereler*
İş görüşmeleri veya pazarlık süreçleri için kullanılır. "Die Verhandlungen sind gut verlaufen" (Müzakereler iyi geçti)
5. Vertrag - *Sözleşme*
İki veya daha fazla taraf arasında yapılan resmi anlaşmadır. "Der Vertrag wurde gestern unterschrieben" (Sözleşme dün imzalandı)
Almanca İş İletişiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Alman iş kültüründe, dakiklik ve disiplin çok önemlidir. Bir toplantıya geç kalmak, profesyonellik dışı olarak görülebilir. Bu nedenle, "Pünktlichkeit ist die Höflichkeit der Könige" (Dakiklik kralların nezaketidir) atasözü sıklıkla kullanılır.
Ayrıca, resmi yazışmalarda ve konuşmalarda "Sie" (resmi 'siz') zamirini kullanmak saygının bir ifadesidir. Örneğin, "Können Sie mir bitte die Dokumente senden?" (Bana belgeleri gönderebilir misiniz lütfen?)
Almanca Toplantılarda Kullanabileceğiniz İfadeler
Toplantılar, iş hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. Almanca toplantılarda kullanılabilecek bazı ifadeler:
"Ich möchte einen Vorschlag machen" - *Bir öneride bulunmak istiyorum*
"Darf ich etwas hinzufügen?" - *Bir şey ekleyebilir miyim?*
"Wie sehen Sie das?" - *Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?*
"Können wir zum nächsten Punkt übergehen?" - *Bir sonraki maddeye geçebilir miyiz?*
Bu ifadeler, toplantılarda aktif bir şekilde katılım göstermenize yardımcı olur.
Almanca E-posta Yazışmaları
İş dünyasında e-posta iletişimi oldukça yaygındır. Almanca e-posta yazarken dikkat edilmesi gereken noktalar ve kullanılabilecek ifadeler şunlardır:
Selamlama:
"Sehr geehrter Herr Müller," - *Sayın Bay Müller,*
"Sehr geehrte Frau Schmidt," - *Sayın Bayan Schmidt,*
Giriş Cümlesi:
"Vielen Dank für Ihre E-Mail." - *E-postanız için teşekkür ederim.*
"Ich hoffe, es geht Ihnen gut." - *Umarım iyisinizdir.*
Ana Metin:
E-postanın amacına göre net ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır. Örneğin:
"Ich möchte Sie informieren, dass..." - *Size bildirmek istiyorum ki...*
"Könnten Sie mir bitte mitteilen, wann..." - *Bana ne zaman olduğunu bildirebilir misiniz lütfen...*
Kapanış:
"Mit freundlichen Grüßen," - *Saygılarımla,*
"Beste Grüße," - *En iyi dileklerimle,*
Almanca İş Kültüründe Küçük Detaylar
Alman iş kültüründe bazı küçük ama önemli detaylar vardır:
Kartvizit Değişimi: İş toplantılarında kartvizit alışverişi yaygındır. Kartvizitinizi verirken iki elinizle uzatmanız ve karşınızdaki kişinin kartvizitini dikkatlice incelemeniz saygı göstergesidir.
Resmi Giyim: İş ortamında genellikle resmi giyim tercih edilir. "Kleidung machen Leute" (Elbise insanı yapar) deyimi bu kültürde önemlidir.
Planlama ve Organizasyon: Her şey önceden planlanır ve sürprizlerden pek hoşlanılmaz. "Vorbereitung ist alles" (Hazırlık her şeydir) sözü bunu ifade eder.
Almanca İş Görüşmesinde Başarılı Olmanın Yolları
Bir iş görüşmesinde başarılı olmak için bazı ipuçları:
1- Hazırlıklı Olun: Şirket ve pozisyon hakkında araştırma yapın. Örneğin, "Ich habe Ihr Unternehmen recherchiert und bin sehr beeindruckt von Ihren Projekten" - (Şirketinizi araştırdım ve projelerinizden çok etkilendim) diyerek ilginizi gösterebilirsiniz.
2- Kendinizi İyi İfade Edin: "Meine Stärken sind Teamarbeit und Problemlösung" - (Güçlü yönlerim takım çalışması ve problem çözmedir) gibi cümlelerle yeteneklerinizi vurgulayın.
3- Sorular Sorun: "Welche Möglichkeiten zur Weiterbildung bieten Sie?" - (Ne tür gelişim fırsatları sunuyorsunuz?) gibi sorular sorarak ilgilendiğinizi gösterin.
4- Beden Dilinize Dikkat Edin: Göz teması kurun ve dik oturun. Bu, özgüveninizi gösterir.
Almanca İş Yazışmalarında Sık Kullanılan Terimler
Yazışmalarda sıkça karşılaşabileceğiniz bazı terimler:
"Anlage" - *Ek*
E-postanızda veya mektubunuzda ek dosya olduğunu belirtmek için kullanılır. "Bitte finden Sie die Anlage beigefügt" - (Lütfen ek dosyayı bulunuz)
"Betreff" - *Konu*
E-postanın veya mektubun konusunu belirtirken kullanılır.
"Dringend" - *Acil*
Acil durumları belirtmek için. "Diese Angelegenheit ist dringend" - (Bu konu acil)
Almanca'da İfade Edilebilecek Duygular ve Tepkiler
İş hayatında sadece resmi ifadeler değil, duyguları ve tepkileri ifade eden ifadeler de önemlidir.
"Das ist eine großartige Idee!" - *Bu harika bir fikir!*
"Ich bin damit nicht einverstanden" - *Buna katılmıyorum*
"Können wir das genauer besprechen?" - *Bunu daha detaylı konuşabilir miyiz?*
"Ich bin mit dem Ergebnis zufrieden" - *Sonuçtan memnunum*
Bu ifadeleri kullanarak duygularınızı ve düşüncelerinizi daha net ifade edebilirsiniz.
Almanca İş Dünyasında Kısa Sözler ve Deyimler
Bazı kısa sözler ve deyimler, konuşmanızı daha akıcı ve etkileyici hale getirebilir.
"Zeit ist Geld" - *Vakit nakittir*
İş dünyasında zamanın önemini vurgular.
"Eine Hand wäscht die andere" - *Bir el diğerini yıkar*
Karşılıklı yardımlaşmanın önemini belirtir.
"Das A und O" - *En önemli şey*
Bir konunun en önemli parçasını ifade eder. Örneğin: "Pünktlichkeit ist das A und O im Geschäftsleben" - (Dakiklik iş hayatında en önemli şeydir)
Almanca Telefonda Konuşma İfadeleri
Telefonda iletişim de iş hayatının önemli bir parçasıdır. İşte bazı kullanışlı ifadeler:
"Guten Morgen, hier spricht Mehmet Yılmaz von der Firma ABC" - *Günaydın, ABC şirketinden Mehmet Yılmaz konuşuyor*
"Kann ich bitte mit Frau Schneider sprechen?" - *Bayan Schneider ile görüşebilir miyim lütfen?*
"Könnten Sie das bitte wiederholen?" - *Bunu tekrar edebilir misiniz lütfen?*
"Vielen Dank für Ihre Hilfe" - *Yardımınız için çok teşekkür ederim*
Almanca Sunum Yaparken Kullanılabilecek İfadeler
Bir sunum yapmanız gerektiğinde kullanabileceğiniz bazı ifadeler:
"Herzlich willkommen zu meiner Präsentation" - *Sunumuma hoş geldiniz*
"Ich möchte Ihnen heute unser neues Projekt vorstellen" - *Bugün size yeni projemizi tanıtmak istiyorum*
"Gibt es Fragen?" - *Sorular var mı?*
"Vielen Dank für Ihre Aufmerksamkeit" - *Dikkatiniz için teşekkür ederim*
Almanca'da Kesinlikle Bilinmesi Gereken Cümleler
Son olarak, iş hayatında kesinlikle bilinmesi gereken bazı cümleleri paylaşalım:
"Ich werde mich darum kümmern" - *Ben halledeceğim*
"Das ist leider nicht möglich" - *Maalesef bu mümkün değil*
"Wir müssen eine Lösung finden" - *Bir çözüm bulmamız gerekiyor*
"Ich melde mich bei Ihnen" - *Size geri döneceğim*
Bu cümleler, çeşitli durumlarda sizi rahatlatacak ve iletişiminizi güçlendirecektir.
Sonuç
Almanca iş ifadelerini öğrenmek, ilk başta biraz zor gibi görünebilir. Ancak, pratik yaptıkça ve bu ifadeleri günlük iş hayatınıza dahil ettikçe, ne kadar faydalı olduklarını göreceksiniz. Unutmayın, "Übung macht den Meister" - *Pratik ustalaştırır!*
İster uluslararası bir şirkette çalışın, ister Almanca konuşulan bir ülkede kariyer yapmayı planlayın, bu ifadeler sayesinde iletişiminiz güçlenecek ve kendinize olan güveniniz artacaktır. Kendinize güvenin ve Almanca öğrenme maceranızda her adımın keyfini çıkarın!