İş piyasası her zaman dinamik bir yapıya sahiptir. Bu dinamizm içerisinde, Almanca gibi yaygın kullanılan bir dilde işsizlik ve istihdam ile ilgili ifadeleri bilmek global iş dünyasında bizi bir adım öne taşıyabilir. Çünkü iş görüşmelerinden tutun da özgeçmiş yazımına kadar pek çok süreçte bu ifadeler bizim en büyük yardımcımız olabilir. Peki, Almanca eğitimi alırken bu önemli konulara nasıl hakim olabiliriz? İşsizlik ve istihdam hakkında Almanca ifadeler öğrenirken nelere dikkat etmeliyiz? İşte, bu soruların cevaplarına dair kapsamlı bir rehber.
Arbeitsmarktteilnehmer auf die Anforderungen des Arbeitsmarktes vorbereiten
İşgücü piyasası katılımcılarını işgücü piyasasının gerekliliklerine hazırlamak
Örnek Diyalog: Die Universitäten spielen eine entscheidende Rolle dabei, Arbeitsmarktteilnehmer auf die Anforderungen des Arbeitsmarktes vorzubereiten.
Türkçe: Üniversiteler, iş gücü piyasasının katılımcılarını iş piyasasının gereksinimlerine hazırlamada belirleyici bir rol oynar.
Arbeitsplatzqualität steigern
İşyeri kalitesini artırın
Örnek Diyalog: Um die Mitarbeiterzufriedenheit zu erhöhen, hat die Geschäftsleitung beschlossen, Maßnahmen zu ergreifen, um die Arbeitsplatzqualität zu steigern.
Türkçe: Çalışan memnuniyetini artırmak için yönetim kurulu, iş yeri kalitesini yükseltmek amacıyla önlemler almayı kararlaştırdı.
Arbeitsplätze aufwerten
İşleri yükseltme
Örnek Diyalog: Um die lokale Wirtschaft zu stärken, plant die Regierung eine Initiative zur Weiterbildung, die dazu beitragen soll, Arbeitsplätze aufzuwerten.
Türkçe: Yerel ekonomiyi güçlendirmek için hükümet, iş yerlerini yükseltmeye katkıda bulunacak bir eğitim geliştirme inisiyatifi planlamaktadır.
Arbeitsmarkt stärken
İşgücü piyasasının güçlendirilmesi
Örnek Diyalog: Die Regierung unternimmt verschiedene Maßnahmen, um den Arbeitsmarkt zu stärken und die Arbeitslosigkeit zu senken.
Türkçe: Hükümet, iş piyasasını güçlendirmek ve işsizliği azaltmak için çeşitli önlemler alıyor.
Arbeitsmarktregeln aktualisieren
İşgücü piyasası kurallarını güncelleyin
Örnek Diyalog: Angesichts der schnellen technologischen Fortschritte ist es unerlässlich, die Arbeitsmarktregeln zu aktualisieren, um der neuen Wirtschaftslandschaft gerecht zu werden.
Türkçe: Hızlı teknolojik ilerlemeler göz önünde bulundurulduğunda, yeni ekonomik manzaraya uygum sağlamak için iş piyasası kurallarını güncellemek zorunludur.
Arbeitsmarktintegration fördern
İşgücü piyasası entegrasyonunu teşvik etmek
Örnek Diyalog: Durch gezielte Bildungsprogramme und Sprachkurse können wir die Arbeitsmarktintegration von Migrantinnen und Migranten fördern.
Türkçe: Özel olarak tasarlanmış eğitim programları ve dil kursları yoluyla, göçmen kadınların ve erkeklerin iş piyasasına entegrasyonunu destekleyebiliriz.
Arbeitsmarktteilnehmer unterstützen
İşgücü piyasası katılımcılarını destekleyin
Örnek Diyalog: Die neuen Regierungsprogramme zielen darauf ab, Arbeitsmarktteilnehmer zu unterstützen, die von der Digitalisierung der Wirtschaft betroffen sind.
Türkçe: Yeni hükümet programları, ekonominin dijitalleşmesinden etkilenen işgücü piyasası katılımcılarını desteklemeyi hedeflemektedir.
Arbeitsmarktteilnehmer fördern
İşgücü piyasası katılımcılarını teşvik etmek
Örnek Diyalog: Die Initiative zielt darauf ab, die Kompetenzen von Arbeitsmarktteilnehmern zu fördern und ihre Chancen auf Beschäftigung zu verbessern.
Türkçe: Bu girişim, iş piyasası katılımcılarının yetkinliklerini geliştirmeyi ve onların istihdam şanslarını artırmayı amaçlamaktadır.
Arbeitsmarktteilnehmer qualifizieren
İşgücü piyasası katılımcılarını nitelendirin
Örnek Diyalog: Die Regierung startete ein Programm, um Arbeitsmarktteilnehmer besser zu qualifizieren und ihre Chancen auf Anstellung zu erhöhen.
Türkçe: Hükümet, iş gücü piyasasındaki katılımcıların niteliklerini artırmak ve iş bulma şanslarını yükseltmek için bir program başlattı.
Arbeitsplätze schaffen und erhalten
İstihdam yaratın ve koruyun
Örnek Diyalog: Die Initiative zielt darauf ab, durch Investitionen in erneuerbare Energien zahlreiche Arbeitsplätze zu schaffen und zu erhalten.
Türkçe: Girişim, yenilenebilir enerji yatırımları aracılığıyla sayısız iş olanağı yaratmayı ve mevcut işleri korumayı hedeflemektedir.
Arbeitsplätze schaffen und aufwerten
İş oluşturma ve yükseltme
Örnek Diyalog: Unternehmen, die in innovative Technologien investieren, können Arbeitsplätze schaffen und aufwerten, um wirtschaftliches Wachstum zu fördern.
Türkçe: Yenilikçi teknolojilere yatırım yapan şirketler, ekonomik büyümeyi desteklemek amacıyla iş sahaları yaratabilir ve değerlendirebilirler.
Arbeitsmarktteilnehmer befähigen
İşgücü piyasası katılımcılarının güçlendirilmesi
Örnek Diyalog: Die neue Initiative zielt darauf ab, Arbeitsmarktteilnehmer zu befähigen, indem sie ihnen Weiterbildungsmöglichkeiten bietet.
Türkçe: Yeni girişim, katılımcılarına eğitim olanakları sunarak iş piyasasındaki bireylerin yetkinliklerini artırmayı hedeflemektedir.
Arbeitsbedingungen verbessern
Çalışma koşullarının iyileştirilmesi
Örnek Diyalog: Unternehmen sollten aktiv daran arbeiten, die Arbeitsbedingungen zu verbessern, um das Wohlbefinden ihrer Mitarbeiter zu sichern.
Türkçe: Şirketler, çalışanlarının refahını güvence altına almak için çalışma koşullarını iyileştirmek üzerine aktif olarak çalışmalıdır.
Arbeitsbedingungen anpassen
Çalışma koşullarını uyarlayın
Örnek Diyalog: Um die Produktivität zu steigern und die Mitarbeiterzufriedenheit zu erhöhen, müssen Unternehmen häufig ihre Arbeitsbedingungen anpassen.
Türkçe: Üretkenliği artırmak ve çalışan memnuniyetini yükseltmek için şirketlerin sıklıkla çalışma koşullarını uyarlama yapmaları gerekmektedir.
Arbeitsangebote sichern
Güvenli iş teklifleri
Örnek Diyalog: Um langfristiges Wachstum zu gewährleisten, muss das Unternehmen neue Arbeitsangebote sichern.
Türkçe: Uzun vadeli büyümeyi garanti altına almak için şirketin yeni iş teklifleri sağlaması gerekmektedir.
Arbeitsangebote aufwerten
İş tekliflerini yükseltme
Örnek Diyalog: Um Fachkräften einen Anreiz zu bieten, könnte das Unternehmen die Arbeitsangebote aufwerten, indem es zusätzliche Sozialleistungen einbezieht.
Türkçe: Şirket, uzman çalışanlara teşvik sağlamak için iş tekliflerini ek sosyal haklar dahil ederek iyileştirebilir.
Arbeitslosigkeit reduzieren
İşsizliği azaltın
Örnek Diyalog: Regierungen auf der ganzen Welt treffen strategische Maßnahmen, um die Arbeitslosigkeit zu reduzieren und das Wirtschaftswachstum zu fördern.
Türkçe: Dünya genelinde hükümetler, işsizliği azaltmak ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek için stratejik önlemler alıyorlar.
Arbeitslosigkeit eindämmen
İşsizliği azaltın
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Maßnahmen eingeführt, um die Arbeitslosigkeit einzudämmen.
Türkçe: Hükümet işsizliği azaltmak için yeni önlemler aldı.
Arbeitslosigkeit vermeiden
İşsizlikten kaçının
Örnek Diyalog: Unternehmen müssen innovativ bleiben, um Wettbewerbsfähigkeit zu sichern und so Arbeitslosigkeit vermeiden.
Türkçe: Şirketler rekabet gücünü koruyabilmek ve böylece işsizliği önleyebilmek için yenilikçi kalmalıdır.
Arbeitslosigkeit kontrollieren
İşsizliği kontrol altına alın
Örnek Diyalog: Die Regierung ergriff verschiedene Maßnahmen, um die steigende Arbeitslosigkeit zu kontrollieren.
Türkçe: Hükümet, artan işsizliği kontrol altına almak için çeşitli önlemler aldı.
Arbeitslosigkeit beobachten und verringern
İşsizliğin izlenmesi ve azaltılması
Örnek Diyalog: Die Regierung implementiert ein neues Programm, um die Arbeitslosigkeit zu beobachten und zu verringern.
Türkçe: Hükümet, işsizliği izlemek ve azaltmak için yeni bir program uyguluyor.
Arbeitslosigkeit beobachten und reduzieren
İşsizliğin izlenmesi ve azaltılması
Örnek Diyalog: Politiker müssen Arbeitslosigkeit beobachten und Maßnahmen ergreifen, um sie zu reduzieren.
Türkçe: Politikacılar işsizliği gözlemlemeli ve onu azaltmak için önlemler almalıdır.
Arbeitslosigkeit beobachten und minimieren
İşsizliğin izlenmesi ve en aza indirilmesi
Örnek Diyalog: Die Regierung hat Maßnahmen eingeführt, um die Arbeitslosigkeit zu beobachten und zu minimieren.
Türkçe: Hükümet, işsizliği izlemek ve azaltmak için önlemler aldı.
Arbeitslosigkeit verstehen
İşsizliği anlamak
Örnek Diyalog: Um effektive Lösungen zu entwickeln, müssen Politiker die verschiedenen Ursachen von Arbeitslosigkeit verstehen.
Türkçe: Etkili çözümler geliştirebilmek için politikacıların işsizliğin çeşitli nedenlerini anlamaları gerekmektedir.
Arbeitslosigkeit verstehen und bekämpfen
İşsizliği anlamak ve işsizlikle mücadele etmek
Örnek Diyalog: Um langfristige wirtschaftliche Stabilität zu sichern, müssen Politiker und Wirtschaftswissenschaftler Arbeitslosigkeit verstehen und bekämpfen.
Türkçe: Uzun vadeli ekonomik istikrarı sağlamak için, politikacılar ve ekonomistler işsizliği anlamalı ve onunla mücadele etmelidir.
Arbeitslosigkeit verstehen und vermeiden
İşsizliği anlamak ve işsizlikten kaçınmak
Örnek Diyalog: Um das Phänomen besser bekämpfen zu können, müssen Wirtschaftsexperten zunächst gründlich Arbeitslosigkeit verstehen und vermeiden lernen, indem sie effektive Strategien entwickeln.
Türkçe: Bu fenomeni daha iyi mücadele edebilmek için, ekonomi uzmanlarının öncelikle işsizliği iyice anlamaları ve etkili stratejiler geliştirerek bunu önlemeyi öğrenmeleri gerekmektedir.
Arbeitslosigkeit verstehen und minimieren
İşsizliğin anlaşılması ve en aza indirilmesi
Örnek Diyalog: Um eine stabile Wirtschaft zu gewährleisten, müssen Politiker Arbeitslosigkeit verstehen und minimieren.
Türkçe: İstikrarlı bir ekonomiyi garanti altına almak için politikacıların işsizliği anlaması ve minimize etmesi gerekir.
Arbeitslosigkeit bewältigen und bekämpfen
İşsizlikle mücadele edin ve savaşın
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um Arbeitslosigkeit bewältigen und bekämpfen zu können.
Türkçe: Hükümet, işsizliği idare edebilmek ve mücadele edebilmek için yeni programlar başlattı.
Arbeitslosigkeit bewältigen und verringern
İşsizlikle mücadele etmek ve işsizliği azaltmak
Örnek Diyalog: Um die Arbeitslosigkeit zu bewältigen und verringern, sollen staatliche Programme und Initiativen zur Schaffung neuer Arbeitsplätze und Weiterbildungsmöglichkeiten eingeführt werden.
Türkçe: İşsizliği ele almak ve azaltmak için yeni iş yerleri yaratılması ve eğitim olanaklarının artırılmasına yönelik devlet programları ve girişimler hayata geçirilmelidir.
Arbeitslosigkeit bewältigen und minimieren
İşsizlikle mücadele etmek ve işsizliği en aza indirmek
Örnek Diyalog: Die Regierung arbeitet mit neuen Programmen daran, die Arbeitslosigkeit zu bewältigen und zu minimieren.
Türkçe: Hükümet, işsizliği ele almak ve en aza indirmek için yeni programlar üzerinde çalışıyor.
Arbeitslosigkeit analysieren und verringern
İşsizliği analiz edin ve azaltın
Örnek Diyalog: Um die Wirtschaft zu stärken, müssen Experten Arbeitslosigkeit analysieren und verringern.
Türkçe: Ekonomiyi güçlendirmek için uzmanların işsizliği analiz etmesi ve azaltması gerekir.
Arbeitslosigkeit bewältigen und beobachten
İşsizliğin yönetilmesi ve izlenmesi
Örnek Diyalog: Um die Wirtschaft zu stärken, müssen Regierungen sowohl Strategien entwickeln, um Arbeitslosigkeit zu bewältigen, als auch Arbeitsmarktrends genau beobachten.
Türkçe: Ekonomiyi güçlendirmek için hükümetlerin işsizlikle başa çıkmak amacıyla stratejiler geliştirmesi ve iş piyasası trendlerini yakından takip etmesi gerekmektedir.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und reduzieren
İşsizliği kontrol altına almak ve azaltmak
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Maßnahmen ergriffen, um Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und zu reduzieren.
Türkçe: Hükümet, işsizliği kontrol altına almak ve azaltmak için yeni önlemler aldı.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und eindämmen
İşsizliği kontrol altına alın ve azaltın
Örnek Diyalog: Die Regierung unternimmt verschiedene Maßnahmen, um die Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und einzudämmen.
Türkçe: Hükümet, işsizliği kontrol altına almak ve sınırlamak için çeşitli önlemler alıyor.
Arbeitslosigkeit analysieren und minimieren
İşsizliği analiz edin ve en aza indirin
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um Arbeitslosigkeit zu analysieren und zu minimieren.
Türkçe: Hükümet, işsizliği analiz etmek ve en aza indirmek için yeni programlar başlattı.
Arbeitslosigkeit analysieren und beobachten
İşsizliği analiz edin ve izleyin
Örnek Diyalog: Ökonomen müssen die Arbeitslosigkeit analysieren und beobachten, um effektive Lösungsansätze für den Arbeitsmarkt entwickeln zu können.
Türkçe: Ekonomistler, iş piyasası için etkili çözüm yolları geliştirebilmek adına işsizliği analiz etmeli ve gözlemlemelidirler.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und verhindern
İşsizliği kontrol altına almak ve önlemek
Örnek Diyalog: Regierungen weltweit suchen nach effektiven Strategien, um Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und zu verhindern.
Türkçe: Dünya genelinde hükümetler, işsizliği kontrol altına almak ve önlemek için etkili stratejiler arıyor.
Ausgaben für Arbeitslosigkeit senken
İşsizlik harcamalarının azaltılması
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um die Ausgaben für Arbeitslosigkeit zu senken.
Türkçe: Hükümet, işsizlik harcamalarını azaltmak için yeni programlar başlattı.
Arbeitslose unterstützen
İşsizlere destek olun
Örnek Diyalog: Viele Organisationen haben Programme entwickelt, um Arbeitslose zu unterstützen und ihre Wiedereingliederung in den Arbeitsmarkt zu erleichtern.
Türkçe: Birçok organizasyon, işsizlere destek olmak ve onların iş piyasasına yeniden entegrasyonunu kolaylaştırmak için programlar geliştirmiştir.
Arbeitslose schulen
İşsizleri eğitin
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um Arbeitslose schulen zu können und ihre Chancen auf dem Arbeitsmarkt zu verbessern.
Türkçe: Hükümet, işsizleri eğitebilmek ve onların iş piyasasındaki şanslarını artırmak için yeni programlar başlattı.
Arbeitsplätze schaffen
İstihdam yaratın
Örnek Diyalog: Die Regierung implementiert neue Programme, um aktiv Arbeitsplätze zu schaffen und die Wirtschaft zu stärken.
Türkçe: Hükümet, aktif bir şekilde iş yaratmak ve ekonomiyi güçlendirmek için yeni programlar uygulamaktadır.
Arbeitsplätze sichern
Güvenli işler
Örnek Diyalog: Die Regierung hat Maßnahmen eingeführt, um Arbeitsplätze zu sichern und die Wirtschaft zu stärken.
Türkçe: Hükümet, iş yerlerini korumak ve ekonomiyi güçlendirmek için tedbirler aldı.
Arbeitsplätze reformieren
İşyerlerinde reform
Örnek Diyalog: Die Regierung plant, Arbeitsplätze zu reformieren, um sie an die neuen Anforderungen der digitalen Wirtschaft anzupassen.
Türkçe: Hükümet, dijital ekonominin yeni gereksinimlerine uyum sağlamak amacıyla iş yerlerinde reform yapmayı planlıyor.
Arbeitsmarktregeln anpassen
İşgücü piyasası kurallarını uyarlayın
Örnek Diyalog: Um auf technologische Veränderungen zu reagieren, sollte man die Arbeitsmarktregeln anpassen.
Türkçe: Teknolojik değişimlere yanıt olarak, işgücü piyasası kurallarını uyarlamak gerekir.
Arbeitsmarktregeln vereinheitlichen
İşgücü piyasası kurallarını birleştirin
Örnek Diyalog: Die EU-Staaten streben danach, ihre Arbeitsmarktregeln zu vereinheitlichen, um die Mobilität der Arbeitskräfte zu verbessern.
Türkçe: AB ülkeleri, iş gücü hareketliliğini artırmak için iş piyasası kurallarını birleştirmeyi amaçlamaktadır.
Arbeitsmarktintegration verbessern
İşgücü piyasası entegrasyonunun iyileştirilmesi
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Maßnahmen eingeführt, um die Arbeitsmarktintegration von Migranten zu verbessern.
Türkçe: Hükümet, göçmenlerin iş piyasasına entegrasyonunu iyileştirmek için yeni önlemler aldı.
Arbeitsmarktchancen erhöhen
İşgücü piyasası fırsatlarını artırın
Örnek Diyalog: Durch Weiterbildung und Qualifikationserwerb kann man seine Arbeitsmarktchancen erhöhen.
Türkçe: Mesleki gelişim ve yeterlilik kazanımı yoluyla kişi iş piyasasındaki fırsatlarını artırabilir.
Arbeitsmarktteilnehmer schulen
İşgücü piyasası katılımcılarını eğitin
Örnek Diyalog: Die Initiative zielt darauf ab, die Arbeitsmarktteilnehmer zu schulen, um ihre Chancen auf eine Anstellung zu verbessern.
Türkçe: Girişim, işgücü piyasasındaki katılımcıları eğiterek onların istihdam şanslarını artırmayı hedeflemektedir.
Arbeitsmarktteilnehmer motivieren
İşgücü piyasası katılımcılarını motive edin
Örnek Diyalog: Die neuen Bildungsprogramme sollen Arbeitsmarktteilnehmer motivieren, sich weiterzubilden und somit ihre Chancen auf dem Arbeitsmarkt zu verbessern.
Türkçe: Yeni eğitim programları, iş gücü piyasası katılımcılarını kendilerini geliştirmeye teşvik ederek böylece iş piyasasındaki şanslarını artırmayı amaçlamaktadır.
Arbeitsmarktteilnehmer weiterbilden
İşgücü piyasası katılımcılarını eğitin
Örnek Diyalog: Viele Unternehmen investieren in Programme, um ihre Arbeitsmarktteilnehmer weiterzubilden und so deren Kompetenzen zu stärken.
Türkçe: Birçok şirket, çalışanlarının becerilerini güçlendirmek amacıyla onların mesleki gelişimlerini destekleyecek programlara yatırım yapmaktadır.
Arbeitsmarktteilnehmer in die Arbeitswelt integrieren
İşgücü piyasası katılımcılarının iş dünyasına entegrasyonu
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme ins Leben gerufen, um Arbeitsmarktteilnehmer effektiv in die Arbeitswelt zu integrieren.
Türkçe: Hükümet, iş gücü piyasasındaki katılımcıları iş dünyasına etkin bir şekilde entegre etmek için yeni programlar başlattı.
Arbeitsmarktteilnehmer unterstützen, in den Arbeitsmarkt zurückzukehren
İşgücü piyasası katılımcılarını işgücü piyasasına geri dönmeleri için desteklemek
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um Arbeitsmarktteilnehmer zu unterstützen, in den Arbeitsmarkt zurückzukehren.
Türkçe: Hükümet, iş gücü piyasasına katılımcıları desteklemek ve onların iş piyasasına geri dönmesini kolaylaştırmak için yeni programlar başlattı.
Arbeitsplätze am Standort erhalten
Sahadaki işlerin korunması
Örnek Diyalog: Unternehmen A setzt sich dafür ein, durch Investitionen in moderne Technologien die Arbeitsplätze am Standort zu erhalten.
Türkçe: Şirket A, iş yerindeki istihdamın korunmasını sağlamak amacıyla modern teknolojilere yatırım yapmayı taahhüt etmektedir.
Arbeitsplätze verbessern
İşleri iyileştirin
Örnek Diyalog: Unternehmen müssen investieren, um Arbeitsplätze zu verbessern und die Mitarbeiterzufriedenheit zu steigern.
Türkçe: Şirketlerin iş yerlerini geliştirmek ve çalışan memnuniyetini artırmak için yatırım yapmaları gerekmektedir.
Arbeitsplätze schaffen und sichern
İstihdam yaratın ve güvence altına alın
Örnek Diyalog: Die Regierung verspricht, durch innovative Wirtschaftsförderung neue Arbeitsplätze zu schaffen und bestehende zu sichern.
Türkçe: Hükümet, yenilikçi ekonomik teşvikler yoluyla yeni iş alanları yaratmayı ve mevcut olanları korumayı vaat ediyor.
Arbeitsplätze schaffen und reformieren
İş yaratma ve reform
Örnek Diyalog: Die Regierung verpflichtet sich dazu, Arbeitsplätze zu schaffen und zu reformieren, um die Wirtschaft anzukurbeln und die Arbeitslosigkeit zu reduzieren.
Türkçe: Hükümet, ekonomiyi canlandırmak ve işsizliği azaltmak için iş yerleri oluşturmayı ve reform yapmayı taahhüt ediyor.
Arbeitsplätze schaffen und modernisieren
İş imkanları yaratın ve modernize edin
Örnek Diyalog: Die Regierung hat ein neues Programm eingeführt, um Arbeitsplätze zu schaffen und zu modernisieren und somit die Wirtschaft anzukurbeln.
Türkçe: Hükümet, iş yerleri oluşturmak ve modernleştirmek ve böylece ekonomiyi canlandırmak için yeni bir program başlattı.
Arbeitsplatzsicherheit verbessern
İş güvenliğini artırın
Örnek Diyalog: Unternehmen müssen investieren, um die Arbeitsplatzsicherheit zu verbessern und Unfälle zu vermeiden.
Türkçe: İşletmeler, iş güvenliğini artırmak ve kazaları önlemek için yatırım yapmak zorundadır.
Arbeitsplatzqualität sichern
İş kalitesinin sağlanması
Örnek Diyalog: Unternehmen müssen innovative Strategien entwickeln, um langfristig die Arbeitsplatzqualität sichern zu können.
Türkçe: Şirketler, uzun vadede iş yeri kalitesini güvence altına alabilmek için yenilikçi stratejiler geliştirmek zorundadır.
Arbeitsplatzsicherheit gewährleisten
İş güvenliğini sağlayın
Örnek Diyalog: Die Firma hat Maßnahmen ergriffen, um die Arbeitsplatzsicherheit zu gewährleisten und Unfälle zu vermeiden.
Türkçe: Şirket iş güvenliğini sağlamak ve kazaları önlemek için önlemler aldı.
Arbeitsbedingungen sichern
Güvenli çalışma koşulları
Örnek Diyalog: Die Gewerkschaft setzt sich dafür ein, faire Arbeitsbedingungen zu sichern.
Türkçe: Sendika, adil çalışma koşullarını güvence altına almak için çaba gösteriyor.
Arbeitsbedingungen reformieren
Çalışma koşullarında reform
Örnek Diyalog: Die Gewerkschaft forderte das Management nachdrücklich auf, die Arbeitsbedingungen zu reformieren, um die Sicherheit und Zufriedenheit der Mitarbeiter zu verbessern.
Türkçe: Sendika, çalışanların güvenliğini ve memnuniyetini artırmak için çalışma koşullarının reforme edilmesi konusunda yönetimi ısrarla talepte bulundu.
Arbeitsangebote erhöhen
İş tekliflerini artırın
Örnek Diyalog: Unternehmen müssen ihre Arbeitsangebote erhöhen, um auf dem wettbewerbsintensiven Markt die besten Talente anzuziehen.
Türkçe: Şirketler, rekabetçi piyasada en iyi yetenekleri çekebilmek için iş tekliflerini artırmalıdır.
Arbeitsangebote reformieren
İşgücü tekliflerinde reform
Örnek Diyalog: Das Unternehmen plant, seine Arbeitsangebote zu reformieren, um attraktiver für potentielle Arbeitnehmer zu werden.
Türkçe: Şirket, potansiyel işçiler için daha cazip hale gelmek amacıyla iş tekliflerini yeniden yapılandırmayı planlıyor.
Arbeitslosigkeit minimieren
İşsizliği en aza indirin
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um die Arbeitslosigkeit zu minimieren.
Türkçe: Hükümet, işsizliği en aza indirmek için yeni programlar başlattı.
Arbeitslosigkeit verringern
İşsizliği azaltın
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um die Arbeitslosigkeit zu verringern.
Türkçe: Hükümet, işsizliği azaltmak için yeni programlar başlattı.
Arbeitslosigkeit senken
İşsizliği azaltın
Örnek Diyalog: Die Regierung implementiert neue Programme, um die Arbeitslosigkeit zu senken.
Türkçe: Hükümet işsizliği düşürmek için yeni programlar uygulamaktadır.
Arbeitslosigkeit verhindern
İşsizliği önleyin
Örnek Diyalog: Regierungen implementieren oft Wirtschaftsprogramme, um Arbeitslosigkeit zu verhindern.
Türkçe: Hükümetler genellikle işsizliği önlemek amacıyla ekonomik programlar uygular.
Arbeitslosigkeit bewältigen
İşsizlikle mücadele
Örnek Diyalog: Die Regierung implementierte neue Programme, um die steigende Arbeitslosigkeit zu bewältigen.
Türkçe: Hükümet artan işsizlikle başa çıkmak için yeni programlar uyguladı.
Arbeitslosigkeit analysieren
İşsizliği analiz edin
Örnek Diyalog: Um wirksame Lösungsstrategien zu entwickeln, ist es unabdingbar, die Faktoren der Arbeitslosigkeit genau zu analysieren.
Türkçe: Etkili çözüm stratejileri geliştirebilmek için, işsizliğin faktörlerini dikkatlice analiz etmek şarttır.
Arbeitslosigkeit überwachen
İşsizliği izleyin
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Maßnahmen eingeführt, um die Arbeitslosigkeit zu überwachen und zu bekämpfen.
Türkçe: Hükümet, işsizliği izlemek ve mücadele etmek için yeni önlemler aldı.
Arbeitslosigkeit beobachten und vermeiden
İşsizliği izleyin ve önleyin
Örnek Diyalog: Um eine stabile Wirtschaft zu gewährleisten, müssen wir sorgfältig die Arbeitslosigkeit beobachten und vermeiden.
Türkçe: Stabil bir ekonomi sağlamak için işsizliği dikkatlice gözlemlememiz ve önlememiz gerekmektedir.
Arbeitslosigkeit beobachten und eindämmen
İşsizliğin izlenmesi ve azaltılması
Örnek Diyalog: Regierungen rund um die Welt versuchen, Arbeitslosigkeit zu beobachten und zu eindämmen, um wirtschaftliche Stabilität zu gewährleisten.
Türkçe: Dünya genelindeki hükümetler, ekonomik istikrarı güvence altına almak için işsizliği izlemeye ve kontrol altına almaya çalışmaktadırlar.
Arbeitslosigkeit beobachten und verhindern
İşsizliği izlemek ve önlemek
Örnek Diyalog: Experten arbeiten kontinuierlich daran, Trends der Arbeitslosigkeit zu beobachten und Strategien zu entwickeln, um sie effektiv zu verhindern.
Türkçe: Uzmanlar, işsizlik eğilimlerini sürekli olarak gözlemlemek ve onları etkili bir şekilde önlemek için stratejiler geliştirmek üzere çalışmaktadır.
Arbeitslosigkeit verstehen und reduzieren
İşsizliği anlamak ve azaltmak
Örnek Diyalog: Um gesellschaftliche Stabilität zu gewährleisten, müssen wir Arbeitslosigkeit verstehen und reduzieren.
Türkçe: Toplumsal istikrarı sağlamak için, işsizliği anlamamız ve azaltmamız gerekiyor.
Arbeitslosigkeit beobachten und bekämpfen
İşsizliği izlemek ve işsizlikle mücadele etmek
Örnek Diyalog: Regierungen müssen Arbeitslosigkeit beobachten und bekämpfen, um sozialen Unruhen vorzubeugen.
Türkçe: Hükümetler, sosyal huzursuzlukları önlemek için işsizliği gözlemlemeli ve mücadele etmelidir.
Arbeitslosigkeit verstehen und verringern
İşsizliği anlamak ve azaltmak
Örnek Diyalog: Um die Lebensqualität zu verbessern, müssen wir Arbeitslosigkeit verstehen und verringern.
Türkçe: Yaşam kalitesini iyileştirmek için, işsizliği anlamamız ve azaltmamız gerekiyor.
Arbeitslosigkeit verstehen und eindämmen
İşsizliği anlamak ve kontrol altına almak
Örnek Diyalog: Um das Wirtschaftswachstum zu fördern, müssen Politiker und Ökonomen Arbeitslosigkeit verstehen und eindämmen.
Türkçe: Ekonomik büyümeyi teşvik etmek için politikacıların ve ekonomistlerin işsizliği anlamaları ve kontrol altına almaları gerekmektedir.
Arbeitslosigkeit verstehen und verhindern
İşsizliği anlamak ve önlemek
Örnek Diyalog: Wirtschaftsexperten versuchen durch verschiedene Maßnahmen, Arbeitslosigkeit zu verstehen und zu verhindern.
Türkçe: Ekonomi uzmanları, işsizliği anlamak ve önlemek için çeşitli önlemler almaya çalışıyorlar.
Arbeitslosigkeit verstehen und beobachten
İşsizliğin anlaşılması ve izlenmesi
Örnek Diyalog: Um effektive Maßnahmen gegen die Wirtschaftskrise zu entwickeln, ist es wichtig, Arbeitslosigkeit zu verstehen und zu beobachten.
Türkçe: Ekonomik krize karşı etkili önlemler geliştirmek için, işsizliği anlamak ve gözlemlemek önemlidir.
Arbeitslosigkeit bewältigen und reduzieren
İşsizlikle mücadele etmek ve işsizliği azaltmak
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Programme eingeführt, um Arbeitslosigkeit bewältigen und reduzieren zu können.
Türkçe: Hükümet, işsizliği ele alabilmek ve azaltabilmek için yeni programlar tanıttı.
Arbeitslosigkeit bewältigen und vermeiden
İşsizliği yönetme ve önleme
Örnek Diyalog: Um langfristig Wohlstand zu sichern, müssen Wirtschaftspolitiker Strategien zur Arbeitslosigkeit bewältigen und vermeiden entwickeln.
Türkçe: Uzun vadede refahı güvence altına almak için, ekonomi politikacılarının işsizlikle başa çıkma ve önleme stratejileri geliştirmeleri gerekmektedir.
Arbeitslosigkeit bewältigen und verhindern
İşsizlikle mücadele edin ve işsizliği önleyin
Örnek Diyalog: Die Regierung entwickelte ein umfassendes Programm, um Arbeitslosigkeit zu bewältigen und zu verhindern.
Türkçe: Hükümet, işsizliği ele almak ve önlemek için kapsamlı bir program geliştirdi.
Arbeitslosigkeit analysieren und bekämpfen
İşsizliğin analizi ve işsizlikle mücadele
Örnek Diyalog: Wirtschaftsexperten müssen die Ursachen der Arbeitslosigkeit analysieren und Strategien entwickeln, um sie effektiv zu bekämpfen.
Türkçe: Ekonomi uzmanlarının işsizliğin nedenlerini analiz etmeleri ve onu etkili bir şekilde mücadele etmek için stratejiler geliştirmeleri gerekmektedir.
Arbeitslosigkeit analysieren und reduzieren
İşsizliği analiz edin ve azaltın
Örnek Diyalog: Experten setzen verschiedene Strategien ein, um Arbeitslosigkeit zu analysieren und zu reduzieren.
Türkçe: Uzmanlar, işsizliği analiz etmek ve azaltmak için çeşitli stratejiler kullanır.
Arbeitslosigkeit analysieren und vermeiden
İşsizliği analiz edin ve önleyin
Örnek Diyalog: Experten arbeiten daran, die Ursachen für Arbeitslosigkeit zu analysieren und Strategien zu entwickeln, um sie zu vermeiden.
Türkçe: Uzmanlar işsizliğin nedenlerini analiz etmek ve onu önlemek için stratejiler geliştirmek üzerine çalışıyorlar.
Arbeitslosigkeit analysieren und verhindern
İşsizliği analiz edin ve önleyin
Örnek Diyalog: Um langfristige ökonomische Stabilität zu gewährleisten, ist es notwendig, Arbeitslosigkeit zu analysieren und präventive Maßnahmen zu entwickeln, um sie zu verhindern.
Türkçe: Uzun vadeli ekonomik istikrarı sağlamak için, işsizliği analiz etmek ve onu önlemek için önleyici tedbirler geliştirmek gereklidir.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und bekämpfen
İşsizliği kontrol altına alın ve işsizlikle mücadele edin
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Maßnahmen eingeführt, um die Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und zu bekämpfen.
Türkçe: Hükümet, işsizliği kontrol altına almak ve mücadele etmek için yeni önlemler getirdi.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und verringern
İşsizliği kontrol altına almak ve azaltmak
Örnek Diyalog: Die Regierung ergriff verschiedene Maßnahmen, um die Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und zu verringern.
Türkçe: Hükümet, işsizliği kontrol altına almak ve azaltmak için çeşitli önlemler aldı.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und vermeiden
İşsizliği kontrol edin ve önleyin
Örnek Diyalog: Die Regierung sollte effektive Maßnahmen implementieren, um Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und zu vermeiden.
Türkçe: Hükümet, işsizliği kontrol altına almak ve önlemek için etkili önlemler uygulamalıdır.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und minimieren
İşsizliği kontrol altına almak ve en aza indirmek
Örnek Diyalog: Die Regierung legt neue Programme auf, um Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und zu minimieren.
Türkçe: Hükümet, işsizliği kontrol altına almak ve en aza indirmek için yeni programlar başlattı.
Arbeitslosigkeit kontrollieren und beobachten
İşsizliği kontrol edin ve izleyin
Örnek Diyalog: Die Regierung implementierte neue Programme, um die Arbeitslosigkeit zu kontrollieren und genau zu beobachten.
Türkçe: Hükümet, işsizliği kontrol altına almak ve yakından izlemek için yeni programlar uygulamaya koydu.
Arbeitslosigkeit überwachen und bekämpfen
İşsizliği izlemek ve işsizlikle mücadele etmek
Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Maßnahmen eingeführt, um die Arbeitslosigkeit zu überwachen und zu bekämpfen.
Türkçe: Hükümet, işsizliği izlemek ve mücadele etmek için yeni önlemler aldı.
Arbeitsangebote verbessern
İş fırsatlarını geliştirin
Örnek Diyalog: Unternehmen sollten proaktiv ihre Arbeitsangebote verbessern, um qualifizierte Arbeitskräfte anziehen zu können.
Türkçe: Şirketler, nitelikli iş gücünü çekebilmek için iş tekliflerini proaktif bir şekilde iyileştirmelidir.
Arbeitslosigkeit bewältigen und eindämmen
İşsizlikle mücadele edin ve işsizliği kontrol altına alın
Örnek Diyalog: Politische Maßnahmen müssen darauf abzielen, die Arbeitslosigkeit bewältigen und eindämmen zu können.
Türkçe: Siyasi önlemler, işsizliği hafifletmeyi ve kontrol altına almayı hedeflemelidir.
Arbeitslosigkeit analysieren und eindämmen
İşsizliği analiz edin ve azaltın
Örnek Diyalog: Ökonomen konzentrieren sich darauf, die Ursachen der Arbeitslosigkeit zu analysieren und Strategien zu entwickeln, um sie effektiv einzudämmen.
Türkçe: Ekonomistler, işsizliğin sebeplerini analiz etmeye ve onu etkin bir şekilde sınırlamak için stratejiler geliştirmeye odaklanırlar.
Hayatın akışında birçok dönemeç vardır ve iş hayatı da bu dönemeçlerden biridir. İşsizlik ve istihdam konuları, günümüz dünyasında bireylerin en çok üzerinde durduğu meselelerden biri haline gelmiştir. Özellikle Almanca gibi dünya çapında yaygın olarak kullanılan bir dilde bu konularla ilgili ifadeleri öğrenmek, hem kişisel hem de profesyonel gelişiminiz için büyük bir adım olabilir.
Almanca'da İşsizlik ve İstihdamın Önemi
İş piyasası, sürekli değişen ve gelişen bir yapıya sahiptir. Globalleşen dünya ile birlikte, farklı dilleri bilmek artık bir lüks değil, bir gereklilik haline gelmiştir. Almanca, Avrupa'nın kalbinde konuşulan ve iş dünyasında önemli bir yere sahip olan bir dildir. Peki, Almanca öğrenirken işsizlik ve istihdam ile ilgili ifadeleri nasıl öğrenebiliriz?
Neden Almanca?
Almanca, Avrupa'nın en güçlü ekonomilerinden birine sahip olan Almanya'nın resmi dilidir.
İş fırsatları açısından Almanca bilmek, size birçok kapı açabilir.
Kültürel etkileşim ve kişisel gelişim için Almanca öğrenmek faydalıdır.
İşsizlikle İlgili Almanca İfadeler
İşsizlik durumunda veya iş arayışında iken, belirli Almanca ifadeleri bilmek çok işinize yarayacaktır. İşte bazı temel ifadeler:
1- Arbeitslos sein: İşsiz olmak
2- Auf Jobsuche sein: İş aramak
3- Die Arbeitsagentur: İş ve İşçi Bulma Kurumu
4- Die Kündigung: İşten çıkarılma
5- Das Arbeitslosengeld: İşsizlik maaşı
Bu ifadeler, işsizlik sürecinde karşılaşabileceğiniz temel terimlerdir.
Örnek Cümleler
"Ich bin seit drei Monaten arbeitslos."
(Üç aydır işsizim.)
- "Ich habe mich bei der Arbeitsagentur gemeldet."
(İş ve İşçi Bulma Kurumu'na kaydoldum.)
İstihdamla İlgili Almanca İfadeler
İstihdam sürecinde ise farklı terimler karşınıza çıkacaktır. Şimdi bu terimlere ve anlamlarına bakalım:
Die Anstellung: İşe alınma
Der Arbeitgeber: İşveren
Der Arbeitnehmer: İşçi, çalışan
Der Arbeitsvertrag: İş sözleşmesi
Die Probezeit: Deneme süresi
Örnek Cümleler
"Ich habe eine neue Anstellung gefunden."
(Yeni bir işe girdim.)
- "Mein Arbeitsvertrag beginnt nächsten Monat."
(İş sözleşmem gelecek ay başlıyor.)
İş Başvurusu İpuçları ve İfadeleri
Bir iş başvurusu yaparken, doğru ifadeleri kullanmak çok önemlidir. Kendinizi doğru ifade etmek, işe alınma şansınızı artırabilir.
Almanca İş Başvurusu İfadeleri
Die Bewerbung: Başvuru
Das Anschreiben: Ön yazı
Der Lebenslauf: Özgeçmiş
Die Referenzen: Referanslar
Die Qualifikationen: Nitelikler
Örnek Cümleler
"Ich habe meine Bewerbung abgeschickt."
(Başvurumu gönderdim.)
- "Anbei finden Sie meinen Lebenslauf."
(Aşağıda özgeçmişimi bulabilirsiniz.)
İş Görüşmesi Hazırlığı
İş görüşmelerinde kullanılan bazı ifadeler:
1- "Erzählen Sie uns etwas über sich."
(Bize kendinizden bahsedin.)
2. "Warum möchten Sie in unserem Unternehmen arbeiten?"
(Neden firmamızda çalışmak istiyorsunuz?)
3. "Wo sehen Sie sich in fünf Jahren?"
(Beş yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?)
Bu sorulara hazırlıklı olmak, sizi bir adım öne çıkaracaktır.
Olumlu Cevap Vermek İçin İpuçları
"Ich bin teamfähig und arbeite gern mit anderen zusammen."
(Takım çalışmasına yatkınım ve başkalarıyla çalışmaktan hoşlanırım.)
- "Ich bin motiviert und lerne schnell."
(Motivasyonum yüksek ve hızlı öğrenirim.)
İş Piyasasını Anlamak
Almanya'daki iş piyasasını anlamak için bazı temel terimler:
Der Arbeitsmarkt: İş piyasası
Die Stellenausschreibung: İş ilanı
Die Vollzeitstelle: Tam zamanlı iş
Die Teilzeitstelle: Yarı zamanlı iş
Die Zeitarbeit: Geçici iş
İş İlanlarını Değerlendirme
İş ilanlarını okurken dikkat edilmesi gereken noktalar:
Anforderungen: Gereksinimler
Aufgabenbereich: Görev alanı
Vergütung: Ücret
Arbeitsort: Çalışma yeri
Bu terimleri anlamak, size uygun işleri belirlemenizde yardımcı olacaktır.
Almanca'da İş ve Mesleklerle İlgili Örnek İfadeler
Meslekler ve işlerle ilgili bazı Almanca ifadeler:
Der Manager / Die Managerin: Yönetici
Der Ingenieur / Die Ingenieurin: Mühendis
Der Lehrer / Die Lehrerin: Öğretmen
Der Arzt / Die Ärztin: Doktor
Der Verkäufer / Die Verkäuferin: Satış görevlisi
Mesleğinizi İfade Etmek
Kendi mesleğinizi ifade etmek için:
"Ich arbeite als Ingenieur bei einer großen Firma."
(Büyük bir firmada mühendis olarak çalışıyorum.)
- "Ich bin Lehrerin an einer Grundschule."
(Bir ilkokulda öğretmenim.)
Kültürel Farklılıklar ve İletişim
Almanya'da iş hayatında kültürel farklılıklar da önemlidir. Resmi dil kullanımı, dakiklik ve profesyonellik Almanya'da büyük değer taşır.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Dakik olun: Toplantılara ve görüşmelere zamanında gidin.
Resmi dil kullanın: İletişimde saygılı ve resmi ifadeler tercih edin.
Net ve açık olun: Kendinizi ifade ederken net olun.
Almanca Öğrenirken Yapılacaklar
Almanca'da işsizlik ve istihdam ifadelerini öğrenmek için:
Almanca haberleri takip edin.
İş ilanlarını inceleyin ve anlamaya çalışın.
Dil pratikleri yapın ve bu terimleri kullanın.
Almanca iş dünyasıyla ilgili kitaplar veya makaleler okuyun.
Online platformlarda Almanca konuşan kişilerle iletişim kurun.
Almanca Deyimler ve Atasözleri
İş hayatında kullanılabilecek bazı deyimler:
1- "Den Nagel auf den Kopf treffen."
(Tam isabet etmek.)
2. "Die Ärmel hochkrempeln."
(Kolları sıvamak.)
3. "Eine harte Nuss zu knacken haben."
(Zor bir problemle uğraşmak.)
Bu deyimleri kullanmak, iletişiminizi zenginleştirecektir.
Motivasyonunuzu Yüksek Tutun
Dil öğrenmek zor bir süreçtir, ancak asla pes etmeyin. Kendinize güvenin ve her gün biraz daha ilerlemeye odaklanın.
Motive Olmanın Yolları
Kendinize hedefler koyun.
Başarılarınızı kutlayın.
Öğrendiklerinizi günlük hayatta uygulayın.
Sıkılmamak için farklı kaynaklar kullanın.
Dil öğrenen diğer kişilerle iletişimde olun.
Sonuç
Almanca'da işsizlik ve istihdam ile ilgili ifadeleri öğrenmek, sizi profesyonel hayatta bir adım öne taşıyacaktır. Bu ifadeleri öğrenerek, Almanca dil becerilerinizi geliştirirken, iş dünyasında da kendinize yeni fırsatlar yaratabilirsiniz. Unutmayın, her yeni kelime yeni bir dünyadır ve her yeni ifade sizi hedefine bir adım daha yaklaştırır.
İşte şimdi sizin için yeni bir başlangıç zamanı! Almanca ifadeleri öğrenin, uygulayın ve başarıya doğru adım atın. Viel Erfolg!