Merhaba değerli okuyucular,
Einen Antrag auf Entscheidungsbefugnis stellen
Karar verme yetkisi için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Der Abteilungsleiter hat einen Antrag auf Entscheidungsbefugnis gestellt, um die Prozesse in seinem Team effizienter zu gestalten.
Türkçe: Bölüm müdürü, ekibindeki süreçleri daha etkili hale getirmek amacıyla karar verme yetkisi için bir başvuru yaptı.
Einen Antrag auf Anordnung einer Untersuchung stellen
Soruşturma emri verilmesi için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Die Anwältin entschied, einen Antrag auf Anordnung einer Untersuchung zu stellen, um neue Beweise sicherzustellen.
Türkçe: Avukat, yeni delilleri güvenceye almak için bir inceleme emri başvurusunda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Abweisung einreichen
Davanın düşmesi için dilekçe verin
Örnek Diyalog: Die Verteidigung beschloss, einen Antrag auf Abweisung einzureichen, um die Klage gegen ihren Mandanten abzuwehren.
Türkçe: Savunma, müvekkilinin aleyhine açılan davayı savuşturmak için bir reddi davacı talebi sunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Kostenübernahme stellen
Maliyet kapsamı için bir başvuru gönderin
Örnek Diyalog: Um meine Behandlung zu finanzieren, muss ich bei meiner Krankenversicherung einen Antrag auf Kostenübernahme stellen.
Türkçe: Tedavimi finanse etmek için sağlık sigortamdan masrafın karşılanması için başvuruda bulunmam gerekiyor.
Ein Urteil anfechten
Bir karara itiraz edin
Örnek Diyalog: Die Anwältin plant, das Urteil wegen Verfahrensfehlern anzufechten.
Türkçe: Avukat, usul hataları nedeniyle kararı temyiz etmeyi planlıyor.
Eine Klage einreichen
Dava açın
Örnek Diyalog: Die betrogene Partei entschied sich dazu, gegen das Unternehmen eine Klage einzureichen.
Türkçe: Aldatılan taraf, şirkete dava açmaya karar verdi.
Ein Gerichtsverfahren einleiten
Yasal işlemlerin başlatılması
Örnek Diyalog: Die Staatsanwaltschaft beschloss, ein Gerichtsverfahren einzuleiten, um die angeblichen Verbrechen des Politikers zu untersuchen.
Türkçe: Savcılık, politikacının iddia edilen suçlarını araştırmak için bir mahkeme süreci başlatmaya karar verdi.
Ein Rechtsstreit einleiten
Dava açma
Örnek Diyalog: Die Firma entschied sich dazu, wegen des Vertragsbruchs einen Rechtsstreit einzuleiten.
Türkçe: Şirket, sözleşme ihlali nedeniyle bir hukuk mücadelesi başlatmaya karar verdi.
Eine Gegenklage einreichen
Karşı dava açın
Örnek Diyalog: Nachdem er verklagt wurde, entschied er sich, eine Gegenklage einzureichen, um seine Ansprüche geltend zu machen.
Türkçe: Dava edildikten sonra, kendi haklarını ileri sürmek için karşı dava açmaya karar verdi.
Beweise sammeln
Kanıt toplayın
Örnek Diyalog: Die Polizei war am Tatort, um Beweise zu sammeln.
Türkçe: Polis, kanıt toplamak için olay yerindeydi.
Eine Nebenklage erheben
Nebenklage başvurusu yapın
Örnek Diyalog: Das Opfer entschied sich dazu, eine Nebenklage zu erheben, um im Prozess seine Interessen vertreten zu können.
Türkçe: Mağdur, davada kendi çıkarlarını temsil edebilmek adına bir katılma davası açmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Verzögerung der Verhandlung stellen
Duruşmayı ertelemek için dilekçe verin
Örnek Diyalog: Der Angeklagte hat über seinen Anwalt einen Antrag auf Verzögerung der Verhandlung gestellt, um zusätzliche Beweise zu sammeln.
Türkçe: Sanık, avukatı aracılığıyla ek deliller toplamak amacıyla duruşmanın ertelenmesi için bir talepte bulunmuştur.
Einen Antrag auf Aufhebung stellen
İptal için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Das Unternehmen hat bei der Regierung einen Antrag auf Aufhebung der Handelssanktionen gestellt.
Türkçe: Şirket, hükümete ticaret yaptırımlarının kaldırılması için bir başvuruda bulundu.
Einen Antrag auf Befangenheit des Richters stellen
Yargıcın taraflı olmasını talep edin
Örnek Diyalog: Die Verteidigung entschied sich dazu, einen Antrag auf Befangenheit des Richters zu stellen, weil sie eine Voreingenommenheit in seinen Entscheidungen vermutete.
Türkçe: Savunma, hakimde bir önyargı şüphesi olduğu gerekçesiyle hakimin reddine ilişkin bir talepte bulunmaya karar verdi.
Eine Klageerwiderung einreichen
Savunma beyanında bulunun
Örnek Diyalog: Die Anwältin hat heute vor Gericht eine Klageerwiderung eingereicht.
Türkçe: Avukat bugün mahkemeye dava yanıtı sundu.
Eine Einstweilige Verfügung beantragen
İhtiyati tedbir kararı için başvurun
Örnek Diyalog: Das Opfer von wiederholtem Stalking entschied, beim Gericht eine einstweilige Verfügung zu beantragen, um Schutz vor dem Täter zu erhalten.
Türkçe: Tekrarlanan takip mağduru, failden korunmak için mahkemeden geçici koruma kararı almak üzere başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Aufhebung des Urteils stellen
Kararı iptal etmek için dilekçe verin
Örnek Diyalog: Nach eingehender Beratung mit seinem Anwalt hat der Beklagte beschlossen, einen Antrag auf Aufhebung des Urteils zu stellen.
Türkçe: Avukatıyla ayrıntılı bir şekilde danıştıktan sonra davalı, kararın bozulması için bir başvuru yapmaya karar verdi.
Eine Klageabweisung beantragen
Davanın düşürülmesini talep edin
Örnek Diyalog: Der Anwalt bereitete sich darauf vor, beim Gericht eine Klageabweisung zu beantragen.
Türkçe: Avukat, mahkemede dava reddi talep etmek için hazırlık yapıyordu.
Einen Antrag auf Erlass eines Beschlagnahmebefehls stellen
El koyma emri için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt entschied sich dafür, Einen Antrag auf Erlass eines Beschlagnahmebefehls zu stellen, um das Vermögen des Verdächtigen sicherzustellen.
Türkçe: Avukat, şüphelinin varlıklarını güvence altına almak için bir el koyma emri çıkarılması için başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Rechtsbehelf einlegen
Temyiz başvurusunda bulunun
Örnek Diyalog: Nachdem der Bescheid zugestellt wurde, entschied er sich dazu, Einen Rechtsbehelf einlegen.
Türkçe: Bildirimin tebliğ edilmesinin ardından, itiraz hakkını kullanmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Befugnis stellen
Yetki talebinde bulunun
Örnek Diyalog: Das Unternehmen muss einen Antrag auf Befugnis stellen, um die gewünschten Dienstleistungen anbieten zu dürfen.
Türkçe: Şirket, istenen hizmetleri sunabilmek için yetki talebinde bulunmalıdır.
Eine Eidesstattliche Erklärung abgeben
Yeminli beyanda bulunmak
Örnek Diyalog: Sie musste vor Gericht eine eidesstattliche Erklärung abgeben, um ihre finanzielle Situation glaubhaft zu machen.
Türkçe: Mahkemede mali durumunu inandırıcı kılmak için yeminli bir beyanda bulunması gerekiyordu.
Einen Antrag auf Erlass eines Arrestbefehls stellen
Gözaltı emri için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Die Staatsanwaltschaft hat bei dem Amtsgericht einen Antrag auf Erlass eines Arrestbefehls gegen den Verdächtigen gestellt.
Türkçe: Savcılık, şüpheliye karşı tutuklama emri çıkarılması için Sulh Ceza Hakimliğine bir başvuru yapmıştır.
Eine Einigung erzielen
Bir anlaşmaya varın
Örnek Diyalog: Die beiden Parteien hoffen, bis Ende der Woche eine Einigung erzielen zu können.
Türkçe: Her iki parti de hafta sonuna kadar bir anlaşmaya varmayı umuyor.
Einen Antrag auf Erlass eines Schiedsspruchs stellen
Hakem kararı için başvuruda bulunma
Örnek Diyalog: Parteien eines Konflikts können einen Antrag auf Erlass eines Schiedsspruchs stellen, um ihren Streit außergerichtlich zu lösen.
Türkçe: Bir çatışmanın tarafları, anlaşmazlıklarını mahkeme dışında çözmek için tahkim kararı çıkartılması talebinde bulunabilirler.
Einen Antrag auf Einrichtung eines Verfahrens stellen
Bir prosedür oluşturulması için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Die Firma muss einen Antrag auf Einrichtung eines Verfahrens zur Schadensregulierung stellen.
Türkçe: Şirket, hasar tazminatı sürecinin başlatılması için bir başvuru yapmalıdır.
Einen Antrag auf Erlass eines Schiedsspruchs beantragen
Hakem kararı için başvuru talebi
Örnek Diyalog: Die Partei entschied, beim Schiedsgericht einen Antrag auf Erlass eines Schiedsspruchs zu beantragen.
Türkçe: Parti, tahkim mahkemesine bir tahkim kararı çıkarılması için başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Anordnung einer Zwangsvollstreckung stellen
İcra emri için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Das Unternehmen musste gegen den säumigen Schuldner einen Antrag auf Anordnung einer Zwangsvollstreckung stellen, um die ausstehenden Forderungen einzutreiben.
Türkçe: Şirket, alacaklarını tahsil edebilmek için gecikmiş borçlu aleyhine icra takibi başlatmak için bir talepte bulunmak zorunda kaldı.
Einen Antrag auf Aufhebung einer Entscheidung stellen
Bir kararı iptal etmek için dilekçe verin
Örnek Diyalog: Der Bürgermeister hat angekündigt, beim Verwaltungsgericht einen Antrag auf Aufhebung einer Entscheidung zu stellen, weil er die Baugenehmigung für rechtswidrig hält.
Türkçe: Belediye başkanı, inşaat iznini hukuksuz bulduğu için idare mahkemesinde bir kararın iptali için dilekçe vereceğini açıkladı.
Einen Antrag auf Durchführung einer Verhandlung stellen
Duruşma yapılması için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Die betroffene Partei entschied, beim Gericht einen Antrag auf Durchführung einer Verhandlung zu stellen.
Türkçe: İlgili taraf, mahkemede bir duruşma yapılması için başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Einreichung einer Gegenklage stellen
Karşı dava için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt hat empfohlen, einen Antrag auf Einreichung einer Gegenklage zu stellen, um unsere Interessen zu wahren.
Türkçe: Avukat, çıkarlarımızı korumak için karşı dava açılması için bir başvuru yapılmasını önerdi.
Einen Antrag auf Einreichung eines Rechtsmittels stellen
Temyiz başvurusunda bulunun
Örnek Diyalog: Nach der Urteilsverkündung beschloss der Angeklagte, über seinen Anwalt einen Antrag auf Einreichung eines Rechtsmittels zu stellen.
Türkçe: Kararın açıklanmasının ardından sanık, avukatı aracılığıyla temyiz başvurusunda bulunmak için bir talepte bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Erlass eines vorläufigen Urteils beantragen
Geçici bir karar için başvuru talebinde bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt beschloss, beim Gericht einen Antrag auf Erlass eines vorläufigen Urteils zu beantragen, um schnellen Rechtsschutz für seinen Mandanten zu erreichen.
Türkçe: Avukat, müvekkili için hızlı hukuki koruma sağlamak amacıyla mahkemeye geçici bir kararın verilmesi için dilekçe sunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Erlass eines Beschlusses stellen
Sipariş için başvuru yapın
Örnek Diyalog: Der Verein wird bei der nächsten Sitzung Einen Antrag auf Erlass eines Beschlusses stellen, um die Satzungsänderung offiziell zu machen.
Türkçe: Dernek, tüzük değişikliğini resmi hale getirmek için bir sonraki toplantıda karar tasarısı sunma isteğinde bulunacak.
Einen Antrag auf Einreichung einer Klage stellen
Dava açmak için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der Bürger entschied, Einen Antrag auf Einreichung einer Klage gegen das Unternehmen wegen Vertragsbruchs zu stellen.
Türkçe: Vatandaş, şirkete karşı sözleşme ihlali nedeniyle dava açma başvurusunda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Erlass eines Kautionsbeschlusses stellen
Kefalet kararı için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt entschied, beim Gericht einen Antrag auf Erlass eines Kautionsbeschlusses zu stellen, um die Freilassung seines Mandanten zu erreichen.
Türkçe: Avukat, müvekkilinin serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla mahkemeye kefalet kararı çıkarılması için başvuru yapmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Einsetzung eines Sachverständigen beantragen
Bir uzman atanması için başvuru talebinde bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt wird morgen vor Gericht einen Antrag auf Einsetzung eines Sachverständigen beantragen.
Türkçe: Avukat, yarın mahkemede bir bilirkişi atanması için talepte bulunacak.
Einen Antrag auf Erlass eines Durchsuchungsbefehls stellen
Arama emri için başvuru yapmak
Örnek Diyalog: Die Polizei musste beim Richter einen Antrag auf Erlass eines Durchsuchungsbefehls stellen, um die Verdächtigenwohnung nach Beweisen durchsuchen zu können.
Türkçe: Polis, şüphelinin evini delilleri aramak için arayabilmek adına, hakimden bir arama kararı çıkartılması için talepte bulunmak zorunda kaldı.
Einen Antrag auf Befugnis zur Einleitung eines Disziplinarverfahrens stellen
Disiplin soruşturması başlatmak için yetki talebinde bulunmak
Örnek Diyalog: Der Abteilungsleiter musste einen Antrag auf Befugnis zur Einleitung eines Disziplinarverfahrens stellen, nachdem er wiederholt Zeuge von Verstößen gegen die Unternehmensrichtlinien wurde.
Türkçe: Bölüm müdürü, şirket politikalarına karşı yapılan ihlallerin tekrar tekrar tanığı olduktan sonra, disiplin işlemi başlatma yetkisi için bir başvuru yapmak zorunda kaldı.
Eine Kostenentscheidung beantragen
Masraflar hakkında bir karar talep edin
Örnek Diyalog: Der Kläger kann beim Gericht eine Kostenentscheidung beantragen.
Türkçe: Davacı, mahkemeden bir masraf kararı talep edebilir.
Einen Antrag auf Erhebung einer Gegenklage stellen
Karşı dava için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt riet seinem Mandanten, einen Antrag auf Erhebung einer Gegenklage zu stellen, um sich gegen die unbegründeten Vorwürfe zu wehren.
Türkçe: Avukat, müvekkiline, temelsiz suçlamalara karşı koymak için karşı dava açılması için bir dilekçe sunmasını tavsiye etti.
Einen Antrag auf Erlass eines vorläufigen Urteils stellen
Geçici bir karar için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt musste schnell handeln, also entschied er sich, beim Gericht einen Antrag auf Erlass eines vorläufigen Urteils zu stellen.
Türkçe: Avukatın hızlı hareket etmesi gerekiyordu, bu nedenle mahkemeye geçici bir kararın verilmesi için başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Erlass eines Beschlusses beantragen
Sipariş için başvuru talebinde bulunun
Örnek Diyalog: Der Bürger hat beim Amt einen Antrag auf Erlass eines Beschlusses beantragt, um die Baugenehmigung für sein neues Haus zu beschleunigen.
Türkçe: Vatandaş, yeni evi için inşaat iznini hızlandırmak amacıyla idareden bir karar çıkarılması için başvuruda bulunmuştur.
Einen Antrag auf Einrichtung eines Treuhandverfahrens stellen
Bir güven prosedürünün oluşturulması için bir başvuru gönderin
Örnek Diyalog: Die Firma entschied, Einen Antrag auf Einrichtung eines Treuhandverfahrens zu stellen, um die Interessen ihrer internationalen Investoren zu wahren.
Türkçe: Şirket, uluslararası yatırımcılarının çıkarlarını korumak amacıyla bir mali tasarruf işlemi başlatmak için başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Wiederaufnahme stellen
Eski haline getirme talebinde bulunun
Örnek Diyalog: Nach dem neuen Beweis, der seine Unschuld andeutet, hat der Verurteilte beschlossen, einen Antrag auf Wiederaufnahme des Verfahrens zu stellen.
Türkçe: Yeni delilin, onun masumiyetine işaret etmesinin ardından, mahkumun davayı yeniden görülmesi için başvuru yapmaya karar verdiği belirtildi.
Einen Antrag auf Erlass einer Einstellungsverfügung stellen
Durdurma emri için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der Beschuldigte entschied, über seinen Anwalt einen Antrag auf Erlass einer Einstellungsverfügung bei der Staatsanwaltschaft zu stellen.
Türkçe: Sanık, avukatı aracılığıyla savcılığa bir kovuşturmayı geri bırakma kararı çıkarılması için başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Wiedereinsetzung des Rechtsstreits stellen
İhtilafın eski haline getirilmesi için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Nachdem der Kläger die Frist versehentlich versäumt hatte, musste sein Anwalt einen Antrag auf Wiedereinsetzung des Rechtsstreits stellen.
Türkçe: Davacı süreyi yanlışlıkla kaçırdıktan sonra, avukatı davanın yeniden görülmesi için bir talepte bulunmak zorunda kaldı.
Einen Antrag auf Einsetzung eines Treuhänders stellen
Kayyum atanması için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der verschuldete Unternehmer musste schließlich einen Antrag auf Einsetzung eines Treuhänders stellen, um die Restrukturierung seiner Firma zu ermöglichen.
Türkçe: Borç batağındaki girişimci, şirketinin yeniden yapılandırılmasını mümkün kılmak için sonunda bir kayyum atanması için başvuruda bulunmak zorunda kaldı.
Einen Antrag auf Erhebung einer Klage beantragen
Dava açmak için başvuru talebinde bulunun
Örnek Diyalog: Sie entschied, beim Gericht einen Antrag auf Erhebung einer Klage zu beantragen, um ihr Recht durchzusetzen.
Türkçe: Mahkemede dava açılması için dilekçe vermeye karar verdi, böylece hakkını arayacaktı.
Zeugen befragen
Soru tanıkları
Örnek Diyalog: Die Polizei wird heute mehrere Zeugen befragen, um neue Hinweise in dem Fall zu erhalten.
Türkçe: Polis, bu dava konusunda yeni ipuçları elde etmek için bugün birkaç tanığı sorgulayacak.
Eine Verhandlung anstreben
Müzakere arayışı
Örnek Diyalog: Die Konfliktparteien haben beschlossen, eine Verhandlung anzustreben, um eine friedliche Lösung zu finden.
Türkçe: Taraflar, barışçıl bir çözüm bulmak için müzakere yapmayı kararlaştırdılar.
Einen Antrag auf Aussetzung des Verfahrens stellen
İşlemlerin durdurulması için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Der Angeklagte entschied, über seinen Anwalt einen Antrag auf Aussetzung des Verfahrens zu stellen.
Türkçe: Sanık, avukatı aracılığıyla yargılamanın ertelenmesi için bir başvuruda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Einrichtung eines Gutachtens stellen
Uzman görüşü oluşturulması için bir talep gönderin
Örnek Diyalog: Die Firma wird einen Antrag auf Einrichtung eines Gutachtens stellen, um die Sicherheit ihrer Produkte zu gewährleisten.
Türkçe: Şirket, ürünlerinin güvenliğini sağlamak için bir uzman görüşü düzenlenmesi için başvuruda bulunacak.
Ein Schiedsgericht einsetzen
Bir tahkim mahkemesi kurmak
Örnek Diyalog: Die beiden Unternehmen haben vereinbart, zur Beilegung ihres Streits ein Schiedsgericht einzusetzen.
Türkçe: İki şirket, aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için bir tahkim mahkemesi kurulmasında anlaşmışlardır.
Einen Antrag auf Einleitung eines Disziplinarverfahrens stellen
Disiplin soruşturması başlatılması için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Der Beamte musste einen Antrag auf Einleitung eines Disziplinarverfahrens gegen seinen Kollegen stellen, nachdem wiederholt Beschwerden über dessen Verhalten eingingen.
Türkçe: Memur, meslektaşının davranışı hakkında tekrarlanan şikayetler alındıktan sonra ona karşı bir disiplin soruşturması başlatılması için dilekçe vermek zorunda kaldı.
Ein Gutachten beantragen
Uzman görüşü talep edin
Örnek Diyalog: Der Klient musste für den Versicherungsfall ein Gutachten beantragen.
Türkçe: Müşteri, sigorta olayı için bir uzman görüşü talep etmek zorunda kaldı.
Einen Antrag auf Einreichung eines Rechtsmittels beantragen
Temyiz başvurusunda bulunmak için bir başvuru talep edin
Örnek Diyalog: Sie entschied, bei dem Gericht einen Antrag auf Einreichung eines Rechtsmittels zu beantragen, um gegen das Urteil vorzugehen.
Türkçe: Mahkemede hükme itiraz etmek için bir temyiz başvurusunda bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Einrichtung eines Verfahrens zur Vermeidung eines Rechtsstreits stellen
Davadan kaçınmak için bir prosedür oluşturulması için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Die Firma entschied, einen Antrag auf Einrichtung eines Verfahrens zur Vermeidung eines Rechtsstreits zu stellen, um langwierige Gerichtsverhandlungen zu umgehen.
Türkçe: Şirket, uzun süren dava süreçlerini atlatmak amacıyla bir hukuk ihtilafını önlemeye yönelik bir prosedürün kurulması için başvuru yapmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Aufhebung eines Urteils stellen
Bir kararı iptal etmek için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Die Angeklagte hat beschlossen, einen Antrag auf Aufhebung des Urteils zu stellen, weil neue Beweise ihre Unschuld belegen könnten.
Türkçe: Sanık, yeni delillerin masumiyetini kanıtlayabileceği gerekçesiyle kararın kaldırılması için bir başvuru yapmaya karar verdi.
Einen Antrag stellen
Bir talepte bulunun
Örnek Diyalog: Sie beschloss, bei der Stadtverwaltung einen Antrag zu stellen, um die Genehmigung für den Bau ihres neuen Hauses zu erhalten.
Türkçe: Yeni evinin inşaatı için izin almak üzere belediyeye bir başvuru yapmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Verweisung stellen
Yönlendirme için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt beschloss, einen Antrag auf Verweisung an ein höheres Gericht zu stellen, um die Rechtmäßigkeit der vorherigen Entscheidung überprüfen zu lassen.
Türkçe: Avukat, önceki kararın yasallığının incelenmesi amacıyla işi daha yüksek bir mahkemeye sevk etmek için bir talepte bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Durchführung einer Verhandlung beantragen
Duruşma yapılması için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Sie musste beim Gericht einen Antrag auf Durchführung einer Verhandlung beantragen, um ihren Fall vorzubringen.
Türkçe: Mahkemede duruşma yapılması için başvuruda bulunmak zorundaydı ki, davasını sunabilsin.
Ein Berufungsverfahren einleiten
Bir temyiz prosedürü başlatın
Örnek Diyalog: Nachdem das Urteil gefallen war, beschloss der Angeklagte, ein Berufungsverfahren einleiten zu wollen.
Türkçe: Karar verildikten sonra, sanık bir temyiz süreci başlatmak istediğine karar verdi.
Einen Antrag auf Abweisung der Klage erheben
Davanın düşürülmesi için talepte bulunun
Örnek Diyalog: Der Anwalt beschloss, Einen Antrag auf Abweisung der Klage zu erheben, da die Beweislast unzureichend war.
Türkçe: Avukat, kanıt yetersiz olduğu için davanın reddi için bir talepte bulunmaya karar verdi.
Einen Antrag auf Einrichtung eines Verfahrens zur Befriedung stellen
Bir pasifikasyon prosedürünün oluşturulması için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Die betroffene Gemeinde hat bei der zuständigen Behörde einen Antrag auf Einrichtung eines Verfahrens zur Befriedung gestellt, um den langjährigen Streit zu schlichten.
Türkçe: İlgili topluluk, uzun süredir devam eden anlaşmazlığı çözmek üzere yetkili makama barış süreci başlatılması için başvuruda bulunmuştur.
Informationen sammeln
Bilgi toplayın
Örnek Diyalog: Die Detektivin ging verdeckt vor, um heimlich Informationen sammeln zu können.
Türkçe: Dedektif, gizlice bilgi toplayabilmek için örtülü bir şekilde hareket etti.
Einen Antrag auf Einrichtung eines Schiedsgerichts beantragen
Hakem heyeti kurulması için başvuru talebinde bulunulması
Örnek Diyalog: Die Firma wird Einen Antrag auf Einrichtung eines Schiedsgerichts bei der zuständigen Kammer beantragen.
Türkçe: Şirket, ilgili odada tahkim mahkemesi kurulması için başvuruda bulunacak.
Ein Vergleich anstreben
Anlaşmayı hedefleyin
Örnek Diyalog: Die Parteien müssen einen Kompromiss finden, deshalb sollten sie einen Ein Vergleich anstreben.
Türkçe: Taraflar bir uzlaşma bulmak zorundadır, bu yüzden bir anlaşma yapmayı hedeflemelidirler.
Einen Antrag auf Einstweilige Verfügung einreichen
İhtiyati tedbir kararı için başvuruda bulunun
Örnek Diyalog: Der betroffene Nachbar hat wegen des zu erwartenden Baumfällens in seinem Garten einen Antrag auf einstweilige Verfügung beim Gericht eingereicht.
Türkçe: Bahsi geçen komşu, bahçesinde beklenen ağaç kesimi nedeniyle mahkemeye geçici tedbir kararı için başvuruda bulundu.
Merhaba sevgili okurlar,
Bugün sizlerle oldukça ilgi çekici ve bir o kadar da önemli bir konu üzerinde duracağız. Küreselleşen dünyamızda, diller sadece bir iletişim aracı olmaktan çıkıp, kariyerimizde bizi bir adım öteye taşıyan kilit bir unsur haline geldi. Özellikle hukuk alanında çalışan profesyoneller için, farklı dillerde yetkin olmak, mesleki başarılarını katbekat artırabilir. Bu noktada, Almanca dilinin hukukçular için taşıdığı önemi ve mesleki konuşma ifadelerini nasıl geliştirebileceğinizi detaylı bir şekilde ele alacağız.
Almancanın Hukuk Alanındaki Yeri ve Önemi
Almanca, Avrupa'nın kalbinde konuşulan ve dünya genelinde milyonlarca insan tarafından kullanılan bir dil. Almanya, güçlü ekonomisi ve köklü hukuk sistemiyle uluslararası arenada önemli bir konuma sahip. Bu nedenle, Almancayı akıcı bir şekilde konuşabilen hukukçular gerek akademik çalışmalarda gerekse uluslararası davalarda büyük avantajlar elde ediyorlar.
Alman hukuk sistemi, birçok ülkenin hukuk sistemine ilham kaynağı olmuş ve "Medeni Hukuk" anlayışının temelini oluşturmuştur. Dolayısıyla, Almanca bilen bir hukukçu, sadece dil becerilerini değil, aynı zamanda küresel hukuk normlarını da daha iyi anlama fırsatı yakalar.
Hukuki Almancanın İncelikleri
Her dilin kendine özgü bir yapısı ve terminolojisi vardır. Ancak hukuk gibi hassas bir alanda, terminolojinin doğru kullanımı hayati bir önem taşır. Almanca'da hukuk terimleri ve ifadeleri, genel dil kullanımından oldukça farklıdır ve bu nedenle <u>özel bir dikkat gerektirir</u>.
Örneğin, "Vertragsabschluss" kelimesi, "sözleşme akdi" anlamına gelir ve hukuki metinlerde sıklıkla kullanılır. Benzer şekilde, "Schuldverhältnis" (borç ilişkisi) ve "Rechtsfähigkeit" (hukuk ehliyeti) gibi terimler de hukukçuların sıkça karşılaştığı kavramlardır.
Bu terimlerin yanı sıra, Almanca'da hukukçuların günlük iletişimlerinde kullandıkları ifadeleri de öğrenmek, mesleki iletişiminizi <u>güçlendirecektir</u>.
Önemli Almanca Hukuki İfadeler ve Açıklamaları
Şimdi, mesleki yaşamınızda işinize yarayacak bazı Almanca hukuki ifadeler ve bunların Türkçe açıklamalarını inceleyelim:
1- "Im Namen des Gesetzes" - Yasa adına: Bu ifade genellikle mahkemelerde karar açıklanırken kullanılır.
2- "Gerichtsbeschluss" - Mahkeme kararı: Hukuki süreçlerde alınan resmi kararları ifade eder.
3- "Klage einreichen" - Dava açmak: Bir talebi veya şikâyeti resmi olarak mahkemeye sunmak anlamına gelir.
4- "Beweismittel vorlegen" - Delil sunmak: Bir davada iddiaları desteklemek için kanıtları sunmak.
5- "Verfahrensfehler" - Usul hatası: Hukuki süreçte yapılan prosedür hatalarını ifade eder.
Örnek Cümleler
Mesleki Alman dilini daha iyi anlamak için, bu ifadeleri cümle içinde kullanmak faydalı olacaktır:
"Der Kläger hat beschlossen, eine Klage einzureichen."
Davacı, dava açmaya karar verdi.
"Es liegt ein Verfahrensfehler vor, der das Urteil beeinflussen könnte."
Kararı etkileyebilecek bir usul hatası mevcut.
"Wir müssen alle Beweismittel vorlegen, um unsere Position zu stärken."
Pozisyonumuzu güçlendirmek için tüm delilleri sunmalıyız.
Almanca Mesleki İfadelerle İletişimi Geliştirmek
Mesleki ifadeleri doğru ve akıcı bir şekilde kullanmak, hem müvekkillerinizle hem de meslektaşlarınızla olan iletişiminizi <u>güçlendirecektir</u>. Unutmayın ki hukuk, büyük ölçüde ikna ve ifade sanatıdır. Bu nedenle, dilinizi ne kadar etkili kullanırsanız, o kadar başarılı olursunuz.
Sık Kullanılan İfadeler
"Es ist unerlässlich, dass..." - Bu zorunludur ki...
"Wir sind der Auffassung, dass..." - Bizim kanaatimizce...
"In Bezug auf..." - ... ile ilgili olarak
Bu ifadeler, görüşlerinizi ve argümanlarınızı net bir şekilde ifade etmenize <u>yardımcı olacaktır</u>.
Almanca Hukuki Terimlerin Derinlemesine İncelenmesi
Almanca'da bazı hukuki terimler vardır ki, bunları anlamak ve doğru kullanmak özel bir dikkat gerektirir. İşte bunlardan bazıları:
1- "Rechtsgeschäft" - Hukuki işlem: Tarafların iradelerini hukuken bağlayıcı sonuçlar doğuracak şekilde açıklamaları.
2- "Anfechtung" - İptal: Bir sözleşmenin veya işlemin geçersiz kılınması.
3- "Fahrlässigkeit" - Taksir: Dikkatsizlik veya özensizlik nedeniyle ortaya çıkan ihmal.
4- "Vorsatz" - Kast: Bir fiilin bilerek ve isteyerek yapılması.
Bu terimleri doğru anlamak, hukuki metinleri ve belgeleri daha etkili bir şekilde yorumlamanıza <u>olanak tanır</u>.
Pratik Örneklerle Öğrenme
Gerçek hayattan örnekler üzerinden öğrenmek, bilgilerin kalıcılığını <u>artırır</u>. Şimdi bazı pratik durumları ve bu durumlarda kullanabileceğiniz ifadeleri inceleyelim.
Örnek Durum 1: Müvekkille İletişim
Müvekkiliniz sizi arayarak davasının gidişatı hakkında bilgi almak istiyor. Nasıl yanıt verebilirsiniz?
"Der aktuelle Stand des Verfahrens ist wie folgt..."
Sürecin mevcut durumu şu şekildedir...
"Wir haben gute Aussichten auf Erfolg."
Başarı için iyi bir şansımız var.
Örnek Durum 2: Mahkemede Savunma
Mahkemede müvekkilinizin savunmasını yapıyorsunuz.
"Mein Mandant handelte nicht vorsätzlich, sondern fahrlässig."
Müvekkilim kasten değil, taksirle hareket etti.
"Es gibt erhebliche Zweifel an der Glaubwürdigkeit des Zeugen."
Tanığın güvenilirliği konusunda ciddi şüpheler var.
Almanca Öğrenirken Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Almanca öğrenmek zorlu bir süreç olabilir, ancak doğru yaklaşımla bu süreci eğlenceli ve verimli hale getirebilirsiniz.
Düzenli Pratik Yapın: Günlük olarak Almanca metinler okuyun ve dinleyin.
Sözlük Kullanın: Bilmediğiniz kelimeleri not alın ve anlamlarını öğrenin.
Mesleki Metinler Okuyun: Hukuki makaleler ve kararları Almanca okuyarak terminolojinizi geliştirin.
Konuşma Pratiği Yapın: Almanca konuşan meslektaşlarınızla diyaloglar kurun.
Alman Medyasını Takip Edin: Haberleri ve güncel olayları Almanca takip ederek dil becerilerinizi pratik hale getirin.
Kültürel Boyutun Önemi
Dil öğrenimi sadece kelimeler ve dilbilgisi ile sınırlı değildir. Aynı zamanda o dilin <u>kültürünü, tarihini ve yaşam tarzını</u> da anlamayı gerektirir. Almanya'nın hukuk sistemi, tarihi ve toplumsal yapısı hakkında bilgi sahibi olmak, mesleki ilişkilerinizi güçlendirecektir.
Alman Hukuk Kültürü
Alman hukuk kültürü, disiplin ve detaycılık üzerine kuruludur. Bu nedenle, Almanca iletişim kurarken net ve kesin ifadeler kullanmak <u>önemlidir</u>. Ayrıca, resmi yazışmalarda ve görüşmelerde nezaket kurallarına uymak <u>büyük önem taşır</u>.
"Sehr geehrte Damen und Herren," - Sayın bayanlar ve baylar,
"Mit freundlichen Grüßen," - Saygılarımla,
Almancanın Kariyerinizdeki Rolü
Almanca bilmek, sizi meslektaşlarınız arasında öne çıkaracak ve uluslararası platformlarda söz sahibi olmanızı sağlayacaktır. Almanya'da iş fırsatları, uluslararası şirketlerle iş birliği ve akademik araştırmalar gibi pek çok alanda kapılar size açılır.
Uluslararası Davalarda Yer Alabilirsiniz: Almanca bilginizle yabancı müvekkillerin davalarını üstlenebilirsiniz.
Akademik Çalışmalar: Almanca kaynaklara erişerek araştırmalarınızı derinleştirebilirsiniz.
Networking Fırsatları: Almanca konuşan hukukçularla bağlantılar kurarak profesyonel ağınızı genişletebilirsiniz.
Kültürel Zenginleşme: Farklı bir kültürü tanıyarak kişisel gelişiminize katkı sağlayabilirsiniz.
Sonuç ve Tavsiyeler
Sonuç olarak, Almancanın hukuk alanındaki önemi tartışılmaz bir gerçektir. Bu dili öğrenmek, sizi hem kişisel hem de profesyonel olarak geliştirecektir. Yeni bir dili öğrenmek başlangıçta zor görünse de, istikrar ve azimle bu süreci başarıyla tamamlayabilirsiniz.
Kendinize Güvenin: Her öğrenme sürecinde olduğu gibi, <u>kendinize güvenmeniz</u> ve sabırlı olmanız önemlidir.
Hedefler Belirleyin: Kısa ve uzun vadeli hedefler koyarak ilerlemenizi <u>takip edin</u>.
Destek Alın: Gerekirse meslektaşlarınızdan veya dil uzmanlarından yardım isteyin.
Başarınızı <u>Kutlayın</u>: Küçük ilerlemelerinizi bile kutlayarak motivasyonunuzu yüksek tutun.
Unutmayın, başarılı bir hukukçu olmak için sadece kendi ülkenizin değil, dünyanın da kapılarını aralamalısınız. Almanca, bu yolda size eşsiz bir rehber olacaktır. Şimdi <u>harekete geçme zamanı</u>!