‘’Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez’’ der Montaigne. Hedef varılacak yer, ulaşılacak son nokta ve yapılması planlanan iş amaç olarak tanımlanır sözlükte. İnsan için hedefler anne karnına düştüğü ilk andan itibaren başlar. İlk hedefi büyüyüp gelişip annesinin rahminden ayrılmak dünyaya gözlerini açmaktır. Bu ilk hedefine belki bilinçsiz bir şekilde tamamen biyolojik kanunlarla ulaşır ama neticede o akciğerlerini yakan ilk nefesle bitiş çizgisini göğüslemiş olur.
Artık dünyadadır insanoğlu ve sıralı bir hedefler zinciri doğrultusunda yaşamalıdır. Yoksa hayat boyu rüzgârın önünde bir yaprak gibi ya da Montaigne’in söylediği rotasız bir gemi gibi oradan oraya savrulacaktır.
Daha bebekken gelişiminin bir parçası olarak belli hedeflere ulaşmaya çalışır insan, doğasında vardır bu. Yemeğini kendi başına yeme, yürüme, emekleme vs. gibi. Bir birey olduğunu anladığı andan itibaren ise hedefler koyma başlar yine kendine. Okula gitme, okumayı öğrenme, okulun futbol takımına girme gibi.
özellikle türk eğitim sisteminin yadsınamaz bir gerçeği olan bir dizi sınavlar zincirinde başarılı olmak, üniversiteyi kazanmak, bir meslek sahibi olmak, iyi bir iş bulmak insanoğlunun hedefleri arasındadır.
Hedefe Ulaşmak
Peki, dünyaya gözünü ilk açtığı andan son kez açıp kapayacağı ana kadar hep bir hedefe ulaşma gayretinde olan insanoğlu bu konuda ne kadar başarılı? Belirlediği her hedefine ulaşanlar var mıdır acaba aramızda? Zannımca hedefe ulaşmak o kadar değil eğer kolay olsaydı mutsuzluk diye bir şey olmazdı herhalde.
Bugüne kadar kişisel gelişim uzmanları hedefe ulaşma, gayret, motivasyon ile ilgili yüzlerce kitap binlerce seminer verdi. Peki niye bu kadar hedefini gerçekleştirememiş mutsuz insan var çevremizde?
Zannımca hedef belirleme konusunda yani ta en başta sıkıntı var bizde. Daha biz küçükken başlar annemiz ''benim kızım doktor olacak, oğlum mühendis olacak’’ demeye. Derken o gün gelip çattığında mutsuz insanlar, mesleğini sevmeyen öğretmenler, doktorlar ya da hayat boyu kaba tabirle bir baltaya sap olamamış bireyler ortaya çıkıyor.
Kimler Başarılı Olabilir?
Katıldığım bir konferansta konuşmacı sanıldığı gibi başarının mutluluk getirmediğini söyleyerek ezberlerimizi bir anda alt üst etmişti ve hemen arkasından ''Ancak mutlu bireyler hayatta başarılı olabilirler.'' dedi. Demek ki öncelikli ve en büyük hedef bu hayatta mutlu olmak daha sonra hedefleri ve nihai hedefimiz olan başarıyı bu temelin üzerine inşa etmek.
Aslında böyle yazınca sanki mutluluğun şifresini çözmüş çok basit şekilde formulize etmiş gibi olsak da durum göründüğü kadar basit değil fakat işin ilginç tarafı göründüğü kadar karışık da değil. Yani tam bir Mona Lisa tablosu.
Hedef Nasıl Belirlenir?
Kapasiteniz bu konuda size en önemli referanstır. Mümin Sekman’ın çok sevdiğim bir sözü var diyor ki: ‘’ Hayatta neyi yapamayacağınızı ne çok erken kabul edin ne de bu durumla yüzleşmek için çok geç kalın.’’ Yani sınırları zorlayın kapasitenizi küçümsemeyin ama hayalperest de olmayın. Gerçeklerin zamanında farkına varın. Sayısal yeteneğiniz yok denecek kadar az ise çocukluk hayaliniz olan doktorluk için boşuna vakit kaybetmeyin. Gerçek hedefinizi zaman kaybetmeden belirleyin.
Hedef belirleme başarıyı arttırıyor ancak hedeflerimiz kapasitemize uygun özellikli, ölçülebilir, ulaşılabilir olmalıdır. Hedeflerimiz mutlaka ulaşılabilir olmalıdır aksi takdirde zamanla ulaşılamayan ve üst üste birikmiş başarısız olduğumuz hedefler moralimizi bozacak ve bir daha hedef belirlemememize neden olacaktır. Örneğin 120 kiloysam bir ay sonra 50 kilo olma hedefim hayalden öteye geçemeyecek, 50 kilo olamadığım gibi bozulan moralimle belki de 125 kiloya ulaşmış olacağım.
Her hedefe ulaşmak için mutlaka bir yol ve yöntem vardır. Hatta bazen birden çok yol bile olabilir. Önemli olan kendimize en uygun yolu bulmak ve daha sonra da bu yolda istikrar göstermektir. Örneğin amacımız İzmir’den İstanbul’a gitmekse bir sürü farklı yol olabilir bana en uygunu uçaksa vakit kaybetmeden uçak yolcuğunu planlamalıyım ama tam havalimanına geldiğimde trenle gitmek için fikir değiştirirsem zaman kaybı yaşamış olurum.
Her bir hedefe ulaştıkça vakit kaybetmeden bir sonraki hedefimizi belirlemeli ve hemen yeni bir yol haritası çizmeliyiz. Unutmayın ulaştığınız her hedef bir sonraki hedef için itici bir güç olacaktır.
Eğer yaşamınız için hedeflerinizi henüz belirlemediyseniz vakit kaybetmeden hemen başlayın. Nasıl bir kapasite ve güce sahip olduğunuzu her ulaştığınız hedefte görünce siz de kendinize şaşıracaksınız ve başardığınız her hedeften sonra ciğerlerinize dolan tarifsiz mutluğu doya doya içinize çekeceksiniz.
Yazar: Necmiye Türkoğuz
