Arapça Öğrenenler İçin Market Alışverişi Rehberi
Günlük yaşamda karşımıza çıkan dil engelleri, bazen en basit ihtiyaçlarımızı bile karşılamamızı zorlaştırabilir. Özellikle Ortadoğu gibi zengin kültürlere sahip bölgelerde Arapça, hayatımızın bir parçası haline gelebilir. Eğer Arapça konuşulan bir ülkede market alışverişi yapacaksanız, bazı pratik cümleleri bilmek işinizi oldukça kolaylaştıracaktır.
Market Alışverişinin Keyfini Çıkarın
Arapça, ilk bakışta zor gibi görünse de, günlük hayatta kullanılan temel ifadeleri öğrenmek oldukça eğlenceli olabilir. Hem yerel halkla iletişim kurmak hem de alışveriş deneyiminizi zenginleştirmek için gelin birlikte bazı temel cümle ve kelimelere göz atalım.
Selamlaşma ve İlk İletişim
Market alışverişine başlamadan önce, selamlaşma ve temel iletişim ifadelerini bilmek her zaman faydalıdır. İnsanlarla sıcak bir iletişim kurmak için aşağıdaki ifadeleri kullanabilirsiniz:
"مرحبا" (Merhaba): Merhaba
"صباح الخير" (Sabah el hayr): Günaydın
"مساء الخير" (Mese el hayr): İyi akşamlar
"كيف حالك؟" (Keyfe haluk?): Nasılsınız?
Bu ifadelerle samimi bir başlangıç yapabilir, karşınızdaki kişinin memnuniyetini kazanabilirsiniz.
İhtiyaçlarınızı İfade Etmek
Alışveriş yaparken ne istediğinizi doğru ifade etmek önemlidir. İşte bazı temel cümleler:
"أريد..." (Urid...): ... istiyorum.
- Örnek: "أريد تفاحاً" (Urid tuffahan): Elma istiyorum.
- "هل لديك...؟" (Hel ledek...?): ... var mı?
- Örnek: "هل لديك خبز؟" (Hel ledek hubz?): Ekmeğiniz var mı?
Ürün İsimleri
Bazı temel ürün isimlerini bilmek işinizi kolaylaştıracaktır:
"تفاح" (Tuffah): Elma
"موز" (Mawz): Muz
"برتقال" (Burtukal): Portakal
"خبز" (Hubz): Ekmek
"حليب" (Halib): Süt
"جبن" (Cibn): Peynir
Miktar ve Ölçüler
Almak istediğiniz ürünün miktarını belirtmek için aşağıdaki ifadeleri kullanabilirsiniz:
1- "كيلوغرام" (Kilogram): Kilogram
2- "نصف كيلو" (Nısf kilo): Yarım kilo
3- "قطعة" (Kıtaa): Parça (Adet)
4- "علبة" (Ulbe): Kutu
5- "زجاجة" (Zücace): Şişe
Örnekler:
"أريد كيلوغراماً من الطماطم" (Urid kilogramen min et-tamatim): Bir kilo domates istiyorum.
"أعطني نصف كيلو من السكر" (A'tini nısf kilo min es-sukkar): Bana yarım kilo şeker verin.
Fiyat Sorma ve Anlama
Fiyatları sormak ve anlamak için şu ifadeler işinize yarayacaktır:
"بكم هذا؟" (Bikam haza?): Bu ne kadar?
"ما سعر..." (Ma se'r...): ...'ın fiyatı nedir?
- Örnek: "ما سعر التفاح؟" (Ma se'r et-tuffah?): Elmanın fiyatı nedir?
- "هل السعر للكيلو؟" (Hel es-se'r lil kilo?): Fiyat kilo başına mı?
Sayılar ve Fiyatlar
Arapça sayıları bilmek, fiyatları anlamanıza yardımcı olur:
"واحد" (Vahîd): Bir
"اثنان" (İsnen): İki
"ثلاثة" (Selâse): Üç
"أربعة" (Erbea): Dört
"خمسة" (Hamse): Beş
"ستة" (Sitte): Altı
"سبعة" (Seb'a): Yedi
"ثمانية" (Semâniye): Sekiz
"تسعة" (Tis'a): Dokuz
"عشرة" (Aşara): On
Örnek:
"السعر خمسة جنيهات" (Es-se'r hamse cüneyhat): Fiyat beş pound.
Pazarlık Sanatı
Arap ülkelerinde pazarlık kültürü oldukça yaygındır. İşte pazarlık yaparken kullanabileceğiniz bazı ifadeler:
"هل يمكنك خفض السعر؟" (Hel yümkinüke hafd es-se'r?): Fiyatı düşürebilir misiniz?
"السعر غالٍ جداً" (Es-se'r ghalin cidden): Fiyat çok pahalı.
"سأشتري إذا خفضت السعر" (Seeşteri iza hafadte es-se'r): Fiyatı düşürürsen alırım.
"هل هذا أفضل سعر؟" (Hel haza efdal se'r?): Bu en iyi fiyat mı?
Püf Noktası: Güleryüzlü ve kibar olmak pazarlıkta işinize yarayacaktır.
Ödeme ve Teşekkür Etme
Alışverişinizi tamamlarken ödeme ve teşekkür ifadeleri önemlidir:
"سأدفع نقداً" (Seedfea nakden): Nakit ödeyeceğim.
"هل تقبل بطاقة ائتمان؟" (Hel takbel bitaaka ietiman?): Kredi kartı kabul ediyor musunuz?
"شكراً جزيلاً" (Şükran cezîlen): Çok teşekkür ederim.
"مع السلامة" (Ma'a es-selame): Hoşça kalın.
Ekstra İfadeler ve İpuçları
"أنا لا أتحدث العربية جيداً" (Ena la etehaddes el-arabiyye ceyyiden): Arapça'yı iyi konuşamıyorum.
"هل يمكنك التحدث ببطء؟" (Hel yümkinüke et-tehaddüs bibut?): Yavaş konuşabilir misiniz?
"من فضلك" (Min fadlik): Lütfen
İpucu: Yanınızda küçük bir not defteri taşıyıp sık kullandığınız ifadeleri not edebilirsiniz.
Arapça Kelime Hazinenizi Genişletin
Alışverişe çıkmadan önce bazı ekstra kelimeler öğrenmek isteyebilirsiniz:
"لحم" (Lehm): Et
"دجاج" (Decac): Tavuk
"سمك" (Semek): Balık
"خضروات" (Hadrovat): Sebzeler
"فاكهة" (Fakihe): Meyve
"ماء" (Ma'): Su
"عصير" (Asir): Meyve suyu
Sık Kullanılan Cümle Kalıpları
"أين أجد...؟" (Eyne ecid...?): ... nerede bulabilirim?
- "أين أجد قسم الخضروات؟" (Eyne ecid kısme el-hadrovat?): Sebze reyonunu nerede bulabilirim?
- "هل لديك توصيات؟" (Hel ledek tavsiyat?): Önerileriniz var mı?
- "المحلات" (El-mehallat): Mağazalar
Kültürel Notlar
Arapça konuşulan ülkelerde alışveriş sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir sosyalleşme biçimidir. Satıcılarla kısa sohbetler etmek, yerel kültürü daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.
السلام عليكم
Selamünaleyküm.
Örnek Diyalog: السلام عليكم، كيف حالك اليوم؟
Türkçe: Selamun aleyküm, bugün nasılsın?
كيف الحال؟
Nasılsın?
Örnek Diyalog: مرحبًا ياسمين، كيف الحال؟
Türkçe: Merhaba Yasemin, nasılsın?
أريد شراء بعض البقالة.
Bazı bakkaliye almak istiyorum.
Örnek Diyalog: قالت أمي وهي تكتب قائمة التسوق: أريد شراء بعض البقالة قبل أن نعود إلى المنزل.
Türkçe: Annem alışveriş listesini yazarken şöyle dedi: Evimize dönmeden önce biraz bakkaliye almak istiyorum.
أين يوجد الخضار؟
Sebzeler nerede?
Örnek Diyalog: عفوًا، لو سمحت، أين يوجد الخضار في هذا السوبرماركت؟
Türkçe: Özür dilerim, rica etsem bu süpermarkette sebzeler nerede bulunur?
كم سعر الطماطم؟
Domatesin fiyatı ne kadar?
Örnek Diyalog: ذهبت إلى السوق اليوم وسألت البائع كم سعر الطماطم؟
Türkçe: Bugün pazara gittim ve satıcıya domatesin fiyatının ne kadar olduğunu sordum.
أرجو أن تعطيني كيلو من البطاطس.
Lütfen bana bir kilo patates verir misin?
Örnek Diyalog: بينما كنت في السوق، التفتُ إلى البائع وقلت: أرجو أن تعطيني كيلو من البطاطس.
Türkçe: Pazardayken satıcıya döndüm ve şunu söyledim: Lütfen bana bir kilo patates verir misiniz?
أحتاج إلى الفاكهة.
Meyveye ihtiyacım var.
Örnek Diyalog: عندما ذهبت إلى السوق قلت للبائع أحتاج إلى الفاكهة.
Türkçe: Pazara gittiğimde satıcıya meyve istediğimi söyledim.
هل لديكم موز؟
Muzunuz var mı?
Örnek Diyalog: زبون في المتجر: مرحبًا، هل لديكم موز؟
Türkçe: Mağazadaki müşteri: Merhaba, muzunuz var mı?
هل تبيعون اللحم الطازج؟
Taze et satıyor musunuz?
Örnek Diyalog: عند دخولي إلى الجزارة، سألت الجزار: هل تبيعون اللحم الطازج؟
Türkçe: Kasaba girdiğimde kasaba sordum: Taze et satıyor musunuz?
أين أجد الخبز؟
Ekmek nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: تساءل الزائر بفضول وهو يقف في السوق المحلي: أين أجد الخبز؟
Türkçe: Meraklı bir şekilde yerel pazarda duran ziyaretçi sordu: Ekmeği nerede bulabilirim?
أريد نصف كيلو من الجبن.
Yarım kilo peynir istiyorum.
Örnek Diyalog: عندما وصلتُ إلى السوق، قلت للبائع: أريد نصف كيلو من الجبن من فضلك.
Türkçe: Pazara vardığımda satıcıya dedim ki: Lütfen yarım kilo peynir alabilir miyim?
هل الدجاج مجمد أم طازج؟
Tavuk donmuş mu yoksa taze mi?
Örnek Diyalog: عندما وصلت إلى الجزار، سألته: هل الدجاج مجمد أم طازج؟
Türkçe: Kasaba vardığımda ona sordum: Tavuk dondurulmuş mu yoksa taze mi?
أحتاج إلى زجاجة مياه.
Bir şişe suya ihtiyacım var.
Örnek Diyalog: بينما كنت أتمشى تحت أشعة الشمس الحارقة، قلت لصديقي: أحتاج إلى زجاجة مياه.
Türkçe: Güneşin yakıcı ışıkları altında yürürken arkadaşıma dedim ki: Bir şişe suya ihtiyacım var.
كم سعر اللبن؟
Sütün fiyatı ne kadar?
Örnek Diyalog: عفوًا، كم سعر اللبن في هذا المتجر؟
Türkçe: Özür dilerim, bu dükkânda sütün fiyatı ne kadar?
هل تبيعون البيض بالطبق أو بالكيلو؟
Yumurtaları tabakla mı yoksa kilo ile mi satıyorsunuz?
Örnek Diyalog: زرت السوق اليوم وسألت البائع هل تبيعون البيض بالطبق أو بالكيلو؟
Türkçe: Bugün pazara gittim ve satıcıya Yumurtaları tepsiyle mi yoksa kilo ile mi satıyorsunuz? diye sordum.
هل لديكم سكر؟
Şekeriniz var mı?
Örnek Diyalog: عذرًا، هل لديكم سكر؟ أحتاج بعضًا لقهوتي.
Türkçe: Özür dilerim, şekeriniz var mı? Kahvem için biraz ihtiyacım var.
أحتاج إلى أكياس بلاستيكية.
Plastik torbalara ihtiyacım var.
Örnek Diyalog: عندما ذهبت للتسوق نسيت أن أحضر حقائب قابلة لإعادة الاستخدام معي وقلت للبائع: أحتاج إلى أكياس بلاستيكية.
Türkçe: Alışverişe gittiğimde yanımda yeniden kullanılabilir torbalar getirmeyi unuttum ve satıcıya, Plastik torbalara ihtiyacım var, dedim.
هل يوجد خصم على هذا المنتج؟
Bu üründe indirim var mı?
Örnek Diyalog: زائر المتجر: هل يوجد خصم على هذا المنتج؟
Türkçe: Mağaza ziyaretçisi: Bu üründe bir indirim var mı?
كيف أستطيع الدفع؟
Nasıl ödeme yapabilirim?
Örnek Diyalog: عندما وصلتُ إلى الصندوق مع مشترياتي، سألت البائعكيف أستطيع الدفع؟
Türkçe: Alışverişlerimle kasaya vardığımda, satıcıya Nasıl ödeme yapabilirim? diye sordum.
هل تقبلون البطاقات الائتمانية؟
Kredi kartı kabul ediyor musunuz?
Örnek Diyalog: عند الوصول إلى الكاشير في المتجر، سألتُ بأدب: هل تقبلون البطاقات الائتمانية؟
Türkçe: Kasaya vardığımda mağazada nazikçe sordum: Kredi kartı geçerli mi?
أين هي الصناديق؟
Kutular nerede?
Örnek Diyalog: بحثت في كل مكان ولم أجدها، أين هي الصناديق؟
Türkçe: Her yerde aradım ama onları bulamadım, kutular nerede?
أين أجد الأرز؟
Pirinci nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: مرحبًا، من فضلك، أين أجد الأرز في هذا السوبر ماركت؟
Türkçe: Merhaba, lütfen, bu süpermarkette pirinci nerede bulabilirim?
هل لديكم منتجات خالية من الجلوتين؟
Glutensiz ürünleriniz var mı?
Örnek Diyalog: زبون في متجر: مرحبا، هل لديكم منتجات خالية من الجلوتين؟
Türkçe: Mağaza müşterisi: Merhaba, glütensiz ürünleriniz var mı?
أحتاج إلى معجون الطماطم.
Domates salçasına ihtiyacım var.
Örnek Diyalog: عندما تذهب إلى السوق، من فضلك لا تنسى أن أحتاج إلى معجون الطماطم لإعداد الصلصة الليلة.
Türkçe: Pazara gittiğinde lütfen bu akşam sos yapmak için domates salçasına ihtiyacım olduğunu unutma.
أود شراء بعض الحلويات.
Bazı tatlılar satın almak istiyorum.
Örnek Diyalog: زرت السوق اليوم وقلت للبائع: أود شراء بعض الحلويات.
Türkçe: Bugün pazara gittim ve satıcıya dedim ki: Biraz tatlı almak istiyorum.
كم هذا؟
Bu ne kadar?
Örnek Diyalog: زرت متجر تحف جديد اليوم وعندما وجدت تمثالا جميلا سألت البائع كم هذا؟
Türkçe: Bugün yeni açılan bir antika dükkanını ziyaret ettim ve güzel bir heykel gördüğümde satıcıya sordum Bu ne kadar?
أحتاج واحدة من هذه.
Bunlardan birine ihtiyacım var.
Örnek Diyalog: عذرًا، هل يمكنك مساعدتي؟ أحتاج واحدة من هذه.
Türkçe: Özür dilerim, bana yardım edebilir misiniz? Bunlardan birine ihtiyacım var.
هل تبيعون الشاي والقهوة؟
Çay ve kahve satıyor musunuz?
Örnek Diyalog: زرت مقهى جديد في الحي وسألت النادل هل تبيعون الشاي والقهوة؟
Türkçe: Mahalledeki yeni kafeye uğradım ve garsona sordum Çay ve kahve satıyor musunuz?
أين يمكنني العثور على البهارات؟
Baharatları nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: عذرًا، هل يمكنك مساعدتي أين يمكنني العثور على البهارات في هذا السوبر ماركت؟
Türkçe: Özür dilerim, bana yardım eder misiniz Bu süpermarkette baharatları nerede bulabilirim?
هل هذه الفاكهة طازجة؟
Bu meyve taze mi?
Örnek Diyalog: هل هذه الفاكهة طازجة؟ لأنها تبدو رائعة حقًّا!
Türkçe: Bu meyve taze mi? Çünkü gerçekten harika görünüyor!
أريد شراء الزيتون.
Zeytin almak istiyorum.
Örnek Diyalog: عندما دخلت السوق، قلت للبائع: أريد شراء الزيتون.
Türkçe: Pazara girdiğimde satıcıya dedim ki: Zeytin almak istiyorum.
هل يمكنك وزن هذا، من فضلك؟
Bunu tartabilir misiniz, lütfen?
Örnek Diyalog: عندما وصلت إلى السوق سألت البائع هل يمكنك وزن هذا، من فضلك؟
Türkçe: Pazara vardığımda satıcıya sordum Bunu tartabilir misiniz, lütfen?
كم سعر الفول السوداني؟
Yer fıstığının fiyatı ne kadar?
Örnek Diyalog: زرت السوق الشعبي اليوم وسألت البائع كم سعر الفول السوداني؟
Türkçe: Bugün halk pazarına gittim ve satıcıya sordum Yer fıstığının fiyatı ne kadar?
هل توجد عروض اليوم؟
Bugün herhangi bir indirim ya da promosyon var mı?
Örnek Diyalog: زبون: عذراً، هل توجد عروض اليوم؟
Türkçe: Müşteri: Özür dilerim, bugün herhangi bir özel teklif var mı?
أريد عبوة حليب.
Bir paket süt istiyorum.
Örnek Diyalog: عندما وصلت إلى السوبر ماركت، نظرت إلى البائع قائلة: أريد عبوة حليب من فضلك.
Türkçe: Süpermarkete vardığımda, satıcıya dönerek Lütfen bir kutu süt alabilir miyim? dedim.
هل لديكم زبادي؟
Yoğurdunuz var mı?
Örnek Diyalog: عفوًا، هل لديكم زبادي؟
Türkçe: Özür dilerim, yoğurdunuz var mı?
كيف أحصل على قائمة الأسعار؟
Fiyat listesini nasıl alabilirim?
Örnek Diyalog: توجهت إلى الموظف متسائلاً: كيف أحصل على قائمة الأسعار؟
Türkçe: Görevliye dikkatle bakarak sordu: Fiyat listesine nasıl ulaşabilirim?
هل لديكم طحينة؟
Tahininiz var mı?
Örnek Diyalog: عذرًا، هل لديكم طحينة؟ أرغب بشرائها لعمل الحمص.
Türkçe: Özür dilerim, sizde tahin var mı? Humus yapmak için almak istiyorum.
أحتاج إلى توابل للطهي.
Yemek yapmak için baharatlara ihtiyacım var.
Örnek Diyalog: أحتاج إلى توابل للطهي لإضفاء نكهة لذيذة على الدجاج.
Türkçe: Tavuğa lezzetli bir tat katmak için pişirme baharatlarına ihtiyacım var.
هل يمكنني تذوق هذا قبل الشراء؟
Bunu satın almadan önce tadabilir miyim?
Örnek Diyalog: زار سامي متجر الجبن وسأل البائع هل يمكنني تذوق هذا قبل الشراء؟
Türkçe: Sami peynir dükkanını ziyaret etti ve satıcıya sordu Bunu satın almadan önce tadabilir miyim?
هل هذا حلال؟
Bu helal mi?
Örnek Diyalog: هل هذا حلال؟ سأل محمد عندما رأى الطعام الغريب في الحفل.
Türkçe: Bu helal mi? Muhammed, partideki garip yemeği gördüğünde sordu.
أين يمكنني إيجاد السكاكر؟
Şekerleri nerede bulabilirim?
Örnek Diyalog: هل لديك فكرة أين يمكنني إيجاد السكاكر في هذا المتجر؟
Türkçe: Bu mağazada şekerlemeleri nerede bulabileceğim hakkında bir fikrin var mı?
كم التمر؟
Hurmanın fiyatı ne kadar?
Örnek Diyalog: كم التمر يا تاجر؟
Türkçe: Hurma ne kadar, tüccar?
هل لديكم خبز الشعير؟
Arpa ekmeğiniz var mı?
Örnek Diyalog: زبون: مرحباً، هل لديكم خبز الشعير؟ كنت أبحث عن خبر صحي لوجبة الإفطار.
Türkçe: Müşteri: Merhaba, arpa ekmeğiniz var mı? Kahvaltı için sağlıklı bir ekmek arıyordum.
أبحث عن الطعام العضوي.
Organik gıda arıyorum.
Örnek Diyalog: عذرًا، هل يمكن أن تُرشدني إلى أقرب متجر يبيع منتجات طبيعية؟ أبحث عن الطعام العضوي.
Türkçe: Özür dilerim, bana en yakın doğal ürünler satan mağazayı tarif eder misiniz? Organik yiyecek arıyorum.
ما هي ساعات العمل؟
Çalışma saatleri nedir?
Örnek Diyalog: توجهت إلى الاستقبال وسألت الموظف بلطف: ما هي ساعات العمل في المكتب؟
Türkçe: Resepsiyona dikkatimi verdim ve görevliye nazikçe sordum: Ofisin çalışma saatleri nedir?
هل يمكنني إعادة ذلك إذا لم يعجبني؟
Bunu beğenmezsem iade edebilir miyim?
Örnek Diyalog: هل يمكنني إعادة ذلك إذا لم يعجبني؟
Türkçe: Bunu beğenmezsem iade edebilir miyim?
أين الأطعمة المجمدة؟
Dondurulmuş yiyecekler nerede?
Örnek Diyalog: عفوًا، هل يمكنك إخباري أين الأطعمة المجمدة؟
Türkçe: Affedersiniz, donmuş gıdalar nerede acaba?
أريد شراء الأسماك.
Balık satın almak istiyorum.
Örnek Diyalog: عند دخولي السوق صباح اليوم، قلت للبائع: أريد شراء الأسماك.
Türkçe: Sabahleyin pazara girdiğimde satıcıya dedim ki: Balık almak istiyorum.
كم سعر الشوكولاتة؟
Çikolatanın fiyatı ne kadar?
Örnek Diyalog: زبون: مرحبًا، كم سعر الشوكولاتة؟
Türkçe: Müşteri: Merhaba, çikolatanın fiyatı ne kadar?
هل لديكم مأكولات بحرية؟
Deniz ürünleriniz var mı?
Örnek Diyalog: زبون في مطعم يسأل النادل: هل لديكم مأكولات بحرية؟
Türkçe: Bir müşteri garsona soruyor: Deniz ürünleriniz var mı?
أود علبة من المعكرونة.
Bir kutu makarna almak istiyorum.
Örnek Diyalog: أثناء تواجدي في السوبر ماركت قلت للبائع: أود علبة من المعكرونة من فضلك.
Türkçe: Süpermarketteyken satıcıya şöyle dedim: Lütfen bir kutu makarna alabilir miyim?
هل يوجد لديكم صلصات متنوعة؟
Çeşitli soslarınız var mı?
Örnek Diyalog: عذرًا، هل يوجد لديكم صلصات متنوعة يمكنني إضافتها إلى طلبي؟
Türkçe: Özür dilerim, siparişime ekleyebileceğim çeşitli soslarınız var mı?
أحتاج إلى الفلفل الأسود.
Kara biber gerekiyor.
Örnek Diyalog: هل يمكنك أن تمرر لي البهارات من فضلك؟ أحتاج إلى الفلفل الأسود لإضافته إلى الطبق.
Türkçe: Bana baharatları uzakabilir misin lütfen? Yemeğe eklemek için karabiber gerekiyor.
هل لديكم جوز الهند؟
Hindistan cevizi var mı?
Örnek Diyalog: هل لديكم جوز الهند؟ أنا أبحث عنه لإضافته إلى وصفة الكيك.
Türkçe: Hindistan cevizi var mı? Kek tarifime eklemek için arıyorum.
أريد شراء القهوة العربية.
Arap kahvesi satın almak istiyorum.
Örnek Diyalog: عندما دخلت المقهى، قلت للنادل: أريد شراء القهوة العربية.
Türkçe: Kafeye girdiğimde garsona şöyle dedim: Arap kahvesi almak istiyorum.
هل توجد خيارات نباتية؟
Bitkisel tabanlı seçenekler var mı?
Örnek Diyalog: عندما دخلت المطعم، سألت النادل بأمل: هل توجد خيارات نباتية؟
Türkçe: Restorana girdiğimde garsona umutla sordum: Vejetaryen seçenekler var mı?
شكراً جزيلاً.
Çok teşekkür ederim.
Örnek Diyalog: أتقدم بجزيل الشكر لمعلمتي على دعمها المستمر، شكراً جزيلاً.
Türkçe: Öğretmenime sürekli desteği için çok teşekkür ederim, çok teşekkürler.
إلى اللقاء.
Hoşça kal.
Örnek Diyalog: وقالت هالة بابتسامة هادئة إلى زميلها عند خروجها من الاجتماع: إلى اللقاء يا سامر، نلتقي غداً لمناقشة بقية التفاصيل.
Türkçe: Hale, toplantıdan çıkarken meslektaşına sakin bir gülümsemeyle dedi ki: Hoşça kal Samer, yarın geri kalan detayları görüşmek üzere.
Önemli Noktalar
Gülümseyin: Gülümsemek evrensel bir iletişim aracıdır.
Sabırlı Olun: Dil bariyerleri olabilir, acele etmeyin.
Kültüre Saygılı Olun: Yerel adetlere dikkat edin.
Sonuç
Arapça'da market alışverişi için temel ifadeleri öğrenmek, sadece günlük ihtiyaçlarınızı karşılamanızı sağlamaz, aynı zamanda yeni insanlarla tanışmanın ve farklı bir kültürü keşfetmenin kapılarını aralar. Unutmayın, dil öğrenmek bir yolculuktur ve her yeni kelime bu yolculuğu daha da zenginleştirir.
Market alışverişinde başarılar dilerim! Yeni deneyimler ve keşiflerle dolu alışverişler sizi bekliyor. Eğer daha fazla bilgi edinmek ve Arapça becerilerinizi geliştirmek isterseniz, kurslarımıza katılabilirsiniz.
Not: Bu rehberi yanınızda taşıyabilir veya telefonunuza kaydedebilirsiniz. Böylece ihtiyaç duyduğunuzda hemen göz atabilirsiniz.