Bir dil öğrenme macerasına atıldığımda, sayıların ne kadar önemli olduğunu fark etmemiştim. Ta ki İtalya'ya ilk seyahatimi yapana kadar... Roma'nın kalabalık sokaklarında kaybolmuş, etrafımdaki insanlara adres sormaya çalışırken, sayıları bilmemenin ne kadar zorlayıcı olabileceğini bizzat deneyimledim. O an, dil öğreniminde sayıların ne kadar kritik bir rol oynadığını anladım.
İtalyanca öğrenenler için sayılar, günlük yaşamın neredeyse her anında karşılaşabilecekleri bir konu. Düşünsenize, sabah kahvenizi sipariş ederken, öğlen yemeği için restoranda hesap öderken, akşam arkadaşlarınızla buluşma saati belirlerken hep sayılara ihtiyaç duyuyorsunuz. İşte tam da bu nedenle, bu yazımızda İtalyanca'da sayıları ve bu sayıların pratik kullanım alanlarını derinlemesine inceleyeceğiz.
İtalyanca Sayılar ve Telaffuzları: Temel Yapı Taşları
İtalyanca'da sayıların telaffuzunu ve yazımını öğrenmek, dilin temellerini kavramak için mükemmel bir başlangıç noktası. Kendi deneyimimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, 1'den 10'a kadar olan sayıları ezberlemek, dile ilk adımı atmak gibi. Bu sayılar günlük hayatta sıkça karşımıza çıkıyor:
Uno (bir)
Due (iki)
Tre (üç)
Quattro (dört)
Cinque (beş)
Sei (altı)
Sette (yedi)
Otto (sekiz)
Nove (dokuz)
Dieci (on)
Bu temel sayılar, daha büyük sayıları oluşturmak için kullandığımız yapı taşları. Hatırlıyorum da, ilk başlarda "tre" ve "sei" kelimelerini karıştırıyordum. Ta ki bir İtalyan arkadaşımın bana verdiği püf noktasını öğrenene kadar: "Tre" kelimesini "tree" (ağaç) ile ilişkilendirmemi önerdi, çünkü ağaçlar genellikle üç ana dala sahiptir. "Sei" ise İngilizce'deki "say" (söylemek) kelimesine benziyor. Bu küçük ipuçları, sayıları aklımda tutmamı çok kolaylaştırdı.
On bir ve yirmi arasındaki sayılar biraz daha karmaşık, ama yine de bir mantığı var. Örneğin:
Undici (on bir)
Dodici (on iki)
Tredici (on üç)
Bu örneklerde görebileceğiniz gibi, "dieci" (on) kelimesi ile başlayan ve ardından gelen birim sayısının İtalyanca karşılığı eklenen bir yapı var. Bu yapıyı kavradıktan sonra, yirmiye kadar olan sayıları söylemek çocuk oyuncağı haline geliyor.
Yirmi (venti) veya otuz (trenta) gibi onun katlarına geldiğimizde ise sayılar birleşerek devam ediyor:
Ventuno (yirmi bir)
Trentadue (otuz iki)
Quarantacinque (kırk beş)
Bu yapıyı öğrendiğimde, İtalyanca sayı sisteminin ne kadar mantıklı ve tutarlı olduğunu fark ettim. Türkçe'de "yirmi bir" derken, İtalyanca'da "venti" (yirmi) ve "uno" (bir) kelimelerini birleştirip "ventuno" diyoruz. Bu mantık, daha büyük sayıları söylerken de devam ediyor.
Günlük Yaşamda İtalyanca Sayıların Kullanımı: Pratik Örnekler
Şimdi gelelim asıl heyecan verici kısma: öğrendiğimiz bu sayıları günlük hayatta nasıl kullanabileceğimize. İnanın bana, bu bilgiler İtalya'da geçirdiğim zamanlarda hayat kurtarıcı oldu.
Alışveriş Yaparken
Alışveriş, sayıların en sık kullanıldığı senaryolardan biri. Fiyatları sormak, pazarlık yapmak veya hesap yapmak için sürekli sayılara ihtiyaç duyuyoruz.
Geçen yaz Floransa'da bir pazar yerinde gezinirken yaşadığım bir anı sizinle paylaşmak istiyorum. Güzel bir deri cüzdan gözüme çarpmıştı ve fiyatını öğrenmek istedim. İtalyanca pratik yapmak için "Quanto costa?" (Ne kadar?) diye sordum. Satıcı "Trenta euro" (Otuz euro) diye cevap verdi. Biraz pazarlık yapmak istediğimi belirttim ve "Venti euro?" (Yirmi euro?) diye sordum. Satıcı gülümseyerek "Va bene, venticinque" (Tamam, yirmi beş) dedi. O an, İtalyanca sayıları bilmenin sadece iletişim kurmak için değil, aynı zamanda para tasarrufu yapmak için de ne kadar önemli olduğunu anladım!
Bu tür pazarlık durumlarında, sayıları akıcı bir şekilde kullanabilmek gerçekten büyük avantaj sağlıyor. Sadece fiyatları anlamakla kalmıyor, aynı zamanda kendi teklifinizi de yapabiliyorsunuz.
Randevular ve Saatler
Randevular için saatleri öğrenmek ve anlamak da büyük önem taşıyor. İtalyanca'da saat, "ore" kelimesi ile ifade ediliyor ve genellikle 24 saatlik dilim üzerinden konuşuluyor.
Bir keresinde, Roma'da yerel bir restoranla akşam yemeği için rezervasyon yapmaya çalışıyordum. Telefonda konuşurken, garson bana "Alle diciannove va bene?" (Saat 19'da uygun mu?) diye sordu. O an, 24 saatlik sistemi bilmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım. Eğer 12 saatlik sisteme alışkın olsaydım, bu saati akşam 7 olarak algılamakta zorlanabilirdim.
Saatleri kullanırken dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta da, çeyrek geçe ve çeyrek kala ifadeleri. Örneğin:
Le tre e quindici: Üç on beş (3:15)
Le quattro e trenta: Dört otuz (4:30)
Le cinque e quarantacinque: Beş kırk beş (5:45)
Bu ifadeleri öğrendikten sonra, randevu ayarlamak veya buluşma saati belirlemek çok daha kolay hale geliyor. Arkadaşlarınızla akşam yemeği için plan yaparken "Ci vediamo alle venti?" (Saat 20'de görüşelim mi?) diyebilirsiniz.
Tarihler ve Takvim
Sayıların bir diğer önemli kullanım alanı da tarihler. İtalyanca'da tarihler genellikle gün/ay/yıl formatında yazılıyor. Örneğin, 5 Mayıs 2023 tarihini İtalyanca'da şöyle ifade edebiliriz:
"Il cinque maggio duemilaventitre"
Burada dikkat etmeniz gereken nokta, ayların İtalyanca'da küçük harfle yazılması. Yılları söylerken de binler ve yüzler ayrı, onlar ve birler ayrı okunuyor. Örneğin, 2023 yılını "duemilaventitre" olarak okuyoruz.
Takvimle ilgili konuşurken haftanın günlerini ve ayları da bilmek önemli. İşte size küçük bir liste:
Haftanın günleri:
Lunedì (Pazartesi)
Martedì (Salı)
Mercoledì (Çarşamba)
Giovedì (Perşembe)
Venerdì (Cuma)
Sabato (Cumartesi)
Domenica (Pazar)
Aylar:
Gennaio (Ocak)
Febbraio (Şubat)
Marzo (Mart)
Aprile (Nisan)
Maggio (Mayıs)
Giugno (Haziran)
Luglio (Temmuz)
Agosto (Ağustos)
Settembre (Eylül)
Ottobre (Ekim)
Novembre (Kasım)
Dicembre (Aralık)
Bu bilgileri kullanarak, "Ci vediamo lunedì, il tre luglio" (Pazartesi, 3 Temmuz'da görüşürüz) gibi cümleler kurabilirsiniz.
Telefon Numaraları ve Adresler
Sayıların bir diğer önemli kullanım alanı da telefon numaraları ve adresler. İtalya'da telefon numaraları genellikle üçerli veya ikişerli gruplar halinde söyleniyor. Örneğin:
"Il mio numero è tre-quattro-cinque, sei-sette-otto, nove-uno-due" (Numaram 345 678 912)
Adreslerde ise bina numaralarını söylerken sayılar kullanılıyor. Örneğin:
"Abito in Via Roma, numero ventidue" (Roma Caddesi, 22 numarada oturuyorum)
Bu tür günlük kullanımlar, sayıları pratikte uygulama fırsatı veriyor ve dil öğrenme sürecini daha eğlenceli hale getiriyor.
Sayıların Kültürel Önemi
İtalyanca'da sayıların sadece matematiksel değil, aynı zamanda kültürel bir önemi de var. Örneğin, İtalyanlar için 17 sayısı uğursuz kabul ediliyor. Bunun sebebi, 17'nin Roma rakamlarıyla yazılışının (XVII) "VIXI" (yaşadım) kelimesinin harflerinin yer değiştirmiş hali olması ve ölümü çağrıştırması.
Öte yandan, 13 sayısı İtalya'da uğurlu kabul ediliyor. Bu, birçok Batı kültüründe 13'ün uğursuz sayılmasının aksine ilginç bir durum.
Bu tür kültürel detayları öğrenmek, sadece dil becerilerinizi geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda İtalyan kültürüne dair daha derin bir anlayış kazanmanızı sağlıyor.
Sayılarla İlgili Deyimler ve İfadeler
İtalyanca'da sayıları içeren birçok deyim ve ifade var. Bunları öğrenmek, dilinizi daha doğal ve zengin hale getiriyor. İşte birkaç örnek:
"In quattro e quattr'otto" (Dört ve dört sekizde): Çok hızlı bir şekilde anlamına geliyor.
"Fare trenta e lode" (Otuz artı yapmak): Bir şeyi mükemmel bir şekilde başarmak anlamında kullanılıyor.
"Non avere né arte né parte" (Ne sanat ne de pay sahibi olmamak): Hiçbir becerisi veya varlığı olmamak anlamına geliyor.
Bu deyimleri günlük konuşmalarınıza eklemek, İtalyanca konuşma becerinizi bir üst seviyeye taşıyabilir.
Sayıları Öğrenmenin İpuçları
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak, İtalyanca sayıları öğrenmek için birkaç ipucu paylaşmak istiyorum:
Günlük hayatta pratik yapın: Her fırsatta sayıları kullanmaya çalışın. Saate bakarken, alışveriş yaparken, hatta yemek pişirirken bile sayıları İtalyanca söylemeye çalışın.
Mnemonik teknikler kullanın: Sayıları hatırlamak için kendinize özel hatırlatıcılar oluşturun. Örneğin, "sei" (altı) kelimesini "say" (söyle) İngilizce kelimesiyle ilişkilendirebilirsiniz.
Oyunlar oynayın: Sayı bingo, sayı tombala gibi oyunlar oynayarak öğrenme sürecini daha eğlenceli hale getirebilirsiniz.
Şarkılar dinleyin: İtalyanca sayıları içeren çocuk şarkıları veya eğitici videolar, telaffuzu geliştirmek için harika bir yol.
Düzenli tekrar yapın: Öğrendiğiniz sayıları düzenli olarak tekrar edin. Unutmayın, tekrar öğrenmenin anahtarıdır.
Sayıların Matematiksel Kullanımı
Sayıları öğrenirken, basit matematiksel işlemleri İtalyanca ifade etmeyi de öğrenmek faydalı olabilir. İşte temel matematiksel terimlerin İtalyanca karşılıkları:
Più (+): Artı
Meno (-): Eksi
Per (x): Çarpı
Diviso (÷): Bölü
Uguale (=): Eşittir
Bu terimleri kullanarak basit hesaplamalar yapabilirsiniz. Örneğin:
"Due più tre uguale cinque" (İki artı üç eşittir beş) "Dieci meno quattro uguale sei" (On eksi dört eşittir altı)
Bu tür pratikler, sayıları daha akıcı kullanmanıza yardımcı olacaktır.
Büyük Sayılar ve Sıra Sayıları
Şimdiye kadar temel sayıları ve günlük kullanımlarını gördük. Ancak daha büyük sayıları ve sıra sayılarını da bilmek önemli. İşte bazı örnekler:
Büyük sayılar:
Cento (100)
Mille (1.000)
Diecimila (10.000)
Centomila (100.000)
Un milione (1.000.000)
Sıra sayıları:
Primo (Birinci)
Secondo (İkinci)
Terzo (Üçüncü)
Quarto (Dördüncü)
Quinto (Beşinci)
Sıra sayıları, özellikle tarihlerden bahsederken veya bir listenin sırasını belirtirken kullanışlı oluyor. Örneğin, "Il primo maggio" (1 Mayıs) veya "Il quinto piano" (Beşinci kat) gibi.
Sayıların Yazılı Kullanımı
Sayıları yazılı olarak kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı kurallar var. Genellikle, 0'dan 10'a kadar olan sayılar ve yuvarlak ondalık sayılar (yirmi, otuz, kırk vb.) yazıyla yazılır. Daha büyük sayılar ise rakamla yazılabilir. Ancak resmi belgelerde veya edebi metinlerde tüm sayıların yazıyla yazılması tercih edilebilir.
Örnek: "Ho comprato cinque mele e ventidue arance." (Beş elma ve yirmi iki portakal aldım.) "La popolazione della città è di 523.000 abitanti." (Şehrin nüfusu 523.000 kişidir.)
Zero
Sıfır
Örnek Diyalog: Il saldo del conto è pari a zero ed è necessario intervenire immediatamente per evitare le commissioni di scoperto.
Türkçe: Hesap bakiyesi sıfıra düştü ve fazla çekim ücretlerinden kaçınmak için acil eylem gerekiyor.
Uno
Bir
Örnek Diyalog: Giochiamo a Uno; è il vostro turno di pescare una carta.
Türkçe: Uno oynayalım; kart çekme sırası senin.
Due
İki
Örnek Diyalog: Come si pronuncia "due" in italiano? "Due" si pronuncia "doo-eh".
Türkçe: İtalyanca'da 'iki' nasıl telaffuz edilir? "İki", "doo-eh" olarak telaffuz edilir.
Tre
Üç
Örnek Diyalog: Tre è il numero di gol segnati nella partita di ieri.
Türkçe: Dünkü maçta attığı gol sayısı üç.
Quattro
Dört
Örnek Diyalog: Come si scrive "quattro" in numeri romani In numeri romani, "quattro" si scrive "IV".
Türkçe: Roma rakamlarında 'dört' nasıl yazılır Roma rakamlarında 'dört', 'IV' olarak yazılır.
Cinque
Beş
Örnek Diyalog: Come si usa "cinque" in un'espressione idiomatica? "Dare cinque" significa congratularsi battendo il palmo della mano.
Türkçe: Deyimsel bir ifadede 'beş' nasıl kullanılır? "Beşlik çakmak", avuç içini çırparak tebrik etmek anlamına gelir.
Sei
Altı
Örnek Diyalog: "Sei" può avere altri significati oltre al numero? Sì, "sei" è anche la seconda persona singolare del verbo "essere".
Türkçe: "Altı" kelimesinin sayı dışında başka anlamları da olabilir mi? Evet, 'six' aynı zamanda 'to be' fiilinin ikinci tekil şahsıdır.
Sette
Yedi
Örnek Diyalog: Dopo il mio viaggio in Italia, so contare fino a dieci in italiano: uno, due, tre, quattro, cinque, sei, sette, otto, nove, dieci.
Türkçe: İtalya seyahatimden sonra İtalyanca ona kadar sayabiliyorum: bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
Otto
Sekiz
Örnek Diyalog: Come si pronuncia "otto" in italiano? "Otto" si pronuncia "oh-toh".
Türkçe: İtalyanca'da 'otto' nasıl telaffuz edilir? 'Otto' 'oh-toh' olarak telaffuz edilir.
Nove
Dokuz
Örnek Diyalog: Rita sussurrò: "Incontriamoci al Caffè Nove alle nove; c'è qualcosa di importante di cui dobbiamo discutere".
Türkçe: Rita fısıldadı: 'Benimle saat dokuzda Kafe Dokuz'da buluş; konuşmamız gereken önemli bir konu var.
Dieci
On
Örnek Diyalog: Durante il mio ultimo viaggio in Italia, ho imparato che Dieci significa dieci in italiano.
Türkçe: İtalya'ya son yaptığım seyahatte Dieci kelimesinin İtalyanca'da on anlamına geldiğini öğrendim.
Undici
On bir
Örnek Diyalog: Marco ha esclamato con un sorriso: "Quando siamo a Roma, dobbiamo provare quella famosa pizzeria in Via Undici Settembre!
Türkçe: Marco gülümseyerek haykırdı: 'Roma'ya gittiğimizde Via Undici Settembre'deki ünlü pizzacıyı mutlaka denemeliyiz!
Dodici
On iki
Örnek Diyalog: Come si esprime "8 + 4 = 12" in italiano? Si dice "Otto più quattro fa dodici."
Türkçe: İtalyanca'da '8 + 4 = 12' nasıl ifade edilir? "Sekiz artı dört on iki eder" denir.
Tredici
On üç
Örnek Diyalog: Quando ho visitato l'Italia, ho imparato che Tredici è la parola italiana per tredici, che è il mio numero fortunato.
Türkçe: İtalya'yı ziyaret ettiğimde, Tredicinin İtalyanca'da on üç anlamına geldiğini öğrendim, ki bu benim şanslı numaram.
Quattordici
On dört
Örnek Diyalog: Ci credete che vivo in Italia già da quattordici anni?
Türkçe: On dört yıldır İtalya'da yaşadığıma inanabiliyor musunuz?
Quindici
On beş
Örnek Diyalog: Come si dice "€15,45" in parole? Si dice "quindici euro e quarantacinque centesimi".
Türkçe: '15,45 €'yu kelimelerle nasıl ifade edersiniz? 'On beş avro ve kırk beş sent' diyor.
Diciassette
On yedi
Örnek Diyalog: Sapevi che in italiano il numero 17 si dice diciassette?
Türkçe: İtalyanca'da 17 sayısına diciassette denildiğini biliyor muydun?
Diciotto
On sekiz
Örnek Diyalog: Girando l'Italia, ho imparato che Diciotto significa diciotto in italiano.
Türkçe: İtalya'yı gezerken Diciotto kelimesinin İtalyanca'da on sekiz anlamına geldiğini öğrendim.
Diciannove
On dokuz
Örnek Diyalog: Quando sono arrivata in Italia, ho imparato che diciannove significa diciannove in italiano.
Türkçe: İtalya'ya vardığımda, diciannove kelimesinin İtalyanca'da on dokuz anlamına geldiğini öğrendim.
Ventuno
Yirmi bir
Örnek Diyalog: Come si accorda "ventuno" con i sostantivi? Si dice "ventun" prima di sostantivi maschili, es. "ventun anni".
Türkçe: 'Yirmi bir' isimlere nasıl uyuyor? Eril isimlerden önce 'twenty-one' denir, örneğin 'twenty-one'.
Ventidue
Yirmi iki
Örnek Diyalog: Dopo aver passato un'ora intera a cercare di ricordare il numero italiano di ventidue, esclamò trionfante Ventidue! quando finalmente le venne in mente.
Türkçe: Tam bir saat boyunca yirmi ikinin İtalyanca karşılığını hatırlamaya çalıştıktan sonra, nihayet aklına geldiğinde zaferle Ventidue! diye haykırdı.
Ventitré
Yirmi üç
Örnek Diyalog: Si incontreranno tutti al ristorante il ventitré di questo mese per celebrare l'anniversario.
Türkçe: Herkes bu ayın yirmi üçünde yıldönümünü kutlamak için restoranda buluşacak.
Ventiquattro
Yirmi dört
Örnek Diyalog: Dopo aver fatto il check-in in hotel, Marco ha detto al concierge: "Grazie, sarò nella stanza Ventiquattro".
Türkçe: Otele yerleştikten sonra Marco, kapıcıya, Grazie, Ventiquattro numaralı odada kalacağım. dedi.
Venticinque
Yirmi beş
Örnek Diyalog: Silvia ha contato le monete in mano e ha esclamato sorridendo: "Venticinque euro, esattamente, sufficienti per un gelato a testa!
Türkçe: Silvia elindeki paraları saydı ve gülümseyerek, Tam yirmi beş euro, hepimiz için birer dondurma almaya yetiyor! diye haykırdı.
Ventisei
Yirmi altı
Örnek Diyalog: Durante la cena, Marco ha annunciato con orgoglio: "Ventisei non è solo il mio numero preferito, è anche il giorno in cui sono nato".
Türkçe: Akşam yemeği partisinde Marco gururla açıkladı, Ventisei sadece benim en sevdiğim numara değil, aynı zamanda doğduğum gün de.
Ventisette
Yirmi yedi
Örnek Diyalog: Avete provato il nuovo locale italiano? Le loro lasagne a strati Ventisette sono da urlo.
Türkçe: Yeni açılan İtalyan yerini denedin mi? Onların Yirmi Yedi katlı lazanyası ölmeye değer.
Ventotto
Yirmi sekiz
Örnek Diyalog: Mia madre è nata il ventotto febbraio, quindi festeggia il suo compleanno solo negli anni bisestili.
Türkçe: Annem 28 Şubat'ta doğdu, bu yüzden doğum gününü sadece artık yıllarda kutlar.
Ventinove
Yirmi dokuz
Örnek Diyalog: Qual è il numero successivo a "ventinove"? Il numero successivo a "ventinove" è "trenta".
Türkçe: 'Yirmi dokuz'dan sonraki sayı nedir? 'Yirmi dokuz'dan sonraki sayı 'otuz'dur.
Trenta
Trenta
Örnek Diyalog: Come si usa "trenta" in un'espressione idiomatica? "Fare trenta e lode" significa fare qualcosa in modo eccellente.
Türkçe: Deyimsel bir ifadede 'otuz' nasıl kullanılır? "Otuz yapmak ve övmek" bir şeyi mükemmel yapmak anlamına gelir.
Trentuno
Otuz bir
Örnek Diyalog: Come si accorda "trentuno" con i sostantivi? Si dice "trentun" prima di sostantivi maschili, es. "trentun giorni".
Türkçe: 'Otuz bir' isimlere nasıl uyuyor? Eril isimlerden önce 'otuz bir' deriz, örneğin 'otuz bir gün'.
Trentadue
İtalyanca'da otuz iki anlamına gelen trentadue kelimesinin Türkçe karşılığı otuz ikidir.
Örnek Diyalog: Come si scrive "trentadue" in numeri romani? In numeri romani, "trentadue" si scrive "XXXII".
Türkçe: Roma rakamlarıyla 'otuz iki' nasıl yazılır? Roma rakamlarında 'otuz iki', 'XXXII' olarak yazılır.
Trentatrè
Otuz üç.
Örnek Diyalog: Come si pronuncia correttamente "trentatrè"? Si pronuncia "tren-ta-treh", con l'accento sull'ultima sillaba.
Türkçe: 'Otuz üç' nasıl doğru telaffuz edilir? 'Tren-ta-treh' olarak telaffuz edilir, vurgu son hecededir.
Trentaquattro
Otuz dört
Örnek Diyalog: Marco proudly proclaimed, We're all set for the event, I picked up trentaquattro new chairs for the guests!
Türkçe: Marco gururla duyurdu, Etkinlik için her şey tamam, misafirler için otuz dört yeni sandalye aldım!
Trentacinque
Otuz beş
Örnek Diyalog: Dopo il mio ultimo viaggio in Italia, posso contare su trentacinque senza esitare.
Türkçe: İtalya'ya yaptığım son seyahatten sonra, tereddüt etmeden otuz beşe kadar rahatlıkla sayabilirim.
Trentasei
Otuz altı
Örnek Diyalog: Mia nonna mi raccontava sempre che durante il suo trentaseisimo anno di vita, emigrò in un nuovo paese e iniziò tutto da capo.
Türkçe: Büyükannem bana her zaman anlatırdı ki otuz altıncı yaşında yeni bir ülkeye göç etti ve her şeyi baştan başladı.
Trentasette
Otuz yedi
Örnek Diyalog: Al ristorante italiano, ha annunciato con orgoglio Marco, Trentasette è il numero di ingredienti della salsa segreta per la pasta dello chef.
Türkçe: İtalyan restoranında Marco gururla duyurdu, şefin gizli makarna sosundaki malzeme sayısı otuz yedi.
Trentotto
Trentotto kelimesi İtalyanca'da 38 anlamına gelir. Bu nedenle, bu kelimenin Türkçe karşılığı Otuz sekiz olur.
Örnek Diyalog: Ricordo di aver rabbrividito durante il nostro ritiro in montagna lo scorso inverno.
Türkçe: Geçen kış dağ çekilmesi sırasında titreyerek geçirdiğimiz otuz sekiz derecelik havayı hatırlıyorum.
Trentanove
Otuz dokuz
Örnek Diyalog: Quando ho chiesto a Marco quanti anni avesse in italiano, mi ha risposto con un sorriso: Trentanove.
Türkçe: Marco'ya kaç yaşında olduğunu İtalyanca olarak sorduğumda, gülümseyerek otuz dokuz diye yanıt verdi.
Quaranta
Kırk
Örnek Diyalog: Come si usa "quaranta" in un'espressione idiomatica? "Fare quaranta" significa andare via velocemente.
Türkçe: Deyimsel bir ifadede 'kırk' nasıl kullanılır? 'To do forty' hızlı gitmek anlamına gelir.
Quarantuno
Kırk bir
Örnek Diyalog: Come si accorda "quarantuno" con i sostantivi? Si dice "quarantun" prima di sostantivi maschili, es. "quarantun anni".
Türkçe: 'Kırk bir' isimlere nasıl uyuyor? Eril isimlerden önce 'kırk-bir' dersiniz, örneğin 'kırk-bir'.
Quarantadue
Kırk iki
Örnek Diyalog: Come si dice la taglia 42 in italiano? Si dice "La mia taglia è il quarantadue.
Türkçe: İtalyanca'da 42 beden nasıl söylenir? 'Benim bedenim kırk iki' dersiniz.
Quarantatrè
Kırk dört
Örnek Diyalog: Si pronuncia "kwa-ran-ta-treh", con l'accento sull'ultima sillaba.
Türkçe: Son hecedeki vurgu ile 'kwa-ran-ta-treh' olarak telaffuz edilir.
Quarantaquattro
Kırk dört
Örnek Diyalog: Durante la lezione di italiano, John ha faticato a pronunciare la parola Quarantaquattro, inciampando sulla rapida successione di "qu" e "t".
Türkçe: İtalyanca dersi sırasında, John 'Quarantaquattro' kelimesini telaffuz etmekte zorlandı, hızlı bir şekilde gelen 'qu' ve 't' harfleri üzerinde tökezledi.
Quindici euro e quarantacinque centesimi
On beş euro kırk beş sent
Örnek Diyalog: Mi scusi, il totale è quindici euro e quarantacinque centesimi, può pagare alla cassa.
Türkçe: Özür dilerim, toplam on beş euro kırk beş sent, kasada ödeyebilirsiniz.
Sessanta minuti in un'ora
Bir saatte altmış dakika.
Örnek Diyalog: Sapevi che in italiano dicono sessanta minuti in un'ora, proprio come in inglese we say sixty minutes in an hour?
Türkçe: İtalyanca'da bir saatte altmış dakika dediklerini biliyor muydun, tıpkı İngilizce'de bir saatte altmış dakika dediğimiz gibi?
Ottanta percento di sconto
Yüzde seksen indirim
Örnek Diyalog: Hai visto il nuovo negozio? C'è un'offerta incredibile, ottanta percento di sconto su tutta la collezione estiva!
Türkçe: Yeni mağazayı gördün mü? İnanılmaz bir teklif var, tüm yaz koleksiyonunda %80 indirim!
Cento grammi di prosciutto
Yüz gram jambon
Örnek Diyalog: Desidererei cento grammi di prosciutto, per favore.
Türkçe: Lütfen yüz gram jambon alabilir miyim?
Duecento pagine nel libro
Kitapta iki yüz sayfa.
Örnek Diyalog: Ho quasi finito, mi restano solo duecento pagine nel libro da leggere prima di scoprire il colpevole.
Türkçe: Neredeyse bitirdim, suçluyu ortaya çıkarmadan önce okumam gereken kitapta sadece iki yüz sayfa kaldı.
Trecento gradi Celsius nel forno
Fırında üç yüz derece Celsius.
Örnek Diyalog: Ho messo la ceramica a cuocere a trecento gradi Celsius nel forno per far sì che indurisse perfettamente.
Türkçe: Seramiği tamamen sertleşmesi için fırında üç yüz derece Celsius'ta pişirdim.
Quattrocento ospiti al matrimonio
Düğünde dört yüz konuk.
Örnek Diyalog: Maria era incredula quando ha saputo che ci saranno Quattrocento ospiti al matrimonio di sua cugina.
Türkçe: Maria, kuzeninin düğününde dört yüz misafir olacağını duyunca inanamamıştı.
Cinquecento studenti nella scuola
Okulda beş yüz öğrenci.
Örnek Diyalog: Ci sono circa cinquecento studenti nella scuola quest'anno, un numero maggiore rispetto all'anno scorso.
Türkçe: Bu yıl okulda yaklaşık beş yüz öğrenci var, bu sayı geçen yıla göre daha fazla.
Seicento chilometri a Roma
Roma'ya altı yüz kilometre.
Örnek Diyalog: Seicento chilometri a Roma sono nulla quando si tratta di rivedere i vecchi amici.
Türkçe: Roma'ya altı yüz kilometre, eski dostlarla tekrar görüşmek söz konusu olduğunda hiçbir şey ifade etmiyor.
Settecento anni di storia
Yediyüz yıllık tarih
Örnek Diyalog: La guida sorrise e disse: Settecento anni di storia si celano dietro questi antichi muri di pietra.
Türkçe: Rehber gülümseyerek şöyle dedi: Bu eski taş duvarların ardında yedi yüz yıllık bir tarih yatıyor.
Ottocento euro per il computer
Bilgisayar için sekiz yüz euro.
Örnek Diyalog: Mi hanno chiesto Ottocento euro per il computer, ma penso che sia troppo e cercherò di contrattare.
Türkçe: Bilgisayar için benden Sekiz yüz euro istediler, ama bunun çok olduğunu düşünüyorum ve pazarlık yapmaya çalışacağım.
Novecento metri quadrati di giardino
Dokuz yüz metrekare bahçe
Örnek Diyalog: La villa che ho visto ieri ha un novecento metri quadrati di giardino, un vero paradiso verde!
Türkçe: Dün gördüğüm villanın dokuz yüz metrekarelik bir bahçesi var, gerçek bir yeşil cennet!
Mille stelle nel cielo
Gökyüzünde bin yıldız.
Örnek Diyalog: Mille stelle nel cielo scintillavano mentre formulavano i loro desideri segreti sotto la volta celeste.
Türkçe: Gökyüzündeki binlerce yıldız parıldıyordu, onlar gök kubbenin altında gizli dileklerini dilerken.
Duemila e venti l'anno scorso
İki bin yirmi geçen yıl.
Örnek Diyalog: Mi ricordo che duemila e venti l'anno scorso era stato un periodo molto difficile per tutti noi.
Türkçe: Hatırlıyorum, 2020 geçen yıl hepimiz için çok zor bir dönemdi.
Tre milioni di abitanti
Üç milyon nüfus
Örnek Diyalog: Roma è una città incredibile, con i suoi tre milioni di abitanti e una storia che risale a migliaia di anni.
Türkçe: Roma, üç milyon nüfusu ve binlerce yıl öncesine dayanan tarihiyle inanılmaz bir şehir.
Quattro miliardi di euro in investimenti
Dört milyar euro yatırım.
Örnek Diyalog: La compagnia ha annunciato piani ambiziosi per la crescita futura, con quattro miliardi di euro in investimenti destinati alla ricerca e sviluppo.
Türkçe: Şirket, gelecekteki büyüme için dört milyar euroyu araştırma ve geliştirmeye ayıran iddialı planlarını duyurdu.
Cinque per due fa dieci
Beş çarpı iki, on eder.
Örnek Diyalog: Mentre preparavamo la torta, Luca ha detto sorridendo, Cinque per due fa dieci, quindi abbiamo bisogno di dieci uova, non cinque!
Türkçe: Pasta hazırlarken, Luca gülümseyerek şöyle dedi: Beş çarpı iki on eder, o zaman on tane yumurtaya ihtiyacımız var, beş tane değil!
Sei diviso due uguale tre
İkiye bölünmüş eşittir üç.
Örnek Diyalog: Mi ricordo ancora la volta in cui hai insistito che sei diviso due uguale tre, e abbiamo riso per ore della tua confusione con la matematica.
Türkçe: Halâ senin ikiyi üçe böldüğünü iddia ettiğin zamanı hatırlıyorum, matematikle ilgili kafa karışıklığın üzerine saatlerce gülmüştük.
Sette meno uno fa sei
Yedi eksi bir altı yapar.
Örnek Diyalog: Mentre studiavamo insieme, Giulia mi ricordò che sette meno uno fa sei, quindi mancava solo un punto per la sufficienza.
Türkçe: Birlikte çalışırken Giulia bana yedi eksi birin altı yaptığını hatırlattı, yani geçmek için sadece bir puan eksikti.
Otto più quattro fa dodici
Sekiz artı dört on iki yapar.
Örnek Diyalog: Scusami, ho fatto un errore nel calcolare l'addizione, pensavo che Otto più quattro fa dodici, ma in realtà fa dodici.
Türkçe: Özür dilerim, toplamayı hesaplarken bir hata yaptım, sekiz artı dört on iki yapar sanıyordum ama aslında on iki yapıyor.
Nove volte tre fa ventisette
Dokuz kere üç, yirmi yedi eder.
Örnek Diyalog: Ripassando le tabelline con sua figlia, Mario sorrise e disse: Nove volte tre fa ventisette.
Türkçe: Kızıyla çarpım tablolarını tekrar ederken, Mario gülümsedi ve şöyle dedi: Dokuz kere üç, yirmi yedi eder.
Dieci più venti fa trenta
On artı yirmi otuz eder.
Örnek Diyalog: Mentre guardavamo la partita di calcio e sommavano i giocatori in campo da una parte, Marco esclamò: Dieci più venti fa trenta!
Türkçe: Futbol maçını izlerken ve bir takımdaki oyuncuları toplarken Marco bağırdı: On artı yirmi, otuz eder!
Posso avere il numero di telefono?
Telefon numaranızı alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Scusa, se non è troppo disturbo, posso avere il numero di telefono del ristorante che hai raccomandato?
Türkçe: Özür dilerim, çok rahatsızlık vermiyorsam, önerdiğin restoranın telefon numarasını alabilir miyim?
Il conto, per favore?
Hesap, lütfen?
Örnek Diyalog: Dopo una deliziosa cena, Marco alzò la mano per attirare l'attenzione del cameriere e disse, Il conto, per favore?
Türkçe: Leziz bir akşam yemeğinin ardından, Marco garsonun dikkatini çekmek için elini kaldırdı ve Hesabı alabilir miyim, lütfen? dedi.
Vorrei prenotare per le diciannove
19:00 için rezervasyon yaptırmak istiyorum.
Örnek Diyalog: Vorrei prenotare un tavolo per le diciannove, per favore.
Türkçe: Saat on dokuz için bir masa ayırtmak istiyorum, lütfen.
Ci vediamo alle quindici e trenta
Saat 15:30'da görüşürüz.
Örnek Diyalog: Posso passare a prenderti domani per andare insieme al cinema, ci vediamo alle quindici e trenta davanti al tuo portone?
Türkçe: Yarın sinemaya beraber gitmek için seni almaya gelebilir miyim, saat 15:30'da kapının önünde görüşür müyüz?
La mia taglia è il quarantadue
Bedenim kırk iki.
Örnek Diyalog: Scusami, potresti portarmi questi jeans in un'altra misura? La mia taglia è il quarantadue.
Türkçe: Özür dilerim, bu jeanleri başka bir bedende getirebilir misiniz? Benim bedenim kırk iki.
La sua camera è al numero trecentoquarantacinque
Onun odası üç yüz kırk beş numaradadır.
Örnek Diyalog: Benvenuto all'Hotel Bella Vista, Signore Rossi! La sua camera è al numero trecentoquarantacinque, al terzo piano.
Türkçe: Hoş geldiniz Hotel Bella Vista'ya, Bay Rossi! Odanız üç yüz kırk beş numarada, üçüncü katta.
Questo treno parte dal binario undici
Bu tren on birinci perondan kalkar.
Örnek Diyalog: Scusi, potrebbe dirmi da dove parte il treno per Roma? Certo, questo treno parte dal binario undici.
Türkçe: Özür dilerim, Roma'ya giden trenin nerden kalktığını söyleyebilir misiniz? Elbette, bu tren on birinci perondan kalkıyor.
Il mio volo è il numero AZ760
Uçuşumun numarası AZ760.
Örnek Diyalog: Scusa, potresti aiutarmi a controllare se il mio volo è in orario? Il mio volo è il numero AZ760.
Türkçe: Özür dilerim, benim uçuşumun zamanında olup olmadığını kontrol etmeme yardımcı olabilir misin? Benim uçuş numaram AZ760.
Ti chiamo alle quattordici?
Saat 14:00'te seni arayayım mı?
Örnek Diyalog: Ti chiamo alle quattordici per confermare l'orario dell'incontro, va bene?
Türkçe: Seni saat 14:00'te arayıp toplantının saati için onay alacağım, tamam mı?
Il tuo appuntamento è alle dieci e un quarto
Randevunuz saat onda on beşte.
Örnek Diyalog: Ricorda che domani non puoi fare tardi, il tuo appuntamento è alle dieci e un quarto.
Türkçe: Unutma ki yarın geç kalamazsın, randevun saat on buçukta.
Il film inizia alle venti e mezzo
Film saat yirmi buçukta başlıyor.
Örnek Diyalog: Ricordati che stasera dobbiamo essere puntuali, il film inizia alle venti e mezzo.
Türkçe: Unutma, bu akşam zamanında olmalıyız, film saat sekiz buçukta başlıyor.
Apriamo alle nove in punto
Saat dokuzda tam açıyoruz.
Örnek Diyalog: Certo, se vuoi venire domattina, ti ricordo che apriamo alle nove in punto.
Türkçe: Tabii, eğer yarın sabah gelmek istersen, saat dokuzda tam açtığımızı hatırlatayım.
Il negozio chiude alle diciotto e quarantacinque
Dükkan saat on sekiz kırk beşte kapanıyor.
Örnek Diyalog: Sbrigati se vuoi comprare quel libro, perché il negozio chiude alle diciotto e quarantacinque.
Türkçe: O kitabı almak istiyorsan acele et, çünkü mağaza saat on sekiz kırk beşte kapanıyor.
Il tuo turno è il numero ventidue
Sıra numaranız yirmi iki.
Örnek Diyalog: Mi scusi, signora, il tuo turno è il numero ventidue, per favore, attenda che il numero sia visualizzato sullo schermo.
Türkçe: Özür dilerim bayan, sıra numaranız yirmi iki, lütfen numaranız ekranda görünene kadar bekleyin.
C'è uno sconto del cinquanta percento
Yüzde elli indirim var.
Örnek Diyalog: Sapevi che in quel negozio di elettronica c'è uno sconto del cinquanta percento su tutti i televisori questa settimana?
Türkçe: O elektronik mağazasında bu hafta tüm televizyonlarda yüzde elli indirim olduğunu biliyor muydun?
Hai dato un anticipo di trecento euro
Üç yüz euro kapora verdin.
Örnek Diyalog: Quando hai prenotato l'appartamento per le vacanze, hai dato un anticipo di trecento euro come richiesto?
Türkçe: Tatil için daireyi rezerve ederken istendiği gibi üç yüz euro kapora verdin mi?
Ti servono settantacinque grammi?
Yetmiş beş gram ihtiyacın var mı?
Örnek Diyalog: Mentre preparavo la ricetta, ho chiesto a mio fratello: Ti servono settantacinque grammi di zucchero per la tua parte di impasto?
Türkçe: Tarifi hazırlarken, kardeşime sordum: Hamurun için yetmiş beş gram şeker gerekiyor mu?
Mancano duecentocinquanta giorni a Natale
Noele ikiyüzelli gün kaldı.
Örnek Diyalog: Mentre appendevamo il calendario nuovo di zecca, Luca esclamò con gioia: Mancano duecentocinquanta giorni a Natale! e tutti iniziarono a pensare ai regali da scambiare.
Türkçe: Yepyeni takvimi asarken, Luca sevinçle Noel'e iki yüz elli gün kaldı! diye haykırdı ve herkes takas edilecek hediyeler düşünmeye başladı.
Esattamente centododici chilometri da qui
Buradan tam olarak yüz on iki kilometre uzaklıkta.
Örnek Diyalog: Guido guardava la mappa con attenzione e poi disse a Laura, Esattamente centododici chilometri da qui si trova il borgo antico che vogliamo visitare domani.
Türkçe: Guido haritaya dikkatlice baktı ve sonra Laura'ya şöyle dedi, Tam olarak buradan yüz on iki kilometre uzaklıkta yarın ziyaret etmek istediğimiz antik köy bulunuyor.
Il tuo saldo è di mille e cinquecento euro
Bakiyeniz bin beş yüz eurodur.
Örnek Diyalog: Durante la telefonata con l'operatore della banca, mi disse gentilmente: Il tuo saldo è di mille e cinquecento euro.
Türkçe: Banka görevlisiyle telefon görüşmesi sırasında bana kibarca şöyle dedi: Hesabınızdaki bakiye bin beş yüz eurodur.
İtalyanca Sayıların Gücü
Bu yazıda, İtalyanca'daki sayıların telaffuz ve yazımını ele aldık ve günlük yaşamda, yani alışveriş yaparken veya randevular esnasında nasıl kullanılabileceğine dair pratik öneriler sunduk. İtalyanca sayıları öğrenmek, bu dili akıcı olarak konuşma yolunda kat edeceğiniz en önemli adımlardan biri.
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak söyleyebilirim ki, sayıları bilmek sadece matematiksel bir beceri değil, aynı zamanda kültürel ve dilbilimsel bir zenginlik. Bu öğrenme sürecinde karşılaştığınız her yeni rakam, bir sonraki İtalya seyahatinizde bağımsızlık ve rahatlık anlamına gelebilir.
Unutmayın, dil öğrenmek bir maraton, kısa bir koşu değil. Sayıları öğrenmek belki başlangıçta zor gelebilir, ama pratik yaptıkça ve günlük hayatta kullandıkça, bu bilgiler otomatik hale gelecek. İtalyanca'daki sayıları ustalıkla kullanarak siz de alışverişlerden randevulara, dilin zenginliğini yaşamın her alanında keşfedebilirsiniz.
Son olarak, İtalyanca öğrenme yolculuğunuzda size başarılar diliyorum. Sayıları öğrenmek, bu yolculuğun sadece bir parçası, ama çok önemli bir parçası. Bu bilgileri kullanarak İtalyan kültürüne daha da yakınlaşacak, yeni arkadaşlıklar kuracak ve unutulmaz deneyimler yaşayacaksınız. Buon viaggio e buona fortuna! (İyi yolculuklar ve iyi şanslar!)
Kaynakça:
Dardano, M., & Trifone, P. (1995). Grammatica italiana con nozioni di linguistica. Bologna: Zanichelli.
De Mauro, T. (2000). Grande dizionario italiano dell'uso. Torino: UTET.
Lepschy, A. L., & Lepschy, G. (1988). The Italian language today. New York: New Amsterdam.
Proudfoot, A., & Cardo, F. (2005). Modern Italian grammar: a practical guide. London: Routledge.
Zingarelli, N. (2020). Lo Zingarelli 2021. Vocabolario della lingua italiana. Bologna: Zanichelli.