Dünyanın en çok konuşulan dillerinden biri olan İspanyolca, sadece İspanya'da değil, aynı zamanda Latin Amerika'nın büyük bir bölümünde ve hatta Amerika Birleşik Devletleri'nde bile günlük yaşamın bir parçasıdır. İspanyolca öğrenmek, yeni kültürler keşfetmek ve farklı insanlarla iletişim kurmak için harika bir fırsattır. Peki, bu güzel dilin temellerini atmaya hazır mısınız? Haydi başlayalım!
İspanyolca'nın Temel Kelimeleri ve İfadeleri
İspanyolca'ya giriş yaparken, günlük hayatta en çok kullanılan kelimeleri ve ifadeleri öğrenmek önemlidir. İşte sizin için bazı temel İspanyolca sözcükler ve cümleler:
Selamlaşma ve Vedalaşma
Hola – Merhaba
Buenos días – Günaydın
Buenas tardes – İyi öğleden sonra / İyi akşamlar
Buenas noches – İyi geceler
Adiós – Hoşçakal
Hasta luego – Görüşürüz
Not: İspanyolca'da saat 12:00'ye kadar buenos días, 12:00'den güneş batımına kadar buenas tardes, güneş battıktan sonra ise buenas noches kullanılır.
Kendini Tanıtma ve Temel Sorular
¿Cómo te llamas? – Adın nedir?
Me llamo... – Benim adım...
¿De dónde eres? – Nerelisin?
Soy de Turquía. – Türkiye'denim.
¿Cómo estás? – Nasılsın?
Estoy bien, gracias. ¿Y tú? – İyiyim, teşekkürler. Ya sen?
Mucho gusto – Memnun oldum
Sayılar ve Renkler
Sayılar:
1- Uno – Bir
2- Dos – İki
3- Tres – Üç
4- Cuatro – Dört
5- Cinco – Beş
6- Seis – Altı
7- Siete – Yedi
8- Ocho – Sekiz
9- Nueve – Dokuz
10- Diez – On
Renkler:
Rojo – Kırmızı
Azul – Mavi
Verde – Yeşil
Amarillo – Sarı
Negro – Siyah
Blanco – Beyaz
Günlük İfadeler
Por favor – Lütfen
Gracias – Teşekkür ederim
De nada – Bir şey değil
Lo siento – Üzgünüm
No entiendo – Anlamıyorum
¿Habla inglés? – İngilizce konuşuyor musunuz?
¿Cuánto cuesta? – Bu ne kadar?
Örnek Cümleler
Restoranda:
1- Quisiera una mesa para dos. – İki kişilik bir masa istiyorum.
2- La cuenta, por favor. – Hesap lütfen.
3- ¿Qué me recomienda? – Ne tavsiye edersiniz?
Alışverişte:
Estoy buscando... – ... arıyorum.
¿Tiene este en otro color? – Bunun başka rengi var mı?
Es demasiado caro. – Bu çok pahalı.
Telaffuz ve Dilbilgisi İpuçları
İspanyolca telaffuzu genellikle yazıldığı gibidir, ancak bazı harfler ve sesler Türkçe'den farklıdır.
Özel Harfler ve Sesler
"H" harfi: Sessizdir. Örneğin, "hola" (merhaba) "ola" olarak okunur.
"Ñ" harfi: "Ny" gibi okunur. "Año" (yıl) kelimesi "anyo" şeklinde telaffuz edilir.
"LL": Çoğu zaman "y" sesi verir. "Llave" (anahtar) "yave" olarak okunur.
"J" harfi: Boğazdan hafif bir "h" sesiyle okunur. "Jorge" ismi "Horhe" şeklindedir.
Vurgu ve Aksan İşaretleri
İspanyolca'da kelimelerin telaffuzunda vurgu önemlidir. Kelimelerin üzerinde bulunan aksan işaretleri (á
, é
, í
, ó
, ú
), vurgu yapılacak heceyi belirtir.
"Está" (o, orada) ve "esta" (bu, dişil) kelimeleri farklı anlamlar taşır.
Basit Bir Diyalog
Maria ve Juan arasında bir sohbet:
Maria: Hola, ¿cómo te llamas?
Juan: Me llamo Juan. ¿Y tú?
Maria: Soy Maria. Mucho gusto.
Juan: El gusto es mío. ¿De dónde eres?
Maria: Soy de Colombia. ¿Y tú?
Juan: Soy de España.
Günlük Hayatta Kullanılan Cümleler
Seyahat Ederken
Necesito ayuda. – Yardıma ihtiyacım var.
¿Dónde está el baño? – Tuvalet nerede?
Perdí mi pasaporte. – Pasaportumu kaybettim.
Quisiera comprar un boleto. – Bir bilet satın almak istiyorum.
Yemek Siparişi Verirken
1- Para mí, una ensalada. – Benim için bir salata.
2- Sin cebolla, por favor. – Soğansız lütfen.
3- ¿Qué ingredientes tiene? – İçinde hangi malzemeler var?
4- ¡Está delicioso! – Bu çok lezzetli!
Acil Durumlarda
¡Socorro! – Yardım edin!
Llama a una ambulancia. – Bir ambulans çağırın.
Me duele aquí. – Buram ağrıyor.
Kültürel Notlar
İspanyolca'da nezaket önemlidir. Konuşurken "por favor" (lütfen) ve "gracias" (teşekkür ederim) ifadelerini kullanmayı unutmayın.
Samimiyet düzeyi: Resmi durumlarda "usted", samimi olduğunuz kişilerle "tú" kullanılır.
Zaman ifadesi: Saat söylerken "Es la una" (saat bir) ve "Son las dos" (saat iki) denilir.
Deyimler ve Atasözleri
İspanyolca, zengin bir deyim ve atasözü hazinesine sahiptir. İşte bazıları:
"En boca cerrada no entran moscas." – Kapalı ağıza sinek girmez. (Az konuş, çok dinle.)
"Más vale tarde que nunca." – Geç olsun, güç olmasın.
"Ojos que no ven, corazón que no siente." – Göz görmeyince gönül katlanır.
İspanyolca Öğrenirken İşinize Yarayacak İpuçları
Dinleme Pratiği Yapın: İspanyolca şarkılar dinleyin veya film izleyin.
Not Alın: Yeni öğrendiğiniz kelimeleri ve ifadeleri bir deftere yazın.
Pratik Yapın: Mümkün olduğunca konuşmaya çalışın, hatta kendi kendinize bile olsa.
Tekrar Edin: Öğrendiklerinizi düzenli olarak gözden geçirin.
Kendinizi İfade Etme
Duygularınızı ve düşüncelerinizi İspanyolca ifade etmek, dil becerilerinizi geliştirmenin harika bir yoludur.
Duygular:
Estoy feliz. – Mutluyum.
Estoy triste. – Üzgünüm.
Estoy cansado/cansada. – Yorgunum. (Erkek/Kadın)
Estoy enojado/enojada. – Kızgınım.
Hobiler ve İlgi Alanları:
Me gusta leer. – Okumayı severim.
Me encanta viajar. – Seyahat etmeye bayılırım.
No me gusta el fútbol. – Futboldan hoşlanmam.
İspanyolca'da Zamanlar
Gelecek Zaman:
Voy a viajar mañana. – Yarın seyahat edeceğim.
Vamos a comer. – Yemek yiyeceğiz.
Geçmiş Zaman:
Ayer fui al cine. – Dün sinemaya gittim.
Comí paella en Valencia. – Valencia'da paella yedim.
Son Söz
İspanyolca öğrenmek, yeni bir dünyaya açılan bir kapıdır. Bu temel kelime ve ifadelerle başlangıç yaparak, kültürel zenginliği ve insanların sıcaklığını keşfedebilirsiniz. Pratik oldukça, telaffuzunuz ve anlama yeteneğiniz gelişecek, böylece daha akıcı bir şekilde iletişim kurabileceksiniz.
Unutmayın, her dil bir köprüdür ve bu köprü sizi farklı hayatlara ve deneyimlere taşıyacaktır. İspanyolca'nın melodik tınısının tadını çıkarın ve öğrenmenin keyfini yaşayın. ¡Buena suerte! (İyi şanslar!)
Barrer el suelo
Yeri süpürmek.
Örnek Diyalog: Clara no olvides barrer el suelo antes de que lleguen nuestros invitados esta noche.
Türkçe: Clara, bu akşam misafirlerimiz gelmeden önce yeri süpürmeyi unutma.
Trapear el piso
Yeri paspas yapmak / Yeri silmek
Örnek Diyalog: Antes de recibir a los invitados, tienes que trapear el piso para asegurarnos de que todo esté limpio.
Türkçe: Misafirleri ağırlamadan önce, her şeyin temiz olduğundan emin olmak için yerleri paspaslamalısın.
Sacudir el polvo de los muebles
Mobilyaların üzerindeki tozu silk.
Örnek Diyalog: Antes de que lleguen las visitas, necesito sacudir el polvo de los muebles para que todo se vea limpio y ordenado.
Türkçe: Misafirler gelmeden önce, her şeyin temiz ve düzenli görünmesi için mobilyaların tozunu almalıyım.
Lavar los platos
Bulaşıkları yıkamak
Örnek Diyalog: Después de cenar, me toca a mí lavar los platos mientras tú secas.
Türkçe: Akşam yemeğinden sonra, ben bulaşıkları yıkarım sen de kurularsın.
Limpiar el baño
Banyoyu temizle.
Örnek Diyalog: Deberíamos tomar turnos para limpiar el baño y mantenerlo siempre reluciente.
Türkçe: Banyoyu temizlemek ve her zaman parıl parıl tutmak için sırayla temizlik yapmalıyız.
Desinfectar las superficies
Yüzeyleri dezenfekte etmek.
Örnek Diyalog: Recuerda desinfectar las superficies antes de que los niños comiencen a jugar en la sala.
Türkçe: Çocuklar salonda oynamaya başlamadan önce yüzeyleri dezenfekte etmeyi unutma.
Ordenar la habitación
Odanı topla.
Örnek Diyalog: Antes de salir a jugar, recuerda ordenar la habitación.
Türkçe: Oynamaya çıkmadan önce, odanı toplamayı unutma.
Hacer la cama
Yatağı yapmak.
Örnek Diyalog: Antes de salir, recuerda hacer la cama.
Türkçe: Çıkmadan önce, yatağı toplamayı unutma.
Limpiar las ventanas
Pencereleri temizle.
Örnek Diyalog: Podrías ayudarme a limpiar las ventanas antes de que lleguen los invitados?
Türkçe: Misafirler gelmeden önce pencereleri temizlememe yardım eder misin?
Vaciar la basura
Çöpü boşaltmak
Örnek Diyalog: Antes de ir a dormir, no te olvides de vaciar la basura del baño y la cocina.
Türkçe: Uyumadan önce, banyo ve mutfak çöplerini boşaltmayı unutma.
Limpiar el refrigerador
Buzdolabını temizlemek
Örnek Diyalog: No olvides que mañana tienes que limpiar el refrigerador antes de ir al supermercado.
Türkçe: Yarın süpermarkete gitmeden önce buzdolabını temizlemen gerektiğini unutma.
Organizar el armario
Dolabı düzenle.
Örnek Diyalog: Voy a dedicar la tarde a organizar el armario para que mañana pueda encontrar todo más fácilmente.
Türkçe: Öğleden sonrayı dolabı düzenlemeye ayıracağım ki yarın her şeyi daha kolay bulabileyim.
Fregar la cocina
Mutfak yıkamak.
Örnek Diyalog: Después de cocinar, Samuel siempre se toma su tiempo para fregar la cocina meticulosamente.
Türkçe: Yemek pişirdikten sonra, Samuel her zaman mutfakta bulaşıkları titizlikle yıkamak için zaman ayırır.
Limpiar el microondas
Mikrodalga fırını temizlemek.
Örnek Diyalog: Antes de ir a dormir, por favor recuerda limpiar el microondas.
Türkçe: Yatmadan önce lütfen mikrodalga fırını temizlemeyi unutma.
Quitar las manchas de la ropa
Kıyafetten lekeleri çıkarmak.
Örnek Diyalog: Claro, usaré vinagre blanco para quitar las manchas de la ropa; es un truco que nunca falla.
Türkçe: Tabii, kıyafetlerdeki lekeleri çıkarmak için beyaz sirke kullanacağım; bu her zaman işe yarayan bir yöntem.
Planchar las camisas
Gömlekleri ütülemek.
Örnek Diyalog: Necesito terminar de planchar las camisas antes de irme a la reunión de trabajo.
Türkçe: İş toplantısına gitmeden önce gömlekleri ütülemeyi bitirmem gerekiyor.
Aspirar las alfombras
Halıları süpürmek.
Örnek Diyalog: Antes de que lleguen los invitados, no olvides aspirar las alfombras del salón.
Türkçe: Misafirler gelmeden önce, salondaki halıları süpürmeyi unutma.
Regar las plantas
Bitkileri sulamak
Örnek Diyalog: Me aseguraré de regar las plantas antes de irme de vacaciones.
Türkçe: Tatilime çıkmadan önce bitkileri sulamayı ihmal etmeyeceğim.
Limpiar los espejos
Aynaları temizlemek.
Örnek Diyalog: Antes de irnos, recuerda limpiar los espejos del baño.
Türkçe: Gitmeden önce, banyonun aynalarını temizlemeyi unutma.
Quitar el sarro del baño
Banyodaki kireci çıkarmak.
Örnek Diyalog: Para la próxima limpieza, asegúrate de quitar el sarro del baño con vinagre, funciona de maravilla.
Türkçe: Bir dahaki temizlikte, banyodaki kireci çıkarmak için sirke kullanmayı unutma, harikalar yaratıyor.
Limpiar el horno
Fırını temizle.
Örnek Diyalog: Clara, antes de cocinar la lasaña, ¿podrías limpiar el horno?
Türkçe: Clara, lazanyayı pişirmeden önce fırını temizler misin?
Lavar la ropa
Çamaşırları yıkamak
Örnek Diyalog: Debo recordar poner el detergente antes de iniciar el ciclo para lavar la ropa.
Türkçe: Çamaşırları yıkamak için programı başlatmadan önce deterjanı koymayı hatırlamalıyım.
Colocar la vajilla en su lugar
Tabakları yerine koymak
Örnek Diyalog: Después de limpiar, recuerda colocar la vajilla en su lugar antes de irte a dormir.
Türkçe: Temizlik yaptıktan sonra, uyumaya gitmeden önce bulaşıkları yerlerine koymayı unutma.
Limpiar los zapatos
Ayakkabıları temizlemek.
Örnek Diyalog: Antes de salir, por favor asegúrate de limpiar los zapatos que dejaste embarrados ayer.
Türkçe: Çıkmadan önce, lütfen dün çamurlu bıraktığın ayakkabıları temizlediğinden emin ol.
Arreglar los cajones
Çekmeceleri düzenle.
Örnek Diyalog: Necesito encontrar tiempo este fin de semana para arreglar los cajones de la cómoda; están tan desordenados que apenas puedo cerrarlos.
Türkçe: Bu hafta sonu şifonyerin çekmecelerini düzenlemek için zaman bulmam lazım; o kadar karışıklar ki zar zor kapatabiliyorum.
Limpiar el teclado y el monitor de la computadora
Bilgisayarın klavyesini ve monitörünü temizlemek.
Örnek Diyalog: Antes de empezar a trabajar, te recomiendo limpiar el teclado y el monitor de la computadora para que todo esté en perfecto estado.
Türkçe: İşe başlamadan önce, her şeyin mükemmel durumda olması için bilgisayarın klavyesini ve monitörünü temizlemenizi tavsiye ederim.
Cambiar las sábanas de la cama
Yatağın çarşaflarını değiştir.
Örnek Diyalog: Es importante cambiar las sábanas de la cama regularmente para mantener la higiene.
Türkçe: Yatağın çarşaflarını hijyen açısından düzenli olarak değiştirmek önemlidir.
Limpiar los juguetes de los niños
Çocukların oyuncaklarını temizlemek.
Örnek Diyalog: Antes de ir a la cama, recuerda limpiar los juguetes de los niños para evitar que se acumule el polvo.
Türkçe: Yatağa gitmeden önce, tozun birikmesini önlemek için çocukların oyuncaklarını temizlemeyi unutma.
Lavar el coche
Arabayı yıkamak.
Örnek Diyalog: Podrías ayudarme a lavar el coche esta tarde si no estás muy ocupado?
Türkçe: Bu akşam çok meşgul değilsen arabayı yıkamama yardım eder misin?
Cortar el césped
Çimleri biçmek.
Örnek Diyalog: Debes cortar el césped antes de que empiece a llover esta tarde.
Türkçe: Bu akşam yağmur başlamadan önce çimleri biçmelisin.
Pintar la valla
Çiti boyamak.
Örnek Diyalog: Mi vecino me pidió un favor el fin de semana: pintar la valla de su jardín.
Türkçe: Komşum benden hafta sonu bir iyilik istedi: Bahçesinin çitini boyamamı.
Pulir el suelo
Zemini cilalamak.
Örnek Diyalog: Deberemos pulir el suelo de mármol antes de que lleguen los invitados a la gala.
Türkçe: Galaya davetliler gelmeden önce mermer zemini cilalamamız gerekecek.
Desatascar el fregadero
Lavaboyu tıkanıklıktan açmak.
Örnek Diyalog: Puedes pasarme la herramienta para desatascar el fregadero, por favor?
Türkçe: Lavaboyu açmak için kullanılan aleti bana uzatabilir misin lütfen?
Poner en orden los libros
Kitapları düzene koymak.
Örnek Diyalog: Voy a dedicar la tarde a poner en orden los libros de la biblioteca; está todo desorganizado.
Türkçe: Öğleden sonrayı kütüphanedeki kitapları düzenlemeye ayıracağım; her şey dağınık.
Desempolvar las estanterías
Rafları tozdan arındırmak.
Örnek Diyalog: Antes de poner los nuevos libros, deberíamos desempolvar las estanterías.
Türkçe: Yeni kitapları yerleştirmeden önce, rafları tozdan temizlemeliyiz.
Limpieza de primavera
İlkbahar temizliği
Örnek Diyalog: Este fin de semana me dedicaré a la gran limpieza de primavera de toda la casa.
Türkçe: Bu hafta sonu tüm eve yapacağım büyük bahar temizliğine kendimi adayacağım.
Venir las cortinas
Perdeleri asmak
Örnek Diyalog: Necesitas venir las cortinas para que la luz natural ilumine la habitación.
Türkçe: Doğal ışığın odayı aydınlatması için perdeleri çekmelisin.
Deshacerse de lo que no se utiliza
Kullanılmayan şeylerden kurtulmak.
Örnek Diyalog: Para mantener un ambiente ordenado y armonioso en casa, es esencial deshacerse de lo que no se utiliza regularmente.
Türkçe: Evde düzenli ve uyumlu bir ortam sürdürebilmek için, düzenli olarak kullanılmayan eşyalardan kurtulmak esastır.
Recoger las hojas del jardín
Bahçedeki yaprakları toplamak.
Örnek Diyalog: Después de podar los árboles, deberíamos recoger las hojas del jardín antes de que anochezca.
Türkçe: Ağaçları budattıktan sonra, akşam olmadan önce bahçedeki yaprakları toplamalıyız.
Lavar las cortinas
Perdeleri yıkamak
Örnek Diyalog: Una de las tareas para este fin de semana es lavar las cortinas del salón, ¿te parece si lo hacemos juntos mañana?
Türkçe: Bu hafta sonu yapılacak işlerden biri salonun perdelerini yıkamak, yarın birlikte yapmamız senin için uygun mu?
Limpiar los interruptores de luz
Işık düğmelerini temizle.
Örnek Diyalog: Recuerda limpiar los interruptores de luz cuando termines de desinfectar las superficies.
Türkçe: Yüzeyleri dezenfekte etmeyi bitirdiğinde ışık düğmelerini temizlemeyi unutma.
Quitar las telarañas
Örümcek ağlarını temizlemek.
Örnek Diyalog: Mientras limpias el altillo, asegúrate de quitar las telarañas de las esquinas.
Türkçe: Çatı katını temizlerken köşelerdeki örümcek ağlarını da almayı unutma.
Fregar los platos
Bulaşıkları yıkamak.
Örnek Diyalog: Después de la cena, es tu turno de fregar los platos.
Türkçe: Akşam yemeğinden sonra bulaşıkları yıkama sırası senin.
Desinfectar el teléfono móvil
Cep telefonunu dezenfekte etmek.
Örnek Diyalog: Recuerda desinfectar el teléfono móvil después de venir del supermercado para evitar la propagación de gérmenes.
Türkçe: Süpermarkete gittikten sonra mikropların yayılmasını önlemek için cep telefonunu dezenfekte etmeyi unutma.
Limpiar el techo
Tavanı temizlemek
Örnek Diyalog: Voy a necesitar una escalera larga para limpiar el techo del almacén.
Türkçe: Ambarın tavanını temizlemek için uzun bir merdivene ihtiyacım olacak.
Lustrar los muebles de madera
Ahşap mobilyaları cilalamak.
Örnek Diyalog: Recuerda que es importante lustrar los muebles de madera para mantener su brillo y protegerlos.
Türkçe: Ahşap mobilyaların parlaklığını korumak ve onları korumak için düzenli olarak cilalanması önemlidir, unutma.
Lavar las fundas de los cojines
Yastık kılıflarını yıkayın.
Örnek Diyalog: Podrías lavar las fundas de los cojines mientras yo limpio el resto del salón?
Türkçe: Kırlentlerin kılıflarını yıkar mısın, ben de oturma odasının geri kalanını temizlerken?
Poner en remojo la ropa blanca
Beyaz çamaşırları suda bekletmek
Örnek Diyalog: No te olvides de poner en remojo la ropa blanca antes de añadir el detergente, así se eliminarán mejor las manchas.
Türkçe: Beyaz çamaşırları deterjan eklemenden önce suda bekletmeyi unutma, böylece lekeler daha iyi çıkacak.
Quitar el pelo de mascotas de los muebles
Evcil hayvan tüylerini mobilyalardan temizlemek.
Örnek Diyalog: Mi vecina me contó su truco para quitar el pelo de mascotas de los muebles; usa una mezcla de suavizante de telas y agua.
Türkçe: Komşum bana mobilyalardan evcil hayvan tüylerini çıkarma hilesini anlattı; kumaş yumuşatıcı ve su karışımı kullanıyor.
Limpiar la campana extractora de la cocina
Mutfak davlumbazını temizlemek.
Örnek Diyalog: Es importante recordar limpiar la campana extractora de la cocina para evitar la acumulación de grasa y asegurar su buen funcionamiento.
Türkçe: Mutfak aspiratörünü temizlemeyi hatırlamanın önemli olduğunu, yağ birikimini önlemek ve iyi çalışmasını sağlamak için.