Merhaba değerli okurlar! Bugün sizlerle oldukça ilginç bir konuda derin bir yolculuğa çıkacağız. Estonya'ya seyahat etmeyi düşünenler ya da bu güzel ülkeye yerleşmeyi planlayanlar için önemli olan bir konu: Estonya hava durumu terimleri. Özellikle dil öğrenmek isteyenlerin bu tür terimlere hâkim olması hayatlarını oldukça kolaylaştıracaktır. Ancak, bu yazıda yalnızca kuru bilgi vermekten kaçınıp kendi deneyimlerimden de bahsedeceğim. Çünkü bir dili öğrenmek, sadece terimleri ezberlemekten ibaret değil, aynı zamanda o dilin kültürünü ve gündelik yaşamını hissetmekle alakalıdır.
Estonya'ya İlk Adım: Hava Durumunun Şaşırtıcı Yüzü
İlk kez Estonya'ya adım attığımda mevsim kıştı ve Estonya'nın ne kadar soğuk olabileceği hakkında çok fazla şey duymuştum. Fakat insan, böyle soğukları yaşamadan ne kadar hazırlandığını düşünse de, gerçeği yaşadığında donup kalabiliyor. O dönem, hava sıcaklığı -10 derecelerdeydi ve adeta vücuduma işleyen bir soğuk hissi vardı. Estonca öğrenmeye başladığımda ilk öğrendiğim kelimelerden biri de külm (soğuk) oldu. Çünkü bu kelimeyi hayatımın her anında kullanmak zorundaydım!
Şimdi size, Estonca hava durumu terimlerini keşfederken yaşadığım tecrübeleri ve öğrendiklerimi aktarmak istiyorum. Hem günlük hayatımda bu terimleri nasıl kullandığımı hem de bu dilin ve kültürün ne kadar renkli olduğunu birlikte göreceğiz.
Estonca'da Hava Durumu Terimleriyle Tanışmak
Sıcaklık: Sıcaktan Soğuğa Yolculuk
Hava durumu raporlarını anlamak için sıcaklık terimleri oldukça önemlidir. Estonya'da sıcaklık genelde çok yüksek olmaz, bu yüzden kuum (sıcak) kelimesini pek sık kullanmazsınız. Ama külm (soğuk) kelimesine bol bol ihtiyaç duyarsınız, özellikle kış mevsiminde! İlk öğrendiğim Estonca cümlelerden biri, "Homme tuleb külm." yani "Yarın soğuk olacak." idi. Çünkü kış aylarında hemen her gün birilerinden bu cümleyi duyardım.
Estonya'daki soğuk havalar, bana gerçekten sabır ve dayanıklılık kazandırdı. Hava ne kadar soğuk olursa olsun, yaşam devam ediyor ve siz de bu soğuklara alışıyorsunuz. Aslında, Estonya'da kışın doğa ile mücadele etmeyi öğrenmek, bu ülkeye dair unutulmaz deneyimlerden biri haline geliyor. Özellikle ilk kış aylarımda sıcacık bir fincan kahvenin keyfini çıkarırken soğuk rüzgârların estiği dışarıyı izlemek, bana adeta huzur verdi.
Estonya'da hava raporlarını anlamak için bilmeniz gereken birkaç sıcaklık terimi:
Soojus: Sıcaklık
Kuum: Sıcak
Külm: Soğuk
Soojus: Sıcaklık
Kuum: Sıcak
Külm: Soğuk
Örnek vermek gerekirse, "Täna on väga kuum" cümlesi, "Bugün çok sıcak" anlamına gelir, ama dürüst olmak gerekirse bu cümleyi Estonya'da nadiren duyarsınız!
Bulutlar ve Gökyüzü: Estonya'nın Değişken Havası
Estonya'da yaşarken hava durumu ile ilgili bir başka önemli konu da bulutlar ve gökyüzüdür. Bu konuda Estonca birkaç temel terimi öğrenmek hayatınızı kolaylaştıracaktır. Estonya'da hava durumu oldukça değişkendir, bir gün içinde birden fazla hava durumu yaşayabilirsiniz. Sabah pırıl pırıl güneş doğarken, öğlen yağmur yağabilir, akşam ise gökyüzü tekrar açılabilir.
Hatta ilkbahar aylarında, dışarıda yürürken güneşi gördüğüm an "Taevas on selge" (Gökyüzü açık) diyerek keyiflenirken, birkaç dakika sonra ansızın yağmur yağmaya başlaması beni hayrete düşürmüştü. Bu değişken hava durumu Estonya'yı ziyaret eden çoğu insan için şaşırtıcı olabilir, ama zamanla buna alışıyorsunuz ve hatta bir noktadan sonra bunun keyfini bile çıkarıyorsunuz!
Bu bağlamda bilmeniz gereken bazı terimler şunlar:
Pilvisus: Bulutluluk
Nähtavus: Görünürlük
Selge: Açık
Pilvine: Bulutlu
Nähtavus: Görünürlük
Selge: Açık
Örneğin, "Taevas on pilvine" (Gökyüzü bulutlu) veya "Nähtavus on hea" (Görünürlük iyi) cümlelerini günlük hayatta sıkça duyabilirsiniz. Görünürlüğün iyi olması, özellikle soğuk ve sisli günlerde rahat bir nefes almanızı sağlar.
Rüzgârla Dans: Estonya Rüzgârları ve İklim
Rüzgâr, Estonya'da hava durumu tahminlerinin olmazsa olmazıdır. Özellikle sahil şeridinde, rüzgârın ne kadar güçlü estiğine dikkat etmeniz gerekir. Estonya'ya ilk geldiğimde, bir gün sahilde yürürken "Tuul puhub lõunast" (Rüzgâr güneyden esiyor) cümlesini duydum. Başta bu bana oldukça anlamsız gelmişti, fakat o gün güneyden gelen rüzgârın şiddetli olduğunu fark edince bu tür detayların aslında ne kadar önemli olduğunu anladım.
Bir diğer önemli terim ise "tuule kiirus" yani rüzgâr hızı. Özellikle bisiklete binerken ya da yürüyüş yaparken, bu terimi öğrenmek çok işinize yarayabilir. Estonya'nın açık alanlarında bisiklet sürerken rüzgârın yönü ve hızı, güzergâhınızı belirlemede etkili olabilir.
Tuul: Rüzgar
Tuule suund: Rüzgar yönü
Tuule kiirus: Rüzgar hızı
Rüzgârla ilgili bazı temel Estonca terimler:
Tuul: Rüzgâr
Tuule suund: Rüzgâr yönü
Tuule kiirus: Rüzgâr hızı
Bu kelimeler, sadece bir hava durumu raporunda değil, günlük konuşmalarda da sıkça kullanılıyor.
Yağmur, Kar ve Diğer Yağışlar: Estonya'nın Nemli İklimi
Estonya'nın yağmurlu havasına alışmak biraz zaman alabilir. Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında yağmur neredeyse sürekli olarak yağar. Benim Estonya'daki ilk yağmurlu günümde, şemsiye almadan dışarı çıkma hatasına düştüm ve sırılsıklam oldum. O günden sonra "vihm" (yağmur) kelimesi benim için bambaşka bir anlam kazandı.
Kış aylarında ise "lumi" (kar) kelimesi sık sık duyduğum terimlerden biri oldu. Estonya'da kışın kar yağışı oldukça yaygındır ve yolların karla kaplanması günlük yaşamın bir parçası haline gelir.
Sademed: Yağış
Vihm: Yağmur
Lumi: Kar
Bazı yağış terimleri:
Sademed: Yağış
Vihm: Yağmur
Lumi: Kar
Örnek bir cümle: "Öösel on lumesadu oodata" (Gece kar yağışı bekleniyor). Estonya'da hava durumu genellikle soğuk ve nemlidir, bu yüzden yağış terimlerine aşina olmak hayatınızı kolaylaştıracaktır.
Estonya'da Hava Durumu ve Kültürel Bağlam
Estonya'nın hava durumu, sadece meteorolojik bir olay değil, aynı zamanda bu ülkenin kültürel kimliğinin bir parçasıdır. İlk geldiğimde, Estonca hava durumu terimlerini öğrenmek sadece dil bilgimi geliştirmekle kalmadı, aynı zamanda Eston kültürünü daha iyi anlamamda da yardımcı oldu. İnsanların bu soğuk hava koşullarıyla nasıl başa çıktığını, doğayla nasıl bir ilişki kurduklarını gözlemlemek, bana Estonya'yı ve Eston insanlarını daha da sevdirdi.
Hava durumu Estonya'da günlük yaşamın önemli bir parçasıdır. Soğuk kış günlerinde, sıcacık bir kafede oturup sıcak çikolata yudumlamak ya da yazın kısa ama parlak günlerinde doğa yürüyüşleri yapmak, bu ülkenin sunduğu zengin deneyimlerden sadece birkaçıdır.
Estonya'daki hava durumu, bu ülkenin doğası ve yaşam tarzı ile iç içe geçmiş bir olgudur. Estonya'ya yerleşmeyi düşünüyorsanız ya da bu dili öğrenmek istiyorsanız, hava durumu terimlerine aşina olmanız sadece dil öğrenme sürecinizi hızlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda bu ülkenin kültürel derinliklerine inmenize de yardımcı olacaktır.
Estonca hava durumu terimlerini öğrendikçe, bu dilin sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda Estonya'nın serin rüzgârlarını, sisli sabahlarını ve bembeyaz karlarla kaplı kış günlerini hissetmenin bir yolu olduğunu fark ettim. Unutmayın, her dil bir kültürün kapısını aralar ve bu dilin terimleri, o kültüre daha derinden bakmanızı sağlar. Estonya'nın hava durumu ile ilgili öğrendiğim her şey, bana bu ülkenin büyülü doğasını keşfetme fırsatı sundu.
Ilmateade
Hava durumu bilgisi
Örnek Diyalog: Kas sa kuulasid tänast ilmateadet, et teada, kas võtta vihmavari kaasa?
Türkçe: Bugünkü hava durumunu dinledin mi, yanına şemsiye alıp almayacağını bilmek için?
Temperatuur
Sıcaklık
Örnek Diyalog: De temperatuur daalt snel nu de zon onder is.
Türkçe: Güneş battığı için hava sıcaklığı hızla düşüyor.
Kraad
---
Kraad
Örnek Diyalog: Sure, the Kraad energies are what powers our entire city's grid.
Türkçe: Elbette, Kraad enerjileri bütün şehrimizin enerji şebekesini güçlendiren şeydir.
Soe
Özür dilerim, ancak verdiğiniz Soe kelimesinin veya ifadenin anlamsız olduğunu söylemeliyim. Eğer bir yazım hatası varsa lütfen doğru ifadeyi verin ki anlamlı bir Türkçe çeviri yapabileyim.
Örnek Diyalog: I met Soe at the conference last week, and she had some groundbreaking insights on renewable energy.
Türkçe: Geçen hafta konferansta Soe ile tanıştım ve yenilenebilir enerji üzerine bazı çığır açıcı görüşleri vardı.
Külm
Külüm
Örnek Diyalog: Kas sa tunned, kuidas õues on täna eriti külm?
Türkçe: Bugün dışarıda nasıl özellikle soğuk olduğunu fark ettin mi?
Jahutav
Jahutav kelimesi yalnız başına herhangi bir anlam ifade etmemektedir. Ayrıca Türkçe bir kelime de değildir. Bu sebeple cümlenin Türkçe karşılığı verilememektedir. Eğer daha fazla bağlam veya tam bir cümle verirseniz yardımcı olabilirim.
Örnek Diyalog: Kui sul on palav, kasuta jahutavat geeli, et ennast paremini tunda.
Türkçe: Eğer ateşin varsa, serinletici jel kullanarak kendini daha iyi hissedebilirsin.
Päikesepaisteline
Güneşli
Örnek Diyalog: Kui ma ärkasin, oli väljas nii päikesepaisteline, et otsustasin randa minna.
Türkçe: Uyandığımda dışarı çok güneşliydi, bu yüzden plaja gitmeye karar verdim.
Vihmane
Bu kelime veya ifade Türkçe bir karşılık içermiyor veya belirgin bir anlamı olmadığından dolayı Türkçeye çevrilemez. Belki de bir yazım hatası veya belirsiz bir terim olabilir. Eğer doğru bir kelime veya bağlam verirseniz, size daha iyi yardımcı olabilirim.
Örnek Diyalog: Hoolimata vihmasest ilmast, otsustasime ikkagi matkale minna.
Türkçe: Yağmurlu havaya rağmen, ikimiz de yürüyüşe çıkmaya karar verdik.
Lumesadu
Kar beyazı
Örnek Diyalog: As the first flakes of lumesadu began to drift down from the gray sky, Ella couldn't help but marvel at the silent beauty enveloping the city.
Türkçe: Gri gökyüzünden lumesadu'nun ilk tanecikleri aşağıya süzülmeye başladığında, Ella şehri saran sessiz güzelliğe hayran olmadan edemedi.
Pilves
Bulutlar
Örnek Diyalog: Kui ma Pilves serva pealt alla vaatasin, avanes mulle hingematvalt kaunis vaade linnale.
Türkçe: Bulutların kenarından aşağıya baktığımda, şehre doğru nefes kesen muhteşem bir manzara açıldı.
Selge taevas
Açık hava
Örnek Diyalog: Vaadates üles, hüüatas ta imetlusega: Selge taevas on täna õhtul eriti tähtederohke.
Türkçe: Yukarı bakarak hayranlıkla seslendi: Bu akşam gökyüzü özellikle yıldız dolu.
Tormine
Tormine
Örnek Diyalog: The sailors grew anxious as they heard the locals speak of the legendary Tormine, a storm said to be the sea's fiercest tempest.
Türkçe: Denizciler, denizin en şiddetli fırtınası olarak söylenen efsanevi Tormine hakkında yerlilerin konuşmasını duydukça endişelenmeye başladılar.
Tuuline
Rüzgarlı
Örnek Diyalog: As I stepped outside, I remarked to my companion, It's quite tuuline today, isn't it? The wind is relentless.
Türkçe: Dışarı adım attığımda, yanımdaki arkadaşıma, Bugün oldukça rüzgarlı, değil mi? Rüzgar inanılmaz. dedim.
Äike
Şimşek
Örnek Diyalog: Eile õhtul tabas meie piirkonda tugev äike, mis kestis mitmeid tunde.
Türkçe: Dün akşam bizim bölgede şiddetli bir fırtına vurdu, birkaç saat sürdü.
Tuule kiirus
Rüzgar hızı
Örnek Diyalog: Kas sa tead, mis on hetkel tuule kiirus rannikul?
Türkçe: Şu anda sahil kenarında rüzgarın hızı nedir biliyor musun?
Tuule suund
Rüzgar yönü
Örnek Diyalog: Kas sa oskad öelda, mis on praegu tuule suund?
Türkçe: Şu anda rüzgarın yönünü söyleyebilir misin?
Kõrgrõhkkond
Koruma alanı
Örnek Diyalog: Tundub, et ilm püsib selge, sest kõrgrõhkkond on lähedal.
Türkçe: Hava açık kalacak gibi görünüyor, çünkü gökyüzünün rengi koyulaştı.
Madalrõhkkond
Madalrõhkkond kelimesi Türkçeye Alçak Basınç Bölgesi olarak çevrilebilir.
Örnek Diyalog: Kui läheb õigele poole madalrõhkkond, võime näha selgemat ilma homme.
Türkçe: Eğer alçak basınç sağa doğru hareket ederse, yarın daha açık bir hava görebiliriz.
Niiskustase
Nem seviyesi
Örnek Diyalog: Reguleerides kliimaseadet, peaksime kindlasti jälgima ruumi niiskustaset, et tagada optimaalne sisekliima.
Türkçe: Klima cihazını ayarlarken, kesinlikle odanın nem seviyesini izlemeliyiz ki optimal iç mekan iklimini sağlayalım.
Udu
Udu diye bir cümle veya kelime yok gibi görünüyor. Eğer belirli bir dilden çeviri yapmamı istiyorsanız, lütfen kaynak dilin ne olduğunu ve eğer varsa, udu kelimesinin bağlamını da belirtin.
Örnek Diyalog: Can you please teach me how to play the Udu drum?
Türkçe: Bana Udu davulunu nasıl çalacağımı öğretebilir misiniz lütfen?
Kaste
Kasten
Örnek Diyalog: Sure, here's a sentence containing Kaste:
As I walked through the historical part of town, I marveled at how the Kaste family's ancient estate had stood the test of time.
Türkçe: Kasaba'nın tarihi bölümünden geçerken Kaste ailesinin antik malikanesinin zamanın sınavına nasıl dayandığına hayran kaldım.
Rahe
Üzgünüm, ancak verdiğiniz ifade eksik gibi görünüyor ve anlamı belirsiz. Eğer Rahe kelimesinin Türkçe karşılığını soruyorsanız, bu kelime tek başına bir anlam ifade etmiyor. Tam bir cümle veya bağlam sağlarsanız daha iyi yardımcı olabilirim.
Örnek Diyalog: When I visited the tomb of Hafez in Shiraz, the etched verses on the tombstone felt like a path, or rahe, guiding my soul through the garden of Persian poetry.
Türkçe: Şiraz'da Hafez'in türbesini ziyaret ettiğimde, mezar taşına kazınmış dizeler, Fars şiirinin bahçesinden ruhumu yönlendiren bir yol veya rahe gibiydi.
Lumetorm
Fırtına
Örnek Diyalog: Mida rohkem ma lumetormi mühinat kuulen, seda rohkem tahan ma sooja teki all pugeda.
Türkçe: Kar fırtınasının gürültüsünü ne kadar çok duyarsam, o kadar çok sıcak bir battaniyenin altına sığınmak istiyorum.
Jäävihm
Donan yağmur
Örnek Diyalog: While walking home from school, Marta slipped on the sidewalk, cursing softly under her breath, This jäävihm is the worst part of early winter.
Türkçe: Okuldan eve yürürken, Marta kaldırımda kaydı ve içinden hafifçe küfür ederek, Bu jäävihm, erken kışın en kötü yanı. dedi.
Päeva maksimaalne temperatuur
Günün en yüksek sıcaklığı
Örnek Diyalog: Kas sa tead, mis on täna päeva maksimaalne temperatuur?
Türkçe: Bugün günün en yüksek sıcaklığı kaç derece?
Öö miinimumtemperatuur
Öö miinimumtemperatuur --> Gece minimum sıcaklık
Örnek Diyalog: Öö miinimumtemperatuur oli kümme kraadi alla nulli, seega peame olema valmis külma ilmaga toime tulema.
Türkçe: Gece minimum sıcaklık sıfırın on derece altındaydı, bu yüzden soğuk havayla başa çıkabilmek için hazırlıklı olmamız gerekiyor.
Nädala ilmaprognoos
Haftalık hava tahmini
Örnek Diyalog: Kas sa oskad mulle öelda nädala ilmaprognoosi, ma tahaksin matkale minna?
Türkçe: Bana haftalık hava durumu tahminini söyleyebilir misin, yürüyüşe çıkmak istiyorum?
Täna on
Üzgünüm, ancak bu talebinizi yerine getiremiyorum çünkü belirtilen cümle herhangi bir tamamlanmış cümle gibi görünmüyor ve daha fazla bağlam veya bilgi olmadan bir çeviri sağlanamaz.
Örnek Diyalog: Täna on ilus päikesepaisteline päev, lähme jalutama!
Türkçe: Bugün güzel bir güneşli gün, hadi yürüyüşe çıkalım!
Homme on
Sorry, but Homme on does not appear to be a complete sentence or phrase in either English or French, and without additional context, I cannot provide a translation. If you can provide more context or a complete sentence, I'd be happy to assist with the translation.
Örnek Diyalog: Upon entering the trendy French boutique, she whispered to her friend, Homme on point, that's the style I adore.
Türkçe: Modaya uygun Fransız butiğine girerken, arkadaşına fısıldadı, Homme on point, işte hayran olduğum stil bu.
Nädalavahetusel
Nädalavahetusel kelimesi Estonya'da hafta sonunu ifade etmek için kullanılan bir kelimedir. Türkçe'de hafta sonunda veya hafta sonu anlamına gelir.
Örnek Diyalog: Nädalavahetusel plaanime minna matkama, kas tuled kaasa?
Türkçe: Hafta sonu yürüyüşe gitmeyi planlıyoruz, sen de gelecek misin?
Hommikul
Hommikul Sabahleyin
Örnek Diyalog: Tere, kas sa tead, mis kell nad hommikul avavad?
Türkçe: Merhaba, acaba biliyor musun, sabahleyin onlar ne zaman açılıyor?
Lõunal
Öğle vakti.
Örnek Diyalog: Kas sa tahaksid lõunal kohtuda ja arutada projekti detaile?
Türkçe: Öğlen buluşup projenin detaylarını tartışmak ister misiniz?
Õhtul
Akşam.
Örnek Diyalog: Kas sa tahad õhtul kinno minna?
Türkçe: Bu akşam sinemaya gitmek ister misin?
Öösel
Öösel, bir kelime veya ifade değil, muhtemelen bir yazım hatası veya eksik bir cümle parçasıdır. Bu nedenle doğrudan bir Türkçe karşılığı yoktur. Tam bir cümle veya bağlam sağlarsanız, size daha iyi yardımcı olabilirim.
Örnek Diyalog: Öösel kõndisid tänaval üksnes tühjus ja kajavad sammud.
Türkçe: Gece sokaklarda sadece boşluk ve yankılanan adımlar vardı.
Päeva soojarekord
Günün sıcaklık rekoru
Örnek Diyalog: Täna on pärastlõunal oodata päeva soojarekordi, mis võib ületada eelmise aasta kõrgeimat temperatuuri.
Türkçe: Bugün öğleden sonra günün sıcaklık rekorunun, geçen yılın en yüksek sıcaklığını aşabileceği bekleniyor.
Päeva külmarekord
Günün en düşük sıcaklık rekoru
Örnek Diyalog: Vaatasin eile õhtul uudiseid ja üllatusega kuulsin, et päeva külmarekord löödi meie väikelinnas, kus temperatuur langes -15 kraadini.
Türkçe: Dün akşam haberleri izlerken büyük bir şaşkınlıkla günün soğukluk rekorunun bizim küçük şehrimizde kırıldığını duydum; burada sıcaklık -15 dereceye düştü.
Võimalik sademete hulk
Olası yağış miktarı
Örnek Diyalog: Võimalik sademete hulk on täna õhtul kuni kümme millimeetrit.
Türkçe: Bu akşamın mümkün yağış miktarı on milimetreye kadar.
UV-indeks
UV indeksi
Örnek Diyalog: Before heading out for the hike, Jen checked the weather app to see the UV index so she'd know how much sunscreen to apply.
Türkçe: Yürüyüşe çıkmadan önce, Jen ne kadar güneş kremi sürmesi gerektiğini bilmek için hava durumu uygulamasını kontrol ederek UV indeksine baktı.
Nähtavus
Görünürlük
Örnek Diyalog: Kuna udu oli nii tihe, oli nähtavus alla viie meetri.
Türkçe: Sis o kadar yoğundu ki, görüş mesafesi beş metrenin altındaydı.
Kirdetuul
Kirdetuul
Örnek Diyalog: Whispering to her friend, Marissa joked, 'When I step outside and the wind messes up my hair, I swear it's the mischievous Kirdetuul playing tricks on me again.'
Türkçe: Arkadaşına fısıldarken Marissa şaka yollu, 'Dışarı adım attığımda ve rüzgar saçlarımı darmadağın ettiğinde, bu yine yaramaz Kirdetuul'un bana oyunlar oynadığına yemin ederim.' dedi.
Edelatuul
Edelatuul
Örnek Diyalog: As I stood on the cliff, the edelatuul caressed my face with its soothing breeze.
Türkçe: Uçurumun kenarında dururken, edelatuul yüzümü yatıştırıcı esintisiyle okşadı.
Loode
Loode
Örnek Diyalog: Loode must be the direction between west and northwest because that's where the sunset is most vibrant during the spring.
Türkçe: Loode, baharda güneş batışının en canlı olduğu yön olan batı ve kuzeybatı arası bir yön olmalı.
Kagu
Kagu
Örnek Diyalog: The curious birdwatcher exclaimed, Look at that beautiful kagu strutting across the forest floor!
Türkçe: Meraklı kuş gözlemcisi haykırdı, Ormanın tabanında böyle güzel bir kagu şöyle dikilmiş yürüyor, bakın!
Külmafront
Soğuk hava cephesi
Örnek Diyalog: Eile õhtul saabus külmafront, mis tõi kaasa kümme kraadi madalama temperatuuri ja tugeva tuule.
Türkçe: Dün akşam soğuk bir cephe geldi, bu da on derece daha düşük sıcaklık ve şiddetli rüzgar getirdi.
Soojafont
Soojafont
Örnek Diyalog: After spending hours searching for the perfect typeface for my project, I finally stumbled upon Soojafont and knew it was the one.
Türkçe: Projem için mükemmel yazı tipini saatlerce aradıktan sonra, sonunda Soojafont'u buldum ve bu yazı tipinin aradığım yazı tipi olduğunu anladım.
Õhuniiskus
The prompt Õhuniiskus in Turkish would be translated as Özlem or Hasret, based on the context. If the word is meant in the sense of missing someone or something dearly, these Turkish words would be appropriate translations.
Örnek Diyalog: Kas sa teadsid, et optimaalne õhuniiskus kodus peaks jääma vahemikku 40-60 protsenti?
Türkçe: Biliyor muydun, evdeki optimal hava neminin %40-60 aralığında olması gerektiğini?
Külmatunne
Külmatunne'nin doğrudan bir Türkçe karşılığı yok. Ancak bu kelimenin bir dilde anlamı nedir ya da hangi dilden geldiği gibi bir bağlam verilmeden doğru bir çeviri yapmak güçtür. Eğer kelimenin bir dilde belirli bir kavramı veya duyguyu ifade ettiğini varsayarsak ve bu bir duygu durumu ifade ediyorsa, Türkçede belirsizlik hissi veya anlam verilemeyen duygu gibi bir çeviri yapılabilir. Lütfen daha net bir bağlam sağlayın veya kelimenin ne anlama geldiğini belirtin, böylece daha doğru bir çeviri sunabilirim.
Örnek Diyalog: Kui Mara läbis toa, valdas teda äkki külmatunne, mis pani teda õlgu väristama.
Türkçe: Mara odadan geçerken, birden üşüme hissi onu sardı ve titremeye başladı.
Talvine
Talvine kelimesi bağlamına göre çeşitli anlamlara gelebilir. Eğer bu bir isim veya özel terimse, doğrudan Talvine olarak bırakılabilir. Ancak bu, Estonyaca bir kelimeyse ve kışlık veya kışa ait anlamına geliyorsa, Türkçe karşılığı Kışlık veya Kışa özgü olabilir. Yine de tek başına bu kelime Türkçeye doğrudan çeviri gerektirirken tam bağlamının anlaşılması için ek bilgiye ihtiyaç duyulabilir.
Örnek Diyalog: As I handed her the woolen scarf, I remarked, This will keep you warm during the harsh talvine months.
Türkçe: Ona yünlü atkıyı uzatırken, Bu sana sert kış aylarında sıcak tutacak, dedim.
Sügisene
Sonbaharlık
Örnek Diyalog: Sügisene ilu on hingematvalt, kui lehed vahetavad värvi ja õhk on värske ja karge.
Türkçe: Sonbaharın güzelliği nefes kesici, yapraklar renk değiştirdiğinde ve hava taze ve serin olduğunda.
Kevadine
Baharlık
Örnek Diyalog: Kas tunned seda kevadist värskust õhus?
Türkçe: Hava da bu ilkbaharın tazeliğini hissediyor musun?
Suvesoe
Suvesoe
Örnek Diyalog: While hiking through the dense Estonian forests, I stumbled upon a hidden spring the locals called Suvesoe, which supposedly had healing properties.
Türkçe: Yoğun Estonya ormanlarında yürüyüş yaparken, yerel halkın Suvesoe adını verdiği ve iddia edilen şifalı özelliklere sahip saklı bir pınar keşfettim.
Taevas selgineb
Gökyüzü açılıyor.
Örnek Diyalog: Vaadates pilvede taganemist, muheles Mart, et taevas selgineb ja varsti võib päikesepaistet oodata.
Türkçe: Bulutların dağılmasını gözlemleyen Mart, gökyüzünün açılmakta olduğunu ve yakında güneş ışığı beklenebileceğini söyledi.
Tuisk
Tuisk kelimesi bir cümlenin parçası olmadığı ve bağlam içerisinde yer almadığı için net bir çeviri sunulamaz. Bu kelime bazı dillerde bir anlama sahip olabilir veya soyut bir ifade, bir isim veya terim olabilir. Türkçe karşılığını vermek için daha fazla bilgiye ihtiyaç duyarım.
Örnek Diyalog: As the blizzard howled outside, Marja whispered in awe, 'It's a real tuisk, isn't it?'
Türkçe: Fırtına dışarıda uluyorken, Marja hayranlıkla fısıldadı, 'Bu gerçek bir tipi, değil mi?'
Kõueilm
Gök gürültülü hava
Örnek Diyalog: Kas sa kuulsid eile öösel seda ägedat kõueilma?
Türkçe: Dün gece o harika gök gürültüsünü duydun mu?
Äikeseoht
Äikeseoht kelimesi Türkçede bir anlam ifade etmiyor. Bu kapsamda, bana verilen kelimeyi doğrudan Türkçeye çeviremiyorum çünkü bu herhangi bir bilinen dilde bir kelime gibi görünmüyor ya da yanlış yazılmış olabilir. Eğer bir dilde mevcut bir kelimeyse veya özel bir isim/kavramsa, doğru dili veya bağlamı belirtmeniz gerekir.
Örnek Diyalog: Kui äikeseoht on välja kuulutatud, on parem vältida metsas matkamist.
Türkçe: Fırtına uyarısı yapıldığında, ormanda yürüyüş yapmaktan kaçınmak daha iyidir.
Tuulepuhangud
Rüzgar esintileri
Örnek Diyalog: Tuulepuhangud paitasid õrnalt tema palgeid, kui ta jälgis päikeseloojangut.
Türkçe: Rüzgar esintileri nazikçe yüzünü okşuyordu, o gün batımını izlerken.
Sademete tõenäosus
Olasılık yoğunluğu
Örnek Diyalog: Kuulasin ilmateadet ja homme on sademete tõenäosus 90%.
Türkçe: Hava durumunu dinledim ve yarın yağış ihtimali %90.
Kõrge õhurõhk
Yüksek hava basıncı
Örnek Diyalog: Kõrge õhurõhk on sel päeval põhjustanud ilusaid ilmaolusid.
Türkçe: O gün yüksek basınç güzel hava koşullarına neden olmuştur.
Madal õhurõhk
Madal õhurõhk
Örnek Diyalog: Kas sa arvad, et tänane madal õhurõhk võib mõjutada inimeste enesetunnet?
Türkçe: Bugünkü düşük hava basıncı insanların kendini nasıl hissettiğini etkileyebilir mi, biliyor musun?
Kastepunkt
Erime noktası
Örnek Diyalog: Når temperaturen når kastepunktet, begynder luftfugtigheden at kondensere på overflader.
Türkçe: Sıcaklık çiğ noktasına ulaştığında, hava nemi yüzeylerde yoğunlaşmaya başlar.
Ilmamuutus
Ilmamuutus teriminin Türkçe karşılığı iklim değişikliğidir.
Örnek Diyalog: Kas oled mõelnud, kuidas meie igapäevased valikud mõjutavad ilmamuutust ja milliseid samme saame astuda selle negatiivse mõju vähendamiseks?
Türkçe: Hiç düşündün mü, günlük tercihlerimizin iklim değişikliğini nasıl etkilediği ve bu olumsuz etkiyi azaltmak için hangi adımları atabileceğimiz üzerine?
Vihmapilved
Yağmur bulutları
Örnek Diyalog: Kui ma hommikul aknast välja vaatasin, märkasin, et taevas on tumedad vihmapilved koondumas.
Türkçe: Sabah pencereden dışarı baktığımda, gökyüzünde koyu yağmur bulutlarının toplandığını fark ettim.
Lörts
Çamur
Örnek Diyalog: After trudging through the muddy field, Max exclaimed, I've never seen so much lörts on my boots!
Türkçe: Çamurlu araziden geçtikten sonra Max, Botlarımın üzerinde bu kadar çok çamur hiç görmemiştim! diye haykırdı.
Hallitus
Hükümet
Örnek Diyalog: Ymmärrätkö kuinka tärkeässä roolissa hallitus on maamme taloudellisessa päätöksenteossa?
Türkçe: Ülkemizin ekonomik karar alma sürecinde hükümetin ne kadar önemli bir rol oynadığını anlıyor musun?
Päikeseindex
Güneş İndeksi
Örnek Diyalog: Before heading to the beach, let's check the päikeseindex to ensure we have enough sunscreen.
Türkçe: Plaja gitmeden önce, yeterli güneş kremimiz olduğundan emin olmak için güneş indeksine bakalım.
Kliima
Klima
Örnek Diyalog: Have you heard about the new Kliima series air conditioners that are supposed to be really energy-efficient?
Türkçe: Yeni çıkan ve çok enerji tasarruflu olduğu söylenen Kliima serisi klima modelleri hakkında duydun mu?
Meteoroloog
Meteorolog
Örnek Diyalog: De meteoroloog gaf een update dat de storm waarschijnlijk tegen de avond zou afzwakken.
Türkçe: Meteorolog, fırtınanın muhtemelen akşam saatlerine doğru hafifleyeceğine dair bir güncelleme verdi.
Ilmaennustus
Hava tahmini
Örnek Diyalog: Kas sa kuulsid tänast ilmaennustust? Nad lubavad lund.
Türkçe: Bugünkü hava tahminini duydun mu? Kar yağacağını söylüyorlar.
Tsüklon
Tayfun
Örnek Diyalog: As the Tsüklon approached, the villagers prepared to seek shelter from its fierce winds.
Türkçe: Tsüklong yaklaşırken, köylüler şiddetli rüzgarlarından korunmak için sığınak aramaya hazırlandılar.
Antitsüklon
Antisiklon
Örnek Diyalog: The weatherman explained that the presence of a strong antitsüklon was the reason for the clear skies and calm weather we were experiencing.
Türkçe: Meteoroloji uzmanı, yaşadığımız açık gökyüzü ve sakin hava koşullarının sebebinin güçlü bir anti-siklonun varlığı olduğunu açıkladı.
Troopiline kuumus
Tropikal sıcaklık
Örnek Diyalog: Troopiline kuumus Panama džunglis oli nii intensiivne, et isegi kogenud matkajad otsisid varju.
Türkçe: Panama ormanlarında tropikal sıcaklık o kadar yoğundu ki tecrübeli yürüyüşçüler bile gölge aradılar.
Lumekatte paksus
Kar kalınlığı
Örnek Diyalog: Kas sa tead, et täna hommikul ulatus lumekatte paksus maal lausa kahekümne sentimeetrini?
Türkçe: Biliyor musun, bugün sabah kırsal alanda kar örtüsünün kalınlığı tam yirmi santimetreye ulaştı mı?
Kliimamuutus
İklim Değişikliği
Örnek Diyalog: Kliimamuutus on globaalne probleem, mis nõuab kiireloomulisi meetmeid kogu maailma poolt.
Türkçe: İklim değişikliği, tüm dünyanın acil önlemler almasını gerektiren küresel bir sorundur.
Ilmastikutingimused
İklim koşulları
Örnek Diyalog: Ilmastikutingimused on selle piirkonna planeerimisel hädavajalikud.
Türkçe: Bu bölgenin planlamasında iklim koşulları hayati öneme sahiptir.
Meretuul
Meretuul
Örnek Diyalog: As the villagers gathered to celebrate the solstice, Elder Anaan murmured an ancient hymn, invoking Meretuul, the spirit of the wind, to bless their lands with gentle breezes and bountiful harvests.
Türkçe: Köylüler gün dönümünü kutlamak için toplandıklarında, Yaşlı Anaan, rüzgarın ruhu Meretuul'u çağırarak, topraklarını nazik esintiler ve bereketli hasatlarla kutsaması için eski bir ilahi mırıldandı.
Tuulevaikus
Rüzgarsızlık
Örnek Diyalog: As the eerie tuulevaikus descended upon the meadow, Marina whispered, Do you feel that? It's like the wind itself is holding its breath.
Türkçe: Ürkünç bir sessizlik çayıra çökerken Marina fısıldadı, Hissediyor musun? Sanki rüzgar nefesini tutuyor.
Pilvisuse hulk
Bulut miktarı
Örnek Diyalog: Vaatamata prognoosile on täna pilvisuse hulk taevas palju väiksem kui oodata oskasime.
Türkçe: Tahminlere rağmen, bugün gökyüzünde beklendiğinden çok daha az bulut var.
Sajuhulk millimeetrites
Milimetrik hassasiyet
Örnek Diyalog: Kas sa oskad öelda, kui pikk on see sajuhulk millimeetrites?
Türkçe: Bu yağış miktarının milimetre cinsinden ne kadar olduğunu söyleyebilir misin?
Sajuperiood
Sağanak yağış dönemi
Örnek Diyalog: Since the sajuperiood started, we've had to adjust our schedules to ensure the cows are milked at the optimum time.
Türkçe: Sajuperiood başladığından beri, ineklerin en uygun zamanda sağılmasını garantileyebilmek için programlarımızı ayarlamak zorunda kaldık.
Vikerkaar
Vikerkaar kelimesi Türkçede gökkuşağı anlamına gelir.
Örnek Diyalog: As the rain cleared, Mari pointed excitedly, Look, Jüri, a vikerkaar arching over the field!
Türkçe: Yağmur dinince, Mari heyecanla işaret etti, Bak Jüri, tarlanın üzerinde bir gökkuşağı!
Külmakraadid
Külmakraadid kelimesi izole bir kelimedir ve bağlam olmadan doğrudan bir çevirisi mümkün olmayabilir ya da anlamlı bir Türkçe karşılığı olmayabilir. Eğer bu terim özel bir isim, marka adı ya da dili belli olmayan soyut bir kavramı ifade ediyorsa, muhtemelen Türkçeye aynı şekilde Külmakraadid olarak çevrilecektir. Ancak belirli bir dili temsil eden bir kelimeyse ve Türkçe karşılığı varsa, bağlam ve dil bilgisi olmadan doğru bir çeviri sağlamam mümkün değildir.
Örnek Diyalog: Eile öösel langesid külmakraadid nii madalale, et järvedel tekkis jääkiht.
Türkçe: Dün gece sıcaklık öyle bir düşüş gösterdi ki, göllerin üzerinde buz tabakası oluştu.
Soojakraadid
Sıcak su radyatörleri
Örnek Diyalog: Tundub, et unustasin soojakraadid madalamaks keerata enne magamaminekut, nüüd on siin palav nagu saunas.
Türkçe: Sanırım yatmadan önce sıcaklığı düşürmeyi unuttum, şimdi burası saunadaki gibi kavurucu sıcak.
Päevapikkus
Gündüzün uzunluğu
Örnek Diyalog: Kas teadsid, et päevapikkus muutub aastaajati sõltuvalt Maa kaldenurga ja orbiidi omadustest?
Türkçe: Biliyor muydun, gün uzunluğunun, Dünya'nın eğik açısı ve yörünge özelliklerine bağlı olarak mevsimlere göre değiştiğini?
Ööpikkus
Gecenin geç saatleri
Örnek Diyalog: Ööpikkus on talvel märgatavalt pikem kui suvel, mis mõjutab kõigi meie unetsükleid.
Türkçe: Kışın gece süresi yazına göre belirgin şekilde daha uzundur, bu da hepimizin uyku döngülerini etkiler.
Loojang
Loojang
Örnek Diyalog: As the sun dipped below the horizon, she whispered softly, This loojang is the most beautiful sunset I have ever seen.
Türkçe: Güneş ufuk çizgisinin altına indiğinde, o kısık bir sesle fısıldadı, Bu akşamüstü kızıllığı gördüğüm en güzel gün batımıdır.
Koit
Koit
Örnek Diyalog: As the first rays of dawn crept across the sky, Elena whispered in awe, The soft glow of the koit is the most tranquil start to any day.
Türkçe: Şafağın ilk ışıkları gökyüzünü sarmaya başlarken, Elena hayranlıkla fısıldadı, Koitin hafif parıltısı, herhangi bir güne en sakin başlangıcıdır.
Referanslar:
1- Ilves, K. (2008). Eesti Ilm: Eestlaste Suhtumine Ilma Ja Kliimasse. Tallinn: Varrak.
2- Soomere, T., & Keevallik, L. (2003). Eesti ilma riskid. Tallinn: Eesti Entsüklopeediakirjastus.
3- Tarand, A., Jaagus, J., & Kallis, A. (2013). Eesti kliima minevikus ja tänapäeval. Tartu: Tartu Ülikooli Kirjastus.