Başarılı İnsanlar

Tutkusu Uğruna Sınırları Yıkan Kadın: Afife Jale

Buket Sağdinç
Güncellendi:
9 dk okuma
Koyu renk saçlı bir kadın açık renkli bir arka plan üzerinde duruyor. Gözleri açık, dümdüz karşıya bakıyor ve dudakları hafifçe ayrılmış. Saçları geriye doğru toplanmış ve kulaklarının arkasına sıkıştırılmış. Yüksek yakalı ve uzun, kabarık kollu sade siyah bir elbise giyiyor. Teni açık ten renginde ve makyajı ince ve doğal. Elleri önünde kenetlenmiş ve duruşu rahat. Kendinden emin ve sakin görünüyor.
KonuAçıklamaNotlar
Gençlik Yılları1902 doğumlu Afife Jale, Kadıköy'de orta halli bir ailede dünyaya gelir. Tiyatro tutkusu çocuk yaşta başlar.İlk rol denemelerini kardeşleriyle evde yapar.
Eğitim Hayatı ve Tiyatro TutkusuAfife, Müslüman kadınların tiyatroda yer alması yasaktı. İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim görmeye başlar, fakat aklı hep tiyatroda olur.Darülbedayi'ye kabul ettiği beş Müslüman kadından biri olur.
Sahne Hayatına Başlangıç1920'de 'Yamalar' adlı oyunla ilk kez sahneye çıkar, ilk Müslüman Türk kadın tiyatro oyuncusu olur.Burada 'Jale' ismini kullanır, Afife Jale olarak anılmaya başlar.
Yasaklar Ve SorunlarPolis, Müslüman kadınların sahneye çıkmasını engeller, Afife birkaç kez tutuklanmak üzereyken kaçar.Buna rağmen, sahneye çıkmayı asla bırakmaz.
Yasal Yasağın Gelmesi1921'de Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaklanır, Afife işsiz ve yalnız kalır.Darülbedayi yöneticileri Celal Sahir ve Hüseyin Suat tutuklanır.
Sağlık Durumuİlk başlarda baş ağrısı tedavisi için morfin kullanır, daha sonra bağımlı hale gelir. Sağlığı günden güne bozulur.Bu durum, tiyatro hayatını da olumsuz etkiler.
Tekrar Sahne Hayatına DönüşBir süre sahnelerden uzak kalan Afife, Burhanettin Tepsi Kumpanyası'na katılır ve Anadolu turnesine çıkar.Doktor Suat Bey hayatından çıkar, sadece morfin bağımlılığı kalır.
Cumhuriyet DönemiCumhuriyet ilan edildiğinde kadınların sahneye çıkması yasal hale gelir. Ancak Afife'nin fiziksel ve ruhsal durumu bu durumu etkilemez.Sağlık durumu, tiyatro kariyerine engel olur.
Son DönemlerYeni Tiyatro Topluluğu ile tekrar sahne alır, ancak bağımlılığı sebebiyle yaşamı ve sağlığı bozulmaya devam eder.Tiyatro kariyerini tamamen bırakmak zorunda kalır.
ÖlümHayatla her daim bir savaş içerisinde olan Afife, bağımlılıkla ve tasayla dolu bir yaşamın sonunda hayatını kaybeder.Türk tiyatrosunun ilk Müslüman kadın oyuncusu olarak tarihe geçer.
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Afife, 1902 yılında İstanbul’un Kadıköy semtinde, orta halli ve üç çocuklu bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Tiyatroya olan aşkı henüz çocukluk yaşlarında başlayan Afife, bu konuda ilk adımlarını evde kardeşleri Salah Bey ve Behiye Hanım’la oynadığı küçük oyunlarla attı. Fakat annesi Methiye Hanım ve babası Hidayet Bey, Afife’nin içinde yanan tiyatro ateşini asla anlayamadı.

Afife’nin Tiyatro Aşkı ve Eğitim Hayatı

Hidayet Bey’in isteğiyle, Afife İstanbul Kız Sanayi Mektebi’nde eğitim görmeye başladı. Ancak aklı her daim tiyatrodaydı. O yıllarda Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaktı. 27 Ekim 1914 tarihinde İstanbul Belediyesi bünyesinde konservatuar olarak açılan Darülbedayi, Müslüman kadınların, yalnızca kadınlara özel gösterilerde rol alacağını bildirerek tiyatro kursları için sınav açtı. 10 Kasım 1918 tarihinde yapılan bu sınava katılan Afife, kabul edilen beş Müslüman kadından biri oldu.

Bu beş Müslüman kadının okula kabul edilişi ne yazık ki sahneye çıkabilecekleri anlamına gelmiyordu. Beyza, Behire ve Memduha ‘nasılsa sahneye çıkamayacağız’ düşüncesiyle bir süre sonra Darülbedayi’den ayrıldılar. Aynı yıl içerisinde 18 Aralık günü, Refika suflör, Afife ise mülazım artist başka bir deyişle stajyer oyuncu olarak tiyatronun kadrosuna alındı. 1920 yılına kadar tüm provalara katılan Afife, hiç sahneye çıkmadı. Ta ki 22 Nisan 1920’ye kadar…

Hidayet Bey kızının tiyatro ile uğraşmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaktı. Yasakları çiğneyen bir kadın ise toplum gözünde değersiz ve kötü bir insana dönüşüyordu. Afife’nin, Hidayet Bey’in kızı olması bile, onun gözündeki kadın çizgisini değiştirmiyordu: kadın, sahneye çıkamaz, kendini teşhir edemezdi. Bu ancak ‘kötü kadın’lara yakışan bir hareketti. Olan bitende Methiye Hanım’ın hiç söz hakkı yoktu. Olsa da pek bir şey değişmezdi, çünkü annesine göre de Afife sahneye çıkmamalıydı.



Bu baskılara ve yasaklara dayanamayan Afife evi terk etti ve babası tarafından da evlatlıktan reddedildi. Artık tutkusu ile baş başaydı.

Afife Jale’nin İlk Sahne Heyecanı: Yamalar

1920 yılında Darülbedayi, Kadıköy’de bulunan Apollon Tiyatrosu’nda, Hüseyin Suat’ın ‘Yamalar’ adlı oyununu sahneledi. Ancak Emel karakterini canlandıran Eliza Benemenciyan’ın aniden Paris’e gitmesi gerekti. Bunun üzerine role Afife getirildi. Sonunda en büyük hayali gerçek oluyordu. Afife, ‘Jale’ takma ismi ile 22 Nisan 1920 tarihinde sahneye çıktı. Böylece sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını olarak adeta tarihe geçti ve Afife Jale olarak anılmaya başladı.

O gece tiyatroya gelen polis, tiyatro yöneticilerine Müslüman kadınları sahneye çıkarmamaları konusunda oldukça sert bir uyarıda bulundu. Ancak Afife hayallerine ulaşmanın tadını almıştı bir kere ve durmayacaktı. Hayallerine kavuşmanın tadı, acı gerçeklere karşı gözünü adeta kör ediyordu. Uyarıdan bir hafta sonra Afife Jale ‘Tatlı Sır’ oyunu ile tekrar sahneye çıktı. Oyun esnasında tiyatroyu basan polisler onu tutuklamak istediler. Ancak aynı tiyatroda sahne alan Ermeni asıllı Türk oyuncu Kınar (Sıvacıyan) Hanım, Afife’yi kaşla göz arasında arka bahçeden kaçırdı.

Tutuklanmaya bu denli yaklaşmak bile Afife Jale’yi yolundan çeviremedi. Sahneye çıkamayacağı gerçeği yüzüne her vurulduğunda daha da hırslanan Afife, üçüncü kez ‘Odalık’ adlı piyesle sahne aldı. Oyunun sahnelendiği esnada tekrar tiyatro polis tarafından baskına uğradı ve Afife bir kere daha Kınar Hanım tarafından bu kez makine dairesinden kaçırılarak tutuklanmaktan kurtuldu. Ancak Darülbedayi yöneticileri Celal Sahir ve Hüseyin Suat tutuklandı.

1921 yılında dönemin İçişleri Bakanlığı olan Dahiliye Nezareti tarafından, 204 sayılı bildiri ile Müslüman kadınların sahneye çıkması kanunen yasaklandı. İstanbul Belediyesi 27 Şubat 1921 günü bu bildiriyi Darülbedayi’ye gönderdi. Çaresiz kalan yönetim kurulu, Afife’yi kadrodan çıkardı.



İşsiz, parasız ve yapayalnız kalan Afife’nin zaten zayıf olan sinirleri hepten yıpranmıştı. Çok şiddetli baş ağrıları çekmeye başladı. O dönemde tanıştığı ve aşık olduğu doktor Suat bey, Afife’nin baş ağrılarını dindirebilmek için ona morfin tedavisi uyguladı. Gittikçe artan dozaj sebebiyle Afife, bir süre sonra morfine bağımlı hale geldi.

Birkaç yıl ortalığın durulmasını bekledikten sonra Afife, bu kez de Burhanettin Tepsi Kumpanyası’ na katıldı ve Anadolu turnesine çıktı. Ardından Fikret Şadi’ nin Milli Sahne’ si ile birçok ilde temsiller verdi. Bu sırada Doktor Suat Bey Afife’nin hayatından çıkmış, geriye sadece morfin bağımlılığı bırakmıştı.

Bir Bahar Akşamı Rastladı Pınar’a

Çok sevdiği İstanbul’a tekrar dönen Afife, Kadıköy’de Yeni Tiyatro Topluluğu ile tekrar sahne almaya başladı. Ancak bağımlılığı sebebiyle sağlığı ve yaşantısı günden güne bozuluyordu. Büyük tutkusunu tekrar bırakmak zorunda kaldı ve tiyatrodan ayrıldı. Bu sıralarda Cumhuriyet ilan edildi ve kadınların sahneye çıkması yasal hale geldi. Ancak Afife’nin fiziksel ve ruhsal sağlık durumu buna izin vermiyordu.

Hayatla her daim bir savaş içerisinde olan Afife Jale, ömrünün en mutlu günlerini birlikte geçireceği adamla tanışacağından habersiz, 1928 yılının bir bahar akşamında Kuşdili Çayırı’na Hafız Burhan konserine gitti. Burada ona tamburu ile eşlik eden müzisyen Selahattin Pınar’la tanıştı. İlk görüşte aşk olarak adlandırdıkları hissiyatlarını daimi kılmak için 1929 yılında evlenerek Fatih’te küçük bir eve taşındılar.

Bu sıralarda bağımlılığına karşı gelmeyi başaran Afife Jale ve Selahattin Pınar, bu küçücük evde çok mutlu zamanlar geçirdiler. Oyunlar oynadılar, şarkılar söylediler… Ancak bu mutluluk çok uzun sürmedi. Tiyatrodan uzak kaldığı için kahrolan Afife, boşluğunu doldurmak için yeniden morfine sarıldı. Eşini morfin enjekte ederken yakalayan Selahattin Pınar, hayat arkadaşına daha çok destek olmak istedi ve onun yanında yer aldı. Fakat bir süre sonra Afife’nin bağımlılığıyla baş edemez hale geldi. Bu esnada sevdiği adamın günden güne çöktüğünü gören Afife, beni bırak diye yalvardı Pınar’a. ‘Yalvarırım beni bırak, yoksa sen de tükeneceksin’ diyerek onu kendinden uzaklaştırdı.

 Ancak ikisi de birbirini unutmadı. Selahattin Pınar, ‘Nereden Sevdim O Zalim Kadını’ ‘Anladım Sevmeyeceksin Beni Nazlı Çiçek’ gibi bestelerinde yaşattı aşkını. Evsiz kalıp parklarda yaşamaya başlayan ve aşevlerinde beslenen Afife ise, bu şarkılar her kulağına çalındığında büyük aşkını andı.

Bağımlılığı sebebiyle bir deri bir kemik kalan Afife, tedavi olması için Darülbedayi’den arkadaşlarının yardımıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı. Morfinmanlar koğuşunda kalan Afife Jale, 24 Temmuz 1941’de kimsesiz bir halde hayata gözlerini yumdu. Henüz 39 yaşındayken göçüp giden Afife Jale Kızılçeşme Kabristanı’na defnedildi.

Afife Jale’nin Anısını Yaşatan Projeler

Böylesine güçlü, böylesine tutkulu bir kadına hiç yakışmayan bir sonla dünyadan göçüp giden Afife Jale’nin hayatı ; 1987 yapımı, Şahin Kaygun’un yönettiği Afife Jale ve 2008 yılında Ceyda Aslı Kılıçkıran’ın yönettiği Kilit filmlerine; aşkı ise Can Dündar tarafından çekilen ‘Yüzyılın Aşıkları: Afife ve Selahattin’ isimli belgesele konu oldu.

Ayrıca sanatçının anısına, 1997 yılından beri Yapı Kredi tarafından ‘Afife Tiyatro Ödülleri’ verilmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular

Afife Jale Kimdir?

Afife Jale, Türk tiyatro tarihinde sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadındır.1902 yılında orta halli ve üç çocuklu bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmiş ve hayatının çoğunu İstanbul’da geçirmiştir. 1941 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde hayata gözlerini yummuştur.

Afife Jale Hangi Tiyatrolarda Sahne Aldı?

Darülbedayi’de tiyatro üzerine eğitim almış, ve kadrolu oyuncu olarak çalışmıştır. Sonrasında ise Burhanettin Tepsi Kumpanyası, Fikret Şadi’nin Milli Sahne’si ile Anadolu turnelerine çıkmıştır. Son olarak Kadıköy Yeni Tiyatro Topluluğu’nda sahne almıştır.

Afife Jale’nin Gerçek Adı Nedir?

Gerçek adı yalnızca Afife’dir. Jale ismi, ilk kez sahneye çıktığı ‘Yamalar’ adlı oyunda kullandığı takma isimdir. Bu oyundan sonra Afife Jale olarak anılmaya başlamıştır.

Afife Jale Ne Zaman Sahneye Çıktı?

Afife Jale, ilk kez 1922 yılında İstanbul'daki Büyük Sahne'de sahneye çıktı.

Afife Jale Ne Tür Oyunlar Oynadı?

Afife Jale, tiyatro oyunları oynadı.

Afife Jale Ne Kadar Süre Sahne Aldı?

Afife Jale, tiyatroya 1908 yılında başladı ve kariyeri boyunca yaklaşık 50 yıl sahne aldı.

Afife Jale'nin tiyatroya olan ilgisi ne zaman başlamıştır?

Afife Jale'nin Tiyatroya Olan İlgisi ve Başlangıcı

Afife Jale, 1902 yılında İstanbul'un Kadıköy semtinde doğan ve tiyatro tarihinde önemli bir yeri olan Müslüman Türk kadın oyuncudur. Jale'nin tiyatroya olan ilgisi, henüz çocukluk yaşlarında, evde kardeşleri Salah Bey ve Behiye Hanım'la oynadığı küçük oyunlarla başlamıştır. Ne yazık ki, ailesi bu ilgiyi anlamakta güçlük çekmiştir ve Afife, Hidayet Bey'in isteği üzerine İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim görmeye başlamıştır. Buna rağmen, Afife'nin aklı sürekli tiyatro ile meşgul olmuştur.

Yasaklara Rağmen Tiyatroya Adım Atışı

O dönemlerde Müslüman kadınların sahneye çıkması yasaktı ve bu durum Afife'nin tiyatroya olan tutkusunu engellemeye çalışmıştır. Bununla birlikte, 27 Ekim 1914 tarihinde İstanbul Belediyesi tarafından kurulan ve Müslüman kadınların kadınlara özel gösterilerde rol alabilecekleri Darülbedayi isimli konservatuar, Afife'nin tiyatroya olan tutkusunu gerçekleştirme fırsatı sunmuştur. 10 Kasım 1918'de yapılan sınav sonucunda kabul edilen Afife, beş Müslüman kadından biri olarak tiyatroya adım atmıştır.

Sahneye Çıkan İlk Müslüman Türk Kadını

Darülbedayi'ye kabul edilmesine rağmen, Afife ve diğer Müslüman kadınlar yine de sahneye çıkamamışlardır. Ancak, 1920 yılında Hüseyin Suat'ın 'Yamalar' adlı oyununda Eliza Benemenciyan'ın yerine Afife'nin geçmesiyle, Afife'nin sahneye çıkma hayali gerçekleşmiştir. 22 Nisan 1920'de 'Jale' takma adıyla sahneye çıkan Afife, tarihe sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını olarak geçmiştir.

Polis Engeli ve Tutkunun Peşinde Koşma

Afife'nin sahneye çıkması, dönemin toplumsal kısıtlamaları ve yasakları nedeniyle büyük sıkıntı yaratmış ve oyunlarının ardından polis tarafından uyarı almışlardır. Ancak Afife, hayallerine ulaşmanın verdiği heyecanla bu engellemelere aldırış etmeksizin sahne almaya devam etmiştir. 'Tatlı Sır' adlı oyun ile tekrar sahneye çıktığında tutuklanmak istendi. Fakat, aynı tiyatroya da sahne alan Kınar (Sıvacıyan) Hanım'ın yardımıyla o akşam tutuklanmadı.

Afife Jale'nin tiyatroya olan ilgisinin henüz çocuk yaşıyken başlamasına, dönemin yasakları ve ailesinin baskılarına rağmen sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadını olarak tarihe geçmesi, büyük bir azim ve tutku örneği olarak değerlendirilebilir.

İlk kadın oyuncu kim ve hangi dönemde sahneye çıkmıştır?

İlk Kadın Oyuncu ve Sahneye Çıkışı
İlk kadın oyuncunun kim olduğu ve hangi dönemde sahneye çıktığı sorusuna verilecek cevap, tiyatro tarihinde önemli bir dönüm noktası olan Afife Jale'dir. Türkiye'de tiyatroya büyük bir tutkuyla bağlı olan ve Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu bir dönemde cesur adımlarla tiyatroya ayak basan Jale, tarihimize ilk kadın oyuncu olarak ismini kazıtmıştır.

Afife Jale, 1902 yılında İstanbul'da doğmuştur. Tiyatro aşkını çocuk yaştayken keşfeden Jale, ilk denemelerini evde kardeşleriyle yaptığı oyunlarla başlatmıştır. Ne var ki, ailesi Jale'nin tiyatroya olan aşkını hiçbir zaman tam anlamıyla anlayamadı ve bu sevdasına destek olmadılar. Jale, ailesinin isteği üzerine İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim gördü ancak aklı her zaman tiyatrodaydı.

Müslüman kadınların sahneye çıkmalarının yasak olduğu o dönemlerde, İstanbul Belediyesi bünyesinde Darülbedayi adında bir konservatuar açıldı. Bu konservatuarda yalnızca kadınlara özel gösterilerde rol alma şartıyla tiyatro kurslarına sınav açıldı. Jale, 1918 yılında yapılan bu sınava katıldı ve kabul edilen beş Müslüman kadından biri oldu.

Ancak bu, sahneye çıkabilecekleri anlamına gelmiyordu. Kabul edilen beş kadından üçü, sahneye çıkamayacakları düşüncesiyle konservatuardan ayrıldılar. Fakat Jale'nin hayalleri vazgeçmeye yetecek kadar küçük değildi. Jale'nin vatana olan inancı ve aşkı, engelleri aşmasını sağlayarak onun Darülbedayi'nin kadrosuna katılmasını sağladı ve ilk sahneye çıkışı 22 Nisan 1920 tarihinde gerçekleşti.

Bu cesur adımı ile Türkiye tarihinde sahneye ilk çıkan Müslüman kadın unvanını alan Jale, tiyatro tarihimizin unutulmaz bir parçası olmuştur. Ancak bu, toplumun tepkisini çekecek ve Jale'nin uğraşmasına neden olacak bir durumdu. Yine de bu süreç, Jale'nin tiyatroya olan aşkını ve sahnedeki yerini hiçbir zaman etkilemedi. Bu durum, Jale'nin tutkusunun ve tiyatroya olan bağlılığının, tüm zorluklara rağmen nasıl bir özveriyle devam ettiğinin en büyük kanıtıdır.

Müslüman kadınların Türkiye'de sahneye çıkması ne zaman yasal hale gelmiştir?

Bir Müslüman Türk Kadınının Sahneye Çıkış Yolu

Türkiye'de Müslüman kadınların sahneye çıkışının yasal olduğu tarihler konusunda kesin bir kanıt olmasa da, ilk sahneye çıkan Müslüman Türk kadını Afife Jale'nin hikayesi, bu konuda önemli bir referans oluşturur. Afife, 1920'de İstanbul'daki Darülbedayi Tiyatrosu'nda sahneye ilk çıkan Müslüman Türk kadın olarak tarihi bir öneme sahiptir. Bu, ancak çok sayıda mücadele ve zorlukların aşılmasının ardından gerçekleşmiştir.

Mücadeleler ve Zorluklar

Müslüman kadınların sahneyeye çıkmasının o dönemde yasak olduğu bilinmektedir. Bu durum Afife'nin, tiyatroya olan aşkına engel oldu. Ailesi tarafından anlaşılmayan ve destek görmeyen Afife'nin yolu, kabullenilmesi zor bu yasaklarla doluydu. Bu aşılması zor engellere rağmen, Afife'nin tiyatro sevgisi ve azmi onu hiçbir zaman sahneye çıkamayacakları düşüncesi ile okulu bırakan diğer Müslüman kadınlardan ayırdı.

Yasaların ve Toplumsal Baskının Ardında

Yasaların ve toplumun bu alanda belirleyici bir rol oynadığı gözden kaçmamalıdır. Şiddetli baskılara ve Afife'ye sahneye çıkmaması konusunda yapılan rahatsız edici uyarılara rağmen, bu süreçte Afife'nin destekçisi ve büyük hayranı olan Darülbedayi Tiyatrosu bir yana, devlet belleğindeki resmi kaynaklarda bile Müslüman kadınların sahneye çıkmasına dair bir yasak veya yasal izin tasdiki bulunmamaktadır.

Afife Jale'nin İlk Sahneye Çıkışı

Sonuçta, Afife Jale'nin hayallerini gerçekleştirmesi ve 1920 yılında sahneye ilk çıktığı an, Türkiye'deki Müslüman kadınların sahneye çıkma serüveninin başlangıcı olarak kabul edilir ve isim olarak tarih kitaplarında yerini alır.