İtalyanca dendiğinde akla ilk olarak romantik bir dil, melodik bir telaffuz ve tabii ki zengin bir kültür gelir. Hiç İtalyanca bilmeyenler için bile bu dil, kulağa hoş ve müzik gibi gelir. Peki, günlük hayatta kullanılabilecek bazı temel İtalyanca kelimeleri ve ifadeleri öğrenmeye ne dersiniz? Gelin birlikte bu güzel dilin kapılarını aralayalım.
İtalyancanın Temel Özellikleri
İtalyanca, Latin kökenli bir dildir ve Avrupa'nın en melodik dillerinden biri olarak kabul edilir. İtalyanca öğrenirken, kelimelerin okunuşu genellikle yazıldığı gibidir, bu da öğrenmeyi biraz daha kolaylaştırır.
Alfabe ve Telaffuz
İtalyanca alfabesi, Türkçe alfabeye oldukça benzer, ancak bazı harfler farklı telaffuz edilir. İşte birkaç örnek:
"C" harfi: Eğer "c" harfinin ardından "e" veya "i" geliyorsa, "ç" gibi okunur. Örneğin, "cento" kelimesi "çento" olarak telaffuz edilir.
"G" harfi: "G" harfinin ardından "e" veya "i" geliyorsa, "c" gibi okunur. Örneğin, "gelato" kelimesi "celato" olarak okunur.
Temel Selamlaşma İfadeleri
Günlük hayatta ilk olarak selamlaşma ifadeleriyle başlarız. İşte bazı temel İtalyanca selamlaşmalar:
1- Ciao: Merhaba / Hoşça kal (Resmi olmayan ortamlarda kullanılır.)
2- Buongiorno: Günaydın / İyi günler
3- Buonasera: İyi akşamlar
4- Buonanotte: İyi geceler
Bu ifadeleri kullanarak İtalyan dostlarınızı selamlayabilirsiniz. Örneğin, sabah işe giderken karşılaştığınız birine "Buongiorno!" diyebilirsiniz.
Kendini Tanıtma
Kendimizi tanıtmak da oldukça önemlidir. İşte kullanabileceğiniz bazı ifadeler:
Mi chiamo... : Benim adım...
Sono di... : ...'lıyım
Örneğin:
"Mi chiamo Ahmet." : Benim adım Ahmet.
"Sono di İstanbul." : İstanbul'luyum.
Basit Sorular ve Cevaplar
Günlük konuşmalarda basit sorular sormak ve cevaplamak iletişimi kolaylaştırır.
Nasıl sorarsınız:
Come stai? : Nasılsın?
Che cosa fai? : Ne yapıyorsun?
Dove vai? : Nereye gidiyorsun?
Cevap verirken:
Sto bene, grazie. : İyiyim, teşekkürler.
Vado al lavoro. : İşe gidiyorum.
Non capisco. : Anlamıyorum.
Günlük İfadeler
Gün içinde sıkça kullanılan bazı ifadeler:
Per favore : Lütfen
Grazie : Teşekkür ederim
Prego : Rica ederim
Scusa/Scusi : Özür dilerim (Scusa: samimi, Scusi: resmi)
Bu ifadeleri kullanarak nezaketinizi gösterebilirsiniz. Örneğin, bir restoranda sipariş verirken "Per favore" demek hoş bir davranış olacaktır.
İtalyanca'da Sayılar
Sayılar, her dilde olduğu gibi İtalyanca'da da önemlidir. İşte ilk on sayı:
1- Uno : Bir
2- Due : İki
3- Tre : Üç
4- Quattro : Dört
5- Cinque : Beş
6- Sei : Altı
7- Sette : Yedi
8- Otto : Sekiz
9- Nove : Dokuz
10- Dieci : On
Bu sayıları öğrenerek alışverişte veya yön tariflerinde daha rahat edebilirsiniz.
Günler ve Aylar
Haftanın günleri:
Lunedì : Pazartesi
Martedì : Salı
Mercoledì : Çarşamba
Giovedì : Perşembe
Venerdì : Cuma
Sabato : Cumartesi
Domenica : Pazar
Aylar:
Gennaio : Ocak
Febbraio : Şubat
Marzo : Mart
Aprile : Nisan
Maggio : Mayıs
Giugno : Haziran
Luglio : Temmuz
Agosto : Ağustos
Settembre : Eylül
Ottobre : Ekim
Novembre : Kasım
Dicembre : Aralık
Bu kelimeleri öğrenmek, tarih sormak veya seyahat planlamak için işinize yarayabilir.
Renkler
Renkleri bilmek, kıyafet seçerken veya bir şeyi tarif ederken yardımcı olacaktır.
Rosso : Kırmızı
Blu : Mavi
Verde : Yeşil
Giallo : Sarı
Nero : Siyah
Bianco : Beyaz
Grigio : Gri
Arancione : Turuncu
Viola : Mor
Rosa : Pembe
Günlük Hayatta Kullanılabilecek İfadeler
Restoranda
Bir restorana gittiniz ve sipariş vermek istiyorsunuz. İşte kullanabileceğiniz bazı ifadeler:
Il menu, per favore. : Menü lütfen.
Vorrei ordinare... : ... sipariş etmek istiyorum.
Che cosa mi consiglia? : Bana ne tavsiye edersiniz?
Il conto, per favore. : Hesap lütfen.
Örneğin:
"Vorrei ordinare una pizza margherita." : Bir margherita pizza sipariş etmek istiyorum.
Alışverişte
Mağazada veya pazarda yapabileceğiniz sohbetler:
Quanto costa? : Bu ne kadar?
Avete una taglia più grande/piccola? : Daha büyük/küçük bir bedeniniz var mı?
Posso provare questo? : Bunu deneyebilir miyim?
Yol Tarifi Sorma
Şehirde gezerken yön bulmanız gerekebilir:
Scusi, dov'è il bagno? : Affedersiniz, tuvalet nerede?
Come posso arrivare a... : ... nasıl gidebilirim?
È lontano? : Uzak mı?
Cevaplar:
Sì, è vicino. : Evet, yakın.
No, è lontano. : Hayır, uzak.
Duygular ve İfadeler
Duygularımızı ifade etmek günlük iletişimin önemli bir parçasıdır. İşte bazı duygu ifadeleri:
Sono felice. : Mutluyum.
Sono triste. : Üzgünüm.
Ho fame. : Açım.
Ho sete. : Susadım.
Sono stanco/stanca. : Yoruldum (Erkek/Kadın).
Bu ifadeleri kullanarak nasıl hissettiğinizi kolayca ifade edebilirsiniz.
Sıklık Zarfları
Zaman ve sıklık belirtmek için kullanılan bazı zarflar:
Sempre : Her zaman
Spesso : Sık sık
A volte : Bazen
Mai : Asla
Örnekler:
"Vado al cinema spesso." : Sık sık sinemaya giderim.
"Non mangio mai carne." : Asla et yemem.
Fiillerin Temel Kullanımı
İtalyanca'da fiiller, cümlelerin temelini oluşturur. En yaygın fiillerden bazıları ve kullanımları:
Essere (Olmak)
Io sono : Ben...-im
Tu sei : Sen...-sin
Lui/Lei è : O...-dir
Örnek:
"Io sono uno studente." : Ben bir öğrenciyim.
Avere (Sahip olmak)
Io ho : Benim... var
Tu hai : Senin... var
Lui/Lei ha : Onun... var
Örnek:
"Ho una macchina." : Bir arabam var.
Fare (Yapmak)
Io faccio : Ben yaparım
Tu fai : Sen yaparsın
Lui/Lei fa : O yapar
Örnek:
"Che cosa fai?" : Ne yapıyorsun?
"Faccio colazione." : Kahvaltı yapıyorum.
Seyahat ve Ulaşım İfadeleri
İtalya'ya seyahat etmeyi düşünüyorsanız, bu ifadeler işinize yarayabilir.
Havalimanında
Dov'è l'uscita? : Çıkış nerede?
Ho bisogno di un taxi. : Bir taksiye ihtiyacım var.
A che ora parte l'aereo? : Uçak saat kaçta kalkıyor?
Otelde
Vorrei fare il check-in/check-out. : Giriş/Çıkış yapmak istiyorum.
C'è una prenotazione a nome di... : ... adına bir rezervasyon var mı?
Avete una camera libera? : Boş odanız var mı?
Tren ve Otobüs
Un biglietto per Roma, per favore. : Roma'ya bir bilet lütfen.
Da quale binario parte il treno? : Tren hangi perondan kalkıyor?
Quando arriva l'autobus? : Otobüs ne zaman geliyor?
İtalyanca Atasözleri ve Deyimler
Dile hakim olmak için atasözleri ve deyimler de öğrenilebilir.
"Chi va piano va sano e va lontano." : Yavaş giden sağlıklı gider ve uzağa gider. (Acele etme, sağlıklı ilerle.)
"Non tutte le ciambelle riescono col buco." : Bütün çöreklerin ortası delik olmaz. (Her şey mükemmel olmayabilir.)
Bu deyimleri kullanarak konuşmanıza renk katabilirsiniz.
Kısa Diyaloglar
Örnek 1: Kafe'de
Maria: Ciao! Posso sedermi qui?
Giuseppe: Sì, certo. Prego.
Maria: Grazie. Come ti chiami?
Giuseppe: Mi chiamo Giuseppe. E tu?
Maria: Io sono Maria. Piacere di conoscerti.
Giuseppe: Piacere mio.
Türkçe Çeviri:
Maria: Merhaba! Buraya oturabilir miyim?
Giuseppe: Evet, tabii. Buyurun.
Maria: Teşekkürler. Adın ne?
Giuseppe: Benim adım Giuseppe. Ya senin?
Maria: Ben Maria. Tanıştığıma memnun oldum.
Giuseppe: Ben de memnun oldum.
Posso vedere il menù, per favore?
Menüyü görebilir miyim, lütfen?
Örnek Diyalog: Mi sono già deciso su quello che voglio ordinare, ma prima, posso vedere il menù, per favore?
Türkçe: Ne sipariş edeceğime karar verdim ama öncesinde menüyü görebilir miyim lütfen?
Cosa mi consiglia di speciale oggi?
Bugün bana özel olarak ne önerirsiniz?
Örnek Diyalog: Mentre osservava il menù, Marco chiese al cameriere: Cosa mi consiglia di speciale oggi?
Türkçe: Menüyü incelerken, Marco garsona sordu: Bugün bana özel olarak ne önerebilirsiniz?
Cosa è incluso nel menù del giorno?
Günün menüsünde neler var?
Örnek Diyalog: Mentre sfogliavamo il menù al tavolo all'aperto, Marco si rivolse al cameriere chiedendo gentilmente: Cosa è incluso nel menù del giorno?
Türkçe: Açık havadaki masada menüyü karıştırırken Marco, garsona nazikçe dönerek sordu: Günün menüsünde neler var?
Avete piatti vegetariani?
Vejetaryen yemekleriniz var mı?
Örnek Diyalog: Excuse me, waiter, Avete piatti vegetariani?
Türkçe: Affedersiniz, garson, vejetaryen yemekleriniz var mı?
Sono allergico al glutine, avete opzioni senza glutine?
Glütene alerjim var, glütensiz seçenekleriniz var mı?
Örnek Diyalog: Appena seduto al ristorante, Marco disse al cameriere: Sono allergico al glutine, avete opzioni senza glutine?
Türkçe: Restorana henüz oturmuşken Marco garsona şöyle dedi: Glutene alerjim var, glütensiz seçenekleriniz var mı?
Vorrei ordinare l'antipasto, per favore.
Başlangıç olarak meze sipariş etmek istiyorum, lütfen.
Örnek Diyalog: Mi scusi, vorrei ordinare l'antipasto, per favore.
Türkçe: Özür dilerim, meze sipariş etmek istiyorum, lütfen.
Come secondo, prendo il pesce.
İkinci olarak, balık alacağım.
Örnek Diyalog: Mentre guardava il menu il commensale annunciò: Come secondo, prendo il pesce.
Türkçe: Menüye bakarken yemek yiyen kişi şunu duyurdu: İkinci yemek olarak balığı alacağım.
Qual è la zuppa del giorno?
Günün çorbası nedir?
Örnek Diyalog: Mentre si sedeva al ristorante italiano, Tommaso guardò il cameriere e chiese cortesemente, Qual è la zuppa del giorno?
Türkçe: İtalyan restoranında otururken, Tommaso garsona bakarak kibarca, Günün çorbası nedir? diye sordu.
Che tipo di pizze avete?
Hangi tür pizzalarınız var?
Örnek Diyalog: Scusate, potrei vedere il menu, per favore? Che tipo di pizze avete?
Türkçe: Üzgünüm, menüyü görebilir miyim, lütfen? Ne tür pizzalarınız var?
Posso avere la pasta al dente?
Pasta al dente alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Posso avere la pasta al dente, per favore?
Türkçe: Al dente pişmiş makarnayı alabilir miyim, lütfen?
Avete qualche piatto piccante?
Acılı bir yemeğiniz var mı?
Örnek Diyalog: Durante la cena in un ristorante italiano, Marco si rivolse al cameriere chiedendo: Avete qualche piatto piccante?
Türkçe: Bir İtalyan restoranında akşam yemeği sırasında Marco, garsona dönerek sordu: Acılı bir yemeğiniz var mı?
Preferirei la carne ben cotta.
Eti iyi pişmiş tercih ederim.
Örnek Diyalog: Preferirei la carne ben cotta, così sono sicuro che non ci siano rischi di intossicazioni.
Türkçe: Etin iyi pişmiş olmasını tercih ederim, böylece zehirlenme riskleri olmadığından emin olabilirim.
Vorrei una porzione di formaggi misti.
Karışık peynir tabağı alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Mentre studiavo il menu, ho chiamato il cameriere e gli ho detto: Vorrei una porzione di formaggi misti per favore.
Türkçe: Menüyü incelerken garsonu çağırdım ve şunu söyledim: Lütfen karışık peynir tabağından alayım.
Posso avere della frutta fresca come dessert?
Tatlı olarak taze meyve alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Durante la cena al ristorante, Marco chiese cortesemente al cameriere: Posso avere della frutta fresca come dessert?
Türkçe: Akşam yemeği sırasında restoranda Marco, garsona nazik bir şekilde sordu: Tatlı olarak taze meyve alabilir miyim?
Avete gelato artigianale?
El yapımı dondurmanız var mı?
Örnek Diyalog: Excuse me, do you serve any handmade ice cream? Avete gelato artigianale?
Türkçe: Afedersiniz, el yapımı dondurma servisiniz var mı?
Potrei vedere la carta dei vini?
Şarap menüsünü görebilir miyim?
Örnek Diyalog: Mi scusi, potrei vedere la carta dei vini, per favore?
Türkçe: Affedersiniz, şarap menüsünü görebilir miyim, lütfen?
Che birre avete alla spina?
Muslukta hangi biralarınız var?
Örnek Diyalog: Entrando nel pub, mi rivolsi al barista chiedendo: Che birre avete alla spina?
Türkçe: Pube girer girmez barmene dönerek sordum: Musluktan hangi biralarınız var?
Vorrei un bicchiere di vino rosso della casa.
Bir kadeh ev yapımı kırmızı şarap alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Al ristorante, Marco chiese alla cameriera, Vorrei un bicchiere di vino rosso della casa, per favore.
Türkçe: Restoranda, Marco garsona, Lütfen, ev yapımı kırmızı şaraptan bir kadeh alabilir miyim? diye sordu.
Mi porta una caraffa d'acqua, per favore?
Bana bir sürahi su getirir misiniz, lütfen?
Örnek Diyalog: Mi scusi cameriere, mi porta una caraffa d'acqua, per favore?
Türkçe: Özür dilerim garson, lütfen bir sürahi su getirir misiniz?
Posso avere un caffè espresso?
Bir espresso kahve alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Mi sono appena svegliato e sto sbadigliando; posso avere un caffè espresso?
Türkçe: Az önce uyandım ve esniyorum; bir fincan espresso alabilir miyim?
Avete dolci senza zucchero?
Şekersiz tatlılarınız var mı?
Örnek Diyalog: Mentre osservavo le vetrine della pasticceria, mi avvicinai al bancone e chiesi al pasticcere: Avete dolci senza zucchero?
Türkçe: Pasta dükkanının vitrinlerine bakarken tezgaha yaklaştım ve pastacıya sordum: Şekersiz tatlılarınız var mı?
Potete fare il contorno senza burro?
Yan yemeği tereyağı olmadan yapabilir misiniz?
Örnek Diyalog: Mentre ordinavo al ristorante ho chiesto al cameriere: Potete fare il contorno senza burro?
Türkçe: Restoranda sipariş verirken garsona şunu sordum: Garnitürü tereyağsız yapabilir misiniz?
Posso ordinare solo il primo piatto?
Sadece başlangıç tabağını sipariş edebilir miyim?
Örnek Diyalog: Al ristorante, guardando il menu, Marco chiede al cameriere: Posso ordinare solo il primo piatto?
Türkçe: Restoranda menüye bakarken Marco garsona sorar: Yalnızca başlangıç tabağını sipariş edebilir miyim?
Faccio un'insalata mista come contorno.
Yanında yemek için karışık salata yapıyorum.
Örnek Diyalog: Stavo pensando di preparare del pesce al forno per cena e di accompagnarlo dicendo Faccio un'insalata mista come contorno.
Türkçe: Akşam yemeği için fırında balık yapmayı düşünüyordum ve yanına da bir karışık salata hazırlayacağım demeyi planlıyorum.
Posso avere la pizza senza formaggio?
Pizzayı peynirsiz alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Mentre sfogliavo il menu del ristorante italiano, ho chiesto al cameriere: Posso avere la pizza senza formaggio?
Türkçe: İtalyan restoranının menüsüne göz atarken garsona sordum: Pizzayı peynirsiz alabilir miyim?
Vorrei aggiungere le olive nere alla pizza.
Pizzaya siyah zeytin eklemek istiyorum.
Örnek Diyalog: Mentre ordinavo la pizza, ho detto al cameriere: Vorrei aggiungere le olive nere alla pizza.
Türkçe: Pizza sipariş ederken garsona şöyle dedim: Pizzaya siyah zeytin eklemek istiyorum.
Posso avere il risotto meno salato?
Risotto biraz daha az tuzlu olabilir mi?
Örnek Diyalog: Mi scusi, posso avere il risotto meno salato?
Türkçe: Özür dilerim, risottoyu daha az tuzlu alabilir miyim?
Potete cucinare il pesce senza olio?
Balığı yağsız olarak pişirebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Durante il pranzo con gli amici, Marco si è rivolto al cameriere chiedendo Potete cucinare il pesce senza olio?
Türkçe: Arkadaşlarıyla öğle yemeği sırasında Marco, garsona dönerek Balığı yağsız pişirebilir misiniz? diye sordu.
Avete alternative al pane bianco?
Beyaz ekmek dışında alternatifleriniz var mı?
Örnek Diyalog: Mi scusi, avete alternative al pane bianco?
Türkçe: Özür dilerim, beyaz ekmek dışında alternatifleriniz var mı?
Mi può portare del pane senza glutine?
Bana glütensiz ekmek getirebilir misiniz?
Örnek Diyalog: Durante la cena al ristorante, Marco si rivolse al cameriere e chiese: Mi può portare del pane senza glutine?
Türkçe: Restoranda akşam yemeği sırasında Marco garsona dönerek şu isteği iletti: Bana glutensiz ekmek getirebilir misiniz?
Posso assaggiare il vino prima di decidermi?
Şarabı karar vermeden önce tadabilir miyim?
Örnek Diyalog: Chiamando il cameriere al tavolo, Giovanni chiese gentilmente: Posso assaggiare il vino prima di decidermi?
Türkçe: Garsonu masaya çağırarak, Giovanni kibarca sordu: Karar vermeden önce şarabı tadabilir miyim?
Vorrei un bicchiere d'acqua frizzante.
Bir bardak gazlı su alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Scusi cameriere, vorrei un bicchiere d'acqua frizzante, per favore.
Türkçe: Afedersiniz garson, lütfen bir bardak gazozlu su alabilir miyim?
Per favore, mi porta il sale e il pepe?
Lütfen bana tuz ve karabiber getirir misiniz?
Örnek Diyalog: Per favore, mi porta il sale e il pepe?
Türkçe: Lütfen, bana tuz ve karabiberi getirir misiniz?
Ha opzioni di cibo per bambini?
Çocuklar için yiyecek seçenekleriniz var mı?
Örnek Diyalog: Mi scusi, ha opzioni di cibo per bambini nel menu?
Türkçe: Özür dilerim, menüde çocuklar için yemek seçenekleri var mı?
Posso avere la bistecca al sangue?
Bifteği kanlı alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Durante la cena al ristorante italiano, Marco chiamò il cameriere e gli chiese gentilmente: Posso avere la bistecca al sangue?
Türkçe: İtalyan restoranında akşam yemeği sırasında Marco, garsonu çağırdı ve nazik bir şekilde şöyle dedi: Biraz kanlı biftek alabilir miyim?
Mi scusi, posso avere un coltello più affilato?
Özür dilerim, daha keskin bir bıçak alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Mi scusi, posso avere un coltello più affilato? La bistecca è un po' dura.
Türkçe: Özür dilerim, daha keskin bir bıçak alabilir miyim? Biftek biraz sert.
Posso ordinare un secondo piatto in più?
Bir ikinci yemek daha sipariş edebilir miyim?
Örnek Diyalog: Scusi cameriere, posso ordinare un secondo piatto in più per favore?
Türkçe: Afedersiniz garson, lütfen bir tane daha ana yemek siparişi verebilir miyim?
Ha un'opzione per il pranzo a prezzo fisso?
Öğle yemeği için sabit fiyatlı menü seçeneğiniz var mı?
Örnek Diyalog: Mi scusi, Ha un'opzione per il pranzo a prezzo fisso?
Türkçe: Özür dilerim, sabit fiyatlı öğle yemeği seçeneğiniz var mı?
Posso avere un'insalata senza condimento?
Sos olmadan bir salata alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Al ristorante, Marco chiede al cameriere: Posso avere un'insalata senza condimento?
Türkçe: Restoranda, Marco garsona sorar: Sossuz bir salata alabilir miyim?
Avete qualche specialità regionale?
Bölgenize özgü bir spesiyaliteniz var mı?
Örnek Diyalog: Mentre ammiravo il menu del ristorante tipico, mi rivolsi al cameriere chiedendo: Avete qualche specialità regionale?
Türkçe: Tipik restoranın menüsüne hayranlıkla bakarken garsona dönerek sordum: Bölgenize özgü özel bir yemeğiniz var mı?
Vorrei un calice di vino bianco secco.
Kuru beyaz şaraptan bir kadeh alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Mi scusi cameriere, vorrei un calice di vino bianco secco per accompagnare il mio antipasto.
Türkçe: Affedersiniz garson, ön yemeğimin yanında kuru bir beyaz şarap kadehi alabilir miyim?
Potrei avere una tazza di tè dopo il pasto?
Yemeğin ardından bir fincan çay alabilir miyim?
Örnek Diyalog: Mentre sistemava il suo tovagliolo sul tavolo, Marco chiese cortesemente alla cameriera Potrei avere una tazza di tè dopo il pasto?
Türkçe: Masa üzerine peçetesini düzenlerken, Marco garson kıza nazikçe Yemeğin ardından bir fincan çay alabilir miyim? diye sordu.
Vorrei provare il vostro tiramisù.
Tiramisunuzu denemek isterim.
Örnek Diyalog: Vorrei provare il vostro tiramisù, ho sentito che è il migliore della città.
Türkçe: Tiramisunuzu denemek istiyorum, şehrin en iyisi olduğunu duydum.
Avete toast o crostini?
Tostunuz veya krutonunuz var mı?
Örnek Diyalog: Excuse me, waiter, Avete toast o crostini?
Türkçe: Afedersiniz, garson, tost ya da krostiniz var mı?
Potete scaldare il pane, per favore?
Ekmek ısıtabilir misiniz, lütfen?
Örnek Diyalog: Mentre mettevo a posto la spesa, mi rivolsi al mio partner in cucina e chiesi gentilmente: Potete scaldare il pane, per favore?
Türkçe: Alışverişi yerleştirirken, mutfaktaki partnerime dönüp kibarca sordum: Ekmekleri ısıtır mısınız, lütfen?
Avete succhi di frutta fresca?
Taze meyve sularınız var mı?
Örnek Diyalog: Avete succhi di frutta fresca che possiamo provare?
Türkçe: Taze meyve sularınız var mı ki deneyebilelim?
Vorrei una porzione extra di verdure grigliate.
Izgara sebzelerden ekstra bir porsiyon istiyorum.
Örnek Diyalog: Mentre ordinavo al cameriere, ho esclamato con entusiasmo: Vorrei una porzione extra di verdure grigliate, per favore!
Türkçe: Garsona sipariş verirken heyecanla şöyle bağırdım: Lütfen, ızgara sebzelerden ekstra bir porsiyon alabilir miyim!
Posso avere più pane, per favore?
Daha fazla ekmek alabilir miyim, lütfen?
Örnek Diyalog: Mentre cenavamo in quel delizioso ristorante italiano, mi sono rivolto al cameriere dicendo: Posso avere più pane, per favore?
Türkçe: O lezzetli İtalyan restoranında akşam yemeği yerken, garsona dönüp Biraz daha ekmek alabilir miyim, lütfen? dedim.
Avete sorbetti o frutta gelato?
Dondurulmuş meyve veya sorbe var mı?
Örnek Diyalog: Scusi, cameriere, avete sorbetti o frutta gelato come dessert?
Türkçe: Özür dilerim, garson, tatlı olarak sorbe ya da dondurulmuş meyve var mı?
Vorrei una decanter di vino per la tavola, grazie.
Masaya bir dekanter şarap rica ediyorum, teşekkürler.
Örnek Diyalog: Al ristorante, ho detto al cameriere: Vorrei una decanter di vino per la tavola, grazie.
Türkçe: Restoranda, garsona şöyle dedim: Masamız için bir dekanter şarap istiyorum, teşekkürler.
Örnek 2: Mağazada
Müşteri: Scusi, quanto costa questa giacca?
Satıcı: Costa cento euro.
Müşteri: Avete una taglia più piccola?
Satıcı: Sì, certo. Ecco a Lei.
Türkçe Çeviri:
Müşteri: Affedersiniz, bu ceket ne kadar?
Satıcı: Yüz euro.
Müşteri: Daha küçük bir bedeniniz var mı?
Satıcı: Evet, tabii. Buyurun.
Daha Fazla İtalyanca Kelime ve İfade
Yemekler ve İçecekler
Pane : Ekmek
Formaggio : Peynir
Vino : Şarap
Acqua : Su
Caffè : Kahve
Dolce : Tatlı
Aile Üyeleri
Madre : Anne
Padre : Baba
Fratello : Erkek kardeş
Sorella : Kız kardeş
Nonno : Dede
Nonna : Nine
Hayvanlar
Gatto : Kedi
Cane : Köpek
Uccello : Kuş
Pesce : Balık
Coniglio : Tavşan
İtalyanca'da Sık Kullanılan Bağlaçlar ve Zarflar
E : Ve
Ma : Ama
Perché : Çünkü / Neden
Quindi : Bu yüzden
Anche : Ayrıca
Bu kelimeler cümleleri bağlamada ve düşünceleri ifade etmede yardımcı olur.
İtalya ve Kültürü Hakkında Kısa Bilgiler
Başkent: Roma
Para Birimi: Euro (€)
Resmi Dil: İtalyanca
Ünlü Şehirler:
- Milano
- Venedik
- Floransa
- Napoli
- Ünlü Yemekler:
- Pizza : Napoli'den dünyaya yayılmıştır.
- Pasta : Makarna çeşitleriyle ünlüdür.
- Gelato : İtalyan dondurması.
İtalyanca Öğrenirken Yapılabilecek Aktiviteler
İtalyan müziği dinlemek (örneğin, Andrea Bocelli, Eros Ramazzotti).
İtalyanca filmler izlemek (örneğin, "La Vita è Bella").
İtalyanca kitaplar okumak (basit seviyede öykülerden başlayabilirsiniz).
Küçük İpuçları ve Notlar
İtalyanlar konuşurken ellerini sıkça kullanırlar. Jest ve mimikler iletişimin önemli bir parçasıdır.
Resmi ve resmi olmayan hitap: Resmi olmayan durumlarda "tu" (sen), resmi durumlarda "Lei" (siz) kullanılır.
Telaffuzda vurgu genellikle sondan bir önceki hecededir. Örneğin, "amico" kelimesi "a-MI-co" şeklinde okunur.
Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Noktalar
"H" harfi: İtalyancada "h" okunmaz. Örneğin, "ho" kelimesi "o" olarak okunur.
Çift harfler: Kelimelerdeki çift harfler uzatılarak okunur. "Pizza" kelimesindeki "zz" harfleri gibi.
Son Sözler
İtalyanca, öğrenmesi keyifli ve kullanması zevkli bir dildir. Temel ifadeleri ve kelimeleri öğrenerek İtalyan kültürüne bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Üstelik seyahatlerinizde veya İtalyanca konuşan insanlarla tanıştığınızda bu bilgiler işinize çok yarayacak. Unutmayın, dil öğrenmek insanları birbirine bağlayan en güzel yollardan biridir.
Kendinize güvenin ve küçük adımlarla başlayın. Unutmayın, her yeni kelime sizi İtalya'nın büyülü dünyasına bir adım daha yaklaştırır. Cesaretiniz kırılmasın, pratik yaparak ve günlük yaşamınıza İtalyanca'yı küçük parçalar halinde dahil ederek ilerleyebilirsiniz.
Buon viaggio e buona fortuna! (İyi yolculuklar ve bol şans!)