Korece Öğreniyorum

Korece Görgü ve Nezaket Kuralları: İyi Davranışlar ve Tavırlar

Choi Eun-jung
12 dk okuma
Kore kültüründe görgü ve nezaket kurallarını öğrenin. Korece'de iyi davranışları ve uygun tavırları keşfedin. Kore tatili için yararlı ipuçları alın.

Günümüzün hızla küreselleşen dünyasında, farklı kültürleri anlamak ve onlara saygı göstermek her zamankinden daha önemli. Özellikle Uzak Doğu'nun incilerinden biri olan Güney Kore, zengin kültürü ve gelenekleriyle dikkat çekiyor. Peki, Kore kültüründe görgü ve nezaket kuralları nelerdir? Bu yazıda, hiç bilmeyen birine anlatır gibi, Kore'nin incelikli dünyasına bir yolculuğa çıkacağız.

Kore Kültüründe Nezaketin Önemi

Kore toplumunda nezaket ve saygı, yaşamın her alanında kendini gösteren temel değerlerdir. İster günlük yaşamda olsun, ister iş ilişkilerinde, insanlar arasındaki etkileşimlerde doğru davranışlar ve tavırlar büyük bir önem taşır. Kore'de birine nasıl hitap edeceğinizden tutun da, nasıl selamlaşacağınıza kadar pek çok detay, karşınızdaki kişiye duyduğunuz saygının bir göstergesidir.

Hitap Şekilleri ve Unvanlar

Korece'de birine hitap ederken kullanılan unvanlar ve kelimeler, toplumsal hiyerarşiyi ve saygıyı yansıtır. Örneğin:

  • "Oppa" (오빠): Bir kızın kendinden büyük erkek kardeşi veya yakın erkek arkadaşına hitap şeklidir.

  • "Unni" (언니): Bir kızın kendinden büyük kız kardeşi veya yakın kız arkadaşına hitap şeklidir.

  • "Hyung" (형): Bir erkeğin kendinden büyük erkek kardeşi veya yakın erkek arkadaşına hitap şeklidir.

  • "Noona" (누나): Bir erkeğin kendinden büyük kız kardeşi veya yakın kız arkadaşına hitap şeklidir.

Bu unvanlar, samimiyetin ve saygının bir ifadesidir. Ayrıca, resmi ortamlarda veya tanımadığınız kişilere hitap ederken:

1- "Seonsaengnim" (선생님): Öğretmen veya saygı duyulan biri için kullanılır.

2- "Gwajangnim" (과장님): Müdür veya üst düzey çalışanlar için kullanılır.

3- "Ahjussi" (아저씨): Orta yaşlı erkeklere hitap ederken kullanılır.

4- "Ahjumma" (아줌마): Orta yaşlı kadınlara hitap ederken kullanılır.

Hitap şekilleri, karşınızdaki kişiyle olan ilişkinizi ve ona duyduğunuz saygıyı gösterir. Yanlış bir hitap şekli, istemeden de olsa karşınızdaki kişiyi rahatsız edebilir.

Selamlaşma ve Eğilme Geleneği

Kore'de selamlaşmak, sadece bir "merhaba" demekten çok daha fazlasıdır. Eğilerek selamlaşmak, saygının ve nezaketin en önemli göstergelerindendir. Ne kadar eğileceğiniz, karşınızdaki kişiye duyduğunuz saygı seviyesini belirtir.

  • 15 derece eğilme: Günlük selamlaşmalarda, arkadaşlar veya akranlar arasında kullanılır.

  • 30 derece eğilme: İş ortamlarında veya daha resmi durumlarda kullanılır.

  • 45 derece eğilme: Üst düzey yöneticiler veya çok saygı duyulan kişiler için kullanılır.

Korece'de selamlaşma ifadeleri de önemlidir:

  • "Annyeonghaseyo" (안녕하세요): Günlük hayatta kullanılan resmi bir selamlaşma şeklidir.

  • "Annyeong" (안녕): Samimi arkadaşlar arasında kullanılan gayriresmi bir selamlaşmadır.

Jestler ve Beden Dili

Beden dili, sözlerden daha çok şey anlatabilir. Kore'de jestler ve vücut dili, iletişimin önemli bir parçasıdır.

  • İki el ile bir şey sunmak veya almak: Saygı göstergesidir. Örneğin, birine hediye verirken veya kartvizit uzatırken iki elinizi kullanmalısınız.

  • Göz teması: Aşırı göz teması bazen saygısızlık olarak algılanabilir. Özellikle yaşça veya mevki olarak sizden büyük biriyle konuşurken daha dikkatli olmak gerekir.

  • Ayak uzatmak: Özellikle yaşlıların veya üstlerin yanında bacak bacak üstüne atmak veya ayakları uzatmak hoş karşılanmaz.

Yemek Adabı ve Sofra Kuralları

Yemek yemek, Kore kültüründe sosyal bir etkinliktir ve birçok görgü kuralını içerir.

Sofrada Dikkat Edilmesi Gerekenler

1- Büyükler Başlamadan Yemeğe Başlamayın: Masada sizden yaşça büyük biri varsa, onların yemeğe başlamasını beklemek saygının gereğidir.

2- Çubukları (젓가락) Doğru Kullanın: Çubukları yemeğin içine dikey olarak bırakmak, cenaze ritüellerini çağrıştırdığı için uygun değildir.

3- Sesli Yemek Yemeyin: Aşırı ses çıkarmaktan kaçının. Ancak bazı çorbaları içerken hafif ses çıkarmak normal karşılanabilir.

4- Bardağı İki Elinizle Tutun: Özellikle yaşça büyük biri size içki ikram ettiğinde, bardağı iki elinizle tutarak almak saygı göstergesidir.

Yemek Davranışlarına Örnekler

  • "Jal meokgesseumnida" (잘 먹겠습니다): Yemekten önce "Afiyet olsun" anlamında kullanılır.

  • "Jal meogeosseumnida" (잘 먹었습니다): Yemekten sonra "Yemeği güzelce yedim" anlamında teşekkür ifade eder.

Bu ifadeleri kullanmak, ev sahibi veya yemeği hazırlayan kişiye saygınızı ve minnettarlığınızı gösterir.

Hediyeleşme ve Ziyaret Adabı

Hediyeleşme, Kore kültüründe bağları güçlendirmenin bir yoludur.

Hediye Verirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • İki El ile Hediye Vermek veya Almak: Saygıyı ifade eder.

  • Hediyeyi Açmak: Hediye alındığında hemen açmak yerine, daha sonra açmak tercih edilir.

  • Sağ El ve Sol El Kullanımı: Sağ el daha çok tercih edilir, ancak hediyeyi iki elle vermek daha saygılıdır.

Hangi Hediyeler Uygundur?

  • Kaliteli Çikolata veya Şekerlemeler

  • İyi Kalitede Çay veya Kahve

  • Yerel El Sanatları veya Özel Ürünler

Hediye seçimi, karşınızdaki kişinin ilgi alanlarına göre yapılırsa daha anlamlı olur.

İletişim ve Dil Kullanımı

Korece'yi öğrenirken saygı ifadelerine dikkat etmek, iletişiminizi güçlendirir.

Resmi ve Gayriresmi Konuşma

  • Resmi Dil Kullanımı: "-imnida" veya "-ayo/-eyo" ekleriyle sonlanan cümleler.

- Örneğin: "Gamsahamnida" (감사합니다) - "Teşekkür ederim".
- Gayriresmi Dil Kullanımı: Daha samimi ortamlarda kullanılır.
- Örneğin: "Gomawo" (고마워) - "Teşekkürler".

Örnek Cümleler ve Anlamları

1- "Eodiye gayo?" (어디에 가요?): "Nereye gidiyorsunuz?"

2- "Igeo eolmayeyo?" (이거 얼마예요?): "Bu ne kadar?"

3- "Je ireumeun... imnida" (제 이름은...입니다): "Benim adım..."

Bu temel ifadeleri öğrenmek, günlük hayatta işinizi kolaylaştıracaktır.

인사는 상대방의 눈을 보고 정중하게 한다.

Selamlaşma, karşıdakinin gözlerine bakarak kibarca yapılır.

Örnek Diyalog: 선생님이 학생에게 말씀하셨어요, 인사는 상대방의 눈을 보고 정중하게 한다는 것을 잊지 마세요.

Türkçe: Öğretmen öğrenciye şunu söyledi: Karşınızdakinin gözlerine bakarak selamlaşmanın önemini unutmayın.

나이가 많은 사람에게는 존댓말을 사용한다.

Yaşça büyük kişilere hitap ederken saygı ifadesi olarak sizli konuşulur.

Örnek Diyalog: 우리 문화에서는 일반적으로 나이가 많은 사람에게는 존댓말을 사용한다고 배웠어요.

Türkçe: Bizim kültürümüzde genel olarak yaşça büyük olan insanlara hitap ederken saygı ifadesi olarak sizli konuşmak gerektiği öğretilir.

식사 전후에 감사의 말을 전한다.

Yemekten önce ve sonra teşekkürlerimi sunarım.

Örnek Diyalog: 식사 전후에 감사의 말을 전한다는 것은 음식과 사람들에 대한 감사를 표현하는 아름다운 전통입니다.

Türkçe: Yemekten önce ve sonra şükran ifadesi sunmak, yiyeceklere ve insanlara olan minnettarlığı dile getirmenin güzel bir geleneğidir.

신발을 신고 들어가지 않는 장소에서는 신발을 벗는다.

Ayakkabıyla girilmeyen bir yere girerken ayakkabıları çıkarırız.

Örnek Diyalog: 우리나라의 전통이라 신발을 신고 들어가지 않는 장소에서는 신발을 벗는다는 것을 잘 지켜야 해.

Türkçe: Ülkemizin geleneklerine göre ayakkabıyla girilmeyen yerlerde, ayakkabıları çıkarmak gerektiğini iyi bir şekilde uygulamalıyız.

대화 중에는 손을 주머니에 넣지 않는다.

Konuşurken ellerini cebine koyma.

Örnek Diyalog: 선생님이 규칙을 설명하며 말씀하셨어요: 대화 중에는 손을 주머니에 넣지 않는다.

Türkçe: Öğretmen kuralları açıklarken şunu söyledi: Konuşurken ellerinizi cebinize koymayın.

선물을 할 때는 양손으로 전달한다.

Hediye verirken ikisini de kullanarak verilir.

Örnek Diyalog: 미국 친구가 한국 문화에 대해 물어보길래 제가 설명해줬어요, 선물을 할 때는 양손으로 전달한다고.

Türkçe: Amerikalı arkadaşım Kore kültürü hakkında soru sorduğunda, hediyeyi verirken iki elle verilmesi gerektiğini açıkladım.

술을 따를 때는 받는 사람이 잔을 든다.

Şarap doldururken, alan kişi bardağını kaldırır.

Örnek Diyalog: 우리 회사 워크샵에서 선배가 말했어, 술을 따를 때는 받는 사람이 잔을 든다고.

Türkçe: Şirketimizin atölyesinde bir üst düzey çalışan dedi ki, alkol ikram edilirken bardağı alan kişi kaldırmalıymış.

먼저 도착한 사람이 자리를 잡는다.

Önce gelen kişi yerini kapar.

Örnek Diyalog: 우리 모임에서는 통상 먼저 도착한 사람이 자리를 잡는다, 그러니 일찍 가 보는 게 좋겠어.

Türkçe: Bizim buluşmamızda genellikle ilk gelen kişi yerini alır, o yüzden erken gitmende fayda var.

타인의 개인 공간을 존중한다.

Başkalarının kişisel alanına saygı gösterir.

Örnek Diyalog: 지하철에서는 사람들이 타인의 개인 공간을 존중한다는 분위기가 정말 중요해요.

Türkçe: Metroda insanların birbirlerinin kişisel alanına saygı duyduğu bir atmosferin gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum.

지하철이나 버스에서 노약자 자리를 양보한다.

Metro veya otobüste yaşlılar ve engelliler için ayrılmış yerleri onlara bırakır.

Örnek Diyalog: 우리 모두 지하철이나 버스에서 노약자 자리를 양보한다는 사회적 규범을 존중해야 해.

Türkçe: Hepimiz metroda veya otobüste yaşlılara ve engellilere yer vermeyi içeren toplumsal kurallara saygı göstermeliyiz.

음식을 먹을 때 소리를 내지 않는다.

Yemek yerken ses çıkarmam.

Örnek Diyalog: 우리 가족은 식사 예절을 중요하게 생각해서 음식을 먹을 때 소리를 내지 않는다는 규칙을 항상 지켜요.

Türkçe: Bizim aile yemeğin önemine büyük önem verdiği için yemek yerken ses çıkarmamayı bir kural olarak her zaman uygular.

상대방이 말을 할 때는 잘 듣고 끼어들지 않는다.

Karşı taraf konuşurken iyi dinler ve araya girmez.

Örnek Diyalog: 우리 팀원들 사이에는 서로 존중하는 분위기가 있어서 상대방이 말을 할 때는 잘 듣고 끼어들지 않는다.

Türkçe: Takım üyelerimiz arasında karşılıklı bir saygı ortamı var, bu yüzden birbirimizin konuşmasını dikkatle dinler ve sözünü kesmeyiz.

어른에게 무언가를 건넬 때는 두 손을 사용한다.

Bir şeye yetişkin birine verirken her zaman iki elini kullan.

Örnek Diyalog: 제니 씨, 어른에게 무언가를 건넬 때는 두 손을 사용한다는 한국의 예절을 잊지 마세요.

Türkçe: Jenny Hanım, bir şeye bir yetişkine bir şey uzatırken iki elinizi kullanmanız gerektiği Kore görgü kurallarını unutmayın.

연장자와 인사할 때는 허리를 숙여 인사한다.

Yaşça büyüklere selam verirken eğilerek selamlaşılır.

Örnek Diyalog: 할머니께서는 언제나 말씀하셨어요, 연장자와 인사할 때는 허리를 숙여 인사한다고.

Türkçe: Büyükannem her zaman söylerdi, yaşlılarla selamlaşırken belini bükerek selam vermelisin.

휴대폰을 사용할 때 주변 사람에게 폐를 끼치지 않는다.

Cep telefonunu kullanırken çevredeki insanlara rahatsızlık vermem.

Örnek Diyalog: 휴대폰을 사용할 때 주변 사람에게 폐를 끼치지 않도록 조용한 목소리로 통화하는 것이 좋겠어.

Türkçe: Cep telefonunu kullanırken çevrendeki insanlara rahatsızlık vermemek için sessiz bir ses tonuyla konuşman daha iyi olur.

식당에서 음식을 남기지 않도록 한다.

Restoranda yemekleri artırmamaya özen gösterilir.

Örnek Diyalog: 우리 가족은 환경을 생각해서 항상 식당에서 음식을 남기지 않도록 한다.

Türkçe: Bizim ailemiz çevreyi düşünerek daima restoranda yemekleri ziyan etmemeye özen gösterir.

자리에서 일어날 때는 주변 사람에게 잠시 자리를 비운다고 말한다.

Yerinden kalkarken çevredeki insanlara kısa bir süreliğine ayrılacağını söyler.

Örnek Diyalog: 회의 중에 짧게 자리에서 일어날 때는 주변 사람에게 잠시 자리를 비운다고 말한다.

Türkçe: Toplantı esnasında kısa bir süre için kalktığınızda, çevrenizdeki insanlara kısa bir süreliğine ayrılacağınızı bildirirsiniz.

집에 초대받았을 때 작은 선물을 가져간다.

Eve davet edildiğinde küçük bir hediye götürülür.

Örnek Diyalog: 우리 문화에서는 누군가를 집에 초대받았을 때 작은 선물을 가져간다는 게 정말 좋은 예의라고 생각해.

Türkçe: Bizim kültürümüzde birisinin evine davet edildiğinde onlara küçük bir hediye götürmenin gerçekten çok iyi bir nezaket olduğunu düşünüyoruz.

공공장소에서 큰소리로 말하지 않는다.

Kamu alanlarında yüksek sesle konuşulmaz.

Örnek Diyalog: 아이에게 조용한 목소리로 교육하듯이 말했다, 어린이, 기억해, 공공장소에서 큰소리로 말하지 않는다.

Türkçe: Çocuğa sakin bir sesle öğretir gibi söyledim, Çocuk, hatırla, kamusal alanlarda yüksek sesle konuşulmaz.

자리에 늦지 않도록 약속 시간을 잘 지킨다.

Randevuya geç kalmamak için verilen saate zamanında gelir.

Örnek Diyalog: 미숙이는 항상 자리에 늦지 않도록 약속 시간을 잘 지킨다고 강조해.

Türkçe: Mi-suk her zaman söz verdiği saatte geç kalmamak için randevularına zamanında gider, diye vurguluyor.

상대방의 명함을 받을 때는 양손으로 받는다.

Karşı tarafın kartvizitini alırken her zaman iki elle alınır.

Örnek Diyalog: 상대방의 명함을 받을 때는 양손으로 받는다는 것을 잊지 마세요, 그것은 존중의 표시입니다.

Türkçe: Birinin kartvizitini alırken onu her iki elinizle almayı unutmayın; bu, saygının bir göstergesidir.

대화할 때 상대방을 직접 쳐다보며 말한다.

Konuşurken karşındaki kişiye doğrudan bakarak konuşur.

Örnek Diyalog: 우리는 의사소통 기술 수업에서 배운 대로, 대화할 때 상대방을 직접 쳐다보며 말한다는 것이 중요하다고 가르침을 받았습니다.

Türkçe: İletişim becerileri dersinde öğrendiğimiz üzere, konuşurken karşımızdakine doğrudan bakmanın önemli olduğu öğretilmiştir.

흡연 구역 외에서는 흡연하지 않는다.

Sigara içme alanının dışında sigara içilmez.

Örnek Diyalog: 친구야, 이곳은 흡연 구역이니 여기서 피워도 돼, 하지만 흡연 구역 외에서는 흡연하지 않는다는 규칙을 잊지 마.

Türkçe: Arkadaşım, burası sigara içme alanı olduğundan burada sigara içebilirsin, fakat sigara içme alanı dışında sigara içmemenin kuralını unutma.

쓰레기는 분리 수거함에 맞게 버린다.

Çöpler ayrıştırma kutularına uygun şekilde atılır.

Örnek Diyalog: 우리 아파트에서는 환경을 생각해서 쓰레기는 분리 수거함에 맞게 버린다고 새로운 안내문에 적혀 있더라구.

Türkçe: Bizim apartmanda çevreyi düşünerek çöplerin ayrıştırılarak atılması gerektiği, yeni bir duyuruda yazmaktaymış.

대중교통 이용 시 줄을 서서 기다린다.

Toplu taşıma kullanırken sıraya girip bekleriz.

Örnek Diyalog: 대중교통 이용 시에는 언제나 줄을 서서 기다리는 건 기본 예절이에요.

Türkçe: Toplu taşıma kullanırken her zaman sıra beklemek temel bir nezaket kuralıdır.

대화 중 휴대전화를 자주 확인하지 않는다.

Konuşma esnasında sık sık cep telefonunu kontrol etmem.

Örnek Diyalog: 우리가 대화 중일 때 네가 휴대전화를 자주 확인하지 않는다는 걸 정말 고마워해; 그래서 더 집중하고 있다고 느껴져.

Türkçe: Konuştuğumuz sıralarda sürekli cep telefonunu kontrol etmemen için gerçekten minnettarım; bu yüzden daha çok odaklandığını hissediyorum.

회식 자리에서 술을 강요하지 않는다.

İş yemeğinde alkol zorlaması yapılmaz.

Örnek Diyalog: 우리 회사는 건강한 직장 문화를 조성하기 위해 회식 자리에서 술을 강요하지 않는다는 원칙을 세웠어요.

Türkçe: Şirketimiz, sağlıklı bir iş yerı kültürü oluşturmak adına, iş yemeği etkinliklerinde alkol zorlaması yapılmaması ilkesini benimsemiştir.

장례식에 참석할 때 검은색 정장을 입는다.

Cenaze törenine katılırken siyah takım elbise giyilir.

Örnek Diyalog: 우리나라의 전통에 따르면, 장례식에 참석할 때 검은색 정장을 입는다는 것을 알고 있니?

Türkçe: Bizim ülkemizin geleneklerine göre, cenaze törenine katılırken siyah takım elbise giyildiğini biliyor musun?

남의 집을 방문할 때는 미리 연락하고 방문한다.

Başkasının evini ziyaret edeceğiniz zaman önceden haber vererek ziyaret edersiniz.

Örnek Diyalog: 어머니가 항상 말씀하셨어요: 남의 집을 방문할 때는 미리 연락하고 방문한다.

Türkçe: Annem her zaman şöyle derdi: Başkalarının evine ziyarete giderken önceden haber verip gidin.

승강기를 탈 때 먼저 탄 사람부터 내린다.

Asansöre binerken önce içeri giren çıkar.

Örnek Diyalog: 아무리 바빠도 승강기를 탈 때 먼저 탄 사람부터 내린다는 기본 에티켓을 잊지 말아야 해.

Türkçe: Ne kadar meşgul olursan ol, asansöre binerken önce içeridekilerin inmesini sağlayacak temel görgü kurallarını unutmamalısın.

식사 중에 휴대전화를 사용하지 않는다.

Yemek yerken cep telefonu kullanılmaz.

Örnek Diyalog: 우리 가족은 식사 중에 휴대전화를 사용하지 않는다는 규칙을 가지고 있어, 식탁에서 대화의 시간을 중요시해.

Türkçe: Bizim ailemiz yemek sırasında cep telefonu kullanmamayı bir kural haline getirmiştir, böylece yemek masasında sohbet etmeye önem veririz.

대중목욕탕이나 사우나에서는 타인에게 눈길을 주지 않는다.

Halka açık banyo ya da saunalarda başkalarına bakmamaya özen gösterilir.

Örnek Diyalog: 한국에서는 사람들이 대중목욕탕이나 사우나에서는 타인에게 눈길을 주지 않는다는 것을 존중하는 문화가 있어요.

Türkçe: Kore'de insanlar, halka açık hamamlar veya saunalarda birbirlerine bakmamayı saygı gösteren bir kültürün olduğunu anlıyorlar.

악수할 때는 힘차고 단호하게 악수한다.

El sıkışırken kuvvetli ve kararlı bir şekilde el sıkışın.

Örnek Diyalog: 면접관이 면접을 마친 후에는 항상 악수할 때는 힘차고 단호하게 악수한다고 조언했다.

Türkçe: Mülakatçı, mülakatı tamamladıktan sonra her zaman el sıkışırken güçlü ve kararlı bir şekilde el sıkışılması gerektiğini tavsiye etti.

상대방의 운전을 비판하지 않는다.

Karşı tarafın sürüşünü eleştirmez.

Örnek Diyalog: 저는 운전 중에는 안전을 위해 상대방의 운전을 비판하지 않는다는 원칙을 지키려고 해요.

Türkçe: Ben, güvenlik için, sürüş esnasında diğer sürücülerin sürüşünü eleştirmemeye çalışan bir ilkeye bağlıyım.

만남이 끝난 후 감사의 메시지를 보낸다.

Randevu bitiminde teşekkür mesajı gönderilir.

Örnek Diyalog: 만남이 끝난 후 감사의 메시지를 보낸다는 것은 상대방에 대한 예의를 나타내는 좋은 방법이에요.

Türkçe: Buluşma bittikten sonra teşekkür mesajı göndermek, karşı tarafa olan saygınızı göstermenin güzel bir yoludur.

전통적인 자리에서는 예복을 착용한다.

Geleneksel oturumda resmi kıyafet giyilir.

Örnek Diyalog: 우리집은 전통을 중시해서 결혼식이나 특별한 전통적인 자리에서는 예복을 착용한다.

Türkçe: Bizim evde geleneklere büyük önem verildiği için düğünlerde veya özel geleneksel etkinliklerde resmi giysi giyilir.

문을 열고 들어갈 때, 뒤에 사람이 있다면 문을 잡아준다.

Kapıyı açıp içeri girerken arkanda biri varsa kapıyı tutarsın.

Örnek Diyalog: 문을 열고 들어갈 때, 뒤에 사람이 있다면 문을 잡아준다는 것은 기본 예의야.

Türkçe: Kapıyı açıp içeri girerken, arkanda biri varsa kapıyı tutmanın temel bir nezaket olduğunu unutma.

돈을 건넬 때는 손수건이나 봉투에 담아 건넨다.

Para verirken mendil veya zarfa koyarak verilir.

Örnek Diyalog: 우리나라 전통이 있지, 돈을 건넬 때는 손수건이나 봉투에 담아 건넨다고 배웠어.

Türkçe: Bizim ülkede bir gelenek var, para verirken mendil ya da zarfa koyup öyle verdiğimiz öğretildi.

재채기를 할 때는 손수건이나 팔꿈치 안쪽으로 가린다.

Hapşırırken mendil ya da dirseğin iç kısmıyla ağzınızı kapatmalısınız.

Örnek Diyalog: 학교에서 배운 건데, 재채기를 할 때는 손수건이나 팔꿈치 안쪽으로 가린다고 하더라고.

Türkçe: Okulda öğrendiğimiz şey şu ki, hapşırırken ağzını mendil ya da dirseğin iç kısmıyla kapatmalıymış.

주거나 받는 것이 있을 때는 반드시 고맙다고 한다.

Bir şey verirken veya alırken kesinlikle teşekkür etmek gerekir.

Örnek Diyalog: 어머니께서 말씀하셨어요, 주거나 받는 것이 있을 때는 반드시 고맙다고 한다.

Türkçe: Annem söyledi, verirken veya alırken mutlaka teşekkür etmek gerekir.

상대방의 문화와 관습을 존중한다.

Karşı tarafın kültürüne ve geleneklerine saygı gösterir.

Örnek Diyalog: 여행을 갈 때마다 상대방의 문화와 관습을 존중한다는 것의 중요성을 깨닫게 됩니다.

Türkçe: Her seyahate çıktığımda, karşı tarafın kültürünü ve geleneklerini saygı duymanın önemini anlıyorum.

대중 앞에서 감정을 과하게 드러내지 않는다.

Halkın önünde duygularını aşırı bir şekilde belli etmez.

Örnek Diyalog: 그는 보통 대중 앞에서 감정을 과하게 드러내지 않는다는 평판을 가지고 있어.

Türkçe: O, genellikle kamuya açık yerlerde duygularını aşırı şekilde ifade etmediği yönünde bir üne sahip.

상대방의 소유물을 함부로 만지지 않는다.

Karşındakinin eşyalarına izinsiz dokunulmaz.

Örnek Diyalog: 상대방의 소유물을 함부로 만지지 않는다는 기본 예의야, 그걸 잊으면 안 돼.

Türkçe: Karşındakinin eşyalarına gelişigüzel dokunmamak, temel bir nezaket kuralıdır; bunu unutmamalısın.

일을 부탁할 때는 사전에 충분한 설명을 한다.

İş rica ederken önceden yeterli açıklamayı yaparım.

Örnek Diyalog: 일을 부탁할 때는 사전에 충분한 설명을 한다고 항상 강조하는 것을 잊지 마세요.

Türkçe: İş rica ederken önceden yeterli açıklama yapmayı her zaman vurgulamanız gerektiğini unutmayın.

귀가할 때는 가족 또는 동거인에게 연락한다.

Eve dönerken aile bireyleri veya ev arkadaşlarına haber verir.

Örnek Diyalog: 저녁 늦게 귀가할 때는 안전을 위해서 가족 또는 동거인에게 연끽한다는 규칙을 항상 지켜요.

Türkçe: Gece geç saatlerde eve dönerken, güvenliğim için her zaman aileme ya da birlikte yaşadığım kişilere haber verme kuralını uygularım.

타인의 질문에는 정중하고 명확하게 답변한다.

Başkalarının sorularına her zaman kibar ve net bir şekilde cevap verir.

Örnek Diyalog: 그는 항상 타인의 질문에는 정중하고 명확하게 답변한다는 원칙을 지켰습니다.

Türkçe: O, her zaman başkalarının sorularına nezaketli ve açık bir şekilde cevap verme ilkesini korumuştur.

두 사람 이상이 함께 걸을 때는 길 양보에 신경 쓴다.

İki ya da daha fazla kişi birlikte yürürken yolda başkalarına yer açmaya dikkat ederler.

Örnek Diyalog: 두 사람 이상이 함께 걸을 때는 길 양보에 신경 써야 해, 다른 사람들도 편하게 지나갈 수 있도록 말이야.

Türkçe: İki veya daha fazla kişi birlikte yürürken yolu başkalarına da rahat geçebilmeleri için geniş bırakmaya özen göstermelisin.

만약 누군가를 밀쳤다면 즉시 사과한다.

Eğer birini ittiysen hemen özür dile.

Örnek Diyalog: 만약 누군가를 밀쳤다면 즉시 사과한다는 것이 우리 학교의 규칙이야.

Türkçe: Eğer birisini itmişsen, hemen özür dilemenin bizim okulun kuralı olduğunu unutma.

전통문화 행사에 참석할 때는 그에 적합한 복장을 착용한다.

Geleneksel kültür etkinliklerine katılırken o etkinliğe uygun kıyafetler giyilir.

Örnek Diyalog: 교수님께서는 학생들에게 전통문화 행사에 참석할 때는 그에 적합한 복장을 착용한다고 강조하셨어요.

Türkçe: Profesör, öğrencilere geleneksel kültürel etkinliklere katılırken uygun kıyafetler giymelerinin önemini vurguladı.

음식을 같이 먹을 때는 모두에게 골고루 배려하여 제공한다.

Yemek yendiğinde, herkese adil bir şekilde düşünülerek servis yapılır.

Örnek Diyalog: 서로의 취향과 건강을 생각하여 음식을 같이 먹을 때는 모두에게 골고루 배려하여 제공한다는 것이 우리 가족의 식사 원칙이야.

Türkçe: Birbirimizin zevklerini ve sağlığını düşünerek yemek yediğimizde, herkese adil bir şekilde dikkat edip sunum yapmanın bizim ailemizin yemek prensibi olduğunu unutma.

Koreli Olmayanlar İçin Tavsiyeler

  • Yanlış Yapmaktan Korkmayın: Kültüre saygı duyduğunuzu gösterdiğiniz sürece küçük hatalar hoşgörüyle karşılanır.

  • Gülümseyin ve Nazik Olun: Gülümsemek, evrensel bir dostluk işaretidir.

  • Öğrenmeye Açık Olun: Yeni şeyler öğrenmek için istekli olmak, insanlarla bağlantı kurmanızı kolaylaştırır.

Sonuç ve Yeni Deneyimler Kazanma

Kore görgü ve nezaket kuralları, derin bir tarihin ve kültürün yansımasıdır. Bu kuralları öğrenmek ve uygulamak, Kore'deki deneyiminizi zenginleştirecek, yeni arkadaşlıklar kurmanızı sağlayacak ve kültürlerarası anlayışınızı derinleştirecektir.

Unutmayın ki, her kültürün kendine özgü güzellikleri vardır. Kendinizi bu yeni deneyimlere açarak, hayatınıza renk katabilir ve unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.


Bu yazıda, Kore'nin nezaket ve görgü kurallarını detaylı bir şekilde ele aldık. Umarız ki bu bilgiler, Kore kültürüyle ilgili merakınızı gidermiş ve size yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. İyi okumalar!