İşyerinde Anlaşmazlıklar

İşyerinde Anlaşmazlıkları Kontrol Etmenin 5 Yöntemi

Konuk Yazar
Güncellendi:
8 dk okuma
Biri kadın biri erkek iki kişi hararetli bir tartışmanın içinde karşı karşıya durmaktadır. Kadın sarı saçlı ve parmağıyla adamı işaret ederek hararetli bir şekilde bağırıyor. Adam takım elbise giyiyor ve parmağıyla kadını işaret ediyor. Görüntü adamın ceketinin yakın planından alınmış ve yüzleri görülüyor. Kadın koyu kırmızı bir bluz giymiştir ve adamın lacivert bir kravatı vardır. Hava gergindir ve ikisinin de birbirlerine kızgın oldukları açıktır. Bu görüntü, hararetli tartışmalar sırasında ortaya çıkabilecek stres ve öfkeyi sembolize etmektedir.
Yanlış DavranışlarOlumsuz SonuçlarDoğru Tavrın Yolları
Tamamen Dürüst OlmakDiğer kişinin savunmaya geçmesi ve olumsuz bir reaksiyon göstermesi.Duygusal zeka kullanarak düşüncelerinizi ifade etmek ve kötü niyet kullanmamak.
Hislerinizi Robot Gibi PaylaşmakDiğer kişinin uzaklaşması ve anlaşılamaması.Gerçeklerle başlamak ve duyguları ve sonuçları gerçeklerle desteklemek.
Pozisyonunuzu SavunmakAnlaşmazlığın artması ve anlaşamama durumu.Dinlemek ve eşinizin bakış açısını anlamak.
Durumunuz İçin Başkalarını Suçlamakİlişkilerin zedelenmesi ve diğer kişinin güvensizlik hissetmesi.Bakış açınızı zorlamak ve problemleri farklı bir açıdan görmek.
Yalnızca Kendi Bakış Açınıza OdaklanmaŞirket içinde bölünmelerin artması ve işbirliğinin azalması.Tüm bakış açılarının değerli olduğunu kabul etmek ve beraber çözüm bulmak.
5 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

Bilim adamları, insanları çalışırken başarılı kılan şeyin ne olduğunu araştırmaya 50 yıldan fazla zaman harcadı. Araştırmalardaki devamlı olan bulgu başarınızda çok büyük bir etkisi olan karmaşa anları ile başa çıkabilme yetinizdir. Bir anlaşmazlıkla nasıl anlaştığınız çalışma arkadaşlarınızla olan güven, saygı ve bağ ölçüsünü belirler.

Anlaşmazlık genellikle önemli konuşmalarla özetlenir. Duyguların güçlüce baskın olduğu, düşüncelerin farklılaştığı ve risklerin olduğu dakikalar... Ve eğer yüksek derecede duygusal bir zekanız yoksa bu tür kritik konuşmaları kontrol edemezsiniz. Anlaşmazlık egemenliği başarınızda çok önemli bir yer kaplamakla beraber hiç şüphe yok ki TalentSmart’ın test ettiği milyonlardan fazla insandan en iyi performans çıkaranların %90’ı yüksek duygusal zekaya sahip.

Anlaşmazlıktan kaçınmanın yolları

Peki duygusal zekanızı kritik durumları kontrol etmek için nasıl kullanabilirsiniz? Kaçınmanız gereken beş tane bilinen yanlış ve beş tane de sizi doğru yola sokacak alternatif strateji var.

Hata #1: Tamamen Dürüst Olmak:

Sessizlikte uzun süre acı çektiniz. İş arkadaşınız sizin arabanıza o kadar yakın park ediyor ki yolcu kapısından girmek zorunda kalıyorsunuz. Ondan bunu yapmamasını rica ettiniz. Ricanızın onlarca kez suiistimal edilmesinden sonra yeterince acı çektiğinize karar verdiniz. Açık bir şekilde onun yaptığı kasıtlı saygısızlık hakkında sizin ne düşündüğünüzü bilmesi şart. Ona bildirin. Onun yüzüne söyleyin ve ne kadar düşüncesiz bir pislik olduğunu ona anlatın.

Bunun nasıl üstesinden gelirsiniz? Acımasız olmadan dürüstlük. Genç bir yaştan itibaren bize gerçeği anlatmakla ve o arkadaşlığı sürdürmek arasında seçim yapmamız gerektiği anlatılır. Bütün seçenekler acımasızlık ve uyumdan ibarettir. Yüksek zekayla birlikte köprüleri yakmadan gerçekleri anlatabiliriz. Hiç çok riskli konuları içeren konuşmaların bile nasıl güzel gittiğini fark ettiniz mi? Ve diğerleri, hatta önemli olmayan şeylerin bile nasıl bir savaşa dönüştüğünü? Anlaşmazlık hastalığının ilacı mesajınızı azaltmak değildir. Güven yaratmaktır. Çoğu insan konuşmanın içeriğinin insanları savunmaya geçireceğini düşünür ve bu yüzden sadece acımasız bir şekilde dürüst olmanın en iyisi olduğunu zanneder. Değildir. İnsanlar içerik yüzünden savunmaya geçmezler, savunmaya arkadan gelen niyeti algıladıkları için geçerler. Acıtan gerçek değildir, gerçeği iletmek için kullanılan kötü niyettir.



Hata #2: Hislerinizi robot gibi paylaşmak:

Bazı iyi niyetli ‘’iletişim’’ profesyonelleri konuşmak için vaktin geldiğinde başlamanın diplomatik yolunun duyguları paylaşmaktan geçtiğini önerir. Örneğin park etme özürlü iş arkadaşınıza ‘’kızgın ve bıkkın hissediyorum’’ dersiniz. Bunun bir şekilde yardım etmesi gerekir. Ama etmez. İnsanlarla bu şekilde anlaşılmaz. Robotik bir şekilde duygularınızı paylaşmak sadece onları uzaklaştırmaz aynı zamanda sinir eder ve akıllarını karıştırır.

Bunun nasıl üstesinden gelirsiniz? Gerçeklerle başlayın. Beyinlerimiz bize kritik konuşmalar sırasında çok zayıf bir şekilde yardım eder. Algısal etkinliği arttırmak için zihinlerimiz duyguları ve sonuçları depolar ama onları yaratan gerçekleri depolamaz. Bu yüzden bir iş arkadaşınıza negatif bir dönüş yaptığınızda nasıl ve ne şekilde olduğunu sorar. Ama siz hatırlayamazsınız. Bu yüzden duygularınızı ve sonuçlarınızı tekrarlarsınız ama çok az gerçek sunarsınız. Gerçekleri bir araya getirmek kritik konuşmaları kontrol altına almak için yapılması gereken bir ev ödevidir. Ağzınızı açmadan önce bu şekilde düşünmenize sebep olan temel bilgiyi düşünün ve öncelikle bunu paylaşmaya hazırlanın.



Hata #3: Pozisyonunuzu savunmak:

Birisi sizin derinden umursadığınız bir konu hakkında karşıt bir görüş edindiğinde verilen doğal insan tepkisi ‘’savunmadır’’. Beyinlerimiz tehditleri istemsiz bir şekilde belirler ve biz ne zaman tehdit edilme duygularının davranışımızı gasp etmesine izin verirsek, o zaman işler güzel sonuçlanmaz. Kritik bir anlaşmazlık konuşmasında savunmaya geçmek başarısızlığa giden sağlam bir yoldur.

Bunun nasıl üstesinden gelirsiniz? Meraklanın. Savunmaya karşı kendimizi aşılamanın en iyi yolu kendi emin oluşunuzdan sağlıklı bir endişe geliştirebilmektir. Sonra konuşmaya diğer insanın dünyası hakkında yoğun bir merakla girin. Kendinize diğer mantıklı ve düzgün olan insanın neden öyle davranabileceğini bulmaya dair dedektif görevi verin.

Devlet Bakanı Dean Rusk’ın dediği gibi ‘’Diğerlerini ikna etmenin en iyi yolu kulaklarınızdır, dinlemektir.’’ Diğerleri derinden anlaşıldığını hissettiğinde sizi duymaya daha açık hale gelirler.

Hata #4: Durumunuz için başkalarını suçlamak:

Patronunuz size terfi için sizi önereceğini söyledi. Daha sonra duydunuz ki IK değerlendirmesinde diğer iş arkadaşınızı tavsiye etmiş. İhanet edilmiş ve kızgın hissediyorsunuz. Kesinlikle patronunuz çektiğiniz acıdan sorumlu değil mi? Gerçek ise, sadece o değil.

Bunun nasıl üstesinden gelirsiniz? Bakış açınızı zorlayın. Tehdit edilmiş hissettiğimizde problemlerimiz için diğer inşaları suçlayarak negatif duygularımızı güçlendiririz. Bulunduğunuz durumlarda oynadığınız rolleri tanıyamazsanız anlaşmazlıkları kontrol edemezsiniz. Patronunuz sizi geçmiş olabilir ama bunu yaptıysa bir sebepten ötürü yaptı. Acınızın yarısı onun ihanetinin sonucu, diğer yarısı ise terfi kazanmak için yeterince performans gösterememekten kaynaklanan hayal kırıklığınız.

Hata #5: Konuşmanın riskleri hakkında endişe duymak:

Kritik konuşmaların sizi endişe ile doldurması kolaydır. Böyle bir stres altında negatif iç konuşmanız sizi ele geçirir ve eğer konuşursanız olabilecek şeyler hakkında takıntılı hala gelirsiniz. Sessizliğe çekilene kadar anlaşmazlık, intikam, yalnızlık ve acı gibi şeyleri çağrıştırırsınız.

Bunun nasıl üstesinden gelirsiniz? Konuşmamanın risklerini belirleyin. Kendinizi motive etmenin en hızlı yolu konuşmamanın size mal edeceklerini basitçe belirlemektir. VitalSmarts’ın araştırması devamlı olarak konuşanların gerekli olarak fazladan cesaretli olmadıklarını basitçe daha açık olduklarını ortaya koydu. Öncelikle eğer konuşmakta başarısız olurlarsa ne olabileceğini dikkatle değerlendirirler. İkinci olarak eğer konuşurlarsa ve işler iyi giderse ne olabileceğini uzun uzun düşünürler. Ve son olarak (sıra çok önemli) konuşma çok zayıf geçerse ne olacağını düşünürler. İhtimalleri anlamada bir doğruluk yakaladılar mı, bir şey söylemek onların tipik bir seçimidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Anlaşmazlık Hastalığının İlacı Nedir?

Anlaşmazlık hastalığının ilacı mesajınızı azaltmak değildir. Güven yaratmaktır. İnsanlar içerik yüzünden savunmaya geçmezler, savunmaya arkadan gelen niyeti algıladıkları için geçerler. Acıtan gerçek değildir, gerçeği iletmek için kullanılan kötü niyettir.

Anlaşmazlık Konusunda Gerçekler Neden Önemlidir?

Gerçekleri bir araya getirmek kritik konuşmaları kontrol altına almak için yapılması gereken bir ev ödevidir. Ağzınızı açmadan önce bu şekilde düşünmenize sebep olan temel bilgiyi düşünün ve öncelikle bunu paylaşmaya hazırlanın.

Anlaşmazlıklarda Kendini Savunmak Nasıl Olmalıdır?

Kritik bir anlaşmazlık konuşmasında savunmaya geçmek başarısızlığa giden sağlam bir yoldur. Bunun nasıl üstesinden gelirsiniz? Meraklanın. Savunmaya karşı kendimizi aşılamanın en iyi yolu kendi emin oluşunuzdan sağlıklı bir endişe geliştirebilmektir.

Anlaşmazlıkların Çözümü İçin Ne Yapılmalıdır?

Anlaşmazlıkların çözümü için, tarafların konuşmak için güvenli ve sakin bir ortam oluşturulmalıdır. Taraflar konuşurken, her iki tarafın da duygularını anlamaya ve birbirlerinin noktalarını anlamaya çalışmalıdır. Taraflar, konuşmaları sırasında etkili dinleme becerisi göstermelidir ve konuşmanın her iki tarafın fikirlerini dinleyerek başlamasına izin vermelidir. Her iki taraf da konuşmalar sırasında karşı tarafın anlamasını kolaylaştırmak için örnekler verebilir. Eğer taraflar, karşılıklı olarak anlaşma sağlanamazsa, taraflar bağımsız olarak bir uzlaşı arayışına gidebilir. Ayrıca, taraflar arasında üçüncü bir tarafın konuşmalara katılmasını sağlamak da mümkündür.

Anlaşmazlıkların Önlenmesi İçin Ne Yapılmalıdır?

1. İletişimin geliştirilmesi. İletişim, bir anlaşmazlığın önlenmesinde çok önemlidir. İletişimin kurulması ve geliştirilmesi, anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı olacaktır.

2. Tarafların fikirlerini ifade etmesine izin vermek. Her iki tarafın da fikirlerini ifade etmesine izin vermek, anlaşmazlığın çözümünde önemlidir.

3. Dinleme. Dinleme, bir anlaşmazlığın çözümünde çok önemlidir. Her iki tarafın anlaşmazlık üzerine düşüncelerini dikkatlice dinlemek, anlaşmazlığın çözümüne yardımcı olacaktır.

4. Ortak Çözümler Bulma. Ortak çözümler bulmak, anlaşmazlıkların önlenmesinde çok önemlidir. Tarafların ortak hedefleri oluşturması ve birlikte çözümler araması, anlaşmazlıkların önlenmesine yardımcı olacaktır.

5. Nötr Bir Kişinin Katılımı. Anlaşmazlıkların çözümünde nötr bir kişinin katılımı, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların önlenmesine yardımcı olacaktır. Nötr bir kişi, taraflar arasındaki tartışmadan uzak duracak ve taraflar arasında adil bir çözüm bulmaya çalışacaktır.

Anlaşmazlıkların Çözümü İçin Hangi Yöntemler Kullanılmalıdır?

Anlaşmazlıkların çözümü için izlenebilecek yöntemler şunlardır:

1. Taraflar arasındaki konuşmaların güvenli bir ortamda karşılıklı saygı ve anlayışla gerçekleştirilmesi.

2. Tarafların sağduyulu ve adil yaklaşımlar sergilemesi.

3. Tarafların kendi aralarında anlaşmaya varabilecekleri makul çözümler üretmeye çalışması.

4. Diyalog içerisinde tarafların tarafsız bir arabulucu ya da uzmanın katılımı ile sorunu çözmeye çalışması.

5. Tarafların anlaşmazlıkları çözmek için hukuki yollara başvurması.

İş hayatında stres yönetimi için hangi stratejiler uygulanmalıdır?

Stres Yönetimi Stratejileri

İş hayatında stres yönetimi için uygulanabilecek pek çok strateji bulunmaktadır. Öncelikle, zaman yönetimi ve önceliklendirme, stres seviyelerini azaltarak daha üretken bir çalışma ortamı yaratmaya yardımcı olan önemli stratejilerdir. Ayrıca, iş yükünü dengeli bir şekilde paylaşmak ve uygun bir iş planı oluşturmak da stresi azaltmada etkili yöntemlerdir.

Ara Verme ve İyi İletişim

Mola zamanlarının doğru kullanılması da iş stresini hafifletmeye katkıda bulunur. Çalışanlar, kısa molalar vererek enerji toplayıp, iş performansını artırabilirler. İşyerinde iyi iletişim, rollerin ve beklentilerin açıkça belirlenmesi de çalışanların stres düzeyini düşürmekte önemlidir.

Fiziksel Aktivite ve Beslenme

Düzenli fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları, beden ve zihnin stresle başa çıkmada dayanıklı olmasına önemli katkılar sağlar. Spor, yoga ve meditasyon gibi rahatlama teknikleri iş hayatındaki stres seviyesini azaltarak, genel yaşam kalitesini yükseltebilir.

Pozitif Düşünme ve Kendine Güven

Stresle başa çıkabilmek için pozitif düşünme ve kendine güven de büyük öneme sahiptir. Pozitif ve gerçekçi düşünceler geliştirmek, olumsuz durumlardan daha kolay kurtulmak adına önemli bir adım olacaktır. Ayrıca, başarılara odaklanarak ve kendini geliştirmeye açık olmak, stres seviyelerini düşürmede ve iş hayatında başarı elde etmede yardımcıdır.

Sosyal Destek ve Uyum Kabiliyeti

Son olarak, iş hayatındaki stresle başa çıkmada sosyal destek önemli bir rol oynamaktadır. İş arkadaşları, yöneticiler ve diğer çalışanlarla iyi ilişkiler kurarak, iş stresiyle baş etmeye yardımcı olabilir. Uyum kabiliyeti de, sürekli değişen iş koşullarına ve istenmeyen durumlara karşı daha dirençli olmak için önemlidir.

İşyerinde ezilmemek için nasıl davranmalı ve stres yönetimi sunumlarında nelere dikkat etmeliyiz?

İşyerinde Ezilmemek İçin Davranış Önerileri

İşyerinde saygı görmek, başarılı olmak ve ezilmemek için öncelikle profesyonel ve saygı gösteren bir tutum sergilemeliyiz. İyi iletişim becerilerine sahip olmak, başkalarına empatiyle yaklaşmak, aktif dinleme yaparak onların fikir ve önerilerine değer vererek iş ortamında pozitif etki yaratırız. Ayrıca, işe zamanında gelmek ve işin gereklerini yerine getirerek disiplinli çalışmak da işyerinde saygınlık kazanmamıza yardımcı olur.

Stres Yönetimi Sunumlarında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Stres yönetimi sunumları, işyerindeki stresin azaltılması ve verimliliğin artırılması için önemli bir araçtır. Bu sunumlarda öncelikle, stresin tanımı, nedenleri ve belirtileri hakkında bilgi verilmelidir. Böylece dinleyiciler, kendi yaşamlarındaki stres kaynaklarını tespit edebilir ve üzerinde çalışma yapabilirler.

Etkili Stres Yönetimi Tekniklerini Anlatmak

Sunumun bir diğer kısmında etkili stres yönetimi teknikleri anlatılmalıdır. Örnek olarak, zaman yönetimi, görevleri önceliklendirmek, mola vermek ve dikkat toplama etkinlikleri gibi stratejilerden bahsedilebilir. Aynı zamanda, duygusal zekayı geliştirmek, sosyal destek sağlamak ve çatışma çözme becerilerine değinmek yararlı olacaktır.

Fiziksel ve Psikolojik Yöntemlerin Rolü

Sunumda, stresle başa çıkmada fiziksel ve psikolojik yöntemlerin rolüne de dikkat çekilmelidir. Özellikle spor yapmak, düzenli uyumak ve sağlıklı beslenmek, fiziksel açıdan stresi azaltmada önemlidir. Psikolojik yöntemler arasında ise nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri, meditasyon ve büyük resme odaklanma gibi uygulamalar öğretici ve faydalı olacaktır.

Sonuç olarak, işyerinde ezilmemek için profesyonel ve saygı gösteren bir tutumla hareket etmeli, iyi iletişim becerileri sergilemeliyiz. Stres yönetimi sunumlarında ise, stresin nedenleri, belirtileri, etkili yöntemler ve fiziksel-psikolojik araçların kullanımı hakkında bilgilendirme yaparak, dinleyicilere stresle başa çıkma stratejileri sunmalıyız.

İş stresinin iş tatmini üzerindeki etkileri nelerdir ve İş Kanunu'nun bu konuda sağladığı korumalar nelerdir?

İş Stresi ve İş Tatmini İlişkisi

İş stresinin iş tatmini üzerindeki etkileri, birçok araştırmayla kanıtlanmıştır. İş stresinin hem fiziksel hem de psikolojik etkileri bulunmaktadır. Çalışanlar arasında yaşanan iş stresi, iş tatminini düşürürken, işten ayrılma oranlarını ve devamsızlığı artırmaktadır. Aynı zamanda, iş stresinin sürekli bir faktör olarak devam etmesi durumunda, çalışanların iş performansında da düşüş yaşanabilir.

İş stresi yaşayan çalışanlar, daha fazla hata yapma, çalışma arkadaşlarıyla sorun yaşama ve işyeri kazalarına karışma ihtimali olan bir duruma gelirler. Huzursuz ve stresli bir çalışma ortamı, iş tatmininin düşük olduğu bir yer haline gelir. İş tatmininin düşük olduğu ortamlarda, işten elde edilen verim ve kalite de düşüş yaşar.

İş Kanunu Tarafından Sağlanan Korumalar

İş stresinin önlenmesi ve çalışanların iş tatmininin artırılması adına Türkiye'deki İş Kanunu, pek çok koruma sağlamaktadır. İşveren, çalışanın sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Aynı zamanda, işverenin çalışma saatlerini ve dinlenme sürelerini düzenlemesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu, iş stresinin azalmasına ve çalışanların iş tatmininin artırılmasına katkı sağlamaktadır.

Ayrıca, İş Kanunu, işyerinin çalışma ortamını düzenlemeye ve olası tehdit veya zararları ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler yapmayı zorunlu kılmıştır. Bu, çalışanların iş stresini ve sağlık sorunlarını azaltmaya yardımcı olmaktadır. İşveren, aynı zamanda çalışanlara düzenli tatil hakkı sunmak ve iş yükünü dikkate alarak fazla mesai sınırlarına uymak zorundadır.

Sonuç olarak, iş stresinin iş tatmini üzerindeki olumsuz etkileri göz önünde bulundurulduğunda, yasal düzenlemeler ve İş Kanunu tarafından sağlanan korumalar, çalışanların iş tatminini artırmaya ve iş stresini azaltmaya yöneliktir. İşveren ve çalışanların bu korumalardan faydalanarak daha sağlıklı ve verimli bir çalışma ortamı oluşturmaları önemlidir.