Empati ve İletişim Eğitimi

Dünyayı başkalarının bakış açısında görmenin yollarını bu eğitimde öğreneceksiniz. Empati ve İletişim eğitimi sayesinde insanlarla iletişimini kuvvetlendirerek, diyaloglarını güçlendireceksiniz.

Ücretsiz

Kayıt için önce giriş yapmanız gerekmektedir

Bu kursun içeriği:

  • Başarı sertifikası
  • AB onaylı sertifika
  • 90 Gün

Ders Eğitmeni

Eğitmenler

4.6(3 değerlendirme)

Öğrencilerimiz Ne Diyor?

Kurs katılımcılarımızdan gerçek deneyimler

Ahmet Aslan Hangül

"Canlı derslere katılamadım ama kayıtlı videolardan eğitimi takip ettim. Buna rağ..."

Salih Başaran

"Online Empati ve İletişim Eğitimi kişisel gelişim alanında da fayda sağlayan, he..."

Sehile Encu

"Yorumları okuduğumda Hoca hakkındaki düşüncelerini belirten arkadaşlarımın bira..."

Cevapları Bul

Sıkça Sorulan Sorular

Online kurslarımız ve sertifikasyon programlarımız hakkında bilmeniz gereken her şey

Empati kurma becerisi nedir?

Empati, “Eşduyum” ile anlamdaşdır. En basit şekliyle tanımlayacak olursak: “Kişinin kendini karşısındakinin yerine koyarak onun duygularını anlayabilme yeteneğidir.” diyebiliriz. Hissedilenlerin fiziksel boyuta ve tecrübe etmeye gerek kalmadan düşünce boyutunda algılanması olarak da tanımı genişletebiliriz. Empati iletişimin kalitesini arttıran ve diyalogları kuvvetlendiren bir beceridir. Bilişsel ve duyuşsal düzeyde gerçekleşir. Başka bir deyişle karşımızdakini önce anlar sonra duygularını hissederiz.

Empati nasıl kurulur?

Eşduyum yeni empati yeteneği doğuştan gelir. Sonrasında körelir ya da geliştirilir. Karşımızdaki insanı dinleyerek, gözlemleyerek ve gerektiğinde soru sorarak empati kurabiliriz. Yönlendirici ve kapalı uçlu sorular karşımızdakini anlamamızı engeller. Bu nedenle anlamak için açık uçlu sorular sormamız gerekir. Aldığımız cevaplardaki açık ya da gizli mesajları gözden geçirdikten sonra empati yani eşduyum süreci başlar.

Bu süreçte anlayışlı ve sabırlı olmamız gerekir. Güler yüzlü olmamız ve samimiyetimiz empati kurmaya çalıştığımız kişiye güven verir ve cesaretlendirir. “Ne düşünüyor?, Ne hissediyor?” sorularına cevap bulduktan sonra kendimize “Ben olsam ne hissederdim?” ve “Beklentilerim ne olurdu?” sorularını yöneltiriz. Sonrasında karşımızdaki kişiyi anlayabildiğimizi açık ve net şekilde ifade etmemiz gerekir. Bu aşamadan sonra artık yapacaklarımızı planlar ve harekete geçeriz. Zaten harekete geçmemizi sağlamayan empati yeteneği anlamsızdır.

Empati kurmanın faydaları nelerdir?

Empati kurabilen kişiler bencillikten kurtulur.

  • İnsanları ve çevresini daha iyi algılar.

  • İlişkiler daha uyumlu olur.

  • Empati bireyin sosyal yönünü güçlendirir.

  • Aynı zamanda hedeflere ulaşmasına ve kariyer planına olumlu destek sağlar.

  • Diyaloglar sağlıklı hale gelir.

  • Duygusal çatışmalar önlenir.

  • Daha az problem yaşanır.

  • Yaşanan problemler ise daha kolay çözülür.

Empati, kişisel gelişim, aile bağları, dostluk ve arkadaşlık için de önemlidir.

  • Empati becerisi yüksek kişilerden oluşan toplumlarda huzursuzluk daha az yaşanır.

  • Sosyal yardımlaşma fazla olur.

  • Yardıma ihtiyacı olan kişilere nezaket çerçevesinde ulaşılır.

  • Kırmadan, utandırmadan, aşağılamadan desteklenir.

Empati yeteneğimiz sayesinde örnek ebeveyn, aranan dost, sevilen komşu, iyi bir aşık, saygın bir çalışan vb. olabiliriz. Aynı zamanda kırıldığımız kişilerin davranışının nedenine odaklanıp üzüntümüzü azaltabiliriz.

Empati kurmanın zararları var mıdır?

Hayatımızdaki tüm duygularda olduğu gibi empati duygumuzda da ölçü önemlidir. Empatiyi iletişimde bir anahtar olarak kullanacaksak isek mantığımızı, aklımızı ve sağduyumuzu ön planda tutmak zorundayız. Aksi halde abartılı empati becerimiz bize ve çevremizdekilere zarar verebilir. Dilerseniz bu durumu bir örnekle açıklayalım:

Kanser olduğunu öğrenen bir arkadaşımız olduğunu düşünelim. Perişan halde; iki gözü iki çeşme ağlıyor. Kendimizi onun yerine koyuyoruz. Durum gerçekten çok vahim: Arkadaşımız çok genç, ataması yeni yapıldı ve evleneli daha birkaç yıl oldu. Oysa ne çok beklemişlerdi birbirlerini, annesini de kanserden kaybetmişti vs. vs...Tüm bunları tekrar ederek ortaya karamsarlık tozu serpiştirdik. Sempati kurduk ama empati yapamadık.

Çok üzücü değil mi? Hadi şimdi biz de oturup onunla ağlayalım. Sonuçta kendimizi onun yerine koyduk ve duygularını anladık. Peki bunun kime ne faydası oldu? Tabi ki hiç kimseye. Sadece üzülen sayısı arttı. Gözlerimiz şişti, başımıza ağrılar girdi hatta üzüntümüzden yemeden içmeden kesildik. Oysa bizim amacımız arkadaşımızı anlayarak ona destek olmaktı. Dolayısıyla mantığımızı kullanmalı ve soğuk kanlığımızı korumalıyız. Soğukkanlı derken yanlış anlaşılmak istemem. Soğukkanlılığı sorunu yok saymak anlamında kullanmıyorum. Yok saymak ve inkâr etmek sorunu ortadan kaldırmaz.

Şimdi arkadaşımız için neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Benim fikrimi sorarsanız: Öncelikle olumlu bilgilere odaklanmasını sağlayabiliriz. Hastalığın erken evrede teşhis edilmiş olması, tedaviye çabuk yanıt veren bir tür olması, genç olması vb. Güçlü olması gerektiği konusunda telkin verebiliriz. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirecek uygulardan bahsetmek faydalı olacaktır. Bu alanda başarılı ve ulaşılabilir sağlık kurumlarını listeleyip sunabiliriz. Tedavinin tüm aşamalarında seve seve destek olacağımızı ifade etmemiz onu mutlu kılacaktır. Çevremizde bu hastalığı yenmiş kişileri örnek gösterebiliriz. Sonuç: Az da olsa teselli bulmuş arkadaşımız ve ona faydalı olabilmenin mutluluğu…

Özellikle sağlık çalışanlarının empatinin dozunu iyi ayarlamaları gerekir. Aksi takdirde hastaya yarardan çok zararları dokunabilir. Hastanın acı çekmesi yapılması gereken enjeksiyon, pansuman vb. uygulamalardan vaz geçilmesi anlamına gelmez. İşlemin daha az acılı olması için gerekli tedbirler alınır, şefkat içeren cümleler kurularak işlem uygulanır. Uygulanmak zorundadır.

Öte yandan empati yeteneğimizi abartmak bizi aciz duruma düşürebilir ve sıkıntı yaşayabiliriz. Örneğin: Zor durumdaki bir arkadaşımıza maddi destek sağlarız. Bir süre sonra bu durum alışkanlık haline getirir. İyi niyetimiz suiistimal edilmiş olur. Ya da iş yerinde sorumluluğumuz altında bulunan çalışanımıza geçerli mazeretinden dolayı sık sık izin verdiğimizi düşünelim. Hasta çocuğu olsun ve bizim de aynı yaşlarda çocuğumuz olduğunu varsayalım. Kendimizi onun yerine koyduk ve ona hak verdik. Bir iki derken izin talebinin ardı arkası kesilmiyor. Bu durum diğer çalışanlarda adaletsizlik hissi yarattı. Üstelik otoritemiz de sarsıldı.Bu ve benzeri birçok örnek sıralayabiliriz. Çocuğumuzla bile olsa empatinin dozunu kaçırmamalıyız. Aksi takdirde çocuğumuzu anlayalım derken gereksiz desteklerle onu sorumsuzluğa itebiliriz. Dozunda zorluklar insanları olgunlaştırır. Tüm bu örneklerden sonra, “Empati yeteneğimizi aşırı dozda kullanmak zararlıdır.” diyebiliriz.

Empati yeteneği geliştirilebilir mi?

Empati becerimiz doğuştan gelir ve gelişime açıktır. Bu yeteneği ne kadar kullandığımız noktasında diğer insanlardan ayrılırız. Araştırmalar, empati becerisinin doğuştan var olduğunu ve bebeklerde yüksek olduğunu gösteriyor. Neden mi? Bebekler çok iyi gözlemciler ve iyi odaklanabiliyorlar. Özellikle çocukluk döneminde empati yeteneğini destekleyen eğitimler faydalıdır.

Ön yargılardan uzak ve filtresiz dinlemek iletişimi kuvvetlendirir. “Nasılsın, ne hissediyorsun? Senin için ne yapabilirim?” sorularına aldığımız yanıtlarla öğrendiklerimizi doğru yorumlamalı ve doğru yerde kullanmalıyız. Empati yeteneğimizle birlikte iletişim, problem çözme, çatışmaları uzlaştırma ve olayları çok yönlü görebilmek gibi sosyal becerilerimizin de gelişeceğini ifade etmek isteriz.

Empati kurmak ne demek?

İnsanoğlu hayatı boyunca hep iletişim içindedir. İş hayatında, okulda, evde, aile ilişkilerinde, sokakta hayatımızın her evresinde iletişim vazgeçilmezimiz. İşte bu iletişim içinde özele indiğimiz de yani, karı-koca, ebeveyn-çocuk, öğretmen-öğrenci, yönetici-çalışan yani birebir kişiler arasında empati çok önem kazanıyor.

İnsanlar birbirlerine güven duyduklarında ve samimi olduklarında aralarındaki bağ pekişiyor. İşte empati kişiler arasındaki güven duygusunun artmasını sağlıyor.

Peki empati kurmak ne demek? Kişinin tüm samimiyetiyle kendini karşısındakinin yerine koyarak, onun içinde bulunduğu duyguyu, düşünceyi, ruh halini birebir kendinde hissetmesi ve bunu içtenlikle karşısındakine göstermesidir. Bunu yapmayı başarabilen kişiler karşısındakiyle empati kurmayı başarmıştır.

Empati kurmak, insanların yaşam içerisinde başlarına gelen tecrübelerle de pekişir. Düşünün yakın bir arkadaşınız sizinle bir sorununu paylaşıyor. Maddi hasarlı bir trafik kazası yapmış ve karşısındaki kişinin aracına zarar vermiş. Bu duruma çok üzülüyor.

Arkadaşınıza keşke böyle bir olay yaşanmasaydı. Ancak sen de isteyerek kazaya sebep olmadın. Maddi açıdan karşı aracın masraflarını karşılayacağın için, zorlanacağını düşünüyorsun.

Fakat çok şükür sadece maddi hasarlı bir kaza oldu. Kimseye bir şey olmadı. Bende senin yerinde olsam aynı şekilde üzülürdüm fakat bunun kimseye faydası yok. Neler yapabiliriz, bu sorunu en iyi şekilde nasıl hallederiz bunu araştıralım diye yaklaşmalısınız.  Bu durumda arkadaşınızın içinde yaşadığı durumu anladığınızı ve onunla empati kurabildiğinizi hissettirmiş olursunuz.

Empati ve İletişim Eğitimi - Ücretsiz ve Sertifikalı | IIENSTITU