Yeni mezun olmuş genç bir profesyonel olarak iş dünyasına adım atmak, çoğumuz için biraz göz korkutucu olabilir. Gençken herkes size "İlk iş deneyimi nasıl kazanılır?” diye sormasa da, kendi iç dünyanızda bu soruyla sık sık karşı karşıya kalırsınız. Bu sorunun ardında yatan sebeplerden biri, iş yerinde saygı kazanma konusunun çetrefilli olmasıdır. Saygı kazanmak kolay bir iş değildir ve bu, sadece iş arkadaşlarınızın veya patronlarınızın size olan tavrı ile sınırlı kalmaz. Saygı; bir çevre, bir bütün içinde kazanılması gereken çok boyutlu bir durumdur. Bu yolda giderken, kendinizi ifade etme biçiminiz, insanlara sunduğunuz değer ve onları etkileme kapasiteniz, büyük bir önem taşımaktadır.
Çünkü iş hayatı sadece saygı üzerine kurulu bir yapı olmayabilir. Profesyonel bir itibar kazanmak için uzun vadeli çabalar gereklidir ve ağınızı genişletmek de bu ittifaklara bağlıdır. Ayrıca, genç bir çalışan olarak, daha önceki deneyimleriniz ile bir firma kültürü içerisinde yer edinmeye çalıştığınızda karşılaşabileceğiniz bazı yanlış anlaşılmalar da olabilir. İnsanlar genç yeni çalışanlara, genellikle geçmişte ‘yeni jenerasyon’ olarak adlandırılan genç çalışanlar hakkında sahip oldukları önyargılar doğrultusunda yaklaşabilir. Özellikle iş dünyasında hâlâ zamanında elde edilmiş başarıların ve deneyimlerin ne kadar değerlendirildiğini düşünecek olursanız, iş mücadelesi daha da belirginleşir.
İş Hayatında İlk İntibahın Önemi
İlk intiba, çoğunlukla bir insanın sizin hakkınızdaki duygularını şekillendiren, uzun süre kalıcı izler bırakabilen bir olgudur. Eski bir arkadaşımın da dediği gibi, “İlk görüşte aşk mümkündür, ama önceki deneyimlerin kalıntılarına dikkat etmeli.” İş yerinde de böyle. İlk kez bir iş toplantısına katıldığınızda, iş arkadaşlarınızın sizi ne kadar ciddi alacağı çoğu zaman ilk izlenimle belirlenir. İyi bir ilk izlenim bırakmanın önemli bir yolu da, iş yerine taşınan enerjinizden geçer. Bir işe girerken sahip olduğunuz motivasyon ve enerji, iş arkadaşlarınızın dikkatini çeker. Elbette bu enerjiyi doğru yönetmek de bir o kadar önemlidir. Fazla iddialı veya kendinden emin bir tavır, bazen iş arkadaşlarınızın hoşuna gitmeyebilir.
Mülakatta Sorulan Zorlu Sorulara Etkili Cevap Verme Teknikleri
Dijital Dönüşümün Kariyer Gelişimine Etkileri 2030 Hazırlığı
Örnek vermek gerekirse, ilk iş günümde, işe heyecanla başlayıp, kendime verilen ilk büyük görevi başarabileceğime dair büyük bir istekle dolup taşmıştım. Ancak unutmayın, kas gücüyle bir dağ aşılmaz, zeka ve strateji gerektirir. İş arkadaşlarım ve patronumla bu isteği daha verimli bir iş birliğine çevirmenin önemini fark ettim. Alçakgönüllülük ve istek arasındaki dengeyi tutturmanız iş açısından gerçekten büyük bir fark yaratabilir.
Kendinizi Sürekli Geliştirin
Doğru bir ilk intiba yaratmanın ötesinde, iş yerinde gelişime açık olmak da önemlidir. İş dünyası sürekli değişmekte ve gelişmekte olup; yaptığınız işi ve içinde bulunduğunuz sektörü olabildiğince iyi tanımanız gerekmektedir. Güncel makaleler okuyarak sektörünüzdeki trendleri anlamak, sizi toplantılarda daha hazırlıklı ve güvende hissettirecektir. Bilgi gücüdür derler ve bu söz iş dünyasında gerçekten karşılığını bulan bir ifadedir. Zamanında bir toplantıda mühendislik sektöründen bir arkadaşın yeni bir teknoloji hakkında bilgi sahibi olması sayesinde büyük bir projenin lideri olduğu bir hikâyeyi hatırlıyorum. Bu bilgi ona yeni kapılar açtı.
İş dünyasında başarılı olmanın anahtarı çoğu zaman doğru kişileri tanımanın yanı sıra işinizi doğru yapmaktan geçer. Ancak gelin itiraf edelim, iş yaparken içsel motivasyonun yanı sıra dışsal motivasyon da bir o kadar önemli. ‘İlk iş deneyimi nasıl kazanılır?’ sorusuna, işinize dört elle sarılarak ve işinize hakim olup, yaptığınız işin sınırlarını daha iyi anladığınızda, başarı kazanmanın yolu da siz farkında olmadan açılır.
Anlayış ve Empatinin Önemi
Empati, genellikle akademik makalelere veya özgeçmişlere dahil edilmese de, iş dünyasında son derece önemli bir yetenektir. İş arkadaşlarınıza değer verip, onların perspektifinden olaylara bakma yetiniz, saygı kazanmanızı kolaylaştıracaktır. Herkesin farklı hayat deneyimleri, farklı beklentileri vardır. Bu nedenle, iş yerinde anlamlandırılmış empati ile kendinizi ifade etmeniz, sizin iş arkadaşlarınız tarafından daha da kabul görmenizi sağlar. Bir iş arkadaşımın hayatının zor bir döneminde ona yardımcı olduktan sonra, uzun süredir devam eden bir dostluk kurmamız, empati kurmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Empati ile dinlemek ve tepkilerde bulunmak, iş arkadaşlarınız arasında da sağlıklı bir ilişkinin temelini oluşturabilir. İş yerinde empatinin yanında esneklik de önemlidir. Birçok yeni mezun, iş yerine adım attığında, oturmuş ofis politikaları ve uygulamaları uyum sağlamada güçlük çekebilir. Bu noktada empati; kişilerin kendilerini değerli hissetmesinde önemli bir rol oynar. İş arkadaşlarınıza onların olayları nasıl gördüğünü sormak ve anlamaya çalışmak empati kurmanın belki de en güzel örneğidir.
Profesyonel Görünüm ve İletişim
İş yerinde saygı kazanmanın bir başka unsuru da profesyonel bir görünüm sergilemektir. Profesyonel olarak giyinmek, iş dünyasında birçok kapıyı açan bir anahtar gibidir. Her ne kadar bu durum her ofiste değişiklik gösterebilse de, doğru ve dakik giyinmenin önemini küçümsememek gerekir. Ofiste, resmi bir toplantıya katıldığımdaki o ilk günleri hatırlıyorum. Giydiğim takım elbisenin ve takındığım ciddiyetin arkadaşlarım ve liderler üzerinde ne kadar etkili olduğunu gördüm. Elbette kıyafet her şey değildir ancak uygun bir görünüm, ilk bakışta ciddi olduğunuzu ve işinizi önemsediğinizi gösterir.
İş dünyasında iletişim şekliniz de önemli bir rol oynar. E-posta yazarken, dil ve dilbilgisi kurallarına dikkat etmek, profesyonel duruşunuzun önemli bir parçasıdır. Ne dediğinizi doğru ve anlaşılır bir şekilde ifade etmek, diğer kişilerin sizi yanlış anlamasını önler. Bir keresinde gönderdiğim bir e-posta içerisinde küçük bir yazım hatası yapmıştım ve bu durum yanlış bir anlamanın ortaya çıkmasına neden olmuştu. Bu tür hataları en aza indirmek, size farklı pencereler açabilir.
İşyerinde Politikadan Kaçınmak
Her ne kadar birçok kişi ofis dedikodularını heyecan verici bulsa da, iş dünyasında kalıcı bir saygı duyulan kişi olmak için bu tür politikalardan uzak durmak en iyisidir. İş dünyasında siyasetin karıştığı bir ortam, çatışmaların ve yanlış anlaşılmaların doğmasına neden olabilir. Şahsi deneyimlerim arasında, bir keresinde iş yerinde karıştığım bir dedikodunun, projem üzerinde negatif etkiler yaratması ve bir arkadaşımın da bu yüzden terfi alamaması olağanüstü derecede düşündürücü olmuştu. Bu da bana iş yerinde politikaların ne kadar tehlikeli olduğunuzu öğretti.
Daha fazla faydalı sonuçlar elde etmek istiyorsanız, ofis politikaları yerine iş arkadaşlarınıza değer vermek ve ekip çalışmalarına katılmak daha iyi olacaktır. Böylece sadece bireysel başarınızı değil, işbirliğinden doğacak sinerji ile ekip arkadaşlarınızın da verimliliğini artırmış olursunuz.
Sürekli Yüksek Performans Gösterin
En nihayetinde, işinizde gösterdiğiniz performans, saygı kazanma yolculuğunuzda ana araçtır. İş yerinize katkı sağlamak ve her zaman elinizden gelenin en iyisini yapmak, saygınlığınızı artırır. Özellikle ‘İlk iş deneyimi nasıl kazanılır?’ sorusuna da cevap bulmanızda, bu yolda sürekli yüksek bir performans göstermeniz önemli bir yer tutar. Çalışmalarınıza sıkı sıkıya bağlı kalmak, iş arkadaşlarınızın ve patronlarınızın gözünde sizi vazgeçilmez kılar.
Bütün bunları söyleyerek iş dünyasındaki yolculuğunuzun kolay olmadığını kabul ediyorum. Ancak saygı kazanmak ve bunu sürdürmek sabır, süreklilik ve empati ile mümkündür. Sonuçta, iş yerinde saygı kazanmanın temel unsuru olan sadelik ve samimiyeti göz ardı etmemek gerekir. Bu yolda ilerlerken kişisel gelişiminizi destekleyecek olan bilgi kaynaklarına yönelmek çok önemlidir. Özellikle bu süreçte faydasını göreceğiniz ve yol gösterici olacak kitaplar da, bu sürecin bir diğer boyutunu oluşturmakta. İş dünyasındaki deneyimlerinizi oluştururken bunlardan yararlanmak saygı ve değer kazanma yolculuğunuzda size rehberlik edebilir.
Referanslar
1. Bennis, W. G., & Nanus, B. (1985). Leaders: The Strategies for Taking Charge. New York: Harper & Row.
2. Drucker, P. F. (1999). Management Challenges for the 21st Century. Oxford: Butterworth-Heinemann.
3. Kotter, J. P. (1996). Leading Change. Boston: Harvard Business School Press.
4. Peters, T. J., & Waterman, R. H. (1982). In Search of Excellence: Lessons from America's Best-Run Companies. New York: Harper & Row.
5. Collins, J. (2001). Good to Great: Why Some Companies Make the Leap and Others Don’t. New York: HarperBusiness.