Fotoğrafçılık

Fotoğrafçılık Bir Sanat Mıdır?

Konuk Yazar
Güncellendi:
10 dk okuma
Lens takılı bir fotoğraf makinesi merceğinin yakın çekimi. Objektif kameraya odaklanmıştır ve hafifçe odak dışında kalarak bulanık bir etki yaratmaktadır. Kamera siyah bir muhafaza ve metal bir çerçeve ile çevrelenmiştir. Lens merkezdedir ve küçük bir diyafram açıklığı ile dairesel bir şekle sahiptir. Objektifin üzerinde birkaç küçük toz zerresi görülüyor ve odak halkası hafifçe seçilebiliyor. Arka plan karanlık ve odak dışıdır. Bu görüntü, görüntü altyazısı için bir veri kümesi hazırlamak amacıyla kullanılabilir.
KavramAçıklamaÖrnek
FotoğrafçılıkKamerayla ışığı hassas bir yüzey üzerine kaydederek görüntü oluşturma işidir.Kar manzarası, Sokak fotoğrafları
FotoğrafIşık yardımıyla iz bırakma işidir.Portre, Manzara, Doğa fotoğrafı
SanatYaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak tanımlanabilir.Resim, Heykel, Müzik, Edebiyat
YaratmaSanatın temel ögelerinden biri, duygular içerir.Bir müzik bestelemek, bir resim tablosu çizmek
Anlatım BecerisiSanatçının kendi hislerini izleyicisinin anlayabileceği şekilde ifade etme yeteneğiEtkileyici bir romanın yazılması, dokunaklı bir fotoğrafın çekilmesi
EdebiyatYazarın kelimelerle anlattığı şeyleri gözünüzde canlandırabilmeniz onun tasvir yeteneğine bağlıdır.Bir roman, bir öykü, bir şiir
MüzikVaroluşun temel olgularından biri, sesin belli bir ritim ve tondaki ahenkli ifadesi.Bir şarkı, bir senfoni, bir opera
TiyatroBelli bir konunun oyuncular tarafından sahnede oynanması için yazılmış eserler.Bir oyun, bir performans, bir dans gösterisi
SinemaSahnelenen bir tiyatronun filme çekilmesi işi.Bir film, bir belgesel, bir dizi
Fotoğraf ve Sanat İlişkisiFotoğrafın, o fotoğrafı çekerken hissettiklerini izleyicisine birebir aktarabiliyorsa, sanat olma niteliği kazanması.Duygu yüklü bir portre, anlamlı bir sokak fotoğrafı
10 satır ve 3 sütunlu tablo
Tüm sütunları görmek için yatay kaydırın →

anlatmak istediklerimi konuşarak kolayca anlatamadığımı fark ettiğimde yazmaya başladım. bu sefer de farklı diller bilmiyor oluşumdan ötürü anlaşılma ihtiyacımın kısıtlandığını hissettim. sonra anladım ki dünyanın neresine giderseniz gidin tercüme edilmeden anlaşmayı sağlayan en iyi iletişim aracı fotoğraftır.

Fotoğraf ve Sanat Kavramı

Fotoğraf sanat mıdır ya da fotoğrafçı sanatçı mıdır diye soranları duymuşsunuzdur. Son yıllarda bu tartışmaya herhangi bir yerde rastlamış olmanız muhtemeldir. Eline makine alan herkes kendisini fotoğrafçı ilan ederse, fotoğrafçılık yapan herkes de sanat yapıyorum diyebilir doğal olarak. Fotoğrafçı, fotoğraf sanatçısı, fotoğraf ve sanat. Şimdi, bu kavramlara açıklık getirmeye çalışalım birlikte… 

Fotoğrafçılık nedir? 

Fotoğrafçılık kamerayla ışığı hassas bir yüzey üzerine kaydederek görüntü oluşturma işidir. İşlevsel uygulamaları nedeniyle zanaat olarak kabul edilmiştir. Estetik yönüyle ise sanat sayılması çok eski ve halen geçerliliğini koruyan bir tartışma konusudur. Konuyu daha iyi anlayabilmemiz için fotoğrafın ve sanatın sözcük anlamlarına bakalım. Fotoğraf, ışık yardımıyla iz bırakma işidir. Kaynağı fotoğraf makinesinin icat edildi 1839 yılından çok daha öncelere dayanmaktadır. Ve hayat kanıtı biriktirmek, anı belgelemek adına arşiv oluşturmak amacıyla keşfedilmiştir. Bundan otuz bin yıl öncesinde mağara duvarlarına çizilen ilk resimler gibi… 

Sanat ise en genel şekilde yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak tanımlanabilir. Bir yaratma söz konusudur ve duygular içerir. Aslında sanatın tanımı da tartışmalıdır ve üzerinde anlaşma sağlanan bir tanımı yoktur. Sanatı araştırdığımızda resim, heykel gibi görsel sanatlar yanı sıra müzik, edebiyat, tiyatro ve sinema olarak beş dalda incelendiğini görüyoruz. Fotoğraf da bunların arasında olmayı hak ediyor. 

Sessiz Bir Çığlık Gibidir Fotoğraf



Birbirimizle anlaşmamız için ille de konuşmamız gerekmiyor. İnsanları diğer canlılardan ayıran özelliklerden en belirgin olanıdır konuşmak. Konuşarak anlaşır, anlatırız derdimizi. Bazen konuşur, bazen yazarız, bazen de çizeriz. Her şey insanın kendini nasıl daha iyi ifade ettiği ile ilişkilidir aslında. Konuşmaktan hoşlanmayan birinin anlatımlarında kullanacağı yöntemleri kendisinin belirlemesi özgürce bir seçimdir. 

Ancak anlatılan tarafın da aynı anlatım dilini anlıyor olmasına bağlıdır anlaşabilmeleri. Ressamın o manzarayı resmederken hissettiklerini izleyicisine anlatması, her ne kadar yeteneği ile ilişkili olsa da o resme baktığında ne hissetmesi gerektiğini bilen insanlar için çizmemiştir o resmi. Yetenek çizmekte değil, anlatmak istediği her ne ise karşı tarafın anlayabileceği o çizimi gerçekleştirmekte. 

Ressamın bakış açısı, düşünce biçimi, hayat felsefesi, aldığı eğitimler ve etkilendiği sanat akımları çoğu zaman izleyicisini ilgilendirmemektedir. İlgi tamamen resmin ne anlattığına yöneliktir. İzleyicisinin ilgisini çekmek, ressamın anlatım becerisine bağlıdır. Yetenek bu beceriyi kullanmış olmaktır. Fotoğrafçı da o fotoğrafı çekerken hissettiklerini izleyicisine birebir aktarabiliyorsa ressam ile aynı yeteneğe sahip olduğu söylenebilir. Biri çizmiş anlatmıştır diğeri o an gördüğüyle.

Her Fotoğrafın Bir Hikayesi Vardır

Uzun zamandır fotoğrafa gönül vermiş biri olarak bu konuya değinmemin asıl sebebi, edebiyata ilgimin artmasıyla, daha doğrusu yazmaya başladığımda yaptığım araştırmalar sonucunda edindiğim çıkarımlardır. Hem edebiyat hem de fotoğrafla ilgilenmeye başladığımda her ikisinin birbirini tetiklediğini ve birini yaparken diğerine duyduğum ihtiyacı hissettiğimde fark ettim. Daha doğrusu biri varken diğerini yaratmanın kolaylaştığını gördüğümde her ikisinin de ortak paydasının sanat olabileceği ihtimali geldi aklıma. 

Çünkü çektiğim bir fotoğrafa sayfalarca hikâye yazabiliyor ya da yazdığım bir hikâyenin fotoğrafını çekebilmek için saatlerce sokaklarda yürüyebiliyordum. Her fotoğrafın bir hikayesi vardır. Tıpkı her hikâyenin bir görüntüsü olduğu gibi. Edebiyat bir sanat dalıdır ve yazarın kelimelerle anlattığı şeyleri gözünüzde canlandırabilmeniz onun tasvir yeteneğine bağlıdır. Aynı şekilde bir sanat dalı olan müzik, varoluşun temel olgularından biridir. İnsan kendisini anlatabilmek, istek ve şikayetlerini iletebilmek ve ruhi ihtiyaçlarını giderebilmek için sese ihtiyaç duyar. 



Yaratma ve Yaşatma

Sesin belli bir ritim ve tondaki ahenkli ifadesi olan müzik, insanların duymak istedikleri seslerden oluşur. Müzik basit bir konu değil sınırsız bir konudur. En genel tanımı ile sesin biçim ve devinim kazanmasıdır. Yani bir yaratma ve yaşatma serüvenidir. Belli bir konunun oyuncular tarafından sahnede oynanması için yazılmış eserlere tiyatro denir. Sinema ise sahnelenen bu tiyatronun filme çekilmesi işidir. Her ikisi de sanat dalı olarak kabul edilir. Peş peşe fotoğraflar dizisinden oluşan sinema sanat sayılabiliyorsa, neden fotoğraf sanat sayılmasın? 

Bir eserde ağırlıklı olarak fotoğraf teknikleri kullanılmışsa fotoğraf sanatından bahsedebiliriz. Ancak bir fotoğrafın sanat eseri sayılabilmesi için bazı özellikleri taşıması gerekir. Mesela biricik ve özgün olmalıdır. Evrensel olmalıdır. Zamana meydan okuyabilmelidir. Denge barındırmalı, güzellik, estetik ve ahenk içermelidir. Onu yaratan sanatçının görüşünü yansıtmalıdır. 

Sonuç olarak bir sanatçı tarafından üretilmiş olmalıdır. Sanatçı, sanat eseri yapan kişidir. Sanatçılık insan hayatındaki geçici bir süreç değildir. Sanatçı yaratıcıdır, hayata dair bir düşüncesi vardır ve bunu eserlerinde yansıtır. Özgün düşüncelerini sanatıyla aktarır. Sanat, sanatçının iletişim şekli ve varoluş nedenidir. 

Bir Fotoğrafçının Fotoğraf Sanatçısı Olup Olmadığını Nasıl Anlarız?

Sanatçılığın doktorluk, mühendislik gibi bir diploması yoktur. Uluslararası, saygın bazı kurumların verdiği payeler o kişinin sanatçı olduğu görüşünü kuvvetlendirse de bu konuda kesin kurallardan bahsetmek mümkün değildir. Ancak;

  • Fotoğrafçı fotoğraflarında kendine özgü, farklı bir teknik kullanıyorsa,

  • Renk, kompozisyon, tonlama, konu açısından kendisine has bir tarzı varsa,

  • Fotoğrafları gördüğünüzde fotoğrafçısı tahmin edilebiliyorsa, yani fotoğraflarını birbirine bağlayan ortak bir ruh, düşünce varsa,

  • Kısacası fotoğrafları sanat eseri, kendisi de sanatçı özelliklerini taşıyorsa sanattan ve sanatçıdan söz edebiliriz. 

Elinde fotoğraf makinesi olan herkesin fotoğrafçı olamayacağı gibi, fotoğrafçıların da fotoğraf sanatçısı olduğunu düşünmemek gerekir. Hangi sanatı yapıyor olursanız olun, sanatçı değilseniz yaptığınız çalışmalar hobiden öteye geçemez. Yani ışık, makine ve kadrajın yardımıyla bir görüntüyü kaydettiğinizde fotoğrafçı olursunuz. Sanatın tanımında söylenen bir yaratma söz konusu değildir. 

Yapılan şey hayatın içinde olan bir görüntünün kaydedilmesi işleminden ibarettir. Oysa sanat olabilmesi için bir şeyin var edilmesi gerekir. Fotoğraf öğrenilebilir bir süreçtir. İçine hayal gücü ve yaratım kattığınızda, hislerinizi karşı tarafa aktardığınızda ve fotoğrafa bakıldığında isminiz akla geliyorsa, fotoğraf imzanızı taşıyor demektir. Evet, işte o zaman fotoğraf bir sanattır. Ancak, bir sanatçı tarafından üretildiği sürece. 

Herkes Sanatçı Olabilir Mi?

Bu sorunun yanıtını ulu önder Atatürk zaten vermiştir. Üstüne konuşmaya gerek yoktur. “Efendiler; hepiniz milletvekili, bakan ve hatta cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz! Ama sanatçı olamazsınız!..” Son olarak belirtmek isterim ki; her ne olursa olsun sanatçı olmak zorunda değiliz fakat sanata ve sanatçıya saygı duymak zorundayız. Fotoğraf öğretmenimin her zaman söylediği bir söz ile bitirmek istiyorum. “Duvarınıza asmayacağınız fotoğraflar çekmeyiniz”.

Fotoğrafçılık için nereden eğitim almak gerek?

Enstitü bilgili ve uzman kişiler tarafından verilen sertifika destekli ücretsiz online eğitim programları sunuyor. Alacağınız fotoğrafçılık eğitimi fotoğrafçılığın temellerini bilmenize ve daha iyi fotoğraf çekmenize faydalı olacak.

Yazar: Fatma Altun

Sıkça Sorulan Sorular

Fotoğrafçılık neden estetik yönüyle sanat olarak kabul edilmekte ve bu tartışma uzun yıllardır devam etmektedir?

Fotoğrafçılığın Estetik Yönü ve Sanat Tartışması

fotoğrafçılık neden estetik yönüyle sanat olarak kabul edilmekte ve bu tartışma uzun yıllardır devam etmektedir? Bu sorunun cevabını bulabilmek için öncelikle fotoğraf ve sanat kavramlarına değinmek gerekmektedir.

Fotoğrafçılığın Tanımı ve İşlevi

, kamerayla ışığı hassas bir yüzey üzerine kaydederek görüntü oluşturma işidir. İşlevsel uygulamaları nedeniyle zanaat olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, estetik yönüyle de sanat sayılması çok eski ve hâlâ geçerliliğini koruyan bir tartışma konusudur.

Sanatın Genel Tanımı ve İfadeleri

Sanat ise en genel şekilde yaratıcılığın ve hayal gücünün ifadesi olarak tanımlanabilir. Bir yaratma söz konusudur ve duygular içerir. Aslında sanatın tanımı da tartışmalıdır ve üzerinde anlaşma sağlanan bir tanımı yoktur. Sanatı araştırdığımızda resim, heykel gibi görsel sanatlar yanı sıra müzik, edebiyat, tiyatro ve sinema olarak beş dalda incelendiğini görüyoruz. Fotoğraf da bunların arasında olmayı hak ediyor.

İfade ve İletişimin Önemi

İnsanlar arasındaki iletişimde sözel anlatımların yanı sıra görsel ifadelerin de önemi büyüktür. Fotoğrafçılık bu bağlamda önemli bir iletişim aracıdır ve fotoğraf, konuşarak ya da yazarak ifade edilemeyen duygu ve düşüncelerin aktarılmasına olanak sağlar. Bu yönüyle fotoğrafçılığın estetik yönü ve sanatsal niteliği ön plana çıkmaktadır.

Fotoğrafçının Yaratıcılığı ve Sanatçı Kimliği

Fotoğrafçı, elindeki kamerayla sadece görüntüyü kaydetmekle kalmaz, aynı zamanda kendi bakış açısı, yaratıcılığı ve ifade biçimiyle bir sanat eseri ortaya çıkarır. Bu bağlamda fotoğrafçı, fotoğraf sanatçısı olarak da nitelendirilebilir ve yaratmış olduğu eserler sanat olarak değerlendirilebilir.

Sonuç

Gerek görsel iletişimin önemi, gerekse işlevsel uygulamalarından öte estetik yönünün ön plana çıkması nedeniyle fotoğrafçılığın sanat olarak kabul edilmesi ve bu tartışmanın devam etmesi aslında sürpriz olmamaktadır. Fotoğraf ve fotoğrafçılığın estetik yönü ve sanatsal değeri, bireysel ifade ve iletişimin önemli bir parçası olarak kabul edilebilir ve bu noktada fotoğraf sanatçısı da sanatçı kimliğiyle değerlendirilmektedir.

Fotoğraf sanatçısı olarak nitelendirilebilmek için hangi özelliklere sahip olunması gerekmektedir ve bu kıstaslar diğer sanatsal alanlarla nasıl benzerlikler göstermektedir?

Fotoğraf Sanatçılığı Özellikleri ve Diğer Sanatlarla İlişkisi

Fotoğraf sanatçısı olarak nitelendirilebilmek için, öncelikle fotoğrafçılığın özü ve amacını kavramış olmak gerekmektedir. Fotoğraf, ışık yardımıyla oluşturulan bir izdir ve tarihsel açıdan anı belgelemek amacıyla ortaya çıkmıştır. Fotoğrafçı ise bu süreci gerçekleştiren kişidir. Fotoğrafın estetik değerinin kabul görmesi hala devam eden eser ve süreç tartışmasıyla paraleldir. Bu durum fotoğrafçının sanatsal nitelikleri hakkında da benzer tartışmalara yol açmaktadır.

Sanat kavramının tanımı üzerinde anlaşmazlık olsa da, genel olarak yaratıcılık ve hayal gücünün ifadesi olarak görülebilir. Fotoğrafın da bu çerçevede bir sanatsal mecra olarak kabul edilmesi durumunda, fotoğraf sanatçısı için belirli özellik ve beceriler ön plana çıkmaktadır.

İlk olarak, fotoğraf sanatçısı derin bir teknik bilgiye ve deneyime sahip olmalıdır. Kullanılan ekipman ve teknikler konusundaki bilgi, fotoğrafların estetik ve işlevselliğini artırmaktadır. Ayrıca, Işık kullanımı ve kompozisyon bilgisi fotoğrafçının sanatçı kimliğini destekleyen önemli unsurlardır.

Diğer yandan, fotoğrafçının yaratıcı ve yenilikçi olması, onun sanatçı kimliğini güçlendirmektedir. Fotoğraf ve sanat arasındaki ilişkiyi değerlendiren bir fotoğrafçı, değişik stiller deneyerek ve yenilikçi çalışmalar ortaya koyarak kendine özgü bir bakış açısı geliştirir. Bu durum, diğer sanatsal alanlarla benzerlik gösterir. Örneğin, resim ya da heykel gibi görsel sanatların yanı sıra müzik, edebiyat, tiyatro ve sinema gibi alanlar da yaratıcılık ve yenilikçilik üzerine kuruludur.

Sonuç olarak, fotoğraf sanatçısı olarak kabul edilebilmek için teknik bilgi ve beceri bir yandan, yaratıcılık ve ifade gücü de bir yandan önem kazanmaktadır. Bu özelliklerin diğer sanatsal alanlarla ortak yönleri bulunmakta, böylece fotoğrafın da sanatsal bir disiplin olarak değerlendirilmesini desteklemektedir.

Fotoğrafçılığın işlevsel uygulamaları ve teknik yönleri dikkate alındığında, hangi noktada zanaatten sanata dönüşmektedir ve bu dönüşüm kararında hangi özellikler öne çıkmaktadır?

Fotoğrafçılığın Sanata Dönüşüm Noktası ve Öne Çıkan Özellikler

Fotoğrafçılığın işlevsel uygulamaları ve teknik yönleri dikkate alındığında, zanaatten sanata dönüşmesinin temelinde estetik anlayışın ve yaratıcılığın önemli bir yer tuttuğunu söyleyebiliriz. Bu dönüşümde öne çıkan özellikler arasında fotoğrafın iletişim gücü, izleyici ile kurulan anlamlı bağ, fotoğrafçının bakış açısı ve düşünce biçimi, fotoğrafın anlatıcı ve duyguları içeren bir ifade şekli olması sayılabilir.

Estetik ve İletişim Gücü

Fotoğrafçılık, ışığı hassas bir yüzey üzerine kaydederek görüntü oluşturma işi olarak tanımlanırken, işlevsel uygulamaları nedeniyle zanaat olarak kabul edilmektedir. Öte yandan, estetik yönü ile fotoğrafçılık, sanata dönüşmektedir. Işık yardımıyla iz bırakma işi olan fotoğraf, dünyanın neresine giderseniz gidin tercüme edilmeden anlaşmayı sağlayan en iyi iletişim aracıdır. Bu iletişim gücünü estetik ve anlatıcı özellikler ile birleştiren fotoğrafçılık, sanatsal bir kimliğe bürünmektedir.

İzleyici ile Kurulan Anlamlı Bağ

Fotoğrafın sanata dönüşmesinde etkili bir diğer unsur da izleyici ile kurulan anlamlı bağdır. İyi bir fotoğrafçı, ressamlar gibi, izleyicisine anlatmak istediği hisleri ve düşünceleri başarılı bir şekilde aktarabilmektedir. Bu noktada yetenek, anlatmak istediği her ne ise karşı tarafın anlayabileceği o çizimi gerçekleştirmekte yatar.

Fotoğrafçının Bakış Açısı ve Düşünce Biçimi

Fotoğrafçının bakış açısı, düşünce biçimi, hayat felsefesi ve aldığı eğitimler de sanatsal değeri belirleyici faktörlerdendir. Fotoğraf ve sanata dönüşen bir fotoğrafçılığın temel özelliği, kişisel ve özgün bir perspektif sunmasıdır. Bu perspektif, fotoğrafçının kendine özgü bir tarz yaratma becerisine ve düşüncelerini başarılı bir şekilde aktarma kapasitesine bağlıdır.

Anlatıcı ve Duyguları İçeren Bir İfade Şekli

Son olarak, fotoğrafçılığın sanata dönüşmesinde belirleyici olan bir dönüşüm tipi, anlatıcı ve duyguları içeren bir ifade şekli olması. Fotoğrafların güçlü anlatıcıları ve duyguları içermesi, sanatsal değeri artıran önemli bir faktördür. Bu nedenle, bir fotoğrafçının çalışmalarının sanatsal değeri, fotoğraflarından hissedilen yoğun ve değerli anlatılar ile ölçülebilir.

Sonuç olarak, fotoğrafçılığın sanata dönüşmesi, estetik anlayışın, iletişim gücünün, izleyici ile kurulan anlamlı bağın, fotoğrafçının bakış açısı ve düşünce biçiminin, fotoğrafın anlatıcı ve duyguları içeren bir ifade şekli olması gibi bir dizi faktöre bağlıdır. Bu faktörlerin dahil olduğu fotoğraf çalışmaları, sanatsal değeri yüksek olarak kabul edilir ve fotoğrafçıları da sanatçı olarak nitelendirir.

Fotoğrafçılık Bir Sanat Mıdır? | IIENSTITU