1. Ana Sayfa
  2. Blog
  3. Deneyim Anlatımında Kullanılacak Almanca İfadeler

Deneyim Anlatımında Kullanılacak Almanca İfadeler

Lena BaumgartnerLena Baumgartner
24 Kasım 2023
19 dk okuma
Deneyim Anlatımında Kullanılacak Almanca İfadeler

Günlük konuşma dili, farklı kültür ve coğrafyalarda edinilen deneyimleri ifade etme biçiminin temel yapı taşlarından biridir. Özellikle yabancı bir dilde kendimizi ifade etmeye çalışırken, karşımızdakinin hızlıca ve doğru anlamasını sağlayacak ifadeler kullanmak fark yaratabilir. Bu makalemizde, Almanca eğitimi alan ve bu dili günlük hayatında kullanmak isteyen okuyucularımıza, deneyimlerini zengin bir şekilde anlatmalarını sağlayacak Almanca ifadeler sunacağız.

Hayatımız boyunca farklı deneyimler yaşarız ve bu deneyimleri başkalarıyla paylaşmak isteriz. Yeni bir dil öğrenirken, bu deneyimleri o dilde anlatabilmek büyük bir beceridir. Özellikle Almanca gibi zengin bir dilde, doğru ifadeleri kullanarak yaşadıklarımızı aktarmak, hem dil becerilerimizi geliştirir hem de karşımızdakilerle daha derin bağlar kurmamızı sağlar.

Deneyimlerimizi Almanca İfadelerle Anlatmak

Almanca, geniş kelime dağarcığı ve ifade çeşitliliğiyle deneyimlerimizi anlatmamız için bize birçok fırsat sunar. Şimdi, günlük yaşamımızda sıkça karşılaşabileceğimiz durumları ve bu durumları anlatırken kullanabileceğimiz Almanca ifadeleri birlikte inceleyelim.

Günüm Nasıl Geçti?

Günlük sohbetlerde en sık sorulan sorulardan biri "Günün nasıl geçti?" olur. Bunu Almanca'da "Wie war dein Tag?" şeklinde sorarız. Bu soruya verebileceğimiz birkaç yanıt şöyledir:

1- "Mein Tag war sehr produktiv. Ich habe viel geschafft."

Günüm çok verimli geçti. Çok şey hallettim.

2- "Es war ein anstrengender Tag, aber ich fühle mich zufrieden."

Yoğun bir gündü ama kendimi tatmin olmuş hissediyorum.

3- "Nicht so gut, ich hatte einige Probleme bei der Arbeit."

Pek iyi değil, işte birkaç sorun yaşadım.

Bu ifadeleri kullanarak gününüzün nasıl geçtiğini detaylı bir şekilde anlatabilirsiniz. Ayrıca, duygularınızı ifade etmek için aşağıdaki Almanca kelimeleri de öğrenebilirsiniz:

  • Glücklich (Mutlu)

  • Müde (Yorgun)

  • Gestresst (Stresli)

  • Entspannt (Rahatlamış)

Örnek Cümleler:

  • "Ich bin heute sehr glücklich, weil ich gute Nachrichten erhalten habe."

Bugün çok mutluyum çünkü iyi haberler aldım.

  • "Nach der Arbeit fühle ich mich immer müde."

İşten sonra her zaman yorgun hissederim.

Tatilde Neler Yaşadım?

Tatiller, yeni yerler keşfetmek ve unutulmaz anılar biriktirmek için harika fırsatlardır. Tatil deneyimlerinizi Almanca'da anlatırken kullanabileceğiniz ifadeler:

  • "Ich habe meinen Urlaub in Spanien verbracht."

Tatilimi İspanya'da geçirdim.

  • "Das Wetter war herrlich und das Meer war kristallklar."

Hava harikaydı ve deniz kristal berraktı.

  • "Wir haben viele historische Orte besichtigt."

Birçok tarihi yer gezdik.

  • "Die lokale Küche war einfach köstlich!"

Yerel mutfak tek kelimeyle lezzetliydi!

Tatil Anılarınızı Anlatırken Kullanabileceğiniz Kelimeler:

  • Abenteuer (Macera)

  • Entdeckung (Keşif)

  • Erholung (Dinlenme)

  • Erlebnis (Deneyim)

Örneğin:

  • "Unsere Reise war ein echtes Abenteuer. Wir haben so viele neue Dinge entdeckt."

Seyahatimiz tam bir maceraydı. Çok fazla yeni şey keşfettik.

Tatil Deneyimlerinizi Anlatmak İçin İpuçları:

  • Gittiğiniz yerleri ve gördüğünüz ilginç şeyleri detaylandırın.

  • Yemek deneyimlerinizi ve tatların sizi nasıl etkilediğini paylaşın.

  • Karşılaştığınız insanlardan ve kültürel farklılıklardan bahsedin.

Yemek Deneyimlerim

Yemek, kültürlerin en renkli ve lezzetli yönlerinden biridir. Almanca'da yemek deneyimlerinizi paylaşırken şu ifadeleri kullanabilirsiniz:

  • "Das Essen in diesem Restaurant war ausgezeichnet."

Bu restorandaki yemek mükemmeldi.

  • "Ich habe zum ersten Mal Schnitzel probiert und es hat mir sehr gut geschmeckt."

İlk kez şnitzel denedim ve çok beğendim.

  • "Die Auswahl an Desserts war beeindruckend."

Tatlı çeşitliliği etkileyiciydi.

Almanca'da Yiyecek ve İçeceklerle İlgili Kelimeler:

  • Lecker (Lezzetli)

  • Süß (Tatlı)

  • Scharf (Acı)

  • Herzhaft (Doyurucu)

Örnek Cümleler:

  • "Der Kuchen war sehr süß, aber ich liebe süße Sachen."

Kek çok tatlıydı ama tatlı şeyleri severim.

  • "Das Curry war ein bisschen zu scharf für meinen Geschmack."

Köri benim zevkime göre biraz fazla acıydı.

Yemek Deneyimlerinizi Anlatmak İçin Kullanabileceğiniz İfadeler:

  • "Ich habe gelernt, wie man traditionelle Gerichte zubereitet."

Geleneksel yemeklerin nasıl hazırlandığını öğrendim.

  • "Die Aromen waren ganz neu für mich."

Aromalar benim için tamamen yeniydi.

  • "Wir haben an einer Weinprobe teilgenommen und viel über lokale Weine erfahren."

Bir şarap tadımına katıldık ve yerel şaraplar hakkında çok şey öğrendik.

Kültürel Etkinliklerde Karşılaştıklarım

Kültürel etkinlikler, seyahatlerin ve günlük yaşamın zenginleşmesi için harika fırsatlardır. Bu deneyimleri anlatırken Almanca'da şu ifadeleri kullanabilirsiniz:

  • "Ich habe ein traditionelles Konzert besucht und die Musik war faszinierend."

Geleneksel bir konsere gittim ve müzik büyüleyiciydi.

  • "Die Ausstellung im Museum hat mich tief beeindruckt."

Müzede sergi beni derinden etkiledi.

  • "Bei dem Fest habe ich viele neue Leute kennengelernt."

Festivalde birçok yeni insanla tanıştım.

Kültürel Deneyimlerinizi Zenginleştirecek Kelimeler:

  • Veranstaltung (Etkinlik)

  • Tradition (Gelenek)

  • Kunst (Sanat)

  • Kultur (Kültür)

Örnek Cümleler:

  • "Die kulturelle Vielfalt der Stadt ist beeindruckend."

Şehrin kültürel çeşitliliği etkileyici.

  • "Ich habe viel über die lokalen Bräuche gelernt."

Yerel gelenekler hakkında çok şey öğrendim.

Arkadaşlarla Sohbetlerde Kullanılabilecek İfadeler

Günlük sohbetlerde arkadaşlarımızla deneyimlerimizi paylaşırken daha samimi ifadeler kullanırız. İşte Almanca'da kullanabileceğiniz bazı ifadeler:

  • "Weißt du was? Ich habe gestern etwas Verrücktes erlebt!"

Biliyor musun? Dün çılgın bir şey yaşadım!

  • "Es war total cool! Du hättest dabei sein sollen."

Tamamen harikaydı! Orada olmalıydın.

  • "Ich kann es kaum erwarten, dir alles zu erzählen."

Sana her şeyi anlatmak için sabırsızlanıyorum.

Arkadaşlarla Sohbette İşinize Yarayacak Kelimeler:

  • Unglaublich (İnanılmaz)

  • Spannend (Heyecan verici)

  • Lustig (Komik)

  • Langweilig (Sıkıcı)

Örnek Cümleler:

  • "Der Film war unglaublich spannend!"

Film inanılmaz heyecan vericiydi!

  • "Das Treffen war ein bisschen langweilig, nichts Besonderes."

Toplantı biraz sıkıcıydı, pek bir şey yoktu.

Almanca İfadelerle Duygularınızı İfade Etmek

Deneyimlerimizi anlatırken sadece olayları değil, aynı zamanda duygularımızı da paylaşırız. Duygularınızı ifade etmek için şu Almanca kelimeleri kullanabilirsiniz:

  • Glücklich (Mutlu)

  • Traurig (Üzgün)

  • Ängstlich (Endişeli)

  • Aufgeregt (Heyecanlı)

  • Erleichtert (Rahatlamış)

Örnek Cümleler:

  • "Ich war so aufgeregt, als ich die Nachricht gehört habe."

Haberi duyduğumda çok heyecanlandım.

  • "Nachdem alles gut gegangen ist, fühle ich mich erleichtert."

Her şey iyi gittikten sonra rahatlamış hissediyorum.

Almanca'da Sık Kullanılan Deyimler ve Atasözleri

Dil öğrenirken deyimler ve atasözleri öğrenmek, konuşmanızı daha doğal ve akıcı hale getirir. İşte bazı yaygın Almanca deyimler:

  • "Die Katze im Sack kaufen"

Anlamı: Görmeden bir şey almak veya bilinmeyen bir risk almak.

  • "Jemandem die Daumen drücken"

Anlamı: Birine şans dilemek, başarılar dilemek.

  • "Alles hat ein Ende, nur die Wurst hat zwei"

Anlamı: Her şeyin bir sonu vardır.

Bu Deyimleri Kullanarak Cümleler Kurabiliriz:

  • "Morgen ist dein Prüfungstag, ich drücke dir die Daumen!"

Yarın sınav günün, sana başarılar diliyorum!

  • "Bevor du das Auto kaufst, mach doch eine Probefahrt. Kauf nicht die Katze im Sack."

Arabayı satın almadan önce bir deneme sürüşü yap. Görmeden satın alma.

Almanca'da Renk Katan Küçük İfadeler

Konuşmanızı zenginleştirmek için kullanabileceğiniz bazı küçük ama etkili ifadeler:

  • "Ach so!"

Anladım!

  • "Genau!"

Aynen!

  • "Keine Ahnung."

Hiç fikrim yok.

  • "Na gut."

Peki.

Bu ifadeler günlük konuşmalarda sıkça kullanılır ve sizi daha doğal bir konuşmacı yapar.

Sonuç

Deneyimlerimizi Almanca ifadelerle anlatmak, hem dil becerilerimizi geliştirir hem de yaşadıklarımızı daha zengin bir şekilde paylaşmamızı sağlar. Unutmayın, dil öğrenmek sadece kelimeleri ezberlemek değil, aynı zamanda o dili yaşayarak öğrenmektir. Küçük adımlarla başlamak, pratik yapmak ve hata yapmaktan korkmamak önemlidir. Ne kadar çok pratik yaparsanız, o kadar akıcı ve özgüvenli bir şekilde Almanca konuşursunuz.


Deneyimlerinizi, duygularınızı ve maceralarınızı Almanca paylaşmaktan çekinmeyin. Konuşun, yazın, dinleyin ve en önemlisi eğlenin! Dil öğrenmek bir yolculuktur ve bu yolculukta edineceğiniz her yeni ifade, sizi hedefinize bir adım daha yaklaştırır.

Sıkça Sorulan Sorular

Almanca deneyim anlatımında sıkça kullanılan bağlaçlar ve geçiş ifadeleri nelerdir

Almanca Bağlaçların Kullanımı

Almanca'da deneyim ve anıları paylaşırken, düşünceleri birbirine bağlamak önemlidir. Akıcı ve anlaşılır bir anlatım için bağlaçlar ve geçiş ifadeleri hayati role sahiptir. İşte en sık kullanılanlardan bazıları:

Sıralama Bağlaçları

Bir olayın sıralı gelişimini aktarırken kullanılan bağlaçlar:

- zuerst: ("öncelikle") Anlatımın başında yer alır.

- dann: ("sonra") Zaman sıralaması için kullanılır.

- schließlich: ("son olarak") Son aşamayı belirtir.

Örnek:

> Zuerst habe ich einen Kaffee getrunken, dann bin ich zur Arbeit gegangen, und schließlich habe ich Feierabend gemacht.

Zıtlık Bağlaçları

Karşılaştırma veya zıtlık belirtmek için:

- aber: ("ama") Beklenenin aksine durumları anlatır.

- jedoch: ("fakat") "Aber"in daha resmi formudur.

- trotzdem: ("yine de") Olumsuz beklentinin aksini belirtir.

Örnek:

> Es war kalt, aber ich bin joggen gegangen.

Amaç ve Sonuç Bağlaçları

Neden-sonuç ilişkilerinde kullanılır:

- deshalb: ("bu yüzden") Sebep sonuç bağını kurar.

- daher: ("bundan dolayı") "Deshalb" ile benzer kullanımı vardır.

- damit: ("-sın diye") Bir amacı ifade eder.

Örnek:

> Ich war müde, deshalb bin ich früh ins Bett gegangen.

Koşul Bağlaçları

Koşullar belirtirken:

- wenn: ("eğer") Belirli bir koşula bağlı durumları anlatır.

- falls: ("eğer" - şart belirtirken) "Wenn"e alternatiftir.

- sobald: ("olur olmaz") Zamanla bağlı bir koşulu ifade eder.

Örnek:

> Wenn es regnet, nehme ich einen Schirm mit.

Ek Bilgi ve Açıklama Bağlaçları

Ekstra bilgi ya da açıklama eklendiğinde:

- nämlich: ("çünkü" - açıklama yaparken) Cümle içinde açıklama yapılır.

- und zwar: ("daha doğrusu") Bir önceki ifade detaylandırılır.

Örnek:

> Ich konnte dich nicht hören, nämlich es war sehr laut.

Ortak Geçiş İfadeleri

Anlatıya akıcılık katmak için:

- übrigens: ("bu arada") Yan bilgi eklemek için kullanılır.

- zum Beispiel: ("örneğin") Örnek verirken başvurulur.

- auf jeden Fall: ("her halükarda") Vurgulama yapar.

Örnek:

> Übrigens, nach dem Film sind wir noch essen gegangen.

Almanca'da anlatımı güçlendirmek ve zenginleştirmek için bu bağlaçlar ve geçiş ifadeleri sıklıkla kullanılır. Anlatımlarınızda çeşitlilik ve anlam bütünlüğü için bu yapıları etkin şekilde kullanmayı ihmal etmeyin.

Deneyimlerini anlatırken vurgulamak istediğin duygusal tonları Almanca'da nasıl ifade edebilirsin

Deneyimlerinizi sunarken Almanca'daki duygusal tonları ifade etmek, dilin inceliklerine hakimiyeti gerektirir. Akademik bir yaklaşımla, bu tonların nasıl verimli şekilde kullanılacağını belirleyelim.

Duygusal Tonları Belirleyin

Öncelikle, anlatmak istediğiniz deneyimin tonunu netleştirin.

Coşku ve Heyecan

Freude (sevinç) veya Begeisterung (heyecan) ifade etmek istiyorsanız:

- Ich bin überwältigt demek, güçlü duygularınızı gösterir.

- Es erfüllt mich mit Begeisterung kullanarak tutkunuzu belirtin.

Hüzün ve Melankoli

Traurigkeit (üzüntü) veya Melancholie (hüzün):

- Ich fühle mich niedergeschlagen derken içsel kederinizi yansıtın.

- Eine tiefe Traurigkeit überkam mich diyerek hüznü vurgulayın.

Sükunet ve Rahatlama

Ruhe (sakinlik) ve Entspannung (rahatlama):

- Ich bin ganz ruhig diyerek deneyimin sakinliğini belirtin.

- Eine wohltuende Stille umgab mich söyleyerek huzuru aktarın.

Kullanılan Yapıları Güçlendirin

- Eindrucksvoll veya bewegend gibi sıfatlar kullanan cümle kurun.

- Eine überwältigende Erfahrung diyerek etkiyi artırın.

Duyguları Anlamlandırın

Anlattığınız deneyimi derinlemesine inceleyin:

- Ich habe Nachdenklichkeit gefühlt demek, düşüncelerinizi ifade eder.

- Es hat mir neue Perspektiven eröffnet diyerek deneyimin etkisini açıklar.

Dilin basit ama etkili kullanımı, duygusal tonların hatırlanmasını sağlar. Akademik Türkçe ile yazarken bu dilbilgisi ve kelime dağarcığı bilgilerini unutmayın.

Bir olayı kronolojik sırayla anlatırken hangi zaman yapılarını tercih etmek Almanca için daha uygundur?

Kronolojik Sıralama ve Almanca Zaman Yapıları

Almanca'da bir olayı kronolojik sıralamayla anlatmak önemlidir. Bu durumda, zaman yapılarını dikkatli seçmek gerekir. Almanca'da geçmiş olayları anlatmak için genellikle Präteritum ve Perfekt kullanılır.

Präteritum

Präteritum, özellikle yazılı anlatımlarda tercih edilir. Genellikle edebi eserlerde ve formal yazışmalarda görünür. Roman ve hikaye gibi anlatılarda sıkça karşılaşılır.

- Örnek: Er kaufte ein Haus.

Perfekt

Perfekt, konuşma dilinde daha yaygındır. Günlük konuşmalar ve rahat anlatımlar için sıklıkla bu zaman kullanılır.

- Örnek: Er hat ein Haus gekauft.

Plusquamperfekt

Plusquamperfekt ise geçmişteki bir olaydan daha önce gerçekleşen olayları ifade etmek için kullanılır.

- Örnek: Er hatte bereits gegessen, bevor er kam.

Olay Sıralaması

Bir olayı sıralarken, zaman bağlaçları da büyük önem taşır. Zuerst, dann, später, danach, ve zuletzt gibi bağlaçlar kullanılır. Örnekler:

- Zuerst ging er einkaufen.

- Dann traf er seine Freunde.

- Später sah er einen Film.

- Danach aß er zu Abend.

- Zuletzt ging er schlafen.

Her bir bağlaç, olayın gerçekleşme sırasını belirler. Böylece, olaylar net bir kronoloji içinde sunulur.

Öneriler

Kronolojik sıralamada dikkat edilmesi gerekenler özetle şunlardır:

- Präteritum, yazılı anlatım için uygundur.

- Perfekt, konuşma dilinde tercih edilir.

- Plusquamperfekt, geçmişin geçmişı ifade eder.

- Zaman bağlaçları olay sıralamasını netleştirir.

Bu yönergeler, Almanca'da olayları anlatırken net ve anlaşılır bir yapı oluşturmak için rehberlik eder. Almanca öğrenirken bu zaman yapılarını ve kullanımlarını iyi kavramak önemlidir.

İlgili Kurslar

CX Müşteri Deneyimi Yönetimi (Amazon Örneği)

CX Müşteri Deneyimi Yönetimi (Amazon Örneği)

Amazon örneğiyle uçtan uca CX: yolculuk haritalama, temas noktası tasarımı ve geri bildirim döngüsü. NPS/CSAT ölçümü ve iyileştirme ritüelleri.

Almanca Kursu (A1-A2) - Online Almanca Kursu

Almanca Kursu (A1-A2) - Online Almanca Kursu

Almanca A1–A2: telaffuz, temel dilbilgisi ve günlük diyaloglar. Esnek, pratik program.

Hayır Diyebilmek Eğitimi

Hayır Diyebilmek Eğitimi

Sınır koyma bir beceridir: hayır demenin maliyeti, nedenleri ve adım adım yöntemleri. Pratik diyalog şablonları.

İlgili Makaleler

Geçmiş Deneyimleri Anlatmada Kullanacağınız Almanca İfadeler

Geçmiş Deneyimleri Anlatmada Kullanacağınız Almanca İfadeler

25 Kasım 2023
Kişisel Anekdotlar Anlatırken Kullanılacak Almanca İfadeler

Kişisel Anekdotlar Anlatırken Kullanılacak Almanca İfadeler

24 Kasım 2023
Sunum Yaparken Kullanılacak Almanca İfadeler

Sunum Yaparken Kullanılacak Almanca İfadeler

25 Kasım 2023
IIENSTITU LogoIIENSTITU

Öğrenmek pahalıdır. Ama bilmemek daha pahalı.

Kurs KategorileriBlog KategorileriKurumlara Özel EğitimlerDestekAbonelikten ÇıkSözleşmelerSertifika SorgulamaİletişimEnstitü HakkındaGizlilik ve Güvenlik PolitikasıMesafeli Satış Sözleşmesiİptal ve İade KoşullarıÜyelik Sözleşmesi
Takip Et:
figin

© 2012–2025 IIENSTITU - Tüm hakları saklıdır

IIENSTITU
IIENSTITU
EğitimlerEğitmenlerSertifikaBlog
IIENSTITU
Giriş Yap
Ein Risiko eingehen

Risk almak

Ein Risiko eingehen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Manchmal muss man im Leben ein Risiko eingehen, um seine Träume zu verwirklichen.

Türkçe: Hayatta bazen rüyalarını gerçekleştirmek için bir risk almak gerekiyor.

Eine neue Welt betreten

Yeni bir dünyaya giriş

Eine neue Welt betreten0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Mit jedem gelesenen Buch fühle ich, wie ich eine neue Welt betrete.

Türkçe: Her okuduğum kitapla yeni bir dünyaya adım attığımı hissediyorum.

Einen neuen Kurs wählen

Yeni bir kurs seçin

Einen neuen Kurs wählen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Angesichts der wirtschaftlichen Herausforderungen beschloss das Unternehmen, einen neuen Kurs zu wählen.

Türkçe: Ekonomik zorluklar karşısında şirket, yeni bir yol izlemeye karar verdi.

Ein neues Erlebnis machen

Yeni bir deneyim yaratmak

Ein neues Erlebnis machen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Ich freue mich darauf, dieses Wochenende ein neues Erlebnis zu machen, indem ich Gleitschirmfliegen ausprobiere.

Türkçe: Bu hafta sonu yeni bir deneyim yapacak olmaktan heyecan duyuyorum, çünkü yamaç paraşütü deneyeceğim.

Ein bisschen ängstlich sein

Biraz korkun

Ein bisschen ängstlich sein0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Es ist normal, vor einem wichtigen Ereignis ein bisschen ängstlich zu sein.

Türkçe: Önemli bir olaydan önce biraz endişe duymak normaldir.

Eine Herausforderung annehmen

Bir meydan okumayı kabul etmek

Eine Herausforderung annehmen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Er entschied sich, die neue Position in der Firma anzugehen, indem er mutig die Herausforderung annahm, ein größeres Team zu leiten.

Türkçe: Şirketteki yeni pozisyonu, daha büyük bir takım yönetme meydan okumasını cesurca kabul ederek üstlenmeye karar verdi.

Etwas auf eigene Faust machen

Kendi başınıza bir şeyler yapın

Etwas auf eigene Faust machen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Sie beschloss, die Reparaturen am Haus etwas auf eigene Faust zu machen, anstatt teure Handwerker zu rufen.

Türkçe: Evindeki tadilat işlerini pahalı ustaları çağırmak yerine biraz kendi başına yapmaya karar verdi.

Ein neues Produkt entwickeln

Yeni bir ürün geliştirmek

Ein neues Produkt entwickeln0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Die Firma plant, ein neues Produkt zu entwickeln, das den Markt revolutionieren könnte.

Türkçe: Şirket, piyasayı devrim yaratabilecek yeni bir ürün geliştirmeyi planlıyor.

Eine neue Idee verfolgen

Yeni bir fikrin peşinden gidin

Eine neue Idee verfolgen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Sie entschied, eine neue Idee zu verfolgen, anstatt am ursprünglichen Plan festzuhalten.

Türkçe: Orijinal plana bağlı kalmak yerine yeni bir fikri takip etmeye karar verdi.

Einen neuen Weg wählen

Yeni bir yol seçmek

Einen neuen Weg wählen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Manchmal ist es notwendig, einen neuen Weg zu wählen, um im Leben voranzukommen.

Türkçe: Hayatta ilerlemek için bazen yeni bir yol seçmek gereklidir.

Einen neuen Ort erkunden

Yeni bir yer keşfedin

Einen neuen Ort erkunden0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Am Wochenende habe ich vor, mit Freunden einen neuen Ort zu erkunden.

Türkçe: Hafta sonu, arkadaşlarımla yeni bir yer keşfetmeyi planlıyorum.

Neue Fertigkeiten erwerben

Yeni beceriler edinme

Neue Fertigkeiten erwerben0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Um in der sich ständig wandelnden Arbeitswelt mithalten zu können, ist es wichtig, kontinuierlich neue Fertigkeiten zu erwerben.

Türkçe: Sürekli değişen iş dünyasında ayak uydurabilmek için sürekli olarak yeni beceriler edinmek önemlidir.

Eine neue Perspektive gewinnen

Yeni bir bakış açısı kazanın

Eine neue Perspektive gewinnen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Durch das Reisen in fremde Länder konnte ich eine neue Perspektive gewinnen.

Türkçe: Yabancı ülkelere seyahat etmek sayesinde yeni bir perspektif kazanabildim.

Eine neue Einstellung annehmen

Yeni bir tutum benimseyin

Eine neue Einstellung annehmen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Um mit den ständigen Veränderungen in der IT-Branche Schritt zu halten, muss ich eine neue Einstellung annehmen.

Türkçe: IT sektöründeki sürekli değişikliklere ayak uydurabilmek için yeni bir yaklaşım benimsemem gerekiyor.

Ein anderes Leben führen

Farklı bir yaşam sürmek

Ein anderes Leben führen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Er träumte davon, ein anderes Leben zu führen, eines voller Abenteuer und Freiheit.

Türkçe: Başka bir hayat yaşamanın hayalini kuruyordu, macera ve özgürlükle dolu bir hayatın.

Ein neues Hobby ausprobieren

Yeni bir hobi deneyin

Ein neues Hobby ausprobieren0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Marie entschied spontan, ein neues Hobby auszuprobieren, und meldete sich für einen Keramikkurs an.

Türkçe: Marie, spontane bir kararla yeni bir hobi denemeye karar verdi ve bir seramik kursuna kaydoldu.

Ein neues Abenteuer beginnen

Yeni bir maceraya başlamak

Ein neues Abenteuer beginnen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Nach dem Umzug in die neue Stadt war es Zeit, ein neues Abenteuer zu beginnen.

Türkçe: Yeni şehre taşınmanın ardından, yeni bir maceraya başlama zamanı gelmişti.

Mit etwas Vertrautem konfrontiert werden

Tanıdık bir şeyle karşı karşıya kalmak

Mit etwas Vertrautem konfrontiert werden0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Als sie in das Auswanderermuseum eintrat, wurde sie mit etwas Vertrautem konfrontiert, nämlich mit den Geschichten, die genau wie die ihrer Großeltern waren.

Türkçe: Göçmen müzesine adım attığında, tanıdık bir şeyle karşı karşıya geldi; yani büyük ebeveynlerinin hikayelerine tıpatıp benzeyen hikayelerle.

Eine neue Herangehensweise erproben

Yeni bir yaklaşım denemek

Eine neue Herangehensweise erproben0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Das Forscherteam hat beschlossen, eine neue Herangehensweise zu erproben, um die Effizienz ihrer Experimente zu verbessern.

Türkçe: Araştırma ekibi, deneylerinin verimliliğini artırmak için yeni bir yaklaşım denemeye karar verdi.

Ein neues Selbstbild schaffen

Yeni bir öz imaj yaratmak

Ein neues Selbstbild schaffen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Viele Menschen streben danach, durch persönliche Veränderungen ein neues Selbstbild zu schaffen.

Türkçe: Pek çok insan, kişisel değişiklikler yoluyla yeni bir benlik imajı oluşturma çabası içindedir.

Ein neues Geschäft eröffnen

Yeni bir işletme açın

Ein neues Geschäft eröffnen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Mein Freund plant, in der Innenstadt ein neues Geschäft zu eröffnen.

Türkçe: Arkadaşım, şehir merkezinde yeni bir dükkan açmayı planlıyor.

Ein neues Verständnis entwickeln

Yeni bir anlayış geliştirmek

Ein neues Verständnis entwickeln0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Um die neuesten wissenschaftlichen Entdeckungen vollständig zu nutzen, müssen wir ein neues Verständnis entwickeln, wie diese Informationen in praktische Anwendungen umgesetzt werden können.

Türkçe: En son bilimsel keşiflerden tam olarak yararlanabilmek için, bu bilgilerin pratik uygulamalara nasıl dönüştürülebileceğine dair yeni bir anlayış geliştirmemiz gerekiyor.

Ein neues Geschäft eröffnen

Yeni bir işletme açın

Ein neues Geschäft eröffnen0:00 / 0:00

Örnek Diyalog: Sie planen im Frühjahr, ein neues Geschäft in der Innenstadt zu eröffnen.

Türkçe: İlkbaharda şehir merkezinde yeni bir dükkan açmayı planlıyorlar.