AnasayfaBlogİş Hayatında Kadınlar ve 9:00-18:00 Mesaisi
İş Hayatında Kadınlar

İş Hayatında Kadınlar ve 9:00-18:00 Mesaisi

02 Mart 2016
Bir kadın beyaz bir masanın üzerinde huzur içinde uyuyor, yüzü kısmen kollarının altında saklı. Uzun siyah saçları etrafına dağılmış ve vücudu masanın kenarına hafifçe çökmüş. Yakın planda bir el kalem tutuyor, bileği beyaz bir defterin üzerinde bir saatle süslenmiş. Masa temiz ve berrak, yüzeyi parlak beyaz. Kadının giysileri bol ve rahat, vücudu dinlenirken rahatlamış. Huzurlu pozu, mükemmel bir dinlenme anı olan durgunluk fonunda çerçevelenmiş.
DönemlerKadınların İş Hayatındaki RolüEv Hayatındaki Durumu
1970'lerToplumda değerleri artmaya başlıyorEvin idaresi hala kadında
1980'lerİş hayatına hızla atılıyorEvin idaresi ve iş hayatı arasında denge kuruyor
1990'larPatron olma hedefleri varEv idaresinde deneyim kazanılıyor
2000'lerÖn saflarda yer alıyorlarEvin idaresi ve iş hayatı arasında denge devam ediyor
2010'larLiderlikte erkeklerle eşit şartları kazanıyorHem iş hayatında hem de evde dengeli bir yapı kullanılıyor
GenelDonanımlı çalışanlar ve eğitimlere katılıyorlarProfesyonel yardım alırken, çoğu kadınlar ev işleri ile bireysel olarak ilgileniyor
GenelEkonomiye katılım ve meziyetleri ile değer kazanıyorlarEşi ve çocuklarını ihmal etmeyen bir yapıya sahip
Genelİşi ve evi birlikte idare ediyorlar9-6 mesai saatleri sonrasında bile ev işleri ve çocuk bakımı ile ilgileniliyor
GenelErkek egemen toplumda baskılara karşı mücadele ediyorlarYuvadan sorumlulukları ihmal etmeden, iş hayatına devam ediyorlar
Genelİğneden ipliğe aile bütçesine katkıda bulunuyorlarEvin bütçesini kontrol ve yönetiminden sorumlu

1970’ler; Kadının toplumda değeri yeni yeni artmaya başlıyor… 1980’ler; Kadın iş hayatına hızla atılıyor, ama hala özünde evinin kadını… 1990’lar; Kadınlar patronluğa soyunuyor… 2000’ler; Kadınlar sahada, hatta ülke yönetiminde ön saflarda… 2010’lar; Kadınlar liderlikte erkeklerle eşit şartları kazandılar, peki ya evler ne durumda?

İlgili eğitim: Liderlik Kursu

Kabul edelim ki dünya devlerini bir miktar geriden takip ediyoruz. Bu hem ekonomi anlamında, hem teknoloji ve hem de yönetim anlamında bu şekilde. Geriden de olsa bir şekilde akımın bir parçası oluyoruz ama kültürel geçmişimiz ve alışkanlıklarımızla toplumsal inanış acaba kadının hangi halini destekliyor? Çalışan kadını mı, yoksa evinin kadınını mı? Peki ya her ikisini de omuzlamış kadınlar toplum normlarında nerede yer alıyorlar? Konuyu biraz daha derinleştirelim.

İş Hayatında Kadınlar!

1983 yılından bu yana İş Yasası’na göre haftalık çalışma süresi 45 saattir. Buna göre, pek çok iş yeri 9-6, bir kısmı da 8-5 olmak üzere günlük 9 saat civarında mesai yapıyor. Kamu idarelerinin hafta sonu çalışmadıkları, özel sektörün de henüz abartılacak derecede bir rekabet ortamında olmadığı 80’li ve 90’lı yıllarda hafta sonu çalışılan işletmeler pek nadirken, bugün neredeyse hafta sonu mesai yapmayan firmalar parmakla sayılacak kadar az. Bunda elbette pek çok faktörün rolü var. En başta gelişen sanayi ve teknoloji ile rekabetin artması ve firmalar bazında öne çıkmanın ve hayatta kalmanın git gide zorlaşması başı çekiyor. Hal böyle olunca da mesai saatleri yetmez oluyor. Çalışan sayısı kadar, çalışanların donanımları da beklentileri karşılamak üzere gelişmeye başlıyor. Alınan eğitimler, gidilen kurslar ve seminerler iş hayatında yükselmek ve ilerlemek isteyen çalışanın hayatına giriyor. Bu gayretten en çok nasiplenenler de, iş hayatında varlığını kanıtlamaya çalışan kadınlar oluyor.

Kabul edilmesi gereken bir gerçek de, dünyanın artık sadece erkeklerin elinde paraya dönüşüyor olmadığı gerçeğidir. Kadınların sahip oldukları meziyetlere iştahla bakan bir ekonomik yarış söz konusu! Neymiş bu meziyetler? Kıvrak zeka, kibar duruş, sözcükleri kullanma kabiliyeti, duygusal zeka, içgüdüler, ileri görüşlülük, estetik görüntü, saygınlık yaratma, hayranlık uyandırma, pratiklik, düzenlilik, sanatsal bakış açısı, egosal kontrol mekanizması, saldırganlıktan uzak karakter, planlama gücü, koordinasyon becerisi, vs. vs. vs. Kadınların o kadar çok meziyeti var ki artık kadınları iş yaşamından ekarte edebilecek hiçbir güç yok. Çünkü, kadınlarda daha fazla bulunan bazı özellikler var. Bugün hiçbir sektör satış-pazarlama, kreatif üretim, müşteri memnuniyeti ve halkla ilişkiler gibi sosyal kuvvetleri kadınlar olmadan verimli şekilde kullanamaz. Aynı zamanda finans, satın alma, insan kaynakları, kalite yönetimi gibi sayısal ve sosyal kuvvetleri birlikte barındıran alanlarda da kadınlara mutlak ihtiyaç vardır. Zaten biz kadınlar artık bilgiyi ve beceriyi kariyere ve nakite dönüştürmenin hazını almışken, direksiyonu kolay kolay da bırakmayız.

Boğazımıza kadar iş hayatındayken, aynı zamanda yuva kurma, çocuk doğurma ve yetiştirme, ev işleri ile ilgilenme gibi konularda da istifa etmeyi hiç düşünmüyoruz. Kazançla doğru orantılı olarak, 9-6 mesaisindeki kadınların bir kısmı ev işleri ve çocuklarla ilgili profesyonel yardım alırken, birçok kadın bu konularla bizzat kendisi ilgileniyor. Haftanın 5-6 günü sabahtan akşama kadar erkek işleri denilen hesap kitap mevzuları ile mesai harcayıp, iş bitiminde akşam yemeği için alışveriş yaparak mutfak kostümlerimizi giydiğimiz doğrudur. Bir yandan biberon ısıtırken, diğer yandan ertesi gün yapılacak ay sonu toplantısı için planlar yaptığımız da doğrudur. Hatta, veli toplantısına gitmişken birkaç veliden müşteri çıkarttığımız bile doğrudur.

Hal böyleyken, erkek egemen bir toplum olmamızdan dolayı, ev içerisinde kıskançlıklar, mızırdanmalar, şikayetler ve ev tipi mobbingler ile işi bırakmaya zorlananlarımız da oluyor. Pek çoğumuz kayınvalidesinden ya da annesinden “Kızım, erkek dediğin ilgi alaka bekler”, “çocuklar kreşten eve-evden kreşe sefil oldular”, “bu evin hali ne böyle”, “akşam yemeği bizde yiyin bari” başlıklı brifingler de alıyordur. Ev hanımı olmak zordur! Zor!

Kanaatimce biz toplum olarak kıskanma içgüdüsü yüksek bir yapıya sahibiz. Eşimizin ya da akrabalarımızın bize her fırsatta ‘’ya iş, ya ev!’’ dayatması yapıyor oluşu da bu nedenledir. Kimisi kendi ulaşamadığı kariyere eşi, kuzeni, gelini, yengesi, torunu ve kızı da ulaşmasın ister. Kimisi boşlanmak korkusuyla baskı kurar. Kimisi fesattır, kimisi de özünde bir erkeğin yapısını cidden iyi bilir ve yuvanın bu gidişle çatırdayabileceği korkusuyla uyarma maksatlı devreye girer. Sebebi her ne olursa olsun, doğurganlık ve ev çekip çevirme özelliğimiz var diye o eve mahkum kalmamızı reva görenlere sormak gerek; çocuğunuzun ilkokul öğretmeninin bayan olması, hatta mümkünse anne olması tercih ediliyorsa, jinekoloji muayenelerine gidildiğinde doktorun bayan olması tercih ediliyorsa, satış temsilcisi telefonla randevu almak için sizi aradığında bir bayan temsilciye kolay kolay ‘’hayır, doluyuz’’ denilemiyorsa, kabul edin efendiler, kadınlara iş hayatında çok ihtiyacınız var, çok!

Elbette son sözüm ‘’evlisin sen, evde kal’’ diyenlere değil. Esas son sözüm 9-6 yöneticilerine. Sorumlulukları sadece ofisle sınırlı olmayan, mesaisi 24 saat bitmeyen bayan çalışanlarınıza karşı daha esnek ve daha anlayışlı olabilmenizi dilerim. Siz akşam eve dönüp sıcak yemeklerle karşılaştığınız eşinizin kıymetini biliyor ve eşinizin elini sıcak sudan soğuk suya sokmuyorsunuz ya, ofisten sizinle aynı anda çıkan kadın çalışanınız da, her gün yemek saatine eşinizinkiyle yarışabilecek güzellikte bir sofrayı yetiştirmek için çabalıyor. Bilin istedim.

1970'ler, Toplumda değerleri artmaya başlıyor, Evin idaresi hala kadında, 1980'ler, İş hayatına hızla atılıyor, Evin idaresi ve iş hayatı arasında denge kuruyor, 1990'lar, Patron olma hedefleri var, Ev idaresinde deneyim kazanılıyor, 2000'ler, Ön saflarda yer alıyorlar, Evin idaresi ve iş hayatı arasında denge devam ediyor, 2010'lar, Liderlikte erkeklerle eşit şartları kazanıyor, Hem iş hayatında hem de evde dengeli bir yapı kullanılıyor, Genel, Donanımlı çalışanlar ve eğitimlere katılıyorlar, Profesyonel yardım alırken, çoğu kadınlar ev işleri ile bireysel olarak ilgileniyor, Genel, Ekonomiye katılım ve meziyetleri ile değer kazanıyorlar, Eşi ve çocuklarını ihmal etmeyen bir yapıya sahip, Genel, İşi ve evi birlikte idare ediyorlar, 9-6 mesai saatleri sonrasında bile ev işleri ve çocuk bakımı ile ilgileniliyor, Genel, Erkek egemen toplumda baskılara karşı mücadele ediyorlar, Yuvadan sorumlulukları ihmal etmeden, iş hayatına devam ediyorlar, Genel, İğneden ipliğe aile bütçesine katkıda bulunuyorlar, Evin bütçesini kontrol ve yönetiminden sorumlu
İş Hayatında Kadınlar ve 9:00-18:00 Mesaisi mesaiiş hayatında kadınlariş hayatında kadın olmakiş yaşamında kadın olmak
Bu fotoğrafta yüzü doğrudan kameraya bakacak şekilde selfie çeken bir kadın görülüyor. Mavi beyaz çizgili bir tişört ve mavi kot pantolon ile gündelik kıyafetler giyiyor. Saçları koyu kahverengi ve gözlük takıyor. Sol eli ileriye dönük olan akıllı telefonu tutuyor ve sağ eliyle barış işareti yapıyor. Arka plan açık renkli bir duvar ve çerçevede saksı ve raf gibi birkaç başka nesne var. Yüzünde hafif bir gülümsemeyle rahat ve neşeli bir ruh hali içinde görünüyor. Kendinden emin ve selfie çektiği için mutlu görünüyor.
Gaye Candan
Dijital Pazarlama Uzmanı, Blog Yazarı

Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Jeodezi ve Fotogramerti Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. Sonrasında Akademi İstanbul'da İşletme İletişimi ve Halkla İlişkiler eğitimi almıştır.

Benzer Yazılar
Doğru ve faydalı bilgiler sağlama konusunda kararlı olan uzman ekibimizle blogumuzu her zaman yeni makaleler ve videolarla güncelliyoruz. Güvenilir tavsiyeler ve bilgilendirici içerikler arıyorsanız, blog sayfamıza mutlaka göz atın.