Almanca Öğreniyorum

Almanca Cümleler: Sinemaya Giderken

Lena Baumgartner
16 dk okuma
Sinemada arkadaşlarınızla Almanca konuşun! Basit Almanca cümleler, kelimeler ve ifadeler ile iletişiminizi güçlendirin. Sinemaya giderken tıklamanız yeterli!

Sinema, kültür ve eğlencenin buluştuğu noktalardan biridir. Peki, Almanca eğitim sürecinizde sinemaya gitmeyi nasıl ifade edersiniz? İşte Almanca öğren yolculuğunuzda kullanabileceğiniz temel ifade ve cümle kalıplarını öğrenmek, sinema deneyiminizi daha da zenginleştirecektir.

Können wir zum Kino fahren?

Sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Als ich den Trailer zum neuen Actionfilm sah, drehte ich mich zu meinen Freunden und fragte aufgeregt: Können wir zum Kino fahren?

Türkçe: Yeni aksiyon filminin fragmanını gördüğümde arkadaşlarıma dönüp heyecanla sordum: Sinemaya gidebilir miyiz?

Fährst du zum Kino?

Sinemaya mı gidiyorsun?

Örnek Diyalog: Als ich dich letzte Woche sah, fragtest du mich: Fährst du zum Kino?

Türkçe: Geçen hafta seni gördüğümde bana Sinemaya gidiyor musun? diye sordun.

Gehe ich ins Kino?

Sinemaya mı gidiyorum?

Örnek Diyalog: Heute Abend frage ich mich: Gehe ich ins Kino?

Türkçe: Bu akşam kendime soruyorum: Sinemaya gitmeli miyim?

Kannst du ins Kino gehen?

Sinemaya gidebilir misin?

Örnek Diyalog: Letztens fragte mich mein Freund, Kannst du ins Kino gehen?

Türkçe: Geçenlerde arkadaşım bana, Sinemaya gidebilir misin? diye sordu.

Fahre ich ins Kino?

Sinemaya mı gidiyorum?

Örnek Diyalog: Als ich in Berlin war, fragte ich meinen Freund: Fahre ich ins Kino oder möchtest du lieber ein Museum besuchen?

Türkçe: Berlin'deyken arkadaşıma sordum: Sinemaya mı gideyim yoksa sen bir müze ziyaret etmek mi istersin?

Kannst du ins Kino fahren?

Sinemaya gidebilir misin?

Örnek Diyalog: Hast du gefragt, Kannst du ins Kino fahren?, weil du den neuen Film sehen möchtest?

Türkçe: Yeni filmi görmek istediğin için 'Sinemaya gidebilir misin?' diye mi sordun?

Sollen wir zum Kino fahren?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Als es anfing zu regnen, schlug Jan vor: Sollen wir zum Kino fahren?

Türkçe: Yağmur yağmaya başlayınca Jan şöyle öneride bulundu: Sinemaya gitsek mi?

Kann ich ins Kino gehen?

Sinemaya gidebilir miyim?

Örnek Diyalog: Am Samstag fragte Marie ihre Eltern: Kann ich ins Kino gehen?

Türkçe: Cumartesi günü Marie anne babasına sordu: Sinemaya gidebilir miyim?

Sollten wir ins Kino gehen?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Als der neue Film rauskam, fragte Max seine Freunde: Sollten wir ins Kino gehen?

Türkçe: Yeni film çıktığında, Max arkadaşlarına sordu: Sinemaya gitmeli miyiz?

Soll ich ins Kino gehen?

Sinemaya gitmeli miyim?

Örnek Diyalog: Als der neue Film herauskam, fragte ich mich: Soll ich ins Kino gehen?

Türkçe: Yeni film çıktığında, kendime şunu sordum: Sinemaya gitmeli miyim?

Kann ich ins Kino fahren?

Sinemaya gidebilir miyim?

Örnek Diyalog: Am Freitagabend fragte Sophie ihre Mutter: Kann ich ins Kino fahren?

Türkçe: Cuma akşamı Sophie annesine sordu: Sinemaya gidebilir miyim?

Sollten wir ins Kino fahren?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Nach langer Überlegung fragte er: Sollten wir ins Kino fahren?

Türkçe: Uzun düşüncelerden sonra sordu: Sinemaya gitsek mi?

Soll ich ins Kino fahren?

Sinemaya gitmeli miyim?

Örnek Diyalog: Angesichts des regnerischen Wetters fragte sich Marie, Soll ich ins Kino fahren?

Türkçe: Yağmurlu havayı göz önünde bulunduran Marie, Sinemaya gitsem mi acaba? diye düşündü.

Ich fahre ins Kino

Ben sinemaya gidiyorum.

Örnek Diyalog: Ich fahre ins Kino, um den neuen Blockbuster zu sehen.

Türkçe: Yeni gösterime giren büyük filmi görmek için sinemaya gidiyorum.

Lasst uns heute Abend zum Kino gehen

Bu gece sinemaya gidelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns heute Abend zum Kino gehen und den neuen Science-Fiction-Film anschauen.

Türkçe: Haydi bu akşam sinemaya gidip yeni bilim kurgu filmini izleyelim.

Gehe ich zum Kino?

Sinemaya mı gidiyorum?

Örnek Diyalog: Fragst du dich, ob du heute Abend sagst: Gehe ich zum Kino?

Türkçe: Bugün akşam Sinemaya gitsem mi? diye mi düşünüyorsun?

Kann ich zum Kino gehen?

Sinemaya gidebilir miyim?

Örnek Diyalog: Nachdem ich meine Hausaufgaben beendet hatte, fragte ich meine Eltern: Kann ich zum Kino gehen?

Türkçe: Ödevlerimi bitirdikten sonra aileme Sinemaya gidebilir miyim? diye sordum.

Kannst du zum Kino gehen?

Sinemaya gidebilir misin?

Örnek Diyalog: Kannst du zum Kino gehen, oder bist du zu beschäftigt?

Türkçe: Sinemaya gidebilir misin, yoksa çok mu meşgulsün?

Sollten wir zum Kino gehen?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Marie fragte mich aufgeregt: Sollten wir zum Kino gehen?

Türkçe: Marie heyecanla bana sordu: Sinemaya gitmeli miyiz?

Soll ich zum Kino gehen?

Sinemaya gitmeli miyim?

Örnek Diyalog: Max fragte mich, Soll ich zum Kino gehen?, als er unsicher war, was er an seinem freien Abend tun sollte.

Türkçe: Max bana, Sinemaya gitsem mi? diye sordu, çünkü boş akşamında ne yapacağı konusunda emin değildi.

Fahre ich zum Kino?

Sinemaya mı gidiyorum?

Örnek Diyalog: Am Samstagabend fragte mich mein Freund unerwartet: Fahre ich zum Kino?

Türkçe: Cumartesi akşamı arkadaşım bana beklenmedik bir şekilde sordu: Sinemaya gidiyor muyum?

Kann ich zum Kino fahren?

Sinemaya gidebilir miyim?

Örnek Diyalog: Nachdem ich meine Hausaufgaben erledigt hatte, fragte ich meine Mutter: Kann ich zum Kino fahren?

Türkçe: Ev ödevlerimi tamamladıktan sonra anneme sordum: Sinemaya gidebilir miyim?

Kannst du zum Kino fahren?

Sinemaya arabayla gidebilir misin?

Örnek Diyalog: Hast du schon herausgefunden, ob du mich fragen möchtest: Kannst du zum Kino fahren?

Türkçe: Zaten Sinemaya gidebilir misin? diye sormak isteyip istemediğini öğrendin mi?

Sollten wir zum Kino fahren?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Angesichts des regnerischen Wetters fragte er: Sollten wir zum Kino fahren?

Türkçe: Yağmurlu havayı görünce sordu: Sinemaya gitsek mi?

Soll ich zum Kino fahren?

Sinemaya gitmeli miyim?

Örnek Diyalog: Nachdem wir den Trailer gesehen hatten, fragte mich mein Freund: Soll ich zum Kino fahren?

Türkçe: Fragmanı izledikten sonra arkadaşım bana Sinemaya gider miyim? diye sordu.

Gehen wir ins Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyoruz?

Örnek Diyalog: Am Freitag fragte mich Julia, Gehen wir ins Kino, um einen Film zu sehen?.

Türkçe: Cuma günü Julia bana Bir film izlemek için sinemaya gidelim mi? diye sordu.

Sollen wir ins Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Bir film izlemek için sinemaya gitmeli miyiz?

Örnek Diyalog: Am Freitag fragte mich mein Freund: Sollen wir ins Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Cuma günü arkadaşım bana, Bir film izlemek için sinemaya gidelim mi? diye sordu.

Können wir ins Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Film izlemek için sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Am Samstag fragte mein Freund: Können wir ins Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Cumartesi günü arkadaşım sordu: Sinemaya gidip bir film izleyebilir miyiz?

Gehst du ins Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyorsunuz?

Örnek Diyalog: Am Samstag fragte ich meinen Freund: Gehst du ins Kino, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Cumartesi günü arkadaşıma sordum: Bir film izlemek için sinemaya gidiyor musun?

Fahren wir heute Abend ins Kino?

Bu akşam sinemaya gidiyor muyuz?

Örnek Diyalog: Als ich Maria traf, fragte sie mich aufgeregt: „Fahren wir heute Abend ins Kino?“.

Türkçe: Maria ile karşılaştığımda heyecanla bana sordu: Bu akşam sinemaya gidiyor muyuz?.

Können wir heute Abend ins Kino fahren?

Bu gece sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Ich fragte meinen Freund, Können wir heute Abend ins Kino fahren?

Türkçe: Arkadaşıma sordum, Bu akşam sinemaya gidebilir miyiz?

Fährst du heute Abend ins Kino?

Bu gece sinemaya gidiyor musun?

Örnek Diyalog: Ich habe meinem Freund gefragt: 'Fährst du heute Abend ins Kino?'

Türkçe: Arkadaşıma sordum: Bu akşam sinemaya gidiyor musun?

Wollen wir heute Abend zum Kino gehen?

Bu akşam sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Lisa fragte ihre Freunde aufgeregt: Wollen wir heute Abend zum Kino gehen?

Türkçe: Lisa, heyecanla arkadaşlarına sordu: Bu akşam sinemaya gitmek ister misiniz?

Sollen wir heute Abend zum Kino fahren?

Bu akşam sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Sollen wir heute Abend zum Kino fahren, um den neuen Science-Fiction-Film zu sehen?

Türkçe: Bu akşam sinemaya gidip yeni bilim kurgu filmini izlemeye ne dersin?

Können wir heute Abend zum Kino gehen?

Bu gece sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Können wir heute Abend zum Kino gehen, um den neuen Blockbuster zu sehen?

Türkçe: Bugün akşam yeni çıkan büyük bütçeli filme gitmek için sinemaya gidebilir miyiz?

Gehst du heute Abend zum Kino?

Bu gece sinemaya gidiyor musun?

Örnek Diyalog: Als ich Jasper gestern traf, fragte ich ihn: Gehst du heute Abend zum Kino?

Türkçe: Dün Jasper'la karşılaştığımda ona sordum: Bu akşam sinemaya gidecek misin?

Wir fahren heute Abend ins Kino

Bu gece sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir fahren heute Abend ins Kino, um den neuen Science-Fiction-Film zu sehen.

Türkçe: Bu akşam yeni bilim kurgu filmini görmek için sinemaya gidiyoruz.

Lasst uns heute Abend ins Kino fahren

Bu gece sinemaya gidelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns heute Abend ins Kino fahren und den neuen Blockbuster anschauen.

Türkçe: Bu akşam sinemaya gidelim ve yeni çıkan büyük bütçeli filmi izleyelim.

Lasst uns ins Kino gehen

Hadi sinemaya gidelim.

Örnek Diyalog: Als der neue Marvel-Film herauskam, sagte Max zu seinen Freunden: Lasst uns ins Kino gehen!

Türkçe: Yeni Marvel filmi çıktığında, Max arkadaşlarına şöyle dedi: Haydi sinemaya gidelim!

Wir fahren ins Kino

Sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir fahren ins Kino, um den neuen Superheldenfilm zu sehen.

Türkçe: Yeni süper kahraman filmi izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Lasst uns ins Kino fahren

Hadi sinemaya gidelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns ins Kino fahren und den neuesten Blockbuster anschauen.

Türkçe: Hadi sinemaya gidelim ve en yeni gişe rekortmeni filmi izleyelim.

Ich gehe zum Kino

Ben sinemaya gidiyorum.

Örnek Diyalog: Ich gehe zum Kino, um den neuesten Film anzusehen.

Türkçe: En yeni filmi izlemek için sinemaya gidiyorum.

Wir gehen zum Kino

Sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir gehen zum Kino, um den neuesten Film anzuschauen.

Türkçe: En yeni filmi izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Lasst uns zum Kino gehen

Hadi sinemaya gidelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns zum Kino gehen und den neuesten Film ansehen.

Türkçe: Hadi sinemaya gidelim ve en yeni filmi izleyelim.

Wir fahren zum Kino

Sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Am Samstagabend wir fahren zum Kino, um den neuen Science-Fiction-Film zu sehen.

Türkçe: Cumartesi akşamı yeni bilim kurgu filmi izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Ich fahre zum Kino

Ben sinemaya gidiyorum.

Örnek Diyalog: Ich fahre zum Kino, um den neuesten Film anzusehen.

Türkçe: En yeni filmi izlemek için sinemaya gidiyorum.

Wir fahren zum Kino, um einen Film zu sehen

Bir film izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir fahren zum Kino, um einen Film zu sehen, der ausgezeichnete Kritiken bekommen hat.

Türkçe: Sinemaya, mükemmel eleştiriler alan bir film izlemek için gidiyoruz.

Lasst uns ins Kino fahren, um einen Film zu sehen

Hadi sinemaya gidip bir film izleyelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns ins Kino fahren, um einen Film zu sehen und danach können wir noch etwas essen gehen.

Türkçe: Hadi sinemaya gidip bir film izleyelim ve sonrasında bir şeyler yiyebiliriz.

Wir gehen heute Abend zum Kino

Bu gece sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir gehen heute Abend zum Kino, um den neuen Science-Fiction-Film zu sehen.

Türkçe: Bu akşam yeni bilim kurgu filmini izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Können wir ins Kino gehen?

Sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Am Freitagnachmittag fragte Lukas seine Mutter: Können wir ins Kino gehen?

Türkçe: Cuma öğleden sonra Lukas annesine sordu: Sinemaya gidebilir miyiz?

Gehst du ins Kino?

Sinemaya mı gidiyorsun?

Örnek Diyalog: Beim Abendessen fragte er mich aufgeregt: Gehst du ins Kino?

Türkçe: Akşam yemeğinde heyecanlı bir şekilde bana sordu: Sinemaya gidiyor musun?

Sollen wir ins Kino gehen?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Am Freitagabend fragte er mich: Sollen wir ins Kino gehen?

Türkçe: Cuma akşamı bana sordu: Sinemaya gidelim mi?

Können wir ins Kino fahren?

Sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Als ich meinen deutschen Austauschschüler fragte, was er gerne tun würde, antwortete er sofort mit einem aufgeregten Können wir ins Kino fahren?.

Türkçe: Alman değişim öğrencisine ne yapmak istediğini sorduğumda, heyecanla Sinemaya gidebilir miyiz? diye hemen yanıt verdi.

Ich gehe ins Kino

Ben sinemaya gidiyorum.

Örnek Diyalog: Jeden Freitagabend habe ich das Ritual, dass ich gehe ins Kino, um den neuesten Film zu sehen.

Türkçe: Her Cuma akşamı, en yeni filmi izlemek için sinemaya gitme ritüelim var.

Wir gehen ins Kino

Sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir gehen ins Kino, um den neuesten Film zu sehen.

Türkçe: En yeni filmi görmek için sinemaya gidiyoruz.

Sollen wir ins Kino fahren?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Als ich die aktuellen Filme überprüfte, fragte ich meine Freunde: Sollen wir ins Kino fahren?

Türkçe: Güncel filmleri kontrol ettiğimde arkadaşlarıma sordum: Sinemaya gidelim mi?

Können wir zum Kino gehen?

Sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Nachdem wir unser Abendessen beendet hatten, fragte mein kleiner Bruder aufgeregt: Können wir zum Kino gehen?

Türkçe: Akşam yemeğimizi bitirdikten sonra küçük kardeşim heyecanla sordu: Sinemaya gidebilir miyiz?

Sollen wir zum Kino gehen?

Sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Als es zu regnen begann, fragte Lena: Sollen wir zum Kino gehen?

Türkçe: Yağmur başlayınca Lena sordu: Sinemaya gidelim mi?

Können wir ins Kino fahren, um einen Film zu sehen?

Film izlemek için sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Gestern fragte mein kleiner Bruder: Können wir ins Kino fahren, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Dün küçük kardeşim sordu: Bir film izlemek için sinemaya gidebilir miyiz?

Gehen wir zum Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyoruz?

Örnek Diyalog: Als ich meine Freunde traf, fragte ich sie: Gehen wir zum Kino, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Arkadaşlarımla buluştuğumda onlara şöyle dedim: Bir film izlemek için sinemaya gidelim mi?

Können wir zum Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Film izlemek için sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Mein Freund fragte: Können wir zum Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Arkadaşım sordu: Sinemaya gidip bir film izleyebilir miyiz?

Sollen wir zum Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Bir film izlemek için sinemaya gitmeli miyiz?

Örnek Diyalog: Am Samstag fragte Marie: Sollen wir zum Kino gehen, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Cumartesi günü Marie sordu: Bir film izlemek için sinemaya gidelim mi?

Fahren wir zum Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemeye mi gidiyoruz?

Örnek Diyalog: Alice fragte aufgeregt: Fahren wir zum Kino, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Alice heyecanla sordu: Bir film izlemek için sinemaya mı gidiyoruz?

Fährst du zum Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyorsunuz?

Örnek Diyalog: Fährst du zum Kino, um einen Film zu sehen, oder möchtest du lieber zu Hause bleiben und einen Film streamen?

Türkçe: Sinemaya bir film izlemeye mi gidiyorsun, yoksa evde kalmayı ve bir film mi izlemeyi tercih edersin?

Gehen wir zum Kino, um einen Film anzusehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyoruz?

Örnek Diyalog: Als ich meinen Freund traf, fragte ich aufgeregt: Gehen wir zum Kino, um einen Film anzusehen?

Türkçe: Arkadaşımı gördüğümde heyecanla sordum: Bir film izlemek için sinemaya gidelim mi?

Können wir zum Kino fahren, um einen Film anzusehen?

Film izlemek için sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Als ich mein Freund fragte, Können wir zum Kino fahren, um einen Film anzusehen?, stimmte er sofort zu.

Türkçe: Arkadaşıma Bir film izlemek için sinemaya gidebilir miyiz? diye sorduğumda, o hemen kabul etti.

Sollen wir ins Kino gehen, um einen Film anzusehen?

Film izlemek için sinemaya gitmeli miyiz?

Örnek Diyalog: Am Freitagabend fragte Jonas: Sollen wir ins Kino gehen, um einen Film anzusehen?

Türkçe: Cuma akşamı Jonas sordu: Bir film izlemek için sinemaya gidelim mi?

Können wir heute Abend ins Kino gehen?

Bu gece sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Lisa fragte ihre Freunde aufgeregt: Können wir heute Abend ins Kino gehen?.

Türkçe: Lisa heyecanla arkadaşlarına sordu: Bu akşam sinemaya gidebilir miyiz?.

Lasst uns zum Kino fahren

Hadi sinemaya gidelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns zum Kino fahren, um den neuen Blockbuster zu sehen.

Türkçe: Haydi yeni gösterime giren büyük bütçeli filme bakmak için sinemaya gidelim.

Wir gehen ins Kino, um einen Film zu sehen

Bir film izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir gehen ins Kino, um einen Film zu sehen, und freuen uns auf das neue Abenteuer.

Türkçe: Sinemaya bir film izlemeye gidiyoruz ve yeni macerayı dört gözle bekliyoruz.

Lasst uns heute Abend ins Kino gehen

Bu gece sinemaya gidelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns heute Abend ins Kino gehen, um den neuen Blockbuster zu sehen!

Türkçe: Bu akşam yeni çıkan büyük bütçeli filmi izlemek için sinemaya gidelim!

Wir fahren ins Kino, um einen Film zu sehen

Bir film izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Am Samstagabend sagen wir oft Wir fahren ins Kino, um einen Film zu sehen.

Türkçe: Cumartesi akşamları sık sık Sinemaya bir film izlemeye gidiyoruz deriz.

Lasst uns zum Kino fahren, um einen Film zu sehen

Hadi sinemaya gidip bir film izleyelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns zum Kino fahren, um einen Film zu sehen, bevor es zu spät ist.

Türkçe: Hadi sinemaya gidip film izleyelim, çok geç olmadan.

Lass uns ins Kino gehen und einen Film sehen

Sinemaya gidip bir film izleyelim.

Örnek Diyalog: Lass uns ins Kino gehen und einen Film sehen, bevor das Restaurant für unser Abendessen schließt.

Türkçe: Haydi sinemaya gidip bir film izleyelim, akşam yemeğimiz için rezervasyon yaptırdığımız restoran kapanmadan önce.

Wir gehen zum Kino, um einen Film zu sehen

Bir film izlemek için sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir gehen zum Kino, um einen Film zu sehen, bevor wir im nahegelegenen Restaurant zu Abend essen.

Türkçe: Sinemada bir film izlemek için, akşam yemeğini yakındaki restoranda yemeden önce oraya gidiyoruz.

Fahren wir ins Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyoruz?

Örnek Diyalog: Sobald ich ihr die Nachricht geschickt hatte, antwortete sie aufgeregt: Ja, fahren wir ins Kino, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Mesajı gönderir göndermez heyecanlı bir şekilde yanıtladı: Evet, sinemaya film izlemeye gidelim mi?

Fährst du ins Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyorsunuz?

Örnek Diyalog: Fährst du ins Kino, um einen Film zu sehen, oder bevorzugst du es, zu Hause zu bleiben und Streaming-Dienste zu nutzen?

Türkçe: Sinemaya bir film izlemeye mi gidiyorsun, yoksa evde kalmayı ve streaming hizmetlerini kullanmayı mı tercih ediyorsun?

Sollen wir ins Kino fahren, um einen Film zu sehen?

Bir film izlemek için sinemaya gitmeli miyiz?

Örnek Diyalog: Sollen wir ins Kino fahren, um einen Film zu sehen, oder möchtest du lieber zu Hause bleiben und einen Film streamen?

Türkçe: Sinemaya gidip film izlemeye mi gitsek, yoksa evde kalmayı ve bir film izlemek için akış hizmetinden mi yararlanmayı tercih edersin?

Gehst du zum Kino?

Sinemaya mı gidiyorsun?

Örnek Diyalog: Als ich dich gestern fragte Gehst du zum Kino?, hast du gesagt, du hast schon andere Pläne.

Türkçe: Dün sana Sinemaya mı gidiyorsun? diye sorduğumda, başka planların olduğunu söylemiştin.

Gehst du zum Kino, um einen Film zu sehen?

Sinemaya film izlemek için mi gidiyorsunuz?

Örnek Diyalog: Gestern fragte mich mein Freund: Gehst du zum Kino, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Dün arkadaşım bana sordu: Filmi izlemek için sinemaya gidiyor musun?

Fährst du ins Kino?

Sinemaya mı gidiyorsun?

Örnek Diyalog: Warum fragst du, ob ich ins Kino gehe; willst du etwa mitkommen, wenn ich sage, 'Fährst du ins Kino?'

Türkçe: Neden sinemaya gidip gitmediğimi soruyorsun; eğer 'Sinemaya gidiyor musun?' dersem sen de gelmek istiyor musun yani?

Sollen wir zum Kino fahren, um einen Film zu sehen?

Bir film izlemek için sinemaya gitmeli miyiz?

Örnek Diyalog: Nachdem wir gegessen haben, fragte Lena: Sollen wir zum Kino fahren, um einen Film zu sehen?

Türkçe: Yemek yedikten sonra Lena sordu: Bir film izlemek için sinemaya gidelim mi?

Fahren wir ins Kino, um einen Film anzusehen?

Sinemaya film izlemeye mi gidiyoruz?

Örnek Diyalog: Als Max fragte Fahren wir ins Kino, um einen Film anzusehen?, nickten alle begeistert.

Türkçe: Max Sinemaya film izlemeye gidiyor muyuz? diye sorduğunda, herkes heyecanla başını salladı.

Können wir zum Kino fahren, um einen Film zu sehen?

Film izlemek için sinemaya gidebilir miyiz?

Örnek Diyalog: Als ich meinen Freunden die Frage stellte, Können wir zum Kino fahren, um einen Film zu sehen?, nickten sie begeistert.

Türkçe: Arkadaşlarıma, Sinemaya gidip film izleyebilir miyiz? diye sorduğumda, heyecanla başlarını salladılar.

Gehst du heute Abend ins Kino?

Bu gece sinemaya gidiyor musun?

Örnek Diyalog: Als ich meinen Freund fragte, Gehst du heute Abend ins Kino?, antwortete er mit einem lächelnden Ja.

Türkçe: Arkadaşıma, Bu akşam sinemaya gidiyor musun? diye sorduğumda, o bana gülümseyerek Evet yanıtını verdi.

Wollen wir heute Abend ins Kino gehen?

Bu akşam sinemaya gidelim mi?

Örnek Diyalog: Sara fragte mich aufgeregt: Wollen wir heute Abend ins Kino gehen?

Türkçe: Sara heyecanlı bir şekilde bana sordu: Bu akşam sinemaya gidelim mi?

Lasst uns ins Kino gehen, um einen Film zu sehen

Hadi sinemaya gidip bir film izleyelim.

Örnek Diyalog: Als ich meine Freunde am Wochenende anrief, sagte ich begeistert: Lasst uns ins Kino gehen, um einen Film zu sehen!

Türkçe: Hafta sonu arkadaşlarımı aradığımda heyecanla şöyle dedim: Hadi sinemaya gidip film izleyelim!

Lasst uns zum Kino gehen, um einen Film zu sehen

Hadi sinemaya gidip bir film izleyelim.

Örnek Diyalog: Lasst uns zum Kino gehen, um einen Film zu sehen, bevor das Café für unseren Abendkaffee schließt.

Türkçe: Hadi, akşam kahvemiz için kafeterya kapanmadan önce bir film izlemek üzere sinemaya gidelim.

Wir gehen heute Abend ins Kino

Bu gece sinemaya gidiyoruz.

Örnek Diyalog: Wir gehen heute Abend ins Kino, um den neuesten Film zu sehen.

Türkçe: Bu akşam en yeni filmi görmek için sinemaya gidiyoruz.

Lasst uns ins Kino gehen und einen Film sehen

Sinemaya gidip bir film izleyelim.

Örnek Diyalog: Nachdem wir beim Abendessen über den neuen Science-Fiction-Film diskutiert hatten, schlug Julia vor: Lasst uns ins Kino gehen und einen Film sehen.

Türkçe: Akşam yemeğinde yeni bilim kurgu filmi hakkında tartıştıktan sonra Julia öneride bulundu: Hadi sinemaya gidelim ve bir film izleyelim.

Sinemaya gitmek, yeni dünyaları keşfetmek, farklı hikayelere tanıklık etmek ve duygusal bir yolculuğa çıkmak demektir. Almanca öğrenme sürecinde, günlük yaşamınızda sık sık kullanabileceğiniz ifadeleri öğrenmek, dil hakimiyetinizi artırmanın en keyifli yollarından biridir. Özellikle sinema gibi sosyal ortamlarda kullanılan ifadeleri bilmek, iletişim becerilerinizi güçlendirecektir.

Sinema Macerasına Almanca Adım Atmak

Almanca dilinde sinemaya gitmekle ilgili ifadeleri öğrenmek, sadece dil bilginizi değil, aynı zamanda Almanca konuşulan kültürlere olan ilginizi de gösterir. Peki, Almanca olarak sinemaya gitmeyi nasıl ifade edersiniz? İşte size adım adım rehberlik edecek bilgiler:

Bilet Alırken Kullanabileceğiniz İfadeler

Sinemaya vardınız ve gişeden bilet almak istiyorsunuz. İşte bu durumda kullanabileceğiniz bazı temel cümle kalıpları:

1- "Ich möchte zwei Karten für den Film ... bitte." (Lütfen ... filmi için iki bilet almak istiyorum.)

2- "Wann beginnt der Film?" (Film ne zaman başlıyor?)

3- "Gibt es noch freie Plätze?" (Boş yer var mı?)

4- "Kann ich Plätze in der Mitte bekommen?" (Ortada yer alabilir miyim?)

Bu ifadeler sayesinde bilet alırken zorlanmadan iletişim kurabilirsiniz.

Film Saatlerini ve Seansları Sormak

Film saatlerini öğrenmek istediğinizde şu cümleleri kullanabilirsiniz:

  • "Welche Filme laufen heute?" (Bugün hangi filmler gösteriliyor?)

  • "Um wie viel Uhr beginnt die nächste Vorstellung?" (Sonraki seans saat kaçta başlıyor?)

  • "Ist der Film auf Deutsch oder synchronisiert?" (Film Almanca mı yoksa dublajlı mı?)

Bu sorular, size uygun filmi ve seansı bulmanıza yardımcı olacaktır.

Film Türlerini Tanımak ve Tercih Etmek

Hangi tür filmlerden hoşlandığınızı belirtmek için film türlerini Almanca olarak bilmek önemlidir. İşte bazı film türleri ve Almanca karşılıkları:

  • "die Komödie" (Komedi)

  • "das Drama" (Drama)

  • "der Actionfilm" (Aksiyon filmi)

  • "der Liebesfilm" (Aşk filmi)

  • "der Krimi" (Polisiye)

  • "der Dokumentarfilm" (Belgesel)

  • "der Zeichentrickfilm" (Animasyon filmi)

Örneğin:

  • "Ich sehe gerne Actionfilme." (Aksiyon filmleri izlemeyi severim.)

  • "Mein Lieblingsgenre ist Drama." (En sevdiğim tür dramadır.)

Arkadaşlarla Plan Yapmak

Sinemaya arkadaşlarınızla gitmek istediğinizde, onlara nasıl teklif edersiniz?

  • "Hast du Lust, ins Kino zu gehen?" (Sinemaya gitmek ister misin?)

  • "Welchen Film möchtest du sehen?" (Hangi filmi görmek istersin?)

  • "Sollen wir uns vor dem Kino treffen?" (Sinemanın önünde buluşalım mı?)

  • "Ich habe gehört, der neue Film ist sehr gut." (Yeni filmin çok iyi olduğunu duydum.)

Bu ifadelerle arkadaşlarınızla plan yapabilir ve onları sinemaya davet edebilirsiniz.

Film Hakkında Konuşmak

Filmi izledikten sonra düşüncelerinizi paylaşmak isteyebilirsiniz. İşte bu durumda kullanabileceğiniz bazı cümleler:

  • "Wie hat dir der Film gefallen?" (Filmi nasıl buldun?)

  • "Der Film war spannend." (Film heyecan vericiydi.)

  • "Die Schauspieler waren großartig." (Oyuncular harikaydı.)

  • "Die Handlung war schwer verständlich." (Hikaye anlaşılması zordu.)

Duygularınızı ve düşüncelerinizi ifade etmek için bu kalıplar oldukça işinize yarayacaktır.

Sinema Salonunda Yön Bulma

Sinemada salonu veya koltuğunuzu bulmak için şu ifadeleri kullanabilirsiniz:

  • "Wo ist Saal Nummer 5?" (5 numaralı salon nerede?)

  • "Entschuldigung, ich finde meinen Platz nicht." (Afedersiniz, yerimi bulamıyorum.)

  • "Ist dieser Sitz frei?" (Bu koltuk boş mu?)

Bu sorular sayesinde sinemada kolaylıkla hareket edebilirsiniz.

Atıştırmalıklar ve İçecekler Almak

Sinemada atıştırmalık almak da deneyimin bir parçasıdır. İşte kullanabileceğiniz bazı ifadeler:

  • "Ich hätte gerne eine kleine Popcorn." (Küçük bir patlamış mısır alabilir miyim?)

  • "Ein großes Cola bitte." (Büyük bir kola lütfen.)

  • "Gibt es auch Nachos?" (Nachos da var mı?)

  • "Kann ich mit Karte zahlen?" (Kartla ödeyebilir miyim?)

Bu cümleler sayesinde siparişinizi rahatlıkla verebilirsiniz.

Öneriler ve Tavsiyeler

Bir arkadaşınıza film önerisinde bulunmak isterseniz şu ifadeleri kullanabilirsiniz:

  • "Ich empfehle dir den Film ..." (Sana ... filmini tavsiye ederim.)

  • "Der Film hat tolle Kritiken bekommen." (Film harika eleştiriler aldı.)

  • "Du solltest dir den Film nicht entgehen lassen." (Bu filmi kaçırmamalısın.)

Arkadaşlarınızla film hakkında konuşurken bu ifadelerle tavsiyelerde bulunabilirsiniz.

Almanca Sinema Deneyimini Zenginleştirmek

Almanca öğrenirken, pratik yapmak ve dili günlük yaşamınızın bir parçası haline getirmek çok önemlidir. Sinemaya gitmek gibi aktiviteler, dil becerilerinizi gerçek hayatta uygulamanız için harika fırsatlardır. Ayrıca, Almanca filmler izleyerek dilinizi daha da geliştirebilirsiniz.

Almanca Filmleri İzlemenin Faydaları

  • Dinleme becerilerinizi geliştirir.

  • Kelime dağarcığınızı genişletir.

  • Telaffuzunuzu iyileştirir.

  • Kültürel anlayışınızı derinleştirir.

Almanca filmler izlemek, dili doğal akışı içinde duymanızı sağlar ve günlük ifadeleri öğrenmeniz için idealdir.

Popüler Almanca Filmler ve Yönetmenler

Almanca sinema dünyasında tanınmış birçok film ve yönetmen bulunmaktadır. İşte bazıları:

1- "Das Leben der Anderen" (Başkalarının Hayatı) - Yönetmen: Florian Henckel von Donnersmarck

2- "Good Bye, Lenin!" (Elveda Lenin!) - Yönetmen: Wolfgang Becker

3- "Lola rennt" (Koş Lola Koş) - Yönetmen: Tom Tykwer

4- "Der Untergang" (Çöküş) - Yönetmen: Oliver Hirschbiegel

5- "Die Welle" (Dalga) - Yönetmen: Dennis Gansel

Bu filmleri izleyerek, hem Almanca pratiği yapabilir hem de Alman kültürü hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

Sinema Terimleri ve Sözlük

Sinemada kullanılan bazı terimlerin Almanca karşılıklarını bilmek faydalı olabilir:

  • "der Regisseur" (Yönetmen)

  • "der Schauspieler / die Schauspielerin" (Erkek / Kadın oyuncu)

  • "das Drehbuch" (Senaryo)

  • "die Szene" (Sahne)

  • "die Kameraeinstellung" (Kamera açısı)

  • "der Soundtrack" (Film müziği)

Bu terimleri bilmek, film analizlerinde ve tartışmalarında size yardımcı olacaktır.

Sonuç

Almanca öğrenme yolculuğunuzda, günlük yaşamın bir parçası olan aktivitelerle dili içselleştirmek oldukça önemlidir. Sinemaya giderken kullanabileceğiniz Almanca ifadeleri öğrenmek, hem pratik yapmanızı sağlayacak hem de dil öğrenme sürecinizi keyifli hale getirecektir.

Unutmayın:

  • Pratik yapmaktan çekinmeyin.

  • Sık sık Almanca filmler izleyin.

  • Yeni kelimeler ve ifadeler öğrenmeye açık olun.

  • Arkadaşlarınızla Almanca konuşmayı deneyin.

Her adımda, dil öğrenmenin sadece bir ders değil, aynı zamanda bir deneyim olduğunu hatırlayın. Sinemaya her gidişinizde, Almanca becerilerinizi kullanma fırsatı yakalayacak ve dil hakimiyetinizi artıracaksınız. İyi seyirler ve Almanca öğrenmede başarılar dileriz!

Sıkça Sorulan Sorular

Almanca'da sinemaya davet etmek için hangi cümle yapıları kullanılır

Almanca'da Sinemaya Davet Etme Cümle Yapıları

Almanca, diğer diller gibi zengin cümle yapılarıyla davet ifade edemeyi sağlar. Sinemaya davet etme, kibar ve samimi bir etkileşim biçimidir. İşte bu durum için kullanabileceğiniz bazı cümle yapıları:

Basit Davet İfadeleri

Başlangıçta basit ifadelerle davetinizi iletebilirsiniz:

- Möchtest du ins Kino gehen?

_Sinemaya gitmek ister misin?_

- Hast du Lust auf einen Film?

_Bir film izlemek ister misin?_

Belirli Bir Filme Davet

Belirli bir film için davetinizi özelleştirebilirsiniz:

- Gehen wir den neuen Film ansehen?

_Yeni filmi izlemeye gidelim mi?_

- Was hältst du von diesem Film?

_Bu film hakkında ne düşünüyorsun?_

Zaman Belirtme

Daveti, zaman belirterek daha spesifik hale getirin:

- Wollen wir am Samstag ins Kino?

_Cumartesi günü sinemaya gidelim mi?_

- Wie wäre es heute Abend mit Kino?

_Bu akşam sinemaya gitmeye ne dersin?_

Film Türüne Göre Davet

Davetinizi ilgi alanlarına göre şekillendirebilirsiniz:

- Magst du lieber Komödien oder Thriller?

_Komedi mi, gerilim mi tercih edersin?_

- Sollen wir uns eine Komödie ansehen?

_Bir komedi filmi izleyelim mi?_

Çeşitli Davet Cümleleri

Farklı ifadelerle davetiştiniz daha ilgi çekici hale getirin:

- Wäre es nicht toll, ins Kino zu gehen?

_Sinemaya gitmek harika olmaz mı?_

- Ich hätte zwei Karten für...

_... için iki biletim var._

Kibarlık Ekleyin

Davetinizi kibarlıkla sunun:

- Ich würde mich freuen, wenn du mitkommst.

_Gelirsen sevinirim._

- Es wäre schön, dich dabei zu haben.

_Seninle beraber gitmek güzel olur._

Almanca, sinemaya davet etmek için birçok ifade sunar. Kısa ve net cümleler kurarak anlaşılır bir davet metni oluşturabilirsiniz. Davetinizin samimiyeti ve düşünceli oluşu, seçeceğiniz ifadelerle daha da güçlenecektir.

Sinema bileti sormak veya satın almak istendiğinde hangi Almanca kalıplar tercih edilir

Almanca konuşulan ülkelerde sinema bileti edinirken kullanılabilecek kalıplar önem taşır. Almanca temel kalıplar, sinema bileti talep etme ve almak için pratiktir. İşte sık kullanılan bazı kalıplar ve anlamları:

Sinema Bileti Sormak

Sinema bileti sormak için kibar bir dil tercih edilir.

Bilet Durumu Sorma

- Gibt es noch Karten für...?

...film için hala bilet var mı?

- Ist der Film... ausverkauft?

...film tükenmiş mi?

Film ve Seans Saati Sorma

- Welche Filme laufen heute?

Bugün hangi filmler var?

- Wann beginnt der Film...?

...filmi ne zaman başlıyor?

Oturma Yeri Seçimi

- Kann ich Plätze reservieren?

Yerleri rezerve edebilir miyim?

- Welche Plätze sind noch frei?

Hangi yerler hâlâ boş?

Sinema Bileti Almak

Bilet almak için belirli ifadeler kullanılır.

Bilet Talebi

- Ich möchte zwei Karten für...

...için iki bilet almak istiyorum.

- Eine Karte für..., bitte.

..., için bir bilet lütfen.

Seans Bilgisi Belirtme

- Für die Vorstellung um...Uhr.

...saatindeki seansa.

- Für den späten Abend.

Geç saat için.

Ödeme ve Onay

- Kann ich mit Karte zahlen?

Kartla ödeyebilir miyim?

- Bitte bestätigen Sie die Reservierung.

Rezervasyonu onaylayın lütfen.

Sonuç

Sinema bileti talep ederken Almanca ifadeler, iletişimi basitleştirir. Almanca bilginizi geliştirerek, dilde daha akıcı olabilirsiniz. Filmlerinizi Almanca rahatlıkla izleyebilirsiniz.

Bir film seansı hakkında bilgi almak istenildiğinde Almanca nasıl sorular sorulmalıdır?

Almanca Sinema Seans Bilgisi Sorgulama

Almanca film seansı sorgularken temel sorular vardır. Bu sorulara yanıt almak izleyiciye kolaylık sağlar. İşte sıkça kullanılan bazı soru kalıpları:

Film Başlığı ve Oynatım Zamanları

Welcher Film wird gespielt?

Bu soru hangi filmin gösterildiğini öğrenmek için kullanılır.

Wann beginnt der Film?

Film seansının başlangıç zamanını sorar.

Wann endet der Film?

Filmin ne zaman sona ereceğini sorgular.

Seans Bilgileri

Welche Vorstellungen gibt es heute?

Gün içindeki seansları öğrenmek için sorulan bir sorudur.

Gibt es Nachmittagsvorstellungen?

Öğleden sonra seansların olup olmadığını sorar.

Um wie viel Uhr ist die letzte Vorstellung?

Günün son seans saatini sorgular.

Yer ve Salon Bilgisi

In welchem Kino läuft der Film?

Filmin hangi sinemada oynadığını öğrenir.

In welchem Saal findet die Vorstellung statt?

Hangi salonda gösterildiğini belirtir.

Bilet Bilgisi ve Rezervasyon

Wie viel kostet eine Eintrittskarte?

Bilet fiyatını öğrenir.

Gibt es Ermäßigungen?

İndirim olup olmadığını sorgular.

Kann ich Karten reservieren?

Bilet rezervasyonu yapılıp yapılamayacağını sorar.

Ek Bilgiler

Ist der Film synchronisiert oder im Original?

Filmin dublajlı mı yoksa orijinal dilde mi olduğunu sorar.

Sind Untertitel verfügbar?

Altyazı olup olmadığını öğrenir.

Özet

Film seansları hakkında bilgi almak için yukarıdaki soruları kullanabilirsiniz. Saat bilgileri, bilet ve salon detayları başlıca bilgi edinilecek konulardır. Bu sorular, Almanca'yı kullanarak sinema deneyiminizi kolaylaştırır.