Almanca Öğreniyorum

Siyaset ve Uluslararası İlişkilerle İlgili Almanca İfadeler

Öğrencilerine Almanca'nın yanı sıra Alman kültürü ve edebiyatını da öğretmekte olan Lena, interaktif ve yaratıcı ders metotları kullanmaktadır. Öğrencilerinin dil öğreniminde başarılı olmalarını sağlamak için sürekli yeni yöntemler geliştirmektedir.Lena Baumgartner
Güncellendi:
18 dk okuma
Siyaset ve uluslararası ilişkiler konulu Almanca ifadeleri öğrenin. Pratik Almanca kelimeler, politika ve diplomasi dilinde ustalaşın!

Siyaset ve uluslararası ilişkiler, ülkeler arasındaki diplomasiyi, politikaları ve stratejik kararları kapsayan geniş ve karmaşık bir alan. Kendi içerisinde birçok disiplini barındıran bu alandaki gelişmeler herkesin ilgisini çekebilecek niteliktedir. Peki ya bu konular hakkında farklı bir dilde, örneğin Almanca konuşmak istediğinizde?

Siyasi değişim

Örnek Diyalog: Die Politische Veränderung nach den Wahlen führte zu einer neuen Ära der Reformen.

Türkçe: Seçimler sonrasında yaşanan siyasi değişim, reformların yeni bir dönemini başlattı.

Siyasi çeşitlilik

Örnek Diyalog: Die politische Vielfalt innerhalb der Stadt spiegelt die unterschiedlichen Ansichten ihrer Bewohner wider.

Türkçe: Şehir içindeki politik çeşitlilik, sakinlerinin farklı görüşlerini yansıtır.

Siyasi katılım

Örnek Diyalog: Politische Partizipation spielt eine zentrale Rolle in einer demokratischen Gesellschaft, da sie Bürgern ermöglicht, Einfluss auf politische Entscheidungen zu nehmen.

Türkçe: Siyasi katılım, vatandaşların politik kararları etkileme olanağı tanıdığı için demokratik bir toplumda merkezi bir role sahiptir.

Siyasi farkındalık

Örnek Diyalog: Durch regelmäßige Diskussionen und die Lektüre verschiedener Nachrichtenquellen entwickelte sie ein starkes politisches Bewusstsein.

Türkçe: Düzenli tartışmalar ve farklı haber kaynaklarından okumalar yaparak güçlü bir politik bilinç geliştirdi.

Siyasi eleştiri

Örnek Diyalog: Die Politische Kritik in den Nachrichten zeigte deutlich die Unzufriedenheit der Bevölkerung mit der Regierungspolitik auf.

Türkçe: Haberlerdeki politik eleştiri, halkın hükümet politikasından duyduğu memnuniyetsizliği açıkça ortaya koydu.

Uluslararası İlişkiler

Örnek Diyalog: Die Studierenden der Universität waren sehr begeistert von ihrem neuen Kurs in Internationale Beziehungen.

Türkçe: Üniversitenin öğrencileri, Uluslararası İlişkiler üzerine yeni kurslarından çok etkilendiler.

Politika koordinasyonu

Örnek Diyalog: Die politische Koordination zwischen den verschiedenen Ministerien erwies sich als Schlüssel zum Erfolg des neuen Gesetzes.

Türkçe: Farklı bakanlıklar arasındaki politik koordinasyon, yeni yasanın başarısının anahtarı olarak ortaya çıktı.

Siyasi işbirliği

Örnek Diyalog: Die politische Zusammenarbeit zwischen den benachbarten Ländern verbesserte sich erheblich nach dem Gipfeltreffen.

Türkçe: Komşu ülkeler arasındaki siyasi iş birliği, zirve toplantısından sonra önemli ölçüde iyileşti.

Siyasi reform

Örnek Diyalog: Die Regierung hat angekündigt, dass sie eine umfassende politische Reform durchführen wird, um die Demokratie zu stärken und die Effizienz zu verbessern.

Türkçe: Hükümet, demokrasiyi güçlendirmek ve verimliliği artırmak amacıyla kapsamlı bir siyasi reform yapılacağını açıkladı.

Siyasi kaygılar

Örnek Diyalog: Viele Bürger gehen auf die Straße, um ihre politische Anliegen öffentlich zu machen.

Türkçe: Birçok vatandaş, politik kaygılarını kamuoyu ile paylaşmak için sokaklara çıkıyor.

Siyasi sorumluluk

Örnek Diyalog: Der Minister trat zurück, um seine politische Verantwortung für das gescheiterte Projekt zu übernehmen.

Türkçe: Bakan, başarısız olan proje nedeniyle siyasi sorumluluğunu üstlenmek amacıyla istifa etti.

Siyasi dayanışma

Örnek Diyalog: Die Politische Solidarität unter den europäischen Staaten ist entscheidend, um gemeinsame Herausforderungen zu bewältigen.

Türkçe: Avrupa devletleri arasındaki politik dayanışma, ortak zorluklarla başa çıkmak için hayati öneme sahiptir.

Siyasi tarafsızlık

Örnek Diyalog: Die Schweiz ist bekannt für ihre Politische Neutralität in internationalen Konflikten.

Türkçe: İsviçre, uluslararası çatışmalarda gösterdiği politik tarafsızlıkla tanınmaktadır.

Uluslararası politika

Örnek Diyalog: Internationale Politik wird zunehmend komplexer in einer Welt, die von globalen Herausforderungen und Machtverschiebungen geprägt ist.

Türkçe: Uluslararası politika, küresel zorluklar ve güç kaymalarının şekillendirdiği bir dünyada giderek daha karmaşık hale geliyor.

Uluslararası çatışmalar

Örnek Diyalog: Internationale Konflikte erfordern oft die Vermittlung durch die Vereinten Nationen, um zu nachhaltigen Lösungen zu führen.

Türkçe: Uluslararası çatışmalar sıklıkla sürdürülebilir çözümlere ulaşmak için Birleşmiş Milletler tarafından arabuluculuk yapılmasını gerektirir.

Uluslararası ekonomi

Örnek Diyalog: Die Internationale Wirtschaft ist durch die Globalisierung stark vernetzt und beinflusst dadurch die Volkswirtschaften einzelner Länder.

Türkçe: Uluslararası ekonomi, globalleşme aracılığıyla sıkı bir şekilde bağlantılıdır ve bu durum buna göre bireysel ülkelerin milli ekonomilerini etkilemektedir.

Şansölye

Örnek Diyalog: Der amtierende Kanzler traf sich heute mit den Führungskräften der Industrie, um die Wirtschaftslage zu erörtern.

Türkçe: Görevdeki Başbakan, ekonomik durumu tartışmak üzere bugün sanayi liderleriyle bir araya geldi.

Parti

Örnek Diyalog: In der letzten Wahl gewann die Partei dank ihrer progressiven Agenda überraschend viele Stimmen.

Türkçe: Son seçimde, partisi progresif gündemi sayesinde sürpriz bir şekilde çok sayıda oy kazandı.

Diplomat

Örnek Diyalog: The diplomat navigated through the complex negotiations with remarkable tact and patience.

Türkçe: Diplomat, karmaşık müzakereleri olağanüstü bir incelik ve sabırla yönetti.

Seçimler

Örnek Diyalog: Bei den nächsten Wahlen werden entscheidende Themen wie Klimaschutz und Wirtschaftspolitik im Mittelpunkt stehen.

Türkçe: Önümüzdeki seçimlerde iklim koruma ve ekonomi politikası gibi kritik konular odak noktasında olacak.

Demokrasi

Örnek Diyalog: Demokratie ist ein wesentliches System, um Bürgerbeteiligung und Meinungsfreiheit in einer Gesellschaft zu gewährleisten.

Türkçe: Demokrasi, bir toplumda vatandaş katılımını ve ifade özgürlüğünü güvence altına almak için temel bir sistemdir.

Parlamento

Örnek Diyalog: The parliament convened to discuss the new legislation affecting education reforms.

Türkçe: Meclis, eğitim reformlarını etkileyen yeni yasaları görüşmek üzere toplandı.

Hükümet

Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue Maßnahmen zur Förderung der Wirtschaft angekündigt.

Türkçe: Hükümet ekonominin teşviki için yeni önlemler açıkladı.

Sistem

Örnek Diyalog: The system requires a reboot to apply the latest updates.

Türkçe: Sistem, en son güncellemeleri uygulamak için yeniden başlatılmalıdır.

Siyasi aktör

Örnek Diyalog: Jeder politischer Akteur spielt eine entscheidende Rolle in der Gestaltung der öffentlichen Politik.

Türkçe: Her siyasi aktör, kamusal politikanın şekillendirilmesinde belirleyici bir rol oynar.

Siyasi sistem

Örnek Diyalog: Das politische System Deutschlands ist eine parlamentarische Demokratie.

Türkçe: Almanya'nın politik sistemi, parlamentar bir demokrasidir.

Siyasi ideoloji

Örnek Diyalog: Politische Ideologie beeinflusst häufig die Gesetzgebung und die Entscheidungen von Regierungen.

Türkçe: Siyasi ideoloji sıklıkla yasama sürecini ve hükümet kararlarını etkiler.

Siyasi kültür

Örnek Diyalog: Die politische Kultur eines Landes prägt oft seine Gesetzgebung und den öffentlichen Diskurs.

Türkçe: Bir ülkenin siyasi kültürü sık sık onun yasama düzenini ve kamusal tartışmayı şekillendirir.

Siyaset teorisi

Örnek Diyalog: Politische Theorie befasst sich mit den grundlegenden Fragen des Zusammenlebens in einer Gesellschaft und den verschiedenen Formen von Macht und Herrschaft.

Türkçe: Siyasi teori, bir toplumda bir arada yaşamanın temel sorunları ve güç ile hükümet formlarının çeşitli şekilleri ile ilgilenir.

Siyasi hareket

Örnek Diyalog: Die Fridays for Future ist eine politische Bewegung, die weltweite Aufmerksamkeit für den Klimawandel fordert.

Türkçe: Fridays for Future, küresel iklim değişikliği konusunda dünya çapında dikkat talep eden bir politik harekettir.

Siyasi karar

Örnek Diyalog: Die Einführung des neuen Umweltgesetzes war eine schwierige politische Entscheidung.

Türkçe: Yeni çevre yasasının uygulamaya geçirilmesi zor bir politik karar oldu.

Siyasi program

Örnek Diyalog: Das politische Programm der neuen Partei zielt darauf ab, soziale Gerechtigkeit und ökologische Nachhaltigkeit zu fördern.

Türkçe: Yeni partinin politik programı, sosyal adaleti ve ekolojik sürdürülebilirliği teşvik etmeyi hedeflemektedir.

Siyasi işbirliği

Örnek Diyalog: Die politische Kooperation zwischen den benachbarten Staaten führte zu einer stabileren Region.

Türkçe: Komşu devletler arasındaki politik iş birliği, daha istikrarlı bir bölgeye yol açtı.

Siyasi müzakereler

Örnek Diyalog: Die politische Verhandlungen zwischen den Ländern führten schließlich zu einer friedlichen Lösung des Konflikts.

Türkçe: Ülkeler arasındaki siyasi müzakereler, sonunda çatışmanın barışçıl bir çözümüne yol açtı.

Siyasi taahhüt

Örnek Diyalog: Ihre Leidenschaft für soziale Gerechtigkeit spiegelte sich in ihrem starken politischen Engagement wider.

Türkçe: Sosyal adalet için tutkusu, güçlü politik bağlılığına yansımıştı.

Siyasi ideolojiler

Örnek Diyalog: Politische Ideologien prägen oftmals die Grundsätze und Handlungen von Parteien und Regierungen.

Türkçe: Siyasi ideolojiler genellikle partilerin ve hükümetlerin ilke ve eylemlerini şekillendirir.

Siyasi uzlaşma

Örnek Diyalog: Der politische Konsens in der Debatte über Klimawandelmaßnahmen war schwierig, aber letztendlich erreichten alle Parteien eine Einigung.

Türkçe: İklim değişikliği önlemleri konusundaki tartışmada siyasi uzlaşı zor oldu ama sonunda bütün taraflar bir anlaşmaya vardı.

Siyasi aktörler

Örnek Diyalog: Politische Akteure spielen eine entscheidende Rolle in der Gestaltung von öffentlichen Politiken und Gesetzen.

Türkçe: Siyasi aktörler, kamusal politikaların ve kanunların şekillendirilmesinde belirleyici bir rol oynarlar.

Siyasi karar verme

Örnek Diyalog: Die politische Entscheidungsfindung ist ein komplexer Prozess, der vielschichtige Analysen und Debatten erfordert.

Türkçe: Siyasi karar alma süreci, katmanlı analizler ve tartışmalar gerektiren karmaşık bir süreçtir.

Siyasi hedefler

Örnek Diyalog: Die Regierungspartei legte ihre politische Ziele dar, um die Wähler für die kommenden Wahlen zu gewinnen.

Türkçe: Hükümet partisi, yaklaşmakta olan seçimleri kazanmak için siyasi hedeflerini açıkladı.

Siyasi kontrol

Örnek Diyalog: Die Bürger fordern eine stärkere politische Kontrolle über die Regierungsausgaben.

Türkçe: Vatandaşlar hükümet harcamaları üzerinde daha sıkı bir politik kontrol talep ediyorlar.

Siyasi etki

Örnek Diyalog: Die Untersuchung deckte auf, dass die Politische Einflussnahme auf die Medien weitreichender war, als zunächst angenommen.

Türkçe: Yapılan araştırma, medya üzerindeki politik etkinin başlangıçta düşünülenden daha geniş kapsamlı olduğunu ortaya çıkardı.

Siyasi güç

Örnek Diyalog: Politische Macht beeinflusst oft maßgeblich die Entwicklung von Gesetzen und Richtlinien.

Türkçe: Siyasi güç genellikle yasaların ve yönergelerin gelişimini büyük ölçüde etkiler.

Siyasi görüş oluşturma

Örnek Diyalog: Die sozialen Medien spielen eine zunehmend wichtige Rolle in der politischen Meinungsbildung der Bevölkerung.

Türkçe: Sosyal medya, halkın politik görüş oluşturmasında giderek daha önemli bir rol oynamaktadır.

Siyasi iletişim

Örnek Diyalog: Politische Kommunikation spielt eine entscheidende Rolle im Wahlkampf, um die Botschaften und Programme der Parteien zu vermitteln.

Türkçe: Politik iletişim, partilerin mesajlarını ve programlarını aktarmak için seçim kampanyalarında belirleyici bir rol oynar.

Siyasi çatışma

Örnek Diyalog: Die politische Konfrontation zwischen den beiden Parteien verschärfte sich im Vorfeld der Wahlen.

Türkçe: İki parti arasındaki politik karşıtlık, seçimlerin arefesinde daha da şiddetlendi.

Siyasi uzlaşmalar

Örnek Diyalog: Politische Kompromisse sind oft notwendig, um in einer Demokratie verschiedene Interessen zu vereinen.

Türkçe: Siyasi uzlaşmalar, bir demokraside farklı çıkarları bir araya getirmek için sıklıkla gerekli olur.

Siyasi seferberlik

Örnek Diyalog: Die politische Mobilisierung der Jugendlichen führte zu einer höheren Wahlbeteiligung bei der letzten Kommunalwahl.

Türkçe: Gençlerin politik olarak mobilize edilmesi, son yerel seçimde daha yüksek bir oy kullanma oranına yol açtı.

Siyasi çıkarlar

Örnek Diyalog: Die Durchsetzung politischer Interessen spielt eine zentrale Rolle in den Verhandlungen zwischen den verschiedenen Ländern.

Türkçe: Farklı ülkeler arasındaki müzakerelerde, politik çıkarların savunulması merkezi bir rol oynamaktadır.

Siyasi eğitim

Örnek Diyalog: Politische Bildung ist essentiell, um Bürgerinnen und Bürger zu befähigen, an demokratischen Prozessen teilzuhaben.

Türkçe: Siyasi eğitim, vatandaşların demokratik süreçlere katılımını sağlamak için esastır.

Siyasi gerçeklik

Örnek Diyalog: Die Politische Wirklichkeit ist oft komplizierter als es auf den ersten Blick scheint.

Türkçe: Siyasi gerçekler, ilk bakışta göründüğünden sık sık daha karmaşıktır.

Siyasi haklar

Örnek Diyalog: In der Demokratie sind politische Rechte essenziell für die Mitbestimmung der Bürgerinnen und Bürger.

Türkçe: Demokraside, vatandaşların katılımı için politik haklar esastır.

Siyasi tepki

Örnek Diyalog: Die politische Reaktion auf die wirtschaftliche Krise war schnell und umfassend.

Türkçe: Ekonomik krize karşı siyasi tepki hızlı ve kapsamlı oldu.

Siyasi destek

Örnek Diyalog: Die Kandidatin gewann die Wahl dank breiter politischer Unterstützung.

Türkçe: Aday, geniş politik destek sayesinde seçimi kazandı.

Siyasi müdahale

Örnek Diyalog: Die politische Intervention durch fremde Staaten führte zu steigenden Spannungen in der Region.

Türkçe: Yabancı devletlerin siyasi müdahalesi, bölgede artan gerilimlere yol açtı.

Siyasi yapılar

Örnek Diyalog: Politische Strukturen prägen oft die Möglichkeiten individueller Freiheit innerhalb eines Staates.

Türkçe: Politik yapılar genellikle bir devlet içinde bireysel özgürlüğün olanaklarını şekillendirir.

Siyasi konsolidasyon

Örnek Diyalog: Die politische Konsolidierung des neu gegründeten Staates war entscheidend für seine Stabilität und langfristige Entwicklung.

Türkçe: Yeni kurulan devletin siyasi istikrarı, onun istikrarı ve uzun vadeli gelişimi için belirleyiciydi.

Siyasi tartışmalar

Örnek Diyalog: Politische Kontroversen haben oft einen maßgeblichen Einfluss auf den Ausgang von Wahlen.

Türkçe: Siyasi tartışmalar sık sık seçim sonuçları üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir.

Uluslararası sistem

Örnek Diyalog: Das Internationale System der Einheiten ist ein weltweit anerkanntes Maßsystem zur Standardisierung von Messwerten.

Türkçe: Uluslararası Birimler Sistemi, ölçüm değerlerinin standardizasyonu için dünya çapında kabul görmüş bir ölçü sistemidir.

Uluslararası ticaret

Örnek Diyalog: Internationaler Handel ist ein Schlüsselfaktor für wirtschaftliche Entwicklung und Wohlstand von Nationen.

Türkçe: Uluslararası ticaret, ekonomik gelişme ve ulusların refahı için bir anahtarfaktördür.

Uluslararası kültür

Örnek Diyalog: Die Internationale Kultur ist ein spiegelbild der vielfältigen künstlerischen, sprachlichen und traditionellen Ausdrucksformen weltweit.

Türkçe: Uluslararası kültür, dünya çapında çeşitli sanatsal, dilsel ve geleneksel ifade biçimlerinin bir yansımasıdır.

Uluslararası hukuk

Örnek Diyalog: Die Internationale Recht ist ein komplexes System aus Normen und Verträgen, das die Beziehungen zwischen Staaten regelt.

Türkçe: Uluslararası hukuk, devletler arasındaki ilişkileri düzenleyen normlar ve anlaşmaların karmaşık bir sistemidir.

Uluslararası kurallar

Örnek Diyalog: Internationale Regeln sind entscheidend, um fairen Handel und Zusammenarbeit zwischen den Ländern zu gewährleisten.

Türkçe: Uluslararası kurallar, ülkeler arasında adil ticaret ve iş birliğini sağlamak için hayati önem taşımaktadır.

Uluslararası güvenlik

Örnek Diyalog: Die Aufrechterhaltung der internationale Sicherheit ist ein Hauptziel der Vereinten Nationen.

Türkçe: Uluslararası güvenliğin sürdürülmesi, Birleşmiş Milletler'in temel hedeflerinden biridir.

Uluslararası Politik Ekonomi

Örnek Diyalog: Max decided to further his understanding of global economic relations by taking a course on Internationale Politische Ökonomie.

Türkçe: Max, küresel ekonomik ilişkileri daha iyi anlayabilmek için Uluslararası Politik İktisat dersi almayı kararlaştırdı.

Uluslararası Siyaset Teorisi

Örnek Diyalog: Die Internationale Politische Theorie bietet einen Rahmen, um globale Machtstrukturen und ihre Auswirkungen auf die Weltordnung zu analysieren.

Türkçe: Uluslararası Politik Teori, küresel güç yapılarını ve bu yapıların dünya düzeni üzerindeki etkilerini analiz etmek için bir çerçeve sunar.

Uluslararası Siyaset Bilimi

Örnek Diyalog: Die Studentin möchte sich auf Internationale Politische Wissenschaft spezialisieren, da sie eine Karriere in der Diplomatie anstrebt.

Türkçe: Öğrenci, diplomatik bir kariyer hedeflediği için Uluslararası Siyasi Bilimler alanında uzmanlaşmak istiyor.

Uluslararası Siyasal İletişim

Örnek Diyalog: Die Studie der Internationale Politische Kommunikation ist entscheidend, um die globalen Auswirkungen von Regierungsbotschaften zu verstehen.

Türkçe: Uluslararası Politik İletişim'in incelenmesi, hükümet mesajlarının küresel etkilerini anlamak için hayati önem taşımaktadır.

Uluslararası Siyasi İşbirliği

Örnek Diyalog: Die internationale politische Zusammenarbeit ist entscheidend, um globale Herausforderungen wie den Klimawandel zu bewältigen.

Türkçe: Uluslararası siyasi iş birliği, iklim değişikliği gibi küresel zorluklarla başa çıkmak için hayati öneme sahiptir.

Uluslararası Politika Koordinasyonu

Örnek Diyalog: Die Internationale Politische Koordination ist entscheidend, um bei globalen Herausforderungen effektive Lösungen zu erreichen.

Türkçe: Uluslararası Politik Koordinasyon, küresel zorluklara karşı etkili çözümler bulabilmek için hayati öneme sahiptir.

Uluslararası Siyasi Diyaloglar

Örnek Diyalog: Internationale Politische Dialoge spielen eine zentrale Rolle bei der Lösung globaler Konflikte.

Türkçe: Uluslararası politik diyaloglar, küresel çatışmaların çözümünde merkezi bir rol oynar.

Uluslararası Siyasi Süreçler

Örnek Diyalog: Internationale politische Prozesse beeinflussen häufig die Beziehungen zwischen Staaten auf der ganzen Welt.

Türkçe: Uluslararası politik süreçler genellikle dünya genelinde devletler arası ilişkileri etkiler.

Uluslararası Siyasi Müzakereler

Örnek Diyalog: Die Internationale Politische Verhandlungen über Klimawandel zeigten erste Erfolge in der Senkung globaler Emissionen.

Türkçe: Uluslararası İklim Değişikliği Müzakereleri, küresel emisyonların azaltılmasında ilk başarıları gösterdi.

Uluslararası Siyasi Stratejiler

Örnek Diyalog: Internationale politische Strategien spielen eine entscheidende Rolle in der Diplomatie zwischen Staaten.

Türkçe: Uluslararası politik stratejiler devletler arası diplomaside belirleyici bir rol oynamaktadır.

Devlet Başkanı

Örnek Diyalog: Das Staatsoberhaupt hielt eine Rede, um die neue Bildungsreform vorzustellen.

Türkçe: Devlet başkanı yeni eğitim reformunu tanıtmak için bir konuşma yaptı.

Politika

Örnek Diyalog: The professor offered a fascinating lecture on the evolution of Politik in early modern Europe.

Türkçe: Profesör, erken dönem modern Avrupa'da Politik'in evrimi üzerine büyüleyici bir ders sundu.

Siyasi kurumlar

Örnek Diyalog: Politische Institutionen spielen eine entscheidende Rolle bei der Gestaltung von Gesetzen und der Ordnung in einer Gesellschaft.

Türkçe: Siyasi kurumlar, yasaların şekillendirilmesi ve bir toplumda düzenin sağlanmasında belirleyici bir rol oynarlar.

Siyasi bağımsızlık

Örnek Diyalog: Die politische Unabhängigkeit des Landes wurde nach Jahrzehnten der Kolonialherrschaft endlich erreicht.

Türkçe: Ülkenin siyasi bağımsızlığı, onlarca yıl süren sömürge egemenliğinin ardından nihayet elde edildi.

Siyasi partiler

Örnek Diyalog: Politische Parteien spielen eine entscheidende Rolle im demokratischen Prozess eines Landes.

Türkçe: Siyasi partiler bir ülkenin demokratik sürecinde belirleyici bir rol oynar.

Uluslararası organizasyon

Örnek Diyalog: Die Vereinten Nationen sind eine Internationale Organisation, die sich für Frieden und Sicherheit weltweit einsetzt.

Türkçe: Birleşmiş Milletler, dünya genelinde barış ve güvenlik için çaba gösteren uluslararası bir kuruluştur.

Hükümet Başkanı

Örnek Diyalog: Der Regierungschef traf Entscheidungen, die den Verlauf der wirtschaftlichen Entwicklung des Landes maßgeblich beeinflussten.

Türkçe: Hükümet başkanı, ülkenin ekonomik gelişimine önemli ölçüde etki eden kararlar aldı.

Siyaset Bilimi

Örnek Diyalog: Lukas schrieb seine Bachelorarbeit in Politikwissenschaft über die Auswirkungen sozialer Medien auf Wahlkämpfe.

Türkçe: Lukas, siyaset bilimi alanındaki lisans tezini sosyal medyanın seçim kampanyalarına etkileri üzerine yazdı.

Seçmenler

Örnek Diyalog: Die Wähler gingen früh morgens zum Wahllokal, um ihre Stimmen abzugeben.

Türkçe: Seçmenler oylarını kullanmak için sabah erken saatlerde oy kullanma yerlerine gittiler.

Oylama

Örnek Diyalog: Die Abstimmung im Parlament endete mit einem klaren Sieg für den Gesetzentwurf.

Türkçe: Parlamentodaki oylama, tasarı lehine net bir zaferle sonuçlandı.

Politikacılar

Örnek Diyalog: Politiker debattieren oft stundenlang, um zu einer Einigung zu kommen.

Türkçe: Politikacılar anlaşmaya varabilmek için sık sık saatlerce tartışırlar.

Bakan

Örnek Diyalog: The minister delivered an inspiring sermon at the chapel this morning.

Türkçe: Bakan bu sabah şapelde ilham verici bir vaaz verdi.

Siyasi parti

Örnek Diyalog: Eine politische Partei formuliert Programme mit dem Ziel, bei Wahlen genügend Stimmen zu gewinnen, um politischen Einfluss ausüben zu können.

Türkçe: Bir politik parti, seçimlerde yeterince oy toplayabilmek ve böylelikle politik etki uygulayabilmek amacıyla programlar formüle eder.

Politika alanı

Örnek Diyalog: In der heutigen Kabinettssitzung diskutieren die Minister intensiv über die neuen Reformvorschläge im Politikfeld der Bildung.

Türkçe: Bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında, bakanlar eğitim politikası alanında yeni reform teklifleri üzerine yoğun bir şekilde tartışıyorlar.

Siyasi yapı

Örnek Diyalog: Die politische Struktur eines Landes ist entscheidend für die Ausübung und Verteilung der Macht innerhalb seiner Regierung.

Türkçe: Bir ülkenin siyasi yapısı, hükümet içinde gücün kullanılması ve dağıtılması için belirleyicidir.

Siyasi analiz

Örnek Diyalog: Die politische Analyse des Wahlkampfes ergab, dass sozioökonomische Themen für die Mehrheit der Wähler entscheidend waren.

Türkçe: Seçim kampanyasının politik analizi, sosyoekonomik konuların çoğunlukla seçmenler için belirleyici olduğunu ortaya koydu.

Siyasi süreçler

Örnek Diyalog: Politische Prozesse beeinflussen oft die Richtung der nationalen Gesetzgebung.

Türkçe: Siyasi süreçler sıklıkla ulusal yasama yönünü etkiler.

Politika yönergeleri

Örnek Diyalog: Die Regierung hat neue politische Richtlinien zur Bekämpfung des Klimawandels eingeführt.

Türkçe: Hükümet, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için yeni politik yönergeler getirdi.

Siyaset Bilimi

Örnek Diyalog: Die Politische Wissenschaft befasst sich intensiv mit den Strukturen und Prozessen von Regierungssystemen.

Türkçe: Siyaset Bilimi, hükümet sistemlerinin yapıları ve süreçleriyle yoğun bir şekilde ilgilenir.

Siyasi koalisyon

Örnek Diyalog: Die Bildung einer stabilen politischen Koalition war entscheidend für die Regierungsbildung nach den Wahlen.

Türkçe: Seçimlerden sonra bir hükümet kurulabilmesi için istikrarlı bir siyasi koalisyonun oluşturulması hayati önem taşıyordu.

Siyasi strateji

Örnek Diyalog: Die Entwicklung einer klugen politischen Strategie ist entscheidend für den Erfolg einer Partei bei den Wahlen.

Türkçe: Akıllı bir politik stratejinin geliştirilmesi, bir partinin seçimlerde başarılı olması için hayati önem taşır.

Siyasi fikirler

Örnek Diyalog: Politische Ideen prägen oft die Entscheidungsfindung und Gesetzgebung in einer Demokratie.

Türkçe: Politik fikirler, bir demokraside sıklıkla karar alma sürecini ve yasama çalışmalarını şekillendirir.

Siyasi durum

Örnek Diyalog: Die politische Situation in vielen Ländern bleibt aufgrund anhaltender Konflikte und wirtschaftlicher Unsicherheiten komplex und angespannt.

Türkçe: Birçok ülkede devam eden çatışmalar ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle siyasi durum karmaşık ve gergin kalmaya devam ediyor.

Siyasi soru

Örnek Diyalog: Die Diskussion über die Reform des Bildungssystems entwickelte sich schnell zu einer komplexen politischen Fragestellung.

Türkçe: Eğitim sisteminin reformu üzerine yapılan tartışma hızla karmaşık bir politik meseleye dönüştü.

Siyasi ağ oluşturma

Örnek Diyalog: Die politische Vernetzung zwischen den Parteien war entscheidend für die Bildung der neuen Regierungskoalition.

Türkçe: Partiler arasındaki politik bağlantılar, yeni hükümet koalisyonunun oluşturulması için belirleyiciydi.

Siyasi çatışmalar

Örnek Diyalog: Politische Konflikte können oft zu langwierigen Verhandlungen und Unruhen führen.

Türkçe: Politik çatışmalar sık sık uzun süreli müzakerelere ve huzursuzluklara yol açabilir.

Almanca, Avrupa'nın kalbinde yer alan Almanya'nın dili olarak siyaset ve diplomasi alanında büyük öneme sahip. Küresel meselelerde etkin rol oynayan Almanya'nın dilini öğrenmek, uluslararası ilişkiler konusunda kendinizi geliştirmenin anahtarı olabilir. Gelin, Almanca siyaset ve diplomasi terimlerine birlikte göz atalım.

Temel Siyasi Kavramlar

Siyaset sahnesine adım attığınızda, bazı temel kavramlarla karşılaşırsınız. Bu kavramları Almanca olarak bilmek, hem dil becerilerinizi geliştirir hem de küresel tartışmalarda yer almanızı kolaylaştırır. İşte başlamak için bazı önemli terimler:

1- Die Demokratie (Demokrasi): Halkın yönetime katıldığı bir yönetim biçimi. Örneğin, "Deutschland ist eine parlamentarische Demokratie." (Almanya parlamenter bir demokrasidir.)

2- Die Regierung (Hükümet): Bir ülkenin yönetim organı. Mesela, "Die Regierung hat neue Gesetze verabschiedet." (Hükümet yeni yasalar çıkardı.)

3- Die Verfassung (Anayasa): Bir devletin temel yasalarını ve ilkelerini belirleyen belge. Örneğin, "Die Verfassung garantiert die Grundrechte der Bürger." (Anayasa vatandaşların temel haklarını garanti eder.)

4- Die Opposition (Muhalefet): Yönetimde olmayan, ancak hükümetin politikalarını eleştiren ve alternatif öneriler sunan siyasi grup. "Die Opposition kritisiert die wirtschaftspolitischen Maßnahmen der Regierung." (Muhalefet hükümetin ekonomik politikalarını eleştiriyor.)

Alman siyaset bilimci Wolfgang Rudzio'nun "Das politische System der Bundesrepublik Deutschland" adlı eserinde de belirttiği gibi, bu temel kavramların anlaşılması demokratik bir toplumun işleyişini kavramak için elzemdir (Rudzio, 2019, s.23).

Seçimler ve Oy Verme

Seçimler, demokrasinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Almancada seçimlerle ilgili terimleri öğrenmek, politik süreçleri daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

Die Wahl (Seçim): Halkın temsilcilerini seçtiği süreç. "Die Bundestagswahl findet alle vier Jahre statt." (Federal meclis seçimi her dört yılda bir yapılır.)

  • Die Wahl (Seçim): Halkın temsilcilerini seçtiği süreç. "Die Bundestagswahl findet alle vier Jahre statt." (Federal meclis seçimi her dört yılda bir yapılır.)

  • Der Wähler (Seçmen): Oy kullanma hakkına sahip kişi. "Jeder Wähler hat eine Stimme." (Her seçmenin bir oyu vardır.)

  • Die Wahlurne (Oy Sandığı): Oy pusulalarının atıldığı kutu. "Die Stimmen werden nach Schließung der Wahlurnen ausgezählt." (Oy sandıkları kapandıktan sonra oylar sayılır.)

  • Die Stimmenauszählung (Oy Sayımı): Kullanılan oyların sayılması işlemi. "Die Stimmenauszählung kann mehrere Stunden dauern." (Oy sayımı birkaç saat sürebilir.)

Der Wähler (Seçmen): Oy kullanma hakkına sahip kişi. "Jeder Wähler hat eine Stimme." (Her seçmenin bir oyu vardır.)

Die Wahlurne (Oy Sandığı): Oy pusulalarının atıldığı kutu. "Die Stimmen werden nach Schließung der Wahlurnen ausgezählt." (Oy sandıkları kapandıktan sonra oylar sayılır.)

Die Stimmenauszählung (Oy Sayımı): Kullanılan oyların sayılması işlemi. "Die Stimmenauszählung kann mehrere Stunden dauern." (Oy sayımı birkaç saat sürebilir.)

Ünlü Alman sosyolog Niklas Luhmann'ın "Legitimation durch Verfahren" kitabında vurguladığı üzere, seçimler meşruiyetin en önemli kaynaklarından biridir ve toplumsal güvenin tesisinde kritik rol oynar (Luhmann, 2017, s.156).

Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi

Küreselleşen dünyada uluslararası ilişkiler giderek daha fazla önem kazanıyor. Almancada bu alandaki terimleri bilmek, küresel konularda söz sahibi olmanızı sağlar.

1- Die Außenpolitik (Dış Politika): Bir ülkenin diğer ülkelerle olan ilişkilerini belirleyen politikalar. "Die Außenpolitik Deutschlands konzentriert sich auf Frieden und Zusammenarbeit." (Almanya'nın dış politikası barış ve işbirliği üzerine odaklanır.)

2- Das Bündnis (İttifak): Ortak hedefler doğrultusunda oluşturulan devletler arası anlaşma. "NATO ist ein militärisches Bündnis." (NATO bir askeri ittifaktır.)

  • Die Menschenrechte (İnsan Hakları): Her bireyin sahip olduğu temel haklar. "Die Achtung der Menschenrechte ist für eine gerechte Gesellschaft essentiell." (İnsan haklarına saygı, adil bir toplum için esastır.)

  • Die Meinungsfreiheit (Düşünce Özgürlüğü): Bireylerin düşüncelerini özgürce ifade edebilme hakkı. "Die Meinungsfreiheit ist ein Grundpfeiler der Demokratie." (Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir.)

  • Die Gleichberechtigung (Eşitlik): Tüm bireylerin eşit haklara sahip olması durumu. "Gleichberechtigung zwischen Mann und Frau ist noch nicht überall Realität." (Erkek ve kadın arasındaki eşitlik henüz her yerde gerçek değil.)

3- Die Diplomatie (Diplomasi): Ülkeler arasındaki ilişkileri diyalog ve müzakere yoluyla yönetme sanatı. "Diplomatie ist der Schlüssel zur Lösung internationaler Konflikte." (Diplomasi, uluslararası çatışmaların çözümünün anahtarıdır.)

  • "Ich interessiere mich für politische Ereignisse auf der ganzen Welt." (Dünya çapındaki siyasi olaylara ilgi duyuyorum.)

  • "Die aktuelle Regierung steht vor großen Herausforderungen." (Mevcut hükümet büyük zorluklarla karşı karşıya.)

  • "Es ist notwendig, dass wir über internationale Politik informiert sind." (Uluslararası politika hakkında bilgili olmamız gereklidir.)

  • "Die Medien spielen eine wichtige Rolle in der Politik." (Medya politikada önemli bir rol oynar.)

  • "Was ist Ihre Meinung zur Außenpolitik dieses Landes?" (Bu ülkenin dış politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?)

4- Der Vertrag (Antlaşma): İki veya daha fazla ülke arasında yapılan resmi anlaşma. "Der Friedensvertrag wurde von beiden Ländern unterzeichnet." (Barış antlaşması her iki ülke tarafından imzalandı.)

Alman diplomat ve yazar Wolfgang Ischinger'in "Welt in Gefahr" adlı kitabında belirttiği üzere, diplomasi ve uluslararası işbirliği, küresel sorunların çözümünde kilit rol oynamaktadır. Diplomatik diyalog yoluyla ortak çıkarlar belirlenebilir ve çatışmaların önüne geçilebilir (Ischinger, 2018, s.87).

İnsan Hakları ve Uluslararası Hukuk

İnsan hakları, uluslararası ilişkilerin merkezinde yer alır. Almancada bu konular hakkında konuşmak istiyorsanız, aşağıdaki terimler işinize yarayabilir:

Die Menschenrechte (İnsan Hakları): Her bireyin sahip olduğu temel haklar. "Die Achtung der Menschenrechte ist für eine gerechte Gesellschaft essentiell." (İnsan haklarına saygı, adil bir toplum için esastır.)

  • "Die Tagesschau" ve "Die Zeit" gibi haber kaynakları, güncel siyasi gelişmeleri takip etmek için idealdir.

  • Podcast'ler ve radyo yayınları da dinleme becerilerinizi artırmak için mükemmel araçlardır.

  • "Politik" kategorisindeki makaleleri okuyarak, hem yeni kelimeler öğrenebilir hem de cümle yapılarını inceleyebilirsiniz.

Die Meinungsfreiheit (Düşünce Özgürlüğü): Bireylerin düşüncelerini özgürce ifade edebilme hakkı. "Die Meinungsfreiheit ist ein Grundpfeiler der Demokratie." (Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temel taşlarından biridir.)

  • "Bundesregierung" (Federal hükümet): Almanya'nın merkezi hükümetini ifade eder.

  • "beschließt" (kabul etti): Resmi olarak bir karar vermek anlamında kullanılır.

  • "neues" (yeni): Yeni olan bir şeyi belirtir.

  • "Klimaschutzgesetz" (İklim koruma yasası): Çevre ve iklimle ilgili yasal düzenlemeleri ifade eder.

Die Gleichberechtigung (Eşitlik): Tüm bireylerin eşit haklara sahip olması durumu. "Gleichberechtigung zwischen Mann und Frau ist noch nicht überall Realität." (Erkek ve kadın arasındaki eşitlik henüz her yerde gerçek değil.)

Ünlü Alman filozof Jürgen Habermas, "Faktizität und Geltung" eserinde hukukun üstünlüğü ve insan haklarının önemine dikkat çeker. Habermas'a göre insan onuru ve hakları, meşru bir hukuk devletinin temelini oluşturur (Habermas, 1992, s.298).

  • "Politische Landschaft" (Siyasi manzara): Bir ülkedeki genel siyasi durumu ifade eder. "Die politische Landschaft hat sich in den letzten Jahren stark verändert." (Siyasi manzara son yıllarda büyük ölçüde değişti.)

  • "Am Verhandlungstisch sitzen" (Müzakere masasında oturmak): Görüşmelere katılmak anlamında kullanılır. "Die Länder sitzen wieder am Verhandlungstisch, um über Frieden zu sprechen." (Ülkeler barış hakkında konuşmak için tekrar müzakere masasında oturuyor.)

  • "Eine diplomatische Lösung anstreben" (Diplomatik bir çözüm aramak): Sorunları savaş veya çatışma yerine diyalog yoluyla çözmek istemek. "Wir sollten eine diplomatische Lösung anstreben, um den Konflikt zu beenden." (Çatışmayı sona erdirmek için diplomatik bir çözüm aramalıyız.)

Almanca Haber Takibi

Dil öğrenmenin en etkili yollarından biri, o dildeki haberleri ve yayınları takip etmektir. Almanca siyasi haberleri okuyarak hem dil becerilerinizi geliştirebilir hem de güncel olaylar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.

  • Farklı perspektifler kazanmak

  • Kendinizi daha iyi ifade etmek

  • Küresel konularda söz sahibi olmak

"Die Tagesschau" ve "Die Zeit" gibi haber kaynakları, güncel siyasi gelişmeleri takip etmek için idealdir.

Podcastler ve radyo yayınları da dinleme becerilerinizi artırmak için mükemmel araçlardır.

"Politik" kategorisindeki makaleleri okuyarak, hem yeni kelimeler öğrenebilir hem de cümle yapılarını inceleyebilirsiniz.

Alman medya uzmanı Bernhard Pörksen, "Die große Gereiztheit" kitabında medyanın siyaset üzerindeki etkisini inceler. Pörksen'e göre eleştirel ve bağımsız bir medya, demokratik bir toplumun sağlıklı işleyişi için vazgeçilmezdir (Pörksen, 2018, s.114).

Kültürel İfadeler ve Deyimler

Almancada, siyaset ve uluslararası ilişkilerle ilgili bazı deyimler ve ifadeler de mevcuttur. Bu deyimleri öğrenmek, dilinizi daha akıcı ve doğal hale getirir.

Politische Landschaft (Siyasi manzara): Bir ülkedeki genel siyasi durumu ifade eder. "Die politische Landschaft hat sich in den letzten Jahren stark verändert." (Siyasi manzara son yıllarda büyük ölçüde değişti.)

Am Verhandlungstisch sitzen (Müzakere masasında oturmak): Görüşmelere katılmak anlamında kullanılır. "Die Länder sitzen wieder am Verhandlungstisch, um über Frieden zu sprechen." (Ülkeler barış hakkında konuşmak için tekrar müzakere masasında oturuyor.)

Eine diplomatische Lösung anstreben (Diplomatik bir çözüm aramak): Sorunları savaş veya çatışma yerine diyalog yoluyla çözmek istemek. "Wir sollten eine diplomatische Lösung anstreben, um den Konflikt zu beenden." (Çatışmayı sona erdirmek için diplomatik bir çözüm aramalıyız.)

Alman filolog ve kültür bilimci Jürgen Trabant, "Weltansichten: Wilhelm von Humboldts Sprachprojekt" kitabında dilin düşünce yapımızı nasıl şekillendirdiğini inceler. Trabant'a göre her dil, kendine özgü ifadeler ve deyimlerle dünyayı farklı bir şekilde kavrar (Trabant, 2012, s.67). Dolayısıyla Almancadaki siyasi deyimleri öğrenmek, bu dilin bakış açısını anlamak için de değerlidir.

Sonuç

Almanca, özellikle Avrupa'nın kalbindeki önemiyle, siyaset ve uluslararası ilişkiler alanında büyük bir yere sahiptir. Bu dilde kendinizi ifade etmeyi öğrenmek, sizi hem kişisel hem de profesyonel anlamda bir adım öne çıkaracaktır.

Kendi deneyimlerinizle öğrenmeyi unutmayın. Almanca haberleri okuyun, Almanca tartışma programları izleyin ve pratik yapın. Hatalar yapsanız bile, bu hatalar sizi daha iyiye götürecektir.

Almanca öğrenmek, sizi dünya ile daha fazla bağlar ve yeni fırsatların kapılarını açar. Siyaset ve uluslararası ilişkilerle ilgili ifadeleri öğrenmek ise bu bağları daha da güçlendirir. Fachwissen (Uzmanlık Bilgisi), präzise Ausdrucksweise (Kesin İfade Tarzı) ve kulturelle Kompetenz (Kültürel Yetkinlik) ile kendinizi ifade etmenin farkını keşfedin.

Her yeni kelime, her yeni ifade sizi daha da ileriye taşıyacaktır. Haydi, Almanca siyaset ve diplomasi dünyasının derinliklerine birlikte dalalım ve bu zengin dünyayı keşfedelim!

Kaynakça

Habermas, J. (1992). Faktizität und Geltung: Beiträge zur Diskurstheorie des Rechts und des demokratischen Rechtsstaats. Frankfurt am Main: Suhrkamp.

Ischinger, W. (2018). Welt in Gefahr: Deutschland und Europa in unsicheren Zeiten. Berlin: Econ.

Luhmann, N. (2017). Legitimation durch Verfahren. Frankfurt am Main: Suhrkamp.

Pörksen, B. (2018). Die große Gereiztheit: Wege aus der kollektiven Erregung. München: Hanser.

Rudzio, W. (2019). Das politische System der Bundesrepublik Deutschland. Wiesbaden: Springer VS.

Trabant, J. (2012). Weltansichten: Wilhelm von Humboldts Sprachprojekt. München: C.H.Beck.

Sıkça Sorulan Sorular

Almanca Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Terimleri

Siyaset ve uluslararası ilişkiler, kendine özgü terminolojiye sahiptir. Almanca konuşulan ülkelerde bu alana dair terimler sıkça karşımıza çıkar.

Temel Siyasi Kavramlar

- Bundestag: Federal Parlamento anlamına gelir.

- Partei: Parti demektir.

- Bundeskanzler veya Kanzlerin: Şansölye, hükümet başkanını ifade eder.

- Wahlkreis: Seçim bölgesini belirtir.

- Demokratie: Demokrasi, yönetim şeklini tanımlar.

Uluslararası İlişkilerde Kullanılan Kavramlar

- Außenpolitik: Dış politika, uluslararası ilişkileri yönetir.

- Botschafter: Elçi veya büyükelçi anlamına gelir.

- Vereinte Nationen (VN): Birleşmiş Milletler demektir.

- Vertrag: Anlaşma veya sözleşme olarak kullanılır.

Ekonomi ve Hukukla İlgili Terimler

- Wirtschaftspolitik: Ekonomi politikasını ifade eder.

- Staatsverschuldung: Devlet borcu, ekonomik durumu etkiler.

- Grundgesetz: Temel kanun, Alman anayasasıdır.

- Menschenrechte: İnsan hakları her zaman önem taşır.

Güncel Siyasi ve Toplumsal Meseleler

- Flüchtlingskrise: Mülteci krizini belirtir.

- Populismus: Popülizm, siyasi trendlere işaret eder.

- Klimawandel: İklim değişikliği, geniş çaplı tartışma konusudur.

- Nachhaltigkeit: Sürdürülebilirlik, politikaları şekillendirir.

Almanca Siyasetin Dinamikleri

Bu terimler, Alman siyaset ve uluslararası ilişkilerinde sıkça kullanılır. Analizler sırasında bu kavramlara hakim olmak kritiktir. Siyasi tartışmaları ve metinleri anlamak için bu temel terminolojiyi bilmek gereklidir. Bu kelimeler, Alman politikasının ve dünya sahnesindeki pozisyonunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur.

Almanca Siyasi Tartışmalarda Argüman Güçlendirme

Odak Noktası: İkna Edici Dil Yapıları

Almanca’daki siyasi tartışmalar, belli dil yapılarını kullanarak daha etkili hâle gelir. Akademik ve ciddi bir ton ile yapısal özellikler önemlidir. Bu yazıda, argümanlarınızı güçlendirecek yapılar ele alınmaktadır.

Kesinlik Kazandıran Cümleler

Kesin ifadeler güven verir. "Ich bin überzeugt, dass..." (İkna oldum ki...) şeklinde başlayan cümleler bu yapının iyi örnekleridir. "Bestimmt", "sicherlich" gibi kelimeler kesinlik duygusu uyandırır.

Sayısal Veriler ve İstatistikler

Sayılar kanıt niteliğindedir. "Statistiken zeigen, dass..." (İstatistikler gösteriyor ki...) diyerek argümanlarınıza ağırlık katabilirsiniz. İstatistikler tartışmaların ağırlık merkezidir.

Uzman Görüşleri

Uzman görüşlerine atıfta bulunun. "Laut Experten..." (Uzmanlara göre...) ifadeleri argümanınıza ağırlık katar. Uzmanlar güvenilir bilgi kaynağı olarak görülür.

Karşılaştırmalar ve Zıtlıklar

Karşılaştırmalar farkındalık yaratır. "Im Vergleich zu..." (___ ile karşılaştırıldığında...) yapılarını sıkça kullanın. Zıtlıklar da "Obwohl" (Her ne kadar...) ile başlayabilir.

Fiil Yerine İsim Kullanımı

İsimleştirme, cümleye ağırlık katar. Fiiller yerine isim kullanmak daha akademik bir hava yansıtır. Örneğin, "Die Verbesserung der Wirtschaft" (Ekonomide iyileşme...) atıfta bulunulacak olumlu bir değişimi ifade eder.

Konuları Birbirine Bağlayın

Akıcı geçişler sağlayan yapılar kullanın. "Des Weiteren" (Bunun yanı sıra...), "Folglich" (Bu nedenle...), "Dementsprechend" (Buna göre...) kelimeleri bağlantı yaratır.

Duygusal Öğelerden Kaçının

Söylemlerde duygusal ifadelere yer vermeyin. Obektif ve mantık temelli cümleler inandırıcılığı artırır. Duygudan ziyade akıla hitap edin.

Argümanların gücü, kullanılan dil yapısından kaynaklanır. Almanca siyasi tartışmalarda etkili olmak için yukarıda bahsi geçen stratejileri kullanarak argumentasyon seviyenizi yükseltebilirsiniz.

Almanca'da Uluslararası Kuruluş İsimleri

Uluslararası ilişkiler, çok sayıda kuruluş tarafından şekillendirilir. Bu kuruluşlar, çeşitli dillerde farklı isimlerle anılır. Almanca'da, bu kuruluşların isimleri genellikle özgün dildeki kısaltmalarla benzerlik gösterir.

Birleşmiş Milletler

Birleşmiş Milletler (BM), Almanca'da Vereinte Nationen (VN) olarak bilinir. BM'nin çalışmaları dünya genelinde etkilidir.

Dünya Sağlık Örgütü

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Almanca'da Weltgesundheitsorganisation (WHO) olarak adlandırılır. Sağlık konularında temel referanstır.

Uluslararası Para Fonu

Uluslararası Para Fonu (IMF), Almanca Internationaler Währungsfonds (IWF) olarak geçer. Ekonomik istikrarı hedefler.

Dünya Ticaret Örgütü

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), Almancada Welthandelsorganisation (WTO) şeklinde ifade edilir. Dünya ticaretini düzenler.

Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü

NATO, Almanca Nordatlantikpakt-Organisation (NATO) olarak kullanılır. Askeri ittifak görevi görür.

Avrupa Birliği

Avrupa Birliği (AB), Almanya'da da Europäische Union (EU) olarak anılır. Avrupa'da entegrasyonu sağlar.

Uluslararası Çalışma Örgütü

ILO, Internationale Arbeitsorganisation (IAO) olarak Almanca'da yer bulur. Çalışma standartlarını belirler.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı

IAEA, Internationale Atomenergie-Organisation (IAEO) olarak Almanca'da karşılık bulur. Nükleer işbirliğini teşvik eder.

Dünya Bankası

Dünya Bankası, Almanca Weltbank olarak bilinir. Kalkınma finansmanı sunar.

Bu kuruluşlar, Almanca konuşulan ülkelerde de geniş etkiye sahiptir. Adlandırılmaları, bir noktada Almanca terim ve kavramlarla örtüşmektedir. Uluslararası ilişkiler ve işbirliği, bu benzer isimler sayesinde dil engellerini aşmayı başarır.