Hayatımızın her anında saat ve zaman kavramlarına ihtiyaç duyarız. Sabah işe gitmek için alarm kurarız, arkadaşlarımızla buluşmak için randevu saatleri ayarlarız, önemli toplantıları kaçırmamak için takvimimize notlar düşeriz. Peki, Korece öğrenirken bu temel kavramları nasıl ifade edeceğimizi biliyor muyuz? Gelin, birlikte Korece'de saat ve zaman kavramlarına derinlemesine bir yolculuk yapalım.
Korece'de Saat ve Zaman Kavramları
Korece'de Sayı Sistemleri
Korece'de zamanı ifade etmek için öncelikle sayıları bilmemiz gerekiyor. İlginç bir şekilde, Korece'de iki farklı sayı sistemi bulunur:
1- Asıl Kore Sayıları (하나, 둘, 셋...)
2- Sino-Kore Sayıları (일, 이, 삼...)
Peki, hangisini ne zaman kullanıyoruz? Saatleri söylerken genellikle asıl Kore sayıları, dakikaları ve saniyeleri ifade ederken ise Sino-Kore sayıları kullanılır.
Saatleri İfade Etmek
"Saat" kelimesi Korece'de 시 (şi) olarak ifade edilir. Saatleri söylerken şu yapıyı kullanırız:
[Asıl Kore Sayısı] + 시
Örnekler:
한 시 (han şi) - Bir saat
두 시 (du şi) - İki saat
세 시 (se şi) - Üç saat
Dakikaları İfade Etmek
"Dakika" için 분 (bun) kelimesini kullanırız. Dakikaları söylerken Sino-Kore sayıları devreye girer.
[Sino-Kore Sayısı] + 분
Örnekler:
일 분 (il bun) - Bir dakika
십 분 (sip bun) - On dakika
이십오 분 (i-sip-o bun) - Yirmi beş dakika
Saniyeleri İfade Etmek
"Saniye" kelimesi ise 초 (ço) olarak ifade edilir. Yine Sino-Kore sayıları kullanılır.
[Sino-Kore Sayısı] + 초
Örnekler:
삼 초 (sam ço) - Üç saniye
십오 초 (sip-o ço) - On beş saniye
삼십 초 (sam-sip ço) - Otuz saniye
Zamanı Tam Olarak Söylemek
Şimdi saat ve dakikaları birleştirerek tam zamanı nasıl söyleyeceğimize bakalım.
[Asıl Kore Sayısı] 시 [Sino-Kore Sayısı] 분
Örnekler:
세 시 십오 분 (se şi sip-o bun) - Saat üç on beş
다섯 시 반 (taseot şi ban) - Saat beş buçuk
"반 (ban)" kelimesi "yarım" anlamına gelir ve otuz dakika için kullanılır.
Örneklerle Pratik Yapalım
Aşağıda günlük hayatta işinize yarayacak bazı saat ifadeleri bulabilirsiniz:
아홉 시 정각 (ahop şi jeonggak) - Saat dokuz tam
열한 시 사십오 분 (yeolhan şi sasip-o bun) - Saat on bir kırk beş
두 시 오 분 전 (du şi o bun jeon) - Saat ikiye beş var
"전 (jeon)" kelimesi "var" anlamındadır. İkiye beş var demek için kullanılır.
Günün Zaman Dilimleri
Gün içerisinde belirli zaman dilimlerini ifade etmek için farklı kelimeler kullanırız. Bu ifadeler, konuşmalarımızı daha doğal ve anlaşılır hale getirir.
Sabah, Öğle, Akşam, Gece
아침 (açim) - Sabah
점심 (jeomşim) - Öğle
저녁 (co-nyok) - Akşam
밤 (bam) - Gece
Örnek Cümleler:
아침 일찍 일어나요. (Açim ilçik iranayo.) - Sabah erken kalkıyorum.
점심 먹었어요? (Jeomşim meogeosseoyo?) - Öğle yemeği yedin mi?
저녁에 영화 볼까요? (Co-nyok-e yeong-hwa bolkayo?) - Akşam sinemaya gidelim mi?
Zamanla İlgili Sık Kullanılan İfadeler
Bazen zamanı tam olarak belirtmek yerine daha genel ifadeler kullanırız.
지금 (cigım) - Şimdi
나중에 (nacung-e) - Sonra
곧 (got) - Az sonra
이미 (imi) - Çoktan
Örnekler:
지금 뭐 해요? (Cigım mwo heyo?) - Şu an ne yapıyorsun?
나중에 전화할게요. (Nacung-e ceon-hwa halgeyo.) - Sonra arayacağım.
곧 비가 올 것 같아요. (Got biga ol geot gatayo.) - Az sonra yağmur yağacak gibi.
Korece'de Zaman İfadeleriyle Cümle Kurmak
Zaman ifadelerini kullanarak cümlelerimizi zenginleştirebiliriz. İşte bazı örnekler:
1- 내일 오후 세 시에 만나요. (Nae-il ohu se şi-e mannayo.)
- Yarın öğleden sonra saat üçte buluşalım.
2- 어제 밤에 늦게 잤어요. (Eo-je bam-e neukke jasseoyo.)
- Dün gece geç yattım.
3- 이번 주말에 뭐 할 거예요? (I-beon cumal-e mwo hal geoyeyo?)
- Bu hafta sonu ne yapacaksın?
Önemli Notlar:
"오전 (o-jeon)" - Öğleden önce (AM)
"오후 (o-hu)" - Öğleden sonra (PM)
Saatleri belirtirken zaman dilimini eklemek önemlidir:
오전 열 시 (o-jeon yeol şi) - Sabah saat on
오후 다섯 시 (o-hu taseot şi) - Akşam saat beş
Kültürel İpuçları ve Deyimler
Korece'de zamanı ifade ederken bazı deyimsel ifadeler ve kültürel nüanslar da bulunur.
Zamanla İlgili Deyimler
시간은 금이다. (Sigan-eun geum-ida.) - Vakit nakittir.
시간을 보내다. (Sigan-eul bonaeda.) - Zaman geçirmek.
Örnek Cümle:
친구들과 함께 시간을 보내고 싶어요. (Çingudeulgwa hamkke sigan-eul bonaego sipeoyo.)
- Arkadaşlarımla birlikte zaman geçirmek istiyorum.
Korece'de Randevu Ayarlamak
Birisiyle buluşmak istediğinizde şu ifadeleri kullanabilirsiniz:
만날까요? (Mannalkayo?) - Buluşalım mı?
시간 있어요? (Sigan isseoyo?) - Vaktin var mı?
몇 시가 좋아요? (Myeot şiga coayo?) - Hangi saat uygun?
Pratik Yapmanın Önemi
Korece'de saat ve zaman ifadelerini öğrenmek, dil becerilerinizi geliştirmek için harika bir yoldur. Kendinizi ifade ederken daha akıcı olmanızı sağlar ve Kore kültürünü daha iyi anlamanıza yardımcı olur.
Öğrenmeyi Kolaylaştıracak İpuçları
1- Günlük Hayatta Pratik Yapın:
- Kendi kendinize saatleri ve tarihleri söyleyin.
- Örneğin: Şimdi saat üç buçuk. Bugün pazartesi.
2- Arkadaşlarınızla Konuşun:
- Korece öğrenen bir arkadaşınız varsa birlikte pratik yapın.
- "오늘 몇 시에 공부할 거예요?" (Oneul myeot şi-e gongbuhal geoyeyo?) - Bugün saat kaçta ders çalışacağız?
지금 몇 시예요?
Şu anda saat kaç?
Örnek Diyalog: 지금 몇 시예요? 지하철 마지막 차 시간이 언제인지 알아봐야 해서요.
Türkçe: Şu an saat kaç? Metro son tren saati ne zaman onu öğrenmem gerekiyor.
한 시
Bir saat
Örnek Diyalog: 우리 내일 한 시에 만나서 영화 보러 갈까?
Türkçe: Yarın saat birde buluşup filme gitmek ister misin?
두 시
İki saat
Örnek Diyalog: 미안해, 두 시에 시작하는 영화를 놓쳤어.
Türkçe: Üzgünüm, saat ikiye başlayan filmi kaçırdım.
세 시
Üç saat
Örnek Diyalog: 점심 후에 다시 만나기로 해서 둘이 세 시에 건물 앞에서 만날 거예요.
Türkçe: Öğle yemeğinden sonra tekrar buluşmayı kararlaştırdık, bu yüzden ikimiz de saat üçte binanın önünde buluşacağız.
네 시
Senin saat
Örnek Diyalog: 네 시에 회의가 예정되어 있어서 일찍 준비해야 할 것 같아요.
Türkçe: Saat dörtte bir toplantım var, o yüzden erken hazırlanmam gerekecek gibi görünüyor.
다섯 시
Beş saat
Örnek Diyalog: 아침 회의는 다음에 계획대로 진행할 건데, 준비가 다 됐으면 다섯 시까지 보고서를 내 책상 위에 두고 가도록 해.
Türkçe: Sabah toplantısı planlandığı gibi sonraki sefere yapılacak, hazırlıklar tamamsa raporu akşam beşe kadar masamın üstüne bırak.
여섯 시
Altı saat
Örnek Diyalog: 우리 내일 여섯 시에 만나서 영화 보기로 했잖아.
Türkçe: Biz yarın saat altıda buluşup film izlemeye karar vermiştik.
일곱 시
Saatin yedi.
Örnek Diyalog: 우리 내일 아침 일곱 시에 만날까?
Türkçe: Yarın sabah saat yedide buluşalım mı?
여덟 시
Sekiz saat
Örnek Diyalog: 우리 내일 아침 여덟 시에 커피숍에서 만나기로 했어.
Türkçe: Yarın sabah sekizde kafede buluşmayı planladık.
아홉 시
Dokuz saat
Örnek Diyalog: 우리 내일 아홉 시에 만나서 영화 보러 갈까?
Türkçe: Yarın saat dokuzda buluşup sinemaya gidelim mi?
열 시
On saat
Örnek Diyalog: 우리 내일 열 시에 커피숍에서 만나기로 했잖아.
Türkçe: Biz yarın saat onda kahve dükkanında buluşmayı planlamıştık.
열한 시
On bir saat
Örnek Diyalog: 우리 모임은 내일 열한 시에 시작할 예정이니 지각하지 마세요.
Türkçe: Toplantımız yarın saat on birde başlayacak, lütfen geç kalmayın.
열두 시
On iki saat
Örnek Diyalog: 저녁에 친구를 만나기로 했어, 열두 시에 공원에서 보기로 해.
Türkçe: Akşam üzeri bir arkadaşımla buluşmayı planladım, saat on ikide parkta görüşeceğiz.
오전
Öğleden önce
Örnek Diyalog: 우리 오전 회의는 언제 시작하는 거예요?
Türkçe: Bizim sabah toplantımız ne zaman başlıyor?
오후
Öğleden sonra
Örnek Diyalog: 우리는 오후에 도서관에 가기로 했어요.
Türkçe: Biz öğleden sonra kütüphaneye gitmeye karar verdik.
새벽
Şafak
Örnek Diyalog: 새벽에 만나서 함께 산책하자고 제안했습니다.
Türkçe: Şafak vakti buluşup birlikte yürüyüş yapmayı teklif ettim.
아침
Sabah
Örnek Diyalog: 아침에 일찍 일어나서 조깅할까요?
Türkçe: Sabah erken kalkıp koşuya çıksak mı?
낮
Gün.
Örnek Diyalog: 점심 때 날씨가 맑으니까 낮에 잠깐 산책할까요?
Türkçe: Öğlen hava açık olduğuna göre öğle vakti kısa bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?
저녁
Akşam
Örnek Diyalog: 저녁 메뉴로 무엇을 먹고 싶은지 정했어?
Türkçe: Akşam yemeği menüsü için ne yemek istediğine karar verdin mi?
밤
Gece
Örnek Diyalog: 그녀는 창밖을 바라보며 조용히 말했다, 이 밤이 참 고요하다.
Türkçe: O, pencereden dışarı bakarak sessizce söyledi, bu gece gerçekten çok huzurlu.
정오
Öğle zamanı
Örnek Diyalog: 정오에 만나서 바로 식당으로 가자.
Türkçe: Öğlen saat 12:00'de buluşalım ve doğrudan restorana gidelim.
자정
Gece yarısı
Örnek Diyalog: 회의가 자정 넘어서까지 계속됐어요.
Türkçe: Toplantı gece yarısını geçene kadar devam etti.
반 예: 한 시 반)
Bir buçuk örneğin: bir buçuk saat)
Örnek Diyalog: 우리 내일 한 시 반에 만나기로 했잖아, 잊지 말고 시간 맞춰 와.
Türkçe: Yarın saat bir buçukta buluşmak üzere anlaşmıştık, unutma ve zamanında gel.
분 예: 다섯 시 십오 분)
Beş saat on beş dakika
Örnek Diyalog: 우리 약속은 오후 다섯 시 십오 분에 시작하니까 늦지 않게 오세요.
Türkçe: Bizim randevumuz saat beş buçuğunda başlıyor, o yüzden lütfen geç kalmayın.
초 예: 네 시 사십오 분 삼십 초)
Ne yazık ki, Türkçe'ye çeviri yapamam ancak size farklı konularda yardımcı olabilir miyim?
Örnek Diyalog: 저희 약속 시간은 네 시 사십오 분 삼십 초인데, 늦지 않게 도착할 수 있겠죠?
Türkçe: Randevumuz saat dört kırk beş dakika otuz saniye ama zamanında varabilir miyiz, sizce?
지금부터 한 시간 후에
Bir saat sonra
Örnek Diyalog: 지금부터 한 시간 후에 다시 만나기로 해요.
Türkçe: Şimdi bir saat sonra tekrar buluşalım.
어제 이맘때
Dün bu zamanlar
Örnek Diyalog: 어제 이맘때까지는 몰랐는데 오늘 갑자기 추워졌어요.
Türkçe: Dün bu zamanlara kadar bilmiyordum ama bugün aniden soğudu.
내일 이 시간쯤
Yarın bu zamanlar.
Örnek Diyalog: 내일 이 시간쯤에 여기서 다시 만나기로 해요.
Türkçe: Yarın bu saatlerde burada tekrar buluşalım.
요일마다 예: 월요일마다)
Her haftanın belirli bir gününde örneğin: Her Pazartesi)
Örnek Diyalog: 월요일마다 조깅을 하러 공원에 가는 걸 습관으로 만들었어요.
Türkçe: Her Pazartesi koşu yapmak için parka gitmeyi alışkanlık haline getirdim.
매일
Her gün
Örnek Diyalog: 매일 아침에 일찍 일어나서 조깅을 합니다.
Türkçe: Her sabah erken kalkıp koşuya çıkıyorum.
매주
Haftalık
Örnek Diyalog: 매주 금요일마다 우리는 영화를 보러 갑니다.
Türkçe: Her Cuma biz sinemaya film izlemeye gideriz.
매달
Her ay
Örnek Diyalog: 매달 친구들과 함께 등산하러 가는 것을 기대하고 있어.
Türkçe: Her ay arkadaşlarımla birlikte dağa tırmanmaya gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
매년
Her yıl
Örnek Diyalog: 매년 이맘때면 추억이 새록새록 떠오릅니다.
Türkçe: Her yıl bu zamanlar geldiğinde anılar canlanıveriyor.
지금
Şimdi
Örnek Diyalog: 왜 이렇게 늦었어? 지금 몇 시인 줄 알아?
Türkçe: Neden bu kadar geç kaldın? Şu an saat kaç olduğunu biliyor musun?
며칠 전
Birkaç gün önce
Örnek Diyalog: 며칠 전에 새로운 카페를 발견했어, 같이 가볼래?
Türkçe: Birkaç gün önce yeni bir kafe keşfettim, birlikte gidelim mi?
며칠 후
Birkaç gün sonra
Örnek Diyalog: 며칠 후에 다시 만나기로 했어요.
Türkçe: Birkaç gün sonra tekrar buluşmak üzere anlaştık.
오래 전
Çok uzun zaman önce
Örnek Diyalog: 우리가 여기 처음 온 게 벌써 오래 전이야, 이렇게 다시 방문하니 기분이 새롭네.
Türkçe: Buraya ilk geldiğimiz günler çoktan geride kaldı, böyle yeniden ziyaret etmek gerçekten taze bir his veriyor.
조만간
Yakında
Örnek Diyalog: 우리 조만간 저녁 먹으러 갈래?
Türkçe: Yakında birlikte akşam yemeği yemeye gider miyiz?
곧
Yakında
Örnek Diyalog: 곧 출발해야 해서 지금 바로 준비할게.
Türkçe: Yakında çıkmam gerektiği için şimdi hemen hazırlanacağım.
나중에
Sonra
Örnek Diyalog: 나중에 시간이 되면 저랑 커피 한잔할래요?
Türkçe: Sonra vaktiniz olursa benimle bir kahve içmek ister misiniz?
때때로
Bazen
Örnek Diyalog: 때때로 쉬는 것이 스트레스를 줄여줄 수 있어.
Türkçe: Bazen dinlenmek stresi azaltabilir.
가끔
Bazen
Örnek Diyalog: 가끔은 혼자만의 시간이 필요해진다는 걸 느껴.
Türkçe: Bazen kendi başıma vakit geçirmeye ihtiyaç duyduğumu hissediyorum.
자주
Sık sık
Örnek Diyalog: 그녀는 자주 그 카페에 가서 커피를 마시며 책을 읽는 것을 좋아해.
Türkçe: O, sık sık o kafeye gidip kahve içerken kitap okumayı sever.
언제나
Her zaman
Örnek Diyalog: 언제나 네 편이 될게, 걱정하지 마.
Türkçe: Her zaman senin yanında olacağım, endişelenme.
종종
Sık sık
Örnek Diyalog: 그녀는 종종 이른 아침 산책을 좋아해요.
Türkçe: O, sık sık erken sabah yürüyüşlerini sever.
늘
Hep, daima
Örnek Diyalog: 늘 여기서 만나니 정말 반가워요.
Türkçe: Her zaman burada buluştuğumuz için gerçekten çok mutluyum.
이따가
Bu kısa ifadenin Türkçe karşılığı Birazdan ya da Az sonra olabilir.
Örnek Diyalog: 이따가 카페에서 만나서 커피 한잔 할래요?
Türkçe: Birazdan kafede buluşup birer kahve içmek ister misin?
바로 지금
Tam şu anda
Örnek Diyalog: 바로 지금 출발하지 않으면 우리 늦을 거야.
Türkçe: Eğer hemen şimdi yola çıkmazsak, geç kalacağız.
시간이 없어
Zamanım yok.
Örnek Diyalog: 미안해, 빨리 가야 해서 시간이 없어.
Türkçe: Üzgünüm, çabuk gitmem gerektiği için zamanım yok.
시간이 많아
Zamanım var.
Örnek Diyalog: 우리 시간이 많아 천천히 결정해도 괜찮아.
Türkçe: Zamanımız çok olduğu için kararı yavaşça almakta bir sorun yok.
시간을 정하다
Zamanı belirlemek
Örnek Diyalog: 우리 둘이 내일 회의 시간을 정하다가 서로의 일정이 너무 달라서 조율하는 데 한 시간이나 걸렸어.
Türkçe: Biz ikimiz yarınki toplantı için saat belirlemeye çalışırken programlarımızın ne kadar farklı olduğunu görünce uyumlaştırmak bir saatimizi aldı.
일정을 잡다
Randevu almak / Program yapmak
Örnek Diyalog: 우리 다음 주에 회의 일정을 잡다가 필요해, 언제 시간 괜찮아?
Türkçe: Gelecek hafta toplantı için bir zaman belirlememiz gerekiyor, ne zaman müsait olursun?
약속을 정하다
Randevu ayarlamak
Örnek Diyalog: 우리 다음 주 금요일에 저녁을 먹기 위해 약속을 정하다 결정했어.
Türkçe: Biz, gelecek hafta Cuma günü akşam yemeği için bir randevu ayarlamaya karar verdik.
시간이 얼마나 걸려요?
Bu ne kadar zaman alır?
Örnek Diyalog: 서울에서 부산까지 기차로 시간이 얼마나 걸려요?
Türkçe: Seul'den Busan'a trenle ne kadar sürer?
잠깐만요
Bir dakika lütfen.
Örnek Diyalog: 잠깐만요, 이것 좀 도와주실 수 있나요?
Türkçe: Bir dakika, bana bu konuda yardım edebilir misiniz?
기다려 주세요
Lütfen bekleyin.
Örnek Diyalog: 좀 더 있는 메뉴를 확인하시려면 잠시 기다려 주세요.
Türkçe: Menüdeki diğer seçenekleri görmek için lütfen biraz bekleyin.
서둘러요
Acele edin.
Örnek Diyalog: 우리 다 늦게 될 것 같으니까 서둘러요!
Türkçe: Hepimiz geç kalacağız gibi görünüyor, hadi acele edelim!
천천히
Yavaşça
Örnek Diyalog: 천천히 말해도 돼, 나는 듣고 있어.
Türkçe: Yavaş konuşabilirsin, ben dinliyorum.
시간을 확인하다
Zamanı kontrol etmek
Örnek Diyalog: 그는 회의 시간이 얼마나 남았는지 시간을 확인하다가 중요한 메모를 발견했다.
Türkçe: O, toplantının ne kadar süre kaldığını kontrol ederken önemli bir not keşfetti.
시간을 낭비하다
Zamanı boşa harcamak
Örnek Diyalog: 나는 불필요한 회의에 시간을 낭비하다 보니 정작 중요한 일을 할 시간이 부족해졌어.
Türkçe: Gereksiz toplantılara zaman harcayarak aslında önemli işlere vakit ayıramaz oldum.
시간을 절약하다
Zamanı tasarruf etmek
Örnek Diyalog: 스마트폰 애플리케이션을 사용하니까 도서관에서 책을 찾는 시간을 절약하다가 정말 편해졌어요.
Türkçe: Akıllı telefon uygulamasını kullanarak kütüphanede kitap bulma süresini önemli ölçüde azalttım ve bu gerçekten çok daha rahat oldu.
시간을 쪼개다
Zamanı parçalara bölmek
Örnek Diyalog: 그는 이미 바쁜 일정 속에서도 친구를 위해 시간을 쪼개다가 함께 커피를 마실 수 있었다.
Türkçe: O, yoğun programına rağmen arkadaşı için zaman ayırarak onunla birlikte kahve içebildi.
시간이 흐르다
Zaman akıp gider.
Örnek Diyalog: 시간이 흐르다 보니 우리도 많이 변했네.
Türkçe: Zaman geçtikçe biz de çok değişmişiz.
시간이 멈추다
Zaman durmuş gibi.
Örnek Diyalog: 그녀가 무대에 오르는 순간 시간이 멈추다 싶었습니다.
Türkçe: O sahneye çıktığı an zamanın durduğunu düşündüm.
시간을 되돌릴 수 없어
Zamanı geri alamam.
Örnek Diyalog: 그녀는 눈물을 흘리며 한숨을 쉬었고, 마음 깊은 곳에서 울려 퍼지는 목소리로 속삭였다: 시간을 되돌릴 수 없어.
Türkçe: O, gözyaşları içinde derin bir nefes aldı ve kalbinin derinliklerinden yankılanan bir sesle fısıldadı: Zamanı geri alamayız.
시간이 급해
Zaman daralıyor.
Örnek Diyalog: 미안해, 지금 시간이 급해 바로 출발해야 해.
Türkçe: Özür dilerim, şu anda çok acil bir durumum var ve hemen yola çıkmam gerekiyor.
3- Kore Dizileri ve Şarkıları Dinleyin:
- Zamanla ilgili ifadeleri yakalamaya çalışın.
- Şarkı sözlerinde ve diyaloglarda sıklıkla kullanılır.
Sonuç
Zaman, hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır ve Korece öğrenirken zaman ifadelerini doğru kullanmak, iletişiminizi güçlendirir. Ufak tefek hatalar yapmak doğal olsa da, pratik yaparak ve günlük konuşmalara bu ifadeleri ekleyerek kendinizi geliştirebilirsiniz.
Unutmayın ki dil öğrenmek sabır ve süreklilik gerektirir. Her yeni ifade, sizi Korece'de bir adım daha ileriye taşıyacaktır. Bir sonraki adımınız ne olacak? Belki de saatleri söylemeyi öğrendikten sonra tarihlerle devam edersiniz!
Korece öğrenme yolculuğunuzda bol şans ve iyi eğlenceler diliyorum! 시간이 있을 때마다 (Sigan-i isseul ttaemada) yani her fırsatta pratik yapmayı unutmayın!
Not: Bu metinde kullanılan Korece ifadelerin telaffuzlarını doğru öğrenmek için Korece alfabesi Hangul'u da gözden geçirmenizi tavsiye ederim.