İtalyanca öğrenmek, yeni bir kültüre açılan bir kapıyı aralamak gibidir. İtalyanca, melodik tınısı ve zengin kelime dağarcığıyla dünyanın en romantik dilleri arasında yer alır. Peki, İtalyanca'ya nereden başlamalı? Hiç merak etmeyin, bu rehberde İtalyanca'nın temel terimlerini, kelimelerini ve ifadelerini adım adım keşfedeceğiz.
İtalyanca'ya Giriş: Alfabe ve Telaffuz
İtalyanca, Latin alfabesini kullanır ve 21 harften oluşur. Türkçe'de bulunan bazı harfler İtalyanca'da yoktur, örneğin "j", "k", "w", "x" ve "y" harfleri İtalyanca alfabede yer almaz. Ancak yabancı kelimelerde bu harfler kullanılabilir.
İtalyanca Alfabesi:
A, B, C, D, E, F, G, H, I, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, Z
İtalyanca'da harflerin telaffuzu genellikle yazıldığı gibidir, ancak bazı harf kombinasyonları farklı sesler oluşturur. İşte bazı temel telaffuz kuralları:
C harfi "ka" olarak okunur, ancak "ce" veya "ci" şeklinde olduğunda "çe", "çi" olarak telaffuz edilir.
G harfi "ge" olarak okunur, ancak "ge" veya "gi" şeklinde olduğunda "ce", "ci" olarak telaffuz edilir.
H harfi İtalyanca'da okunmaz, ancak "ch" kombinasyonu "k" sesi verir.
Örnekler:
Casa (ev) - "kaza" olarak okunur.
Ciao (merhaba) - "çao" olarak okunur.
Gatto (kedi) - "gatto" olarak okunur.
Gelato (dondurma) - "celato" olarak okunur.
Temel İtalyanca Kelimeler ve İfadeler
Yeni bir dile başlarken, en çok kullanılan kelimeleri ve ifadeleri öğrenmek büyük önem taşır. İşte günlük hayatta sıkça karşılaşacağınız bazı temel İtalyanca kelimeler ve ifadeler:
Selamlaşma ve Vedalaşma
Ciao - Merhaba / Hoşça kal
Buongiorno - Günaydın / İyi günler
Buonasera - İyi akşamlar
Buonanotte - İyi geceler
Arrivederci - Görüşmek üzere
A presto - Yakında görüşürüz
Nezaket Sözleri
Per favore - Lütfen
Grazie - Teşekkür ederim
Prego - Rica ederim
Mi scusi - Affedersiniz
Mi dispiace - Üzgünüm
Tanışma İfadeleri
Come ti chiami? - Adın nedir?
Mi chiamo... - Benim adım...
Piacere di conoscerti - Tanıştığıma memnun oldum
Di dove sei? - Nerelisin?
Sono di Turchia - Türkiye'denim
Temel Sorular
Che ore sono? - Saat kaç?
Quanto costa? - Ne kadar?
Dov'è il bagno? - Tuvalet nerede?
Parli inglese? - İngilizce biliyor musun?
Non capisco - Anlamıyorum
Sayılar ve Rakamlar
İtalyanca'da sayıları öğrenmek, alışveriş yaparken veya yol tarifi alırken işinize yarayabilir. İşte 1'den 10'a kadar İtalyanca sayılar:
1- Uno - Bir
2- Due - İki
3- Tre - Üç
4- Quattro - Dört
5- Cinque - Beş
6- Sei - Altı
7- Sette - Yedi
8- Otto - Sekiz
9- Nove - Dokuz
10- Dieci - On
Örnek Kullanım:
Ho due fratelli - İki kardeşim var.
Sono le sette - Saat yedi.
Günlük Hayatta Kullanılabilecek İfadeler
İtalyanca'da günlük yaşamda işinize yarayacak bazı ifadeler:
Yemek Siparişi Verirken
Vorrei un menu, per favore - Bir menü alabilir miyim lütfen?
Che cosa mi consiglia? - Ne tavsiye edersiniz?
Il conto, per favore - Hesap lütfen
Senza glutine - Glutensiz
Sono vegetariano/a - Vejetaryenim
Yol Tarifi Sormak
Come posso arrivare a...? - ...'ya nasıl gidebilirim?
È vicino o lontano? - Yakın mı uzak mı?
Girare a destra - Sağa dön
Girare a sinistra - Sola dön
Dritto - Düz
Alışveriş Yaparken
Quanto viene? - Bunun fiyatı ne kadar?
Posso provare? - Deneyebilir miyim?
Taglia - Beden
Colore - Renk
È in saldo? - İndirimde mi?
Fiiller ve Temel Çekimler
İtalyanca'da fiillerin doğru kullanımı iletişimin temelini oluşturur. En yaygın fiillerden biri olan "essere" (olmak) fiilinin çekimi:
Io sono - Ben ...'ım
Tu sei - Sen ...'sın
Lui/Lei è - O ...'dır
Noi siamo - Biz ...'ız
Voi siete - Siz ...'sınız
Loro sono - Onlar ...'dır
Örnekler:
Io sono studente - Ben öğrenciyim.
Lei è insegnante - O öğretmen.
Benzer şekilde, "avere" (sahip olmak) fiilinin çekimi:
Io ho - Ben sahibim
Tu hai - Sen sahipsin
Lui/Lei ha - O sahip
Noi abbiamo - Biz sahibiz
Voi avete - Siz sahipsiniz
Loro hanno - Onlar sahip
Örnekler:
Noi abbiamo una casa - Bizim bir evimiz var.
Loro hanno una macchina - Onların bir arabası var.
İtalyanca'da Sık Kullanılan Kelimeler
Günlük konuşmalarda sıkça kullanılan bazı İtalyanca kelimeler:
Amore - Aşk
Famiglia - Aile
Amico/Amica - Erkek/Kız arkadaş
Bello/Bella - Güzel
Felice - Mutlu
Libro - Kitap
Città - Şehir
Scuola - Okul
Lavoro - İş
İtalyanca Telaffuz İpuçları
İtalyanca'nın melodik yapısının en önemli unsurlarından biri de doğru vurgulamadır. Kelimelerde vurgu genellikle son heceden bir önceki hecededir. Örneğin:
Amico - a-mi-co
Telefono - te-le-fo-no
Università - u-ni-ver-si-tà (Burada vurgu son hecede)
Çift Sessiz Harfler
İtalyanca'da çift sessiz harfler önemlidir ve telaffuz edilirken uzatılır:
Pizza - "piz-za" (ikili "z" sesi vurgulanır)
Anno - "an-no" (ikili "n" sesi vurgulanır)
Gatto - "gat-to" (ikili "t" sesi vurgulanır)
İtalyanca Öğrenirken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Dinleme Pratiği Yapın: İtalyanca şarkılar dinlemek veya filmler izlemek telaffuzunuzu geliştirir.
Kelime Kartları Kullanın: Yeni kelimeleri ezberlemek için etkili bir yöntemdir.
Konuşmaktan Çekinmeyin: Pratik yapmak dil öğrenmenin anahtarıdır.
Not Tutun: Öğrendiğiniz yeni ifadeleri ve kelimeleri bir deftere yazın.
Sonuç: İtalyanca'ya İlk Adımınızı Atın
İtalyanca, sadece bir dil değil, aynı zamanda zengin bir kültürün ve tarihin kapılarını aralayan bir araçtır. "La vita è bella" der İtalyanlar, yani "Hayat güzeldir". Siz de İtalyanca öğrenerek bu güzelliği keşfetmeye başlayabilirsiniz. Unutmayın, her yeni kelime sizi farklı bir dünyaya taşır.
Buon viaggio nella lingua italiana! - İtalyanca dilinde iyi yolculuklar!
Andiamo al cinema stasera?
Bu akşam sinemaya gidelim mi?
Örnek Diyalog: Vorresti andare a vedere quel nuovo film? Andiamo al cinema stasera?
Türkçe: Yeni çıkan o filme gitmek ister misin? Bu akşam sinemaya gidelim mi?
Che film danno al multisala?
Multisala'da hangi filmler var?
Örnek Diyalog: Sai che film danno al multisala questo weekend? Ho voglia di andare al cinema.
Türkçe: Bu hafta sonu çoklu salonda hangi filmlerin olduğunu biliyor musun? Sinemaya gitmek istiyorum.
Quale attore preferisci?
Hangi aktörü tercih edersin?
Örnek Diyalog: Mentre sfogliavamo il programma del festival del cinema, ho chiesto a Luca, Quale attore preferisci? per scegliere il film da vedere.
Türkçe: Film festivali programını karıştırırken Luca'ya, hangi aktörü tercih ettiğini sormuştum ki hangi filmi izleyeceğimize karar verebilelim.
Ho visto l'ultima puntata della serie TV.
TV dizisinin son bölümünü izledim.
Örnek Diyalog: Ieri sera non sono uscito perché ho visto l'ultima puntata della serie TV che mi avevi consigliato.
Türkçe: Dün gece dışarı çıkmadım çünkü bana önerdiğin TV dizisinin son bölümünü izledim.
Questa commedia romana è spassosissima!
Bu Roma komedisi çok eğlenceli!
Örnek Diyalog: Maria ha riso per tutta la sera e alla fine ha esclamato: Questa commedia romana è spassosissima!
Türkçe: Maria bütün akşam boyunca güldü ve sonunda şu cümleyi haykırdı: Bu Roma komedyası çok eğlenceli!
La regista ha vinto un premio internazionale.
Yönetmen uluslararası bir ödül kazandı.
Örnek Diyalog: Durante la cena, Marco ha annunciato con orgoglio: La regista ha vinto un premio internazionale.
Türkçe: Akşam yemeğinde Marco gururla şunu açıkladı: Yönetmen uluslararası bir ödül kazandı.
Facciamo una maratona delle tue serie preferite?
Senin en sevdiğin dizilerin maratonunu yapalım mı?
Örnek Diyalog: Che ne dici se stasera facciamo una maratona delle tue serie preferite?
Türkçe: Ne dersin, bu akşam senin en sevdiğin dizilerin maratonunu yapalım mı?
Il documentario sul Rinascimento è molto istruttivo.
Rönesans hakkındaki belgesel çok öğretici.
Örnek Diyalog: Mentre parlavamo di arte, Marco ha commentato: Il documentario sul Rinascimento è molto istruttivo.
Türkçe: Sanat hakkında konuşurken Marco şöyle dedi: Rönesans üzerine yapılan belgesel çok öğretici.
Hai registrato l'episodio di ieri?
Dünkü bölümü kaydettin mi?
Örnek Diyalog: Hai registrato l'episodio di ieri della nostra serie preferita? Vorrei guardarlo insieme questa sera.
Türkçe: Dünkü favori dizimizin bölümünü kaydettin mi? Onu bu akşam birlikte izlemek istiyorum.
La colonna sonora è memorabile.
Film müziği akılda kalıcı.
Örnek Diyalog: Hai mai visto quel film? La colonna sonora è memorabile.
Türkçe: O filmi hiç gördün mü? Film müziği akılda kalıcı.
Il film è tratto da una storia vera.
Film, gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır.
Örnek Diyalog: Sapevi che Il film è tratto da una storia vera? È incredibile quanto fossero coraggiosi i protagonisti.
Türkçe: Film gerçek bir hikayeden alınmıştı, biliyor muydun? Kahramanların ne kadar cesur oldukları inanılmaz.
Quale canale trasmette il festival del cinema?
Hangi kanal film festivalini yayınlıyor?
Örnek Diyalog: Scusami, sai per caso quale canale trasmette il festival del cinema stasera?
Türkçe: Özür dilerim, bu akşam sinema festivalini hangi kanalın yayınladığını biliyor musun?
Questo reality show è molto seguito.
Bu reality şov çok takip ediliyor.
Örnek Diyalog: Davvero? Non lo avrei mai detto, comunque, se pensi che questo reality show è molto seguito, potremmo provare a guardare qualche puntata insieme.
Türkçe: Gerçekten mi? Asla tahmin edemezdim, yine de bu reality şovun çok izlendiğini düşünüyorsan, birkaç bölümünü birlikte izlemeyi deneyebiliriz.
Il doppiaggio di quel cartone animato è eccellente.
O çizgi filmin dublajı mükemmel.
Örnek Diyalog: Hai visto l'ultimo episodio? Il doppiaggio di quel cartone animato è eccellente.
Türkçe: Son bölümü izledin mi? Şu çizgi filmin dublajı harika.
Preferisci il film originale o il remake?
Orijinal filmi mi yoksa yeniden çevrimini mi tercih edersiniz?
Örnek Diyalog: Durante la cena con gli amici, Marco si rivolse a Luca e gli chiese: Preferisci il film originale o il remake?
Türkçe: Arkadaşlarla akşam yemeği sırasında Marco, Luca'ya dönerek ona şunu sordu: Orijinal filmi mi tercih edersin yoksa yeniden çevrimini mi?
Hanno adattato il romanzo per la televisione.
Romanı televizyon için uyarladılar.
Örnek Diyalog: Hanno adattato il romanzo per la televisione e tutti sono curiosi di vedere come sarà la trasposizione.
Türkçe: Romanı televizyon için uyarladılar ve herkes uyarmanın nasıl olacağını merak ediyor.
Quella sitcom mi fa sempre ridere.
O sitcom beni her zaman güldürür.
Örnek Diyalog: Ieri sera ho guardato un episodio nuovo e, come al solito, quella sitcom mi fa sempre ridere.
Türkçe: Dün akşam yeni bir bölüm izledim ve her zamanki gibi o sitcom beni her zaman güldürüyor.
Hanno prolungato la serie per una nuova stagione.
Seriye yeni bir sezon için uzattılar.
Örnek Diyalog: Sai che novità? Hanno prolungato la serie per una nuova stagione, quindi avremo modo di scoprire cosa succederà ai nostri personaggi preferiti!
Türkçe: Biliyor musun ne haber? Diziyi yeni bir sezon için uzattılar, bu yüzden en sevdiğimiz karakterlerin başına neler geleceğini öğrenme şansımız olacak!
La soap opera va in onda tutti i giorni.
Dizi her gün yayınlanıyor.
Örnek Diyalog: Ho sentito che la soap opera va in onda tutti i giorni, quindi possiamo seguirne gli sviluppi ogni sera.
Türkçe: Duyduğuma göre pembe dizi her gün yayımlanıyor, bu yüzden gelişmeleri her akşam takip edebiliriz.
Il telefilm degli anni '90 ha un seguito cult.
90'lı yılların televizyon dizisinin sadık bir hayran kitlesi var.
Örnek Diyalog: Hai sentito che il telefilm degli anni '90 ha un seguito cult che si riunisce ogni anno per una maratona di episodi?
Türkçe: 90'lı yılların dizi filmi için her yıl bir araya gelip bölüm maratonu yapılan bir kült takipçi kitlesinin olduğunu duydun mu?
Aspetto con ansia il prossimo episodio.
Heyecanla bir sonraki bölümü bekliyorum.
Örnek Diyalog: Non riesco a pensare ad altro, aspetto con ansia il prossimo episodio della serie!
Türkçe: Başka bir şeye odaklanamıyorum, dizinin bir sonraki bölümünü sabırsızlıkla bekliyorum!
I talk show politici sono molto controversi.
Talk show'lardaki siyasetçiler çok tartışmalıdır.
Örnek Diyalog: Durante la cena, Marco ha espresso il suo disappunto dicendo: I talk show politici sono molto controversi, non pensi anche tu?
Türkçe: Akşam yemeği sırasında Marco, hoşnutsuzluğunu dile getirerek şunları söyledi: Politik talk show'lar çok tartışmalı, sen de öyle düşünmüyor musun?
Il game show di ieri sera era divertentissimo.
Dün akşamki oyun şovu çok eğlenceliydi.
Örnek Diyalog: Hai visto? Il game show di ieri sera era divertentissimo, non ho smesso di ridere per un minuto!
Türkçe: Gördün mü? Dün akşamki yarışma programı çok eğlenceliydi, bir dakika bile gülmekten duramadım!
I critici hanno recensito positivamente il lungometraggio.
Eleştirmenler uzun metraj filmi pozitif bir şekilde değerlendirdiler.
Örnek Diyalog: Nonostante le mie perplessità iniziali, i critici hanno recensito positivamente il lungometraggio, quindi penso che andrò a vederlo.
Türkçe: Başlangıçtaki tereddütlerime rağmen, eleştirmenler uzun metrajı olumlu değerlendirmiş, bu yüzden sanırım onu izlemeye gideceğim.
Il programma è in pausa pubblicitaria.
Program reklam arasında.
Örnek Diyalog: Mentre cercavo il telecomando, Anna ha sospirato e detto, Il programma è in pausa pubblicitaria, abbiamo tempo per un rapido spuntino.
Türkçe: Uzaktan kumandayı ararken, Anna iç çekerek Program reklam arasında, hızlıca bir şeyler atıştırmak için vaktimiz var. dedi.
Il protagonista ha vinto il premio come miglior attore.
Ana karakter en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı.
Örnek Diyalog: Durante la scorsa notte degli Oscar, il protagonista ha vinto il premio come miglior attore, battendo attori di fama mondiale.
Türkçe: Geçtiğimiz Oscar gecesinde, başrol oyuncusu dünya çapında ünlü aktörleri geride bırakarak en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandı.
Il film d'autore non ha avuto molto successo commerciale.
Sanat filmi ticari olarak çok başarılı olmadı.
Örnek Diyalog: Durante la riunione, il produttore ha sospirato dicendo: Il film d'autore non ha avuto molto successo commerciale, dovremo pensare a strategie di marketing diverse per il futuro.
Türkçe: Toplantı sırasında, yapımcı bir iç çekerek şöyle dedi: Otor sineması ticari olarak çok başarılı olmadı, gelecekte farklı pazarlama stratejileri düşünmemiz gerekecek.
Prendiamo i popcorn prima di entrare in sala?
Salona girmeden önce patlamış mısır alalım mı?
Örnek Diyalog: Prendiamo i popcorn prima di entrare in sala, così possiamo goderci il film mangiando qualcosa di sfizioso?
Türkçe: Sinema salonuna girmeden önce patlamış mısır alalım mı, böylece filmi keyifle ve lezzetli bir şeyler yerken izleyebiliriz?
Mi passi il telecomando, per favore?
Rica etsem bana uzaktan kumandayı verir misin?
Örnek Diyalog: Mentre si accomodavano sul divano per guardare un film, Marco chiese a sua sorella: Mi passi il telecomando, per favore?
Türkçe: Film izlemek için kanepeye yerleşirken, Marco kız kardeşine dönüp sordu: Uzaktan kumandayı bana uzatır mısın, lütfen?
I cortometraggi indipendenti spesso hanno messaggi profondi.
Bağımsız kısa filmler sıklıkla derin mesajlar içerir.
Örnek Diyalog: Durante la discussione sulla cinematografia, Marco intervenne dicendo: I cortometraggi indipendenti spesso hanno messaggi profondi, e meritano maggiore attenzione.
Türkçe: Sinematografi üzerine tartışılırken Marco şöyle araya girdi: Bağımsız kısa filmler sık sık derin mesajlar içerir ve daha fazla ilgiyi hak ederler.
Hanno annunciato un sequel sorprendente.
Şaşırtıcı bir devam filmi duyurdular.
Örnek Diyalog: Mentre chiacchieravamo del cinema, Luca mi ha detto tutto emozionato: Hanno annunciato un sequel sorprendente del nostro film preferito!
Türkçe: Sinema hakkında sohbet ederken, Luca heyecanla bana şunu söyledi: Favori filminin şaşırtıcı bir devamını duyurdular!
Quell'attrice è nota per i suoi ruoli drammatici.
O aktris, dramatik rolleriyle tanınır.
Örnek Diyalog: Durante la conversazione al cinema, Marco ha commentato con sorpresa: Quell'attrice è nota per i suoi ruoli drammatici, ma oggi la vedremo in una commedia leggera!
Türkçe: Sinemada sohbet ederken Marco şaşkınlıkla yorum yaptı: O aktris dramatik rolleriyle tanınıyor, ama bugün onu hafif bir komedide göreceğiz!
Il varietà di sabato sera attira milioni di spettatori.
Cumartesi akşamı çeşitliliği milyonlarca izleyiciyi çekiyor.
Örnek Diyalog: La varietà di sabato sera attira milioni di spettatori e rimane uno dei programmi più popolari della televisione.
Türkçe: Cumartesi akşamı çeşitliliği milyonlarca izleyiciyi kendine çeker ve televizyonun en popüler programlarından biri olmaya devam eder.
Il format della trasmissione è stato esportato anche all'estero.
Yayının formatı yurtdışına da ihraç edildi.
Örnek Diyalog: Sapevi che il format della trasmissione è stato esportato anche all'estero? È diventato molto popolare in diversi paesi!
Türkçe: Yayın formatının yurt dışına da ihraç edildiğini biliyor muydun? Birçok ülkede çok popüler oldu!
Il canale offre una vasta scelta di film a tema natalizio.
Kanal, çok sayıda noel temalı film seçeneği sunuyor.
Örnek Diyalog: Durante le vacanze, Il canale offre una vasta scelta di film a tema natalizio per tutta la famiglia.
Türkçe: Tatil süresince, kanal tüm aileye yönelik geniş bir yelpazede Noel temalı filmler sunuyor.
Hanno interrotto la serie senza dare un finale.
Diziyi sonu gelmeden bitirdiler.
Örnek Diyalog: Francesca esclamò indignata: Hanno interrotto la serie senza dare un finale, lasciandoci tutti in sospeso!
Türkçe: Francesca öfkeyle bağırdı: Seriyi bir final vermeden kestiler, hepimizi merak içinde bırakarak!
Quel talent show scopre nuovi artisti ogni anno.
Bu yetenek gösterisi her yıl yeni sanatçılar keşfediyor.
Örnek Diyalog: Sapevi che Quel talent show scopre nuovi artisti ogni anno?
Türkçe: Biliyor muydun o yetenek gösterisinin her yıl yeni sanatçılar keşfettiğini?
Il programma culinario ha fatto impazzire il pubblico.
Yemek programı izleyicileri çılgına çevirdi.
Örnek Diyalog: Il programma culinario ha fatto impazzire il pubblico con quella sorprendente rivisitazione del piatto tradizionale.
Türkçe: Yemek programı, geleneksel yemeğin o şaşırtıcı yeniden yorumuyla izleyicileri mest etti.
Il film ha vinto un Oscar per la migliore sceneggiatura.
Film, en iyi senaryo dalında Oscar ödülü kazandı.
Örnek Diyalog: Sapevi che Il film ha vinto un Oscar per la migliore sceneggiatura? Era davvero meritevole!
Türkçe: Filmin en iyi senaryo için bir Oscar kazandığını biliyor muydun? Gerçekten de layıktı!
Il bimbo adora i cartoni animati educational.
Çocuk eğitici çizgi filmleri seviyor.
Örnek Diyalog: Mia madre dice sempre, Il bimbo adora i cartoni animati educational perché sono divertenti e istruttivi allo stesso tempo.
Türkçe: Annem her zaman şöyle der: Çocuk eğitici çizgi filmleri hem eğlenceli hem de öğretici oldukları için çok sever.
Al festival hanno premiato un corto sperimentale.
Festivallerde deneysel bir kısa film ödüllendirildi.
Örnek Diyalog: Durante la cerimonia, ho sentito dire che al festival hanno premiato un corto sperimentale che ha lasciato tutti a bocca aperta.
Türkçe: Tören sırasında, festivalde herkesi hayretler içinde bırakan bir deneysel kısa filme ödül verdiklerini duydum.
Il film è una critica alla società contemporanea.
Film çağdaş topluma yönelik bir eleştiridir.
Örnek Diyalog: Il film è una critica alla società contemporanea, rispecchiando i problemi che spesso ignoriamo nella vita di tutti i giorni.
Türkçe: Film, çağdaş topluma yönelik bir eleştiridir ve genellikle günlük yaşamda görmezden geldiğimiz sorunları yansıtmaktadır.
Che opinioni hai sul film di fantascienza appena uscito?
Yeni çıkan bilim kurgu filmi hakkında ne düşünüyorsun?
Örnek Diyalog: Che opinioni hai sul film di fantascienza appena uscito? Ho sentito pareri contrastanti e sono curioso di sapere cosa ne pensi tu.
Türkçe: Yeni çıkan bilim kurgu filmi hakkında ne düşünüyorsun? Karışık yorumlar duydum ve senin ne düşündüğünü merak ediyorum.
Il quiz televisivo diverte e fa anche imparare.
Televizyon yarışması eğlendirir ve aynı zamanda öğretir de.
Örnek Diyalog: Durante la cena, Mario esclamò con entusiasmo: Il quiz televisivo diverte e fa anche imparare!
Türkçe: Akşam yemeği sırasında Mario heyecanla şöyle seslendi: Televizyon yarışması eğlendiriyor ve aynı zamanda öğretiyor da!
Il regista ha un tocco unico nella narrazione.
Yönetmenin anlatımda benzersiz bir dokunuşu var.
Örnek Diyalog: Mentre discutevamo del nuovo film, Marta commentò: Il regista ha un tocco unico nella narrazione.
Türkçe: Yeni film hakkında tartışırken Marta şunları söyledi: Yönetmenin anlatımda benzersiz bir dokunuşu var.
Sell'anteprima del film ci saranno gli attori.
Filmin ön gösteriminde oyuncular da olacak.
Örnek Diyalog: All'anteprima del film ci saranno gli attori, quindi potremmo venderci l'opportunità di incontrarli non appena lanciamo i biglietti.
Türkçe: Filmin ön gösteriminde oyuncular da olacak, bu yüzden biletleri satışa çıkardığımızda onlarla tanışma fırsatını da değerlendirebiliriz.
L'attrice principale ha un talento naturale.
Ana kadın oyuncunun doğuştan bir yeteneği var.
Örnek Diyalog: Durante la pausa, il regista si rivolse al produttore e disse: L'attrice principale ha un talento naturale, è perfetta per questo ruolo.
Türkçe: Mola sırasında yönetmen yapımcıya dönerek şöyle dedi: Başrol oyuncusu doğuştan yetenekli, bu rol için mükemmel.
Il drama è stato acclamato dalla critica.
Drama, eleştirmenler tarafından övgüyle karşılandı.
Örnek Diyalog: Hai visto l'ultimo spettacolo teatrale? Il drama è stato acclamato dalla critica e non vedo l'ora di andarlo a vedere.
Türkçe: En son tiyatro oyununu gördün mü? Oyun, eleştirmenler tarafından çok beğenildi ve ben de gidip izlemek için sabırsızlanıyorum.
Il cineforum di questa sera discute i film degli anni '70.
Bu akşamki sinema forumunda 70'li yılların filmleri tartışılacak.
Örnek Diyalog: Mario ha annunciato: Il cineforum di questa sera discute i film degli anni '70, quindi non vedo l'ora di approfondire quel decennio del cinema!
Türkçe: Mario şöyle duyurdu: Bu akşamki sinema kulübümüz 70'li yılların filmlerini tartışacak, bu yüzden o sinema on yılını derinlemesine incelemeyi dört gözle bekliyorum!
La miniserie tratta un argomento molto delicato.
Mini dizi çok hassas bir konuyu ele alıyor.
Örnek Diyalog: La miniserie tratta un argomento molto delicato, quindi dovremmo guardare con attenzione e discutere le questioni che solleva.
Türkçe: Mini dizi çok hassas bir konuyu işliyor, bu yüzden dikkatle izlemeli ve gündeme getirdiği meseleleri tartışmalıyız.