Estonca Öğreniyorum

Estonca'da Edebiyat: Kitap Okuma ve Yazarlık Terimleri

Annika Pärn
32 dk okuma
Estonca edebiyat terimlerini, kitap okuma ve yazarlığı detaylarıyla keşfedin. En popüler kitaplardan, önde gelen yazarlara kadar geniş bir rehber.

Her dil, kendine özgü edebi bir zenginliğe ve ifade şekillerine sahiptir. Edebiyat, dilin inceliklerini, zenginliklerini ve güzelliklerini yansıtan bir sanat dalıdır. Estonca da kendi estetik değerleri ve zengin edebi terimleri ile dikkat çeken Ural dilleri ailesine mensup bir dildir. Başladığımız bu yolculukta, sizi Eston edebiyatının büyüleyici dünyasına davet ediyor ve okuma ile yazarlığa dair temel terimleri sizinle paylaşıyoruz.

Ilukirjandus

Edebiyat

Örnek Diyalog: Kas sa oskad soovitada mõnda head ilukirjandusteost, mida võiksin nädalavahetusel lugeda?

Türkçe: Hafta sonu okumak için bana önerebileceğin bazı iyi edebi eserler var mı?

Luule

Luule

Örnek Diyalog: I couldn't figure out what you meant by -luule, could you explain it to me, please?

Türkçe: -luule ifadesini ne anlama geldiğini çözemedim, bana açıklar mısınız, lütfen?

Proosa

Proza

Örnek Diyalog: As we debated the merits of various literary forms, Anna declared firmly, Proosa has a way of expressing the rawness of reality that poetry sometimes skirts around.

Türkçe: Çeşitli edebi türlerin faydalarını tartışırken Anna kesin bir şekilde ifade etti: Proza, bazen şiirin etrafından dolandığı gerçekliğin ham tarafını ifade etme konusunda bir yol buluyor.

Romaan

Roman

Örnek Diyalog: As we rounded the corner, the fading sunlight bathed the ancient walls of the Colosseum, prompting Julia to whisper reverently, Romaan architecture truly withstands the test of time.

Türkçe: Köşeyi döner dönmez, solgun güneş ışığı Kolezyum'un antik duvarlarını aydınlattı, Julia'nın huşu içinde fısıldamasına neden oldu, Roma mimarisi gerçekten zamanın sınavına dayanıyor.

Novell

Kısa öykü.

Örnek Diyalog: My old computer still runs on NetWare, Novell's network operating system from the '90s.

Türkçe: Eski bilgisayarım hala NetWare üzerinde çalışıyor, Novell'ın 90'lı yıllardan kalan ağ işletim sistemi.

Jutustus

Öykü

Örnek Diyalog: Ta kuulas huviga, kuidas vanaisa alustas oma jutustust vanaaegsest seiklusest, mis viis teda läbi mitmete maade ja mere.

Türkçe: Merakla dinledin, nasıl başladığını dedenin eski zaman macerasını anlatmasına, bu onu birçok ülke ve deniz boyunca götürdü.

Lühiproosa

Kısa öykü

Örnek Diyalog: Kas oled tutvunud selle autori lühiproosa kogumikuga?

Türkçe: Bu yazarın kısa öykü koleksiyonuyla tanışık mısın?

Draama

Drama

Örnek Diyalog: When she saw the spilled paint on her new carpet, she exclaimed in frustration, Draama, why does this always happen to me?

Türkçe: Yeni halısının üstüne dökülen boyayı gördüğünde, sinirle bağırdı, Dram, bu neden hep bana oluyor?

Näidend

Bu ifadenin doğrudan bir Türkçe karşılığı yok. Ancak, görünüşe göre bir yanlış yazım veya eksik bir ifade olduğundan, daha fazla bağlam olmadan anlamlı bir Türkçe çeviri yapmak mümkün değil. Näidend bir kelime fragmenti gibi duruyor ve muhtemelen bazı dillerde örneğin, Estonca'da “näidend” kelimesi oyun anlamına gelir) bir anlamı olabilir. Eğer bu bir dilde geçerli bir kelime ise, o dili tespit etmek ve o dildeki anlamına göre Türkçe'ye çevirmek gerekebilir. Ancak yine de, verilen bu tek kelimenin ne anlama geldiği veya hangi dilden geldiği konusunda yeterli bilgi bulunmadığı için kesin bir çeviri yapamamaktayım.

Örnek Diyalog: Kas sa oled juba seda uut Näidendit vaatamas käinud?

Türkçe: Bu yeni Oyunu izlemeye gittin mi?

Ajalooline romaan

Tarihi roman

Örnek Diyalog: Kas loed parasjagu mõnda põnevat ajaloolist romaani, mida soovitada võiksid?

Türkçe: Şimdiye kadar okuduğun bazı ilginç tarihi romanlar var mı ki tavsiye edebileceğin?

Elulugu

Elulugu kelimesinin Türkçe karşılığı ya da anlamı yoktur, bu yüzden doğrudan bir çeviri yapılamaz. Ancak, bu kelimenin bir yazım yanlışı ya da bir dili hatalı kullanım sonucu oluşmuş olabileceğini düşünürsek, doğru kelime ya da ifadeye ulaşmak için daha fazla bağlam veya açıklama gerekir.

Örnek Diyalog: Kui sa kirjutad oma raamatu, ära unusta lisada peatükki, mis räägib sinu elulugu detailsemalt.

Türkçe: Kendi kitabını yazarken, hayat hikayeni daha detaylı anlatan bir bölüm eklemeyi unutma.

Autobiograafia

Özgeçmiş

Örnek Diyalog: Kui sa tahad tõesti mind tundma õppida, peaksid lugema minu Autobiograafia, mis ma kirjutasin paar aastat tagasi.

Türkçe: Eğer gerçekten beni tanımak istiyorsan, birkaç yıl önce yazdığım Otobiyografi'mi okumalısın.

Memuaar

Hatıra

Örnek Diyalog: As she traced the delicate spine of the old book, Clara whispered softly, Memuaar holds secrets from a time long forgotten.

Türkçe: Eski kitabın narin sırtını izleyerek, Klara hafifçe fısıldadı, -Anılar, çok uzun zaman önce unutulmuş sırları saklıyor.

Reisikirjeldus

Seyahatname

Örnek Diyalog: Kas sa võiksid mulle saata Helsingi reisikirjelduse, millest rääkisid?

Türkçe: Helsinki seyahat yazısını, hani bahsetmiştin ya, onu bana gönderebilir misin?

Essee

Deneme

Örnek Diyalog: When the professor handed back our papers, she remarked with a smile, 'Well done on the essee, everyone truly expressed their individual perspectives.'

Türkçe: Profesör kağıtlarımızı geri verirken gülümseyerek, Makalede harika iş çıkardınız, herkes gerçekten kendi bireysel bakış açılarını ifade etmiş. dedi.

Kriitika

Kritika

Örnek Diyalog: At the book club, Priya whispered to Rachel, Kritika's insights on the novel were incredibly thought-provoking.

Türkçe: Kitap kulübünde, Priya Rachel'a fısıldadı, Kritika'nın romana dair görüşleri inanılmaz derecede düşündürücüydü.

Kirjandusteadus

Edebiyat Bilimi

Örnek Diyalog: Võtsin ülikoolis just kõrvalainena kirjandusteaduse kursuse ja see on palju põnevam, kui ma alguses arvasin.

Türkçe: Üniversitede yan dal olarak edebiyat bilimi kursu aldım ve bu başta düşündüğümden çok daha heyecan verici.

Lugeja

Okuyucu

Örnek Diyalog: I handed the book to Mari and said, Lugeja, time for a new adventure.

Türkçe: Mari'ye kitabı verdim ve dedim ki, Lugeja, yeni bir macera zamanı.

Kirjanik

Defter

Örnek Diyalog: Kas sa tutvusid juba uue Eesti kirjanik Margus Vaheri viimase romaaniga?

Türkçe: Estonian yazar Margus Vaher'in en son romanıyla zaten tanıştınız mı?

Autor

Yazar

Örnek Diyalog: As the professor wrapped up his lecture, he paused and said, Autor of this book really dives deep into the complexity of human psychology.

Türkçe: Profesör dersi özetlerken durakladı ve dedi ki, Bu kitabın yazarı gerçekten insan psikolojisinin karmaşıklığına derinlemesine dalmış.

Poetess

Şaire

Örnek Diyalog: The editor praised her, saying, Her work is truly remarkable; she is an incredibly talented poetess.

Türkçe: Editör onu övüyor ve İşi gerçekten kayda değer; o inanılmaz yetenekli bir şair. diyor.

Näitekirjanik

Örnek Defteri

Örnek Diyalog: Eestis peetakse Oskar Lutsu suurepäraseks näitekirjanikuks, kelle tööd on teatrilavadel elanud üle aastakümnete.

Türkçe: Eestis, Oskar Luts, olağanüstü bir oyun yazarı olarak kabul edilir ve onun eserleri tiyatro sahnelerinde onlarca yıl boyunca yaşamaya devam etmiştir.

Kirjastaja

Yayıncı

Örnek Diyalog: Otsin raamatupoes parimat müügiraamatut, kui äkki märkasin silti Kirjastaja Lemmikvalikud.

Türkçe: Kitapçıda en iyi satan kitabı arıyordum, birden bir işaret fark ettim Yayıncının Favori Seçimleri.

Toimetaja

Editör

Örnek Diyalog: Vabandust härra, kas te oskate öelda, kus ma võin leida toimetajat, sest mul on mõned kirjutised, mida tahaksin avaldada?

Türkçe: Özür dilerim beyefendi, acaba bana bir editörün nerede bulunabileceğini söyleyebilir misiniz? Çünkü yayınlamak istediğim bazı yazılarım var.

Küljendaja

Sayfa düzenleyici

Örnek Diyalog: Töökuulutuses otsitakse uut küljendajat, kes oleks loov ja täpne detailide suhtes.

Türkçe: İş ilanında, yaratıcı ve detaylara karşı titiz yeni bir sayfa tasarımcısı aranmakta.

Trükikoda

Türkçede

Örnek Diyalog: Kas sa tead, kas lähedal on mõni hea trükikoda, mis teeks kiiresti visiitkaarte?

Türkçe: Acaba yakınlarda hızlı bir şekilde kartvizit bastırabileceğim iyi bir matbaa biliyor musun?

Raamatupood

Kitapçı

Örnek Diyalog: Kas sa tead, kus on lähim Raamatupood, ma pean leidma viimase George R. R. Martini romaani.

Türkçe: Acaba biliyor musun, en yakın kitapçı nerede? Son George R. R. Martin romanını bulmam lazım.

Bibliograafia

Kaynakça

Örnek Diyalog: Kas olete kindel, et olete lisanud kõik viited lõppu bibliograafia peab olema täielik ja korrektne.

Türkçe: Emin misiniz, tüm referansları sona eklediniz kaynakça tam ve doğru olmalı.

Annotatsioon

Açıklama

Örnek Diyalog: The professor asked us to ensure that each journal entry includes a clear annotatsioon summarizing the key points.

Türkçe: Profesör, her dergi girişinin, ana noktaları özetleyen net bir 'annotasyon' içermesini sağlamamızı istedi.

Eessõna

Önsöz

Örnek Diyalog: Kas sa mäletad meie salajast eessõna, mida kasutame peidupaika sisenemiseks?

Türkçe: Gizli önsözümüzü hatırlıyor musun, onu saklanma yerine girmek için kullanıyoruz?

Järelsõna

Son söz

Örnek Diyalog: Raamatu lõppedes sain aru, et järelsõna andis teosele tõeliselt sügavama tähenduse.

Türkçe: Kitabın sonunda fark ettim ki, sonsöz esere gerçekten daha derin bir anlam katmış.

Sissejuhatus

Giriş

Örnek Diyalog: Kas sa võiksid alustada esitlust osaga, mis on märgistatud kui Sissejuhatus?

Türkçe: Sunumu Giriş olarak işaretlenmiş bölümle başlayabilir misin?

Peatükk

Bölüm

Örnek Diyalog: Vaatame, mis juhtub järgmises peatükk algab väga põnevalt.

Türkçe: Bakalım neler olacak sonraki bölüm çok heyecan verici bir şekilde başlıyor.

Stseen

Sahne

Örnek Diyalog: As the curtain fell, the director exclaimed with satisfaction Stseen was executed flawlessly tonight.

Türkçe: Perde indiğinde, yönetmen memnuniyetle haykırdı Sahne bu gece kusursuzca sergilendi.

Dialoog

Diyalog

Örnek Diyalog: The foundations of our project hinged upon the concept of Dialoog, a platform designed to facilitate open and collaborative communication.

Türkçe: Projemizin temelleri, açık ve işbirlikçi iletişimi kolaylaştırmak için tasarlanan Dialoog adlı platform konseptine dayanıyordu.

Monoloog

Monolog

Örnek Diyalog: While reciting his lines, the actor couldn't help but notice that the most challenging part was the intense emotional monologue towards the end of the play.

Türkçe: Repliklerini okurken, oyuncu oyunun sonlarına doğru gelen yoğun duygusal monoloğun en zorlayıcı kısım olduğunu fark etmeden edemedi.

Rütm

Ritim

Örnek Diyalog: Müziğin rütm ile harmanlandığını hissedebiliyor musun?

Türkçe: Müziğin ritimle birleştiğini hissediyor musun?

Riim

Riim kelimesi herhangi bir cümlenin parçası olmadığı için tek başına anlamlı bir çeviri sunulamaz. Ancak bu kelime bir yanlış yazım veya bir dilin kelimesi ise, bağlamı olmadan doğru bir Türkçe karşılığını belirlemek mümkün değildir. Eğer Riim bir isim veya özel bir terimse ve doğrudan Türkçeye çeviri gerektiriyorsa, genellikle özgün şekliyle bırakılır ya da bu kelimenin anlamına göre bir Türkçe karşılık bulunur. Daha fazla bilgi veya bağlam sağlarsanız daha doğru bir çeviri sunabilirim.

Örnek Diyalog: As the children recited their poems, little Sarah ended hers with a smile and the surprising phrase Riim is what breathes life into my toys.

Türkçe: Çocuklar şiirlerini okurken, küçük Sarah şiirini gülümseyerek ve şaşırtıcı bir sözle bitirdi Şiir, oyuncaklarıma hayat üfleyendir.

Allegooria

Alegori

Örnek Diyalog: While discussing art, she said Allegory often allows for deeper interpretation beyond the superficial visuals.

Türkçe: Sanatı tartışırken şunu söyledi Alegori genellikle, yüzeysel görsellerin ötesinde daha derin yorumlara imkan tanır.

Metafoor

Metafor

Örnek Diyalog: Als jij 'het licht van mijn leven' een metafoor noemt, dan heb je zeker nog nooit de intensiteit ervan gevoeld.

Türkçe: Eğer sen 'hayatımın ışığı'nı bir metafor olarak adlandırıyorsan, kesinlikle onun yoğunluğunu hiç hissetmemişsin demektir.

Süžee

Öykü Konusu

Örnek Diyalog: The director leaned back in his chair, stroking his beard thoughtfully before remarking, Süžee on this film is intriguing, complex, and demands our full attention.

Türkçe: Yönetmen koltuğuna yaslandı, sakalını düşünceli bir şekilde okşayarak, Bu filmin süjesi ilginç, karmaşık ve tam dikkatimizi gerektiriyor, diye belirtti.

Teema

Konu

Örnek Diyalog: While discussing the project's progress, Carlos turned to Sarah and asked, Teema, can you update us on the latest development with the marketing strategy?

Türkçe: Proje ilerlemesi hakkında tartışırken, Carlos Sarah'a dönerek sordu, Teema, pazarlama stratejisiyle ilgili en son gelişme konusunda bizi güncelleyebilir misin?

Motiiv

Motif

Örnek Diyalog: The motivational speaker aptly named his company Motiiv, to encapsulate the essence of inspiration and drive in one word.

Türkçe: Motivasyon konuşmacısı şirketini, ilham ve azmin özünü tek bir sözcükte toplamak için çok uygun bir isimle Motiiv olarak adlandırdı.

Tegelane

Aşık

Örnek Diyalog: Upon entering the old library, the librarian whispered, Tegelane, the book you seek is in the ancient texts section.

Türkçe: Eski kütüphaneye girer girmez kütüphaneci fısıldadı, Tegelane, aradığın kitap antik metinler bölümünde.

Peategelane

Baş karakter

Örnek Diyalog: Peategelane selle loo sees on keerulise iseloomuga, muutes iga peatüki ettearvamatuks.

Türkçe: Bu hikayenin ana karakteri karmaşık bir kişiliğe sahip, her bölümü öngörülemez kılıyor.

Kõrvaltegelane

Yan karakter

Örnek Diyalog: Kõrvaltegelande roll Oscaril läinud filmis oli nii meeldejääv, et paljud pidasid teda tegelikult peategelaseks.

Türkçe: Oscar kazanan filmdeki yan karakter rolü öylesine unutulmazdı ki, birçok kişi onu aslında ana karakter olarak gördü.

Antagonist

Antagonist

Örnek Diyalog: He admired the complex motives of the antagonist a character who embodied both villainy and vulnerability.

Türkçe: Kötü karakterin karmaşık motiflerine hayran kalmıştı hem kötülüğü hem de savunmasızlığı bünyesinde barındıran bir karakter.

Narratiiv

Anlatı

Örnek Diyalog: As the discussion progressed, Emily interjected with a thoughtful observation, Narratiiv is not merely about retelling events; it's about shaping our perception of reality.

Türkçe: Tartışma ilerlerken, Emily düşünceli bir gözlemle araya girdi: Narratif sadece olayları yeniden anlatmakla ilgili değil; bu, gerçeklik algımızı şekillendirmekle ilgilidir.

Perspektiiv

Perspektif

Örnek Diyalog: Kun katsot asiaa perspektiiv saatat huomata, että on olemassa muitakin tapoja nähdä tilanne.

Türkçe: Olaya perspektif açısından baktığında, durumu görmek için başka yolların da olduğunu fark edebilirsin.

Esimeses isikus vaatenurk

Esimeses ışıkta hemen sağa dön.

Örnek Diyalog: Raamatus kasutatakse esimest isikut, pakkudes lugejale väga isiklikku ja esimeses isikus vaatenurka peategelase mõttemaailma.

Türkçe: Kitapta birinci kişi kullanılmakta ve bu, okuyucuya ana karakterin dünyasına çok kişisel ve birinci kişi bakış açısı sunmaktadır.

Kolmandas isikus vaatenurk

Üçüncü kişi pencereyi vaat ediyor.

Örnek Diyalog: Kui kirjutad jutustust, pead otsustama, kas kasutad kõiketeadeva jutustaja kolmandas isikus vaatenurk või valiksid teise perspektiivi.

Türkçe: Bir öykü yazarken, her şeyi bilen bir anlatıcının üçüncü kişi bakış açısını kullanıp kullanmayacağına veya başka bir perspektif seçip seçmeyeceğine karar vermelisin.

Kõiketeadev jutustaja

Her Şeyi Bilen Anlatıcı

Örnek Diyalog: Vaatamata faktile, et lugu paistis lihtne, pakkus kõiketeadev jutustaja sügavamaid tõdesid, mida lugeja alles hiljem mõistis.

Türkçe: Gerçeğe rağmen hikaye basit görünse de, her şeyi bilen anlatıcı, okuyucunun ancak daha sonra anladığı derin gerçekleri sunuyordu.

Sisseelamine

İkamet etme

Örnek Diyalog: Katrin põhjalik sisseelamine rolli oli sügav ja tõi etendusele autentsuse, mida publik väga hindas.

Türkçe: Katrin'in role derinlemesine yaşayarak girişi performansa bir otantiklik kattı ve seyirci tarafından çok takdir edildi.

Ümberjutustus

Öykünme

Örnek Diyalog: Kas saaksid palun teha ümberjutustus sellest peatükist, et arutada seda detailsemalt?

Türkçe: Bu bölümün özetini yapabilir misiniz ki detaylı bir şekilde tartışabilelim?

Kokkuvõte

Özet

Örnek Diyalog: Kuulasin äsja lõppenud koosoleku arutelu kokkuvõtet ja mul on paar ettepanekut, mida edasi arutada.

Türkçe: Az önce sona eren toplantının tartışma özetini dinledim ve ileriye dönük birkaç önerim var.

Tõlkija

Çevirmen

Örnek Diyalog: Kas sa oskad mulle öelda, kus ma leian hea tõlkija, kes suudaks minu dokumendid kiirelt ära tõlkida?

Türkçe: Bana iyi bir çevirmenin nerede bulabileceğini söyleyebilir misin, belgelerimi hızlıca çevirebilecek?

Originaaltekst

Orijinal metin

Örnek Diyalog: Could you please send me the Originaaltekst section so that I can compare it with the translated document?

Türkçe: Özgün metin bölümünü bana gönderebilir misiniz, böylece çevrilen belge ile karşılaştırma yapabilirim?

Tõlkekirjandus

Çeviri Edebiyatı

Örnek Diyalog: Eva, kas oled uurinud, kuidas tõlkekirjandus mõjutab meie arusaama eri kultuuridest?

Türkçe: Eva, çeviri edebiyatının farklı kültürlere dair anlayışımızı nasıl etkilediğini araştırdın mı?

Kirjalik eneseväljendus

Yazılı kendini ifade etme

Örnek Diyalog: Õpetaja tõstis esile Mari kirjalik eneseväljendus, mis oli erakordselt hea.

Türkçe: Öğretmen, Mari'nin yazılı ifade becerisinin olağanüstü iyi olduğunu vurguladı.

Kirjandi kirjutamine

Kompozisyon yazma

Örnek Diyalog: Täna on mul vaja keskenduda kirjandi kirjutamisele, et see homme õpetajale esitada.

Türkçe: Bugün denemenin yazımına odaklanmam gerekiyor ki yarın öğretmene sunabileyim.

Loominguline kirjutamine

Örnekli yazma

Örnek Diyalog: Loominguline kirjutamine on minu jaoks põgenemise viis igapäevaelu monotoonsusest.

Türkçe: Lirik yazmak benim için günlük yaşamın monotonluğundan kaçış yöntemidir.

Käsikiri

El yazması

Örnek Diyalog: Kas sa said arhivaarilt selle vana käsikirja koopia, mida otsisime?

Türkçe: Evet, arşivciden o aradığımız eski el yazması kopyasını aldım.

Mustand

Mustang

Örnek Diyalog: I couldn't believe my eyes when I spotted an old Mustang buried under a heap of junk in the barn.

Türkçe: Ahırdaki bir çöp yığınının altına gömülmüş eski bir Mustang’i gördüğümde gözlerime inanamadım.

Korrektuur

Düzelti

Örnek Diyalog: After finishing her essay, Anna asked her roommate, 'Could you please do a Korrektuur on this before I submit it?'

Türkçe: Makalesini bitirdikten sonra Anna, oda arkadaşına sordu, Bunu teslim etmeden önce lütfen bunun üzerinde bir düzeltme yapar mısın?

Publikatsioon

Yayın

Örnek Diyalog: Kas sa oled juba näinud viimast publikatsioon, mis räägib uutest avastustest kvantfüüsikas?

Türkçe: Sen zaten son kuantum fiziğindeki yeni keşifler hakkında konuşan yayını gördün mü?

Kirjanduspreemia

Edebiyat Ödülü

Örnek Diyalog: Eile kuulutati ootamatult välja, et selle aasta Kirjanduspreemia laureaat on hoopis noor debüütautor.

Türkçe: Dün, bu yılın Edebiyat Ödülü'nün tamamen beklenmedik bir şekilde genç bir ilk eser yazarına verildiği açıklandı.

Kirjandusfestival

Edebiyat Festivali

Örnek Diyalog: Kas sa lähed sel aastal Kirjandusfestivalile, mis on tuntud oma põnevate autorite ja arutelude poolest?

Türkçe: Bu yıl, heyecan verici yazarları ve tartışmalarıyla tanınan Edebiyat Festivali'ne gidiyor musun?

Raamatusari

Kitap serisi

Örnek Diyalog: Kas sa oled juba lugenud seda uut raamatut sarjast Raamatusari?

Türkçe: Bu yeni kitap serisinden Raamatusari serisindeki kitabı zaten okudun mu?

Estonca, Ural dilleri ailesinin kendine özgü ve sihirli üyelerinden biridir. Her ne kadar kimi zaman yabancı bir dilin zorluğunu ve karmaşıklığını düşünsek de, Estonca’nın edebiyat ve yazı dünyası birçok dil meraklısına fazlasıyla ilham verecek güzellikler taşır. Özellikle kitap okumayı, edebi serüvenlere yolculuk yapmayı ve yazı yazmayı seven herkesin, bu dilin içinde barındırdığı zarafeti keşfetmeye başladıkça keyif alacağını düşünüyorum. Bu yazıda, hiçbir ön bilginiz yokmuş gibi varsayarak Estonca’daki temel edebiyat, kitap okuma ve yazarlık terimlerini sizlerle paylaşacağım. Hem yeni kelimeleri öğrenirken, hem de bu kelimelerin Estonca’daki etkileşimli kullanımına küçük küçük dokunacağız. Ayrıca günlük hayatta kullanabileceğiniz bazı örnek cümleleri de vurgulayarak, Estonca ile aranızda doğal bir köprü kurmayı amaçlayacağım.

Giriş

Estonca, söz dizimi ve kelime yapısı bakımından Türkçeden oldukça farklıdır. Ancak bu farklılık, öğrenme sürecini de ayrı bir keyfe dönüştürebilir. Bazen yabancı bir dilde yalnızca birkaç kelime bile bilmek, o dilin ruhuna daha kolay nüfuz etmemize yardımcı olur. Bu bakımdan, edebiyat ve yazarlık gibi konular üzerine odaklanmak, Estonca kelimeleri daha etkili ve anlamlı biçimde zihnimizde tutmamızı sağlayabilir. Gelin, önce temel terimlerle başlayalım ve ardından bu kelimeleri nasıl kullanabileceğimize dair örnek ifade ve cümleleri inceleyelim.

Burada amaç, dilin en temel yapı taşlarından yola çıkarak, kendinize özgü küçük bir Estonca dağarcığı oluşturmaktır. İçinde gizli bir zarafet barındıran bu dilde edebiyat kavramını konuşurken, kitap okuma ve yazma üzerine birçok kelime ve ifade göreceğiz. Bu yazıyı okurken aklınıza takılan kelimeleri bir kenara not alarak daha sonra tekrar bakmanız, uzun vadede kelime haznenizin gelişimine katkı sağlayabilir. Yavaş yavaş, adım adım, Estonca’yı kendi içinde tanımaya başlayacağız.

Estonca’da Edebiyat Kavramı ve Temel Kelimeler

Edebiyat, bir dilin kültürel kimliğini, tarihini ve hatta duygusal yönünü yansıtan önemli bir alandır. Estonca’da edebiyat kelimesi “kirjandus” (okunuş: [kir-YAN-dus]) olarak karşımıza çıkar. Bu kelime genellikle “edebiyat” anlamında kullanılır ama aynı zamanda bir eser bütününü de ifade edebilir. Örneğin:
- “Eesti kirjandus” → “Estonca edebiyatı”
- “Ma armastan eesti kirjandust.” → “Eston edebiyatını seviyorum.”

Bir diğer önemli kavram da “kirjanik” (okunuş: [kir-YA-nik]) yani yazar kelimesidir. Eğer bir roman ya da bir öykü yazarıyla tanışır veya ondan bahsederseniz, bu kelimeyi devreye sokmanız yeterli olacaktır. Örnek olarak:
- “Ta on kuulus kirjanik.” → “O, ünlü bir yazardır.”
- “See kirjanik kirjutab luuletusi.” → “Bu yazar şiirler yazıyor.”

Eğer okumayı seven biriyseniz Estoncada “lugeja” ([LU-ge-ya]) kelimesi tam size göre demektir. “Okur” ya da “okuyucu” anlamında kullanılan bu ifade, edebiyat dünyasının da olmazsa olmazıdır. Çünkü her yazarın kaleme aldığı metni, bir noktada okura ulaştırma amacı vardır. Örnek cümle:
- “Ma olen suur lugeja.” → “Ben büyük bir okuyucuyum.”
- “Lugejad ootavad uut raamatut.” → “Okurlar yeni kitabı bekliyor.”

Belki de edebiyat ve yazarlık dünyasının en somut unsurlarından biri olan kitap, Estoncada “raamat” ([raa-mat]) olarak adlandırılır. Raamat, günlük hayatta en çok kullanacağınız kelimelerden biri olacaktır. Örneğin:
- “See raamat on väga huvitav.” → “Bu kitap çok ilginç.”
- “Mul on kaks eesti raamatut.” → “İki Estonca kitabım var.”

Yaza yaza veya konuşa konuşa, kelimeleri zihinlerimize nakşetmek her zaman daha kolay olur. O yüzden, bu ilk bölümde kısa kısa örneklerle pratik yapmaya çalıştık. Şimdi, biraz daha derinleşelim ve yazmanın, okumanın inceliklerine dair kelimelere, ifadelere göz atalım.


Yazma Süreci ve İlgili Terimler

Yazarlık, tıpkı bir seri ressamlık gibi, düşüncelerin kâğıda veya dijital ortama yansıtılmasıdır. Estonca’da bir eser için “teos” ([te-os]) ifadesi kullanılır. Bu kelime, hem genel anlamda bir yapıtı hem de sanatsal veya edebi bir ürünü tanımlayabilir. Örneğin:
- “Tema uus teos on palju kiitust saanud.” → “Onun yeni eseri çok övgü aldı.”
- “See teos käsitleb sõprust ja armastust.” → “Bu eser dostluk ve aşkı ele alıyor.”

Bir eseri oluştururken, konu veya ana fikir vazgeçilmezdir. Estonca’da konu veya tema anlamında “süžee” ([sü-ŽEE]) kelimesini sıklıkla duyarız. Romanın, hikâyenin veya tiyatro metninin temel iskeletini oluşturur. Örnek:
- “Selle raamatu süžee on põnev.” → “Bu kitabın konusu sürükleyici.”
- “Kirjanik mõtleb uut süžeed.” → “Yazar yeni bir konu üzerinde düşünüyor.”

Her eserin akıcı olmasını sağlayan veya okunabilirliğini kolaylaştıran yapı taşlarından biri de “peatükk” ([pea-TÜK]) yani bölüm kavramıdır. Bir kitabın çeşitli kısımlara ayrılmış halleri, okuru metne daha fazla dâhil eder. Örneğin:
- “Need peatükid on liiga lühikesed.” → “Bu bölümler çok kısa.”
- “Järgmises peatükis juhtub midagi ootamatut.” → “Bir sonraki bölümde beklenmedik bir şey oluyor.”

Yazma süreci hakkında konuşurken, Estonca’da bu eylemi ifade eden fiil, “kirjutama” ([kir-yu-TA-ma]) fiilidir. Siz de kendinizi yazı yazarken ifade etmek isterseniz, “Ma kirjutan…” kalıbıyla başlayabilirsiniz. Örnek cümle:
- “Ma kirjutan praegu lühijuttu.” → “Şu anda bir kısa hikâye yazıyorum.”
- “Kas sa kirjutad eesti keeles?” → “Estonca mı yazıyorsun?”

Ayrıca, eğer bir hikâye yazıyorsanız, hikâye kelimesini Estonca’da “jutustus” ([yu-TUS-tus]) olarak kullanabilirsiniz. Kısa hikâyeler için de “lühijutt” ([lüh-i-yutt]) terimi sıklıkla tercih edilir.


Okuma Alışkanlığı ve Günlük Hayatta Karşılaşabileceğiniz Bazı İfadeler

Okumak, bir dil öğrenmenin ve aynı zamanda bir kültürü tanımanın en iyi yollarından biridir. Estoncada “okumak” fiiline “lugema” ([lu-ge-ma]) denir. Bu fiili günlük hayatta defalarca duyabilirsiniz. Örnek:
- “Ma loen igal õhtul raamatut.” → “Her akşam kitap okurum.”
- “Kas sa loed eesti kirjandust?” → “Eston edebiyatı okuyor musun?”

Yeni bir kütüphaneye gitmek, Estonca kitapları incelediğiniz kitapçıda meraklı gözlerle raflara bakmak, hatta bir arkadaşınızın evinde rastladığınız bir Estonca kitabı karıştırmak… Tüm bu küçük deneyimler, kelime dağarcığınızı genişletebilir. “Kütüphane” anlamına gelen “raamatukogu” ([raa-ma-tu-KO-gu]) kelimesini tanımak da günlük hayatta işinize yarayabilir. Örnek:
- “Ma laenutan raamatukogust kaks raamatut.” → “Kütüphaneden iki kitap ödünç alıyorum.”
- “Raamatukogus on vaikne.” → “Kütüphanede sessizlik vardır.”

Bazen okumayı veya yazmayı sevdiğinizi ifade etmek istersiniz. İşte burada devreye “Mulle meeldib lugeda” ([mul-le MEEL-dib lu-ge-da]) yani “Ben okumayı seviyorum” ifadesi girer. Yazmayı seviyorsanız, “Mulle meeldib kirjutada” ([mul-le MEEL-dib kir-yu-TA-da]) diyebilirsiniz. Bu küçük cümlelerle Estonca’nın günlük hayatta nasıl kullanılabileceğini görmek, motivasyonunuzu artırabilir.


Edebi Türler: Estonca’da Şiir, Düz Yazı ve Tiyatro

Her edebiyatın temelinde farklı türler ve üsluplar yatar. Estonca’da şiir için “luule” ([lu-u-le]) ifadesi kullanılır. Şiir, imgelerin ve duyguların en yoğun halde karşımıza çıktığı edebi türlerden biridir. Bu yüzden “luule” kelimesi, bir metnin şiirsel ya da şiir formatında olduğunu belirtmek için önemlidir:
- “Ma kirjutan luuletusi.” → “Şiirler yazıyorum.”
- “Eesti luule on väga kaunis.” → “Eston şiiri çok güzeldir.”

Düz yazı türü için “proosa” ([pro-za]) kelimesi tercih edilir. Romanlar, öyküler, denemeler “proosa” kapsamına girer. Örneğin:
- “See on proosavormis kirjutatud teos.” → “Bu eser düz yazı biçiminde kaleme alınmıştır.”
- “Ma eelistan proosat luulele.” → “Düz yazıyı şiire tercih ederim.”

Tiyatro eseri ya da oyun için kullanılan Estonca kelime ise “näidend” ([nayn-dend]) şeklindedir. Bu kelime, sahnede canlandırılan diyaloglara, aksiyona ve karakterlere dayalı metinleri ifade etmek için kullanılır:
- “Ta kirjutas kuulsa näidendi.” → “O ünlü bir tiyatro oyunu yazdı.”
- “Näidendit esitatakse teatris.” → “Oyun tiyatroda sahneleniyor.”

Tüm bu terimler, edebiyatın farklı alanlarında varlık gösterir ve her biri kendi estetik formunu taşır. Şimdi, pratik kullanım açısından, Estoncada bu türlerle ilgili bir sohbette nasıl cümleler kurabileceğimize göz atalım.

1- “Mulle meeldib lugeda luulet.” (Şiir okumayı seviyorum.)

2- “Kas sulle meeldib proosa või luule?” (Düz yazıyı mı yoksa şiiri mi seversin?)

3- “Ma unistan kunagi näidendi kirjutamisest.” (Bir gün tiyatro oyunu yazmayı hayal ediyorum.)

Her ne kadar ilk bakışta kelime hafızası zor görünse de, bu küçük ifadeleri sürekli pratik ederek kavrayabilirsiniz.


Estonca İfadeleri Alt Alta Sıralayalım

Şimdi, günlük hayatta hemen kullanıma geçebileceğiniz bazı Estonca ifadeleri ve kitap okuma-yazmayla ilgili cümleleri maddeler halinde sıralamak istiyorum. Bu liste, size hızlı bir şekilde başvurabileceğiniz kısa bir rehber olabilir:

  • “Ma loen raamatut.” → “Kitap okuyorum.”

  • “Kas sul on mõni soovitus?” → “Bir önerin var mı?” (Kitap, yazar vs. konusunda kullanılabilir.)

  • “Ma kirjutan oma päevikusse.” → “Günlüğüme yazıyorum.”

  • “See peatükk oli väga pikk!” → “Bu bölüm çok uzundu!”

  • “Mulle meeldib kirjandus.” → “Edebiyatı seviyorum.”

  • “See kirjanik on väga populaarne.” → “Bu yazar çok popüler.”

  • “Kas loed luulet või proosat?” → “Şiir mi yoksa düz yazı mı okuyorsun?”

  • “Ma otsin uut raamatut raamatu-poest.” → “Kitapçıdan yeni bir kitap arıyorum.”

Tüm bu ifadeler, gün içinde alınabilecek basit konuşmayı zenginleştirir. Özellikle okuma tutkunuysanız veya yazmayı seviyorsanız, bu kelimelerle enerjik bir sohbet ortamı oluşturabilirsiniz.


Okuma ve Yazma Eylemlerinde İnce Detaylar

Dil öğrenirken bazen sadece fiilleri ve isimleri öğrenmekle kalmaz, o fiillerin nasıl zamanlara ya da çekimlere dönüştüğüne de göz atarız. Estonca, eklemeli dillerden biri olsa da, Türkçeden farklı yönleriyle sizi şaşırtabilir. Fakat şu anda karmaşık gramer konularına dalmak yerine, daha sade örneklerle ilerleyeceğiz. Örneğin:

1) “Ma loen.” (Ben okuyorum.)
2) “Sa loed.” (Sen okuyorsun.)
3) “Ta loeb.” (O okuyor.)

Bu lugema fiilinin en temel çekimlerinden bazıları. Yazmak fiili “kirjutama” için de benzer çekimler geçerli:

1) “Ma kirjutan.” (Ben yazıyorum.)
2) “Sa kirjutad.” (Sen yazıyorsun.)
3) “Ta kirjutab.” (O yazıyor.)

Görüldüğü gibi, kök fiil değişse bile ekler de gözle görülür bir değişiklik var. Bu örnekler, günlük hayatta karşınıza en sık çıkacak fiil çekimleri arasında yer alır. Daha kapsamlı gramer detayları ise ilerleyen öğrenme süreçlerinde karşınıza çıkabilir; şimdilik pratik cümle kurmaya odaklansak yeterli.


Gelişme: Edebiyatın Renkli Dünyası ve Estonca Terminolojinin Zenginliği

Estonca’da edebiyat üzerine konuşmaya devam ederken, günlük hayatta:

  • Yeni çıkmış kitaplardan sohbet edebilir,

  • Bir eserin konusunu tartışabilir,

  • Bir yazarın üslubunu övebilir ya da eleştirebilirsiniz.

Estonca’da tartışmak fiili “arutama” ([a-ru-ta-ma]) olarak geçer. Eğer bir kitap kulübü gibi edebi sohbet ortamında bulunursanız, “raamatuklubi” ([raa-ma-tu-KLU-bi]) ifadesi de karşınıza çıkabilir. Sohbet sırasında kullanabileceğiniz bazı ifadeler şöyle:

  • “Lähme kohvikusse ja arutame seda raamatut.” → “Haydi kafeye gidip bu kitabı tartışalım.”

  • “Mul on raamatuklubi kohtumine reedel.” → “Cuma günü bir kitap kulübü buluşmam var.”

Bir eseri değerlendirirken, güzel ya da sıkıcı bulduğunuzu Estoncada şu şekilde ifade edebilirsiniz:
- “See raamat on igav.” → “Bu kitap sıkıcı.”
- “See raamat on põnev.” → “Bu kitap heyecan verici.”
- “Kirjaniku stiil on väga kaasahaarav.” → “Yazarın üslubu çok sürükleyici.”
- “Mulle meeldib tema keelekasutus.” → “Onun dil kullanımını seviyorum.”

Burada stil kavramı “stiil” ([stiil]) ve dil kullanımı kavramı da “keelekasutus” ([kee-le-ka-su-tus]) şeklinde ifade edilir. Bir eserin bütüncül anlamda kalitesini vurgulamak isterseniz, “kvaliteet” ([kva-li-teet]) kelimesini kullanabilirsiniz. Böylece, bir kitaptan veya yazardan söz ederken daha detaylı bir yorum yapmış olursunuz.

Edebiyat dünyasında, eleştiri ve inceleme de önemli bir yer tutar. Eleştiri için “kriitika” ([krii-ti-ka]) kelimesine rastlayabilirsiniz. “Kriitikud” ([krii-ti-kud]) ise eleştirmenler anlamına gelir. Eğer bir kitabın incelemesini okuduysanız, “Ma lugesin selle raamatu kohta kriitikat.” diyerek, kitabın eleştirisini okuduğunuzu ifade edebilirsiniz. Aynı şekilde, edebiyat eleştirmeni kavramı da “kirjanduskriitik” ([kir-yan-dus-krii-tik]) şeklinde karşınıza çıkar.

Şimdi, madde madde edebiyat sohbetlerinde karşınıza çıkabilecek bazı terimlere ve bunların Türkçe anlamlarına tekrar göz atalım:

  • Kirjandus → Edebiyat

  • Kirjanik → Yazar

  • Lugeja → Okur

  • Raamat → Kitap

  • Teos → Eser

  • Süžee → Konu, tema

  • Peatükk → Bölüm

  • Luule → Şiir

  • Proosa → Düz yazı

  • Näidend → Tiyatro oyunu

  • Raamatukogu → Kütüphane

  • Kirjutama → Yazmak

  • Lugema → Okumak

  • Arutama → Tartışmak

  • Kriitika → Eleştiri

  • Stiil → Üslup, stil

  • Keelekasutus → Dil kullanımı

Bu terimleri, yer yer günlük hayatta kullanarak veya basit cümle örneklerine dökerek içselleştirebilirsiniz.


Biraz da Duygu Katmak: Edebi Düşünceleri İfade Etme

Edebiyat sadece bilgi aktarımı ya da eğlence aracı değil; aynı zamanda duyguların, fikirlerin ve hayal gücünün dışa vurumu. Estonca’da hayal dünyası ifadesi için “fantaasiamaailm” ([fan-taa-si-a-maa-ilm]) kullanılabilir. Bir romanı veya hikâyeyi çok sürükleyici bulduğunuzda, “kaasahaarav” ([kaa-sa-haa-rav]) kelimesi tam da ihtiyacınızı karşılar. Örneğin:

  • “See raamat on väga kaasahaarav.” → “Bu kitap çok sürükleyici.”

  • “Mulle meeldib, et kirjaniku fantaasiamaailm on piiritu.” → “Yazarın hayal dünyasının sınırsız olmasını seviyorum.”

Eğer bir karakterden (tegelane, [te-ge-la-ne]) bahsedecek veya karakterlerin oyunculuğundan söz edeceksiniz, “Tegelased on väga hästi kirjutatud.” (“Karakterler çok iyi yazılmış.”) gibi bir cümle kurabilirsiniz. Karakterlerin derinliğine değinmek istediğinizde, “neil on sügav psühholoogia” (“onların derin bir psikolojisi var”) diyebilirsiniz.

Duygular üzerinden ilerleyip, bir kitabın sizi nasıl etkilediğini söylemek isterseniz, Estonca’da “mõjutama” ([mı-yu-ta-ma]) fiilini kullanabilirsiniz. Bir eserin sizi duygusal açıdan etkilediğini “See raamat mõjutas mind sügavalt.” (“Bu kitap beni derinden etkiledi.”) şeklinde dile getirebilirsiniz.

Benzer şekilde, “hämmastav” ([häm-mas-tav]) gibi bir kelimeyle harika, müthiş, şaşırtıcı gibi duyguları anlatmak da oldukça yaygındır:
- “Selle luuletuse kujundid on hämmastavad.” → “Bu şiirdeki imgeler müthiş.”


Edebi Söyleşilerde Kullanılabilecek İfadeler

Günlük hayatta ya da bir edebiyat toplantısında, Estonca konuşmak veya yazmak istediğinizde aşağıdaki cümleler işinize yarayabilir:

1- “Mida sa praegu loed?”

- “Şu anda ne okuyorsun?”

2- “Kas soovitad mulle midagi lugemiseks?”

- “Okumak için bana bir şey tavsiye eder misin?”

3- “Ma kirjutan uut lühijuttu.”

- “Yeni bir kısa hikâye yazıyorum.”

4- “Selle raamatu süžee on väga põnev.”

- “Bu kitabın konusu çok sürükleyici.”

5- “Kas see on luule või proosa?”

- “Bu şiir mi yoksa düz yazı mı?”

6- “Ma tahan saada kirjanikuks.”

- “Yazar olmak istiyorum.”

7- “Eesti kirjandus on minule väga huvitav avastus.”

- “Eston edebiyatı benim için çok ilginç bir keşif.”

8- “Kus on lähim raamatukogu?”

- “En yakın kütüphane nerede?”

Üstteki numaralı liste, Estonca’da kitap okuma ve yazarlığa dair konuşurken başvurabileceğiniz temel sorular ve ifadeleri içerir. Cümle kalıplarına alıştıkça, dilinizin açıldığını hissedeceksiniz.


Günlük Hayattan Küçük Tiyolar

  • Alışkanlıklar: Eğer her gün düzenli okuma veya yazma alışkanlığınız varsa, Estonca’da “harjumus” ([har-yu-mus]) kelimesini kullanabilirsiniz. “Mul on lugemisharjumus.” (“Okuma alışkanlığım var.”) diye belirterek, bu konuyu dile getirebilirsiniz.

  • Zaman Yönetimi: “aega leidma” ([a-e-ga ley-dma]) “zaman bulmak” manasına gelir. Örneğin, “Mul on raske aega leida lugemiseks.” (“Okumak için zaman bulmakta zorlanıyorum.”) ifadesi, günlük sorunlardan biri olabilir.

  • Beğeni ve İlgi: “huvitav” ([hu-vi-tav]) kelimesi “ilginç” anlamında en çok karşınıza çıkacak sözcüklerden biri. “On huvitatud” ([on hu-vi-ta-tud]) yapısı ise “ilgilenmekte” anlamına gelir; “Ta on huvitatud eesti kirjandusest.” (“O, Eston edebiyatıyla ilgileniyor.”) diyebilirsiniz.

  • Altını Çizmek: Eğer kitaptaki satırların altını çizme alışkanlığınız varsa, Estonca’da “alla tõmbama” ([al-la tım-ba-ma]) ifadesi vardır. “Ma tõmban olulised laused alla.” (“Önemli cümlelerin altını çiziyorum.”) şeklinde söyleyebilirsiniz.


Sonuç: Estonca ile Edebiyat Dünyasına Açılan Kapı

Yavaş yavaş sona yaklaşırken, Estonca’nın edebiyat ve yazarlık konularında sunduğu temel terimlere, ifadelere ve basit cümle kalıplarına değindik. Başka bir dilde yazmak ve okumak, o dilin kalbine erişmenin en özel yollarından biridir. Estonca gibi, kendine has ritmi ve ses düzeni olan bir dilde ise edebiyat kesinlikle önce kulağa, sonra ise ruha hitap eder.

Bazen sadece bir kelime, bazen ise bir cümle bile, bizi o dilin büyülü atmosferine yaklaştırır. Estonca’da “raamat” kelimesini her duyduğunuzda belki de artık sadece bir kitap nesnesini değil, aynı zamanda yepyeni bir dünyanın kapısını düşüneceksiniz. Ya da “kirjanik” derken, bir yazarın onurunu, yaratım sürecinin değerini, emeklerini hissedeceksiniz. Tıpkı “lugeja” denildiğinde okurluk kavramının ne kadar önemli bir sorumluluk ve aynı zamanda bir zevk olduğunu aklınıza getirmeniz gibi.

Şimdi, isterseniz bu yazıyı sonlandırırken birkaç altı çizili ve kalın kelimeyle vurguyu daha belirgin hâle getirelim:

  • Estonca’da edebiyatın karşılığı: kirjandus

  • Bir yazar olmak isteyenlerin sembolü: kirjanik

  • Okumayı yaşam biçimi hâline getirmiş okurlar: lugeja

  • Her sayfası yeni bir dünya olan kitaplar: raamat

Unutmayın ki, bir dilin inceliklerini öğrenmenin en yol gösterici yöntemlerinden biri, o dile dair metinleri okumak, küçük cümleler yazmaktır. Estonca’da bir öykü (jutustus) ya da küçük bir deneme yazarak, kelime dağarcığınızı daha da genişletmeye başlayabilirsiniz. O an geldiğinde, belki de “Ma kirjutan eesti keeles!” (Ben Estonca yazıyorum!) demenin heyecanını yaşayacaksınız.

Estoncayı tanırken, kelimelerin ötesine geçip dilin ritmini, tarihini ve kültürel arka planını da gözlemlemek gerekebilir. Hangi dili öğrenirsek öğrenelim, o dilin edebiyatını anlamak, yazarların ve okurların kurduğu bu büyülü diyalogda yer almak bize farklı bir vizyon katar. Sırf bir roman okuduğunuz için Estonya sokaklarında adımlıyormuş gibi hissetmeniz veya bir şiirden dolayı Baltık Denizi’nin tuzlu kokusunu burnunuzda duymanız, işte edebiyatın gücüdür.

Umarım, burada paylaştığımız kelimeler, ifadeler ve küçük örnek cümleler, Estonca’ya dair merakınızı körükler ve belki de en yakın kitapçıya giderek bir Estonca kitap almak istersiniz. Veya elinizdeki deftere birkaç Estonca cümle karalamak için keyifli bir motivasyon bulursunuz. Yazının başından bu yana aktarmaya çalıştığımız gibi, dikkat etmeniz gereken nokta, bu kelimeleri ve ifadeleri günlük yaşamda mümkün olduğunca kullanmaya gayret göstermektir.

Bu vesileyle, “häid lugemiselamusi!” (Keyifli okumalar!) diyerek yazımı sonlandırıyorum. Estonca’da edebiyat, kitap okuma ve yazarlığa dair bu rehber niteliğindeki satırların sizler için bereketli bir başlangıç olmasını diliyorum. Her bir cümlede, her bir kelimede, Estonca’nın kendi renkli ruhunu görmeniz ve bu ruhun sizi yeni keşiflere yönlendirmesi temennisiyle…