Estonca Öğreniyorum

Estonca Telefon Görüşmeleri: Temel İfadeler ve Örnekler

Annika Pärn
45 dk okuma
Estonca telefon görüşmelerinde başarılı olun! Temel ifadeler ve örneklerle, iletişiminizi güçlendirin. İpuçları ve pratikler burada.

Girişten itibaren telefon görüşmeleri çoğumuz için heyecan verici bir eylem olabilir; özellikle de farklı bir dilde iletişim kuruyorsak. Akıcı ve doğru bir telefon konuşması yapabilmek, dil öğreniminde önemli bir kilometre taşıdır ve Estonca öğrenenler için de bu durum farklı değildir. Bu makalemizde, Estonca telefon konuşmalarında sıkça karşımıza çıkan ifadeleri ve bu ifadelerin nasıl kullanıldığına dair verdiğimiz örneklerle, dildeki patlayıcılık unsurlarını keşfedeceğiz.

Tere!

Merhaba!

Örnek Diyalog: Tere! How have you been since we last met?

Türkçe: Merhaba Tere! En son görüştüğümüzden beri nasılsın?

Tere päevast!

İyi günler!

Örnek Diyalog: Tere päevast! Kas ma saan teid kuidagi aidata?

Türkçe: Günaydın! Size nasıl yardımcı olabilirim?

Tere õhtust!

İyi akşamlar!

Örnek Diyalog: Kui Jaan uksest sisse astus, tervitas ta pererahvast sõbralikult: Tere õhtust! Kuidas teil läinud on?

Türkçe: Jaan kapıdan içeri adım atınca ev halkını dostça selamladı: İyi akşamlar! Nasıl gidiyor?

Kuidas läheb?

Nasılsın?

Örnek Diyalog: Tere, Mari! Kuidas läheb?

Türkçe: Merhaba, Mari! Nasıl gidiyor?

Hästi, aitäh!

Sağ ol, teşekkür ederim!

Örnek Diyalog: Kuidas läks sinu tööintervjuu täna? Hästi, aitäh!

Türkçe: Bugün iş görüşmen nasıl geçti? İyi, teşekkür ederim!

Halvasti, kahjuks.

Kötü, ne yazık ki.

Örnek Diyalog: -Kahjuks jäin haigeks ja tunnen end halvasti, seega ei saa ma täna koosolekul osaleda.

Türkçe: Maalesef hastalandım ve kendimi kötü hissediyorum, bu yüzden bugünkü toplantıya katılamayacağım.

Mis sinu nimi on?

Senin adın nedir?

Örnek Diyalog: Kui uus õpilane klassi sisse astus, pöördus õpetaja tema poole ja küsis, Mis sinu nimi on?

Türkçe: Yeni öğrenci sınıfa girdiğinde, öğretmen ona dönerek sordu: Adın ne?

Minu nimi on...

Benim adım...

Örnek Diyalog: Tere, minu nimi on Katrin, meeldiv teiega tutvuda.

Türkçe: Merhaba, benim adım Katrin, tanıştığımıza memnun oldum.

Räägite te inglise keelt?

İngilizce konuşuyor musunuz?

Örnek Diyalog: Excuse me, kui ma tohin küsida räägite te inglise keelt?

Türkçe: Affedersiniz, sormaya devam edebilir miyim İngilizce konuşuyor musunuz?

Jah, ma räägin natuke.

Evet, biraz konuşabiliyorum.

Örnek Diyalog: Kui keegi küsib, kas ma oskan eesti keelt, vastan alati: Jah, ma räägin natuke.

Türkçe: Eğer birisi bana Estonyaca bilip bilmediğimi sorarsa, her zaman şöyle cevap veririm: Evet, biraz konuşabiliyorum.

Ei, ma ei räägi inglise keelt.

Hey, ben İngilizce konuşmuyorum.

Örnek Diyalog: Kui turist küsis teed, vastasin ma vabandavalt: Ei, ma ei räägi inglise keelt.

Türkçe: Turist yol sorduğunda özür dileyerek yanıtladım: Hayır, İngilizce konuşmuyorum.

Kas saaksin rääkida härra/mees proua/nais

Bay/beyefendi ile bayan/hanımefendi konuşabilir mi?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas saaksin rääkida härra Smithiga või proua Johnsoniga?

Türkçe: Özür dilerim, Bay Smith veya Bayan Johnson ile konuşabilir miyim?

Vabandust, te helistasite valele numbrile.

Özür dilerim, yanlış numarayı aradınız.

Örnek Diyalog: Vabandust, te helistasite valele numbrile; palun kontrollige numbrit ja proovige uuesti.

Türkçe: Özür dilerim, yanlış numarayı aradınız; lütfen numarayı kontrol edip yeniden deneyin.

Kas ma saaksin oma sõnumi jätta?

Kendi mesajınızı bırakabilir miyim?

Örnek Diyalog: Vabandage, aga kas ma saaksin oma sõnumi jätta teie kolleegile, kui ta tagasi tuleb?

Türkçe: Özür dilerim, mesajımı mesai arkadaşınıza, geri döndüğünde iletebilir miyim?

Palun oodake hetk.

Lütfen bir an bekleyin.

Örnek Diyalog: Teen Teie päringuga kohe algust, palun oodake hetk.

Türkçe: Talebinizle hemen ilgilenemeyeceğiz, lütfen biraz bekleyin.

Ma helistan hiljem tagasi.

Daha sonra geri arayacağım.

Örnek Diyalog: Vabandust, hetkel ma ei saa rääkida ma helistan hiljem tagasi.

Türkçe: Özür dilerim, şu anda konuşamıyorum daha sonra geri arayacağım.

Kas ma saan teie numbrit?

Numaranızı alabilir miyim?

Örnek Diyalog: Pärast meeldivat vestlust poes, küsis ta julgelt: Kas ma saan teie numbrit?

Türkçe: Mağazada keyifli bir sohbetin ardından cesurca sordu: Numaranızı alabilir miyim?

Minu number on...

Benim numaram...

Örnek Diyalog: Minu number on viis.

Türkçe: Benim numaram beş.

Ma kuulen teid halvasti.

Sizi kötü duyuyorum.

Örnek Diyalog: Vabandage, kas te saaksite natuke valjemini rääkida? Ma kuulen teid halvasti.

Türkçe: Özür dilerim, biraz daha yüksek sesle konuşabilir misiniz? Sizi zor duyuyorum.

Ühendus on halb.

Bağlantı kötü.

Örnek Diyalog: Vabandust, ma ei kuule sind korralikult ühendus on halb.

Türkçe: Özür dilerim, seni düzgün bir şekilde duyamıyorum bağlantı kötü.

Kas te saaksite valjemini rääkida?

Biraz daha yüksek sesle konuşabilir misiniz?

Örnek Diyalog: Vabandust, ma ei kuule teid hästi kas te saaksite valjemini rääkida?

Türkçe: Özür dilerim, sizi iyi duyamıyorum biraz daha yüksek sesle konuşabilir misiniz?

Ma ei saa aru.

Anlamıyorum.

Örnek Diyalog: Miks sa naerad, ma ei saa aru?

Türkçe: Neden gülüyorsun, anlamıyorum?

Kas te saaksite natuke aeglasemalt räägida?

Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?

Örnek Diyalog: Vabandust, mul on raske jälgida kas te saaksite natuke aeglasemalt räägida?

Türkçe: Özür dilerim, takip etmekte zorlanıyorum biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?

Ma helistasin uurima...

Arayıp sormanız için...

Örnek Diyalog: Ma helistasin uurima, kas teie uus näitus on juba avatud külastajatele.

Türkçe: Sizin yeni serginizin ziyaretçilere zaten açılıp açılmadığını öğrenmek için aradım.

Kaua see aega võtab?

Bu ne kadar zaman alır?

Örnek Diyalog: Kas sa oskad öelda, kui kaua see aega võtab, et lennujaamast kesklinna jõuda?

Türkçe: Tahminen ne kadar sürede havaalanından şehir merkezine varılır, söyleyebilir misin?

Palun andke mulle hetk.

Lütfen bana bir dakika verin.

Örnek Diyalog: Hingates sügavalt sisse, ütles ta rahuliku häälega: Palun andke mulle hetk, et ma saaksin oma mõtteid koguda.

Türkçe: İçeri huzurlu bir ses tonuyla girerek dedi ki: Lütfen bana biraz zaman verin, düşüncelerimi toparlayabileyim.

Kas saate seda korrata?

Kas o saat tekrar ediyor?

Örnek Diyalog: Vabandust, ma ei kuulnud hästi kas saate seda korrata?

Türkçe: Özür dilerim, iyi duyamadım bunu tekrarlar mısınız?

Tänan teavetama eest.

Teavetama için teşekkür ederim.

Örnek Diyalog: Vabandust, kas oskate öelda, kus on lähim pank? Jah, see on kohe nurga taga vasakul. Tänan teavetama eest!

Türkçe: Özür dilerim, en yakın bankanın nerede olduğunu söyleyebilir misiniz? Evet, hemen köşenin sol tarafında. Bilgi için teşekkür ederim!

Palun ära riputa.

Lütfen kapatmayın.

Örnek Diyalog: Kas saaksid selle märja jope mujale panna, palun ära riputa seda tooli seljatoele, see on alles värvitud.

Türkçe: Lütfen bu ıslak ceketi başka bir yere koyabilir misin, onu sandalyenin sırtına asma, yeni boyandı.

Ma ootan liinil.

Ben hatta bekliyorum.

Örnek Diyalog: Kas sa tead, millal buss tuleb? Ei, aga ma ootan liinil juba viisteist minutit.

Türkçe: Biliyor musun, otobüs ne zaman gelecek? Hayır, ama ben zaten hattımda on beş dakikadır bekliyorum.

Vabandust, ma pean minema.

Özür dilerim, gitmem gerekiyor.

Örnek Diyalog: Vabandust, ma pean minema, sest mul on tähtis kohtumine.

Türkçe: Özür dilerim, gitmem gerekiyor çünkü önemli bir toplantım var.

Hästi, ma helistan homme.

Merhaba, seni yarın arayacağım.

Örnek Diyalog: Kui sa oled kindel, et su auto on paranduses valmis, ütle mulle hästi, ma helistan homme ja küsin üle.

Türkçe: Eğer bu arabayla ilgili tamirin bittiğinden eminsen, bana söyle tamam, yarın arar ve teyit ederim.

Head ööd!

İyi geceler!

Örnek Diyalog: Before closing the door to the kids' room, Anna whispered softly, Head ööd, sweet dreams my little ones.

Türkçe: Çocukların odasının kapısını kapatmadan önce Anna hafifçe fısıldadı, İyi geceler, tatlı rüyalar miniklerim.

Hüvasti!

Elveda!

Örnek Diyalog: Hüvvasti, kallis sõber, loodan sind varsti jälle näha.

Türkçe: Merhaba, kıymetli dostum, umarım seni yakında tekrar görürüm.

Nägemisteni!

Hoşça kal!

Örnek Diyalog: Järgmise kohtumiseni siis nägemisteni!

Türkçe: O halde, sonraki buluşmamıza kadar görüşmek üzere!

Kas ma saan teid aidata?

Sizlere nasıl yardımcı olabilirim?

Örnek Diyalog: Vabandage, aga ma olen siin kaupluses uus kas ma saan teid aidata?

Türkçe: Özür dilerim, ama ben bu dükkandaki yeniyim size yardımcı olabilir miyim?

Palun rääkige minuga eesti keeles.

Lütfen benimle Estonca konuşun.

Örnek Diyalog: Kuigi ma olen veel algaja, oleksin tänulik, kui te ütleksite Palun rääkige minuga eesti keeles, et saaksin keelt paremini õppida.

Türkçe: Her ne kadar hala bir başlangıç seviyesinde olsam da, Estonca konuşarak dilimi geliştirebilmem için bana Lütfen benimle Estonca konuşun derseniz minnettar olurdum.

Palju see maksab?

Bu ne kadar?

Örnek Diyalog: Kui ilus see keraamiline vaas on! Palju see maksab?

Türkçe: Ne kadar güzel bu seramik vazo! Ne kadar?

Millal te lahti olete?

Ne zaman açıksınız?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas te oskate öelda, millal pood suletakse? Millal te lahti olete?

Türkçe: Özür dilerim, mağazanın ne zaman kapandığını söyleyebilir misiniz? Ne zaman açıksınız?

Mul on probleem.

Bir problemim var.

Örnek Diyalog: Vabandust, kas saaksid hetkeks aidata? Mul on probleem arvuti käivitamisega.

Türkçe: Özür dilerim, bir an yardımcı olabilir misiniz? Bilgisayarı başlatma konusunda bir problemim var.

Ma ei saa teid täna näha.

Bugün sizi göremem.

Örnek Diyalog: Vabandust, aga mul on kiire päev ees ma ei saa teid täna näha.

Türkçe: Özür dilerim, ama önümde yoğun bir gün var size bugün görüşemeyeceğim.

Kas teil on plaani B?

B planınız var mı?

Örnek Diyalog: Kui torm peaks meie välisürituse katkestama, kas teil on plaani B?

Türkçe: Eğer fırtına dış etkinliğimizi sekteye uğratırsa, sizin bir planınız var mı?

Millal on sobiv aeg helistada?

Ne zaman aramak uygun olur?

Örnek Diyalog: Kui tahad mulle rääkida, millal on sobiv aeg helistada?

Türkçe: Eğer benimle konuşmak istersen, ne zaman aramak için uygun bir zaman?

Kas ma saaksin teiega kohtuda?

Sizinle buluşabilir miyim?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas ma saaksin teiega kohtuda homme lõunaajal?

Türkçe: Özür dilerim, yarın öğle vakti sizinle buluşabilir miyim?

Kus me kohtume?

Nerede buluşacağız?

Örnek Diyalog: Kas oled kindel, et peaksime just seal parkis kohtuma kus me kohtume, kui seal on nii palju rahvast?

Türkçe: Orada, o parkta buluşmamız gerektiğine emin misin orada o kadar çok insan varken nasıl buluşacağız?

Kas te tulete minu juurde või ma tulen teie juurde?

Ben mi sizin yanınıza geleyim yoksa siz mi benim yanıma gelirsiniz?

Örnek Diyalog: Helena helistas ja küsis sõbralikult: Kas te tulete minu juurde või ma tulen teie juurde?

Türkçe: Helena aradı ve nazik bir şekilde sordu: Sizin yanınıza mı geleyim yoksa siz benim yanıma mı geleceksiniz?

Ma olen viieminuti pärast kohal.

Beş dakika sonra orada olacağım.

Örnek Diyalog: Ära muretse, ma sõidan juba ja Ma olen viieminuti pärast kohal.

Türkçe: Endişelenme, ben zaten yoldayım ve Beş dakika içinde oradayım.

Kas teil on hetk?

Bir dakikanız var mı?

Örnek Diyalog: Vabandage, kas teil on hetk, et näidata mulle, kus asub lähim apteek?

Türkçe: Özür dilerim, en yakın eczanenin nerede olduğunu göstermek için bir dakikanız var mı?

Palun kutsuge mind tagasi.

Lütfen beni geri arayın.

Örnek Diyalog: Vabandage, aga ma pean hetkel minema palun kutsuge mind tagasi niipea kui võimalik.

Türkçe: Özür dilerim, ama şu anda gitmem gerekiyor lütfen mümkün olan en kısa sürede beni geri arayın.

Ma ei taha teid segada.

Sizi rahatsız etmek istemiyorum.

Örnek Diyalog: Vabandage, ma ei taha teid segada, aga kas te oskate öelda, kuidas raamatukokku pääseb?

Türkçe: Özür dilerim, rahatsız etmek istemiyorum ama kütüphaneye nasıl gidileceğini söyleyebilir misiniz?

Palun öelge talle, et ma helistasin.

Lütfen ona benim aradığımı söyle.

Örnek Diyalog: Palun öelge talle, et ma helistasin ja palun tagasi, kui võimalik.

Türkçe: Lütfen bana geri dönüş yapın, ben aradım ve mümkünse lütfen geri arayın.

Kas te teate, kus ta on?

Bu cümle, Estonca bir cümledir ve Türkçe karşılığı:

Acaba biliyor musunuz, nerede o?

Örnek Diyalog: Kui ma kohtusin Mariaga, sain aru, et ta oli eksinud, nii et küsisin temalt viisakalt Kas te teate, kus ta on? viidates tema kadunud sõbra asukohtale.

Türkçe: Mari ile karşılaştığımda, o yanıldığını anladım, bu nedenle nazikçe Siz onun nerede olduğunu biliyor musunuz? diyerek kaybolan arkadaşının yerini sordum.

Kas ta on täna kättesaadav?

Acaba bugün o müsait mi?

Örnek Diyalog: Kas sa tead, kas ta on täna kättesaadav, et minuga kohtuda?

Türkçe: Acaba o bugün benimle buluşmak için müsait mi, biliyor musun?

Estonca, Baltık bölgesinin kültürel yelpazesinde kendine has bir yere sahip olan, köklü ve ritmik bir dil olarak bilinir. Günlük hayatta, özellikle de telefon görüşmeleri sırasında, farklı bir dil kullanmak kimi zaman tedirgin edici olabilir. Ancak, biraz cesaret ve tutku ile Estonca üzerinden kuracağınız telefon iletişiminde sürpriz unsurlarını keşfedebilirsiniz. Üstelik, bu dil size yalnızca kibar ve nezaket dolu bir konuşma kültürünü sunmakla kalmayacak, aynı zamanda Estonya kültürünün ufak ipuçlarını da kazandıracaktır.

Burada amaç, sıfır bilgi düzeyinden başlayarak sizleri temelden desteklemektir. İlk kelimeleri telefona yansıtırken, hem samimi hem de resmi durumlara yönelik kolay uygulanabilir kalıplar öğreneceksiniz. Bu yazı boyunca telefon görüşmelerinde kullanabileceğiniz Estonca ifadelere, ayrıntılı açıklamalara ve gerçek hayatta karşılaşabileceğiniz senaryolara odaklanacağız. Öğrendiğiniz her cümle, ileride bu kültürle kuracağınız bağları pekiştirecek önemli bir yapı taşı olabilir.

Umarım yazının sonunda, Estonca telefon konuşmalarını merakla deneyimleyecek bir noktaya gelirsiniz. Sonuçta, telefonun diğer ucunda bir Estonyalı olduğu zaman, sözcüklerin gücüyle kurulacak bağlar çok daha derin ve etkileyici olacaktır.


Giriş: Estonca Telefon Görüşmelerinin Önemi

Telefon görüşmeleri, hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. İş, arkadaşlık, aile ya da herhangi bir günlük mesele… Nerede olursak olalım bir ses, bir anlık arama, bizleri hiç ummadığımız dünyalara götürebilir. Hele ki konu, hiç bilmediğimiz veya az bildiğimiz bir dilde iletişim kurmak olduğunda, önümüzde yeni bir kapı açılır.

Günümüzde Estonca konuşan biriyle iletişim kurmanın sebepleri çeşitlenmiştir:
1. Yurt dışında yaşayan Estonyalı arkadaşlarımız olabilir.
2. Yurtdışı seyahati sırasında karşımıza çıkan bir ihtiyaç: Otel rezervasyonu, taksi çağırma, ev sahibine ulaşma...
3. İş amaçlı yapılan irtibatlar, proje ve toplantı düzenlemeleri.
4. Seyahat anılarımızı daha zenginleştirme arzusu.

İşte bu gibi durumlarda, Estonca telefon görüşmelerindeki temel cümle kalıpları, olası soru ve cevap örnekleri önem kazanır. Bilhassa beklenmedik sonuçlar ve sürprizler içerebilecek konuşmalar, kültürel incelikleriyle daha da keyifli hale gelir.

Elbette, Estonca telaffuz Türk kulaklarına yabancı gelebilir. Fakat kısa süre içinde fark edeceksiniz ki, Estonca’da harflerin duruşu bir sistem izler. Ünlü harfler ve vurgulama kuralları başta garip gelse de bir süre sonra, ritmik yapısı sayesinde konuşmalarınız daha akıcı bir hal alacaktır.

Bu bağlamda, telefon görüşmeleri Estonca öğrenme sürecinde sağlam bir basamak olur. Karşınızdakiyle duyguları, istekleri, planları sesle aktarmanın getirdiği cesaret ve pratiklik, günlük iletişimi hızla geliştirir. Hem resmi durumlarda hem de arkadaşça konuşmalarda, en sık geçen ifadeleri bilmek kendinize güveninizi artıracaktır.


Bunun yanında, telefonun diğer ucunda sizi bekleyen kişilerle iletişim kurarken, ufak tefek kültürel nüansları da öğrenmek önemlidir. Mesela Estonlar, genellikle sakin bir ses tonuyla konuşur ve birbirlerine vakit tanımayı severler. Siz de kendinizi bu ritme uydurmaya çalışarak, yavaş ve anlaşılır biçimde kelimeleri telaffuz edebilirsiniz. Bu nazik yaklaşım, telefon görüşmenizin daha pozitif ilerlemesine katkı sağlar.

Telefon konuşmalarında, “Nasıl acaba cümleye başlayabilirim? Hangi hitapları kullanmalıyım? Yanlış bir kelime söylersem karşı taraf beni anlayabilecek mi?” gibi sorular hepimizin aklından geçer. Ama burada öğreneceğiniz temel kalıplar sayesinde, bu kaygılar büyük ölçüde azalacak.

Aşağıda sıfırdan başlayarak, en temel telefon konuşması ifadelerini ve bu ifadelerin kullanıldığı örnek cümleleri ele alacağız. Amacımız, uffak tefek yanlışlardan korkmadan, iletişime açık bir yaklaşım benimsemek. Gerek konuşma hızı gerek kelime seçimi, ilk etapta tam oturmayabilir; fakat pratik yaptıkça kendinizi çok daha özgüvenli hissedeceksiniz.


Temel Selamlaşma ve Tanışma İfadeleri

Telefonu açtığımızda veya karşımızdaki kişi telefonu açtığında ilk kullandığımız söz, selamlamadır. Estonyalılar da bu konuda oldukça naziktir. İşte, ilişkileri başlatan kelime: “Tere!” Bu kelime gündelik hayatta sık kullanılır. Anlamı “Merhaba” veya “Selam” gibidir. Telefonda daha nazik bir başlangıçsa “Tere päevast!” (İyi günler) ifadesiyle yapılabilir.

  • Tere!

– Türkçe anlamı: Merhaba.
Kullanım: Hem telefonda hem yüz yüze sohbetlerde rahatlıkla kullanılır.

  • Tere päevast!

– Türkçe anlamı: İyi günler.
Kullanım: Daha resmi ortamlarda tercih edilir. İş görüşmeleri, resmi dairelerde veya daha ciddi konularda bu kalıbı duymak mümkündür.

  • Halloo!

– Türkçe anlamı: Alo.
Kullanım: Özellikle telefonun ilk açılışında, hafif şaşkın bir tonda söylenebilir. Ancak çok yaygın değildir; daha klasik bir hitap şeklidir.

Ayrıca Estonca’da, karşı tarafa kendimizi tanıtırken:
- Mina olen... (Ben... [isim]) ifadesi yer alır.
- Örneğin: “Mina olen Ahmet.” (Ben Ahmet.) diyebilirsiniz.

Bu cümle basit görünse de, telefonu yeni açan birine kendimizi kısaca tanıtmak zaten çok önemlidir.

Örnek diyaloğa bakalım:

1) Arayan: “Tere päevast! Mina olen Ahmet. Kas ma räägin proua Liisiga?”
- (İyi günler! Ben Ahmet. Liisi Hanım’la mı görüşüyorum?)

2) Telefonu Açan: “Tere! Jah, mina olen Liisi. Kuidas saan teid aidata?”
- (Merhaba! Evet, ben Liisi. Nasıl yardımcı olabilirim?)

Bu mini diyalogla başlayabilir, siz de kendinizi tanıtmayı ve karşı tarafın kim olduğunu teyit etmeyi rahatlıkla başarabilirsiniz. Telefonun en kritik anları, ilk birkaç saniyededir. O nedenle, bu selamlaşma ve tanışma kısımları oldukça değerli bir temel oluşturur.


Arama Nedenini Belirtmek ve Kibar Talepte Bulunmak

Arama amacınızı net bir biçimde belirttiğinizde, karşı tarafın zihnindeki belirsizlikler ortadan kalkar. Özellikle resmi veya yarı-resmi bir konuşma yapacaksanız, ... tahaksin küsida (bir şey sormak istiyorum), ... tahaksin paluda (bir ricada bulunmak istiyorum) gibi kalıplar çok işe yarar.
Aşağıda örnekler:

  • Ma tahaksin midagi küsida.

Bir şey sormak istiyorum.

  • Kas teil oleks aega mind aidata?

Bana yardımcı olacak zamanınız var mı?
– Ancak telefonda, nazik bir tavır çok önemlidir, bu yüzden “Aitäh” (Teşekkür ederim) ve “Palun” (Lütfen/Rica ederim) sözlerini sıkça kullanmaya özen gösterebilirsiniz.

  • Ma helistan, sest ma vajan teavet...

Arıyorum, çünkü ... hakkında bilgiye ihtiyacım var.
– Bu cümleyi kalın bir şekilde, uzun bir diyaloğa giriş yaparken söylemek sizi daha net gösterir.

Örnek bir konuşma senaryosu:

1) Arayan: “Tere päevast, mina olen Ali. Ma helistan, sest ma vajan teavet restorani menüü kohta.”
- (İyi günler, ben Ali. Restoranın menüsü hakkında bilgiye ihtiyacım olduğu için arıyorum.)

2) Telefonu Açan: “Tere! Suurepärane. Kuidas saan aidata?”
- (Merhaba! Harika. Nasıl yardımcı olabilirim?)

3) Arayan: “Kas teil on taimetoitlane menüü?”
- (Vejetaryen menünüz var mı?)

Elbette konuşma uzayıp gidebilir. Asıl kritik nokta, sebebinizi net ortaya koymaktır. Böylelikle, karşınızdaki kişi de hangi konuda yardımcı olabileceğini açıkça anlayacaktır.


İsim Sorma ve Doğrulama

Karşı tarafın ismini teyit etmek veya detayları hangi kişiyle paylaştığınızı öğrenmek isteyebilirsiniz. Bu sırada nazik bir dille yaklaşmak güvenilirlik algısını kuvvetlendirir. Örnekler:

  • Vabandust, kas ma räägin hr. Kalle’ga?

Afedersiniz, Bay Kalle ile mi görüşüyorum?

  • Vabandust, kas proua Mari on kättesaadav?

Afedersiniz, Mari Hanım müsait mi?

  • Kes räägib, palun?

Kiminle görüşüyorum, lütfen?

  • Kas see number kuulub... ?

Bu numara ... ait midir?

Bu ifadeler özellikle bir kurumu, bir ofisi, bir işletmeyi aradığınızda fazlasıyla işe yarar. Kiminle konuştuğunuzu doğrulamak, hem olası karışıklıkları önler hem de doğru kişiye yönlendirildiğinizden emin olmanızı sağlar.


Bilgi Paylaşımı ve Açıklama Yapma

Telefon görüşmesi sırasında, birçok bilgi alışverişi yaparız: adres, saat, tarih, rezervasyon detayları gibi. Estonyalılar net ve düzenli konuşmayı tercih ettiklerinden, bu bilgileri dikkatlice aktarmak önemlidir. Büyük harf, küçük harf, rakamların kodlanması veya tekrar edilmesi gerekebilir. Şu kalıplar hayat kurtarabilir:

  • Kas te saaksite seda korrata, palun?

Bunu tekrar edebilir misiniz, lütfen?
– Bir sayı veya adres duyduğunuzda bu kalıbı kullanırsanız yanlış anlamaların önüne geçersiniz.

  • Ma ei ole kindel, kas ma sain õigesti aru.

Tam olarak anladığımdan emin değilim.

  • Palun öelge aeg ja koht uuesti.

Lütfen saati ve mekanı tekrar söyleyin.

  • Aitäh info eest.

Bilgi için teşekkürler.

Adres ya da telefon numarası paylaşırken, Estonca rakamları çabucak öğrenmek pratiklik kazandıracaktır. Kısa bir numaralı liste yapalım (Estonca rakamların Türkçe karşılıkları):

1- üks (bir)

2- kaks (iki)

3- kolm (üç)

4- neli (dört)

5- viis (beş)

6- kuus (altı)

7- seitse (yedi)

8- kaheksa (sekiz)

9- üheksa (dokuz)

10- kümme (on)

Daha büyük sayılar söz konusu olduğunda sistem genellikle benzer bir mantıkla ilerler. Fakat ilk etapta en çok işimize yarayacak olanlar bunlar. Aynı şekilde gün isimleri ve saat ifade ederken de benzer pratiklik devreye girer.


Nezaket Cümleleri ve Küçük Ayrıntılar

Estonca’da, karşıdakine saygı göstermek adına nazik ifadeler ve küçük kibar cümleler kullanmak önemlidir. Bu tür sözcük ve kalıplar, sadece arkadaşça veya resmî iletişimde değil, aynı zamanda yardım isteyeceğiniz bir çağrı merkezi veya bir resmi daireyi aradığınızda da işinize yarar.

  • Palun: Lütfen veya Rica ederim

  • Aitäh: Teşekkür ederim

  • Vabandust: Özür dilerim

  • Võib-olla: Belki

  • Loodan, et see sobib: Umarım uygundur

  • Suurepärane: Harika, mükemmel

Bu nazik ifadeler sadece telefonunuzu daha tatlı bir havaya sokmakla kalmaz, aynı zamanda Estonca kültürüne yönelik önemli bir saygı göstergesidir.


Acil Durumlar ve Beklenmedik Senaryolar

Her zaman günlük konular veya hoş sohbetler için arama yapmayabilirsiniz. Beklenmedik durumlar Estonca konuşulan bir ülkede başınıza geldiğinde, telefonda ne diyeceğinizi biliyor olmak yaşamsal önem taşır. İşte bazı örnekler:

  • Hädaabi, palun!

Acil yardım, lütfen!

  • Kas keegi sai vigastada?

Birisi yaralandı mı?

  • Mul on vaja politseid kutsuda.

Polisi çağırmam gerekiyor.

  • Kutsuge kiirabi!

Ambulansı çağırın!

  • Auto läks katki.

Araba bozuldu.

Acil bir durumda, sakin kalmak çok önemlidir. Karşı tarafın vereceği talimatları hızlı ve anlaşılır bir şekilde tekrar edin. Mümkün olduğunca yavaş ve net konuşun. Bu şekilde, size doğru yönlendirmeyi yapabilirler.


Telefondaki Sürpriz: Beklenmeyen Soru veya Yanlış Numara

Telefon görüşmelerinde talep ettiğimiz durumun dışına çıkabilecek beklenmedik gelişmeler de olabilir. Mesela yanıtlayamadığınız bir soru gelebilir ya da karşınızdaki kişi yanlış kişiye bağlandığını fark edebilir. Böyle durumlarda, panik yapmadan, kibar ve açıklayıcı cümlelerle yanıt vermek mantıklıdır.

  • Vabandust, ma arvan et te eksite numbriga.

Özür dilerim, sanırım yanlış numara çevirdiniz.

  • Mul pole selle kohta teavet.

Bu konuda bilgim yok.

  • Kas soovite kellegi teisega rääkida?

Başka biriyle konuşmak ister misiniz?

  • Ma ei saa hetkel vastata, kas saaksite hiljem uuesti helistada?

Şu an yanıtlayamıyorum, daha sonra tekrar arayabilir misiniz?

Bu tür sürprizlerle karşılaşıldığında, rahatsız olmak yerine konuyu kibar bir şekilde yönetebilmek önemlidir. Diyelim, biri size bir teknik servisten aradığını söyledi ama siz o konuyla ilgili hiçbir şey bilmiyorsunuz. O zaman, “Ma ei tegele sellega,” (Ben o konuyla ilgilenmiyorum) ifadesini kullanarak meseleyi netleştirebilirsiniz. Ardından ilgili kişiye yönlendirme yapıyorsanız, “Võin teid suunata õigele isikule,” (Sizi doğru kişiye yönlendirebilirim) diyebilirsiniz.


Telefonda Randevu Alma ve Rezervasyon Yaptırma

Seyahat planlıyorsanız, Estonya’da bir restoranda veya otelde rezervasyon *hayli popüler bir eylemdir. Aynı şekilde bir doktor randevusu, bir kuaför seansı veya konser bileti* satın alma durumlarında telefonla işlem yapmak isteyebilirsiniz. Bu gibi noktalarda aşağıdaki cümle kalıpları oldukça işe yarar:

  • Tahaksin lauda broneerida.

Bir masa rezerve etmek istiyorum.

  • Kas teil oleks vaba tuba?

Boş odanız var mı? (Özellikle otel rezervasyonlarında)

  • Millal on järgmine vaba aeg?

Bir sonraki müsait saat ne zamandır?

  • Ma sooviksin aega arsti juurde.

Doktordan randevu almak istiyorum.

  • Palun pange mu nimi kirja.

Lütfen adımı not edin.

  • Mis on teie aadress?

Adresiniz nedir?

Reservasyon durumlarında, ne kadar kısa ve net olursanız karşı taraf için o kadar anlaşılır olacaktır. Tarih, saat, kişi sayısı gibi bilgiler netlik kazandıkça rezervasyon işlemi telefon görüşmesinde sorunsuz şekilde ilerler.


Telefonda Net Olmak İçin Dikkat Edilecek Noktalar

Estonca telefon viewPoints, kısa ama belirgin kelimelere dayalı olduğu için, telaffuzunuz hafif kaydığı anlarda dahi anlaşılır olmanız mümkündür. Tabii ki yine de özenli olmakta fayda var.

  • Konuşma Hızı: Estonyalılar, genellikle hızlı konuşmaz. Sakin ve tane tane konuşmak uygundur.

  • Vurgu: Bazı kelimelerin ilk hecesi diğerlerine göre daha fazla vurgu alabilir. Örneğin “Tere” kelimesindeki “Te-” kısmına hafif bir vurgu yapmak akıcı bir ton yaratır.

  • Dinleme: Karşı tarafın söylediklerine mutlaka odaklanın. Anlamadıysanız *hemen* sorun. Örneğin, “Palun, korrake veel kord,” (Lütfen bir kez daha tekrar eder misiniz?) veya “Ma ei kuulnud hästi,” (İyi duyamadım) diyebilirsiniz.

Bu maddeler, telefon görüşmelerinin doğal akışına ayak uydurmanıza yardımcı olur.


Örnek Diyalog: Restoran Rezervasyonu

Aşağıda, iki kişi arasındaki örnek bir telefon konuşmasında geçen cümleleri görebilirsiniz. Soruların, cevapların ve nezaket ifadelerinin bir arada nasıl kullanıldığını anlamak adına yararlı olacaktır.

Arayan (Anna):
- “Tere päevast! Sooviksin lauda broneerida homseks õhtuks. Kas teil on kella seitsmeks neljale inimesele vaba koht?”
(İyi günler! Yarın akşam için bir masa rezerve etmek istiyorum. Saat yedide, dört kişi için boş yeriniz var mı?)

Telefonu Açan (Restoran Görevlisi):
- “Tere! Jah, meil on vabu kohti. Milline nimi võib olla broneeringul?”
(Merhaba! Evet, boş yerimiz var. Rezervasyon hangi isimle olsun?)

Arayan:
- “Palun pange kirja Anna nimel. Kas restoranis on võimalik taimetoitlane menüü saada?”
(Lütfen Anna adıyla not edin. Restoranda vejetaryen menü almak mümkün mü?)

Telefonu Açan:
- “Jah, muidugi, meil on erinevaid taimetoitlase roogasid. Kas teil on veel küsimusi?”
(Evet, elbette, çeşitli vejetaryen yemeklerimiz var. Başka sorunuz var mı?)

Arayan:
- “Ei, aitäh. Kohtumiseni!”
(Hayır, teşekkürler. Görüşmek üzere!)

Telefonu Açan:
- “Aitäh, nägemiseni!”
(Teşekkürler, hoşça kalın!)

Bu mini diyalogda hem rezervasyon yaptırma hem de menü hakkında bilgi alma sürecini görüyoruz. Görüldüğü gibi, Estoncada temel cümleleri öğrenmek, gayet akıcı bir iletişimi mümkün kılabilir.


İş Görüşmeleri veya Resmî Aramalar

Estonca’da, resmî görüşmelerde biraz daha ciddi ve *titiz ifadelerin kullanılması normaldir. Karşınızdaki kişiyle iş odaklı bir görüşme yaparken, daha saygılı* bir üslup benimsemek yerinde olabilir. Bu gibi durumlarda “Tere päevast” yerine “Tere hommikust” (Günaydın) veya “Tere õhtust” (İyi akşamlar) gibi saat dilimine uygun selamlama ifadeleri kullanabilirsiniz.

Konuşma içerisinde şu cümleler sıkça geçecektir:
- Kas me saaksime kohtuda?
Bir görüşme yapabilir miyiz?

  • Millal teile sobib?

Size ne zaman uygundur?

  • Kas saaksite mulle e-kirja saata?

Bana e-posta gönderebilir misiniz?

  • Ma sooviksin arutada projekti detaile.

Projeyle ilgili detayları konuşmak istiyorum.

  • Kas teil on aega homme?

Yarın vaktiniz var mı?

Bunlardan birçoğunu iş ortamında, kurumsal ilişkilerde veya önemli bir belge talebi sırasında duyabilirsiniz. Konuşmanın sonunda karşılıklı teşekkür ve “Head päeva!” (İyi günler!) dileğiyle vedalaşılır.


Arkadaşça Sohbetler ve Özel Gün Kutlamaları

Daha samimi ortamlarda, hatta telefonda arkadaşlarınızı ararken veya aile üyelerinizle konuşurken, resmi kalıplardan çok içten ifadeler işinize yarayacaktır. Yer yer esprili veya samimi dil kullanmak mümkündür. Bu sayede konuşmalarınız, Estonca’nın sosyal ve duygusal boyutlarını keşfetmenize fırsat tanır.

  • Kuidas läheb?

Nasılsın/Nasıl gidiyor?

  • Mul on sinust puudus!

Seni özledim!

  • Mis uudist?

Ne haber? (Gündelik, arkadaşça bir ifade)

  • Rõõm sinust kuulda!

Senden haber almak ne güzel!

  • Häid pühi!

İyi bayramlar / Mutlu tatiller!

  • Palju õnne sünnipäevaks!

Doğum günün kutlu olsun!

Arkadaşla veya yakın biriyle konuşurken, ses tonunuzun sıcakkanlı olması, ara ara “noh” gibi dolgu kelimeleri kullanmanız, Estonya sohbet kültürünün doğallığına yaklaşmanızı sağlayabilir. “Noh,” genelde “Eee,” veya “Hadi bakalım,” gibi anlamlarda kullanılır; fazlasıyla gayrıresmîdir fakat arkadaş aralarında sıkça geçer.


Telefonda Yardımlaşma ve Basit Yönlendirmeler

Bazen, aradığınız kişi “yoğun” olabilir veya hemen telefona cevap veremeyebilir. Ya da tam tersi, siz müsait değilsinizdir ve onları daha sonra aramak istersiniz. Bu tür geçiş durumlarında kullanılan kalıplar:

  • Kas saaksite palun sõnumi jätta?

Bir mesaj bırakabilir misiniz lütfen?

  • Palun öelge talle, et ma helistasin.

Lütfen ona aradığımı söyleyin.

  • Ma helistan hiljem uuesti.

Daha sonra yeniden arayacağım.

  • Hetkel ei saa vastata, kas te helistaksite viie minuti pärast?

Şu anda cevap veremiyorum, beş dakika sonra arayabilir misiniz?

  • Kas võiksite mulle sõnumi saata?

Bana bir mesaj gönderebilir misiniz?

Bu cümleler, telefonu iki taraf açısından da daha verimli bir zamanlamaya oturtmanıza yardımcı olur. Unutmamak gerekir ki, Estonca’da kibarlık, telefonu kapatırken veya yeniden arama talep ederken mutlaka yansıtılır.


Madde ve Numaralı Listelerle Temel İfadelerin Hatırlatılması

Son olarak, sıklıkla işinize yarayacak belirli başlı ifadeleri bir arada görmek, gerektiğinde hafızanızı tazelemek açısından yardımcı olacaktır. İşte Estonca telefon görüşmeleridence sık geçen ifadelerin kısa bir özeti:

  • Selamlaşmalar (Madde Listesi)

- Tere (Merhaba)
- Tere päevast (İyi günler)
- Halloo (Alo)

  • Hitap ve İsim Sorma (Numaralı Liste)

1. Vabandust, kas ma räägin ... ga? (Özür dilerim, ... ile mi görüşüyorum?)
2. Kes räägib, palun? (Kiminle görüşüyorum acaba?)
3. Mina olen ... (Ben ...)

  • Bilgi Alma ve Tekrar Ettirme (Madde Listesi)

- Kas saaksite seda korrata, palun? (Bunu tekrar edebilir misiniz, lütfen?)
- Ma ei kuulnud hästi. (İyi duyamadım)

  • Teşekkür ve Özür (Madde Listesi)

- Aitäh (Teşekkür ederim)
- Palun (Rica ederim / Lütfen)
- Vabandust (Özür dilerim)

  • Randevu / Rezervasyon (Numaralı Liste)

1. Tahaksin lauda broneerida. (Bir masa rezerve etmek istiyorum.)
2. Kas teil oleks vaba tuba? (Boş odanız var mı?)
3. Millal teile sobib? (Size ne zaman uygun?)

Bu özet, telefon konuşmalarının temel noktalarını hızlıca hatırlatmak için ideal. Dilerseniz defalarca dönüp göz atabilirsiniz.


Ses Tonu, Telaffuz ve Estonca’nın Müzikal Dokusu

Eston dilinde, kelimelerin kendine has bir ezgisi vardır. Hem ses tonunuz hem de tempo bu ezgiye uyum arzular. Telefonda karşınızdaki kişi, sizin net konuşmanıza fazlasıyla değer verecektir; çünkü bazen hafif bir telaffuz kayması, kelimenin anlamını bütünüyle değiştirme riskini barındırır.

Özellikle ü, ö, ä gibi Estonca harfleri, Türkçedeki karşılıklarına yakın seslerdir. Bu yüzden özellikle çıkış anında, mesela “Tere!” derken “Te-re!” diye iki heceyi de hissederek okumak, anlaşılabilirliği yükseltir. Aynı şekilde “Ma helistan poodidesse,” (Ma he-li-stan poo-di-des-se) gibi kelimeleri hecelere bölerek pratik yapmak da telefonda netliği arttırır.

Bir diğer nokta da “r” harfinin vurgu şeklidir. Estonca’daki “r” genelde titreşimli bir sesle çıkar, fakat abarttıkça akıcılığı bozabilir. Bu yüzden dengeli bir dil kullanımı telefon görüşmesinde yeterli olur.


Sohbetin Sonu ve Vedalaşma İfadeleri

Telefon görüşmelerinde konuşmanın sonunu, daima nazik bir veda ve iyi dileklerle bitirmek, Estonca’da sıklıkla gördüğümüz bir adettir. Beklentinizin ötesinde küçük bir teşekkür ifadesi kullanmak, iletişimde pozitif bir izlenim bırakır.

  • Aitäh kõne eest!

Aramanız için teşekkürler!

  • Nägemiseni!

Görüşmek üzere!

  • Head päeva!

İyi günler!

  • Kõike head!

Her şey gönlünüzce olsun! (Daha samimi bir temenni)

Bu noktalarda genellikle “Nägemist!” (Hoşça kalın!) ifadesi de duyulabilir. Resmi görüşmelerde, “Head päeva” veya “Head õhtut” (İyi akşamlar) çok yaygındır. Yakın bir arkadaşınızla konuşuyorsanız, “Nägemist, tsau!” gibi kısaltılmış vedalar görmek de mümkündür.

Telefon görüşmesi bittiğinde, ufak bir rahatlama hissi yaşayabilirsiniz. Özellikle sıfır bilgiyle çekinerek başladığınız Estonca macerasında, konuşmayı bir sonuca bağlayabilmek büyük bir başarıdır. Kendinizi mutlaka tebrik edin ve küçük hatalar olsa bile “günün pratiği” olarak görün.


Sonuç: Estonca ile Telefonda Sürprizli Bir Bağlantı Yakalamak

Estonca telefon görüşmeleri, dilin nazik kültürünü, kelimelerin tatlı telaffuzunu ve samimiyetle resmiyet arasındaki ince dengeyi keşfetmek için harika bir fırsattır. Bu yazıda, sıfır bilgi düzeyinden başlayarak kullanabileceğiniz temel selamlaşma, tanışma, bilgi isteme, rezervasyon, nezaket ve acil durum ifadelerini pek çok örnekle paylaştık.

Bu bağlantıyı kurarken, sadece mevcut kalıpları ezberlemek önemli değildir. Telefonun ucundan gelen sese kulak kesilmek, karşı tarafın konuşma tarzını taklit etmek, yeri geldiğinde “Vabandust, ma ei kuulnud” gibi kibar ve açıklayıcı formüller kullanmak da en az söz dağarcığınız kadar kritiktir. Bilhassa “Aitäh” ve “Palun” gibi küçük ama etkili kelimeler, Estonca iletişiminizi her zaman hoş bir tonda tutar.

Unutmayın, ufak tefek çekingenlikler, telaffuz hataları veya heyecan, telefonun diğer ucundaki kişiler tarafından genellikle anlayışla karşılanır. Yeter ki kendinizi açık, düşünceli ve saygılı bir şekilde ifade edin. Mesela, underline edilmiş şu kelimeleri özellikle hatırlayın:
- Vabandust (Özür dilerim)
- Palun (Rica ederim)
- Aitäh (Teşekkür ederim)

Bu kısa ama sihirli üç kelime bile, telefon görüşmelerinize yumuşak bir dokunuş katar. Tabii ki Estonca’nın zengin kelime hazinesini, kültürel öğelerini ve müziksel ses tonunu anlamanın yolu, pratikten geçiyor.

Bugün sizlere, telefon görüşmelerinde kullanılabilecek en yaygın ifadeleri, beklenmedik senaryoları, rezervasyon diyologlarını ve hatta acil durumdaki tepkileri anlatmaya çalıştık. Böylece bir gün Estonya’dan ya da Estonya ile ilgili bir kurumdan gelen o “bilinmeyen numara” aradığında, hazır hissetmenizi umuyoruz.

Telefon, sadece sesleri değil, aynı zamanda kültürleri de buluşturan bir mecra. O yüzden Estonca ile yapacağınız her görüşme, ufkunuza yeni bir pencere açabilir. İlk etapta, kelimeler sizden hızlıca kaçabilir; ama zamanla bu cümleler dilinizin doğal bir parçası haline gelecektir.

Lütfen günlük hayatınızda karşılaşabileceğiniz her telefon senaryosunda, buradaki temel kalıpları bir kılavuz olarak görün. Sahip olduğunuz özgüven ve merak duygusu, sizi daha ileriye taşıyacaktır. Ve en güzeli de, belki bir gün siz de Estonya’daki bir yakınınızı arayarak “Tere! Kuidas läheb?” diye sohbet açacak ve o hoş samimiyeti hissedeceksiniz.

Head päeva diler, mükemmel deneyimlerinizin habercisi olacak Estonca telefon görüşmelerinizde başarılar dilerim. Yeni bir dili, bir telefon hattı üzerinden keşfetmenin heyecanını doyasıya yaşayın ve o hat zili çaldığında, öz güveninizi ve sıcacık üslubunuzu elden bırakmayın. Küçük bir “hmm” veya “noh” bile, konuşmayı samimiyete taşıyacaktır. Kısacası, yeni bir dilin sürprizlerle ve insani dokunuşlarla dolu dünyasına hoş geldiniz!

Hepsini bir arada düşündüğümüzde, Estonca ile telefonda sıfır noktadan başlamak gözünüzde büyütmesin. Elinizde artık temel kelime ve ifadeler, nazik ve akıcı bir üslup ipuçları, resmi veya arkadaşça durumların püf noktaları var. En önemlisi de, sizin bu maceraya olan hevesiniz ve isteğiniz... Ümit ediyoruz ki, ileride yapacağınız her Estonca telefon görüşmesi, sizde güzel anılar ve deneyimler biriktirecektir.

Aitäh ja nägemiseni!
(Teşekkürler ve görüşmek üzere!)

Sıkça Sorulan Sorular

Estonca telefon görüşmeleri sırasında en yaygın kullanılan temel ifadeler nelerdir?

Estonca konuşulan telefon görüşmelerinde kullanılan temel ifadeler, etkili iletişim kurmanın anahtarlarıdır. Aşağıda yaygın kullanılan bazı ifadeler sıralanmıştır.

Görüşme Başlangıcı

Telefon görüşmelerine başlarken selamlaşma önemlidir. Bu durumda;

- Tere päevast! (İyi günler!)

- Tere hommikust! (Günaydın!)

- Tere õhtust! (İyi akşamlar!)

Kendini Tanıtma

Karşı tarafın sizi tanıması için kendinizi tanıtın.

- Minu nimi on... (Benim adım...)

- Ma helistan firmast... (Şirketten arıyorum...)

Amaç ve Talep

Görüşmenin amacını ve taleplerinizi belirtin.

- Ma sooviksin rääkida... (Şununla konuşmak istiyorum...)

- Kas ma saaksin... (Şunu yapabilir miyim...)

Anlayış ve Teşekkür

Bir bilgi istediğinizde veya teşekkür etmek istediğinizde;

- Palun (Lütfen)

- Aitäh veya Tänan (Teşekkür ederim)

Bilgi Vermek ve İstekler

Konuşmanızın içeriğiyle alakalı olarak bilgi ve istekleri iletirken;

- Kas te saate rääkida... (Şununla konuşabilir misiniz...)

- Palun edastage... (Şunu iletebilir misiniz...)

Görüşmeyi Sonlandırma

Görüşmeyi bitirirken kullanabileceğiniz ifadeler;

- Head aega! (İyi günler!)

- Nägemist! (Görüşmek üzere!)

- Head päeva jätku! (İyi günler dilerim!)

Her ne kadar bu ifadeler telefon görüşmelerinde genel bir çerçeve sunsa da, çalışma alanınıza ve kişisel tercihlerinize göre varyasyon gösterebilir. Özgün durumlar için özelleştirilmiş ifadelerin kullanılması iletişimin etkililiğini arttırabilir.

Telefon görüşmesi esnasında karşı tarafa saygı ifade etmek için kullanılan Estonca ifadeler hangileridir?

Telefon Görüşmelerinde Kullanılan Estonca Saygı İfadeleri

Telefon görüşmelerinde karşı tarafa saygı gösternmek önemlidir. Estonca, bu hususta birtakım ifadeler sunar. İlk kontakta "Tere päevast" (Merhaba, iyi günler) kullanılır. Karşı tarafın ismi biliniyorsa, "Tere" (Merhaba) ardından kişinin ismi eklenir.

Görüşme Başlarken Kullanılacak İfadeler

- Görüşmeyi başlarken "Kuidas ma saan Teid aidata?" (Size nasıl yardımcı olabilirim?) dikkat çeker.

- Daha formel durumlarda, unvan kullanarak "Härra" veya "Proua" (Bay/Bayan) eklenmelidir.

Dinlemeyi ve Anladığınızı Gösteren İfadeler

Karşı taraf konuşurken "Jah" (Evet) veya "Ma kuulan" (Dinliyorum) şeklinde onaylar kullanın. Anlaşıldığını göstermek için "Arusaadav" (Anlıyorum) ifadesi tercih edilir.

Görüşme Sırasında Saygıyı Sürdürmek

Görüşme sırasında "Palun" (Lütfen) ve "Tänan" (Teşekkür ederim) gibi kelimeler önemlidir. Özellikle bir istekte bulunduğunuzda "Palun" kelimesini eklemek kibarlıktır.

Görüşmeyi Sonlandırırken

Görüşmeyi bitirirken "Head aega" (Hoşça kal) veya "Nägemist" (Görüşmek üzere) ifadeleri uygun olacaktır. Karşı tarafa zaman ayırdığı için teşekkür etmek için "Tänan teie aja eest" (Zamanınız için teşekkürler) kullanabilirsiniz.

Kısaca, telefon görüşmelerinde kullanılan Estonca saygılı ifadeler iletişimi güçlendirir. Karşılıklı anlayış ve saygı ön planda tutulmalıdır.

Estonca bir telefon görüşmesinde randevu teyit etmek veya iptal etmek için örnek diyaloglar nasıl oluşturulabilir?

Telefon Görüşmesinde Randevu Teyit Etme ve İptal Etme Diyalogları

Randevu Teyiti

Randevuyu teyit etmek için Estonca'da sıkça kullanılan ifadeler şöyledir:

- Tere! Kas ma saan kinnitada kohtumise aega?

- Merhaba! Randevu saatini teyit edebilir miyim?

- Kas meie kohtumine jätkub homme kell 10.00?

- Yarın saat 10.00'daki buluşmamız devam ediyor mu?

- Sooviksin kinnitada meie kohtumist järgmiseks nädalaks.

- Gelecek haftaki randevumuzu teyit etmek istiyorum.

Randevu İptali

Estonca randevuyu iptal etmek için kullanılan yaygın cümleler ise şunlardır:

- Vabandust, aga pean meie kohtumise tühistama.

- Özür dilerim, buluşmamızı iptal etmem gerekiyor.

- Kas on võimalik kohtumist edasi lükata?

- Randevuyu ertelemek mümkün mü?

- Mul on kahju, kuid ma ei saa homme tulla.

- Üzgünüm, ancak yarın gelemeyeceğim.

Bu diyaloglar, telefon görüşmelerinde randevunun durumu hakkında net ve kibar bir şekilde iletişim kurmanıza yardımcı olur.