Üzgünüm, ancak bu isteğinize yardımcı olamam.
كرة القدم
Futbol
Örnek Diyalog: أحب مشاهدة مباريات كرة القدم في عطلة نهاية الأسبوع.
Türkçe: Hafta sonları futbol maçlarını izlemeyi seviyorum.
البطولة
Şampiyonluk
Örnek Diyalog: تتحدث الجماهير بحماس عن فريقهم المفضل الذي وصل إلى نهائيات البطولة.
Türkçe: Taraftarlar, takımlarının şampiyonanın finallerine ulaşmasından dolayı heyecanla konuşuyorlar.
الدوري
Lig
Örnek Diyalog: حماس المباريات في الدوري الإسباني هذا العام عالٍ للغاية.
Türkçe: Bu yılki İspanya ligi maçlarının heyecanı çok yüksek.
الفريق
Takım
Örnek Diyalog: حقق الفريق المدرسي فوزًا كبيرًا في المباراة النهائية.
Türkçe: Okul takımı, final maçında büyük bir zafer elde etti.
اللاعب
Oyuncu
Örnek Diyalog: اللاعب المهاري استطاع تسجيل هدف رائع في المباراة.
Türkçe: Yetenekli oyuncu, maçta harika bir gol atmayı başardı.
الملعب
Stadyum
Örnek Diyalog: سألتقي بك عند المدخل الرئيسي للملعب بعد المباراة.
Türkçe: Maçtan sonra stadyumun ana girişinde seninle buluşacağım.
التدريب
Eğitim
Örnek Diyalog: إن الاستمرار في التدريب هو مفتاح النجاح في أي مجال.
Türkçe: Eğitimde devamlılık her alanda başarının anahtarıdır.
الحكم
Karar
Örnek Diyalog: طلب المتهم من القاضي الرحمة أثناء إصدار الحكم.
Türkçe: Sanık, yargıçtan hükmün açıklanması sırasında merhamet talep etti.
الهدف
Hedef
Örnek Diyalog: يجب علينا تحديد الهدف بوضوح قبل أن نبدأ بتنفيذ المشروع.
Türkçe: Projeye başlamadan önce hedefi açık bir şekilde belirlememiz gerekiyor.
المباراة
Maç
Örnek Diyalog: هل شاهدت المباراة الليلة الماضية؟ كانت مثيرة للغاية!
Türkçe: Dün geceki maçı izledin mi? Çok heyecanlıydı!
الفوز
Zafer
Örnek Diyalog: ظل يحلم بالفوز في البطولة وعمل بجد من أجل تحقيق ذلك.
Türkçe: Şampiyonada kazanmayı hayal etti ve bunu gerçekleştirmek için çok çalıştı.
الخسارة
Zarar
Örnek Diyalog: لقد كانت خسارة الفريق اليوم صعبة على المشجعين.
Türkçe: Takımın bugünkü yenilgisi taraftarları için zor oldu.
التعادل
Beraberlik
Örnek Diyalog: حمد الله على نتيجة التعادل، أنقذتنا من الهزيمة.
Türkçe: Beraberlik sonucu için Allah'a şükürler olsun, bizi yenilgiden kurtardı.
البطاقة الحمراء
Kırmızı kart
Örnek Diyalog: عندما ارتكب اللاعب خطأً خطيرًا، أشهر الحكم البطاقة الحمراء في وجهه مباشرة.
Türkçe: Oyuncu ciddi bir faul yaptığında, hakem anında ona kırmızı kart gösterdi.
البطاقة الصفراء
Sarı kart
Örnek Diyalog: حصل اللاعب على البطاقة الصفراء بسبب الخشونة المتعمدة.
Türkçe: Oyuncu, kasti sertliği nedeniyle sarı kart gördü.
الركلة الحرة
Serbest vuruş
Örnek Diyalog: نفذ اللاعب الركلة الحرة بمهارة عالية وأسكن الكرة في الزاوية العليا للمرمى.
Türkçe: Oyuncu serbest vuruşu yüksek bir beceriyle gerçekleştirdi ve topu kalecinin üst köşesine yerleştirdi.
ضربة الجزاء
Penaltı vuruşu
Örnek Diyalog: بالرغم من تسجيله ضربة الجزاء ببراعة، لم يتمكن الفريق من الفوز بالمباراة.
Türkçe: Penaltıyı ustaca gole çevirmesine rağmen, takım maçı kazanmayı başaramadı.
الزاوية
Açı
Örnek Diyalog: هل يمكنك وضع الكتب في الزاوية لتبدو الغرفة أوسع؟
Türkçe: Kitapları köşeye koyabilir misin, böylece oda daha geniş görünsün?
التسلل
Ofsayt
Örnek Diyalog: حكم المباراة أوقف اللعب معلنًا عن وجود التسلل في الهجمة الأخيرة.
Türkçe: Maçın hakemi, son hücumda ofsayt olduğunu açıklayarak oyunu durdurdu.
الجمهور
Seyirci
Örnek Diyalog: كان الجمهور متحمسًا لرؤية العرض الجديد.
Türkçe: İzleyiciler yeni gösteriyi görmek için heyecanlıydı.
الحارس
Kaleci
Örnek Diyalog: مررت بالحارس وقت دخولي إلى العمارة.
Türkçe: Binaya girerken kapıcıdan geçtim.
المدافع
Topçu
Örnek Diyalog: صرخ القائد في المعركة موجهاً كلامه لجنوده: أطلقوا المدافع الآن لندافع عن حصننا!
Türkçe: Komutan savaşta askerlerine seslenerek bağırdı: Topları hemen ateşleyin, kalemizi savunalım!
الوسط
Merkez
Örnek Diyalog: يجب أن نجد حلاً يرضي الجميع وذلك بالبحث عن نقطة توازن في الوسط.
Türkçe: Herkesi memnun edecek bir çözüm bulmalıyız ki bu da ortadaki bir denge noktasını aramakla mümkün olacaktır.
المهاجم
Sözlükler
Örnek Diyalog: سجل المهاجم هدفًا رائعًا في الدقيقة الأخيرة من المباراة.
Türkçe: Forvetteki oyuncu maçın son dakikasında harika bir gol attı.
كرة السلة
Basketbol
Örnek Diyalog: هل شاهدت مباراة كرة السلة الليلة الماضية؟ كانت مثيرة للغاية.
Türkçe: Dün geceki basketbol maçını izledin mi? Çok heyecanlıydı.
السباحة
Yüzme
Örnek Diyalog: كانت السباحة دائماً مصدر سعادة لي.
Türkçe: Yüzme her zaman benim için mutluluk kaynağı olmuştur.
التنس
Tenis
Örnek Diyalog: منذ تعلمت لعب التنس، أصبحت الرياضة المفضلة بالنسبة لي.
Türkçe: Tenis oynamayı öğrendiğimden beri, en sevdiğim spor haline geldi.
الطائرة
Uçak
Örnek Diyalog: حجزت تذاكر لركوب الطائرة المتجهة إلى دبي غدًا.
Türkçe: Dubai'ye giden uçağa yarın için bilet rezerve ettirdim.
تسديدة
Şut
Örnek Diyalog: لقد أدهشتني تسديدة اللاعب من منتصف الملعب التي هزت الشباك.
Türkçe: Oyuncunun sahanın ortasından attığı ve ağları sarsan şut beni çok şaşırttı.
رمية تماس
Temaşa atışı
Örnek Diyalog: سجل الفريق هدفاً بعد رمية تماس متقنة.
Türkçe: Takım, ustaca yapılmış bir taç atışının ardından golü kaydetti.
الضربة الأولى
İlk darbe
Örnek Diyalog: في لعبة الشطرنج، يعتبر الكثير من الخبراء أن الضربة الأولى لها أهمية كبيرة في تحديد مسار المباراة.
Türkçe: Satranç oyununda, birçok uzman ilk hamlenin maçın yönünü belirlemede büyük önem taşıdığını düşünüyor.
الإصابة
Yaralanma
Örnek Diyalog: تم نقل اللاعب إلى المستشفى فور تعرضه للإصابة خلال المباراة.
Türkçe: Oyuncu, maç sırasında yaralandıktan hemen sonra hastaneye kaldırıldı.
الاستراحة
Mola
Örnek Diyalog: هل يمكننا أخذ الاستراحة الآن لتناول القهوة؟
Türkçe: Şimdi kahve molası alabilir miyiz?
الوقت الإضافي
Fazla mesai
Örnek Diyalog: آسف، لا أستطيع البقاء للعمل في الوقت الإضافي اليوم لأن لدي التزامات أخرى.
Türkçe: Üzgünüm, bugün fazla mesai yapmak için kalamam çünkü başka taahhütlerim var.
رياضة
Spor
Örnek Diyalog: أنا أحب ممارسة الرياضة يوميًا لأنها تساعدني على البقاء بصحة جيدة.
Türkçe: Her gün spor yapmayı seviyorum çünkü bu benim iyi bir sağlıkta kalabilmeme yardımcı oluyor.
تمرين
Egzersiz
Örnek Diyalog: أنا أحرص دائماً على أداء تمرين الصباح لأبقى بصحة جيدة.
Türkçe: Her zaman sabah egzersizimi yaparak sağlıklı kalırım.
لياقة بدنية
Fiziksel kondisyon
Örnek Diyalog: أعتقد أنه يجب عليّ الالتحاق بصف لياقة بدنية لتحسين صحتي العامة.
Türkçe: Sanırım genel sağlığımı iyileştirmek için bir fitness sınıfına katılmam gerekiyor.
النادي
Kulüp
Örnek Diyalog: يجتمع أعضاء النادي كل خميس للتدريب على كرة القدم.
Türkçe: Kulüp üyeleri her Perşembe futbol antrenmanı yapmak için toplanır.
البطولة العربية
Arap Şampiyonası
Örnek Diyalog: حقق فريقنا المركز الأول في البطولة العربية لكرة القدم.
Türkçe: Takımımız Arap futbol şampiyonasında birinci sırayı elde etti.
دورة الألعاب
Oyunlar dönemi
Örnek Diyalog: هل ستشاهد دورة الألعاب الأولمبية هذا العام؟
Türkçe: Bu yıl Olimpiyat Oyunları'nı izleyecek misin?
الجولة
Turuna
Örnek Diyalog: سأقوم بدفع رسوم الجولة السياحية الآن.
Türkçe: Turistik turun ücretini şimdi ödeyeceğim.
التأهل
Eleme
Örnek Diyalog: كانت فرحة الفريق لا توصف عندما تمكنوا من التأهل للنهائيات.
Türkçe: Takımın finallere kalmayı başardıklarında hissettikleri mutluluk tarifsizdi.
الإقصاء
Dışlanma
Örnek Diyalog: ناقش الفريق أسباب الإقصاء المبكر من البطولة وكيف يمكن تجنب ذلك في المستقبل.
Türkçe: Takım, turnuvadan erken elenmenin sebeplerini ve bunun gelecekte nasıl önlenebileceğini tartıştı.
التتويج
Taç giyme
Örnek Diyalog: كان حفل التتويج استثنائياً وشهد حضوراً بارزاً من جميع أرجاء البلاد.
Türkçe: Taç giyme töreni olağanüstüydü ve ülkenin dört bir yanından önemli katılımlar oldu.
الميدالية
Madalya
Örnek Diyalog: نظر الرياضي إلى الميدالية الذهبية متأملاً وهو يقول: لطالما حلمت بهذه اللحظة.
Türkçe: Sporcu altın madalyaya hayal kurarcasına baktı ve şöyle dedi: Uzun zamandır bu anın hayalini kuruyordum.
الرقم القياسي
rekor
Örnek Diyalog: سمعت أن العداء حطم الرقم القياسي في سباق الـ 100 متر اليوم.
Türkçe: Bugün 100 metre yarışında koşucunun rekor kırdığını duydum.
الأولمبياد
Olimpiyatlar
Örnek Diyalog: صديقي حصل على ميدالية ذهبية في الأولمبياد وذلك يعد إنجازاً كبيراً.
Türkçe: Arkadaşım Olimpiyatlarda altın madalya kazandı ve bu büyük bir başarı sayılır.
الاتحاد
Birlik
Örnek Diyalog: سأذهب إلى مقر الاتحاد للمشاركة في الاجتماع القادم.
Türkçe: Bir sonraki toplantıya katılmak için birliğin merkezine gideceğim.
المنتخب
Milli takım
Örnek Diyalog: تألق المنتخب الوطني في المباراة وأسعد جماهيره.
Türkçe: Milli takım maçta parladı ve taraftarlarını sevindirdi.
المركز الأول
Birinci sırada
Örnek Diyalog: حصلت نور على المركز الأول في المسابقة العلمية.
Türkçe: Nur bilimsel yarışmada birinci oldu.