Mevsimerin değişimi, coğrafyadan coğrafyaya farklı bir heyecan ve güzellik katarken, dil öğreniminde ise farklı bir boyut kazandırıyor. Gelin, hep beraber Almanca'nın renkli dünyasında mevsimlerin büyüsüne çanak tutalım. Almanca eğitimi alırken mevsimleri diller ve kültürler ötesi bir gözle değerlendirme fırsatı bulabiliriz.
Almanca'da Mevsimler ve Kültürel Bağlam
Almanca'da mevsimler; Frühling İlkbahar), Sommer Yaz), Herbst Sonbahar) ve Winter Kış) olarak ifade edilir. Her bir mevsim kendi içinde birçok festival ve etkinliğe ev sahipliği yapar ki bu da Almanca öğren sürecini daha eğlenceli hale getirir. Mesela, Almanya'da meşhur Oktoberfest'in sonbahar aylarında kutlanması veya Berlin Film Festivali'nin kış mevsiminde gerçekleşmesi gibi.
Frühling: Canlanan Doğa ve Festival Zamanı
Frühling, yani ilkbahar, doğanın uyanışı ve yeniden yeşermesi ile simgeleşir. Bu dönemde dil öğrencileri, baharın getirdiği canlılığı şarkılarda, şiirlerde ve tabi ki günlük dilde bulabilirler. Almanya'da ilkbahar festivali olarak bilinen "Frühlingsfest" dönemlerinde bu mevsimi kutlamak, dil becerilerini geliştirme açısından öğrenciler için harika fırsatlardır.
Sommer: Güneşin Tadını Çıkarma Zamanı
Almanca'da yaz mevsimi Sommer olarak adlandırılır. Bu mevsim Almanya'da piknikler, açık hava konserleri ve tabii ki göl kenarlarında güneşlenmek için idealdir. Almanca öğrenme serüveninde bu mevsimin enerjisini, Alman halkının yaz aktiviteleri ile birleştirerek pekiştirebilirsiniz.
Herbst: Renklerin Dansı
Herbst, yani sonbahar, yaprakların sararıp kızarması ve doğanın adeta bir ressamın tuvalinde can bulması demektir. Almanca'da bu dönem genellikle Oktoberfest ile özdeşleşmiştir. Bu mevsimi bizzat yaşayarak, Almanca dil becerilerinizi doğal ve katkısız bir şekilde geliştirebilirsiniz. Sonbaharın getirdiği melankoli ve hüznü Alman edebiyatının derinliklerinde de keşfedebilirsiniz.
Winter: Sessizliğin Ve Beyazın Hüküm Sürdüğü Mevsim
Ve son olarak Winter, yani kış mevsimi. Almanya'da kış mevsimi, kar kaplı sokaklar ve noel pazarları ile özdeşleştirilir. Almanca'da kış mevsimini konu alan birçok şiir, hikaye ve şarkı bulmanız mümkün. Ayrıca Weihnachten, yani Noel Bayramı, bu dönemin vazgeçilmez bir parçasıdır ve yine Almanca öğrenirken kültürü daha yakından tanıma fırsatı sunar.
İster yeni başlamış olun, ister Almanca eğitim yolculuğunuzun ileri aşamalarında bulunun, mevsimlerin dil üzerindeki etkisi ve kültürel bağlamları öğrenme sürecine eğlenceli ve dinamik bir katkı sağlar. Bu sayede hem dili daha iyi kavrar hem de Almanya'nın mevsimlerle bütünleşen atmosferine hakim olabilirsiniz. Unutmayın, dil bir kültürün ta kendisidir ve bu kültürü mevsimler eşliğinde keşfetmek, öğrenmeye muhteşem bir derinlik katar.
Sonnenlicht
Güneş ışığı
Örnek Diyalog: Das Zimmer war erfüllt von warmem Sonnenlicht, das durch das große Fenster hereinflutete.
Türkçe: Oda, büyük pencereden içeri dolan sıcak güneş ışığıyla doluydu.
Sommer
Yaz
Örnek Diyalog: During the long days of Sommer, we loved to picnic by the breezy lakeshore.
Türkçe: Yazın uzun günlerinde, esintili göl kenarında piknik yapmayı çok severdik.
Winter
Kış
Örnek Diyalog: Winter's icy grip transformed the landscape into a serene, snowy wonderland.
Türkçe: Kışın buz gibi pençesi manzarayı sakin ve karla kaplı bir harikalar diyarına dönüştürdü.
Mai
Mayıs
Örnek Diyalog: In May, Mai often went for long walks among the blooming flowers.
Türkçe: Mayıs ayında, Mai sıklıkla açan çiçekler arasında uzun yürüyüşlere çıkardı.
Juli
Temmuz
Örnek Diyalog: Juli decided to spend her summer vacation learning a new language and exploring the local museums.
Türkçe: Juli yaz tatilini yeni bir dil öğrenerek ve yerel müzeleri keşfederek geçirmeye karar verdi.
August
Ağustos
Örnek Diyalog: The leaves began to change as August signaled the end of summer.
Türkçe: Ağustos ayı yazın sonunun geldiğini işaret ederken yapraklar renk değiştirmeye başladı.
Oktober
Ekim
Örnek Diyalog: Oktober is the German word for October, the tenth month of the year.
Türkçe: Oktober, yılın onuncu ayı olan Ekim'in Almanca karşılığıdır.
November
Kasım
Örnek Diyalog: The leaves turned brilliant shades of orange and red as November arrived, heralding the onset of the cooler autumn days.
Türkçe: Kasım ayının gelmesiyle birlikte yapraklar, serin sonbahar günlerinin habercisi olarak parlak turuncu ve kırmızı renklere büründü.
Eisregen
Dondurucu yağmur
Örnek Diyalog: During the harsh winter, the villagers grew wary of the treacherous Eisregen that glazed the streets with a slippery sheen.
Türkçe: Sert kış boyunca, köylüler, sokakları kaygan bir parıltıyla kaplayan hain Eisregen'e karşı tedirgin oldular.
Gebirgsluft
Dağ havası
Örnek Diyalog: Die frische Gebirgsluft am Morgen belebte unsere Geister für die bevorstehende Wanderung.
Türkçe: Sabahın erken saatlerindeki taze dağ havası, önümüzdeki yürüyüş için ruhlarımızı canlandırdı.
Kastanien
Kestane
Örnek Diyalog: Im Herbst sammelten die Kinder Kastanien im Park, um damit Bastelarbeiten zu kreieren.
Türkçe: Sonbaharda çocuklar, el işleri yapmak için parkta kestane topladılar.
Marienkäfer
Uğur Böceği
Örnek Diyalog: Der Marienkäfer landete sanft auf dem sonnenbeschienenen Blatt des Gänseblümchens.
Türkçe: Uğur böceği, güneşin ışıkları altında parlayan papatya yaprağının üzerine nazikçe kondu.
Frühlingsregen
Bahar yağmuru
Örnek Diyalog: Der sanfte Frühlingsregen erweckte die schlafende Natur zu neuem Leben.
Türkçe: Yumuşak bahar yağmuru, uykuda olan doğayı yeni bir hayata uyandırdı.
Nachtigallen
Bülbüller
Örnek Diyalog: In the still of the night, the melodic trills of Nachtigallen filled the air with enchanting sounds.
Türkçe: Gecenin sessizliğinde, Nachtigallen'ların melodik trilleri havayı büyüleyici seslerle doldurdu.
Kälte
Soğuk
Örnek Diyalog: Die Kälte des Winters ließ alle Seen in der Region zufrieren.
Türkçe: Kışın soğuğu bölgedeki tüm gölleri dondurdu.
Einbruch der Dunkelheit
Nightfall
Örnek Diyalog: Mit dem Einbruch der Dunkelheit kehrte eine unheimliche Stille über das Dorf ein.
Türkçe: Karanlığın çökmesiyle köye ürkütücü bir sessizlik hâkim oldu.
Kälteeinbruch
Soğuk hava dalgası
Örnek Diyalog: Der plötzliche Kälteeinbruch überraschte die Wanderer in den Bergen völlig unvorbereitet.
Türkçe: Dağdaki yürüyüşçüler, aniden bastıran soğuk hava karşısında tamamen hazırlıksız yakalandılar.
Tauwetter
Çözülme
Örnek Diyalog: Als endlich Tauwetter einsetzte, begann der Schnee auf den Straßen zu schmelzen und machte Platz für den lang ersehnten Frühling.
Türkçe: Nihayet çözülme başladığında, sokaklardaki kar erimeye ve uzun zamandır özlenen bahara yer açmaya başladı.
Gefrierender Regen
Dondurucu yağmur
Örnek Diyalog: Auf der Autobahn kam es zu zahlreichen Unfällen wegen des gefrierenden Regens.
Türkçe: Otoyolda donan yağmur nedeniyle çok sayıda kaza meydana geldi.
Frühlingsstürme
Bahar fırtınaları
Örnek Diyalog: Die Frühlingsstürme brachten endlich die ersehnte Abkühlung nach einer ungewöhnlich warmen Aprilwoche.
Türkçe: Bahar fırtınaları, olağanüstü sıcak geçen bir Nisan haftasının ardından sonunda hasretle beklenen serinliği getirdi.
Herbstregen
Sonbahar yağmuru
Örnek Diyalog: Der Herbstregen prasselte sanft gegen das Fenster, während ich es mir mit einem Buch gemütlich machte.
Türkçe: Sonbahar yağmuru pencereye hafifçe vuruyordu, ben de kitabımla rahat bir köşeye kurulmuştum.
Wolkenbruch
Bulut Patlaması
Örnek Diyalog: Als wir wandern gingen, überraschte uns plötzlich ein heftiger Wolkenbruch.
Türkçe: Yürüyüşe çıktığımızda, ansızın şiddetli bir sağanak bize sürpriz yaptı.
Kaltluft
Soğuk hava
Örnek Diyalog: Als Kaltluft aus dem Norden einströmte, fielen die Temperaturen rapide ab.
Türkçe: Kuzeyden soğuk hava giriş yapınca sıcaklıklar hızla düştü.
Wärmeböen
Sıcak hava dalgaları
Örnek Diyalog: Als ich auf dem sonnigen Hügel stand, fühlten sich die Wärmeböen an wie sanfte Umarmungen der Natur.
Türkçe: Güneşli tepe üzerinde durduğumda, sıcaklık esintileri doğanın nazik kucaklamaları gibi hissettirdi.
Sommerbrise
Yaz esintisi
Örnek Diyalog: Die Sommerbrise wehte sanft durch die Vorhänge und brachte den Duft von frisch geschnittenem Gras mit sich.
Türkçe: Yaz rüzgarı perdelerin arasından nazikçe esiyordu ve yanında taze kesilmiş çimen kokusunu getiriyordu.
Schwalben
Kırlangıçlar
Örnek Diyalog: Im Frühjahr kehren die Schwalben aus ihren Winterquartieren zurück und bauen geschickt ihre Nester unter den Dachvorsprüngen.
Türkçe: İlkbaharda kırlangıçlar kışlaklarından geri döner ve çatı saçakları altına becerikli bir şekilde yuvalarını yaparlar.
Eichhörnchen
Sincap
Örnek Diyalog: Das Eichhörnchen sammelt Nüsse für den Winter.
Türkçe: Sincap kış için fındık toplar.
Blätterrauschen
Yaprak hışırtısı
Örnek Diyalog: Das Blätterrauschen im Wald beruhigte meinen Geist.
Türkçe: Ormandaki yaprak hışırtısı zihnimi yatıştırdı.
Wassertropfen
Su damlası
Örnek Diyalog: Ein einzelner Wassertropfen glitzerte im Sonnenlicht, bevor er leise in den stillen See fiel.
Türkçe: Tek bir su damlası, sessiz göle sessizce düşmeden önce güneş ışığında parıldıyordu.
Eiszapfen
Buz Sarkıtları
Örnek Diyalog: Als die Sonne hinter den verschneiten Bergen unterging, glitzerten die Eiszapfen am Dachrand wie Kristalle.
Türkçe: Güneş karla kaplı dağların ardına batarken, çatı kenarındaki buz sarkıtları kristal gibi parıldadı.
Sommerregenbogen
Yaz Gökkuşağı
Örnek Diyalog: Nach einem kurzen Sommerregen erschien ein leuchtender Sommerregenbogen am Himmel.
Türkçe: Kısa bir yaz yağmurunun ardından gökyüzünde parlayan bir yaz gökkuşağı belirdi.
Herbstregenbogen
Sonbahar Gökkuşağı
Örnek Diyalog: Nach einem sanften Herbstregen enthüllte der Herbstregenbogen seine bunte Pracht über dem goldgelben Laubparkett des Waldes.
Türkçe: Yumuşak bir sonbahar yağmurunun ardından, sonbahar gökkuşağı ormandaki altın sarısı yaprak parkesinin üzerinde rengarenk ihtişamını sergiledi.
Sonnenaufgang
Gündoğumu
Örnek Diyalog: Der Himmel färbte sich in wunderschöne Orangetöne, als wir den Sonnenaufgang am Strand beobachteten.
Türkçe: Gökyüzü, plajda güneşin doğuşunu izlerken harika turuncu tonlarına büründü.
Blütenblätter tanzen
Yapraklar dans ediyor
Örnek Diyalog: Im sanften Frühlingswind begannen die Blütenblätter zu tanzen, als wären sie von der leichten Brise zum Walzer eingeladen.
Türkçe: Yumuşak bahar rüzgarında, çiçek yaprakları sanki hafif esintiyle valse davet edilmişler gibi dans etmeye başladı.
Spitze Kälte
Zirve soğuk
Örnek Diyalog: Die Spitze Kälte des Wintertages durchdrang selbst die dicksten Mäntel.
Türkçe: Kış gününün keskin soğuğu en kalın paltoları bile içinden geçirdi.
Eisiger Wind
Buzlu rüzgar
Örnek Diyalog: Der eisiger Wind schnitt wie ein Messer durch meine Jacke, als ich durch die leere Straße lief.
Türkçe: Buz gibi rüzgar, boş sokaktan koşarken ceketimin içinden bıçak gibi geçiyordu.
Schneeberge schmelzen
Eriyen kar dağları
Örnek Diyalog: Aufgrund des Klimawandels schmelzen die Schneeberge zusehends und bedrohen die darunterliegenden Täler mit Überschwemmungen.
Türkçe: İklim değişikliği nedeniyle kar dağları hızla erimekte ve altlarındaki vadileri sel baskınlarıyla tehdit etmektedir.
Frühlingsblüte
Bahar çiçeği
Örnek Diyalog: Die Bienen summten emsig von Blüte zu Blüte, angezogen vom süßen Duft der Frühlingsblüte.
Türkçe: Arılar, bahar çiçeklerinin tatlı kokusuna çekilerek, bir çiçekten diğerine gayretli bir şekilde vızıldayarak uçuşuyordu.
Herbstblätter
Sonbahar yaprakları
Örnek Diyalog: Die bunten Herbstblätter tanzten im Wind, bevor sie sanft auf dem feuchten Boden landeten.
Türkçe: Renkli sonbahar yaprakları rüzgarda dans ediyor, sonra nemli toprağa yavaşça konuyordu.
Mücken
Sivrisinekler
Örnek Diyalog: Im Sommer summen die Mücken unablässig um unseren Kopf herum, während wir versuchen, sie zu verscheuchen.
Türkçe: Yazın sivrisinekler durmadan başımızın etrafında vızıldarken, onları uzaklaştırmaya çalışırız.
Heuschrecken
Çekirgeler
Örnek Diyalog: In der Abenddämmerung füllte das Zirpen der Heuschrecken die warme Sommerluft.
Türkçe: Akşam alacakaranlığında çekirgelerin cırcırı sıcak yaz havasını doldurdu.
Vögel zwitschern
Kuş cıvıltıları
Örnek Diyalog: Beim Morgengrauen hört man die Vögel zwitschern.
Türkçe: Şafak vakti kuşların cıvıldadığını duyarsınız.
Schneeflocken schweben
Kar taneleri yüzer
Örnek Diyalog: Leise und fast unmerklich beginnen Schneeflocken zu schweben, und bedecken die Landschaft mit einem zarten, weißen Teppich.
Türkçe: Sessizce ve neredeyse fark edilmeden kar taneleri süzülmeye başlar ve manzarayı ince, beyaz bir örtüyle kaplar.
Winterregenbogen
Kış Gökkuşağı
Örnek Diyalog: Nach dem frostigen Schneeschauer bewunderten wir einen faszinierenden Winterregenbogen, der am kalten Himmel leuchtete.
Türkçe: Soğuk kar sağanağından sonra, soğuk gökyüzünde parlayan büyüleyici bir kış gökkuşağını hayranlıkla izledik.
Stürme brausen
Fırtınalar kükrer
Örnek Diyalog: Stürme brausen durch die Nacht, als wären sie auf der Jagd nach verirrten Seelen.
Türkçe: Fırtınalar, kaybolmuş ruhların peşindeymiş gibi gece boyunca gürleyip duruyorlar.
Blitz
Flaş
Örnek Diyalog: During World War II, the city endured a relentless blitz that left many buildings in ruins.
Türkçe: II. Dünya Savaşı sırasında, şehir aralıksız bir bombardıman geçirdi ve bu, birçok binanın enkaz haline gelmesine yol açtı.
Kältewellen
Soğuk dalgalar
Örnek Diyalog: Trotz globaler Erwärmung können Kältewellen in manchen Regionen immer noch extreme Temperaturen bringen.
Türkçe: Global ısınmaya rağmen bazı bölgelerde soğuk hava dalgaları hala aşırı sıcaklıklara sebep olabilmektedir.
Herbst
Sonbahar
Örnek Diyalog: Die Blätter verfärben sich im Herbst in herrliche Rottöne.
Türkçe: Yapraklar sonbaharda harika kızıl tonlarına dönüşür.
April
Nisan
Örnek Diyalog: In April, the cherry blossoms create a picturesque canopy of pink and white.
Türkçe: Nisan ayında, kiraz çiçekleri pembe ve beyazın resmedilecek kadar güzel bir tavan oluşturur.
Juni
Haziran
Örnek Diyalog: In the warm glow of early summer, Juni celebrated her birthday with a picnic in the park.
Türkçe: Erken yazın sıcak parıltısında, Juni doğum gününü parkta bir piknikle kutladı.
September
Eylül
Örnek Diyalog: The leaves began to change color as the cool breeze of late September signaled the arrival of autumn.
Türkçe: Eylül'ün sonlarındaki serin esinti, sonbaharın gelişini müjdelerken yapraklar renk değiştirmeye başladı.
Dezember
Aralık
Örnek Diyalog: Im Dezember sinken die Temperaturen oft drastisch und die Menschen bereiten sich auf die Feiertage vor.
Türkçe: Aralık ayında sıcaklıklar sıklıkla keskin bir şekilde düşer ve insanlar bayramlara hazırlanır.
Schneefall
Kar Yağışı
Örnek Diyalog: Als ich heute Morgen aufwachte, verwandelte starker Schneefall die ganze Stadt in eine Winterlandschaft.
Türkçe: Bugün sabah uyandığımda, şiddetli kar yağışı tüm şehri bir kış manzarasına çevirdi.
Gewitter
Fırtına
Örnek Diyalog: Der Himmel verdunkelte sich plötzlich, als das Gewitter näherzog.
Türkçe: Gökyüzü aniden karardı, fırtına yaklaşırken.
Herbstlaub
Sonbahar yaprakları
Örnek Diyalog: Das bunte Herbstlaub bedeckte sanft den Weg durch den Park.
Türkçe: Renkli sonbahar yaprakları parktaki yolu nazikçe örtmüştü.
Schmetterlinge
Kelebekler
Örnek Diyalog: Die Schmetterlinge flatterten lebhaft über das bunte Blumenfeld.
Türkçe: Kelebekler renkli çiçek tarlasının üzerinde canlı bir şekilde uçuşuyordu.
Wiesenblumen
Çayır çiçekleri
Örnek Diyalog: Die Wiesenblumen leuchteten in einem Kaleidoskop von Farben unter der warmen Frühlingssonne.
Türkçe: Bahar güneşinin sıcaklığı altında çayır çiçekleri bir renk cümbüşü içinde parıldıyordu.
Sommerwind
Yaz rüzgarı
Örnek Diyalog: Der Sommerwind wehte sanft durch die blühenden Blumenwiesen.
Türkçe: Yaz rüzgarı, açan çiçekli çayırlardan hafifçe esiyordu.
Winterstürme
Kış fırtınaları
Örnek Diyalog: Winterstürme wichen dem Frühlingssonnenschein, als die letzten Schneeflocken schmolzen.
Türkçe: Kış fırtınaları ilkbahar güneşi karşısında çekildi, son kar taneleri eriyince.
Wärme
Isı
Örnek Diyalog: Die Wärme des Kaminfeuers vertreibt die Kälte des Wintertages.
Türkçe: Şömine ateşinin sıcaklığı kış gününün soğuğunu giderir.
Lärm
Gürültü
Örnek Diyalog: Der Lärm der Baustelle draußen machte es unmöglich, sich auf die Arbeit zu konzentrieren.
Türkçe: Dışarıdaki inşaat gürültüsü, işe konsantre olmayı imkansız hale getirdi.
Beginn des Tages
Günün başlangıcı
Örnek Diyalog: Mit dem ersten Sonnenstrahl begann der Beginn des Tages, und die Welt erwachte zu neuem Leben.
Türkçe: İlk güneş ışınıyla birlikte günün başlangıcı geldi ve dünya yeni bir hayata uyandı.
Regenbogen
Gökkuşağı
Örnek Diyalog: Nach dem Regen erschien ein leuchtender Regenbogen am Himmel.
Türkçe: Yağmurun ardından gökyüzünde parlayan bir gökkuşağı belirdi.
Schneestürme
Kar Fırtınaları
Örnek Diyalog: Schneestürme können in Gebirgsregionen zu erheblichen Verkehrsbehinderungen führen.
Türkçe: Dağlık bölgelerde kar fırtınaları ciddi trafik aksamalarına yol açabilir.
Sommergewitter
Yaz fırtınası
Örnek Diyalog: Während des Sommergewitters zuckten Blitze über den Himmel und der Regen erfrischte die schwüle Luft.
Türkçe: Yaz gök gürültülü sağanak sırasında gökyüzü boyunca şimşekler çakıyordu ve yağmur bunaltıcı havayı serinletiyordu.
Winterschauer
Kış yağmurları
Örnek Diyalog: The winterschauer was particularly harsh this year, blanketing the village in thick layers of snow.
Türkçe: Bu yıl kış şartları özellikle çetindi, köyü kalın kar tabakalarıyla kaplayarak.
Sonnenschein
Günışığı
Örnek Diyalog: Der Sonnenschein durchflutete das Zimmer mit warmem Licht.
Türkçe: Güneş ışığı odayı sıcak ışıkla doldurdu.
Nebel
Sis
Örnek Diyalog: Der frühe Wanderer wurde vom dichten Nebel im Tal überrascht.
Türkçe: Erken yola çıkan gezgin, vadideki yoğun sisle sürprizle karşılaştı.
Frühlingsdüfte
Bahar kokuları
Örnek Diyalog: Die Frühlingsdüfte erfüllten den Park und kündigten das Ende des Winters an.
Türkçe: İlkbahar kokuları parkı doldurmuş ve kışın sonunu müjdeler nitelikteydi.
Herbstbrise
Sonbahar esintisi
Örnek Diyalog: Die Herbstbrise wirbelte bunte Blätter über den verlassenen Parkweg.
Türkçe: Sonbahar rüzgarı terk edilmiş park yolu üzerinde renkli yaprakları havalara uçurdu.
Kraniche
Vinçler
Örnek Diyalog: Im Frühjahr versammeln sich die Kraniche auf den Feldern, um sich auf ihre lange Reise gen Norden vorzubereiten.
Türkçe: İlkbaharda, turnalar tarlalarda toplanarak uzun kuzey yolculuklarına hazırlanmak için bir araya gelirler.
Libellen
Yusufçuklar
Örnek Diyalog: Die Libellen flatterten elegant über den stillen Teich, als die Sonne langsam unterging.
Türkçe: Yusufçuklar, güneş yavaşça batarken sessiz göletin üzerinde zarifçe uçuşuyordu.
Bienen
Arılar
Örnek Diyalog: Die Bienen sammeln fleißig Pollen von den Blumen im Garten.
Türkçe: Arılar bahçedeki çiçeklerden gayretle polen topluyorlar.
Gänse
Kazlar
Örnek Diyalog: Im Frühling sah ich eine Gruppe Gänse über den blauen Himmel fliegen.
Türkçe: Baharda gökyüzünde bir grup kazın mavi gökyüzünde uçtuğunu gördüm.
Grashüpfer
Çekirge
Örnek Diyalog: Der Grashüpfer springt hoch über die grünen Blätter hinaus.
Türkçe: Çekirge yeşil yaprakların üzerinden yükseğe zıplar.
Schneehaufen
Kar yığını
Örnek Diyalog: Kinder spielten vergnügt auf dem großen Schneehaufen am Rande des Parks.
Türkçe: Çocuklar, parkın kenarındaki büyük kar yığınının üstünde neşeyle oynuyordu.
Frühlingsregenbogen
Bahar gökkuşağı
Örnek Diyalog: Nach dem warmen Frühlingsregenbogen leuchteten die Farben im Garten besonders intensiv.
Türkçe: Ilık ilkbahar yağmurundan sonra bahçedeki renkler özellikle yoğun bir şekilde parladı.
Vogelgezwitscher
Birdsong
Örnek Diyalog: Das morgendliche Vogelgezwitscher weckte mich sanft aus meinen Träumen.
Türkçe: Sabahın erken saatlerindeki kuş cıvıltıları beni nazikçe rüyalarımdan uyandırdı.
Sonnenuntergang
Gün batımı
Örnek Diyalog: Der Himmel färbte sich in leuchtende Orangetöne, als wir am Strand den Sonnenuntergang beobachteten.
Türkçe: Gökyüzü, plajda güneş batarken parlak turuncu renklere büründü.
Blätter fallen
Yapraklar düşer
Örnek Diyalog: Die Blätter fallen leise von den Bäumen, wenn der Herbstwind durch die Zweige weht.
Türkçe: Sonbahar rüzgarları dallar arasından estiğinde yapraklar sessizce ağaçlardan dökülür.
Schneeflocken tanzen
Kar taneleri dans ediyor
Örnek Diyalog: Im fahlen Licht der Straßenlaterne konnte man sehen, wie die Schneeflocken tanzen.
Türkçe: Sokak lambasının solgun ışığında kar tanelerinin nasıl dans ettiği görülebiliyordu.
Schneeberge
Karlı dağlar
Örnek Diyalog: In the winter, the Schneeberge mountain range becomes a paradise for skiers and snowboarders.
Türkçe: Kışın, Schneeberge dağ sırası kayakçılar ve snowboardcular için bir cennete dönüşür.
Kälteeinbrüche
Soğuk enstantaneler
Örnek Diyalog: Die Kälteeinbrüche im Frühjahr brachten überraschend Schnee und Frost zurück.
Türkçe: İlkbaharda yaşanan soğuk hava dalgaları, sürpriz bir şekilde kar ve donu geri getirdi.
Sommerblüte
Yaz çiçeği
Örnek Diyalog: Die Bienen summen eifrig zwischen den Farben der Sommerblüte.
Türkçe: Arılar, yaz çiçeklerinin renkleri arasında hevesle vızıldıyorlar.
Winterblumen
Kış çiçekleri
Örnek Diyalog: The winterblumen added a splash of color to the otherwise barren garden.
Türkçe: Kış çiçekleri, diğer türlü çorak bahçeye renk katmıştı.
Grillen
Barbekü
Örnek Diyalog: Im Sommer liebe ich es, im Garten zu sitzen und zu grillen.
Türkçe: Yaz aylarında bahçede oturmayı ve mangal yapmayı çok severim.
Käuzchen
Çığırtkan Baykuş
Örnek Diyalog: In den Dämmerstunden hört man oft das melancholische Rufen der Käuzchen im Wald.
Türkçe: Alacakaranlık saatlerinde sıklıkla ormanda küçük baykuşların melankolik çağrılarını duyar.
Regentropfen schweben
Yağmur damlaları gezinir
Örnek Diyalog: Die Regentropfen schweben sanft zu Boden, als würden sie von der Luft selbst getragen.
Türkçe: Yağmur damlaları havanın kendisi tarafından taşınıyormuşçasına nazikçe yere süzülüyor.
Meeresrauschen
Denizin sesi
Örnek Diyalog: Das sanfte Meeresrauschen beruhigte ihre Gedanken, während sie am Strand entlangspazierte.
Türkçe: Hafif deniz dalga sesi, kumsalda yürürken onun düşüncelerini sakinleştirdi.
Schmetterlinge flattern
Kelebekler kanat çırpıyor
Örnek Diyalog: Schmetterlinge flattern leise durch den bunten Garten.
Türkçe: Kelebekler sessizce renkli bahçeden süzülüp geçer.
Flussfische springen
Nehir balığı atlayışı
Örnek Diyalog: Nach einem langen, regnerischen Tag begannen die Flussfische plötzlich zu springen, als ob sie das fallende Wasser tanzend begrüßen wollten.
Türkçe: Uzun, yağmurlu bir günün ardından nehir balıkları, düşen suyu dans ederek selamlar gibi aniden zıplamaya başladı.
Donner
Gök gürültüsü
Örnek Diyalog: The Donner Party faced insurmountable challenges crossing the Sierra Nevada in the winter of 1846.
Türkçe: Donner Partisi, 1846 kışında Sierra Nevada'yı geçerken aşılamaz güçlüklerle karşılaştı.
Frühling
Bahar
Örnek Diyalog: Im Frühling erwacht die Natur zu neuem Leben.
Türkçe: İlkbaharda doğa yeni bir yaşama uyanır.
Schneeengel
Kar Meleği
Örnek Diyalog: Kinder lachten vergnügt, während sie im frisch gefallenen Schnee Schneeengel machten.
Türkçe: Çocuklar neşe içinde kahkahalar atarken taze düşmüş karın üzerinde kar melekleri yapıyorlardı.
Regenpfützen
Yağmur birikintileri
Örnek Diyalog: Nach dem heftigen Gewitter sprangen die Kinder vergnügt in den Regenpfützen herum.
Türkçe: Şiddetli fırtınanın ardından çocuklar, neşeyle yağmur birikintilerinde sıçrayıp oynadılar.
Eisvögel
Yalıçapkınları
Örnek Diyalog: Im Frühling beobachte ich gern Eisvögel, wie sie geschickt über das Wasser fliegen und nach Beute tauchen.
Türkçe: Baharda, yalıçapkını kuşlarını su üzerinde ustaca uçarken ve avlarını yakalamak için dalış yaparken izlemeyi severim.
Winterwinde
Kış rüzgarları
Örnek Diyalog: Die Winterwinde heulten durch die kahlen Bäume und kündigten einen eisigen Abend an.
Türkçe: Kış rüzgarları yapraksız ağaçların arasından uluyarak buz gibi bir akşamın müjdesini veriyordu.
Blütenblätter
Yapraklar
Örnek Diyalog: Die Blütenblätter der Rose fielen sanft auf den feuchten Gartenboden.
Türkçe: Gülün yaprakları, nemli bahçe toprağına nazikçe düştü.