Dili yerine ellerini kullanan insanların gözünden dünyayı görmek için mutlaka empati kurmanız ve uzun uzun kafa yormanız gerekmektedir.
İşaret dili, duyma ve/ veya konuşma yetisini kullanamayan bireylerin beden dilini kullanarak kendilerini ifade etmesini sağlayan görsel bir dildir. Her yörede farklı lehçeleri olan bu dil eğitim almadan öğrenebileceğiniz bir dil değildir.
İşaret diline ait bilinen en eski tanımın MÖ 400’lü yıllarda Platon tarafından yapıldığı bilinmektedir. Engelliler Orta Çağ’da Platon ve Aristo’nun düşüncelerinin yayılması sebebiyle ‘’toplum dışı, ilkel’’ olarak görülmüşlerdir. Yeni Çağ’da ise Argicola ve Cardona, 1500’lü yıllarda bireyleri okuma-yazma ve dudak okuma yoluyla eğitmenin mümkün olduğunu ilk kez dile getirmişlerdir.
Bu tarihten itibaren engelliler toplum dışı, ilkel olarak görülmemeye başlanmış. Yine bu yıllarda Benediktiyan Manastırında Keşişler parmak/el harfleri ile engellilere eğitimler vermiştir. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte işaret dili eğitiminin yaygınlaşması ve işitmeye yardımcı cihazlar sayesinde engelliler toplumda hak ettikleri değeri görmeye başlamıştır.
Osmanlı Dönemine bakacak olursak; II. Abdülhamit tarafından Sağırlar Mektebi kurulmuştur. 1880 yılında yapılan Milano Konferansı ile işaret dili yasaklanmıştır. Ülkemizde bu yasağın izleri 1990 yıllara kadar sürmüş bu tarihten itibaren ülkemizde görmesi gereken değeri görmeye ve teknoloji sayesinde daha çok engelliye ulaşmaya başlamıştır.
Konuşamadığınızı hayal edin arkadaşlarınızla oturuyorsunuz çok iyi bildiğiniz bir konu hakkında muhabbet ediyorlar. Siz de muhabbet etmek için can atıyorsunuz hatta kendi konuşma dilinizle konuşabilirsiniz ama arkadaşlarınızın sizin dilinizi bilmesi gerekir. Arkadaşlarınız sizin dilinizi öğrenemediği sürece bilgi paylaşmanın ve arkadaşlarla sohbetin verdiği mutluluktan yoksun kalırsınız.
Duyamadığınızı düşünün rahatsızlandınız ve hastanenin yolunu tuttunuz. Doktora derdinizi anlatmaya çalışıyorsunuz fakat doktor işaret diline hakim değil. Doktorun söylediklerini duyamıyorsunuz ve doktor sizin parmak/el alfabesi ile anlatmak istediklerinizi anlamıyor. Doktor sorunu tam olarak anlayamayadığı ve teşhis koyamadığı için sağlık sorununuz çözüme kavuşmayacak.
Şimdi diyebilirsiniz her iki durumda kağıt ve yazı kullanarak anlaşabiliriz. Doğru arkadaşlarınızla sohbet ederken herhangi bir sorun olmayabilir. Fakat siz doktorla anlaşana kadar rahatsızlığınız kalıcı bir hastalığa dönüşebilir ya da ölümle sonuçlanabilir. Bu nedenle doktorluk gibi insan hayatını ilgilendiren meslekleri yapan bireylerin işaret dilini mutlaka öğrenmesi gerekiyor.
Televiyon programlarında veya internet üzerinden yayın yapan paylaşım platformlarında, sosyal medya üzerinden yapılan yayınlarda ekranın bir köşesinden işaret dili ile anlatıma yer verilmektedir. Tüm bu yayıncı kuruluşlar ileri seviye işaret dili eğitimi almış bunu sertifika ile belgelendirmiş ve devamlı olarak kendini geliştiren uzmanlar aramaktadır.
Bu yayıncı kuruluşlara başvuru yapacaksanız işaret dili sertifikası sizi bir adım ön plana çıkarır. İşitme ve/veya konuşma engeli olan çalışanların bulunduğu kurumlar, kurum içi iletişimde sorunlar yaşamamak için iş başvurularında işaret dili sertifikasına sahip olanların bir adım önde olacağını sakın unutmayın.
İstanbul İşletme Enstitüsü işaret dili eğitimi anlamında uzman öğretmen ile çalışmakta ve işaret dili kursu bittiği zaman kişi kendini bu konuda yeterli hissetmektedir. Online eğitimlerin ders sonrasında kişiye dijital veya basılı sertifika verilmesi de iienstitü eğitimlerini cazip kılan etkenlerden biridir. Ayrıca İstanbul İşletme Enstitüsünde işaret dili eğitimi haricinde birçok eğitim bulunmakta ve örgün haricinde online eğitimlerle de kişi kendine birçok şey katabilmektedir.
Yazar: Mustafa Kaya