Konuşma yeteneğimiz tıpkı zekâmız gibi tarihsel bir evrim süreci geçirmiştir ve geçirmeye devam etmektedir. Başlangıçta insanların basit ihtiyaçlarımızı ifade etmeye yarayan dil zamanla sosyalleşme aracına dönüşmüştür. Her ne kadar ilim, bilim ve araştırma önemli olsa da insanları diğer insanlardan öne çıkaran dili kullanmaktaki ustalıkları olmuştur. Ses tonunu, jest ve mimikleriyle en iyi oranda harmanlayanlar statülerini istedikleri noktaya taşıyabilmişlerdir.
Tarihe yön veren büyük liderler farklı farklı yeteneklere sahiptir. Etkili hitabetleri ise onları aynı noktada birleştirmiştir. Kitleleri yeni başlangıçlara ikna eden de her daim doğru seçilen sözcükler olmuştur. Bazen de akıllıca düzenlenmiş sloganlar vasıtasıyla rüzgarların yönü değiştirilmiştir. Eminim siz de cesur bir komutanın savaş öncesi yaptığı konuşmanın kılıçlardan daha keskin olduğuna dair yazılar okumuşsunuzdur.
Nitekim tarih sayı ve donanım olarak dezavantajlı orduların başarı hikayeleriyle doludur. Zekâsı ve tecrübesiyle doğru stratejileri belirleyen ama aynı zamanda askerlerini bir cümleyle ölüme meydan okutmayı başarabilen komutanlar zafer tacını takmışlardır. Yeni bir akımın başlaması, rejim değişiklikleri, adalet ve özgürlük arayışlarının fitilini ateşleyen de doğru seçilmiş az ve de öz cümleler olmuştur. Liderlerinin ifade biçiminden etkilenen kitleler çoğu zaman neden ve niçin sorgulaması dahi yapmadan coşkuyla harekete geçmişlerdir.
Günümüzde modern yaşam ve teknolojik gelişmelerin bizlere hediyesi maalesef yalnızlık oldu. Bu noktada hepimiz sesimizi duyurma, kendimizi anlatma ve anlaşılma çabası içine girdik. Şanslıyız ki Türkçemiz oldukça zengin bir yapıya sahip. Uzun ve karmaşık süreçlerden geçerek gelişen dilimizi korumanın en önemli sorumluğumuz olduğunu düşünüyorum. Büyük ve küçük ünlü uyumu kuralları doğru kullanıldığında konuşmalarımızda akıcılık sağlıyor. Bizlere düşen düşüncelerimizi ve okuduklarımızı doğru telaffuz etmek. Bu şekilde düzgün bir diksiyona sahip olarak konuşmamızda estetiği yakalayabiliriz. Peki düzgün diksiyon bize ve hayatımıza ne katar? Bu sorunun cevabını yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Diksiyon kelimesini Türk Dil Kurumuna göre tanımlayacak olursak : “Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarına uygun olarak söyleme biçimidir” diyebiliriz. Osmanlı Türkçesi’nde “Belagat” olarak ifade edilir. Latince “Dictio” ve “Distus” sözcüklerinden Fransızcaya “Diction” olarak geçmiştir. Dilimize ise Fransızca telaffuzundan geçerek “Diksiyon” olarak yerleşmiştir. Diksiyon, aynı zamanda kendini ifade etme sanatıdır.
Bir çoğumuz kişisel ilişkilerimizde yeterince anlaşılmadığımızı düşünsek de sorun aslında kendimizi ifade edememiş olmamızdır. Eminim siz de çoğu zaman; “Annem, babam, eşim, arkadaşım, patronum, öğretmenim vb. beni anlamıyor” şeklinde cümleler kurmuşsunuzdur.
Diksiyon okunuşu gibi bir çırpıda kazanılacak bir yeti de değildir. Doğuştan gelen yetenek, eğitim ve özgüvenin harmanlanmasıyla vücut bulabilecek karmaşık bir süreçtir. Doğru vurgulama, ritim, duruluk ve sadelik gibi özelliklerin formüle edilmesi gerekir. Öte yandan hayatımızın bir çok alanını güzelleştirmeye yarayacak kıymetli ve etkili bir araçtır. Ülkemizde Cumhuriyet sonrası başlatılan Türkçe’nin doğru kullanılması çalışmaları sadeleştirme çabalarıyla devam etmiştir.
İnsan sosyal bir varlıktır ve sosyalleşme süreci ancak sağlam iletişim temelleri üzerine inşa edilebilir. Aile, iş ve toplumsal hayatımızda sağlıklı bir iletişim ortamı oluşturmak istiyorsak kendimizi iyi ifade edebilmeliyiz. Aynı zamanda karşımızdakileri de doğru anlayabilmemiz gerekir. Peki sizce bunun için ne yapmalıyız ? Bana soraracak olursanız: Öncelikle doğuştan gelen yeteneklerimize güvenmeliyiz derim. Gerekli dozda güven ve eğitim bize etkili diksiyonun anahtarını sunacaktır.
Elbette içimizde diksiyon açısından dezavantajlara sahip olanlarımız vardır. Doğduğumuz ya da yaşadığımız coğrafyanın dil örüntüleri hitabetimize etki edebilir. Hayatımızda önemli alanlar kaplayan insanların konuşmaları da sözcüklerimizle yaratmak istediğimiz muhteşem auraya gölgeler düşürebilir. Unutmamamız gereken husus diksiyonumuzu düzeltebileceğimiz ve geliştirebileceğimiz gerçeğidir.
Ali Sir Nevai şöyle demiştir: "Türkçenin derinliklerine dalınca, gözlerime on sekiz bin evrenden daha yüksek bin evren göründü.” Peki genlerimizde çağlayan dil hazinesine inat, konuşurken kelime ve vurgu cimriliği yapmak haksızlık değil mi? Hele ki, “Nbr, slm vb.” özensiz kısaltmalar; “Okey!, Hacım, Oha!” gibi mutasyonlu sözcükler ne kadar da sevimsiz. Bu ucube harf yığınlarını kullanmak dilimize hakaret sayılmaz mı sizce? Sözde modernleşirken dilde ilkelliğe doğru yol almanın bir çok alanda yolumuza taş dizeceğini düşünüyorum.
İş başvurusu yaparken, kılık kıyafetimize gösterdiğimiz özeni, diksiyonumuza da göstermek son derece önemlidir. Giyimimizdeki renk, model ve aksesuar seçimleri hakkımızda genel ipuçları verse de karakterimizi ortaya asıl koyacak olan diksiyonumuzdur. Kendimizi ifade ederken kullandığımız doğru sözcükler ve uygun tonlama en az başvuru belgemizde yer alan sertifikalarımız kadar etkili olacaktır.
İş görüşmelerinin çoğu, zaman baskısı altında gerçekleşir. Bu nedenle ne anlattığımız değil kendimizi nasıl anlattığımız önemlidir. Diyelim ki olumlu bir görüşme sonrası işe kabul edildik. Patronun ve iş arkadaşlarımızın diksiyonu başarı ve motivasyon seviyemizi belirleyecektir.
Dil kurallarına hakimiyetimiz ise resmi yazışma ve toplantılarda bizi ön plana çıkaracaktır. Disiplin, nezaket, etkili bir vizyon ve yerine göre kıyafet seçimi ile kariyer merdivenlerini tırmanmaya başlayabiliriz. Etkili dinlemeyi de unutmamamız gerekir. Evet! Etkili diksiyon iş başarısı için gereklidir. Nitekim Sağlık Bakanlığı’nın Hayat Boyu Öğrenme Programı-2016’da Diksiyon Kursu’na yer vermiş olması konunun önemini vurgulamaktadır.
Bazı meslek gruplarında güzel ve etkili konuşmak diğer mesleklere göre daha önemlidir. Sizler için bu meslekleri listelemek isterim :
Etkili hitabet, mesleki ayrım yapmaksızın avantajlar sunar. Kendimizi iyi ifade etmemize ve iyi ilişkiler kurmamıza vesile olur. Kişisel imajımızı ve idealistliğimizi destekler. Kariyer yolculuğumuzda önümüze çıkan kilitli kapıları aralayacak anahtar görevi üstlenir.
Pazarlama sektörü ve diksiyon
Sözcükleri doğru ve etkili kullanan insanlar özgüvenli görünürler. Tüketici davranışlarını iyi analiz etmişlerdir ve İkna yetileri yüksektir. Özgüven ve ikna yeteneği pazarlama sektörünün olmazsa olmazlarındandır. Karşımızda işine hakim, güvenebilir bir pazarlamacı gördüğümüzde yaşanmışlık ve önyargılarımızla ördüğümüz tüm kalkanları indiriveririz.
Peki bu satışı nasıl mı etkiler? Satıcı daha çok satış yapar ve elbette daha çok kazanç elde eder. Biz de ihtiyacımız olmayan ve hatta hiç kullanmayacağımız ürünlerin ücretini ödemek zorunda kalırız. Hangimiz sözde listeler oluşturarak çıktığımız alışverişlerden promosyonlu ya da ikna dayatmalı paketlerle dönmüyoruz ki… “Ben asla ihtiyacım olan bir şeyi almam, hiçbir satıcı beni ikna edemez” diyorsanız sizi tebrik ederim. İkna olmanızı sağlayacak yetenekte bir satıcıyla karşılaşmamış olabileceğinizi düşündüğümü de itiraf etmem gerekir.
Kişisel gelişim kurslarının kariyere etkisi yadsınamaz. Son yıllarda talep fazlalığına paralel olarak diksiyon kursları sayısı bariz olarak artmıştır. Bu kurslarda birey ya da gruplara yönelik programlar uygulanır. Yüz yüze ve online eğitim seçeneği sunulur. Doğru nefes alma çalışmalarıyla başlayıp etkili ve güzel konuşma tekniklerinin deneyimlenerek öğrenilmesi temeline dayanan bu kurslar şüphesiz oldukça faydalıdır.
Diksiyon eğitimi almayı düşünen kişilerin dikkat etmesi gereken husus güvenilir bir eğitim kurumunu tercih etmek olmalıdır. Bu alanda size İstanbul İşletme Enstitüsü bünyesinde verilen diksiyon eğitimini ile doğru ve etkili konuşmanın temelleri eğitimini tavsiye edebilirim.
Şiveye gelince, şive doğduğumuz ve yaşadığımız coğrafyanın bize hediyesidir. Kökleri çocukluğumuza dayandığı için düzeltilmesi uzun ve disiplinli bir çabayı gerektirir. Bu yönüyle diksiyon kurslarının hizmet alanının dışında kalır. Şiveniz sizi ve çevrenizdekileri rahatsız ediyor ise elbette profesyonel yardım almayı düşünebilirsiniz. Ama benim gibi şiveyi sempatik bulan dostlarınızın sayısı fazla ise bir daha düşünün derim. Ben “Ege” ve “Kıbrıs” şivesine bayılırım mesela. Tabi ki tercih sizin…
Düzgün bir diksiyona sahip olmak hayatımızın her alanında bize avantaj sağlayacaktır. Anlamayı ve kendimizi anlatmayı sözcükleri en doğru şekilde kullanarak başarabilirsek ne mutlu bize. Gelin, sesleri duygularımızın notalarıyla besteleyelim! Jest ve mimiklerimizin enstürmanı eşliğinde sunalım. O zaman tüm kapıların açıldığını görebiliriz. Hangi kapılar mı? Aşk, iş, kariyer, güç vb. Özetle neyi istiyorsak onun kapısı.
Hem sadece başarı odaklı düşünmeyelim. Hayatı güzelleştiren bir unsur, sevdiklerimize sunabileceğimiz bir hediye olarak düşünelim. Zeki Müren’in, Yıldız Kenter’in ruhumuzda çiçekler açtıran hitabetini, şiir tadındaki cümlelerini hatırlatmak isterim. Ve tam da bu noktada diksiyonumuzu gözden geçirmeye ne dersiniz? Hatta birlikte küçük notlar alalım mı? Böylece hitabet gücümüzün güçlü zayıf ve geliştirmeye açık yönlerini kendimize raporlamış oluruz. Ne dersiniz?
Diksiyon Nedir?
Seslerin, sözlerin, vurguların, anlam ve heyecan duraklarına uygun olarak söyleme biçimi olan diksiyon geliştirilebilir bir yetenektir.
Diksiyon İş Başarısı İçin Gerekli Midir?
Diksiyon işe alınma sürecinde etkilidir.Kendimizi ifade etmemizi,motivasyonumuzu ve iş başarımızı destekler. Özellikle etkili iletişim gerektiren meslek grupları için etkili diksiyona sahip olmak önemlidir.
Eğitimin Diksiyon ve Şive Üzerine Etkileri Nelerdir?
Diksiyon eğitimi, doğru nefes alma çalışmalarıyla başlayıp, etkili ve güzel konuşma tekniklerinin deneyimlenerek öğrenilmesi temeline dayanır. Eğitim ile diksiyonumuzu geliştirmemiz mümkündür. Şive ise farklı ve disiplinli bir çalışma ve profesyonel destek ile düzeltilebilir.